Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

ceza davası,zamanaşımı,tazminat

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 12-06-2012, 12:42   #1
egemen48

 
Varsayılan ceza davası,zamanaşımı,tazminat

1-suç tarihi 1998-2003 yılları arası,
2-suç:hizmet nedeniyle emniyeti suistimal
3-karar tarihi 03/11/2009 olan bir davada sanıklar müdafisiydim.Yerel mahkeme verdiği kararında sanıkların beraatlerine karar vermiş idi,fakat karşı tarafın dosyayı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay'a gönderilmiş ve Yargıtay da dosyanın CMK 223/8 uyarınca dava zamanaşımı yönünden düşmesine 25/04/2012 tarihinde karar verdi.Bu durumda daha öncede sitede sorduğum soruda avukat vekalet ücretinin alınamayacağı belirtilmiş idi.Peki bu olayda zamanaşımı süreleri göz önüne alınarak,davacıya karşı maddi manevi tazminat davası açılabilir mi?Yargıta kararı var mı?
yok mu bu konuda bilgili
Old 14-06-2012, 12:30   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan egemen48
1-suç tarihi 1998-2003 yılları arası,
2-suç:hizmet nedeniyle emniyeti suistimal
3-karar tarihi 03/11/2009 olan bir davada sanıklar müdafisiydim.Yerel mahkeme verdiği kararında sanıkların beraatlerine karar vermiş idi,fakat karşı tarafın dosyayı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay'a gönderilmiş ve Yargıtay da dosyanın CMK 223/8 uyarınca dava zamanaşımı yönünden düşmesine 25/04/2012 tarihinde karar verdi.Bu durumda daha öncede sitede sorduğum soruda avukat vekalet ücretinin alınamayacağı belirtilmiş idi.Peki bu olayda zamanaşımı süreleri göz önüne alınarak,davacıya karşı maddi manevi tazminat davası açılabilir mi?Yargıta kararı var mı?
yok mu bu konuda bilgili

"Ceza davası devam ettiği müddet kadar, hukuk davası da açılabilir" mealinde İBK kararı var. Bir davamda kullandım. Temmuz ayında karara çıkacak(Ancak hakime hanımın kafası halen karışık).

Benzer Yargıtay kararlarının THS'de yayınlandığını anımsıyorum(Belki de ben de aktarmış olabilirim). Arama motorunu siz kullanın diye, ben aramadım.
Old 15-06-2012, 08:46   #3
egemen48

 
Varsayılan

evet dediğiniz karara benzer bir karar bende buldum ve ona göre dava açacağım fakat Yargıtay'ın sonradan görüş değiştirip değiştirmediğini bilmiyorum


T.C. YARGITAY

4.Hukuk Dairesi
Esas: 1986/823
Karar: 1986/1944
Karar Tarihi: 03.03.1986


TAZMİNAT DAVASI - HAKSIZ ŞİKAYET - HUKUKA AYKIRILIK VE ZARAR UNSURLARI - ŞİKAYET HAKKI - CEZA DAVASI DEVAM ETTİĞİ SÜRECE ZAMANAŞIMININ BAŞLAMAYACAĞI - CEZA DAVASININ ORTADAN KADIRILDIĞININ DAVACI TARAFINDAN ÖĞRENİLDİĞİ TARİHTE ZAMANAŞIMININ BAŞLAYACAĞI

ÖZET: Olayımızda zamanaşımının başlangıç tarihi için, ceza davasının ortadan kadırıldığının davacı tarafından öğrenildiği tarih esas alınmalıdır. Yargıtay Kararının yazıldığı veya mahkemeye geldiği tarihler gözetildiğinde bir yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemenin zamanaşımının işlediği tarihi belirlemede hukuki hataya düşmesi usul ve yasaya aykırıdır.

(818 S. K. m. 41, 60) (2709 S. K. m. 36)

Dava: (R.H.A.) adına avukat (S.Ö.) ile (H.D.) adına avukat (Ö.D.) aralarındaki dava hakkında Fatih Asliye 3. Hukuk Hakimliğinden verilen 4.7.1985 günlü ve 983/95-985/551 sayılı hükmün dairenin 3.12.1985 gün ve 985/7976 - 9866 sayılı ilamiyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatı tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya incelendi gereği konuşuldu :

Karar: Davacı, davalının haksız şikayetiyle kişilik hakkının zarar gördüğünü, bu nedenle, 1.000.000 lira manevi tazminatın tahsilini istemiştir. Mahkeme beraat kararını zamanaşımı nedeniyle bozan ve ortadan kaldıran Yargıtay karanının verildiği 17.2.1982 gününden dava tarihi olan 20.2.1983 gününe kadar bir yıllık zamanaşımı süresinin (B.K. m. 60/1) dolduğunu kabul ederek bu nedenle davayı reddetmiştir.

Dava haksız eyleme (B.K. m. 41) dayanmaktadır. Sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için özellikle sorumluluğun hukuka aykırılık ve zarar unsurları üzerinde durulmasında yarar vardır.

1 - Bilindiği gibi hukuka aykırı eylem; hukuk düzeninin, ihlal edilen hukuki değerin korunmasına hizmet eden yazılı ya da yazılı olmayan bir buyruk ya da yasağı çiğneyen bir davranıştır. hukuka aykırılık ise fiile ilgili normatif, objektif bir değerlendirmedir.

Şikayet hakkı, Anayasamız tarafından korunan özgürlük haklarındandır. (Anayasa m.36). Kural olarak böyle bir hakkın kullanılması, hukuka uygundur. Hukuka aykırılıktan söz edebilmek için, şikayet hakkını haklı gösterecek yeterli maddi olgulara dayanılmaması veya bu hakkın kasten kötüye kullanılmış olması gerekir. Resmi makamların, şikayet hakkını ciddiye alarak soruşturmaya başlaması ve dolayısıyla ceza davasının açılması bir hukuka uygunluk karinesi olarak kabul edilmelidir. Özellikle ceza davası devam ettiği sürece, hukuka aykırılık varlığından söz etmek, gerek toplumun ihtiyaçlarına ve gerekse eşyanın tabiatına uygun düşmez. Kişi, ceza mahkemesinde sanık olarak yargılanırken, bu yargılamanın, dolayısıyla şikayetin hukuka aykırı olduğunu ileri sürmesi açık çelişki olur. Ceza soruşturması veya davasının sonuçlanıp kesinleşmesiyle hukuka uygunluk karinesi ortadan kalkacak ve bundan sonra hukuka aykırılık tartışabilecektir.

2 - Diğer taraftan zamanaşımı süresinin işlemiye başlaması zaranın bilinebilir olmasına bağlıdır; devam ettiği sürece, zararın tamamlanmış ve bilinebilir bir nitelikte olduğundan söz etmek olanağı yoktur. Zarar veren olay devam ettiği ve etkisini gösterdiği sürece zamanaşımı işlemeye başlamaz. bu nedenle ceza soruşturması devam ettiği sürece, sebepsiz-haksız şikayet nedeniyle açılacak tazminat davası için zamanaşımı süresinin işlemeye başlamıyacağı kabul edilmelidir. (Becker, İsviçre medeni Kanun Şerhi-Dr. K. Reisoğlu çevirisi - sh 361). Çünkü, soruşturma devam ettiği sürece, kişinin manevi değerlerini (onur-saygınlık) koruyan kişilik hakkı artarak zarar görecektir.

Olayımızda 10.7.1981 gününde verilmiş bereat kararı; Yargıtay'da 17.21982 gününde zamanaşımı nedeniyle ortadan kaldırılmıştır. Bu karar, 22.2.1982 günü yazılarak yerel mahkemeye 16.3.1982 gününde varmıştır. O halde soruşturmanın, mahkemenin kabul ettiği gibi, 17.2.1982 gününde ortadan kalktığının kabulü gerekir. Ne var ki, tarafların irade ve işlemlerini etkileyecek bir olayın smas alınması için bunun o tarafça bilinmesi zorunludur. Kişinin öğrenmesi olanağı bulunmayan bir işlemin sonucundan sorumlu tutulması düşürülemez. aksi halde topluma güvensizlik eğemen olur; hukuk düzeni ise bunu kabul edemez.

Bu nedenle olayımızda zamanaşımının başlangıç tarihi için, ceza davasının ortadan kadırıldığının davacı tarafından öğrenildiği tarih esas alınmalıdır. Yargıtay Kararının yazıldığı veya mahkemeye geldiği tarihler gözetildiğinde bir yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemenin zamanaşımının işlediği tarihi belirlemede hukuki hataya düşmesi usul ve yasaya aykırıdır. Ne var ki, mahkeme kararı, dairemizin 3.12.1985 günlü kararıyla onandığından davacının karar düzeltme isteği kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.

Sonuç: Hukuk Usulü Muhakemeleri kanunun 440-442 nci maddeleri gereğince davacının karar düzeltme isteminin kabul edilmesine ve 3.12.1985 günlü onama kararımızın kaldırılmasına; temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA, 3.3.1986 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY YAZISI

1- Dava, kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat alınmasına ilişkindir. Davalı, zamanaşımının gerçekleştiğini savunmuştur. Uyuşmazlık, zamanaşımına başlangıç gününün belirlenmesinde Borçlar Kanununn 60. maddesinin uygulanması gereklidir. Bu maddede "zarara ve faile ıttıla tarihi" esas alınmıştır.

Kişinin manevi varlık ve değerlerine saldırıda zarar, saldırının yapıldığının (haksız şikayette, suçlamada buunulduğu ve suçlama üzerine ceza kovuşturmasına geçildiğinin) öğrenildiği gün, manevi zarar oluşur. Haksız şikayette, suçlayanın öğrenilmesi ise duruma göre değişir.

Somut olayda, davacı kendisini suçlayanın davalı olduğunu en geç ceza mahkemesinin ilk duruşmasında, 16.12.1974 günü öğrenmiştir. Davacının suçlandığını ve suçlama üzerine ceza kovuşturmasına geçildiğini öğrenmesi ise daha önceye rastlar. Davacı zararı öğrendikten sonra "faili" de 16.12.1974 günü öğrendiğine ve bu davayı 21.2.1983'te açtığına göre zamanaşımı gerçekleşmiştir. Şu durum karşısında karar düzeltme isteği bu gerekçeyle reddedilmelidir.

2- Çoğunluk gerekçesinde zarar ve hukuka aykırılık temel olarak alınmış ve zararın "soruşturma devam ettiği sürece kişinin manevi değerlerini koruyan kişilik hakkının artarak zarar göreceğine" değinilmiştir. Oysa, manevi değerlere saldırıda zarar, devam edici nitelik taşımaz. Zarar, saldırının olağan etkileri de dikkate alınarak, saldırıya uğranıldığı zaman, her türlü kestiri de dışlanarak bilinebilir. Haksız şikayette soruşturma süresini usul yasası belirler. Soruşturmanın uzaması ya da kısa sürede sonuçlanması saldırı ve saldırganın dışında bir olaydır. Onu, yargı görevlilerinin tutumları ve öteki etkenler belirler. Kısaca söylemek gerekirse tek bir davranışla oluşan saldırı, tek bir manevi zarar oluşturur.

Öte yandan, hukuka aykırılığın bilinmesi, zamanaşımı koşullarından değildir. Hukuka aykırılık; fiil, kusur ve illiyet bağı gibi haksız eylemin bir unsurudur. Diğer unsurlar gibi hukuka aykırılığın bilinmesi zamanaşımı başlangıcında temel alınamaz. Yasa bunu açıkça belirlediği gibi subjektif kurama göre başkasına zarar veren daima haksızdır. Öyleyse saldırgan da saldırıya uğrayan da haksızlığı baştan bilebilirler. Hukukumuzda egemen olan objektif kurama göre ise hukuka aykırılık, mali ve kişilik varlıklarını doğrudan doğruya koruyan emredici davranış kuralının bozulmasıdır. Bu kuralın bozulduğu gene her iki yanca en geç zarar anında bilinebilir. Tüm bu bilinebilirlikler gözetilerek hukuka aykırılığın öğrenilmesi yasaca zamanaşımı başlangıcında esas alınmamıştır.

Dahası, Anayasa'da şikayet hakkının varlığını, yüce çoğunluk, kural olarak hakkın kullanılmasını hukuka uygun olarak kabul etmiştir. Anayasa, tüm özgürlük ve haklara açıktır. Sorun, haksızlıktır. Hakkını kullanır gibi davranıp haksızlık eden, hukuka aykırı davranmış olur. Bunun da yanında, çoğunluk şikayet hakkını ciddiye alarak soruşturma yapmanın hukuka uygunluk karinesi oluşturacağını benimsemiştir. Yargı görevlileri, kendilirine iletilen suçlama duyurusu üzerine soruşturma yapma durumundadırlar. Onların ciddiye almayarak soruşturma yapmama gibi bir seçenekleri yoktur. O nedenle hukuka uygunluk karinesi oluşacağı görüşünü kabul edimiyoruz.

Açıklandığı üzere uyuşmazlık yalnızca zamanaşımının başlangıcı noktasındadır. Davanın esastan sonuçlandırılması için ceza davasının sonucu beklenebilir. Tüm bu nedenlerden ötürü saygın çoğunluk gerekçesine ve sonucuna katılamıyoruz.
Old 10-04-2015, 17:47   #5
limpid

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan egemen48
1-suç tarihi 1998-2003 yılları arası,
2-suç:hizmet nedeniyle emniyeti suistimal
3-karar tarihi 03/11/2009 olan bir davada sanıklar müdafisiydim.Yerel mahkeme verdiği kararında sanıkların beraatlerine karar vermiş idi,fakat karşı tarafın dosyayı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay'a gönderilmiş ve Yargıtay da dosyanın CMK 223/8 uyarınca dava zamanaşımı yönünden düşmesine 25/04/2012 tarihinde karar verdi.Bu durumda daha öncede sitede sorduğum soruda avukat vekalet ücretinin alınamayacağı belirtilmiş idi.Peki bu olayda zamanaşımı süreleri göz önüne alınarak,davacıya karşı maddi manevi tazminat davası açılabilir mi?Yargıta kararı var mı?
yok mu bu konuda bilgili
meslektaşım mezkur yargıtay kararını paylaşırmısınız
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Elektrik İdaresinin İsnadı Neticesi Açılan Ceza Davasından Beraat Sonrası Tazminat Davası ve Zamanaşımı peling Meslektaşların Soruları 13 12-01-2012 10:53
kasko sigorta poliçesi-zamanaşımı-ceza davası Av. Göztepeli Meslektaşların Soruları 2 04-10-2011 12:21
Tazminat davası ceza davası zamanaşımı ilişkisi Dr.Strangelove Meslektaşların Soruları 2 11-12-2010 17:57
zamanaşımı ve tazminat davası mustafaaladag Meslektaşların Soruları 9 12-11-2006 23:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06136203 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.