Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Bir Tebligat Sorunum Var

Yanıt
Old 14-10-2005, 12:46   #1
cerastium

 
Mutsuz Bir Tebligat Sorunum Var

Sayın meslektaşlarım öncelikle herkese kolaylıklar diliyorum.Son zamanlarda içinden çıkamadığım bir sorunumu belki çözüm önerisi gelir umuduyla sizlerle paylaşmak istedim.Bir İzale-i şüyu davasında davacılar vekili olarak davaları takip etmekteyim.Dava hepimizinde bildiği üzere çok problemsiz çözülebilecek bir dava.Ancak davalılardan birisi yurtdışında ikamet etmekte ve davalının annesinin verdiği yurtdışı adresi doğrultusunda Mahkemece iki defa tebligat çıkarılmasına rağmen adreste yanlışlık olduğu gerekçesi ile tebligat yapılamamakta.Adres araştırmasında da yine o yanlış adres gelmekte.Yani anlaşılacağı üzere bu şahsa tebligat yapılabilse dava neticelenecek.Benim kanaatimce davalılar davayı uzatmak maksadıyla yanlış adres bildirmekteler.Bu konuda neler yapılabilir uzun araştırmalarıma rağmen bir türlü bulamadım.Herhangi bir fikri olan meslektaşımdan destek bekliyorum.(Dava 2003 yılından beri devam ediyor.)Saygılarımla...
Old 25-10-2005, 06:41   #2
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan KATKI

SİYASÎ TEMSİLCİLİK ARACILIĞIYLA YABANCI ÜLKEDEKİ TÜRK VATANDAŞLARINA TEBLİGAT:

Tebligat K. MADDE 25/a - (Ek: 4829 - 19.3.2003 / m.8) Yabancı ülkede kendisine tebliğ yapılacak kimse Türk vatandaşı olduğu takdirde tebliğ o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu aracılığıyla da yapılabilir.

Bu hâlde bildirimi Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu veya bunların görevlendireceği bir memur yapar.

Tebliğin konusu ile hangi merci tarafından çıkarıldığı bilgilerinin yer aldığı ve otuz gün içinde başvurulmadığı takdirde tebliğin yapılmış sayılacağı ihtarını içeren bildirim, muhataba o ülkenin mevzuatının izin verdiği yöntemle gönderilir.

Bildirimin o ülkenin mevzuatına göre muhataba tebliğ edildiği belgelendirildiğinde, tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurulmadığı takdirde tebligat otuzuncu günün bitiminde yapılmış sayılır. Muhatap Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna başvurduğu takdirde tebliğ evrakını almaktan kaçınırsa bu hususta düzenlenecek tutanak tarihinde tebliğ yapılmış sayılır. Evrak bekletilmeksizin merciine iade edilir.
Old 25-10-2005, 11:40   #3
cerastium

 
Varsayılan yanıtınıza teşekkür ederim

sayın meslektaşım yanıtınıza ve gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim.Fakat işaret ettiğiniz konu şahsın yurtdışındaki adreste ikamet ediyor fakat tebligatın yapılamıyor olması halinde geçerli diye düşünüyorum.Bizim durumumuzda yurtdışında bildirilen adrese yapılan tebligat birincisinde adres yetersizliğinden ikincisinde şahsın adreste ikamet etmediğinden geri dönüyor.Sanırım olayı çok detaylandırmadığımdan böyle bir kanıya vardınız.Benim öğrenmek istediğim bu şahsın adresinin yurtdışında herhangi bir yolla tespit edilip edilemeyeceği.Çünkü Türkiyede yapılan adres tespiti neticesinde dosyaya gelen adresin doğruluğu konusunda şüphelerim var.Haricen öğrendiğimize göre davalılar davayı uzatmak amacıyla adres bilgilerinin verilmesini önlüyorlar(ne kadar doğrudur bilemiyorum)Böyle bir durumun varlığı halinde ilgili şahıslar hakkında izlenebilecek yasal bir yol var mıdır bilemiyorum.saygılarımla
Old 26-10-2005, 08:22   #4
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan KATKI (2) KAYYIM

Alıntı:
Yani anlaşılacağı üzere bu şahsa tebligat yapılabilse dava neticelenecek.


“Medeni Kanunun 427/1. maddesi; bir kimsenin uzun süreden beri bulunmaması ve oturduğu yerin de bilinmemesi halinde vesayet makamınca yönetim için kayyım atayacağını hükme bağlamıştır.” (Y. 2. HD., E. 2004/275, K. 2004/996,T. 27.1.2004).
Old 26-10-2005, 11:01   #5
cerastium

 
Varsayılan

sayın meslektaşım kanun metnini ve işaret ettiğiniz yargıtay kararını okudum.Bizim olayımızda Mahkeme adres tespiti yaptırıyor.Yapılan adres tespiti neticesinde davalının annesi şahsın yurtdışındaki adresini veriyor biz tebligatı bu adrese çıkarıyoruz.Ancak adres yetersizliğinden iade geliyor.Bu durumda da"bir kimsenin uzun süreden beri bulunmaması ve oturduğu yerin de bilinmemesi" hali oluşur mu?Yani bu şahıs için kayyım atanmasını talep edebilirmiyim.
Old 26-10-2005, 11:16   #6
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan katkı (3)

Alıntı:
Dava 2003 yılından beri devam ediyor.)


Neden olmasın !?

----
soru:
ilk tebligatın sonucu ?
Old 26-10-2005, 11:22   #7
cerastium

 
Varsayılan

İlk tebligat muhatab belirtilen adreste bulunamadığından iade geldi.Ekinde Başkonsolosluğun yazısı bulunmakta ve burada da bildirilen adres yetersiz olup ilgilinin ikamet adresinin tespitine imkan olmadığından evrakın işlem yapılmadan sunulduğu bildirilmekte
Old 26-10-2005, 14:29   #8
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
1. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/12722
K. 2003/13503
T. 15.12.2003
• TESCİL HARİCİ BIRAKILAN TAŞINMAZ ( Tescil Talebi - Usulsüz Tebligat Nedeniyle Taraf Teşkili Sağlanmadan İşin Esasına Girilemeyeceği )
• TARAF TEŞKİLİ ZORUNLULUĞU ( Mahkemenin Tarafları Dinlemeden İddia ve Savunmalarını Bildirmeleri İçin Usulüne Uygun Olarak Davet Etmeden Hüküm Veremeyeceği - Tescil Harici Bırakılan Taşınmazın Tescili Talebi )
• USULSÜZ TEBLİGAT ( Tebligatın Bilgilendirme Yanında Belgelendirme Özelliği de Olan Bir Usul İşlemi Olması - Adres Araştırmasının Zabıtaya Yaptırılan Bir İncelem İle Sınırlı Tutulması Savunma Hakkının Kısıtlanmasına Yol Açacağı - Çaplı Yere Elatmanın Önlenmesi Davası )
• TEBLİGATTA USUL ( Bilinen En Son Adresine Yapılacağı - Yapılan Soruşturma ile Adres Tesbiti İmkanı Bulanamamışsa İlanen Tebliğin Zorunlu Hale Geleceği - Tescil Harici Bırakılan Taşınmazın Tescili Talebi )
• SAVUNMA HAKKININ KISITLANMASI ( Usulüne Uygun Tebligatın Yapılmaması Savunma Hakkının Kısıtlanmasını Oluşturması - Tescil Harici Bırakılan Taşınmazın Tescili Talebi )
3402/m.18
7201/m.10,21,28
Tebligat Tüzüğü/m.13,46
ÖZET : Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.Savunma hakkı ile sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının zabıtaya yaptırılan bir inceleme ile sınırlı tutulmasının hakkın kısıtlanmasına yol açacağı kuşkusuzdur. O halde, adres araştırmasının geniş bir çerçeve içerisinde ele alınması, soruşturmanın çok yanlı ve özellikle kanuni karine ile tesbit edilen ikametgahta yapılması gerekir. Yapılan soruşturma ile adres tesbiti imkanı bulanamamışsa ilanen tebliğ zorunlu hale gelir.

DAVA : Taraflar arasında görülen davada; Davacı,kadastro tesbiti çalışmalarında tescil harici bırakılan çekişmeli taşınmazların tescili istemi ile davalılarca S Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan davanın anılan mahkemenin 1992/341-1996/434 sayılı karar ile reddedilip kesinleştiğini ileri sürerek 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesine göre hazine adına tescil isteğinde bulunmuştur. Davalılar, beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece,çekişmeli taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu ve 3402 Sayılı Yasanın 18. maddesi şartlarının oluştuğu gerekçesiyle davalılar Ali,Cafer ve Bekir hakkındaki davanın husumet nedeniyle reddine,davalı köy muhtarlığı hakkındaki davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalılar tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla,Tetkik Hakimi raporu okundu.Düşüncesi alındı.Dosya incelendi.Gereği görüşülüp,düşünüldü:

KARAR : Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi,iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılama gününden haberdar edilmesi ile mümkündür. Kişinin, hangi yargı merciinde duruşmasının bulunduğunu, hakkındaki iddia ve isnatların nelerden ibaret olduğunu bilebilmesi, usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir. HUMK'nun 73. maddesi hükmünde çok açık bir şekilde vurgulanan temel kurala göre, mahkeme,tarafları dinlemeden, onları, iddia ve savunmalarını bildirmeleri için usulüne uygun olarak davet etmeden hükmünü veremez. Bu bakımdan davetin ve bunun yazılı şeklinin ( davetiyenin ) davadaki önemi büyüktür. Aslolan tarafların huzurunda yargılamanın yürütülmesi olmakla birlikte, hukuk mahkemelerinde, taraflar yargılamaya katılmasalar bile mutlaka duruşmadan haberdar edilmelidirler. Duruşmaya gelinmese dahi ilgilinin yokluğunda davaya devam edilip karar verilmesine usulün olanak tanıdığı hallerde, açıklanan biçimdeki uyarıyı taşıyan davetiyenin tebliğ edilmesinden ve yasaya uygun biçimde taraf teşkilinin tamamlanmasından sonra işin esasına girilmesi, deliller toplanarak bir sonuca ulaşılması gereklidir.

Değinilen işlemleri nedeniyle tebligat, bilgilendirme yanında, belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Bu nedenle tebliğ ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. Kanun ve Tüzüğün amacı,tebliğin muhatabına ulaşması, konusu ile ilgili olarak kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususun belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, kanun ve tüzük hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur.

Kural olarak tebligat, tebliğ yapılacak kişiye bilinen en son adresinde yapılır. ( Teb.K.M.lO ) Tebliği alacak kişi bu adreste bulunmamışsa, tebliğ memuru bulunabileceği yeri araştırır. Bulamazsa durumu, mahalle, köy muhtarlıklarına doğruluğunu onaylatmak suretiyle tesbit eder. ( Teb.K.m.28 ) Bu husus, tebliği çıkaran kuruluşa bildirilir. İlgili kuruluş, tebligatı alacak kişi memursa veya esnafsa adreslerini mensubu oldukları teşkilatlardan,avukatların adresini Barodan Adalet Bakanlığından askerse askerlik Şubesinden, Savunma Bakanlığından sorarak öğrenmeye çalışır. ( Teb.Tüzüğü M.13 ) Yapılan soruşturmaya rağmen ikametgahı, oturduğu yer veya işyeri bulunamamış ise bu halde kişinin adresinin meçhul olduğu kabul edilerek ( Teb.Tüzüğü M.46 ) ilanen tebliğe karar verilebilir. Ancak, belirtilen soruşturma biçimi sınırlayıcı değildir. Nitekim aynı maddenin ikinci fıkrasında bu durum açıklığa kavuşturulmuş, tebligatı çıkaran merciin lüzum görmesi halinde adres soruşturmasını özel kuruluşlardan, dairelerden de yapması gereği vurgulanmıştır. Belirtilen özel ve resmi kuruluşlar içinde adres tasbitinin yapılabileceği,Nüfus, Tapu İdareleri,Belediye gibi kuruluşlar da vardır.

Savunma hakkı ile sıkı sıkıya ilişkili olan adres araştırmasının zabıtaya yaptırılan bir inceleme ile sınırlı tutulmasının hakkın kısıtlanmasına yol açacağı kuşkusuzdur. O halde, adres araştırmasının geniş bir çerçeve içerisinde ele alınması, soruşturmanın çok yanlı ve özellikle kanuni karine ile tesbit edilen ikametgahta yapılması gerekir. Yapılan soruşturma ile adres tesbiti imkanı bulanamamışsa ilanen tebliğ zorunlu hale gelir.

Somut olayda,davalılar adına Tebligat Yasasının 21. maddesine göre tebligat çıkarılmışsa da adı geçerlerin köyde oturmadıkları,Çakmak Mahallesi,Zümrüt Sokak 17/7 Sincan adresinde ikamet ettikleri tescil dosyası içindeki vekaletname içeriğinden anlaşılmaktadır.Bu durumda davalılara usulüne uygun bir tebligat yapıldığı söylenemez.Öncelikle taraf teşkilinin sağlanması ve ondan sonra işin esasına girilmesi gerekirken,taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulması doğru değildir.

SONUÇ : Davalıların temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü H.U.M.K.'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA,alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine,15.12.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

yarx
Old 29-10-2005, 02:45   #9
umtar

 
Varsayılan

merhaba,
davanın görüldüğü mahkemece, yurtdışındaki davalının adres araştırmasının yabancı adli makamlar aracılığıyla yapılmasına karar verilmesi halinde sonuç alınabilir görüşündeyim.
Old 29-10-2005, 08:49   #10
cerastium

 
Varsayılan

Bu ihtimal üzerinde ben de duruyorum fakat daha önce böyle bir yol izlemediğim için fazla bir bilgim yok.Kanunlarımıza göre böyle bir talep mümkün mü?Yani işleyen prosedür nedir?Bu konuda bilginizi paylaşırsanız sevinirim.
Old 30-10-2005, 01:34   #11
umtar

 
Varsayılan

tabii mümkün. hele davalının bulunduğu yabancı ülke ile ülkemiz arasında adli yardımlaşmaya ilişkin ikili yahut çok taraflı bir uluslararası anlaşma var ise daha da kolay. izlenecek prosedür bu duruma göre belirlenmeli ise de, genel olarak söylemek gerekirse,
davanın görüldüğü mahkeme davalının bulunduğu ülkenin adli makamlarından konuyla ilgili Adalet Bakanlığı genelgeleri çerçevesinde adli yardım talep eder ve sonucunu bekler.
adres tesbit edildiği takdirde yine aynı şekilde yabancı adli makamdan tebligat yapılmasını ister.
Old 03-11-2005, 17:54   #12
av.ademkuvel

 
Olumlu

Yurtdışı Tebligatı düzenleyen Tebligat K. 25/a maddesi gereğince yurtdışında ikamet eden Türk vatandaşına tebligat yapılabilmesi için tebligat evrakı, Cumhuriyet Başsavcılığı, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü kanalıyla ilgilinin ikamet yeri Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğu'na gönderilmektedir. Ancak adres yetersiz veya yanlış ise bu durumda adres tespiti istemek gerekir. Doğal olarak bu durumda gündeme TÜRK MAHKEMELERİ ile YABANCI MAHKEMELER ARASINDA HUKUKİ YARDIM [İSTİNABE] müessesesi gelmektedir. Yabancı ülke yargı mercilerinden adli yardım talebi ile ilgili Türkiye'nin taraf olduğu HUKUKİ ve TİCARİ KONULARDA ADLİ ve GAYRİ ADLİ BELGELERİN YABANCI MEMLEKETLERDE TEBLİGİNE DAİR SÖZLEŞME hükümleri sizler için yol gösterecektir. Aynı şekilde Adalet Bakanlığı da yabancı ülke yargı mercilerinden istenecek adli yardımlar ve bunun prosedürü ilgili olarak her takvim yılı başında bir bildiri yayınlamaktadır. Bu bildiriye ulaşırsanız talebinizi nasıl ve ne şekilde mahkemeye sunmanız konusunda size yardımcı olacaktır. Ör: İlgilinin adres tespiti ile ilgili istinabe(adli yardım) talebi, C.Savcılığı, Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler GM kanalıyla yetkili Alman makamlarına iletilir. Alman makamları da bu talebe ilişkin olarak yapacağı adres tespitini aynı yollarla talepte bulunan mahkemeye bildirir. Tek çözüm yolu da bu gözükmektedir. Yurtdışında yaşayan kişi ile ilgili olarak ilanen tebligat müessesesi öngörülmediğinden bu yolun izlenmesi veya oturduğu yer bellli olmamakla beraber yurtdışında yaşadığı belli olan kişi ile ilgili olarak kayyım tayini mümkün değildir.
Old 03-09-2007, 21:02   #13
Av.G.GÖZE

 
Varsayılan mahkemeden gümrüklere ve havaalanlarına müzekkere yazılmasını talep edin...

şayet benim anladığım bu ise sizin tek amacınız tebligat yapılacak adresin tespiti.. bu konuda mevzuattaki yolları da takip edebilirsiniz ancak bu size zaman kaybettirecektir... Bu konuda en pratik çözüm mahkeme aracılığı ile gümrüklere yazılacak müzekkerededir... şahsın muhtemelen giriş yapacağı havaalanları ile gümrük müdürlüklerinde pasaport kayıtları mevcut olacağından pasaportlarında belirtilen adresleri de muhtemelen ikametgahları olacaktır.... Buradan gelen cevaba istinaden tebligatı gönderebilirsiniz... Umarım yardımcı olabilmişimdir...
Old 03-09-2007, 21:21   #14
Hak Hukuk

 
Varsayılan Yurtdışı ve ilanen Tebligat

Yutdışında yaşadığı bildirilen ve usuli araştırmalara rağmen bulunamayan Türk Vatandaşı kişiye ilanen tebligatın(yurtdışında okunan ulusal bir gazetede) yapılabilmesi lazım.Hatırladığım kadarıyla bazı mahkemeler bu uygulamayı yapmaktadır.Hukuk hayatında çözümsüzlük kabul edilemez.
Old 04-09-2007, 11:19   #15
Av.Hakkı Akkurt

 
Mesaj

Tebligat yapılacak kişinin yurt dışında bir ülkede yaşadığı ama adresi tespit edilemiyorsa,o ülkede yayınlanan ulusal gazete yayınlanmak üzere ilanan tebligat yolunu deneyin.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kabahatler Kanunu ve Anonim Şirketler hakkında spesifik bir sorunum var.. hasankarakas Meslektaşların Soruları 9 21-12-2006 19:24
tebligat av.doanjan Meslektaşların Soruları 5 07-09-2006 17:55
Askerlikte Tebligat esra kayabınar Meslektaşların Soruları 3 05-07-2005 15:44
Tebligat Marmara24 Meslektaşların Soruları 3 09-12-2004 15:42
Tebligat gülgün soyak Hukuk Soruları Arşivi 1 01-03-2002 19:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07093596 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.