Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Banka kredisi karşılığı senet...

Yanıt
Old 14-04-2008, 10:03   #1
Av. Ali Özcan

 
Soru Banka kredisi karşılığı senet...

Değerli Meslektaşlarım;

Önceki konularda aramama rağmen sorumun cevabını bulmuş değilim.

Müvekkil x bankasından çeşitli zamanlarda aynı sözleşmeden kaynaklanan kredi çekiyor. toplamda 35.000 YTL civarında toplam kredi kullanmış oluyor. kredi sözleşmesi yapılırken banka müvekkilin borçu, ve müvekkilin sahip olduğu ve temsile yetkili şirketinin alacaklı göründüğü bir senet imzalatıyor. ardından da senedin arka yüzüne şirketin kaşesini bastırıp müvekkil tarafından cirolatıyor. ödemelerini yapan müvekkil iki taksit ödemesini üstüste yapamayınca kredi hesabı kat ediliyor ve kendisine ihtarname çekiliyor. ihtarname de muaccel olan ve ödemesi gereken toplam borç 12.000 ytl olarak görünüyor. ancak banka ihtarnameden sonra da borç ödenmeyince elinde bulunan senedi hem 15.000 YTL olarak takibe koyuyor. takipte hem müvekkil hem de müvekkilin şirketi borçlu görünüyor. bu durum karşısında bankaya verilen senedin teminat senedi olduğunu, teminat senedi sayılmasa bile 3.000 ytl fazla istendiğinden bahisle terditli olarak İcra Mahkemesinde dava açtık. ancak kredi sözleşmesinde senede açık atıf olmadığından senedin teminat senedi olduğunu ispatlayamayacağız. önceki ödemelerde kredi geri ödemesi olduğu için senede mahsuben ödendiğini ispat edemiyoruz. ne yapmamızı önerirsiniz...
Saygılarımla...
Old 14-04-2008, 15:28   #3
Av. Ali Özcan

 
Varsayılan

munzam senetle ilgili içtihat aradım ama yine soruma cevap bulamadım. bankalar her açıdan kanunla korunmuş ve kollanmış durumdalar. banka kredi karşılığı kişiden senet alıyor ve kişi kredi borcunu ödemekte iken kalan bakiye borçtan çok daha fazla para ödeyebiliyor. çünkü bankaya yaptığı geri ödemeler senede değil krediye mahsuben yapılıyor ve senede atıf yok. yani kişinin bankaya ödeyeceği miktar tamamen bankanın insafına kalmış ve bizim elimiz kolumuz bağlı...
Old 14-04-2008, 15:55   #4
lawyer35

 
Varsayılan

Sayın Özcan, olayızda menfi tespit davası açılamaz mı?
Old 15-04-2008, 07:52   #5
Av. Ali Özcan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer35
Sayın Özcan, olayızda menfi tespit davası açılamaz mı?

menfi tespit davası açmayı düşünüyorum ama sorun müvekkilin yaptığı ödemelerin o senetle ilgisini ispatlamak. bunu da nasıl yaparız bilemiyorum...
Old 15-04-2008, 08:24   #6
av.cemile

 
Varsayılan

Ödemelerin senetle ilgisini değil, senedin teminat senedi olduğunu ispata uğraşsanız, kredilerin ödendiği sürece senedin takibe konulamıyacağı sonucuna götürecektir sizi. Bu daha pratiktir. Uygulamada bankalar zaten senet karşılığı kredi kullandırmıyorlar, senedi munzam senet olarak, teminat amaçlı alıyorlar.Senedin teminat senedi olduğundan bahisle savunmanızı hazırlayınız derim.
Old 15-04-2008, 08:30   #7
Av. Ali Özcan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemile
Uygulamada bankalar zaten senet karşılığı kredi kullandırmıyorlar, senedi munzam senet olarak, teminat amaçlı alıyorlar.Senedin teminat senedi olduğundan bahisle savunmanızı hazırlayınız derim.

Sayın Av. Cemile
Benim iddiam da budur ancak biliyorsunuz ki teminat senedinin hukukumuzdaki tek ispat aracı yazılı bir belgedir. Banka da kredi sözleşmesinde böyle bir senedin varlığından dahi bahsetmemiş. bu durumda elimizde yazılı belge olmadığından teminat senedi olduğunu nasıl ispatlayacağız? sadece uygulamayı örnek verirsek Mahkeme kabul edecek midir?....
Old 15-04-2008, 08:49   #8
ilhan13

 
Varsayılan

olay açıklanmadan önce bir kaç bilinmezin aydınlatılması gerekir sanırım.
1-Senedin niteliği nedir?İmzası ikrar edilmiş adi bir senet mi yoksa bono mu?Benim bildiğim senet ödeme aracıdır.Teminat olarak verilmesi mümkün değildir.Hadi diyelim ki senedi teminat olarak verdiniz.Peki tüm krediyi ödemenize rağmen kötü niyetli alacaklı senedi teslim etmeyip bunu icra takibine koyarsa ne yapacaksınız??
2-Banka kredi sözleşmesinde muacceliyet koşuluna yer vermiş midir?Eğer muacceliyet koşuluna yer verilmişse ve müvekkilinizin ödemediği iki taksit tutarı toplam alacağın yüzde onunu aşıyorsa,ancak bu takdirde alacağın tamamı istenebilir.
3-Alacaklı ihtarnameyle sizi temerrüde düşürmüştür.Bu tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanır.Acaba istenen 3000 ytl lik fazlalık,bu temerrütten kaynaklanıyor olamaz mı?
Old 15-04-2008, 08:57   #9
Av. Ali Özcan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ilhan13
olay açıklanmadan önce bir kaç bilinmezin aydınlatılması gerekir sanırım.
1-Senedin niteliği nedir?İmzası ikrar edilmiş adi bir senet mi yoksa bono mu?Benim bildiğim senet ödeme aracıdır.Teminat olarak verilmesi mümkün değildir.
2-Banka kredi sözleşmesinde muacceliyet koşuluna yer vermiş midir?Eğer muacceliyet koşuluna yer verilmişse ve müvekkilinizin ödemediği iki taksit tutarı toplam alacağın yüzde onunu aşıyorsa,ancak bu takdirde alacağın tamamı istenebilir.
3-Alacaklı ihtarnameyle sizi temerrüde düşürmüştür.Bu tarihten itibaren temerrüt faizi uygulanır.Acaba istenen 3000 ytl lik fazlalık,bu temerrütten kaynaklanıyor olamaz mı?

sayın İlhan13;
takip kambiyo takibidir ve takibe dayanak da kambiyo vasfını taşıyan bir bonodur. ancak hukukumuzda teminat senedi kavramı vardır ve teminat senetlerinin takibe konulması yargılamayı gerektirdiğinden hiç bir işlem yapılmaksızın kambiyo takibine konu yapılamazlar.
diğer sorularınıza gelince banka kredi alacağını takibe koymadığı için bir şimdilik bir önem arzetmemektedir ve 3.000 YTL lik bir faiz farkı oluşturacak bir zaman geçmemiştir. banka kredi sözleşmesini teminatlandırmak için bu bonoyu almıştır ve bu bonoya dayalı takip yapmaktadır. bunu herkes ilk bakışta farkedebilir ancak yazılı bir belge olmadığı için teminat senedi olduğu ispatlanamamaktadır.
Old 15-04-2008, 09:11   #10
ilhan13

 
Varsayılan

benim şahsi fikrim,ödeme aracı olarak kullanılan bir belgenin teminat olarak verilmesi yanlıştır.Para nasıl teminat aracı olamıyorsa Kambiyo senetlerinin de teminat olarak kullanılmaması gerekir.Teminat bir kefille ya da bir malın rehniyle,ipoteğiyle mümkün olmalıdır.
Müvekkiliniz ortada bir borç sebebi yokken kendini borçlu konumuna düşürmüştür.Borcun sebebinin bulunmadığını kanıtlamak tek çıkar yoldur.Bu da ancak menfi tespit davasıyla mümkün olabilir.Ancak sizin de bildiğiniz gibi kambiyo senetlerinin sebep unsuru bulundurması zorunlu değildir.Ayrıca Kambiyo senetlerinin teminat olarak verilebilmesi bu senetlerin tedavül etkinliğine zarar verir.
Old 15-04-2008, 09:20   #11
av.cemile

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
İÇTİHADI BİRLEŞTİRME GENEL KURULU
E. 1969/6
K. 1969/7
T. 5.11.1969
......
Sonuç: Bankaya, açtığı ticari krediyi temin için ve rehin cirosu ile ciro ve teslim edilen poliçe ve bononun ( ön teminat ) ve buna dayanan ipoteğin ( munzam teminat ) sayılacağına, temlik cirosuna dayanan kambiyo senetleri kayıtsız şartsız bankanın mamelekine geçeceğinden ön teminat olarak kabullerine imkan bulunmadığına, ancak banka ile borçlu arasında yapılmış kredi anlaşmalarında hakiki maksadın teminat olduğu, tahsil veya temlik cirosuna rağmen senetler ve tahsilleri halinde bedelleri üzerinde bankaya hapis hakkı tanındığı ve bu husus açıkça tebarüz ettirildiği takdirde yalnız bu hallere münhasır kalmak şartıyla bu gibi senetlerin de ön teminat teşkil edebileceğine, içtihadın bu suretle birleştirilmesine, 5.11.1969 tarihinde terhin ve tahsil cirosuna ilişkin hususlarda oybirliği, temlik cirosuna ilişkin kısımda üçte ikiyi aşan oyçokluğu ile karar verildi.

AYKIRI GÖRÜŞ
Sıtkı Akyazan ( Ticaret Dairesi Bşk. ):
Ticari senetlerin bankaya cirosu karşılığında banka ile kredi sözleşmesi yapan müşterinin bankaya ciro ettiği ticari senetleri, sözleşmede bu senetlerin bir teminat teşkil edeceğine dair bir kayıt bulunmasa dahi bir ön teminat sayılması gerektir. Şöyle ki:
1 - Çek, poliçe, bono gibi senetlerde en az keşideci ile lehtardan ibaret iki sorumlu kişi vardır. Bazen cirantalar birden ziyade olur veya aval veren bulunur. Bu takdirde ciranta veya aval veren sayısına göre sorumlu sayısı da artar. Türk Ticaret Kanunu`nun 690. maddesi delaletiyle bonolara da uygulanması gereken 636 ncı maddesi uyarınca; bir poliçeyi keşide, kabul, ciro veya o poliçeye aval veren kimseler hamile karşı müteselsil borçlu sıfatıyla sorumludurlar. Hamil durumunda olan banka borçlanmadaki sıralarıyla bağlı olmaksızın cirantalardan veya avaldan dilediğine veya hepsine birden müracaat edebilir. Hal böyle olunca banka ile senedat karşılığı kredi sözleşmesi yapmış ve senedi bankaya ciro etmiş olan müşteriden başka bankaya karşı müşterek ve müteselsil borçlu durumunda en az bir kişi daha mevcuttur. Munzam teminat olarak banka tarafından gayrimenkul ipoteği kabul edilebilmesi için kefalet veya menkul rehni gibi bir ön teminata ihtiyaç bulunduğu kabul edildiğine göre müşterinin bankaya ciro ettiği senette kendisinden başka en az bir kişi daha müşterek ve müteselsil borçlu bulunduğuna ve müşterek ve müteselsil borçluluğun kefaletten daha kuvvetli kişisel bir teminat olduğu şüphesip olmasına göre müşterinin bankaya ciro ettiği bu gibi senetlerin bir ön teminat sayılması, bu gibi kredi işlemlerine kolaylık sağladığı kadar bankalar ve dolayısıyla mevduat sahiplerinin menfaatlarına uygun olur. Bankalar Kanunu`nun; Bankaları gayrimenkul alım satımından ve gayrimenkul ipoteği karşılığında kredi açmaktan önleyen 50. maddesinin gerekçesi bankaların; mevduatı gayrimenkula bağlamak suretiyle mevduatın seyyaliyetini korumak ve bu suretle mevduat sahiplerinin haklarını tehlikeye düşürmemek mülahazasına dayanır. Senedat karşılığı yapılan ticari kredi sözleşmeleri dolayısıyla munzam teminat olarak gayrimenkul ipoteği kabul eden bankaların ayrıca bir ön teminat almamaları sebebiyle gayrimenkul ipoteğini hükümsüz saymak ve bankayı bu teminatından yosun bırakmak sonucu bakımından bankayı ve dolayısıyla mevduat sahiplerini mutazarrır edebilir. O halde böyle bir uygulama ile Bankalar Kanunu`nun 50. maddesinin 1. fıkrasını bu maddenin öngördüğü amaca aykırı olarak yorumlamış oluyoruz. Böyle bir yorum kanımıza göre kanunun ne ruhuna ne amacına asla uygun olmadığı gibi bankaların senetler karşılığı açacağı kredi işlemlerini de zorlaştırır. Ticaret Dairesinin son görüşüne uygun olarak bankaya her ne şekilde olursa olsun ciro edilen ticari senetlerin bir ön teminat teşkil edeceği şeklinde içtihadın birleştirilmesi yerine bankaya ancak rehin ve teminat cirosuyla devrolunan senetlerin bir ön teminat sayılması ve aradaki kredi sözleşmesinde bir kayıt ve şart yoksa diğer çeşit cirolarla bankaya verilen senetlerin bir ön teminat kabul edilmemesi bankaya munzam teminat olarak ipotek edilen gayrimenkullerin paraya çevrilmesini önleyecek ve dolayısıyla bu gibi ipoteklerin geçersiz olduğu sonucunu doğuracaktır. Böyle bir sonuç kanımıza göre kanun hükümlerine aykırıdır. Bunu da aşağıda açıklayacağız.
( 1 ) - Doçent Dr. Selim Kaneti`nin ( İsviçre Federal Mahkemesinin Borçlar Hukuku Kararları ) adlı kitabının 23. sahifesine bakınız


Haklıymışsınız.
Acaba bu aykırı görüş yönünde oluşmuş yeni kararlar yok mudur?
Ya da müvekkilinizle banka arasında akdedilmiş Genel Kredi sözleşmesini incelediniz mi?

Saygılarımla
Old 15-04-2008, 09:27   #12
av.cemile

 
Varsayılan

Sayın İlhan13,
Kambiyo senetleri:Temlik cirosu,rehin cirosu ve tahsil cirosu olmak üzere üç tür ciro ile devredilebilirler.
Rehin cirosu yalnızca çeklerde mümkün değildir. Çek niteliği itibarı ile ödeme aracı olduğundan çeke yazılan bedeli rehindir, teminattır gibi ifadeler yazılmamış sayılır. Fakat bono kredi aracıdır. Bu nedenle çek dışındaki kambiyo senetleri her üç tür ciro ile de ciro edilip devredilebilirler.

Saygılarımla
Old 15-04-2008, 15:42   #13
Av.Nesrin

 
Varsayılan

Alıntı:

Av. Ali Özcan
Alıntı:
Değerli Meslektaşlarım;

Önceki konularda aramama rağmen sorumun cevabını bulmuş değilim.


Müvekkil x bankasından çeşitli zamanlarda aynı sözleşmeden kaynaklanan kredi çekiyor. toplamda 35.000 YTL civarında toplam kredi kullanmış oluyor. kredi sözleşmesi yapılırken banka müvekkilin borçu, ve müvekkilin sahip olduğu ve temsile yetkili şirketinin alacaklı göründüğü bir senet imzalatıyor. ardından da senedin arka yüzüne şirketin kaşesini bastırıp müvekkil tarafından cirolatıyor. ödemelerini yapan müvekkil iki taksit ödemesini üstüste yapamayınca kredi hesabı kat ediliyor ve kendisine ihtarname çekiliyor. ihtarname de muaccel olan ve ödemesi gereken toplam borç 12.000 ytl olarak görünüyor. ancak banka ihtarnameden sonra da borç ödenmeyince elinde bulunan senedi hem 15.000 YTL olarak takibe koyuyor. takipte hem müvekkil hem de müvekkilin şirketi borçlu görünüyor. bu durum karşısında bankaya verilen senedin teminat senedi olduğunu, teminat senedi sayılmasa bile 3.000 ytl fazla istendiğinden bahisle terditli olarak İcra Mahkemesinde dava açtık. ancak kredi sözleşmesinde senede açık atıf olmadığından senedin teminat senedi olduğunu ispatlayamayacağız. önceki ödemelerde kredi geri ödemesi olduğu için senede mahsuben ödendiğini ispat edemiyoruz. ne yapmamızı önerirsiniz...
Saygılarımla...



Ali Bey koyulaştırdığım bölümleri eğer ki yanlış anlamamışsam;

Banka kendisi hesap kat ihtarında 12.000 YTL istedikten sonra 15.000 YTL üzerinden takip başlatmakla çok vahim bir hata yapmıştır. Karşımızdaki bir kurumdur, bir tacirdir, bir A.Ş.dir.Muhasebesel anlamda her alacağını ve her borcunu defterlerine işlemek zorunda değil midir. 15.000 olarak doldurup işleme koyduğu senedin bankada girişi var mıdır. Varsa ne nam altında.Bankanın açtığı kredi limiti,faiz, masrafları, ödenecek taksit tutarları belli iken, sizin yaptığınız ödemeler belli ve belgeliyken açıkta kalan 3.000 YTL yi nasıl izah edecek.

Yine ayrıca bu olayın cezai bir takibatı da olmalı,en azından BDDK'na küçük bir mektup gönderilemez mi.Yasal prosedürün dışında kredi sözleşmesinde de yeri olmayan bir belgeyi tek taraflı olarak alıp kötü günler için kullanma hakkı var mıdır. TKHK hükümleri gereği bu bir tür haksız şart sayılmaz mı.

İkinci olasılıktan önce bence bırakın takip başlatsınlar 3.000 YTL için (ona bağlı tüm feriler de dahil) itiraz edip kötüniyet tazminatı almamanız için bence neden yok.Bu arada durumu, icra dosya numarası ile itiraz dilekçenizi de ( itirazın iptali veya kaldırılması davasını banka açtıktan sonra tabi- kötüniyet tazminatı için) BDDK'ya bildirin derim .Kolay gelsin.
Old 15-04-2008, 16:23   #14
Av. Ali Özcan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.cemile
Acaba bu aykırı görüş yönünde oluşmuş yeni kararlar yok mudur?
Ya da müvekkilinizle banka arasında akdedilmiş Genel Kredi sözleşmesini incelediniz mi?

Saygılarımla

Sayın Av. Cemile;

Dediğiniz gibi malesef hukuk kurallarımız Anayasanın hiç bir zümreye veya sınıfa imtiyaz yapılamaz kuralının geçtiği 10. maddesine aykırı bir şekilde bankaları fazlasıyla korumaktadır. bankalar ile meclistekiler ve hatta geçen gün sitemizde okuduğum tatil masrafları özel bir banka tarafından karşılanan Hakimler ve Savcılar Kurulu üyeleri arasındaki sıcak ilişkiyi görünce imtiyaz sahibi tabiki bankalar olacak diye düşünmedim değil.
konuya gelince kredi sözleşmesi klasik bankayı koruyan ve kollayan kredi kullananı ise herhangi bir taksidi ödemediği takdirde aba altından sopa gösteren bildiğimiz bir sözleşme. senetten bahsedilmiyor. Yargıtayında bu konuyla ilgili bankaların zararını doğurabilecek ama hukuken olması gereken herhangi bir içtihadına da rastlamadım.

Saygılarımla...
Old 15-04-2008, 16:40   #15
Av. Ali Özcan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nesrin


Ali Bey koyulaştırdığım bölümleri eğer ki yanlış anlamamışsam;

Banka kendisi hesap kat ihtarında 12.000 YTL istedikten sonra 15.000 YTL üzerinden takip başlatmakla çok vahim bir hata yapmıştır. Karşımızdaki bir kurumdur, bir tacirdir, bir A.Ş.dir.Muhasebesel anlamda her alacağını ve her borcunu defterlerine işlemek zorunda değil midir. 15.000 olarak doldurup işleme koyduğu senedin bankada girişi var mıdır. Varsa ne nam altında.Bankanın açtığı kredi limiti,faiz, masrafları, ödenecek taksit tutarları belli iken, sizin yaptığınız ödemeler belli ve belgeliyken açıkta kalan 3.000 YTL yi nasıl izah edecek.

Yine ayrıca bu olayın cezai bir takibatı da olmalı,en azından BDDK'na küçük bir mektup gönderilemez mi.Yasal prosedürün dışında kredi sözleşmesinde de yeri olmayan bir belgeyi tek taraflı olarak alıp kötü günler için kullanma hakkı var mıdır. TKHK hükümleri gereği bu bir tür haksız şart sayılmaz mı.

İkinci olasılıktan önce bence bırakın takip başlatsınlar 3.000 YTL için (ona bağlı tüm feriler de dahil) itiraz edip kötüniyet tazminatı almamanız için bence neden yok.Bu arada durumu, icra dosya numarası ile itiraz dilekçenizi de ( itirazın iptali veya kaldırılması davasını banka açtıktan sonra tabi- kötüniyet tazminatı için) BDDK'ya bildirin derim .Kolay gelsin.

Sayın Av.Nesrin;
yanlış anlamamışsınız. olay aynen öyle. ancak banka takibe konu senedi krediyi teminatlandırmak amacıyla munzam senet olarak aldığını zaten kabul etmiyor. ( en azından davalı vekilinin verdiği cevap dilekçesinden bu anlaşılıyor. ) dediğiniz gibi ödemeler belli ve belgeli ama bu ödemeler kredi ödemeleri. yani senede mahsuben yapılmış oldukları belli değil. ancak açacağımız menfi tespit davasında bunu tekrar ileri sürüp bankanın neden bu senedi aldığını soracağız. tabi burda da karşımıza iddiamızı bizim ispat etmemiz gerektiği kuralı çıkmazsa. ispat bize yüklenirse bilemem tabi.
bu arada yazmayı düşünmediğim diğer bir husus kredi sözleşmesi tarihi 17.06.2006 iken senedin tanzim tarihi 17.06.2007 ve meblağı 31.000 YTL. takibe 15.000 YTL üzerinden fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak geçilmiş ve ayrıca takipten önce de İhtiyati Haciz kararı alınmış. ancak hacze dahi gidilmemiş. tabi takipte İhtiyati haczin masrafları ve vekalet ücreti de istenmiş ki buna da itiraz ettik zaten. asıl konuya gelince menfi tespit davası açtığımızda benim tahminime göre banka kredi sözleşmesiyle senedin tanzim tarihi arasında bir yıl olduğunu öne sürerek belki bunu bile kabul etmeyecektir. anlayacağınız menfi tespit davası açtığımızda da bankanın cevap dilekçesinin akabinde iddialarımız ya haklı çıkacak ya da haksız. tabi banka kayıtlarında bu senede de bir yer bırakmamışlarsa.
beni asıl üzen noktalardan biri de İhtiyati haczi alıp hacze çıkmadığı halde bunun masrafı ve vekalet ücretini isteyen banka vekili meslektaşımla görüştüğümde davayı zaten kaybedeceksiniz, teminat senedi olduğunu ispatlayamazsınız dedikten sonra müvekkilin esas borcunun 12.000 ytl olması gerekmez mi soruma biz fazlaya ilişkin haklarımızı da saklı tuttuk. ödemeye gelsin bankadan borcunu sorar öğreniriz ona göre parayı tahsil ederiz oldu. ayrıca dava açmamıza sinirlenmiş olacak ki dava açtığımız için taksitlendirme konusunda da yardımcı olamayacağını eğer dava açmamış olsaydık her türlü yardımı esirgemeyeceğini de tarafıma belirtmiştir.
neyse sayın meslektaşım. bankaları sevmiyorum ve bu tür olaylarla karşılaştıkça da sevmemeye devam edeceğim anlaşılan.
bu arada dava sonuçlandıktan sonra dediğinizi yapıp BDDK ya bir mektup yazabilirim...

Saygılarımla...
Old 16-04-2008, 15:29   #16
lawyer35

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Ali Özcan
Değerli Meslektaşlarım;

Önceki konularda aramama rağmen sorumun cevabını bulmuş değilim.

Müvekkil x bankasından çeşitli zamanlarda aynı sözleşmeden kaynaklanan kredi çekiyor. toplamda 35.000 YTL civarında toplam kredi kullanmış oluyor. kredi sözleşmesi yapılırken banka müvekkilin borçu, ve müvekkilin sahip olduğu ve temsile yetkili şirketinin alacaklı göründüğü bir senet imzalatıyor. ardından da senedin arka yüzüne şirketin kaşesini bastırıp müvekkil tarafından cirolatıyor. ödemelerini yapan müvekkil iki taksit ödemesini üstüste yapamayınca kredi hesabı kat ediliyor ve kendisine ihtarname çekiliyor. ihtarname de muaccel olan ve ödemesi gereken toplam borç 12.000 ytl olarak görünüyor. ancak banka ihtarnameden sonra da borç ödenmeyince elinde bulunan senedi hem 15.000 YTL olarak takibe koyuyor. takipte hem müvekkil hem de müvekkilin şirketi borçlu görünüyor. bu durum karşısında bankaya verilen senedin teminat senedi olduğunu, teminat senedi sayılmasa bile 3.000 ytl fazla istendiğinden bahisle terditli olarak İcra Mahkemesinde dava açtık. ancak kredi sözleşmesinde senede açık atıf olmadığından senedin teminat senedi olduğunu ispatlayamayacağız. önceki ödemelerde kredi geri ödemesi olduğu için senede mahsuben ödendiğini ispat edemiyoruz. ne yapmamızı önerirsiniz...
Saygılarımla...

Sayın Özcan,
Banka, ödemelerin senet borcuna mahsuben yapıldığını reddediyorsa,ödemelerin senet haricinde bir borç için yapıldığını ispatlamalıdır.(Zira bankanın bu iddiası bağlantısız bileşik ikrardır ve bağlantısız bileşik ikrarın bölünebileceği yargıtay ve öğretice üzerinde ittifaka varılmış bir husustur) . Siz, ödemelerin senet için yapıldığını ispatlamak zorunda değilsiniz.Banka, ödemelerin senet harici bir başka borç için yapıldığını ispatlamak zorundadır.Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Banka Kredisi Av. Mehmet YÜCEL Meslektaşların Soruları 10 15-01-2008 00:32
Banka Kredisi gunay Hukuk Soruları Arşivi 2 27-02-2002 17:31
Banka Emeklilik Hesabı-döviz Karşılığı ATAKAN Hukuk Soruları Arşivi 1 27-02-2002 16:28
Döviz Karşılığı Araç Kredisi Taner Hukuk Soruları Arşivi 2 27-02-2002 04:02


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06108904 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.