Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Bayan Mı? Kadın Mı? /Ödemiş Hakimi Faruk Özsu'nun Yazısı

Yanıt
Old 29-03-2006, 23:35   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Bayan Mı? Kadın Mı? /Ödemiş Hakimi Faruk Özsu'nun Yazısı

Bayanlar" ve erkekler...

Gerçekçi temeller üzerinde kurulmayan, bu nedenle de sahte bir saygı ve hayranlığın söz konusu olduğu bir ilişki, ne sürekli olabilir, ne verimli ne de "tatminkâr"...

FARUK ÖZSU
''Bakalım bu hafta hangi 'bayan' yarışmacı elenecek, hangi 'erkek' yarışmacı hayallerine veda edecek?..." (TV'de sıklıkla gördüğümüz yarışmalardan birinin fragmanından.) Üniversite sınavlarından hatırladığımız "aşağıdaki cümlelerden hangisinde anlatım hatası vardır" soru grubunda sorulduğunda, "kebap soru" kabul edilerek, gözü kapalı işaretlenebilecek olan yukarıdaki takdim cümlesindeki hatalı kullanım, maalesef dilimize yapıştı ve "dille ilgili hassasiyetlerini kendilerinden daha çok tanıdığımız" bazı emekli öğretmenlerimiz dahi uğraşmaktan vazgeçip durumu kabullendi.
Artık erkeğin karşılığını "bayan" kabul ettiğimize göre bu konuda gündem oluşturmak için geç kalındığının da farkındayım, aslında. (Hele bazı kullanımlar var ki yerine doğru kelimeyi kullandığınızda şüpheci ve alaycı bir tebessümle karşılanabilir ya da ayrı bir sınıftan bahsediyor sanılabilirsiniz: "...Bayan milli voleybol takımı, bayan sporcular, bayan memurlar..." gibi.)
"Bayan" teriminin zavallı bir hitap kelimesi olduğu, "erkeğin" karşılığı olarak kullanılamayacağı ve isim tamlamasında "başrol oynatılamayacağı" hususu, yazar, düşünür, dil uzmanı ve "İstanbul Türkçesi'ni güzel konuşmakla maruf" kadim sanatçılarımız tarafından müteaddit defalar söylendiğinden, tekrarı lüzumsuz bir ısrar olacağı gibi, kendini yenileyen bir sıkıcılık yaratacaktır.
Bense bir süre, bayan teriminin, kadın ve kız olmak üzere tüm "dişi" insan türünü kapsamak istendiği için kullanıldığına kani olduğumdan, bu istimalle ilgili eleştirilere, -bu paragrafta sözünü ettiğim küçük çekincem nedeniyle- pek de aldırış etmiyordum aslına bakarsınız.
Ancak gün geçtikçe ve daha da dikkat çekici kullanımlarını gördükçe bunun basit bir gramer hatası değil de ayrımcı bir zihniyetin ipuçları olduğunu düşünmeye başladım. Özellikle kendi çalışma ortamımdaki yanlış kullanım ("Bayan hakimler") çok rahatsız ediciydi. Bir kadının "hakim" unvanı takabilmesi için asgari 26 yaşında olması gerekiyordu ki, bu yaş (mesleğin kamusal niteliğiyle de birleştiğinde) malum olduğu üzere bir "kızın", gönül rahatlığıyla "kadın" olarak tarif edilebileceği bir yaş.
Hele bizzat kadınların, kendilerine -medeni halleri ve yaşları ne olursa olsun- "bayan" sıfatıyla başlayan tamlamaları kaygısızca ve gönül rahatlığıyla kullanımları var ki, asıl acıklı olan da o bence. ("Üzerinde düşünülmemiş" olmasının mazeret değil, aksine vehameti artırıcı bir hal olduğunu düşünüyorum.)

Karı ve koca
Benzer bir ürkek hal, erkeklerin "karım" tabiriyle mesafe ve münasebetlerinde de görülür. İçtenlikle söylendiğinde eşsiz bir huzurun ve hoş bir gururun işareti olmasına rağmen, yerine göre kaba, yerine göre de, -az da olsa- cinsel bir anlam verebileceği endişesiyle, tercih edilmez bildiğiniz gibi. Aynı kaba anlamı karının karşılığı olan "koca"da görmeyiz. Karı ne kadar kabaysa, koca da o kadar kabadır oysa. Üstelik birçok kullanımda özellikle de yargı alanında "karı"nın yerine konulan kelimeler yetersiz kalır ve tıpkı "kuzen"de olduğu gibi ikinci bir terime ya da izaha ihtiyaç duyar. Ezcümle, erkekler ortamına göre "hanım, bizim hanım, bizimki, içişleri bakanı" vs. ile durumu idare etmeye çalışırken kadınların elleri rahattır: Diğer kadınları kıskandırmak isterlerse; "kocam", bunun dışında ve her halükarda hiçbir endişe duymaksızın kullanabilecekleri terim olarak, "eşim" ceplerindedir ve neyi kullanırlarsa kullansınlar nezaket seviyeleriyle ilgili bir endişe ve tartışma söz konusu olmaz.
Yani, mesele basit bir terminolojik hata değil ve bu nedenle de bütün yükü "Köşe Kadısı" Hakkı Devrim'in omuzlarına yüklemek çok büyük haksızlık olacak.
Kibar ortamlardaki (bu türden sayılamayan ve özellikle de kadınların özneliğinin söz konusu olduğu alanlardaki kullanımlar için herhangi bir gazetenin 3. sayfasına bakınız.) tasarruflara ve özellikle yukarıda örneğini vermeye çalıştığım kullanımlara bakıldığında aklıma şu sorular geliyor: Acaba, "kadın" kavramını kullanmayı ayıp mı sayıyoruz? Bir kadına, "kadın" demekle saygısızlık ya da kabalık yaptığımızı mı düşünüyoruz? "Kadınlık ya da kadın olmak" küçük düşüren, utandıran, anılmaması gereken bir hal midir? Birine "kadın" dersek onu aşağılar mıyız? Ya da tersinden sorarsak, "kadın"lık uluorta dillendirilemeyecek bir "kutsiyet" mi barındırıyor? Kadınlar "ulvi" varlıklar mıdır? Özetle, kadın olmak neden "normal bir yapı" olarak görülmez?
Bir süre önce bir arkadaşımla, "bayanlara el kaldırmayışıyla" tanınıp sevilen oldukça medyatik bir sanatçımızın, haftasonu karısıyla yaptıkları tartışmada sinirlerine hakim olamayarak "iki tokat" atması hadisesi üzerinden, aile içi ve toplumsal şiddet üzerine konuşuyorduk. Bir ara ben yukarıdakilere benzer şeyler söyleyince, arkadaşım; "...Ülkede kadınların can güvenliği yok, sürekli dayak, hatta ölüm korkusu çekiyorlar. Dayağın meşru sayıldığı bir toplumsal yapıda senin takıntın biraz lüks değil mi?" demişti.


Takıntı mı?
Sahi, benim kafa yorduğum mesele basit bir takıntı mıydı, hem de lüksünden?
Arkadaşımın işaret ettiği, yani "Darwin'in doğal seleksiyon" teorisini sosyal hayata da taşıyan insanlarla benim bahsini etmeye çalıştığım zihniyet gerçekten de çok mu uzak birbirine?
Sağlıklı bir ilişki için her şeyden önce insanların birbirlerini doğru tanımlamaları ve gerçek yerinde görmeleri gerekir. Karşıdakini "kutsayarak" ya da olmadığı şekilde anlayarak kurulan her ilişki için hayal kırıklığı kaçınılmazdır. Gerçekçi temeller üzerinde kurulmayan bu nedenle de sahte bir saygı ve hayranlığın söz konusu olduğu bir ilişki ne sürekli olabilir, ne verimli ne de "tatminkâr"... Kısa bir süre önce yapılan bir anketin sonucunda dünyanın en mutsuz milletlerinden biri olarak belirlendiğimizi hatırlıyorum. Sizce bunun altında sadece ekonomik sebepler mi var?
Üstelik "hayranlık" duygusu, hemen yanında "küçümseme" refleksiyle dolaşır ki, bu keskin geçişten "şiddet"in doğması neredeyse kaçınılmazdır.
Sonuç olarak bir kadının kadınlığını, -her ne sebeple olursa olsun- kabul etmekten kaçınan bir erkekle, kendi vasfını doğru yerde kabul edip buna göre davranmayan kadınların ilişkileri gerçek ve doğru bir ilişki sayılamayacağından, birbiri hakkındaki görüşleri de hakkaniyet ve adaletten uzak gerçeklerle uyuşmayan sığ yargılar olacaktır. Birbirini doğru tanımayan ve de anlamayan tarafların, yine birbirleri hakkında verdikleri "kararlar" da işte bu nedenle işe yaramayacaktır...
Bendeki ilk çağrışım bu oldu. Neyin mi? Radikal İki'de Sayın Osman Can'ın başlattığı ve yine bu sayfalarda birkaç haftadır, kalitesini daha da yükselterek gelişen yargı (ve yargıç) tartışmalarında, Mustafa Kutlu'nun anlattığı "yargıç" konumuna karşılık, Orhangazi Ertekin ve Kemal Şahin'in birlikte yaptıkları değerlendirmede "seküler"lik talep ve teklifleri ve yargıçların toplumla ilişkileri ile ilgili güçlü sözlerinin.
Şimdi de şunu düşünmeli: "Acaba hem toplum hem de yargıç, çağdaş konum ve ölçülerde yaşayacakları, adil, modern ve demokratik bir ilişki istiyorlar mı? Ve de ne denli ihtiyaç duyuyorlar, ne kadar hazırlar?"
Bence tartışmanın ilk aşamasının düğümü burada çözülecek...

FARUK ÖZSU: Ödemiş Hakimi

26.03.2006 Radikal 2
Old 06-04-2006, 14:46   #2
NİLGÜN SEYMEN

 
Varsayılan

Hİtap Mi Tavir Mi....

Ülkemİzde KADIN KİMLİĞİNİN Son Derece<< FLU Bİr GÖRÜNTÜ >>SERGİLEDİĞİNİ DÜŞÜNECEK OLURSAK, ,EŞ Avrat,hanim,kadin...karşimizdakİ İnsanin Varliğina Duyulan Saygiya Kİlİtlİdİr Bu Hİtaplar..
************************
Bİr Yerlere İmzalar Atariz.... Evlİlİk SÜrecİnde..Belkİ..Dİye..
MutluluĞu Yakalayabİlİrsek--İyİ Kİ- Derİz.
Mutsuz Olmaya Başladığımızda da Keşkeler BaŞlar..
İŞte Bu Belkİ Ler-keşkeler--ve İyİkİler Arasinda Gİdİp Gelİr Bu Hİtaplar.....
****************************
Bu Kadin İÇİn De Aynidir..İster Adi İle ÇaĞirsın ,İster Bey, İster Efendİ..
SonuÇta Paletten Çikan Renk..boyanin Kalİtesİnİ Ele Verİr...
******************************************
Bİzler Ne Kadar Sevgİ- Saygi -ÖzgÜven Ve De Gereksİnİm Duyuyorsak,
Hİtap Odur..
Tavir=hİtap

Sevgİ Ve De Saygi Üzerİnde KurulmuŞ GerÇek Bİrlİktelİklere <<<selam>> Olsun...

NİlgÜn Çakici-yeŞİl Bursa-
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Hakim'in Avukatı, Avukatın Hakimi Şikayeti duha Hukuk Sohbetleri 79 11-10-2011 15:51
idari yargı hakimi nasıl olunur? arkhe Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 33 08-03-2009 03:29
Neden bayan stajyer? Av.Nefer Hukuk Stajı ve Meslek Seçimi 67 19-02-2009 22:52
Hukuk Hakimi mi? Hakim Hukuku mu? fikirbay Hukuk Sohbetleri 0 27-09-2004 22:07
Av. Dr. Eralp Özgen den Hocası Av. Dr. Faruk Erem e Av. Adil Giray ÇELİK Site Lokali 0 08-09-2002 18:27


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05818105 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.