Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Kadınları Konuşalım....

Yanıt
Old 19-03-2007, 21:11   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Kadınları Konuşalım....

Merhabalar,

Biz kadınlar nasıl yaşıyoruz?
Zamanımızı nasıl geçiriyoruz?

Yaşamımızda en önemli olanlar neler?
Kendimizi gerçekleştirmek kaçıncı sırada?

Ve temel haklardan ne kadarını yaşanır hale getiriyoruz?

Haydi,biz kadınları konuşalım....

Saygılar
Old 23-03-2007, 11:57   #2
Ayşegül Kanat

 
Varsayılan

Burada mı? Şaka yapıyorsunuz, değil mi?

"Kadınlar, kadınlarla herşeyi konuşur, ama erkeklerle asla!" şiarını unutmayalım. Saygılar
Old 23-03-2007, 13:40   #3
Viyola

 
Varsayılan

Habibe Hanım yine güzel bir konu açmış,ben de bana gönderilen bir maili paylaşmak istedim.Yazıyı okuyan erkek üyelerimiz bana kızmazlar umarım,çünkü yazıyı yazan ben değilim.
Eskiden kadin olmak daha kolaydi.

Kadinlar sadece evde olur, yemek yapar, cocuk bakarlardi.

Sadece esinin geliri dusukse kadin calisirdi ve calisan kadina acinirdi.
Kadin calisiyorsa, evine bakamayacagi dusunulurdu,
zaten kadin bekarken calisiyor idiyse bile evlenince evinin kadini olurdu.
90'li yillara gelindiginde kadin sadece evde olmak istemedi, artik
calismak ekonomik olarak ozgurlesmek istiyordu.

Once universite okumaya ,sonra calismaya basladi. Bu kadinin hosuna
gitmisti.
Calisiyor, istedigi gibi harciyor, geziyordu.
Artik calisan kadin evli olmak degil bekar olup gununu gun etmek istiyordu.
Yasasin ozgurluk...

Calisan kadin artik iskolik olmustu, calisiyor ve yuksekliyordu.
Zirveye ulasmisti. Bircok sirkette once orta kademe, sonra ust kademe
yonetici kadin oldu.
Doksanlarin sonuna gelindiginde sirketler yalniz ve iskolik 30lu yaslarinda
kadinlarla doluydu..

Bu calisan kadina yetmedi, citayi biraz daha yukseltti.
Artik hem evli ve hem de basarili calisan kadin olmaliydi.
Calisan kadin etrafina bakindi. Basarili, parali koca adaylari gozden
gecirildi.
Adaylardan kel, sisman ve kisa boylu olanlar hemen elendi.
Ince ruhlu, saraptan anlayan, 14 Subat'ta muthis surprizler
yapabilen, kimsenin bilmedigi yerlerde basbasa tatillere goturen, yasamayi
seven ve bol bol espiri yapanlar hemen kapisildi.
Yurt disindan gelinlikler getirtildi. Otellerde muhtesem dugunler
yapilip, Maldivler'e ya da Bali'ye balayina gidildi.

Balayindan sonra calisan kadin hizla is basi yapti.
Gunduzleri toplantidan toplantiya kostururken artik aksam yemegini de
dusunmeye baslamisti.
Aksam ne yenmeli, nereye gidilmeli, esinin gomlekleri, pantolanlari utulu
mu, kiyafetleri kuru temizlemeciye
gitti mi geldi mi, marketten alinacaklarin listesini cikar, is cikisi git
al, eve gel, aksam yemegini hazirla....

Calisan kadin artik mutluydu. Gece yatagi sicacikti.
Uzulunce derdini paylasan, hastalaninca ona bakan, aglayinca destek
olacak bir omuza, goz yaslarini silecek sevkatli ellere sahipti. 15 saat
kosturmak kadina viz geliyordu. Etraf bu sekilde kosusturan, ev ile is
arasi cift vardiya calisan Kadinla doluydu.

Zaman geciyordu. Calisan kadin 35 ine yaklasiyordu.
Biyolojik saati "be bek, be - bek" diye uyari vermeye basladi.
Evet calisan kadin hemen cigliklar atmaya basladi *"Bebek de yaparim kariyer
de " *diye...
Calisan kadinlar hemen sosyetik kadin dogumcularin randevularini
doldurdular.
Calisan kadinlar ajandalarina ve islerinin temposuna
uygun zamani secip hemen mikroenjeksiyonla bebek yapmaya basladilar.
1-2 ay sonra guzel haberler sirayla gelmeye basladi,calisan kadinlar
hamileydiler.

Calisan kadin hem hamile, hem guzel olmak istedi.
Hemen diyetisyenlere kosulup, ozel hamile diyetleri alindi, bol bol
kivi yenmeye baslandi. Eskisi gibi tatli, tursu, borek, erik aserilmiyor,
karpuz, kivi ve mango isteniyordu gecenin bir yarisi eslerden.

Calisan kadin cocugunu eski usul buyutmeyecekti. Hemen onlarca
hamilelik, bebek buyutme kitaplari alindi, bir cok internet
sitesine uye olundu, Yoga ve anne-baba kurslarina yazilindi.

Calisan hamile kadin artik gun gun takip ediyordu bebeginin gelisimini.
Bugun 43. gun, bebegim uzum tanesi gibi... 59. gun, parmaklari olustu... 89.
gun, bugun ilk defa hickirdi... 210 uncu gunden sonra artik bebegin
matematik zekasinin artmasi icin Mozart dinletilecek.
.. Sonunda mutlu gun geldi.

Calisan kadin artik anneydi. 3-4 aylik izinden
sonra calisan kadin oldurucu diyetlerle zayiflayarak incecik bir sekilde
isbasi yapmisti.

Artik basarili bir yonetici, iyi bir es ve anne olarak 24 saat calisiyordu.
Bebek buyudukce, sosyallesmesi icin calisan kadin cumartesilerini
cocuguna ayirdi. Artik tum anneler topluca etkinliklere katilmaya
basladilar. Yas gunu partileri, tiyatrolar,piyano dersleri, basketbol,
tenis ve yuzmekurslarinin biri bitiyor, digeri basliyordu.

Calisan kadina bu da yetmedi. Artik hem calisiyor, hem
iyi bir es olmaya gayret ediyor ve hem de annelik yapiyordu. Calisan
kadin citayi birkez daha yukseltti.
O artik evinde katkisiz, saglikli ekmekler, receller yapmali,
organik gidalarla, vitamini bol sebze yemekleri hazirlamali,
cocuguna ve esine ozel gunlerde pastalar yapabilmeli, bu pastalari cok guzel
susleyebilmeliydi.
Butun calisan kadinlar yemek yapma kurslarina kosmaya basladilar.

Evlerine ekmek yapma makinalari aldilar,
toplanti aralarinda bir birlerine yemek tarifleri vermeye
basladilar, "Dun nefis bir cavdarli ekmek yaptim, istersen tarifini
vereyim" "Ben de hafta sonu harika bir pasta yaptim. Evdekiler bayildi. Bir
aksam gelin de size de yapayim" Bakalim calisan kadin bundan sonra citasini
nereye yukseltecek?

Gelelim erkege...
Bu surec icerisinde calisan erkek ise citasini hic yukseltmedi.
80 lerde, 90 larda ve 2000 lerde hep TV izliyor,bira iciyor ve maca
gidiyordu...
Old 23-03-2007, 13:56   #4
Av.Selcan Güngör

 
Varsayılan

Eğer kadınsanız;
varlığınızı anlamlandıran mutlaka bir nedeni olmalı.Oysa kadına yüklenen anlamlar,ne yazık ki kadından bağımsız ve trajiktir.Kadın olmak zordur,tarihtede bu hep böyleydi.
Kadın ister çalışan ister ev hanımı olsun,ister zengin ister fakir olsun,ister şehirli ister en kırsal yerden olsun kadının durumunu hiç değiştirmez,kadınlar yıpranmaya mahkumdurlar.Sadece bu seçeneklerden olumlu olanlara sahipseniz cesaretiniz biraz daha fazladır demek.Cesaret,kadınlarımızın belki de haklı olarak yeltenemedikleri birşey ama en çok da ihtiyaçları olan şey.
Bu hep böylemi devam eder bilemiyorum ama sanırım ihtiyacımız olan eğitim.Kadına ne zamanki köle,kocasının karısı,cinsel bir meta ya da çiçek anlamlarının yüklenilmesinden vaz geçersek ve kadına insan ve birey anlamlarını yüklemeye başlarsak işte o an sorunlarımız bitmiş demektir.
Old 23-03-2007, 17:07   #5
AV.ZEYNEP ERTUNÇ

 
Varsayılan

Hanımlaaar; lütfen biraz lirik,biraz komik birazda,biraz aydınlık olun..bu yazıları okurken içim daraldı.Tabiiki kendini gerçekleştirme bilinci olan her varlık için sözkonusudur.Yani erkekler içinde...Kadınların kendini varlayamadığı yerde erkek kendini nasıl varlayacak ki?Onun için gerçekçi olalım.Bu günkü erkek modeli veyahut erkek bilinci geçmişin kadınının kendini var etme biçiminin sonucu değil midir biraz?
Old 23-03-2007, 17:28   #6
serpilşener

 
Varsayılan

Ben boşanmaya çalışan bir kadınım. Şiddetin birçok türünü yaşadım. Evim elimden alındı, muvaazalı satışla başkasına satıldı ve o şahıs da beni evden attı. 40 yaşımdan sonra 1. evliliğimden olan oglumla (14) babamın evinde oturuyorum. Evliyken bana aldırdığı kredileri ödemeye çalışıyourm, benim üzerime olan arabamı vermiyor, vs.vs.vs. 1 senedir yaşadıklarımı size anlatamam.

Şu anda ne mi yapıyourm. Evet düşmüştüm. Ama tekrar ayağa kalktım. Oğlumla birlikte annemin babamın tadını doyasıya çıkarıyourm. Deli gibi hukuk okuyourm) Kendimi ve oğlumu tedavi etmeye/ettirmeye çalışıyorum. Hayat çok guzel. Yaşamaya değer. Bana yaşatılanlar beni yıldırmayacak. Evet bazen altüst oluyourm. Çok isyan ediyorum. Ama bana yapılanları yapanlar gibi olursam onlardan farkım kalmaz. Onun, bazen ümitsizliğe kapılsam da, hukuk yoluyla ceza/lar almasını sağlamaya çalışıyorum. Direniyorum, isyan ediyorum, denenmemiş yolları veya çok az karar çıkmış maddeleri avukatlarımın denemesini sağlıyourm ve başarıya da ulaşıyourz.

Ben gene de sevmeye, güvenmeye, gülmeye devam edeceğim.

Unutmayalım:

Kayak yaparken öğretilen ilk şey: DÜŞMEKTIR
İkinci şey ise KALKMAK

Biz bize lazımız. Çevrenizdeki arkadaş ve akraba kadınlara daha duyarlı olmanızı tavsiye ederim. Bana bu kadar çok destek sağlanmasaydı çok zor götürürdüm bazı şeyleri.

Umuda...
Old 30-03-2007, 09:17   #7
AV.ZEYNEP ERTUNÇ

 
Varsayılan

Bence biz kadınlar diyerek sadece cinse özgü bir yaşama biçimi belirleyebilme şansımız yok..Çünkü pek çok iç ve dış etmen ve de bir miktar da tercih ve iradelerimiz ile bir yaşama şeklini yaşıyor oluyoruz.Bunun üzerinde ya düşünüyor yada düşünmüyoruz. Belki aradaki fark bu ..
Evet belki burada irademizin kullanımının ne kadar olduğu konusu üzende söyleşi geliştirilebilir. Tercihlerimizin ne olabileceği ve hangisinin olması halinde iyinin-doğrunun yapılmış olacağı..Ancak burada da Çok genel şeylerin ötesine de geçilemiyeceğini düşünüyorum.Hayır karamsar değilim.Ancak zannediyorum farkında olduğum şey çok uzun sürelerdir, biz kadınların en temelinde İÇGÜDÜSEL OLANI kaybetmeye başladığımız duygusu..Kendimizi kendi cins özelliklerimiz, yaradılışımız içinde yaşayamıyor olarak görmek beni düşündürüyor en derininde!!!
Peki kendi cins özelliklerimiz neydi????
Evet haklar kavramı çok önemli..Bir hukukçu kadın olarak bunun dışında bir şey ifade etmem abestir.. Ancak üzgünüm şunu itiraf etmek zorundayım..BENİ GİDEREK HAKLARDAN DAHA ÇOK MUTLULUKLAR ilgilendiriyor, düşündürüyor dersem tuhaf karşılanırmıyım? Yaşadıklarım ve küçük büromda bir klinisyen gözüyle uğraştığım hukuki problemlerde hep bu sonuçlara varıyorum !!!Nerdeyse şu tercihi önerir hale geleceğim ;" hadi şu hakkın olmayıversede olur.Sen kendini mutlu hisset de.."
Bir kadın olarak neden bu hale geldiğimide düşünmüyor değilim bu arada.Samimiyetimle..
Old 30-03-2007, 09:22   #8
ISIL YILMAZ

 
Varsayılan

[AV.ZEYNEP ERTUNÇ]İÇGÜDÜSEL OLANI kaybetmeye başladığımız duygusu..Kendimizi kendi cins özelliklerimiz, yaradılışımız içinde yaşayamıyor olarak görmek beni düşündürüyor en derininde!!![/quote]

Zeynep Hanım, bu içgüdüsel, kadının yaradılışına özgü olan olan ne ola ki?
Old 30-03-2007, 09:27   #9
AV.ZEYNEP ERTUNÇ

 
Varsayılan

Bunu geliştirmek üzerinde düşünmek istiyorum..Birlikte..Evet bunu en derinimizde bize hissettirecek birşeyler olmalı ..Bu sadece beyinle ve düşünceyle ançak farkedilerek tanımlanabilecek bir konu ama hissediş..Hissedişler önemli..
Old 30-03-2007, 14:20   #10
Hekimbaşı

 
Varsayılan Alıştırmadan ibaret

"Kadınlar, kadınlarla herşeyi konuşur, ama erkeklerle asla!"

O zaman da bir arpa boyu bile yol gidemezsiniz. Başka başlıklarda neden kadınlardan bu kadar az yazar, şair çıktığına ilişkin tartışmalar vardı. Nedeni açık değil mi? Bir cins, diğerinden usta. Bu ustalık; başkalarıyla yarışmakla başlıyor, hatalardan öğrenmeyle devam ediyor, öğrenemezsen de ölümle veya yok olmayla bitiyor elbet. Bütün ustalıklar böyle edinilir. Ustalık; başkalarıyla yarışmak için cesaret, onları alt etmek için maharet, elde edilen zaferi kutlarken de sükunet ister. Kendi kendinize konuşursanız, bu alıştırmadan ibarettir.

Saygılarımla,
Old 30-03-2007, 15:08   #11
AV.ZEYNEP ERTUNÇ

 
Varsayılan



Sayın Cem Hekimbaşı;zaten sorun da bu değilmi! Kadınlar; yazar,şair,felsefeci,tekniker..her neyse gibi yetilerden uzak oldukları için değil ki bu yaşanılanlar..Neden hiç de belirttiğiniz neden değil,sizde gönlünüzün derinliğinde bunu hissediyorsunuz..Yani neden; ustalığın bir cinste fazla diğerinde az olması gibi görünsede ilk etapta aslında belkide üzerine bastığınız O ÜNLÜ YARIŞ açıklaması daha doğru bir tanım..Tabii ki tersinden bir açıklamayla...!! Yani yarışma,ötekini geçme,ötekini yok etme ve bu şekilde var olma biçimi kadının doğasında yok bence..Eğer içgüdüsel kadın nedir diye hissetmeye çalışırsak bu cevabı buluruz..
Old 30-03-2007, 15:22   #12
AV.ZEYNEP ERTUNÇ

 
Varsayılan

Kaldıki; ustalığın bir yarışma içinde edinilebilceği kabul edilse dahi bu hangi yarış !!! kimin yarışı,koşullarını kim koyuyor,neye göre başarı...Ama kadınların erkeklerle konuşması gerektiği düşüncesi çok doğru,buna canı gönülden inanıyorum..kendi sohbetimizi yaptığımıza inanarak olsun yeter ki!!
Old 30-03-2007, 15:42   #13
Hekimbaşı

 
Varsayılan

Sn.Ertunç,

Sözünü ettiğim yarış, cinsler arası bir yarış değil; belli bir alanda usta olarak tanınma sürecinde gerçekleşen yarıştır. 5, 6, 7, 8 inci tümcelerde cinsiyetle ilgili bir ayırım olmayıp, düşünsel nitelemelerdir. Ayırım, alıntının sahibince yapılmış ve 1, 2, 3, 4 üncü tümcelerde konuya giriş amacıyla kullanılmıştır. Yazı, kadınların usta olmadıkları veya olamayacakları gibi bir sav da içermemekte; sadece kendi aralarında konuşarak usta olmalarının mümkün olmadığını belirtmektedir. Kısacası; alıntıyı eleştirmektedir.

Saygılarımla,
Old 01-05-2007, 22:10   #14
yağmurdamlası

 
Varsayılan :)

Biz kadınların anlamak da anlatmak da hem zor bulunur hep bu konu perde arkasına gizlenir evet bizi anlatmaya bazen kelimeler yetmez tükenir. Kadınların duygusallığı ve de şefkat dolu yüreğini herkes bilir ve bizler mantığı biraz daha arka planda hayatını götürebilen insanlarız.Evet büyük hedeflerimiz olabilir ve de zekamız ama sevdiklerimizi için ertelemeleri en çok yapan yine biziz.Hataları göğüsleyebilecek bir yapımız var ve de hayatta ne yazık ki tam anlamıyla haklarımızı bilen ve de bunları konuşabilen az sayıda hemcinsimiz var.Ailede de bizlere büyük görevler düşer ve hayat bazen çok yükler taşımamıza sebep olur belli konularda erkeklerin düzeyinde olabilsek bile bazen çok zayıf olduğunu hissedebilir kadın.İnatçılık ve de başarıyı arzulama bizlerde daha çok ama ansızın gelen bir rüzgar dalımzıı kırdığında ve oan biz duygularımızın güçlü olu olmaması nedeniyle nasıl bir tepki verebileceğimiz bilinemez oan düşebilriz ve buna da şaşırmamak elde olmayabilir.Fakat bizler gerçekten olması gereken varlıklarız bizsiz hayatın tadı olmaz...
Old 03-05-2007, 13:24   #15
ağaoğlu

 
Varsayılan vişnenin cinsiyeti

Beni rahatsız eden şu: Kadınlar farkında olmadan kendilerini "erkeklere göre" ifade etme yoluna gidiyorlar. Doğalmış gibi. Ama değil. "Erkeklere göre daha az sayıda".. "Erkeklerin düzeyinde".. "Bizsiz hayatın tadı"... Burada hayatın öznesi erkek, kadın da bu özne için hayatı tatlandıran bir çeşni kılınmış olmuyor mu..

Jeanette Winterson adlı bir yazarın "Vişnenin Cinsiyeti" adlı bir kitabı var. Vişnenin kaderini paylaşıyor kadınlar da.. Vişnenin kendine özgü bir tanımı yapılmaz hiç. "Kiraza göre daha koyu renkli", "kirazdan daha ekşi".. bir meyve olarak anılır-anlatılır..

Önce kadınların, önce kendilerinin "özne" olduklarını içselleştirmeleri gerek sanırım.. Acilen..
Old 30-05-2007, 11:36   #16
av.semire nergiz

 
Varsayılan

Hepimizin herzaman duyduğu birçok kadının da aslında farkında olmadan içselleştirdiği kadının doğası gereği narin,duygusal,yarışı sevmeyen bir karaktere sahip olduğu,yaparsa herşeyin en iyisini yapar,bir işe talip olduysa bu işi en mükemmel şekilde yapması gerektiği beklentisi ile yanlış önyargıları red ederek işe başlamak lazım.
Kadın herşeyden önce bir insandır,hataları da vardır başarıları da vardır,duygusal olduğu anlar vardır ancak mantığının öne çıktığı zamanlar da vardır,şefkat doludur ancak gerektiğinde tavır koymasını da bilir,iş yerinde başarılı kadın da vardır başarısız kadın da var,kısacası kadın çok ulvi bir kişi değil herkes gibi diğer cinsler gibi yaşamın içinde başarı ve başarısızlıklarıyla var olan bir insandır.Ne doruktadır ne de çukurda o da herkes gibi bir insan.Onun da adliyeleri dolduran şirket batırıcı erkekler kadar şirket batırmaya hakkı vardır,borçlanmaya gerektiğinde icra takibine maruz kalmaya hakkı vardır,kavga etmeye hakkı vardır,kısaca yaşamın içinde ben de varım demeye toplumun ondan sürekli en iyisi,en kusursuzu olma beklentilerine olumlu cevap olmama hakkı vardır.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Feminist Kadınları Nasıl Bilirsiniz? Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 23 06-03-2007 18:16
Dünya Kadınları 2000 Av.Habibe YILMAZ KAYAR Kadın Hakları Çalışma Grubu 0 11-02-2006 11:35
Kadınları Araç Kullanması Hakkında Armağan Konyalı Kadın Hakları Çalışma Grubu 7 14-02-2004 14:37


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04169393 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.