Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

vergi dairesinin yapmış olduğu ilanen tebligat

Yanıt
Old 03-07-2009, 09:42   #1
ankavukat

 
Varsayılan vergi dairesinin yapmış olduğu ilanen tebligat

selamlar, forum içinde gerekli aramayı yaptım benzer konular olmasına rağmen, gerekli bilgiye ulaşamadım. sorum şu şekilde:
vergi dairesi, vergi denetim tutanağına istinaden, 23.01.2001 tarihinde şahıs olan müvekkile mükellefiyet tesis etmiş, 30.06.2001 tarihinde mükellefiyeti re'sen terkin etmiş fakat 2001 yılı gelir vergisi ve kadv beyannameleri verilmediği için takdir komisyonunca yapılan tarhiyata istinaden 06.08.2007 yılında ilanen tebligat yoluyla ödeme emirlerini tebliğ etmiş. Müvekkil bu olaydan 2009 yılı haziran ayında bankada bulunan parasına bloke konulması neticesinde haberdar olmuş. itiraz süreleri falan geçtiği için biraz sıkıntılı bir süreç bizi bekliyor.
1-sanırım bizim yapmamız gereken öncelikle bu ilanen yapılan tebligat neticesinde tebliğ edilen ödeme emirlerini iptal ettirmek, bunu asıl davayla beraber isteyebiliyor muyuz?
2-verginin zamanaşımına uğramış olma ihtimali var ama takdir komisyonuna ne zaman sevk edildiğini bilemiyoruz, zamanaşımıyla ilgili herhangi bir süre sıkıntımız olur mu?
3-davadan önce vergi dairesine yazılı başvuruda bulunup zamanaşımı vb. itirazlarımız için dava süresini yeniden başlatma gibi bir imkanımız var mıdır?
4-re'sen mükellefiyet tesis edilmesi ve 6 ay sonra yine re'sen terkin edilmesi konusunda izleyebilceğimiz herhangi farklı bir yol var mıdır?
5-elinde olayımıza benzer yargıtay kararları olan mesletaşımız kararları ekleyebilirse sevinirim.

şimdiden teşekkürler.
Old 03-07-2009, 09:53   #2
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Olayı biraz açabilir misiniz? Yol denetimi sırasında mı durdurulup tutanak tutulmuş. Sonrasında re'sen terkine neden olay nedir? Aracı sattığı için midir?
Old 03-07-2009, 10:14   #3
ankavukat

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Toprak
Olayı biraz açabilir misiniz? Yol denetimi sırasında mı durdurulup tutanak tutulmuş. Sonrasında re'sen terkine neden olay nedir? Aracı sattığı için midir?

ankara'da maltepe pazarı diye bir yer vardır, giyim ve elketronik eşya satışı yapılır açık alanda standlar halinde, sanırım orda yapılan rutin denetimlerden birinde, vergi mükellefi olmadığı tespit edildiği için tutanak tutulup mükellefiyet tespit edilmiş, daha sonra da belirli bir süre beyanname vermediği tespit edildiği için, hem re'sen vergi tahaakkuk ettirilmiş hem de terkin işlemi yapılmış.(vergi mevzuatına hakim değilim pek kusura bakmayın, bir muhasebeciye sorduğumda, çalışmadığı tespit edilirse re'sen terkin yapılır dedi)
bunula birlikte tahakkuk ettirilen vergi ve cezası çok yüksek miktarlarda ve malesef ilanen tebliğden itibaren yasal süreler geçtiği için elimiz kolumuz bağlı gibi düşünüyorum, fakat hukukta çareler tükenmez, akıl akıldan üstündür, buna karşı cidden bir şey yapamıyor muyuz?
Old 03-07-2009, 10:40   #4
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

D A N I Ş T A Y İlgili Kanun/Madde
Onbirinci Daire ------------------
E. No. 1996/4794 213/103
K. No. 1996/1150 213/106
K. Tarihi: 14.3.1996
ÖZETİ: Yükümlü şirket tarafından ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin ileri sürülmesi üzerine yapılan ara kararına vergi dairesi müdürlüğünce verilen cevapta,ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği bildirilmesine ve ilanen tebligatın yapıldığına dair gazete fotokopisi eklenmesine karşın, vergi mahkemesince ilanen tebligat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu araştırılmaksızın, yazılı gerekçeyle ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda yasal isabet görülmediği Hk.
Temyiz İsteminde Bulunan : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
Karşı Taraf : ... İnşaat San. Tic. Ltd. Şti.
Vekili : Av. ...
İstemin Özeti : Katma değer vergisi beyannamelerinin verilmemesi üzerine re'sen takdir yoluyla yükümlü şirket adına salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisinin gecikme faiziyle birlikte tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmiştir. ... Vergi Mahkemesi 9.2.1995 gün ve E:1994/355, K:1995/188 sayılı kararıyla; re'sen takdir yoluyla yapılan cezalı tarhiyata ilişkin ihbarnamelerin şirketin kanuni temsilcisi olmayan ...'a tebliğ edilmesinin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 94. maddesi hükmüne aykırı olduğu, bu durumda usulsüz tebligat nedeniyle kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz
edilemeyeceği cihetle düzenlenen ödeme emrinde yasal isabet görülmediği gerekçesiyle ödeme emri iptal edilmiştir. Vergi dairesi müdürlüğünce, yükümlü şirketin işyeri adresinde işçisine yapılan tebligat usule uygun
olduğundan kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde isabetsizlik bulunmadığı ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı ...'nun Düşüncesi: Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasasının 49. maddesinin 1. fıkrasında belirtilen nedenlerden hiçbirisine uymayıp Vergi Mahkemesince verilen kararın dayandığı hukuki ve yasal nedenler karşısında, anılan kararın bozulmasını gerektirir nitelikte görülmemektedir.
Açıklanan nedenle temyiz isteminin reddi ile vergi mahkemesi kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi ...'nin Düşüncesi : Temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesi 1. fıkrasında sayılan bozma nedenlerine uymadığından, temyiz isteminin reddi ile kararın onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dosyanın incelenmesinden, re'sen takdir yoluyla salınan kaçakçılık cezalı katma değer vergisine ilişkin ihbarnamelerin 16.3.1993 tarihinde ilanen tebliğ edildiği, vergi ve cezaların süresi içinde ödenmemesi üzerine kamu alacağının tahsili amacıyla dava konusu ödeme emrinin
düzenlendiği, vergi mahkemesince ara kararı ile yükümlü şirketten getirilen ücret ve SSK sigorta primleri bordrolarında ...'ın isminin yer almaması nedeniyle yükümlü şirket adına bu kişinin tebligatı almaya yetkili olmadığı, bu haliyle usulsüz tebligat sonucu kesinleşmiş bir kamu alacağının varlığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle ödeme emrinin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır.
İlanen tebliğin usul ve esasları 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 103 ila 106. maddelerinde düzenlenmiş olup, yasanın 103. maddesinde, muhatabın adresinin hiç bilinmemesi, bilinen adresinin yanlış veya değişmiş olması ve bu yüzden gönderilmiş olan mektubun geri gelmesi ve
başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğin yapılmasına imkan bulunmaması ilanen tebliğin yapılmasını gerektiren nedenler arasında sayıldıktan sonra, aynı Kanunun 104 ila 106. maddelerinde ise ilanın şekli, muhteviyatı ve ilanen tebligatın sonuçları düzenlenmiş bulunmaktadır.
Olayda, yükümlü şirket tarafından ihbarnamelerin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğinin ileri sürülmesi üzerine yapılan ara kararına vergi dairesi müdürlüğünce verilen cevapta, ihbarnamelerin ilanen tebliğ edildiği bildirilmesine ve ilanen tebligatın yapıldığına dair gazete fotokopisi eklenmesine karşın, vergi mahkemesince ilanen tebligat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği hususu araştırılmaksızın, yazılı gerekçeyle ödeme emrinin iptali yolunda verilen kararda yasal isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle, ... Vergi Mahkemesinin 9.2.1995 gün ve E:1994/355, K:1996/188 sayılı kararının, yukarda belirtilen hususlar gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 14.3.1996 gününde oybirliği ile karar verildi.
-----------o---------
Old 03-07-2009, 10:43   #5
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

DANIŞTAY KARARI
D A N I Ş T A Y İlgili Kanun/Madde
Onbirinci Daire ------------------
E. No. 1997/271 7201/35
K. No. 1998/834
Karar Tarihi: 5.3.1998
ÖZETİ: Usulüne aykırı yapılan tebligatta muhatabın tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak addolunacağı Hk.
Temyiz İsteminde Bulunan: ...
Vekili : Av.
Karşı Taraf : ... Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti :Ekmek fırını işleten yükümlü adi ortaklığın 1991 yılına ait defter ve belgelerini incelemeye ibraz etmemesi nedeniyle takdir komisyonunca belirlenen matrah üzerinden adına Ocak-Aralık dönemleri için kaçakçılık cezalı katma değer vergisi salınmıştır. ... Vergi Mahkemesinin 17.12.1996 gün ve E:1996/566 K:1996/1900 sayılı kararıyla; dava dilekçesindeki adresin değiştiğini bildirmeyen davacıya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre 22.1.1996 gününde tebliğ edilen dilekçe ret kararı üzerine 30 gün içinde yenileme dilekçesi verilmesi gerekirken, 22.5.1996 gününde kayda geçen dilekçe ile yenilenen davanın süre aşımı nedeniyle incelenme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Yükümlü adi ortaklık tarafından, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat
yapılabilmesi için daha önceden aynı adreste tebligatın yapılmış olması gerektiği, Tebligat Tüzüğünün 46. maddesine göre adresi meçhul olanlara ilanen tebligat yapılacağının belirtildiği ileri sürülerek mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: İstemin reddi gerektiği yolundadır.
Danıştay Savcısı ...'ın Düşüncesi: İleri sürülen bozma nedenleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinin 1 numaralı bendinde öngörülen nedenlerden hiçbirisine girmediğinden, temyiz isteğinin reddi ile hukuka ve usul hükümlerine uygun bulunan, vergi mahkemesi kararının onanması gerekeceği düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi ...'in Düşüncesi: Mahkemece, ilk dava dilekçesinde gösterilen adrese daha önceden yapılmış bir tebligat olmadığından, Tebligat Kanununun 35. maddesine göre yapılan usulsüz tebliğin tarihi esas alınarak yenileme dilekçesinin 30 gün içinde verilmediğinden bahisle davanın süre aşımı yönünden reddedilmesinde isabet
görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle vergi mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince 2577 sayılı Kanunun 17. maddesi uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
7201 sayılı Tebligat Kanununun 35. maddesinde, kendisine veya
adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimsenin, adresini değiştirirse, yenisini tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecbur olduğu, bu takdirde bundan sonraki tebliğlerin bildirilen yeni adrese yapılacağı, adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve yeni adres tebliğ memurunca da tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshasının eski adrese ait binanın kapısına ve diğer nüshasının ise tebliğ yaptıran kazai merciin divanhanesine talik edeceği, eski adresin kapısına talik tarihinin tebliğ tarihi sayılacağı, müteakip tebliğlerin yalnız o kazai merciin divanhanesine talik suretiyle yapılacağı öngörülmüştür. Buna göre, bildirilen adreste muhataba daha önceden yapılmış bir tebligat olmadan, anılan madde hükmünün uygulanabilmesi mümkün değildir. Bu yönüyle söz konusu madde aynı Kanunun 20, 21 ve 28. maddelerinden farklılık arz etmektedir.
Tebligat Kanununun 32. maddesinde ise, usulüne aykırı yapılan tebligatta muhatabın tebliğe muttali olduğunu beyan ettiği tarihin, tebliğ tarihi olarak addolunacağı belirtilmiştir.
Olayda, vergi mahkemesince ilk inceleme aşamasında verilen dilekçe ret kararının dava dilekçesinde gösterilen adrese "alıcının adresini terk etmesi ve yeni adresinin bilinmemesi" nedeniyle tebliğ edilmemesi üzerine Tebligat Kanununun 35. maddesine göre talik suretiyle tebliğ yoluna gidildiği, yenileme dilekçesinin ise bu şekilde yapılan tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde verilmemesi dolayısıyla davanın süre aşımı yönünden reddine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davacının ilk dava dilekçesinde belirttiği adresinde dilekçe ret kararından önce yapılmış bir tebligatın bulunmaması karşısında dilekçe ret kararının Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebliğin usulüne uygun olmadığından, aynı Kanunun 32. maddesi gereğince ıttıla tarihi esas alınarak davanın süresinde yenilendiğinin kabulü gerekirken, işin esasına girilmeden davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle temyiz isteminin kabulüyle, ... Vergi Mahkemesinin 17.12.1996 gün ve E:1996/566, K:1996/1900 sayılı kararının, yukarıda belirtilen hususlar gözönüne alınarak yeniden bir karar verilmek üzere bozulmasına 5.3.1998 gününde oybirliği ile karar
verildi.
Old 03-07-2009, 10:44   #6
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

D A N I Ş T A Y İlgili Kanun/Madde
Dokuzuncu Daire -----------------
E. No. 2004/1270 213/104
K. No. 2005/1186
Karar Tarihi: 4.5.2005

Özeti: Fiilen işin terk edildiğinin vergi dairesine
bildirilmemesi nedeniyle, ödeme emrinin ilanen tebliğ
edilmesinde yasal isabetsizlik bulunmadığı Hk.

Temyiz İsteminde Bulunan: .... Ltd. Şti.
Vekili: Av. ....
Karşı Taraf: .... Vergi Dairesi Müdürlüğü
İstemin Özeti: Yükümlü şirket adına vadesinde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emirlerinin iptali istemiyle açılan davayı; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 58. maddesinde, kendisine ödeme emri tebliğ edilen şahsın, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zaman aşımına uğradığı hakkında 7 gün içinde alacaklı tahsil dairesinin bulunduğu yerde yetkili vergi mahkemesinde dava açabileceğinin kurala bağlandığı, olayda; 1.3.1995 tarihinde iş terk edildiği halde sehven vergi dairesi müdürlüğüne bilgi verilmediği ileri sürülmüş ise de, dava dosyasındaki belgelerden 17.3.1995 tarihli dilekçe ile şube açılacağının 31.3.1997 tarihinde de işyerinin başka bir adrese taşındığının vergi dairesi müdürlüğüne bildirildiği anlaşıldığından yükümlü şirket vekilinin bu iddiasına itibar edilemeyeceği, bu durumda ilgili dönemlerde ticari faaliyeti olduğu sonucuna ulaşılan yükümlü şirketin bilinen adreslerinden ayrılması sonucuna tebligat yapılamaması nedeniyle, salınan vergi ve kesilen cezaların usulüne uygun olarak ilanen tebliğ suretiyle kesinleştiği anlaşıldığından, yükümlü şirket adına kesinleşen kamu alacağının tahsili için düzenlenen ödeme emirlerinde isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle reddeden .... Vergi Mahkemesinin 23.2.2004 tarih ve 2004/198 sayılı kararının; 1.3.1995 tarihinde işin fiilen terk edildiği her ne kadar işyerinin taşındığı ve şube açılacağı bildirilmiş ise de, burada da faaliyette bulunulmadığı bu işyerinin ilgili dönemlerde başka şahıslarca kiralanmış olduğu, işin terkedildiği hususunun sehven vergi dairesi müdürlüğünün bilgisi dışında bırakıldığı, idarenin faaliyetleri bulunduğu ve kazanç elde ettikleri yolunda hiç bir tespiti bulunmadığı ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti: Yasal dayanaktan yoksun olan temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Savcısı ....'nın Düşüncesi: İdare ve vergi mahkemelerince verilen kararların temyizen incelenerek bozulabilmesi için, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49 uncu maddesinin birinci fıkrasında belirtilen nedenlerin bulunması gerekmektedir.
Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, söz konusu maddede yazılı nedenlerden hiçbirisine uymadığından, istemin reddi ile temyiz edilen Mahkeme kararının onanmasının uygun olacağı düşünülmektedir.
Tetkik Hakimi ....'ın Düşüncesi: Olayda vergi ceza ihbarnamelerinin ilan tebliğine ilişkin belgeler ve gazetenin ara kararı ile istenilmesi ve ilanen tebliğin 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 104. maddesine uygun olup olmadığının araştırılması bunun sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden yazılı gerekçe ile davayı reddeden vergi mahkemesi kararının bozulması gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince işin gereği görüşüldü:
Dayandığı hukuki ve kanuni nedenlerle gerekçesi yukarıda açıklanan Vergi Mahkemesi kararı, aynı gerekçe ve nedenlerle Dairemizce de uygun görülmüş olup, temyiz istemine ilişkin dilekçede ileri sürülen iddialar, sözü geçen kararın bozulmasını sağlayacak durumda bulunmadığından, temyiz isteminin reddine ve kararın onanmasına, 22.90 YTL ilam harcının temyiz isteminde bulunandan alınmasına 4.5.2005 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Old 03-07-2009, 10:50   #7
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Kararları inceleyerek ilgili kanun maddelerine ulaşabilirsiniz.
Benim anladığım kadarı ile müvekkilizin bilinen bir adresi olmadığı gerekçesi ile ilanen tebliğ yoluna gidilmiş.
Bence siz yine de tebligatın usulüne uygun olmadığı bu nedenle öğrenme tarihinin dava açılış tarihi olduğu gerekçesi ile 7 gün içerisinde ödeme emrinin ve onun dayanağını oluşturan tüm işlemlerin iptalini talep ederek dava açın.
Bu davada Vergi Usul Kanunu'nun 113 ve 114. maddelerinde düzenlenen zamanaşımı hükümlerine dayanmayı düşündüğünüzü sanıyorum. Bence eğer şartları uyuyor ise Gelir Vergisi Kanunu'nun 9/1. maddesinde yer alan esnaf muaflığı konusunu da tartışmanızda yarar olabilir.
Kolay gelsin.
Old 08-07-2009, 16:56   #8
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Sayın ankavukat,

Sayın Toprak konuyu özetlemiş ama, öncelikle müvekkilinizin ikametgah adresinde bu süreçte değişiklik olup olmadığına bakmalısınız.

İdare müvekkilinize (sabir işyeri bulunmadığından, ikametgahına tebligat çıkartmış da,) tebligat ger mi gelmiş?

İlanen tebligata çıkılabilmesinin koşulları kanunda gösterilmiştir. Bu koşullara uymadan yapılan işlem iptal edilebilir.

Ayrıca Yargıtay değil, Sayın Toprak'ın da alıntıladığı gibi Danıştay Kararlarından araştırabilirsiniz. Çünkü olay olağan borç alacak ilişkisi değil, A
Old 08-07-2009, 16:58   #9
YALÇIN ÖNDER

 
Varsayılan

Pardon yanlışlıkla eksik kaldı, tamamlayayım, izninizle.

Amme alacağıdır. Dolayısıyla vergi mahkemesinde görülecek bir vergi davasıdır. Öte yandan davayı kaybeder iseniz, %10 haksız çıkma zammı da müvekkilinizin borçlarına eklenecektir.
Old 09-07-2009, 10:37   #10
Av. Mehmet Toprak

 
Varsayılan

Yalçın Bey her zamanki gibi tartışmaya son noktayı koymuş ve gözden kaçırdığımı düşündüğüm haksız çıkma zammı hususunu hatırlatma nezaketinde bulunmuş. Ben konuyu uzatmadan daha sonra benzer bir konuyu tartıştığımızda kullanabilmemiz için haksız çıkma zammı ile ilgili açıklayıcı olduğunu düşündüğüm bir muktezaya ait link eklemek isterim.
http://www.ivdb.gov.tr/Mukteza/6183/4269.htm
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ilanen tebligat aysee Meslektaşların Soruları 2 08-05-2009 08:28
nesebin reddi davasında ilanen tebligat? Av. Hatice Demiral Meslektaşların Soruları 3 15-10-2008 15:47
Almanya'da yaşayan Alman Vatandaşına ilanen tebligat av.sinem Meslektaşların Soruları 1 23-05-2008 10:47
çocuk tesliminden kaçınma/ilanen tebligat PINAR000 Meslektaşların Soruları 2 03-09-2007 11:38
bankanın yapmış olduğu hatalı işlem av. burçin Meslektaşların Soruları 1 04-07-2007 00:14


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05088902 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.