Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tapu iptal ve tescil ve Bedel İadesi davasında dava Değeri ne olmalıdır?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2012, 12:34   #1
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan Tapu iptal ve tescil ve Bedel İadesi davasında dava Değeri ne olmalıdır?

Müvekkil tarafından ( Yabancı uyruklu) ; Türkiye'de yatırım amaçlı taşınmaz mal edinimi için bir kişi ile birlikte şirket kuruyorlar. Müvekkil ciddi miktarda para gönderiyor. Taşınmazlar öncelikle Türk ortağı tarafından üzerine alınıyor. Bir kısmını ise şirket üzerine devrediyor. Ancak hala şirkete devri yapılmamış taşınmazlar var. Satın alan ortak aynı zamanda şirket müdürü. Müvekile yazılı belge ile taşınmnazların 1/2 sinin müvekkile ait olduğuna dair yazılı belge de veriyor.
İnançlı temlik hükümlerine göre tapu iptal ve tescil veya bedel iadesi için dava açacağım. Ancak bu arada tapu rayiç değerinden fazla ödeme yapılmış ise fazla ödenen bedelleri de talep edeceğim.
Burada hem tapu iptal ve tescil veya bedel iadesi hemde alacak davası söz konusu olacak )
Kafama takılan şudur ki; Müvekkilin tüm ödediği bedel mi dava değeri olmalı ( şirkete geçen taşınmaz değerleri mahsup edildikten sonra) , yoksa taşınmazlar için tahmini bir bedel mi göstermeliyim. Bu durumda bilirkişi raporuna göre dava değerini ıslah ile artırmak mümkün olur mu? yoksa kısmi dava açılamaz kuralına takılır mıyım....
Old 06-02-2012, 13:10   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Müvekkil tarafından ( Yabancı uyruklu) ; Türkiye'de yatırım amaçlı taşınmaz mal edinimi için bir kişi ile birlikte şirket kuruyorlar. Müvekkil ciddi miktarda para gönderiyor. Taşınmazlar öncelikle Türk ortağı tarafından üzerine alınıyor. Bir kısmını ise şirket üzerine devrediyor. Ancak hala şirkete devri yapılmamış taşınmazlar var. Satın alan ortak aynı zamanda şirket müdürü. Müvekile yazılı belge ile taşınmnazların 1/2 sinin müvekkile ait olduğuna dair yazılı belge de veriyor.
İnançlı temlik hükümlerine göre tapu iptal ve tescil veya bedel iadesi için dava açacağım. Ancak bu arada tapu rayiç değerinden fazla ödeme yapılmış ise fazla ödenen bedelleri de talep edeceğim.
Burada hem tapu iptal ve tescil veya bedel iadesi hemde alacak davası söz konusu olacak )
Kafama takılan şudur ki; Müvekkilin tüm ödediği bedel mi dava değeri olmalı ( şirkete geçen taşınmaz değerleri mahsup edildikten sonra) , yoksa taşınmazlar için tahmini bir bedel mi göstermeliyim. Bu durumda bilirkişi raporuna göre dava değerini ıslah ile artırmak mümkün olur mu? yoksa kısmi dava açılamaz kuralına takılır mıyım....
Sayın GÜLSÜM ÖNAL;

Davayı tahmini bir bedel göstererek açabilirsiniz. Saygılarımla..

bknz: http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=67015
Old 06-02-2012, 13:48   #3
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

İlgili konuyu inceledim. Ama açacağım dava doğrudan tapu iptal ve tescil değil, tescil mümkün değil ise bedel iadesi ve aynı zamanda fazla ödemede var ise alacak davası şeklinde olacak.Karma bir dava olacağı için özellikle alacak kısmı için kısmi dava olabilir mi ?
Old 06-02-2012, 14:38   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GÜLSÜM ÖNAL
İlgili konuyu incelemedim. Ama açacağım dava doğrudan tapu iptal ve tescil değil, tescil mümkün değil ise bedel iadesi ve aynı zamanda fazla ödemede var ise alacak davası şeklinde olacak.Karma bir dava olacağı için özellikle alacak kısmı için kısmi dava olabilir mi ?
Alacaklı olduğunuz miktarın dava açmadan önce tam ve kesin olarak belirlenememesi nedeniyle belirsiz alacak davası açmanızın ve dava sırasında belirlenecek bedel doğrultusunda bakiye alacağın talep edilmesinin mümkün olduğu kanaatindeyim.
Old 06-02-2012, 18:03   #5
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GÜLSÜM ÖNAL
İlgili konuyu incelemedim. Ama açacağım dava doğrudan tapu iptal ve tescil değil, tescil mümkün değil ise bedel iadesi ve aynı zamanda fazla ödemede var ise alacak davası şeklinde olacak.Karma bir dava olacağı için özellikle alacak kısmı için kısmi dava olabilir mi ?

Alacağınızı belgeleyebiliyorsanız(makbuz, dekont vs.), kısmi dava açmanızı önermem. Öte yandan yardımcı olur diye bir karar aktarıyorum(kendi davam için ararken buldum)

Alıntı:
T.C.
YARGITAY
14. HUKUK DAİRESİ
E. 2010/13244
K. 2010/14110
T. 16.12.2010
• İNANÇ SÖZLEŞMESİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI ( Davada İkinci İstek Olarak Yapılan Ödemelerin Tahsilinin Talep Edildiği - Yazılı Delil veya Delil Başlangıcı Olmadığından Tescil Talebinin Reddedileceği/İkinci İsteğin Değerlendirileceği )
• TAPU İPTALİ VE TESCİL ( İnanç Sözleşmesine Dayalı/Davada İkinci Kademe Olarak Ödenen Paraların Tahsilinin Talep Edildiği - Yazılı Delil veya Delil Başlangıcı Olmadığından Tescil Talebinin Reddedileceği/İkinci İsteğin Değerlendirileceği )
• YAZILI DELİL VEYA YAZILI DELİL BAŞLANCICI BULUNMAMASI ( İnanç Sözleşmesine Dayalı Tapu İptal ve Tescil Davasının Reddedileceği )
1086/m. 288, 292
ÖZET : Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise yapılan ödemelerin tahsili isteklerine ilişkindir. İspat aracı olarak kabul edilen yazılı delile veya yazılı delil başlangıcı gibi bir delile dayanılmamıştır. Dolayısıyla mülkiyet aktarımına ilişkin davanın, dinlenen tanık sözleri ve ceza dosyasında toplanan delillere göre kabulü olanaksızdır. Ancak, davada ikinci kademedeki istek olarak davalıya yapılan ödemeler tutarı da talep edildiğinden, bu talebin incelenerek sonuçlandırılması gerekir.

DAVA : Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 12.03.2001 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescil istemi bakımından kabulüne dair verilen 23.06.2009 günlü hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kâğıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

KARAR : Dava, inanç sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, ikinci kademede ise yapılan ödemelerin tahsili isteklerine ilişkindir.

Davalı, taşınmazın kendi parasıyla satın alındığını, davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerin ise aslında bağış olduğunu, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece, davacının tapu iptali ve tescil istemi kabul edilmiştir.

Hükmü, davalı temyiz etmiştir.

1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.

2-Davalının diğer temyiz itirazlarına gelince;

İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere malvarlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç anlaşmasındaki koşullara uygun olarak inanç konusu şeyi kullanmasını, amaç gerçekleştiğinde ise belirlenen şekilde inanana iade etmesini içeren işlemlerdir.

İnançlı bir işlem ile inanan, sahibi olduğu bir mülkiyet veya alacak hakkını inanılana kazandırıcı bir işlemle devretmekte ancak borçlandırıcı bir sözleşme ile de onu bazı yükümlülükler altına sokmaktadır.

İnançlı işlemin taraflarını, inanan ve inanılan oluşturur. Bir hakkı ya da nesneyi, güvendiği bir kişiye inançlı olarak devreden kimseye "inanan" adı verilir. Devredilen hak veya nesneyi, kendisine ait bir hak olarak kendi yararına, doğrudan doğruya ve dolaylı olarak kullanan kişiye de "inanılan" denir, inananın, inanılana inançlı olarak kazandırdığı hak ya da nesne ise "inanç konusu şey" olarak nitelenir, inançlı bir işlemde, kazandırıcı işlemin tarafları ile borç doğuran anlaşmanın tarafları aynıdır.

İnançlı işlemde inanılan, hakkını kullanırken kararlaştırılan koşullara uymayı, amaç gerçekleşince veya süre dolunca hak veya nesneyi tekrar inanana ( veya onun gösterdiği üçüncü kişiye ) devretmeyi yüklenmektedir, inançlı işlem, kazandırmayı yapan kişiye yani inanana belirli şartlar gerçekleşince, kazandırmanın iadesini isteme hakkı sağlayan bir sözleşmedir. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde bunun dava yoluyla hükmen yerine getirilmesi istenebilir.

İnanç sözleşmesi, 05.02.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı uyarınca ancak, yazılı delille kanıtlanabilir. Bu yazılı delil, tarafların getirecekleri ve onların imzalarını taşıyan bir belge olmalıdır.

Açıklanan nitelikte bir yazılı delil bulunmasa da, yanlar arasındaki uyuşmazlığın tümünü kanıtlamaya yeterli sayılmamakla beraber bunun vukuuna delalet edecek karşı tarafın elinden çıkmış ( inanılan tarafından el ile yazılmış fakat imzalanmamış olan bir senet veya mektup, daktilo veya bilgisayarla yazılmış olmakla birlikte inanılanın parafını taşıyan belge, usulüne uygun onanmamış parmak izli veya mühürlü senetler gibi ) yazılı delil başlangıcı niteliğinde bir belge varsa HUMK'nun 292. maddesi uyarınca inanç sözleşmesi "tanık" dahil her türlü delille ispat edilebilir.

Bu ilkeler ışığında somut olaya gelince;

Davada, yukarıda sözü edilen Yargıtay içtihadı Birleştirme Kararı'nda ispat aracı olarak kabul edilen yazılı delile veya yazılı delil başlangıcı gibi bir delile dayanılmamıştır. Dolayısıyla mülkiyet aktarımına ilişkin davanın, dinlenen tanık sözleri ve ceza dosyasında toplanan delillere göre kabulü olanaksızdır. Ancak, davada ikinci kademedeki istek olarak davalıya yapılan ödemeler tutarı 85.000 Alman Markının tahsili de talep edildiğinden, bu talebin incelenerek sonuçlandırılması gerekir.

Kabule göre de; davacı yabancı uyruklu kişi olduğu halde, yabancıların mülk edinmelerine ilişkin 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 35. maddesindeki koşulların gerçekleşip gerçekleşmediği araştırılarak tespit edilmeden, tescil hükmü kurulması doğru değildir.

Karar, açıklanan nedenlerle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalının diğer temyiz itirazlarının reddine, hükmün 2. bentte yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 16.12.2010 tarihinde oybirliği ile karar verildi.


Old 07-02-2012, 10:46   #6
GÜLSÜM ÖNAL

 
Varsayılan

Suat Bey, inanç Sözleşmesinde sorun yok. Elimizde belge de var. Ancak Tapu iptal mümkün değilse bedel iadesi istenecek. Ancak bu arada Tapu değerlerinden fazla yapılmış ödemelerde var. Onları da alacak olarak talep etmek gerekirse bunun dava değeri de net olmadığı için belirsiz alacak- kısmi dava vs. konusunda dava değerinin belirlenmesi açısından sıkıntı yaşamaktayım. Bu yönü ile bilgilerinize ihtiyacım var....
Old 07-02-2012, 17:32   #7
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan GÜLSÜM ÖNAL
Müvekkil tarafından ( Yabancı uyruklu) ; Türkiye'de yatırım amaçlı taşınmaz mal edinimi için bir kişi ile birlikte şirket kuruyorlar. Müvekkil ciddi miktarda para gönderiyor. Taşınmazlar öncelikle Türk ortağı tarafından üzerine alınıyor. Bir kısmını ise şirket üzerine devrediyor. Ancak hala şirkete devri yapılmamış taşınmazlar var. Satın alan ortak aynı zamanda şirket müdürü. Müvekile yazılı belge ile taşınmnazların 1/2 sinin müvekkile ait olduğuna dair yazılı belge de veriyor.
İnançlı temlik hükümlerine göre tapu iptal ve tescil veya bedel iadesi için dava açacağım. Ancak bu arada tapu rayiç değerinden fazla ödeme yapılmış ise fazla ödenen bedelleri de talep edeceğim.
Burada hem tapu iptal ve tescil veya bedel iadesi hemde alacak davası söz konusu olacak )
Kafama takılan şudur ki; Müvekkilin tüm ödediği bedel mi dava değeri olmalı ( şirkete geçen taşınmaz değerleri mahsup edildikten sonra) , yoksa taşınmazlar için tahmini bir bedel mi göstermeliyim. Bu durumda bilirkişi raporuna göre dava değerini ıslah ile artırmak mümkün olur mu? yoksa kısmi dava açılamaz kuralına takılır mıyım....

Anlamak için konuyu sadeleştirmek istiyorum:

1-
Alıntı:
Müvekkil ciddi miktarda para gönderiyor.
Müvekkilin göndermiş olduğu para miktarı bellidir, diye düşünüyorum. O halde talep konusu da bellidir.

2-
Alıntı:
Ancak bu arada tapu rayiç değerinden fazla ödeme yapılmış ise fazla ödenen bedelleri de talep edeceğim

Burayı netleştirmek lazım. "Rayiç değer"den neyi kastediyorsunuz. Taşınmazlar "belediye emlak vergisi" rayici üzerinden satın alındı da, gerçek rayiç bedeli üzerinden talep etme durumu mu var; yoksa müvekkilinize gerçek rayicin üstünde bir bedel söylendi de(kötüniyetle), bu mu talep edilecek? Her iki halde de dava kısmi açılmamalı...Çünkü müvekkil tarafından gönderilen miktar hala bellidir. Dava dilekçesine "Taşınmaz bedelleri+ fazladan gönderilen miktar" denilebilir.

3- Sıkıntı şu durumda sözkonudur. Taşınmazların bir kısmı zaten devredilmiş. Kalan kısmı için dava açılacaksa, bunların rayiç bedelini tespit etmek mümkün değilse,"Tapuda gösterilen bedel+ fazla gönderilen rakam" diyerek kısmi açılabilir.
Old 10-07-2012, 10:57   #8
limpid

 
Varsayılan

benim de konu ile ilgili bir kaç sorum olacak:

müvekkil şirketle inşaat yapıp satan şirket arasında yazılı(noterde olmayan) bir sözleşme ile 2 adet dükkan satın alınıyor. parası sözleşmedeki gibi euronun o günkü tl ederi üzerinden fatura karşılığı ödniyor. teslim süreleri belli. sözleşmede satıcı ile arsa maliki arasında kat karşılığı inş. sözleşmesi gereğince dükkanların alıcıya satış ve teslimi ile devir ve temliki niteliğindeki bir sözleşme. teslim süresinin üzerinden bir hayli geçmiş. tespit yaptırdık dükkanların vadedilen metrekarelerde olmadığı hususları projeye aykırı olduğu vs. belirlendi.
teslimle ilgili şu madde var: satıcının herhangi bir sebep olmaksızın dükkanın teslimini 90 gün geciktirmesi durumunda 5. madde geçerlidir diyor 5. madde ise şöyle: dükkanların alıcıya teslim edilememsi durumunda satıcı geçen beher ay için 6 ay boyunca 30euro/m2 gecikme cezası öder. gecikmenin 6 ayı geçmesi durumunda sözleşme münfesih olur alıcıdan alınmış bedel 6 aylık gecikme süresini takiben 6 ay içinde aynen iade edilir. karşı tarafa teslim ve zararlar için ihtarlar gönderildi onlar da sözleşme münfesih oldu vs. bir şey belirtmediler. bir kaç kere ihtarlar gönderildi. biz sözleşmeyi feshetmeyip aynen ifa ve uğranılan menfi müspet zararları istiyoruz.
davamı şöyle açmayı düşünüyorum.

1. tapunun iptali ile müvekkil adına tescili ile birlikte teslim edilememe sebebiyle cezai şart ve mahrum kalınan kira getirisi ile tapuda adımıza tescil edilememesi nedeniyle şirketin muhasebesel anlamda uğradığı zararlar ile eksik metrekarelerin sözleşmede belirtilen ve ödenen rakam üzerinden hesaplanarak her alacağın doğduğu günden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile tarafımıza iadesine bunun mümkün olmaması durumunda

2- ödenen satım parasının ödendiği günden itibaren ticari temerüt faizi ile tarafımıza iadesi ile sözleşmeye güvenilerek teslim edilememe sebebiyle cezai şart ve mahrum kalınan kira getirisi ile tapuda adımıza tescil edilememesi nedeniyle şirketin muhasebesel anlamda uğradığı zararlar her alacağın doğduğu günden itibaren hesaplanacak ticari temerrüt faizi ile tarafımıza iadesine
3- alacaklarımızın temini adına karar kesinleşinceye kadar satın aldığımız dükkanlar ile diğer zararlarımızın temini adına davalının .... da kayırlı gayrimenkulüne, ... banka hesaplarına ihtiyati tedbir kararı verilmesine

desem olur mu?
Old 10-07-2012, 15:43   #9
NSC

 
Varsayılan Tapuu iptal davasi

Sayin Gülsüm Hanim ,benimde buna benzer bir davam var,dava konusu gayrimenkülün yolsuz tescilinden itibaren elde edilen kira gelirini de mahkme tapau gaygimenkül bedeli nden mahsup edebiir mi yada bu ayri bir alacak davasi midir
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tapu iptal tescil davasında harç outlawyer Meslektaşların Soruları 2 10-07-2012 16:23
Tapu iptal tescil davasında fiili imkansızlık Av. Merve Eşya Hukuku Çalışma Grubu 7 21-12-2010 00:05
Tapu iptal ve tescil davasında davalılar. Kızıltuğ Meslektaşların Soruları 0 16-10-2010 21:49
hisse oranında tapu iptal davasında dava değeri ALAMUT Meslektaşların Soruları 2 25-12-2009 11:27
tapu iptal tescil davasında fiili imkansızlık durumu Av. Merve Meslektaşların Soruları 2 20-08-2008 11:01


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06149006 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.