Medyada Cinsiyetçiliğe Son!!!

Cinsiyetçi, Teşhirci ve Ayrımcı Yayınlara, Medyada Cinsiyetçiliğe Son!

Kadınların Medya İzleme Grubu-MEDİZ olarak dört aydır sürdürdüğümüz "Medyada Cinsiyetçiliğe Son!" kampanyamızın ardından cinsiyetçilikten uzak bir yaz tatili dileğimizi siz tüm medya çalışanlarına bir kez daha hatırlatmak istedik.

Selülit, Bikini, Dekolte, Frikik, Sıfır Beden Gazeteciliğinden Bıktık!
Medya Tarafından Röntgenlenmediğimiz Bir Yaz Geçirmek İstiyoruz.

Devamı için:
http://www.mediz.org/Yazi/88/1/Cinsi...liğe-Son-.aspx

Böylesi bir çalışma deyecem ama çabanın sonuç vermesi inanın en çok temenni edeceğim konu olur...

Geç miş zaman da yapmış olduğum sohbetler de: eleştirilmiştim ne demek basın-yayın hakkı var deyip farlı şekilde söylemler edilmişti..

Ben Basın Yayın Yüksek Kurulunun MEslek sorumluluğu ve hasasiyeti ölçüm uygullamaları yaparak eleman alımı ve çalışanların hata halinde diğerlerine ve yeni başlayanlara aynı hatayı yapmamaları şeklinde uğraşların olması gerekliliğini söylemiş ya da benzer, söylemleri desteklemiştim..

Ama ilginçtir ki bayan arkadaşlardan bile tepki almıştım..

Umarım sizin bu çalışmalarınız sonuç verir.

Naçizane destek olmak konusunda da uğraşveririm.Kolaygelsin diyorum.

Sayın KAYAR ; Bu işten büyük rant elde eden bir sektör var. Bu tür görüntüler eğer haber yapılamazsa, birçok gazeteci işsiz kalır. Kaldı ki, özellikle selülitlerinden, bikinisinden, verdiği frikikden, dekoltesinden magazin sayfasında yer almaktan çıkar sağlayan ve haz duyan kadınlar var.

Bu kesim herkesin malümu. Diğerleri ise, isteseler de bu sayfalarda kendilerine yer bulamazlar diye düşünüyorum.

Saygılarımla.

Selamlar Sn. Av.Habibe YILMAZ KAYAR ,
Mesajınızı inceledim gerçekten güzel bir toplumsal mesaj ancak değindiğiniz konu kadına yönelik negatif ayrımcılıktan ziyade, televole medyasının kadın-erkek ayrımı gözetmeksizin yapmış olduğu haberleri dejenere ederek topluma yansıtmasıdır.Kaldıki bu haberler toplumun ve medyanın talebiyle değil bizzat haberlerin başröllerinde oynayan kişilerin doğrudan veya dolaylı talepleriyle yapılmaktadır.Zaten orada dikkat ederseniz medyanın negatif ayrımcılık yaptığından çok, bahsi geçen kişilerin bu işe bizzat paye vererek negatif ayrımcılığa yol açtıkları aşikardır.Bahsi geçen kişiler diyiyorum ben burda ayrımcılık yapmak istemiyorum, ancak bir bayan kalkıp ben aşk yaşıyorum diye medyaya demeç vermezse veya ben şu saatte şurada güneşleneceğim diye medyaya haber salmazsa kim nereden onun orda olacağını bilecek?Hele son zamanlarda medyayada yansıyan şu meşhur atışmalar yokmu?Daha binlerce örnek verebilirim.Her nedense bu konulara değinilmiyorda, olaylara işin kendimizi ilgilendiren tarafıyla subjektif olarak bakıyoruz.Eğer bir hukukçu olarak objektif olamaz isek belirli bir kısır döngü içerisinde toplumsal gerçekleri bir kenara bırakıp olayları sadece kadınlar yönünden inceler isek adaletin ne sosyal olanına ne hukuki olanına ulaşamayız.( Bu arada Sn. Atahun'ada katılıyorum )
Saygılar

Merhaba

Kadınların talebi çok açık ve sade;

Medya Tarafından Röntgenlenmediğimiz Bir Yaz Geçirmek

Basının ;yaz sezonunda erkeklere göstermiş olduğu özeni kadınlara da göstermesi dileği ile....

"Kadınların Az Olduğu Medyada Erkek Akıl Egemen Oluyor"

Yaygın medyadan haber örnekleri veren Prof. Dr. Alankuş, kadınların yok sayılarak sembolik olarak yok edildiklerini söyledi ve bunun değişmesi için medyadaki yöneticilere, çalışanlara, izleyicilere ve yasa koyuculara görev düştüğünü belirtti.

BİA Haber Merkezi - İstanbul

8 Ocak 2009, Perşembe

"Medya kadına tıpkı batının doğuya, ve 'medeninin' vahşiye, 'kültürlünün' doğaya, rasyonelin duygusala, beyazın siyaha ya da beyaz olmayan herkese, kısacası kendisine benzemeyene baktığı gibi bakıyor."

Voyvoda Caddesi Söyleşileri kapsamında, Osmanlı Bankası Müzesi'nde "Medyada kadın / beden temsili (siyaseti)" başlıklı bir söyleşi veren BİA Eğitim Programları Koordinatörü ve İzmir Ekonomi Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda Alankuş yaygın medyanın ataerkil ve cinsiyetçi dilini eleştirdi, medyada çalışan kadınlara yapılan baskılara dikkat çekti.

Kadının ve ve diğer toplumsal azınlıkların yaygın medyada temsilinin sorun olduğunu söyleyen Alankuş "Medya dediğimizde toplumsal ve siyasal algının dışında bir şeyden söz etmiyoruz. Medya hegamonik iktidar güç merkezlerinin dışında bir konuma sahip değil" dedi.
Kadın beden, erkek akıl

Kadının bedenle temsil edildiği medyada erkeğin akılla temsil edildiğini vurgulayan Alankuş kadın bedeni üzerinden bir trafiğin aktığını kaydetti.

Pirelli reklamından, Newsweek ve Time dergilerinin kapaklarından ve Hürriyet gazetesinden haber örnekleri veren Alankuş, Fatih Altaylı'nın avukat Eren Keskin ve gazeteci Gülay Göktürk hakkında yaptığı cinsiyetçi açıklamaları değerlendirdi.

Altaylı'nın bu açıklamalarıyla "ne kadar adam, ne kadar mert olduğunu" vurguladığının altını çizen Alankuş şöyle konuştu:

"Açıklama bir yönüyle de 'ben kendi kadınımı korurken, ötekinin kadınına herşeyi yaparım' diyor."
Kadın odaklı habercilik şart

Kadına yönelik şiddet haberlerinde failden çok mağdur olan kadının öne çıkartıldığını ve atılan başlıkların "kadının başına gelenleri hak ettiğini" vurguladığını ifade eden Alankuş kadın odaklı haberciliğin şart olduğunu söyledi ve bu konuda bianet'in önemli bir yayın olduğunu vurguladı.

BİA'nın "Kadın Odaklı Habercilik" kitabından rakamlar veren Alankuş kadınların baş sayfada temsil oranının düşük olduğuna dikkat çekti.

"Kadınlar medyada yeterince temsil edilmiyorlar. 2004'te bir ay boyunca yapılan gözleme göre bu oran yüzde 9.8. Temsil edildiklerindeyse bu ya bir suçun faili/kurbanı olarak ya da bir konu mankeni/öznesi biçiminde oluyor."
Sonuç: Kadınlar yok sayılıyor

Kadınların sembolik olarak yok edildiklerini, hak ihlallerine uğratılarak maruz kaldıkları ayrımcılığın perçinlendiğini, iletişim haklarına el konulduğunu söyleyen Alankuş "Bu nedenle kadınlar olumlu rol modelleriyle karşılaşarak birbirlerinin deneyimlerinden yararlanmaları, dayanışma oluşturarak güçlenmelerini sağlayacak bilgilerden yoksun kalıyorlar" dedi.

Medyadaki kadın sayısının azlığı ve kadın çalışan olmanın zorluklarına da değinen Alankuş medyadaki bakış açısının değişmesi için medya sahiplerine ve çalışanlarına ve siyasi yapıcıların yanı sıra izleyicilere de sorumluk düştüğünü söyledi.

Alankuş'un sunumunun ardından söyleşi soru cevaplarla sürdü.(BÇ)
http://www.bianet.org/bianet/kategor...-egemen-oluyor