Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

muvaaza nedeniyle tapu iptali davası ve tapu senedi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 19-05-2010, 00:01   #1
av.aysil

 
Varsayılan muvaaza nedeniyle tapu iptali davası ve tapu senedi

merhaba arkadaşlar,

Bir kooperatif 2003 yılında bir şirkete(müvekkil şirkete) fabrikayı satıyor.Bu fabrika üzerinde hacizler varmış ancak tapuda şerh yok.Şirkette bu fabrikayı alıyor.Ve bir tapu senedi düzenleniyor herşeyiyle kabul ediyorum diye.Daha sonra 3 yıl sonra 2006 yılında koop.in mevcut icra dosyası yenilenerek fabrikayı alan şirkete karşı muvaazalı tapu nedeniyle tedbir talepli iptal ve tescil davası açılıyor.Ve fabrika üzerine rehin konuluyor.Şirket bu fabrikayı normal bedeli ile almış yani herhangi bir muvaaza yok.Yaklaşık 4 yıldır dava devam ediyor ve ne yapılırsa yapılsın mahkeme tedbiri kaldırmıyor.şimdi müvekkil şirkette bu fabrikaya çok iyi bir müşteri bulmuş ancak rehin olduğu için satamıyor ve haksız yere ciddi zararları var.

1-şimdi benim sorum bu tapu teminat senedinin hükmü nedir?

2-Bu teminat senedinin verilmiş olması muvaazalı işlem old. kesin delilmidir.

(bu arada fabrika üzerindeki haciz satış süresinde yapılmadığı için kalkmıştır.müvekkil şirket buna dayanarak benim teminat senedi verdiğim sıradaki haciz satış yapılmadığı için kalkmıştır ve dolayısıyla bu teminat senedi ile kabul ettiğimiz hacizlerde kalkmıştır ve dolayısıyla bu teminat senedinin de hükmü kalmamıştır diye savunma yapsa bir faydası olur mu)
Old 19-05-2010, 08:31   #2
Av. Emrah GELEŞ

 
Mutsuz

Tapu senetlerinin hukuksal sonuç doğurmaya ve bir hakkı kanıtlamaya yarayan belgelerden olmayıp esas kaydın tapu dairesindeki herkese açık kütüklerde bulunması karşısında olaydaki tapu senedi kişisel ilişkide (müvekkil ile kooperatif) arasında işlerlik kabiliyeti bulacaktır. Üçüncü şahıslar bakımından iddiada bulunulması oldukça zor görünmektedir.
Old 19-05-2010, 09:40   #3
AV. İLKER VURAL

 
Varsayılan

‘’ Bir kooperatif 2003 yılında bir şirkete (müvekkil şirkete) fabrikayı satıyor.Bu fabrika üzerinde hacizler varmış ancak tapuda şerh yok.Şirkette bu fabrikayı alıyor.Ve bir tapu senedi düzenleniyor herşeyiyle kabul ediyorum diye.’’
Haciz kararı şerhten önce hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlar ve şerh yapılmasa dahi haczi bilen kişilere karşı ileri sürülebilir. Bununla birlikte haczi bilmeyen ve bilmesi gerekmeyen iyi niyetli 3. kişiler tapu siciline güvenerek hacizden arınmış bir şekilde taşınmaz üzerinde hak kazabilirler. M.K. m.1023 gereğince şerhten önce taşınmaz üzerinde ayni hak kazanan kişi tapu sicilinden anlaşılmayan hacizden haberdar değilse hakkı hacizden arınmış olarak kazanır. İyi niyetli değilse, üçüncü kişinin haczi bildiğini ispat yükü haczettiren alacaklı üzerindedir.

‘’ Daha sonra 3 yıl sonra 2006 yılında koop.in mevcut icra dosyası yenilenerek fabrikayı alan şirkete karşı muvaazalı tapu nedeniyle tedbir talepli iptal ve tescil davası açılıyor.Ve fabrika üzerine rehin konuluyor. ‘’
Mevcut icra dosyası yenilendiğinden, süresinde yapılmayan satış istemleri sebebiyle düşen hacizler, yeniden tesis edilebilir. Ancak müvekkiliniz yukarıda belirttiğim kanun hükmü gereğince iyi niyetli ise taşınmazı haciz şerhinde önce aldığı için dosya yenilense bile müvekkiliniz adına kayıtlı olan ve kooperatif ile ilgisi kalmayan bu taşınmaz üzerine haciz konulamaz. Ancak, zaten fabrika üzerine rehin konulduğu için ve tapu senedinde taşınmazı her şeyiyle kabul ediyorum şeklindeki beyanı sebebiyle( ki bu müvekkilinizin iyi niyetli olmadığına karine olabilir )de burada aleyhinize bir durum söz konusu.

‘’ Şirket bu fabrikayı normal bedeli ile almış yani herhangi bir muvaaza yok. ‘’ Bunun ispat yükü alacaklıya, yani burada 3. kişiye düşmektedir. Üçüncü kişiler muvazaayı her türlü delille ispatlayabilirler. Buradaki ispat araçları belge, tanık, sosyal ve ekonomik durum, yakınlık, bilirkişi incelemesi, değer tesbiti gibi araçlar olabilir. Dolayısıyla tapu teminat senedine de delil olarak dayanılabilir.

‘’ ….haciz satış süresinde yapılmadığı için…. teminat senedi ile kabul ettiğimiz hacizlerde kalkmıştır…’’ şeklindeki savunma hem mevcut dosya yenilendiği hem de fabrika üzerine rehin konulduğu için bir işe yaramayacaktır kanaatindeyim.

Av. İlker Vural
Old 19-05-2010, 13:19   #4
av.aysil

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım verdiğiniz bilgiler için teşekkür ederim öncelikle.

Sayın Emrah bu durumda davacı taraf yani 3.kişinin dayandığı ve ilk celse de tedbir konmasına neden olan bu tapu senedinin bağlayıcı olmadığını içeren bir dilekçe lehimize sonuç verir mi acaba.

birde bu dediğinizi ifade eden bir yargıtay kararı varsa paylaşırsanız sevinirim teşekkür ederim.
Old 19-05-2010, 13:21   #5
av.aysil

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan AV. İLKER VURAL
‘’ Bir kooperatif 2003 yılında bir şirkete (müvekkil şirkete) fabrikayı satıyor.Bu fabrika üzerinde hacizler varmış ancak tapuda şerh yok.Şirkette bu fabrikayı alıyor.Ve bir tapu senedi düzenleniyor herşeyiyle kabul ediyorum diye.’’
Haciz kararı şerhten önce hüküm ve sonuçlarını doğurmaya başlar ve şerh yapılmasa dahi haczi bilen kişilere karşı ileri sürülebilir. Bununla birlikte haczi bilmeyen ve bilmesi gerekmeyen iyi niyetli 3. kişiler tapu siciline güvenerek hacizden arınmış bir şekilde taşınmaz üzerinde hak kazabilirler. M.K. m.1023 gereğince şerhten önce taşınmaz üzerinde ayni hak kazanan kişi tapu sicilinden anlaşılmayan hacizden haberdar değilse hakkı hacizden arınmış olarak kazanır. İyi niyetli değilse, üçüncü kişinin haczi bildiğini ispat yükü haczettiren alacaklı üzerindedir.

‘’ Daha sonra 3 yıl sonra 2006 yılında koop.in mevcut icra dosyası yenilenerek fabrikayı alan şirkete karşı muvaazalı tapu nedeniyle tedbir talepli iptal ve tescil davası açılıyor.Ve fabrika üzerine rehin konuluyor. ‘’
Mevcut icra dosyası yenilendiğinden, süresinde yapılmayan satış istemleri sebebiyle düşen hacizler, yeniden tesis edilebilir. Ancak müvekkiliniz yukarıda belirttiğim kanun hükmü gereğince iyi niyetli ise taşınmazı haciz şerhinde önce aldığı için dosya yenilense bile müvekkiliniz adına kayıtlı olan ve kooperatif ile ilgisi kalmayan bu taşınmaz üzerine haciz konulamaz. Ancak, zaten fabrika üzerine rehin konulduğu için ve tapu senedinde taşınmazı her şeyiyle kabul ediyorum şeklindeki beyanı sebebiyle( ki bu müvekkilinizin iyi niyetli olmadığına karine olabilir )de burada aleyhinize bir durum söz konusu.

‘’ Şirket bu fabrikayı normal bedeli ile almış yani herhangi bir muvaaza yok. ‘’ Bunun ispat yükü alacaklıya, yani burada 3. kişiye düşmektedir. Üçüncü kişiler muvazaayı her türlü delille ispatlayabilirler. Buradaki ispat araçları belge, tanık, sosyal ve ekonomik durum, yakınlık, bilirkişi incelemesi, değer tesbiti gibi araçlar olabilir. Dolayısıyla tapu teminat senedine de delil olarak dayanılabilir.

‘’ ….haciz satış süresinde yapılmadığı için…. teminat senedi ile kabul ettiğimiz hacizlerde kalkmıştır…’’ şeklindeki savunma hem mevcut dosya yenilendiği hem de fabrika üzerine rehin konulduğu için bir işe yaramayacaktır kanaatindeyim.

Av. İlker Vural

sayın İlker dosya yenilendi ancak tekrar haciz konmadı sadece haciz kalkmasına rağmen bu senede dayanılarak tedbir kondu.Bu nedenlede tedbirin kalkmasını istiyoruz.
Old 19-05-2010, 13:27   #6
av.aysil

 
Varsayılan

Birde arkadaşlar,

Şimdi bu rehinin kalkması için İcra dairesine teminat mektubu bıraksak dava lehimize sonuçlanırsa bu teminat mektubu hükmünü yitirir değil mi.yani lehimize sonuçlenırsa yinede bu teminatı ödemek zorunda kalmayız.
Old 19-05-2010, 13:52   #7
Av. Emrah GELEŞ

 
Varsayılan

Olayın ayrıntılarını bilemediğim için genel nitelikli bilgiler verebilirim. Fakat tedbirin anlattığınız gibi müvekkil şirketiniz açısından büyük bir zarar doğuracağını iddia ediyorsanız yazacak olduğunuz dilekçede sorumluluğa gidileceğini belirtebilirsiniz; şöyleki
-Geçici bir durum olan ihtiyati haczin ve bu hacize yapılan itirazın kısa sürede ve yasalara uygun şekilde sonuçlandırılması gerekir. Hakimin, işi sürüncemede bırakarak yasanın açık buyruklarına uygun davranmaması ve davacıları sürekli bir haciz tehdidi altında tutacak şekilde hareket etmesi HUMK.nun 573/2. fıkrasına göre; açık ve kesin olan bir kanun hükmüne aykırılık oluşturacaktır. (4. HUKUK DAİRESİ E. 2000/6402 K. 2000/10139 T. 16.11.2000)


Hukuk dairelerinde bir karar bulamamış olsam da ceza dairesi bu konuya biraz değinmiş. İşinize yarayacağını düşünüyorum. Buyrun;

T.C.
YARGITAY
6. CEZA DAİRESİ
E. 2001/10680
K. 2001/10689
T. 13.9.2001
• HİZMET NEDENİYLE İNANCI KÖTÜYE KULLANMA ( Emlak Komisyoncusunun Sahte Tapu Senedi Düzenlemesi )
• TAPU SENEDİNİN NİTELİĞİ ( Emlak Komisyoncusunun Sahte Düzenlemesi - Hizmet Nedeniyle İnancı Kötüye Kullanma )
765/m.510
ÖZET : Emlak Komisyoncusu sanığın, sözleşme uyarınca katılanın taşınmaz alımı için verdiği parayı kendi çıkarına kullandığı ve ona sahte tapu senetleri yolladığı, katılanın Tapu Sicil Müdürlüğüne başvurmasıyla durumun açığa çıktığının anlaşılması karşısında eyleminin, bütün halinde TCK.nun 510. maddesinde tanımlanan, hizmet nedeniyle inancı kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmelidir.

DAVA : Sahtecilikten sanık Murat hakkında yapılan duruşma sonunda: Beraatine dair ( Antalya Birinci Ağır Ceza Mahkemesi )nden verilen 3.12.1999 tarihli hükmün temyizen tetkiki o yer C. Savcısı ve katılan vekili tarafından istenilmiş olduğundan dava evrakı C. Başsavcılığından onama isteyen 12.6.2001 tarihli tebliğname ile 28.6.2001 tarihinde daireye gönderilmekle okunarak gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

Ancak;

Emlak komisyoncusu sanığın, sözleşme uyarınca katılanın taşınmaz mal alımı için verdiği parayı kendi çıkarına kullandığı ve ona sahte tapu senetleri yolladığı, katılanın Tapu Sicil Müdürlüğü'ne başvurmasıyla durumun açığa çıktığının anlaşılması, tapu senetlerinin hukuksal sonuç doğurmaya ve bir hakkı kanıtlamaya yarayan belgelerden olmayıp esas kaydın tapu dairesindeki herkese açık kütüklerde bulunması karşısında; sanığın eyleminin bütün halinde TCK.nun 510. maddesinde tanımlanan hizmet nedeniyle inancı kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde beraat hükmü kurulması,

SONUÇ : Bozmayı gerektirmiş, C. Savcısı ile katılan Werner vekilinin temyiz itirazları ,bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme aykırı olarak ( BOZULMASINA ), 13.9.2001 gününde oybirliğiyle karar verildi.

Saygılarımla...
Old 19-05-2010, 21:19   #8
av.aysil

 
Varsayılan

Sayın Emrah,

faydalı bilgileriniz ve yardımcı olabilecek yargıtay kararları için teşekkür ederim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Muvazaa Nedeniyle Tapu İptali Tescili Davası Tapunun Devredilmesinden Sonra Zamanaşımı Av.mdogan Meslektaşların Soruları 37 16-08-2022 08:48
muvazaa nedeniyle tapu iptali davası açılmaması için ne gibi tedbirler alınabilir? emrahcevik Meslektaşların Soruları 1 04-08-2009 13:27
Muvazaa nedeniyle tapu iptali Av.Duygu Keleş Meslektaşların Soruları 9 14-01-2009 13:03
tapu iptali ve tescili davası ile tapu iptali ve tescili usulen hangi noktada ayrılır ahz Meslektaşların Soruları 5 16-03-2008 16:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05814791 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.