Güveni Kötüye Kullanma Suçu Failleri İle İlgili

Herkese iyi çalışmalar,
3 sanıklı Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma davasında müvekkil dahil tüm sanıklara mahkumiyet kararı çıkmıştır. Ancak suç tarihinde sanıklardan sadece biri Katılan Şirkette çalışmaktadır. Diğer sanıklar ise katılan ile suç tarihinden önce veya sonra herhangi bir hizmet ilişkisinde bulunmamış, kendilerine katılan tarafından herhangi bir taşınır veya taşınmaz mal teslimi yapılmamıştır. Ben müvekkilin Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçu bakımından fail olamayacağını düşünüyordum ancak Yargıtay, ilk derece mahkemesinin kararını suçun 5 kere işlendiği göz önünde bulundurulmadan hüküm kurduğu gerekçesi ile bozdu. Olayda müvekkilin asli fail olarak ceza alması mümkün müdür?
Tüm meslektaşlara teşekkür ederim.

Sayın Sercan

Benzer bir durumu ben de yaşamaktayım. Müvekkil hakkında güveni kötüye kullanma suçu nedeniyle yargılaması devam eden bir dava bulunmaktadır. İddianamede sevk maddesi 155 iken; mahkeme yargılamanın son safhasına gelindiğinde 155/2 uyarınca hizmet ilişkisi nedeniyle işlem yapacağını belirterek tarafımıza ek süre vermiştir.

Ancak; müvekkil suç yeri olan şirkette sadece bir çalışandır, şirketin yetkilisi değildir. Ayrıca suç konusu malın zilyetliğinin müvekkile devri de söz konusu değildir. Bu hususlar ticaret sicil kayıtlarından da anlaşılmasına rağmen mahkeme neden bu şekilde hareket etmekte açıkçası ben de anlam veremedim.

Açıkçası ben de şirket çalışanı olmayan kişilerin güveni kötüye kullanma suçunda asli fail olamayacağını düşünüyorum. Güveni kötüye kullanma suçunun özgü suç olup olmadığı hususu doktrinde tartışmalı bir husus. Özgü suç olmadığını kabul eden yazarlar, asli fail olunabileceğini de kabul ediyorlar.

Yargıtayın bu konuda ne düşündüğünü bilmiyorum, fakat ben sadece yardım eden ya da azmettiren olarak ceza alabileceklerini düşünüyorum. ( Az önce de cevap yazdım ama görünmedi. Ben de göremiyor olabilirim. İkinci kez görünecekse de kusura bakmayın