Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

tasarrufun iptali davası her zaman kabul edilir mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 04-07-2012, 20:19   #1
denizizm

 
Acil tasarrufun iptali davası her zaman kabul edilir mi?

tasarrufun iptali davalarında araştırdığım kadarı ile taşınmaz devirlerinde düşük bedel ve yakın akrabalık ilişkisini kanıtlamak davanın kabulu için en önemli iki koşul.sormak istediğim taşınmazı alan taraf (olayda akraba) borç içinde olan tarafın taşınmazını gerçek satış ile almış ise bunun ispatlanması ya da mahkemenin bu konuda ikna edilmesi için neler yapılabilir?yani davanın kabul edilmesinde etkili karinelerin çürütülmesi için en etkili yol nedir ?saygılarımla
Old 05-07-2012, 08:30   #2
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alan akraba ise, (3. dereceye kadar) gerçek bir satış olsa bile, gerçek değerle satılsa bile, davanın reddi hani imkansız demeyeceğim ama çok zor...

Yasa bu konuda çok açık...

"Bağışlama sayılır" diyor; karine demiyor... "Sayılır" diyor... Karineden daha kuvvetli bir tanımlama... Karinenin aksi ispatlanabilir. "Sayılır"a karşı ne yapılabilir?

ben de merak ettim sonuç ne olur acaba?
Old 05-07-2012, 08:40   #3
denizizm

 
Varsayılan

teşekkürler yanıtınız için bu tür davalarda alıcı olan akraba (borçlardan heberdar olduğu karine kabul edilip )cezalandırılıyor mu bir nevi ben onu anlamaya çalışıyorum .aslında çünkü dediğiniz gibi gerçek satış dahi olsa dava kabul mü ediliyor ?
Old 05-07-2012, 09:13   #4
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan denizizm
teşekkürler yanıtınız için bu tür davalarda alıcı olan akraba (borçlardan heberdar olduğu karine kabul edilip )cezalandırılıyor mu bir nevi ben onu anlamaya çalışıyorum .aslında çünkü dediğiniz gibi gerçek satış dahi olsa dava kabul mü ediliyor ?

Sayın meslektaşım,

"Cezalandırma" değil ama yasa, "bağışlamaları" iptale tabi kılıyor.

Bağışlama olmayan bazı işlemleri ise "bağışlama sayıyor"




İVAZSIZ TASARRUFLARIN BUTLANI
MADDE 278 - (Değişik: 538 - 18.2.1965 / m.114) Mûtat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflâsın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yahut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.
Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflâstan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1. (Değişik: 3494 - 9.11.1988 / m.53) Karı ve koca ile usul ve füruu, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (Bu derece dahil) hısımlar, evlât edinenle evlâtlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği akitler,
3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri.
Old 05-07-2012, 09:17   #5
av.buğra

 
İnceleme

sn.denizizm. ilgili maddelere göre aksini ispat hakkınız var. ..kolay gelsin...
ZARAR VERME KASTINDAN DOLAYI İPTAL:
Madde 280 - (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/115 md.)
(Değişik fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./66. md.) Malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun, alacaklılarına zarar verme kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumun ve zarar verme kastının, işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde iptal edilebilir. Şu kadar ki, işlemin gerçekleştiği tarihten itibaren beş yıl içinde borçlu aleyhine haciz veya iflas yoluyla takipte bulunulmuş olmalıdır.
(Mülga fıkra: 17/07/2003 - 4949 S.K./103. md.)
(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/55 md.) Üçüncü şahıs, borçlunun karı veya kocası, usul veya füruu ile üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) kan ve sıhri hısımları, evlat edineni veya evlatlığı ise borçlunun birinci fıkrada beyan olunan durumunu bildiği farz olunur. Bunun hilafını üçüncü şahıs, ancak 279 uncu maddenin son fıkrasına göre isbat edebilir.
Ticari işletmenin veya işyerindeki mevcut ticari emtianın tamamını veya mühim bir kısmını devir veya satın alan yahut bir kısmını iktisapla beraber işyerini sonradan işgal eden şahsın, borçlunun alacaklılarını ızrar kasdını bildiği ve borçlunun da bu hallerde ızrar kasdiyle hareket ettiği kabul olunur. Bu karine, ancak iptal davasını açan alacaklıya devir, satış veya terk tarihinden en az üç ay evvel keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğini veya ticari işletmenin bulunduğu yerde görülebilir levhaları asmakla beraber Ticaret Sicili Gazetesiyle; bu mümkün olmadığı takdirde bütün alacaklıların ıttılaını temin edecek şekilde münasip vasıtalarla ilan olunduğunu ispatla çürütülebilir.


İvazsız tasarrufların butlanı:


Madde 278

– (Değişik: 18/2/1965 - 538/114 md.)


Mütat hediyeler müstesna olmak üzere, hacizden veya haczedilecek mal bulunmaması sebebiyle acizden yahut iflasın açılmasından haczin veya aciz vesikası verilmesinin sebebi olan yah
ut masaya kabul olunan alacaklardan en eskisinin tesis edilmiş olduğu tarihe kadar geriye doğru olan müddet içinde yapılan bütün bağışlamalar ve ivazsız tasarruflar batıldır.


Ancak, bu müddet haciz veya aciz yahut iflastan evvelki iki seneyi geçemez.
Aşağıdaki tasarruflar bağışlama gibidir.
1.


(Değişik : 9/11/1988 - 3494/53 md.) Karı ve koca ile usul ve füru, neseben veya sıhren üçüncü dereceye kadar (bu derece dahil) hısımlar, evlat edinenle evlatlık arasında yapılan ivazlı tasarruflar,
2. Akdin yapıldığı sırada, kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği
akitler,
3. Borçlunun kendisine yahut üçüncü bir şahıs menfaatine kaydı hayat şartiyle irat ve intifa hakkı tesis ettiği akitler ve ölünceye kadar bakma akitleri,


Old 10-07-2012, 11:36   #6
av.mass

 
Varsayılan

Sayın meslektaşlarım aynı konuda benimde sorunum var . Ancak daha önce bu tarzda bir işlem yapmadım yardımlarınızı bekliyorum. Olayımız icra takibi yaptığımız borçlu icra talebimizden 2 gün sora evini satıyor , dosya borçlumuz 2 kişi ikiside aynı sitede oturuyor ancak bir borçluya talebimizin ertesi günü tebliğ yapılıyor söz konusu işlemi yapan borçluya ise 10 gün sonra tebliğ yapabiliyoruz. Dosyamız kesinleşti ve haciz işlemi yaptık bizden önce başka bir dosyadan ev haczi yapılmış hatta satışa çıktı ürünler dosya alacağına karşılık ürünler o dosya alacaklısı tarafından alındı . bir gayrimenkül bulundu ancak oda hisseli ve ipotekli durumda . kısacası aslında dosyamızın tahsil imkanı yok borçlunun daha önce satmış olduğu gayrimenkul için tasarrufun iptali düşünüyoruz ancak ıspat konusunda ve aciz vesikası konusunda sıkıntı içerisindeyiz bir öneriniz var mı ?
Old 10-07-2012, 11:42   #7
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.mass
Sayın meslektaşlarım aynı konuda benimde sorunum var . Ancak daha önce bu tarzda bir işlem yapmadım yardımlarınızı bekliyorum. Olayımız icra takibi yaptığımız borçlu icra talebimizden 2 gün sora evini satıyor , dosya borçlumuz 2 kişi ikiside aynı sitede oturuyor ancak bir borçluya talebimizin ertesi günü tebliğ yapılıyor söz konusu işlemi yapan borçluya ise 10 gün sonra tebliğ yapabiliyoruz. Dosyamız kesinleşti ve haciz işlemi yaptık bizden önce başka bir dosyadan ev haczi yapılmış hatta satışa çıktı ürünler dosya alacağına karşılık ürünler o dosya alacaklısı tarafından alındı . bir gayrimenkül bulundu ancak oda hisseli ve ipotekli durumda . kısacası aslında dosyamızın tahsil imkanı yok borçlunun daha önce satmış olduğu gayrimenkul için tasarrufun iptali düşünüyoruz ancak ıspat konusunda ve aciz vesikası konusunda sıkıntı içerisindeyiz bir öneriniz var mı ?

Bahsettiğiniz borç çek borcu mu senet borcu mu banka borcu mu ?
Old 10-07-2012, 11:55   #8
av.mass

 
Varsayılan

Bono borcu olup 10 örnek icra takibi yapılmıştır.
Old 10-07-2012, 12:30   #9
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.mass
Bono borcu olup 10 örnek icra takibi yapılmıştır.

Tasarrufun iptali davalarında,borcun doğum tarihi bononun tanzim tarihidir...

T.C. YARGITAY
15.Hukuk Dairesi
Esas: 2003/587
Karar: 2003/3094
Karar Tarihi: 10.06.2003

TASARRUFUN İPTALİ DAVASI - TAPU KAYDI DÜZELTİLMEDEN HACİZ VE SATIŞ İSTENEBİLMESİ - TANZİM TARİHİNİN BONO TEDAVÜLE ÇIKARTILIRKEN YAZILMASI - MUVAZAA İDDİASINA KARŞI MUVAZAA SAVUNMASI - ZORUNLU DAVA ARKADAŞLIĞI - ACİZ BELGESİ
ÖZET :Kesinleşmiş bir icra takibinin alacaklısı olan davacı, aciz belgesi de sunduğundan; borçlusu ve borçlusu ile doğrudan veya dolaylı olarak hukuksal tasarrufta bulunan ve kötü niyetle iktisapta bulunan şahıslar ve bu kişilerin mirasçıları aleyhine tasarrufun iptali davası açabilir. İptali istenen tasarrufla ilgili şahıslar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır.
Taraf teşkili eksiksiz ve doğru olarak oluşturulan derdest davanın açılışında bir hata yok ise de, yargılamada; davalılardan Şeref ve Saniye davanın dayandığı kesinleşen alacağı oluşturan bononun diğer davalı ( borçlu ) Emrah ile davacı ( alacaklı ) İsmail arasında muvazaalı ( danışıklı ) olarak tanzim edildiğini savunduğunda Mahkemece bu savunmanın araştırılması zorunludur.
Dava konusu tasarrufun iptal edilebilmesi için, üçüncü şahısla hukuksal temel ilişkide bulunan kişi tasarrufun yapıldığı tarihte kural olarak borçlu durumda olmalıdır. Bu durumda davalılar Şeref ve Saniye'nin, icra takibine dayanarak alınan senedin tasarruftan sonra ve tasarrufu iptal ettirmek amacıyla muvazaalı olarak tanzim edildiğine dair savunmaları kanıtlanmış olmaktadır. Tasarrufun iptali davasının bu sebeple reddi gerekir.
(2004 S. K. m. 105/1, 282, 283/1) (6762 S. K. m. 688) (818 S. K. m. 18)
Dava: Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm davacı vekili ile davalılardan Şeref ve Saniye Yılmaz vekilince temyiz edilmiş olmakla Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kerre dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
Karar:1- Dava, İcra ve İflas Yasasının 277 ve devamı maddelerine dayalı tasarrufun iptali istemine ilişkindir. Bu davalarda amaç, tasarrufa konu mal üzerinde alacaklının icra takip konusu yaptığı kesinleşmiş alacağının ödetilmesini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde dava konusu mal üzerinde cebri icra yoluyla hakkını almak yetkisini elde eder ve davanın konusu taşınmaz mal ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki tapu kaydının düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir ( İİK. Madde 283/1 ).
İİK.nun 282. maddesi gereğince, tasarrufun iptali davaları borçlu ve borçlu ile doğrudan yahut dolaylı olarak hukuksal tasarrufta bulunan veya borçlu tarafından kendilerine ödeme yapılan ve bundan başka iktisapta kötüniyetli üçüncü şahıslar ve bunların mirasçıları aleyhine açılır ve bu davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Dava husumeti bakımından açıklanan koşul gerçekleşmiştir.
Somut olayda davacı, Kocaeli, İzmit Ş Çınarlı Köyünde bulunan ve 1. Bölge pafta 20 K3C, Ada 2772 ve ( 4 ) parsel sayılı olarak tapuya kayıtlı taşınmazın 1/2 payını 1.8.1997 tarihinde borçlu davalı Emrah Yılmaz'ın kardeşi Şeref Yılmaz'a ve 19.8.1997 tarihinde de taşınmazın tamamını Şeref'in eşi Saniye Yılmaz'a danışıklı olarak ve alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla kayden sattığını ileri sürerek, taşınmazın temliklerine ilişkin tasarrufun ve Saniye adına olan tapu kaydının iptalini ve borçlu davalı Emrah Yılmaz adına tescilini istemiş, Kocaeli 2. İcra Müdürlüğünün 2000/2999 takip sayılı dosyası üzerinden takibe dayanak alınan 23.6.1997 vadeli, 1.6.1997 keşide tarihli ve borçlusu Emrah Yılmaz lehtarı kendisi olan ( 5.000.000.000 ) TL. bonodan ötürü kesinleşen alacağının olduğunu bildirmiştir. Borçlu Emrah Yılmaz, keşidecisi olduğu bonoya dayalı takibin ödeme emrini, icra takibinin yapıldığı 22.6.2000 tarihinde takibi yürüten icra müdürlüğünde bizzat almış ve itirazda da bulunmaması sonucu hakkındaki takip kesinleşmiştir. Buna göre de, davacının borçlu davalıdan kesinleşmiş bir alacağının olduğu ortaya çıkmaktadır. İİK.nun 277. maddesi gereğince, kesinleşmiş bir icra takibinin alacaklısı olan davacı, aciz belgesi de ( İİK. Madde 105/1 ) sunduğundan bu davayı açabilir.
Ancak davalı Şeref ve Saniye Yılmaz kendileri ile davalı Emrah arasındaki husumet sebebiyle bu davalının taşınmaz paylarını satın aldıklarını ve fakat bu satımdan zarar ettiği düşüncesiyle taşınmazı geri almak istediğini, bu amaçla da davacı İsmail Uzun ile danışıklı olarak bono düzenleyip kendisini borçlandırdığını, gerçekte borçlu olmadığını ve danışıklı borçlandırma işleminin kendilerini bağlayıcı olamayacağını savunmuş olmalarına karşın, mahkemece bu yöndeki savunmanın gerçek olup olmadığı araştırılmamıştır. Oysa, borçlu ile doğrudan ya da dolaylı olarak tasarrufta bulunan üçüncü şahıs, alacaklı ile borçlunun danışıklı olarak borçluyu borçlandırıcı işlem yaptıklarını ve yapılan tasarrufun iptalini bu danışıklı borçlandırıcı işlemle sağlamak ve kendisini zararlandırmak istediklerini savunma yoluyla ileri sürebilir. Çünkü, bunda hukuki yararı vardır.
Dava ile ilgili icra takibine dayanak alınan bono, 1.6.1997 keşide tarihlidir ve bu keşide tarihi ( 100.000 ) TL. tutarlı damga pulunun üzerine atılmıştır. YGHK.nun 23.10.1996 gün, 96/12-555 Esas ve 96/714 Karar sayılı ilamında da vurgulandığı üzere, bonoda tanzim tarihinin gerçek tanzim tarihi olması şart olmayıp, tedavüle çıkarıldığında da yazılabilir ise de, üzerine bononun keşide yani tanzim tarihi yazılan damga pulu, "2000" tarihlidir. 2000 yılına ait damga pulu, 1997 tarihinde tedavülde olamayacağına göre ve icra takibinin de 22.6.2000 tarihinde başlatıldığı da gözetildiğinde, takibe dayanak alınan bononun, 1.6.1997 tarihinde değil, 2000 yılında ve icra takip tarihinde veya öncesinde düzenlenmiş olduğu sonucu ortaya çıkmaktadır. Saptanan durum bu olunca da, bononun 23.6.1997 vade tarihi düzenleme tarihinden önce olmaktadır ve yazılı düzenleme tarihinin bir hükmü bulunmamaktadır.
Davalı Şeref ile yapılan tasarruf, 1.8.1997; Saniye ile yapılan tasarruf ise 19.8.1997 tarihlidir. İcra takibine dayanak alınan bono, yukarıda açıklandığı üzere "2000" yılında düzenlenmiştir. Buna göre de, davacı tarafından varlığı ileri sürülen takip konusu borcun doğumu, dava konusu tasarruflardan sonradır. Tasarrufun yapıldığı tarihte üçüncü şahısla hukuksal temel ilişkide bulunan kişi, kural olarak borçlu durumda olmalıdır ki dava konusu tasarruf iptal edilebilsin. Oysa, vadesinden sonraki tarihte ve 2000 yılında tanzim olunduğu halde, tasarruflardan önce alacak doğmuş gibi düzenleme tarihi olarak 1.6.1997 tarihinin bono üzerine yazılması ve bu sebeple TTK.nun 688. maddesinde öngörülen zorunlu unsurları taşımadığı ve dolayısıyla "bono" sayılmadığı halde, icra takibinin başlatıldığı günü borçlunun ödeme emrini icra müdürlüğünde aldığı ve icra takibine de itirazda bulunmayıp hakkındaki takibi kesinleştirdiği olguları değerlendirildiğinde, davalılar Şeref ve Saniye'nin icra takibine dayanak alınan senedin "tasarrufları iptal ettirmek için tasarruflardan sonra davacı ile borçlu Emrah arasında danışıklı olarak düzenlenmiş olduğu" yönündeki savunmalarının doğru olduğu sonucuna varılmaktadır. Belirtilen bu hususlar gözetilmeden, davanın reddi yerine, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
2 - Kabule göre de; İİK.nun 283/1. maddesi gereğince, tasarrufun konusu taşınmaz mal ise davalı üçüncü şahıs üzerindeki tapu kaydının düzeltilmesine yani iptali ve tesciline gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satılmasının istenebileceği gözetilmeden, mahkemece, tapu kaydının iptali ile borçlu adına tapuya tesciline karar verilmiş olması yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
3- Yukarıda açıklanan bozma nedenlerine göre, davacının temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda ( 1. ve 2. ) bentlerde açıklanan sebeplerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davalılar Şeref ve Saniye Yılmaz yönünden BOZULMASINA, ( 3. ) bentte belirtilen nedenle de davacının temyiz itirazlarının reddine, oybirliği ile karar verildi.
Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Başka öğrenmek isteğiniz şeyler nelerdir ?
Old 10-07-2012, 13:35   #10
av.mass

 
Varsayılan

Muvazayı ıspatta sorun yaşıyoruz . o Yüzden muvaza nedeniyle iptale gidemiyoruz, aciz vesikası da vermiyorlar. İcra müdürü tüm ülkedeki bankalara haciz yazmanız gerekir dedi :/ aynı zamanda tapu olduğu için aciz vesikası alamazsınız diyorlar hiç bir işlem yapamıyoruz .peki alacaklısını zarar uğratmak maksadıyla mevcudunu indirme şikayetinde aynı şartlar var bir çıkış yolu yok anlaşılan . sorular oldukca fazla üstad sor sor bitmez
Old 10-07-2012, 13:54   #11
tiryakim

 
Varsayılan

Tüm ülkedeki bankaya haciz yazmak gerekir diye müdür halt yemiş...Öyle şeymi olur yaaaa...saçmalamış...Bence önce müdürlük işlemini şikayet edin şayet talebiniz açılıp rededilmişsse...Hatta ben bir karar okumuştum sadece bulunduğu yerdeki bankalar yeterli diyordu aciz vesikası için...o kararı bulursam eklerim...Birde tapuya haciz koyduysanız icra müdürlüğüne bir talep açın tapudan takdiyat bilgilerini isteyin...eğer haciz ssırasında çok gerilerdeyseniz aciz halinde olduğu kabul edilmektedir...
Old 10-07-2012, 14:04   #12
tiryakim

 
Varsayılan

Peki devir alan kişiler ile devir eden kişiler arasında bir akrabalık bağı var mı ?
Old 10-07-2012, 14:11   #13
av.mass

 
Varsayılan

Ahh Ahh sayın Tiryakim banka konusunda icranın söylediklerini duyduğumda gözlerim doldu ağlayacaktım neredeyse işkence budur dedim . Tapu konusunda takdiyat istedim geldi . ikici sıradayız ancak biz birinci sırada da olsak dosya borcunu karşılamayacak şekilde, dosya meblağı oldukça fazla üstelik hisseli bir tapu . peki aciz halinde olduğunu icradan talepte mi bulunmam gerekli yoksa iptal davasında bunları belirtmem yeterlimi ?
Old 10-07-2012, 14:16   #14
av.mass

 
Varsayılan

Akrabalık yok , meslektaşlarmış oradan gelen bir arkadaşlık ilişkisi var
Old 10-07-2012, 14:31   #15
av.nesrinzeyneb

 
Varsayılan

merhabalar. bildiğim kadarıyla bu tip durumlarda ispat külfeti sizde ve bankaya yatırılan paranın dekontu, tanık beyanları, satış bedeli, alıcının alma gücü ve alış şekli etkili olabilir. siz eğer bankada satıcıdan alıcıya geçmiş bir dekont kullanabilirseniz hiç olmazsa iyi niyetli üçüncü kişi sıfatıyla ödediğiniz parayı kurtarabilirsiniz diye düşünüyorum. iyi günler
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tasarrufun iptali davası!! qendal21 Meslektaşların Soruları 14 30-06-2018 21:50
Muvazaalı taşınmaz satışı, tapu iptali davası, üçüncü kişinin açacağı tasarrufun iptali davası av.metinmso Meslektaşların Soruları 4 10-10-2010 00:20
izale-i şuyu davası ile alınmış g.menkul için tasarrufun iptali davası johnross Meslektaşların Soruları 2 22-04-2010 11:26
Tasarrufun iptali davası nemesis34 Meslektaşların Soruları 11 12-05-2009 10:10
Tasarrufun iptali davası tolgaaltun Meslektaşların Soruları 2 09-06-2007 10:28


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04485512 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.