Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İpotek Veren Rücu Edebilir Mi?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 05-02-2011, 20:30   #1
avfatih

 
Mutsuz İpotek Veren Rücu Edebilir Mi?

Müvekkil bir şirketin kredi borcuna ipotek veren konumundadır. Kredi borcuna 4 tane kefil ve 1 tane ipotek veren(müvekkil) vardır. Kefillerden birisi ihtar üzerine borcu kapatmış, alacağı temlik alarak müvekkilden ödediği bedelin yarısını istemiştir. Müvekkilde evinin kaybetmemek için üzerine düşenin borcun 1/5 i olduğunu düşündüğü halde kefilin ödediği miktarın yarısını kefile ödemiştir. Fazladan ödediğini düşündüğü miktar içinde diğer kefillere icra takibi yapmış ve akabinde itirazın iptali davası açmıştır.

Bilirkişi dosyaya sunduğu raporda müvekkilin ipotek veren konumunda olduğunu ancak asıl borçludan talepte bulunabileceğini kefillerden talepte bulunamayacağını ifade etmiştir.

Bu durumda diğer kefiller sebepsiz zenginleşmiş olmuyor mu? Yanlış mı düşünüyoruz?
Old 05-02-2011, 22:47   #2
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
Onbirinci Hukuk Dairesi
Esas No : 2004/6011
Karar No : 2004/11013
Tarih : 9.11.2004


GENEL KREDİ SÖZLEŞMESİ ( Kredi Borcunu Ödeyen Davacının Aynı Kredi Sözleşmesine Davalılar İle Birlikte kefil Olduğu ve BK.nun 488. Maddesi Hükmüne Göre Talepte Bulunabileceği )
TEMİNAT OLARAK VERİLEN TAŞINMAZ İPOTEĞİ ( ipotek Resmi Senedinde Yer Alan Kefalet Akdi BK.’nun 484. Maddesindeki Koşulları Taşıması Halinde Geçerli Olduğu )
KEFALET SÖZLEŞMESİ ( Kefalet Sözleşmesinin Yazılı Şekilde Yapılması ve kefilin Sorumlu Olacağı Miktarın Gösterilmesinin Yeterli Olduğu )



ÖZET :

1- Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi hükmüne göre, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi yeterlidir. ipotek resmi senedinde yer alan kefalet akdi de, BK.nun 484. maddesindeki koşulları taşıması halinde geçerlidir.

2- Mahkemece, kredi borcunu ödeyen davacının, aynı kredi sözleşmesine davalılar ile birlikte kefil olduğu ve BK.nun 488. maddesi hükmüne göre ancak talepte bulunabileceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın tümü ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.


DAVA :

Taraflar arasında görülen davada İzmir Asliye 5. Ticaret Mahkemesi'nce verilen 08.05.2003 tarih ve 2002/759-2003/333 sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi duruşmalı olarak davalılar vekili tarafından istenmiş olmakla, duruşma için belirlenen 09.11.2004 günde davalılar avukatı Kurtuluş B ve davacı avukatı Fuat A ve davacı asil Hasan T gelip, temyiz dilekçesinin de süresinde verildiği anlaşıldıktan ve duruşmada hazır bulunan taraf avukatı dinlenildikten sonra, duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakılmıştı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi Ayşe Altun tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:


KARAR :

Davacı vekili, müvekkilinin davalılardan Alim'in dava dışı banka ile imzaladığı genel kredi sözleşmesine teminat olarak taşınmazını ipotek ettirdiğini, diğer davalıların da bu sözleşmenin müşterek borçlu, müteselsil kefilleri olduğunu, kredi borcunun davalılar tarafından ödenmemesi üzerine, ipoteğin paraya çevrilmesini engellemek isteyen müvekkilinin bu borcu bankaya ödediğini, tüm bildirimlere rağmen davalıların müvekkillerine olan borcunu ödemediğini ileri sürerek, şimdilik 21.020.000.000 TL.nın ödeme tarihlerinden itibaren faiziyle birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.

Davalı Alim GBve vekili, yanıt vermemiştir.

Diğer davalılar vekili, davacının dava dışı Ç A.Ş.nin imzaladığı 11.06.1997 tarihli genel kredi sözleşmesinde gayrimenkul rehni veren ve borcun müşterek borçlusu olduğunu, müvekkillerinin ise BK.nun 483-503. maddeleri gereğince müteselsil kefil olduklarını, davacının yaptığı ödeme nedeniyle müvekkillerine rücu hakkı bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.

Mahkemece iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, 11.06.1997 tarihli genel kredi sözleşmesinin borçlusunun Ç A.Ş., müteselsil kefillerin de davalılar olduğu, davacının ise adına kayıtlı taşınmazı ipotek ettiği, davacının müteselsil kefil olarak değerlendirilemeyeceği ve ipotek tesis eden 3. şahıs olarak kabul edilmesi gerektiği eski MK.nun 799 ( Yeni MK.nun 884 ) maddesi uyarınca borçtan şahsen sorumlu olmayan rehinli taşınmaz malikinin borçluya ait koşullar içerisinde borcu ödeyerek taşınmazın üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını isteyebileceği ve alacağın, borcu ödeyen taşınmaz malikine geçeceği, davacının da bu kredi için 20.020.000.000 TL. ödediği ve MK.nun 884. maddesi uyarınca kredi alacaklısı olan Y ve K Bankası yerine kaim olarak müteselsil borçlulara rücu edebileceği, davalı müteselsil kefillerinin tümünün kredi borçlusu olan Çimtaş A.Ş.nin hissedarları olup, ortağı oldukları anonim şirketin kredi borcundan ötürü ipotek veren 3. kişi konumundaki davacıya karşı ortağı oldukları şirketin borcundan ötürü ödemeden kısmen de olsa imtina etmelerinin MK.nun 2. maddesi gereğince korunması gereken bir hak olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle, 21.020.000.000 TL.nın dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiştir.

Karar, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.

Davacı Hasan T, dava dışı banka ile davalıların müteselsil kefil olarak imzaladığı kredi sözleşmesinin teminatı olarak maliki olduğu taşınmaz üzerinde banka lehine ipotek tesis etmiş ve kredi sözleşmesi gereğince alacaklı olan bankaya yaptığı ödemelerin davalı kefillerden tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacının asıl borçtan şahsen sorumlu olmayıp, adına kayıtlı taşınmazı ipotek veren 3.şahıs olduğu ve asıl borcu ödemekle MK.nun 799. ( yeni MK.nun 884. )maddesi uyarınca alacağın, borcu ödeyen davacıya geçeceği gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.

Borçlar Kanunu'nun 484. maddesi hükmüne göre, kefalet sözleşmesinin yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesi yeterlidir. ipotek resmi senedinde yer alan kefalet akdi de, BK.nun 484. maddesindeki koşulları taşıması halinde geçerlidir. Dava dosyasına sunulan 11.06.1997 tarihli ipotek akit tablosunda, davacının 55.000.000.000 TL.na kadar bankaya olan borç için taşınmazı üzerine ipotek tesisini kabul etmiştir. ipotek resmi senedinin 2.sayfasında yazılı 2. maddesinde de davacı, " ipotek limiti miktarınca borçtan müşterek ve müteselsil borçlu ve müteselsil kefil olarak sorumlu olduğumu, temerrüdüm halinde işbu ipotek resmi senedinin temerrüde ilişkin şartlarının uygulanacağını kabul ve taahhüt ederim."diye taahhütte bulunmuştur. Tapu memuru huzurunda düzenlenmiş olan ve yukarıda belirtilen hususu da içeren ipotek akit tablosunun davacı tarafından okunarak imza altına alınmış olduğu da belirtilmiştir. Bu nedenle davacı, hem ipotek veren üçüncü kişi, hem de davalılar ile birlikte müteselsil kefil sıfatıyla sorumluluk altına girmiş bulunmaktadır. Nitekim Hukuk Genel Kurulu'nun 28.02.2001 gün ve 2001/19-159, 197 sayılı kararında da bu görüş benimsenmiş bulunmaktadır.

Mahkemece, kredi borcunu ödeyen davacının, aynı kredi sözleşmesine davalılar ile birlikte kefil olduğu ve BK.nun 488. maddesi hükmüne göre ancak talepte bulunabileceği gözetilerek karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın tümü ile kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle davalılar yararına bozulması gerekmiştir.


SONUÇ :

Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın davalılar yararına BOZULMASINA, takdir edilen 375.000.000 TL duruşma vekillik ücretinin davacıdan alınarak davalılar vekiline verilmesine, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 09.11.2004 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Old 09-02-2011, 15:10   #3
harkan

 
Varsayılan

Sn Akpunar, yukarıda eklemiş olduğunuz karar yerleşik uygulama mı acaba? Yargıtay'ın görüş değişikliği söz konusu mu?

Nitekim hem ipotek verip hem kefil olunması durumunda ipotek verenin halefiyetten kaynaklı hakları aynı zamanda kefil olması ile daraltılıyor, bu kişinin halbuki seçimlik hakka ya da yarışan hakka sahip olması hakkaniyete daha uygun düşecektir, ya da asıl borçlunun borcunun kefalete yönelik takiple mi kapatıldığı ya da ipotek takibi sonucu mu kapatıldığına ilişkin bir ayrım daha sağlıklı olabilir gibi geliyor,

görüşlerinizi bekliyorum
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
BağKur yaptığı ödeme için kazaya sebebiyet veren araç sahibine rücu edebilir mi? AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 8 04-01-2012 20:16
İpotek BorÇlusunun Kefİllere RÜcu Hakki Hoca Meslektaşların Soruları 5 10-03-2011 20:36
sigorta rücu edebilir mi? tazminat alınır mı? Av. Hamza Meslektaşların Soruları 9 30-11-2010 13:47
Avaller birbirlerine rücu edebilir mi? Av. Arzu Mercan Meslektaşların Soruları 1 17-09-2010 14:56
İpotek Veren 3.Kişinin Ölümü hukukcu1985 Meslektaşların Soruları 8 02-08-2010 11:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04524899 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.