Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Çocuk İsteyenlere.. :)

Yanıt
Old 12-05-2002, 18:10   #1
Cest la vie

 
Mutlu Çocuk İsteyenlere.. :)

Çocukları çok seviyor, çocuk istiyorsunuz.
Emin misiniz? Tekrar soruyorum; emin misiniz? Karar vermeden önce,çocuklu yaşama kendinizi hazırlamaya ne dersiniz?

1-) Köşe başındaki süpermarkete gidin. Hiçbir şey satın almadan kasaya yönelin ve cebinizdeki bütün parayı kasiyere verin. Daha sonrada yandaki eczaneye gidin kredi kartı ile ilaçlar alın. Akşam saat 17:00 ile 22.00 arasında elinizde yaklaşık 4 kg. ağırlık taşıyarak sürekli ev içinde volta atın. Saat 22.00'de ağırlığı yatağa bırakın. Saati 24.00'e kurun ve yatın uyuyun. Saat tam 24.00'de kalkın.4 kg. ağırlığı tekrar elinize alın ve saat 01.00'e kadar evin içinde dolaşın. Ağırlığı tekrar yatağa koyun. Saatin alarmını 03.00'e kurun. Yatın. Uyuyamayacağınız için tekrar kalkın; bu kez elinizde ağırlık olmadan evin içinde dolanıp durun. Koltukta kendinizden geçin.03.00'te çalan alarm ile fırlayın, 15 dakikalık uykunun sersemliği ile yatağa yönelin, ağırlığı elinize alın. Saat 04.00'e kadar elinizde ağırlık varken karanlıkta dolanın ve bu arada yüksek sesle çocuk şarkıları, ninniler söyleyin. Kendinizden geçerek bir süre daha uyuyun. Böylece toplam uyku miktarınızı 45 dakikaya yükseltin. Kahvaltıyı hazırlayın. Güleryüzlü olun ve bunları 5 yıl boyunca her gece tekrarlayın.

2-) Eve canlı bir ahtapot getirin...5 yıl boyunca düzenli bir biçimde her sabah onu giydirmeye çalışın. Ayrıca ahtapotu bir çuvala, hiçbir kolu dışarda kalmayacak şekilde, en kısa zamanda sokmanın provasını yapın.

3-) Bir kavun alın. Kavunun üstünde bir delik açın. Kavunu uzunca bir iple tavana asıp, sallayın. Kavun sağdan sola sallanırken, bir kaşık sıcak su alın,.sallanan kavunda daha önce açmış olduğunuz deliğe,yere dökmeden sokmağa çalışın.

4-) Ağzınızdan çıkan her cümleyi en az beş kez daha tekrarlayarak konuşmaya alışın. Bunu bir yaşam biçimi haline getirin.

5-) Dışarıya çıkmak için giyinin. Banyonun kapısı önünde tam tamına yarım saat bekleyin. Aşağıya inin. Kapının önünde beş dakika bekleyin. Sonra tekrar eve dönün.Tekrar dışarıya çıkın. Evin önündeki yolda yürümeye başlayın. çok ama çok yavaş yürüyün. Yürürken de yerde gördüğünüz her sigara izmaritini, cikleti, kirli kağıdı,mendili, karıncayı dikkatle ve uzun uzun seyredin. Aniden "yeter artık senden çektiğim" diye avazınız çıktığı kadar bağırın. Eve geri dönün. Her gün böyle yürüyüşler yapın.

6-) Süpermarkete gidin.Yanınıza da orta büyüklükte bir keçi alın: Süpermarkete girince keçiyi serbest bırakın.Daha sonra da keçinin içerde kırıp, tahrip ettiği her şeyin parasını sorgusuz sualsiz peki deyip ödeyin.

7-) Evdeki koltuklara tereyağı bulayın. Perdelere de reçel bulaştırın.

8-) Mutfakta pişmekte olan bir adet balığı çalın ve onu misafir odasında bir yere saklayın. Balığın odada 5 ay kimse tarafından bulunmadan kalmasını sağlayın.

9-)Evdeki yeni sulanmış çiçeklere elinizi sokun ve aldığınız çamurlar ile temiz duvarlar üzerinde figürler yaratın.

Nasılmış, çocuklu yaşama hazır mısınız? Bir daha DÜŞÜNÜN...


.......................................
Annelerimizin kıymetini olaya bu açıdan bakınca belki daha iyi biliriz diye düşündüm! Tüm annelerin bu güzel günü kutlu olsun!
Sevgilerimle
Old 24-10-2007, 13:19   #2
tuval2310

 
Varsayılan

çok güldüm bu mesajı okurken kim yazdıysa bunları ellerine sağlık....
Old 24-10-2007, 16:48   #3
Viyola

 
Varsayılan

İyi ki bu yazıyı okumadan anne olmuşum
Old 24-10-2007, 23:06   #5
Gülümse

 
Varsayılan

Bu yazıyı seneler önce okumuş olsaydım da yine 3 çocuk annesi olmayı hatta özellikle kendi çocuklarımın annesi olmayı seçerdim. Hem de hür iradem ile
Old 24-10-2007, 23:14   #6
Gülümse

 
Varsayılan

Bir gece katılmam gereken bir yemek davetine hazırlanıyordum.. Ne zaman makyaj yapmam gerekse sinirden patlamaya hazır bir bomba haline gelirim. O gece en sevdiğim (işin özü tek rujumun) çocuklarım tarafından ezilip bozulduğunu gördüm. Güç bela fırça yardımı ile makyajımı tamamladıktan sonra çocuklarıma hesap sormak için yanlarına gittim. Çocuklarım beni görünce üçü birden sarıldılar..

4 yaşındaki ortanca oğlum hayran hayran bana baktı.."Annem benim çok güzel olmuşsun"
O zamanlar 7 yaşındaki oğlum ise.. "Tıpkı mankenlere benzemişsin"

o anda rujumuda öfkemi de unuttum
Old 26-10-2007, 19:02   #7
üye18721

 
Varsayılan

Çocuklar küçükken yine bir yönden iyi de büyüyünce söz dinletmekte güçlük çekiyorsunuz.Çok şükür şimdiye kadar oğlumla ilgili çok önemli bir sorun yaşamadım; yaşatmadı diyebilirim, ama YTÜ öğrencisi olan oğlum 2 senedir beni biraz üzüyor.Nedeni de okuldan çok okullarının bünyesinde yer alan Tiyatro koluna ağırlık vermesi,zamanının büyük bölümünü provalarda geçirmesi. Tiyatro koluna girdiğinde çok sevinmiştim.Ben de bir tiyatro sanatçısı olmak isterdim.Ama bu işi okuldan daha çok ciddiye alınca derslerinde gerilemeler oldu.İlkokuldan Üniversiteye girene kadar mezun olduğu okulları; ders kitabının kapağını açmadan(abartmıyorum gerçekten böyle-dersi derste dinliyormuş o yüzden çalışmasına gerek kalmıyormuş) üstün başarılarla bitiren oğlum; artık eskisi kadar başarılı değil.
Geçenlerde espriyle;" beni de tiyatro klübüne alsanıza" dediğimde, ne derse beğenirsiniz;" çok yaşlısın alamayız" dedi. Ben de;"Öyleyse yaşlı kadın rolünde oynarım" dedim. Bir de yarın sergileyecekleri oyunda kabadayı rolünü oynayacağı için son bir kaç aydır evde cehennem azabı yaşıyorum; zira "rolünün hakkını vermek için " naralar atıyor, "ses geliştirme çalışması" yapmak için garip sesler çıkartıyor...Bir şey değil; yeni taşındığımız apartmandaki komşular bir süre sonra bize farklı ve tuhaf gözle bakacaklar."Oğlum bir gün komşular kapımıza gelecek sesini alçalt" diyerek duruma müdahale ediyorum.
Old 26-10-2007, 19:34   #8
üye18721

 
Varsayılan

Çocukların anneler bakımından en zor geçen dönemleri genellikle 0-4 yaş arasıdır. Özellikle bu yaşlar arasında ne kadar özen gösterirseniz gösterin sık sık hastalanırlar,düşerler oralarını buralarını incitirler.Yaramazlıklarıyla evi öyle bir dağıtırlar ki "deli pösteki sayar" gibi dağıttıkları eşyaları toplamakla geçer zamanınızın büyük kısmı.Yine bu yaştaki çocuklara yemek yedirmek de başlı başına bir sorundur. Ev içinde uzun bir kovalamaca oynadıktan sonra yakaladığınız çocuğunuzun ağzına yemek kaşığını sokmak belli bir maharet ister. Dışarı çıkardığınızda hemen yorulurlar eve dönmek için ağlamaya sızlanmaya başlarlar. Ama oyuncak satılan bir mağazaya götürdüğünüzde bu sefer siz ağlamaya sızlanmaya başlarsınız; bir türlü mağazadan çıkmak istemedikleri gibi gözlerine kestirdikleri oyuncakları size zorla aldırmaya yönelik üstün bir ikna" yöntemleri oldukları için evinize kolları dolu ama cüzdanı hafiflemiş olarak dönersiniz! Oğlum henüz 4 yaşındaydı,tvde çizgi film seyrediyordu. Bende bu andan istifade ederek; "nasıl olsa çizgi filmin bitmesine yarım saat var" diye,evime en yakın bakkala gittim.Bir kaç dakika içinde bakkaldan çıkıp eve doğru giderken, çığlık çığlığa ağlayan bir çocuk sesiyle irkildim.Nereden geliyor bu ses diye bakarken bir de ne göreyim; evde uslu uslu oturup tv seyrettiğini zannettiğim çocuğum benim yokluğumu anlayıp korkmuş; 9. kattaki evimizin camından neredeyse yarı beline kadar sarkmış şekilde "Anne!" diye feryat-figan ağlıyor."İçeri gir geliyorum" diye bağırmama rağmen ağlamaktan transa geçmiş bir durumda olduğu için ne beni görüyor ne de duyuyor.Apartmana nasıl girdiğimi ve asansörü bekleyecek zamanım olmadığından 9. kata nasıl büyük bir hızla çıktığımı anlatamam!.Şans işte! elektrikler kesilmiş ve tv seyredemediği için benim yokluğumun farkına varmış olan oğlum o gün bana çok kötü bir gün yaşatmıştı.
Old 27-10-2007, 01:54   #9
Gülümse

 
Varsayılan

Çocuk isteyenlere en güzel yöntem, bir dostlarının çocuğuna gönüllü olarak baksınlar.. Ama bu yöntemin tek tehlikesi birden bire çocuk isteğiniz artabilir ve planladığınızdan daha önce anne veya baba olabilirsiniz
Old 27-10-2007, 12:03   #10
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Makyaj deyince annemin anlata anlata biteremediği bir maceram var.Annemin makyaj masasının üzerinde tüm malzemeler açıkta imiş.Annem makyaj yaparken yatağa sıçrar onu izlermişim.Bir gün küçük halam bize gelmiş,çok yorgun olduğu için de annemlerin odasında uyumuş.Bende 3 yaşında imişim.Halam uykuya daldıktan sonra odaya gizlice girip annemin malzemeleriyle halamı bir üzel süslemişim.göz kapaklarına kırmızı ruj,dudakllarına fondoten,burnuna allık vs.maymuna çevirmişim halamı.Oda uyanmamış aksilik.İşlem tamalanınca salona geçip annemi çeke çeke odaya götürmüşüm.Halam annemin çığlığına uyanmışAynaya baktığında bana hırsla dönmüş,bende " Ne güzel oldun di mi halacığım" demişim.Hepsi gülmeye başlamışlar.Sonra bir daha makyaj malzemelerini annem ortaya çıkarmadı.Hatta hala kullandığı parfümü benden saklar.(çok sıkıyormuşum)
Old 27-10-2007, 19:45   #11
Gülümse

 
Varsayılan

Ah Duygu Kardeş bu anlattığınız hikaye bana büyüğüm mahalle kasabının anlattığı bir olayı hatırlattı.

Annesini uyurken yakalayan afacan annesinin makyaj malzemelerini alıp bir güzel boyuyor.. Annesi uyandığında saatın geç oluduğunu ve daha akşam yemeğinin hazırlığına başlamadığını anlayıp telaşlanıyor. Fırlıyor dışarı. Önce manava ardından bakkala gidip alışveriş yapıyor. Tabi manav ve bakkal şok..

Kimse uyarıda bulunamaya cesaret de edemiyorlar. Ama kadıncağız kasaba girdiğinde aynadaki halini görüp büyük bir çığlık atıyor..

Bütün mahaller uzun bir süre bu konuyu konuşup konuşup güldüler..

Sevgi ile kalın..
Old 27-10-2007, 21:00   #12
suskun_juliette

 
Varsayılan

Annem bizi büyütürken 42 kiloymuşAbim çok yemek yermiş hatta anne karnında başlamış bu alışkanlığıdoğduğunda 4 kiloya yakınmış.Bense yemek yemezmişim,arkamdan çatal kaşıkla annem koşturup duruyormuş,iki farklı karakterde evlat yetiştirmek çok zor belli kiEn sonunda herkes anneme 'bu kız ölür çok yaşamaz' demişler,annem ağlamış ağlamış..Ama abim o kadar yemekten ölmediyse ben azıcık yemek yemekle ölmezdim herhaldeBana bir kaşık daha fazla yedirmeye çalışırken hepsini püskürtürmüşüm suratınaNihayetinde büyüdük,okula başlayınca kimin elinde ne görürsem özenip yemişim,hatta liseye geldiğimde annem 'yeter artık yeme' demeye başlamıştı,çünkü tartıdaki ibre 70'e kayıp duruyorduİşte hiçbir zaman sabrınızı yitirmemeniz gerektiğinin deliliyimEn sonunda normal insan boyutlarına ulaştım,ne ye diyor ne de yeme diyor,oluruna bırakmak en iyisi
Old 27-10-2007, 21:36   #13
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Annelerin makyaj malzemeleri, topuklu ayakkabıları ve dahi parfümleri, neden bir yaşta algıda seçicilikte zirve yapıyor, anlamak mümkün değil Elbet şikayet etmeyeceğim. Bir defasında anneme yakınmak gafletinde bulundum. Aldığım yanıt ikna ediciydi:

"Armut dibine düşer"

Old 28-10-2007, 12:24   #14
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Annem küçükken hiç ayakkabı sıkıntısı çekmemiş benden yana.Zira hala topuklu ayakkabılar üstünde duramayan ben o zamanlarda korkarmışım bacağım kırılacak diyeAma şimdi...Annem şu ayakkabım nerde deyince bendeeee diye bağırıyorum.
Old 30-10-2007, 16:47   #15
Gülümse

 
Varsayılan

Bende nasıl çocuksam yaz aylarınd neredeyse haftada bir ayakkabı eskitirmişim..

Annem ileride ben bu kızı ayakkabıcıya vereceğim dermiş.. Birde yumurtacıya vermeyi düşünmüş çünki yumurtayı çok severmişim..


Not: Ama ben istediğimle evlendim
Old 31-10-2007, 17:45   #16
Gülümse

 
Varsayılan

Geçenlerde oğlumun yarışması vardı.. Engebeli bir alanda 3 mil koşacaktı. Ve en iyi zamanı ise 25 dakika idi. Yarışma liseler arası olup yaklaşık 600'e yakın çocuk katılmıştı..

Yarışma zamanı geldiğinde oğlum homurdanmaya başladı.. Yarışma beklediği gibi 3 mil olmayıp 3 milin üstündeydi.. Ve yarışmayı 444. olarak tamamladı..

444. lüğü bize çok komik gelidi bol bol güldük.. Daha önceden sondan birinci olmuştu bu kadar gülmemiştik..

Çocuğun olması demek işte böyle bir şey başkasına anlamsız gelebilecek şeylere birlikte gülebilme şifresine sahip olmak..
Old 02-11-2007, 12:46   #17
Envanter

 
Varsayılan

Öyle bir yarışmaya katılacak çocuğunuzun olması ne güzel.
Old 02-11-2007, 13:06   #18
Almıla

 
Varsayılan

ben de anlatıyım ozaman. biz beş kız kardeşiz. sondan birinci diye yahut dört numara diye tabir edilen benim sülalede. eve geldiğimde misafir var ise sorusundan tanırım.
-kaç geldi?
yanıt
-dört.
dört olmanın acısını sayıda beşten alırdım. üç ile ben birleşir beşe onun aslen ailemiz üyesi olmadığına ilişkin kurgularımızı bir bir anlatırdık. bir gün beşi yanımıza aldık (sanırım beş beş yaşındaydı) seni babannemin mahallesinde bulduk. kediler küllükte toplanmıştı bir şey ile oynuyordu. garip sesler çıkaran bir şey var orada diye gidip baktığımızda seni gördük. seni oraya atmışlar,anneme gösterdik dayanamadı aldı. o zamandan beri bizdesin yeter artık.sen kimsin senin annen kim? diyince çığlık çığlık ağlayan kardeşimi annem ile babamın yanında bulduk. o kadar inanmış ki yavrucak ailemizin beşi olduğuna ikna etmek için daha çok çaba sarfettim. çocuklar muzur şeyler. ne zaman napcakları belli olmuyor.
Old 02-11-2007, 13:14   #19
Envanter

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Almıla
ben de anlatıyım ozaman. biz beş kız kardeşiz. sondan birinci diye yahut dört numara diye tabir edilen benim sülalede. eve geldiğimde misafir var ise sorusundan tanırım.
-kaç geldi?
yanıt
-dört.
dört olmanın acısını sayıda beşten alırdım. üç ile ben birleşir beşe onun aslen ailemiz üyesi olmadığına ilişkin kurgularımızı bir bir anlatırdık. bir gün beşi yanımıza aldık (sanırım beş beş yaşındaydı) seni babannemin mahallesinde bulduk. kediler küllükte toplanmıştı bir şey ile oynuyordu. garip sesler çıkaran bir şey var orada diye gidip baktığımızda seni gördük. seni oraya atmışlar,anneme gösterdik dayanamadı aldı. o zamandan beri bizdesin yeter artık.sen kimsin senin annen kim? diyince çığlık çığlık ağlayan kardeşimi annem ile babamın yanında bulduk. o kadar inanmış ki yavrucak ailemizin beşi olduğuna ikna etmek için daha çok çaba sarfettim. çocuklar muzur şeyler. ne zaman napcakları belli olmuyor.

Bu yaptığınız eğlenceli olabilir o an için. Ama beş yaşındaki bir çocuk için aitlik güdüsüne indirilmiş en büyük darbedir. İleriki yaşlarında bir takım problemlerle baş etmesi zor hale gelebilir. "çöpten bulduk, dereden bulduk, hastane bulduk" gibi sözler çok sakıncalı. önemle duyurulur.
Old 02-11-2007, 13:43   #20
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Çocukları çok seviyor, çocuk istiyorsunuz.
Emin misiniz? Tekrar soruyorum; emin misiniz?

Eminiz. Şu güzellik herşeye değer: http://www.bensimay.com/1%20Yaşında%.../Simay-972.jpg
Old 02-11-2007, 13:46   #21
Envanter

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Eminiz. Şu güzellik herşeye değer: http://www.bensimay.com/1%20Yaşında%.../Simay-972.jpg

Değmezmi Sayın Aladağ Allah bağışlasın. Darısı başıma inşallah.
Old 02-11-2007, 13:47   #22
Gülümse

 
Varsayılan

Bazen alışveriş merkezlerinde alışveriş sepetlerine oturtulmuş şirin çocuklar ile karşılaşırım ve...

"ay ne şirin bir şey bu annesi siz bunu hangi reyondan aldınız ben de aynısından istiyorum" derim..

Nedense bu tepkim çocukların çok hoşlarına gidip kıkır kırır gülerler..
Old 02-11-2007, 13:50   #23
Envanter

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gulumse
Bazen alışveriş merkezlerinde alışveriş sepetlerine oturtulmuş şirin çocuklar ile karşılaşırım ve...

"ay ne şirin bir şey bu annesi siz bunu hangi reyondan aldınız ben de aynısından istiyorum" derim..

Nedense bu tepkim çocukların çok hoşlarına gidip kıkır kırır gülerler..


Bu cümleyi kendi annesi söylediği zaman çok sakıncalı olabilir. Kendi çocuklarımıza böyle davranmayalım.
Old 02-11-2007, 13:54   #24
Gülümse

 
Varsayılan

Kendi çocuklarıma tek takılma konum şu..

Bir konuda başarılı mı oldular hemen ortaya atlayıp..

"Aaa ben zaten sizi bunun için doğurmuştum" diyorum..

Birlikte yemek yemek için, birlikte sinemaya gitmek, birlikte gülmek, oyun oynamak, dans etmek... Aklınıza ne gelirse..

Arada da yapmak istemedikleri bir olaya katılmalarını sağlamak adına bu kalıbı kullanırım.. Çok güler eğleniriz..
Old 11-08-2008, 12:06   #26
duyurucu1

 
Varsayılan Bu yazıma 30 sene sonra cevap ver.

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Eminiz. Şu güzellik herşeye değer: http://www.bensimay.com/1%20Yaşında%.../Simay-972.jpg

Sevgili Cengiz Aladağ,

Umarım 30 sene sonra da aynı şekilde düşünürsün ve aynı mutlu fotğrafı çektirirsin.

Bu soruma 30 sene sonra cevap ver.

Selam ve sevgiyle kal
Old 11-08-2008, 13:28   #27
halit pamuk

 
Varsayılan

Çocuk hayatın anlamıdır, yaşanma nedenidir.Ve evrenin tüm düzeni bunun üzerine kurulmuştur. İnsanın ölümsüz olmasını sağlayan şeydir. Canlı ölmek zorundadır. Ölmese canlı denmez. Ancak canlının bu zayıf tarafı, dünyaya getirilen çocuk sayesinde telafi edilmiş hatta bir üstünlüğe dönüştürülmüştür.
Old 11-08-2008, 13:39   #28
Uğur Tan

 
Varsayılan

10 gündür çocuklarımdan ayrıyım. İnşaallah yarın kavuşacağım. Onların gürültüsünü, patırtısını, kavgaları gülmelerini, güzelliklerini, sevimliliklerini bitip tükenmek bilmeyen isteklerini, yorgunluk vermelerini ama her şeylerini çok çok çok özledim.
Çocuksuz bir hayat gerçekten zor.
Old 11-08-2008, 14:07   #29
slide

 
Varsayılan

çok çok istiyorum bebekkkkdaha güzel daha çok yaşama sevinci verecek farklı bir aidiyet düşünemiyorum...
Old 11-08-2008, 18:23   #30
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan duyurucu1
Sevgili Cengiz Aladağ,

Umarım 30 sene sonra da aynı şekilde düşünürsün ve aynı mutlu fotğrafı çektirirsin.

Bu soruma 30 sene sonra cevap ver.

Selam ve sevgiyle kal

30 yıl sonra hayatta olursam ve siz nazikçe sorarsanız, neden olmasın, yanıt veririm elbette.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kaçmak İsteyenlere Laos Mektubu Armağan Konyalı Site Lokali 1 07-01-2011 18:04
Çocuk Ve Şiddet !!! Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 49 07-01-2010 00:34
Bir Çocuk ! Sibel Site Lokali 1 06-11-2007 10:59
Çocuk işçiliğinde son on yıl... Merhaba Çocuk Hakları Çalışma Grubu 1 06-11-2006 18:57
Nişanlanma ve Çocuk ahmetsacit Hukuk Soruları Arşivi 4 24-07-2006 16:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08511400 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.