08-01-2008, 13:39 | #1 |
|
trafik cezalarının iptali,adli-idari yargı ayrımı
2918 sayılı karayolları trafik kanunu her ne kadar kenarda kalmış küçük bir kanun olsa da uygulaması en çok olan kanundur.bir günde yüzlerce trafik cezası yazılmakta ve bu cezalara karşı itiraz edilmektedir. trafik cezalarının iptali için bazen adli yargıya bazen de idari yargıya gidildiğini görmekteyiz.nasıl ki TCK tek bir yargı yolunun (adli yargı) alanındaysa ve bölünmüyorsa, karayolları trafik kanunu da bölünemez. trafik ceza tutanakları devletin kamu gücüne dayanılarak kamu görevlisi tarafından yazılan "idari para cezasıdır". dolayısı ile idari bir işlem söz konusudur. idarenin işlemlerine karşı başvurulması gereken yer idari yargı olup adli yargıda bu tür davaların görülmesi söz konusu değildir.Anayasa Mahkemesinin 8.10.2002 tarih ve E:2001/225, K:2002/88 sayılı kararı ile; “İdarenin hizmetlerini gereği gibi ve ivedilikle görebilmesi için, yaptırım uygulama yetkilerine gereksinimi vardır. İdare bu yetkilerle, kamu düzeni ve güvenliğini, kamu sağlığını, ulusal servetleri zamanında ve gereği gibi koruyabilir. Bu nedenle, idareye geniş ve çeşitli yaptırımlar uygulama yetkisi tanınmıştır. İdari cezalar, idari yaptırımların en önemlilerinden biridir. İdari cezalar arasında yer alan para cezaları da bu amaçla etkin ve yaygın bir biçimde uygulanmaktadır, idaripara cezalarını diğer cezalardan ayıran en belirgin nitelik, idaripara cezalarının idari makamlar tarafından kamu gücü kullanılarak verilmesidir.
Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti’nin demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanırken, Devlet içinde tüm kamusal yaşam ve yönetimin yargı denetimine bağlı olması amaçlanmıştır. Çünkü yargı denetimi hukuk devletinin olmazsa olmaz koşuludur. Anayasa’nın 125. maddesinin birinci fıkrasındaki “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır” kuralıyla amaçlanan etkili bir yargısal denetimdir. Bu kural, idarenin kamu hukuku ya da özel hukuk alanına giren tüm eylem ve işlemlerini kapsamaktadır Tarihsel gelişimine paralel olarak Anayasa’da adli ve idari yargı ayrımına gidilmiş, kimi maddelerinde bu ayrıma ilişkin kurallar yer almıştır. Anayasa’nın 125. maddesinin birinci fıkrasında, “idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır”; 140. maddesinin birinci fıkrasında, “Hakimler ve savcılar adli ve idari yargı hakim ve savcıları olarak görev yaparlar”; 142. maddesinde “mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir”; 155. maddesinin birinci fıkrasında da, Danıştay, idari mahkemelerce verilen ve kanunun başka bir idari yargı merciine bırakmadığı karar ve hükümlerin son inceleme merciidir. Kanunla gösterilen belli davalara da ilk ve son derece mahkemesi olarak bakar” biçimindeki düzenlemeler idari - adli yargı ayrılığının kurumsallaştığının kanıtıdır. Bu düzenlemeler gereği idari uyuşmazlıkların çözümünde idare ve vergi mahkemeleriyle Danıştay yetkili kılınmıştır. Belirtilen nedenlerle kural olarak, idarenin kamu gücü kullandığı ve kamu hukuku alanına giren işlem ve eylemleri idari yargı, özel hukuk alanına giren işlemleri de adli yargı denetimine tabi olacaktır. Anayasa’nın yürütme bölümünde yer alan 125. maddesiyle idarenin her türlü eylem ve işlemlerini yargı denetimine bağlı tutulduktan sonra, maddenin diğer fıkraları da idari yargı sisteminde geçerli olan ilkeleri belirlemektedir. İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlaması, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verme yasağı, yürütmenin durdurulması kararı verilebilmesi için gerekli olan koşullar, yürütmenin durdurulması kararına getirilebilecek sınırlamalar ve idarenin verdiği zararı ödeme yükümlülüğü, ağırlıklı olarak adli yargı sistemi için değil, idari yargı sistemi için geçerli olan temel ilkelerdir. Anayasa’nın belirlemiş olduğu bu kurallar, İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda da yer alan idari yargılama usul ve esaslarının ana kurallarıdır. Anayasa’nın değişik maddelerinde kurumsallaşan ve 125. maddesinde belirtilen idari- adli yargı ayrımına ilişkin düzenlemeler nedeniyle idari yargının görev alanına giren bir uyuşmazlığın çözümünde adli yargının görevlendirilmesi konusunda yasakoyucunun geniş takdir hakkının bulunduğunu söylemek olanaklı değildir, itiraz başvurusuna konu olan idariparacezası, kamu gücünün kullanılmasıyla ilgili ve Kanunda belirtilen kurallara uymayanlara idari bir yaptırımın uygulanması niteliğinde olduğundan, çıkacak uyuşmazlıkların çözümünde de idari yargının yetkili kılınması gerekir. Anayasanın 138/4. maddesinde, Yasama ve yürütme organları ile idare, mahkeme kararlarına uymak zorundadır; bu organlar ve idare mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremez ve bunların yerine getirilmesini geciktiremez; 153. maddesinin son fıkrasında, Anayasa Mahkemesi Kararları Resmi Gazete’de hemen yayımlanır ve yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağlar kuralına yer verilmiştir. yukarda bahsi geçenlere istinaden trafik cezalarınıniptali için başvuru yeri idari yargı olmalıdır. |
09-01-2008, 00:19 | #2 |
|
Sayın Yahya Ünaldı
Anayasa'mıza göre, idari yargının görevi idari işlemlerden doğan çekişmelere bakmaktır. Ceza davaları ise adli yargıda görülür. Trafik cezası her ne kadar idare tarafından veriliyor ise de, bu durum konuyu ceza yargılamasından çıkarıp idari yargıya taşımaya yetmez kanısındayım. Saygılarımla |
09-01-2008, 11:21 | #3 |
|
öncelikle cevabınız için teşekkür ederim ancak aynı konunun hem adli hem idari yargıda görülmesi garip değil mi? örneğin alkol cezasının iptali için hem adli hem idari yargıda dava açılabiliyor ve her ikisi de davaya bakıyor. adli yargıda görülmesi trafik cezalarının iptalini haklı kılarken idari yargıda aynı sonuç çıkmyabiliyor. mesela 2918 sayılı yasanın 116. maddesine istinaden yazılan cezalar adli yargıda "cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olduğu" gerekçesiyle iptal edilirken ,idari yargıda iptal edilmemekte. gördüğm kadarıyla cezaların şahsiliği idari yargı tarafından benimsenmemiş ve adli yargıda görülen cezalar için bu ilkenin getirildiği anlayışı yerleşmiştir. kaldı ki trafik cezalarının hemen hepsi 2.000TLnin alında ve adli yargıda açılınca mahkemenin 2.000TLye kadar olan kararları kesin.dolayısı ile haklı olduğumuz bir konuda bile savunma hakkımız elimizden alınıyor. aynı şey idari yargı için geçerli değil. verilen karara karşı idari yargıda itirz etmemiz mümkün kılınmış.bu konunun açıklığa kavuşması gerektiğini düşünüyorum.trafik cezaları ile ilgili sulh ceza mahkmesi,idare mahkemesi,danıştay ve yargıtay kararları gördüm. bir konunun hepsinin alanına girmesi mümkün olmamalı.
|
10-01-2008, 13:57 | #4 |
|
Bende bir idari para cezası örneği vereyim. 4077 sayılı kanuna dayanılarak verilen idari para cezaları oldukça yüksek (50.000 YTL mesela) .İtiraz idare mahkemesine yapılıyor ve karar kesin .Buyrun size adalet.
|
10-01-2008, 14:55 | #5 |
|
Lütfen dikkat sayın Beyazbulut
Ceza Hükümleri [FONT='Times','serif'] [/font]Madde 25- (Değişik birinci: 6/3/2003-4822/33 md.) 6 ncı maddenin yedinci fıkrası uyarınca, Bakanlıkça belirlenen usul ve esaslara aykırılığı tespit edilen her bir sözleşme için 50.000.000 lira para cezası uygulanır.(1) Bu Kanunda düzenlenen her türlü para cezası, idari niteliktedir. Bu cezalara karşı tebliğ tarihinten itibaren en geç yedi gün içerisinde yetkili idare mahkemesine itiraz edilebilir. İtiraz, idarece verilen cezanın yerine getirilmesini durdurmaz ve zaruret görülmeyen hallerde evrak üzerinde inceleme yapılarak en kısa sürede sonuçlandırılır. İtiraz üzerine idare mahkemesince verilen kararlar kesindir. bahsetmiş olduğunuz tüketicinin korunması yasasındaki meblağ TYL değil. dolyısı ile bahsettiğiniz miktar 50YTL |
11-01-2008, 11:48 | #6 |
|
4077sayılı kanun md.25....
................... 11 inci maddeye aykırı hareket edenler hakkında 5.000.000.000 lira para cezası uygulanır. Aykırılık ülke düzeyinde yayım yapan süreli yayın ile gerçekleşmişse cezanın yirmi katı uygulanır. Bakanlık, ayrıca süreli yayın kuruluşundan kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilânın durdurulmasını ister. Bu isteğe rağmen aykırılığın devamı halinde, reklam ve ilânın durdurma zorunluluğunun doğduğu tarihten itibaren her sayı- gün için 100.000.000.000 lira para cezası uygulanır. Bakanlık, kampanyanın ve kampanyaya ilişkin her türlü reklam ve ilânın durdurulması talebi ile Tüketici Mahkemesine başvurur. Sayın Ünaldı dikkatle incelerseniz Ceza miktarının 50.000 değil 100.000 YTL dahi olabileceğini görebilirsiniz.Saygılar. |
21-01-2008, 22:34 | #7 |
|
bu düzenlemelere karşı bi çözüm olmalı.. hukuk fakültelerinde aldığımız eğitimin tersine işleyen bir düzen var ortada..her dava heryerde açılmamalı. her sorunun bir cevabı olmalı ve bu cevap sadece bir yerden alınmalı diye düşünüyorum.
|
22-01-2008, 03:57 | #8 | ||||||||||||||||||||||||||||||||||||||
|
Saygılarımla |
24-01-2008, 08:38 | #9 |
|
öncelikle teşekkür ederim cevabınız için ancak cezaların iptali ile ilgli savunmaları yazıyorum bazen ama görüyorum ki kanunun neresinden tutsak elimizde kalacak şekilde.. her türlü trafik cezasının iptali mümkün yani..hemde ne olursa olsun, ister kanıt olsun ister fotoğraf olsun ister alkolmetre çıktısı olsun ama hepsinin iptali mümkün.. bu da yapılan işin gereksizliğini ortaya seriyor.. buna bi çözüm olması gerek.. neyse ki anayasa mahkemesi bu konuda bilgi istedi.. sanırım sorun hallolacak.. saygılarımla..
|
25-04-2008, 10:01 | #10 |
|
örneğin alkollü araç kullanmaktan ehliyetinize el koyuldu
bunun için idare mahkemesi görevli ama trafik ihlalinden kaynaklanan bir ceza kesilmişse bunun için sulh ceza mahkemesi yani son açtığım davalar bu şekildeydi geri dönmedi görevsizlikten |
02-05-2008, 15:55 | #11 |
|
tebliğ edilen para cezalarına karşı idari yargıda arkadan kesilen cezaya adli yargıda dava açılacağına ilişkin uyuşmazlık mahkemesi kararı var
|
Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk) | |
|
Benzer Konular | ||||
Konu | Konuyu Başlatan | Forum | Yanıt | Son Mesaj |
karayolları trafik kanunun ile ilgili sorunlar,trafik cezaları ve iptali | YAHYA ÜNALDI | Anayasa ve İdare Hukuku Çalışma Grubu | 4 | 04-08-2008 01:50 |
Belediyelerce veriler idari para cezalarının tahsili | avmeralarslan | Meslektaşların Soruları | 7 | 13-06-2008 09:21 |
İdari Yargı’da çalışan katip ve mübaşirler de adli yargı havuzundan pay alacak. | Armağan Konyalı | Hukuk Haberleri | 0 | 21-11-2007 13:00 |
Adli Yargı mı ? İdari Yargı mı ? Maddi Manevi Tazminat | cesur_yürek | Meslektaşların Soruları | 7 | 14-09-2007 18:17 |
Adli Yargı Idari Yargı Tazminat Davası | mustafaaladag | Meslektaşların Soruları | 6 | 21-04-2007 13:12 |
Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir. |