Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

destekten yoksun kalma tazminatı

Yanıt
Old 20-05-2008, 23:27   #1
av.sgenc

 
Varsayılan destekten yoksun kalma tazminatı

30 yaşında geliri orta derecede olan, bedeni gücüyle çalışan, evli 2 çocuğu olan bir baba Trafik kazasında vefat ediyor. Karşı taraf asli , müteveffa tali kusurlu. Bu kişinin mirasçıları adına açılan davada bilirkişi ne kadar miktarda maddi tazminat takdir eder. Bu konuda daha önce böyle bir dava açıp sonuç alan arkadaşlar varsa bilgileri paylaşırlarsa sevinirim.
saygılarımla.
Old 21-05-2008, 08:04   #2
Av.SEVİM ATALAY

 
Varsayılan

Fazlaya ilişkin haklarınızı saklı tutarak poliçe limiti kadar anne ve çocuklar için maddi tazminat isteyin,manevi tazminat ise hakimin takdirine bağlı.Bence çocuklar için onarbin,anne için otuz bin olmak üzere ellibin yeni türk lirası manevi tazminat isteyebilirsiniz.Ölenin yaşı otuz olduğu için tazminat miktarı yüksek olacaktır.
Old 21-05-2008, 11:42   #3
av.sgenc

 
Varsayılan

Çocuklardan biri 6 biri 8 yaşında. Yanlış hatırlamıyorsam belirli yaşın altında olan çocuklara Yargıtay manevi taminat ödenmesini kabul etmiyor. Bu yaşta çocuklar bu üzüntüyü yaşayamaz, bu durumu anlama kapasiteleri daha gelişmemiştir mantığı var galiba...
Old 21-05-2008, 14:10   #4
Av.SEVİM ATALAY

 
Varsayılan

Böyle bir yargıtay kararına hiç rastlamadım.Olması da hukuka ve mantığa aykırı.Bu çocuklar babasız büyümenin acı ve ezikliği içinde büyüyecekler.Manevi tazminat talep edememeleri mümkün değil.Üstelik pek çok dosyamızda üç yaşındaki çocuk lehine bile manevi tazminata hükmedildi ve yargıtayca onandı.
Old 21-05-2008, 14:18   #5
ali ekmekçi

 
Varsayılan

böyle bir yargıtay kararına ben de rastlamadım.Aksine 7 yaşındaki bir çocuğa da manevi tazminata hükmolundu ve Yargıtay onayladı.
Kısmi maddi tazminat açmalıyız.Manevi tazminatı da bence biraz yüksek istemelidir.Zira Mahkemelrin istenene göre belli nisbette indirim eğilimi vardır.Öyleyse yüksek istemelidir en fazla red kadar av.ücreti ödersiniz oysaki kazanımınız daha fazla olacaktır.
Old 22-05-2008, 20:52   #6
mustafaaladag

 
Varsayılan

Üstadım öncelikle dediğiniz şekilde yani küçük yaştaki çocuklar için manevi tazminat hükmedilemez şeklinde yargıtay kararı yok. Hatta babasının ölümünden sonra doğan çocuk için bile manevi tazminat istenir ve mahkeme verir. Benim kısa süre önce onanan bir dosyamda yerel mahkeme ölenin eşine(Karısına) 30.000-YTl her bir çocuğuna da 15.000-YTL manevi tazminata hükmetti. Annesine 15.000-YTL her bir kardeşine ise 2.000-YTL'ye hükmetti. Yargıtay onadı. Ancak sizin olayınızda müteferrik kusur var. Bunu dikkate alın. Öte yandan destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında yargıtay 4. hukuk dairesi çok makul kararlar vermiyor. Düşük miktarlar üzerinde hesaplanması eğiliminde. Bu nedenle ölenin gerçek kazancını mümkün olduğu kadarıyla resmi belgelere dayandırın. Ayrıntılı bilgi ve kararları iletebilirm.
Old 22-05-2008, 21:07   #7
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Vefat edenin eşine Sosyal Güvenlik Kuruluşundam maaş bağlanmışsa,bağlanan gelirin peşin semaye değeri destekten yoksun kalma tazminatından mahsup edilmektedir.
Old 22-05-2008, 21:23   #8
av.sgenc

 
Varsayılan

Müteveffa 30 yaşında. sadece bedeni çalışmasıyla kazanıyor. Bu şekilde çalışarak 2 daire ve de 1 dükkan satın almış. Müteveffa kendi işi olduğu için günde yaklaşık 15 saat çalışıyor. aylık kazancı muhasebecisinde 3.000 YTL olarak görünüyor. Ancak vefatından dolayı yarım kalan işleri oldu.bu işler tamamlansa yaklaşık geliri daha fazla olacaktır. Ama şuanda işlerini yapamıyoruz. Bu hususlarla ilgili elinizde yargıtay kararı varsa paylaşırsanız sevinirim.
Old 22-05-2008, 21:25   #9
av.sgenc

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Ergün Vardar
Vefat edenin eşine Sosyal Güvenlik Kuruluşundam maaş bağlanmışsa,bağlanan gelirin peşin semaye değeri destekten yoksun kalma tazminatından mahsup edilmektedir.

Henüz daha maaş bağlanmadı ancak şartlar olumlu durumda. Yani başvuru durumunda ölüm aylığı bağlanacaktır.
Old 22-05-2008, 22:46   #10
üye14072

 
Varsayılan

maddi tazminat için kısmi davanızı açın
bilirkişi nederse desin olmaz daha fazla olmalı diyebilirsiniz
tabloya benzer bir olayda 200 bin ytl civarı maddi destekten yoksun kalma hesaplandı
tabi vatandaşın düştüğü şöyle bir yanılgı da var.
200 karşı taraftan,
50 ZMMS dan
bir o kadar kaskodan (İMMS) kastedilir (halbuki ikisi farklıdır.


vs

alacağını sanır halbuki toplam bu rakamdır
öte yandın bağlanan maaşın PSD miktarı da düşülür.

kalan miras düşülmeli mi?
bu konu tartışmalı



manevi de kısmi dava olmaz

harç yükünü de değerlendirip 70-80 civarı isteyin

saygılar av. m. emin öztürk
Old 22-05-2008, 23:10   #11
Av.Ergün Vardar

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan isim bulamadım
maddi tazminat için kısmi davanızı açın
bilirkişi nederse desin olmaz daha fazla olmalı diyebilirsiniz

Hesap bilirkişi raporuna karşı haklı gerekçeleriniz yoksa, bilirkişi raporu doğrultusunda maddi tazminat miktarı belirlenmiş olacaktır.
Old 22-05-2008, 23:41   #12
avayhan

 
Varsayılan

Eğer müvekkilinizin aylık geliri 3.000YTL kabul edilerek hesaplama yapılacak olursa, eşine 250.000YTL, büyük çocuğa 47.000YTL, küçük çocuğa 53.000YTL civarında bir rakam çıkar. Bu rakamlardan müvekkilinizin kusur oranına göre indirim yapmalısınız. SSK tarafından bağlanan maaşın peşin sermaye değeri düşülmez, çünkü iş kazası yoktur. Yalnız trafik kazası çalıştığı işyerinin aracında ve çalışırken meydana gelmişse iş kazası olur ve ssk nın bağladığı aylığın peşin sermaye değerleri düşülür.
Old 31-05-2008, 22:14   #13
avfatih

 
Varsayılan

Ayhan bey iş kazası olmadığı zaman ssknın bağladığı maaşın peşin sermaye değerinin zarardan düşülmediği hususunda emin mi siniz? Sebepsiz zenginleşme olmuyor mu? Bildiğiniz içtihat varsa paylaşırsanız sevinirim.
Old 07-06-2008, 12:43   #14
avayhan

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:1989/1308
K:1989/4696
T:23.05.1989

DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası uzarine vapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı manevi tazminat ve cenaze gideri olmak üzere toplam 3.639.781 liranın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacı Hürü K.'ın destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile davacıların fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin hükmün süresi icinde davalılar avukat ile davacı Hürü K. avukatı taraflarından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:

KARAR : 1 - (...)

2 - Dava, trafik kazasından doğan tazminat isteğidir. Davalı Mustafa A.'a ait olup diğer davalının kullandığı araç davacı Hürü K.'ın kocası Ali K.'a çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Adı geçen davacı destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir. Ölü Ali K. Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli aylığı almaktayken 28.12.1987 tarihinde trafik kazası gerçekleşmiş ve 15.1.1988 tarihinden itibaren hak sahibi eşine aylık bağlanmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenmiş bulunan 14.10.1988 günlü raporda sağ eşin hak kazandığı peşin sermaye değerinin 2.858.864 lira olmasına karşılık Sosyal Sigortalar Kurumunca bağlanan aylığın peşin sermaye değerinin 19.201.105 lira bulunması nedeniyle ortada destekten yoksunluk söz konusu olmayacağı belirtilmiş ve mahkemece de bu görüş aynen kabul edilerek maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.

Gerek bilimsel görüslerde, gerek uygulamada oybirliğiyle kabul edilen fikre göre zarar gören, zarar veren olayın sağladığı çıkarları, tazminini istediği zarardan indirmek zorundadır. Zira tazminatın amacı, mal varlığının zarar verici olay meydana gelmeseydi içinde bulunacagı durumun mümkün olacak olcude iade edilmesi, yanı mal varlığındaki eksilmenin giderilmesidir; yoksa mağdurun zenginleşmesini sağlamak değildir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki yararların indirilmesi için elde edilen yararlarla zarar verici olay arasında bir uygun illiyet bağı bulunmalı; özellikle tarafların iradesi ve işin niteliği yararların mahsubuna engel olmamalıdır. Her hangi bir sosyal sigorta kurumunca zarar görene ödeme yapılmasında kural şudur: Eğer ödemede bulunan kurum zarar görenin, zarar verene karşı olan haklarına yaptığı ödemeler ölçüsünde yasa hükmü gereğince halef olmaktaysa, zarar görene çift ödeme yapılması ve dolayısıyla zarar görenin çift ödemede bulunmaması için kurumun yaptığı ödemeler, zarar verenin zarar görene borçlu oldugu tazminattan indirilecektir.

Davaya konu olan olayda davacı Hüru K.'a odemede bulunan kurum, Sosyal Sigortalar Kurumudur. Ölen Ali K. anılan kurumdan emekli iken gerceklesen trafık kazasında ölmüştür ve ölenin eşine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmıştır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda ölen sigortası kolundan yapılan yardımlardan dolayı kuruma rücu hakkı tanıyan bir hükme yer verilmemiştir. Gerçekten bu daldan sigortalının haksahibine aylık bağlamış, sigortalının ölümüne neden olan eylemin uygun ve normal bir sonucu değildir. Böyle bir aylığın bağlanmasının nedeni sigortalının sağlığında belli bir süre prim ödemiş olmasıdır. Bu nedenle bu sigorta dalından sigortalının hak sahiplerine bağlanan yardımlar destekten yoksun kalanların hak kazandıkları tazminattan düşülemez. O halde mahkemece sigortaca bağlanan aylığın davacı Hürü K.'ın hak kazanmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatından indirilmiş olması yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle davacı Hürü K. yararına BOZULMASINA 23.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 07-06-2008, 23:35   #15
bilvekale

 
Varsayılan soru

Alıntı:
Yazan avayhan
T.C.
YARGITAY
4. Hukuk Dairesi

E:1989/1308
K:1989/4696
T:23.05.1989

DAVA : Taraflar arasındaki trafik kazasından doğma tazminat davası uzarine vapılan yargılama sonunda, ilamda yazılı nedenlerden dolayı manevi tazminat ve cenaze gideri olmak üzere toplam 3.639.781 liranın olay tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacı Hürü K.'ın destekten yoksun kalma tazminatı istemi ile davacıların fazlaya dair manevi tazminat istemlerinin reddine ilişkin hükmün süresi icinde davalılar avukat ile davacı Hürü K. avukatı taraflarından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşuldu:

KARAR : 1 - (...)

2 - Dava, trafik kazasından doğan tazminat isteğidir. Davalı Mustafa A.'a ait olup diğer davalının kullandığı araç davacı Hürü K.'ın kocası Ali K.'a çarparak ölümüne sebebiyet vermiştir. Adı geçen davacı destekten yoksun kalma tazminatı istemektedir. Ölü Ali K. Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli aylığı almaktayken 28.12.1987 tarihinde trafik kazası gerçekleşmiş ve 15.1.1988 tarihinden itibaren hak sahibi eşine aylık bağlanmıştır. Bilirkişi tarafından düzenlenmiş bulunan 14.10.1988 günlü raporda sağ eşin hak kazandığı peşin sermaye değerinin 2.858.864 lira olmasına karşılık Sosyal Sigortalar Kurumunca bağlanan aylığın peşin sermaye değerinin 19.201.105 lira bulunması nedeniyle ortada destekten yoksunluk söz konusu olmayacağı belirtilmiş ve mahkemece de bu görüş aynen kabul edilerek maddi tazminat isteğinin reddine karar verilmiştir.

Gerek bilimsel görüslerde, gerek uygulamada oybirliğiyle kabul edilen fikre göre zarar gören, zarar veren olayın sağladığı çıkarları, tazminini istediği zarardan indirmek zorundadır. Zira tazminatın amacı, mal varlığının zarar verici olay meydana gelmeseydi içinde bulunacagı durumun mümkün olacak olcude iade edilmesi, yanı mal varlığındaki eksilmenin giderilmesidir; yoksa mağdurun zenginleşmesini sağlamak değildir. Ancak hemen belirtmek gerekir ki yararların indirilmesi için elde edilen yararlarla zarar verici olay arasında bir uygun illiyet bağı bulunmalı; özellikle tarafların iradesi ve işin niteliği yararların mahsubuna engel olmamalıdır. Her hangi bir sosyal sigorta kurumunca zarar görene ödeme yapılmasında kural şudur: Eğer ödemede bulunan kurum zarar görenin, zarar verene karşı olan haklarına yaptığı ödemeler ölçüsünde yasa hükmü gereğince halef olmaktaysa, zarar görene çift ödeme yapılması ve dolayısıyla zarar görenin çift ödemede bulunmaması için kurumun yaptığı ödemeler, zarar verenin zarar görene borçlu oldugu tazminattan indirilecektir.

Davaya konu olan olayda davacı Hüru K.'a odemede bulunan kurum, Sosyal Sigortalar Kurumudur. Ölen Ali K. anılan kurumdan emekli iken gerceklesen trafık kazasında ölmüştür ve ölenin eşine ölüm sigortası kolundan aylık bağlanmıştır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununda ölen sigortası kolundan yapılan yardımlardan dolayı kuruma rücu hakkı tanıyan bir hükme yer verilmemiştir. Gerçekten bu daldan sigortalının haksahibine aylık bağlamış, sigortalının ölümüne neden olan eylemin uygun ve normal bir sonucu değildir. Böyle bir aylığın bağlanmasının nedeni sigortalının sağlığında belli bir süre prim ödemiş olmasıdır. Bu nedenle bu sigorta dalından sigortalının hak sahiplerine bağlanan yardımlar destekten yoksun kalanların hak kazandıkları tazminattan düşülemez. O halde mahkemece sigortaca bağlanan aylığın davacı Hürü K.'ın hak kazanmış olduğu destekten yoksun kalma tazminatından indirilmiş olması yasaya aykırıdır.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın ikinci bentte gösterilen nedenle davacı Hürü K. yararına BOZULMASINA 23.5.1989 gününde oybirliğiyle karar verildi.

av. bey benim bu karardan anladığım zaten bağlanmış olan bir maaşın eşine ödenmeye devam etmesiyle ilgili,eğer ssk henüz çalışmakta olan bir işçi için,trafik kazasında ölümü nedeniyle ailesine ölüm aylığı bağlarsa bu durumda tazminat miktarından bu maaş için indirim yapılması gerekmiyormu, bu haksız kazanca girmezmi?bu konuylac ilgili yargıtay kararı varsa yollarsanız sevinirim.
Old 07-06-2008, 23:44   #16
bilvekale

 
Varsayılan

ölümle biten trafik kazasının ceza dosyasında müvekkilime 6/8 kusur verildi,destekten yoksun kalma tazminatg davası açtılar, tazminat davasında 2 celse sonra vekalet sundum ve cevaplarımı bildirdim,kusur oranına itirazımı yazmadığım nedenle hakim kusur konusuna hiç girmedi ben beyanda bulunmak istediysemde davacı avukatı ilk itiraz defi ileri sürdü,bilirkişi raporu o orana göre verdi,kusur oranı için ne yapabilirim
Old 08-06-2008, 08:17   #17
avayhan

 
Varsayılan

Önemli olan, ssk'nın rücu edebilip edememesi. Rücu edebiliyorsa ssk düşülebiliyor, değilse düşülemiyor. Yalnız şunu söylemek isterim destekten yoksun kalma tazminatı hususunda Yargıtay son kararlarında biraz daha el değmemiş meselelere el atıp yorumluyor ki bu eski kararlarıyla dahi çelişebiliyor. Bence bu konuda araştırma yapanlar Yargıtay'ın özellikle son kararlarını takip etsinler. İçtihadi birleştirme kararına dahi ters kararı var Yargıtay'ın. Yani Yargıtay fikir değiştiriyor bu konuda. Takip edelim.
Old 12-06-2008, 17:40   #18
avfatih

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

HUKUK GENEL KURULU

E. 2005/4-648

K. 2005/691

T. 30.11.2005

• DESTEKTEN YOKSUN KALANLARA BAĞLANAN DUL VE YETİM AYLIĞI ( Onların Bakım İhtiyaçlarını Giderdiği Ölçüde Zarar Miktarını Azaltacağı - Ölüm Nedeniyle Desteğini Yitirenin Elde Ettiği Çıkarlar Varsa Bunların Zarar Tutarından İndirilmesi Gereği )

• DESTEKTEN YOKSUN KALMA TAZMİNATI ( Desteğin Yitirilmesi Nedeniyle Yoksun Kalınan Zarar Olduğu - Bu Tazminat İle Destekten Yoksun Kalanların Desteğin Ölümünden Önceki Yaşamlarında Sahip Oldukları Sosyal ve Ekonomik Durumlarının Korunması Amaçlandığı )

• MADDİ TAZMİNAT ( Destekten Yoksun Kalma Tazminatı İle Somut Zararın Bir Başka Deyişle Zarar Görenin Malvarlığındaki Eksilmenin Giderilmesi Gerektiğinden Zarar Miktarı Hesaplanması Gereği )

• EMEKLİ MAAŞI ( Almaya Devam Eden Davacıların Desteğin Aldığı Emekli Maaşı Nedeniyle Uğradığı Bir Zararının Bulunmadığı - Onların Bakım İhtiyaçlarını Giderdiği Ölçüde Zarar Miktarını Azaltacağı

• ZARARIN HESAPLANMASI ( Destek Ölmeseydi Bulunacakları Ekonomik ve Sosyal Durum İle Desteğin Ölümünden Sonra Bulundukları Durum Arasındaki Farktan İbaret Olduğu )

818/m.45

ÖZET : Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Bu tazminat ile destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarında sahip oldukları sosyal ve ekonomik durumlarının korunması amaçlanmıştır. Tazminata hükmedebilmek için destekten yoksun kalanın sürekli ve gerçek bir ihtiyacının bulunması gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı ile somut zararın, bir başka deyişle, zarar görenin malvarlığındaki eksilmenin giderilmesi gerektiğinden zarar miktarı hesaplanmalıdır. Bunun için öncelikle, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların zarar tutarından indirilmesi gerekir. Bu şekilde gerçek zarar belirlenmelidir. Destekten yoksun kalanlara bağlanan dul ve yetim aylığı, onların bakım ihtiyaçlarını giderdiği ölçüde zarar miktarını azaltır.
Davacıların zararı, destek ölmeseydi bulunacakları ekonomik ve sosyal durum ile desteğin ölümünden sonra bulundukları durum arasındaki farktan ibarettir. Davacılara desteğin ölmesi nedeniyle emekli maaşı bağlandığından, maaşı almaya devam eden davacıların desteğin aldığı emekli maaşı nedeniyle uğradığı bir zarar bulunmamaktadır. Ancak, davacıların, desteğin ölümünden önce özel sektörde çalıştığı yolundaki iddialarının mahkemece araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
DAVA : Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Onaltıncı Asliye Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.12.2003 gün ve 2003/430 E. 1089 K. sayılı kararın incelenmesi davalılardan Adil vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay Dördüncü Hukuk Dairesinin 07.10.2004 gün ve 2004/3001-11138 sayılı ilamı ile;
( ... 1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;
Dava, trafik kazasından kaynaklanan, desteğin ölümü nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, istem kısmen kabul edilmiş, karar, davalılardan Adil tarafından temyiz edilmiştir.
Hükme esas alınan bilirkişi raporunda destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanırken ölenin emekli maaşı esas alınarak hesap yapılmıştır. Oysa, ölenin emekli maaşı davacılara kalmış, Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünce dul ve yetim maaşı olarak bağlanmıştır. Bu bağlamda, davacıların ölenin emekli maaşından dolayı zararları bulunmamaktadır. Davacıların zararını ölenin emekli maaşı dışındaki ek geliri oluşturmaktadır. Şu durumda, ölenin olay tarihinde ne iş yaptığı ve kazancının ne olduğu belirlenmeli, belirlenemediği takdirde asgariücret üzerinden hesap yapılmalıdır.
Anılan yön gözetilmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir... )
Gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : A- DAVA KONUSU: Dava, maddi-manevi tazminat ve destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
B- DAVACININ İSTEMİNİN ÖZETİ : Davacılar vekili, davalılardan Adil'in diğer davalı şirkete ait taşıtı kullanırken davacıların murisi Hasan Hüseyin'in ölümüne sebep olduğunu, Hasan Hüseyin'in üniversite öğretim üyeliğinden emekli olup özel sektörde çalışmaya devam ettiğini, ölümü üzerine davacılardan Sevin, İpek ve Güzin'e emekli aylığı bağlandığını ileri sürerek eşi Sevin, kızları İpek ve Güzin için destekten yoksunluk tazminatına Sevin, İpek, Güzin ile Tülin Hatice için, ölüm nedeniyle yapılan masraflara karşılık maddi tazminata ve manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
C- DAVALININ CEVABININ ÖZETİ : Davalılardan Adil vekili, müvekkilinin kusurlu olmadığını, bu nedenle tazminat ile sorumlu tutulamayacağını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalılardan sigorta şirketi vekili, manevi tazminatın ve cenaze masrafı dışındaki masrafların teminat dışı olduğunu, sigortanın temerrüde düşürülmediğini, gerçek zararın bilirkişiler tarafından saptanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Ç- YEREL MAHKEME KARARININ ÖZETİ : Yerel mahkemece, destekten yoksun kalma tazminatına esas alınacak gelir ve zararın hesabına ilişkin murisin emekli maaşı düşülmeyerek hazırlanan bilirkişi raporuna atıfta bulunularak davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
D- TEMYİZ EVRESİ, BOZMA VE DİRENME : Mahkemece verilen hüküm, davalılardan Adil vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenlerle bozulmuş, yerel mahkemece ölenin emekli maaşı nazara alınarak destek gelirlerinin hesaplanması ve davacıların destek tazminatı zararları hesaplanırken de Emekli Sandığı'nca bağlanan maaşların düşülmemesi gerektiği belirtilerek direnme kararı verilmiştir.
E- UYUŞMAZLIK : Özel Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, tazminat miktarına esas olacak gelir ve zarar hesabında emekli maaşının düşülüp düşülmeyeceği ve ölenin başka işte çalışıp çalışmadığının araştırılmasına gerek bulunup bulunmadığı noktalarındadır.
F- MADDİ OLAY : Davacıların murisi ölümünden önce emekli olmuş ve ölümünden sonra davacılara Emekli Sandığı tarafından maaş bağlanmıştır.
Ancak, davacıların ölenin emeklilikten sonra çalışmaya devam ettiğine ilişkin iddiaları mahkemece araştırılmamış ve ölenin sadece emekli maaşı esas alınarak destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiştir.
G- GEREKÇE : Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/2. maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır.
Yasa metninden de anlaşılacağı gibi, destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani, haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK'nın 45/2. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Ancak, destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesi için öncelikle ölen ile destekten yoksun kalan arasında maddi yönden düzenli ve eylemli bir yardımın varlığı gerekir. Hukuk Genel Kurulu'nun 21.04.1982 gün, 979/4-1528 E., 412 K. sayılı Kararında da belirtildiği gibi; "BK'nın 45. maddesinde sözü geçen destek kavramı hukuksal bir ilişkiyi değil, eylemli bir durumu hedef tutar ve ne hısımlığa ne de Yasanın nafaka hakkındaki hükümlerine dayanır, sadece eylemli ve düzenli olarak geçimini kısmen veya tamamen sağlayacak şekilde yardım eden ve olayların olağan akışına göre eğer ölüm vuku bulmasaydı, az çok yakın bir gelecekte de bu yardımı sağlayacak olan kimse destek sayılır. O halde, destek sayılabilmek için yardımın eylemli olması ve ölümden sonra da düzenli bir biçimde devam edeceğinin anlaşılması yeterli görülür."
Bununla birlikte, destekten yoksun kalan kimse devamlı ve gerçek bir ihtiyaç içerisinde bulunmalıdır. Genel olarak bakım ihtiyacı, sosyal düzeye uygun olan yaşamın devamını sağlamak için gerekli olanaklardan yoksun kalmayı anlatır. Eğer ölenin eylemli olarak baktığı davacı, ölüm yüzünden bu bakımın sağladığı yaşama düzeyinin altına düşmüş olursa, ihtiyaç bulunma koşulu gerçekleşmiş sayılır. Burada önemli olan, davacının ve ailesinin temsil ettiği sosyal ve ekonomik düzeye göre normal karşılanan giderlerdir.
Davalı, destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle, tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir.
Amaç, zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde, zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç, zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
O halde, hangi nedene dayanırsa dayansın, desteğini yitiren kişi ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağına sahip ise destekten yoksunluk zararından söz edilemez. Bakım ihtiyacını azaltan her ne olursa olsun onun indirilmesi gerekir. Bu indirim tazminattan değil zarar miktarı üzerinden yapılır. Yani, ölüm nedeniyle elde edilen yarar uğranılan zarardan indirilip gerçek zarar belirlenmelidir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 06.03.1978 tarih ve 1/3 sayılı Kararının gerekçesinde de, "Destekten Yoksun Kalma Tazminatının eylemin karşılığı olan bir ceza olmayıp ölüm sonucu ölenin yardımından yoksun kalan kimsenin muhtaç duruma düşmesini önlemek ve yaşamının desteğin ölümünden önceki düzeyde tutulması amacına yönelik sosyal karakterde kendine özgü bir tazminat olduğu" hususu vurgulanmıştır.
Dul ve yetim aylığı, destekten yoksun kalanların bakım ihtiyaçlarını giderdiği ölçüde uğradıkları zarar miktarı azalır. Ödenen maaş oranında bakım ihtiyacı ortadan kalkar. Aksi halde, destek hayatta iken bulundukları durumdan daha iyi bir duruma gelmiş olurlar ki, bu da destekten yoksun kalma tazminatının amacı ile bağdaşmaz.
Somut olayda davacılar, murislerinin davalılardan Adil'in sebep olduğu trafik kazası sonucu öldüğünü ve bu nedenle babalarının desteğinden yoksun kaldıklarını ileri sürerek destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır. Davacıların murislerinin ölümünden önce emekli olmuş ve ölümünden sonra da davacılara Emekli Sandığı tarafından maaş bağlanmıştır. Buradaki uyuşmazlık, davacıların tazminat miktarına esas olacak gelir ve zarar hesabında emekli maaşının düşülüp düşülmeyeceği noktasındadır. Davacıların zararı, destek ölmeseydi bulunacakları ekonomik, sosyal durum ile desteğin ölümünden sonra bulundukları durum arasındaki farktan ibarettir.
Davacılara desteğin ölmesi nedeniyle emekli maaşı bağlandığına göre, daha önce alınan bir paranın ölümden sonra alınamadığından söz edilemez. Kendine emekli maaşı bağlanan davacıların desteğin aldığı emekli maaşı nedeniyle uğradıkları bir zarar bulunmamaktadır, çünkü o maaşı almaya devam etmektedirler.
Bununla birlikte davacılar, babalarının ölümünden önce özel sektörde çalışmaya devam ettiğini ve akademik çalışmaları bulunduğunu ileri sürdüklerine göre, mahkemece, bu durumun araştırılıp yukarıdaki ilkeler doğrultusunda sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
O halde, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılardan Adil vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nın 429. maddesi gereğince ( BOZULMASINA ), bozma nedenine göre işin esasına yönelik diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.11.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
yarx
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Destekten yoksun kalma tazminatı hesabı Ömer Ünal Meslektaşların Soruları 5 24-07-2012 14:15
ZMMS destekten yoksun kalma tazminatı NAZ80 Meslektaşların Soruları 16 27-04-2009 16:12
iş kazası destekten yoksun kalma tazminatı(acil) avukat_12 Meslektaşların Soruları 5 21-01-2008 22:39
destekten yoksun kalma tazminatı huguk kuşu Meslektaşların Soruları 3 04-01-2007 13:28
Destekten Yoksun Kalma Tazminatı madagaskar Meslektaşların Soruları 3 29-05-2004 23:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07895494 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.