Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadın/çocuk Bir Suçun Mağduru Ve Şikayet Etmiyorsa ?

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 06-02-2007, 14:19   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kadın/çocuk Bir Suçun Mağduru Ve Şikayet Etmiyorsa ?

Merhabalar,

Hukuki yardım verilen bir kadın/çocuk müvekkil cinsel bir suçun mağduru ise ve bu konuda şikayet hakkını kullanmıyorsa (değişik kaygılarla,örneğin suçlanacağı,kimsenin ona inanmayacağı,basına yansıyacağı vb.) ne yapmak gerekir?

Örneğin,boşanma davasında dava dosyasına yansıtılmamak kaydı ile aslında boşanma sebebinin erkek eşin müşterek çocuğa taciz/tecavüz eyleminde bulunduğu bilgisi alınsa?

Ya da kadının ensest mağduru olduğu öğrenilse ve kadın bunu şikayet konusu yapmak istemese?

Ne yapmalı?

Saygılar
Old 07-02-2007, 10:49   #2
naile

 
Varsayılan

Av. olarak alınan bu tür bilgilerin müvekkilin onayı olmadan kullanılması meslek açısından mümkün değildir; diye düşünüyorum.
Suçun mağdurları olan kişiler zarar görecekleri endişesiyle genellikle şikayetçi olma hakkını kullanmamaktadırlar. Bu durum bilinen bir gerçek. Ama mağdurun şikayet hakkını kullanmaması durumunda cezai kovuşturmanın başlatılması olası gözükmüyor. Ancak tecavüz ya da ensest olayının suç üstü baskınla ortaya çıkması durumunda kendiliğinden soruşturma başlayabilir. Bu da hayatın olağan akışı içerisinde hiç mümkün değildir. Şikayet hakkına sahip olan kişilerin bu hakkını kullanması mevcut koşullar içerisinde zorunlu.
Av. kendisine açılacak davada bilgi olarak kullanılmaması koşuluyla sır olarak verilen bilgiyi kullanarak ihbar edemez mevcut koşullarda. diyelimki etti suçun mağdurunun bu tür suçlarda vermiş olduğu bilgi çok önemlidir. soruşturmanın başlamasından hükmün verilmesine kadar dayanak alınan en önemli ve başta gelen kanıttır. Mağdurun yukarıda belirtilen kaygılardan yola çıkarak kendisinden habersiz olarak yapılan ihbar üzerine yapılacak tahkikatta şikayetçi olmadığını belirten ifade vermesi ihbarı asılsız duruma getirir.
Böyle bir durumda karşılaşıldığında sosyal hizmetlerin etkin ve yetkili bir biçimde devreye girebileceği ve mağduru güvenlik önlemleri içerisinde dinleyerek yönlendirmesi gerekir. mağdurdaki sözü edilen kaygıların giderilmesi ancak bu yolla mümkündür. Sosyal hizmetler henüz bu düzeyde değil ne yazıkki.Arzu edilen seviyede örgütlenmiş bir sosyal hizmeltler ağının bulunması durumunda meslek sırrı ifşa ediliyor konumuna düşülmeden işbirliği yapılarak yasal yaptırımların uygulanması yoluna gidilebilir diye düşünüyoru.
Şimdilik aklıma gelenler bunlar. Sevgi ve selam herkese.
Old 28-02-2007, 22:29   #3
Hekimbaşı

 
Varsayılan Erişkin başına çocuk sayısı anahtardır

Sn.Katılımcılar,

Bu tür şeylerden hekimler avukatlardan çok önce ve çoğu zaman onlara hiç yansımayacaksa bile farkeder veya haberdar olur. Ne yapıyoruz? Hemen hemen hiç birşey. En iyisinden, ilgili bir insansak, şiddeti uygulayan ebeveyni çağırıp görüşüyoruz, farkettiğimizi hissettiriyoruz, gözünü korkutmaya çalışıyoruz. Ama çoğu zaman diğer ebeveyn bundan bile zarar görebiliyor; çok özenli olmak gerekiyor. Açıklayamayız, çünkü edindiğimiz bilgilerin mahremiyeti var. Yapabilmemiz için, yasal düzenleme gerekir. Örneğin: 'böyle bir durumla karşılaşan sağlık görevlileri ihbarla yükümlüdür, yoksa .... ceza alırlar' gibi birşey. Diyelim ki yasal düzenleme var; buna rağmen annenin, çocuğun, veya her ikisinin birden yeterince maddi ve manevi koruma şemsiyesine alınacağından emin olmadıkça, "şahsen" bu konuda ihbar vb girişimde bulunmam. Kaş yapayım derken göz çıkarmam.

Hukukçuların durumu farklı tabii, iş artık yargıya intikal ediyor; müvekkillerini ikna edebilirlerse, ne ala; edemiyorlarsa, onların da yapabilecekleri birşey olmadığını Sn.naile söylemiş zaten. İkna faaliyeti sırasında da çok dikkatli davranmak ve sonuçlarını ayrıntılarıyla düşünüp aktarmakta yarar var. Özellikle sosyal hizmet diye birşeyin olmadığı ülkemizde. Sn.naile' ye hak veriyorum.

Buradaki anahtar nokta, çocuk sayısıdır. 14 yaşında başlayıp 36 yaşına kadar 8 çocuk, 3 düşük yapan kadınların kol gezdiği bir yerde, çocuğun toplumun geleceği olduğu düşüncesini kabul ettirip, ana veya babanın malı olmadığı gerçeğini kavratmanız mümkün değildir. Yeterli bir sosyal hizmet ağı kurmak da tabii. Dikkat ederseniz, yeterli sosyal hizmet ağlarının erişkin başına çocuk adedinin 1 in altına inmesinden sonra kurulduğunu görürsünüz. Acı, ama gerçek.

Saygılarımla,
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kadın Ve Çocuk Hakları Admin Hukuk Haberleri 2 13-12-2006 21:50
Sağlıkçı kadın şiddet mağduru Seyda Hukuk Haberleri 0 24-11-2006 10:46
Maganda kurşunu kadın çocuk dinlemedi Seyda Hukuk Haberleri 1 16-11-2006 18:24
Savcının aynı zamanda suçun mağduru olması AV.SERTANn Meslektaşların Soruları 8 25-10-2006 07:43
183 Alo Kadın Çocuk Danışma Hattı Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 05-03-2004 18:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,02890992 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.