Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Ev İşi Kimin İşi ???

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 20-02-2005, 12:39   #1
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ev İşi Kimin İşi ???

Kadının işten geç dönmesi boşanma için neden değil
Oya ARMUTÇU / ANKARA

Karar: Evli kadın, evlilik birliğinin eşlere yüklediği eşit görevleri savsaklamak veya ihlal etmemek kaydıyla; Anayasa’nın 48. maddesi ile teminat altına alınan dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetini kullanabilir.

YARGITAY 2. Hukuk Dairesi’nden çalışan evli kadınlara destek geldi. Daire, evli bir kadının, ‘evdeki görevlerini aksatmamak koşuluyla dilediği işte çalışmasının ve mesaiye kalıp işten geç gelmesinin’ boşanma nedeni sayılmayacağına karar verdi. Antalya’da yaşayan ve her ikisi özel şirketlerde çalışan S.A. adlı erkekle N.A. adlı kadın evlendiler. Bir süre sonra N.A., iş yoğunluğu nedeniyle zaman zaman akşamları şirkette mesaiye kalmaya başladı. Bu durum genç çiftin arasını açtı. S.A., karısına, ‘İşten ayrıl, evde otur’ diye tavır koydu. Ancak, karısı işinde ayrılmayı reddetti ve aynı şirkette çalışmayı sürdürdü. Bunun üzerine, S.A. mahkemeye başvururak, ‘Karım mesaiye kalıp işten eve geç geliyor, evdeki görev ve sorumluluklarını aksatıyor’ diye boşanma davası açtı.

MAHKEME BOŞADI

Davalı N.A. ise mahkemede kocasından boşanmak istemediğini belirterek, ‘Ben çalışma yaşamı içinde kariyer sahibi bir kadınım. Hem evdeki görev ve sorumluluklarımı yerine getiriyorum, hem de işimi yapıyorum’ diye savunma yaptı. Ancak, yerel mahkeme, ‘Kadının işten dönüş saatlerinin gecikmesi nedeniyle evdeki görevlerini aksattığı’ sonucuna vararak, çiftin boşanmasına karar verdi. Kocasından da işinden de ayrılmak istemeyen N.A. ise yılmadı ve kararı Yargıtay 2 Hukuk Dairesi’nde temyiz etti. Daire de çiftin boşanma kararını bozdu. Evli kadınlara çalışmaları için destek veren karar şöyle:

Çalışma herkesin hakkı ve ödevidir. Anayasa’ya göre, çalışma hem bir hak hem de kişinin topluma ve ailesine karşı ödevidir.

Evli kadın, evlilik birliğinin eşlere yüklediği eşit görevleri savsaklamak veya ihlal etmemek kaydıyla; Anayasa’nın 48. maddesi ile teminat altına alınan dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetini kullanabilir.

Medeni Kanun’un 192. maddesi de ‘Eşlerden her birinin meslek veya iş seçiminde diğerinin iznini almak zorunda olmadığını’ düzenlemektedir. Ancak, meslek ve iş seçiminde evlilik birliğinin huzur ve yararı göz önünde bulundurulmalıdır.

KUSUR DEĞİLDİR

Medeni Kanun’nun 186. maddesi de ‘Evlilik birliğinin eşler tarafından beraberce yönetileceğini eşlerin birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıklarıyla katılacaklarını’ düzenler. Çalışma evlilik birliğini sarsan kusurlu bir davranış değildir.

Nasıl bir erkek çalışıp aynı zamanda evine karşı olan sorumluluklarını yerine getiriyorsa, bu kural kadın için de geçerlidir. Davalının işten dönüş saatlerinin gecikmesi evdeki görevlerini yerine getirmediğini göstermez. Çiftin bu gerekçeyle boşanmalarına karar vermek usul ve yasaya aykırıdır.
Old 05-01-2006, 13:43   #2
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ev İşleri Kaç Yıl Sürer?

Ev işleri kaç yıl sürer?


AA - LONDRA - Britanya'da yapılan araştırmaya göre ülkedeki kadınlar ömürlerinin ortalama dört yılını ev işiyle uğraşarak geçiriyor. Bu oran erkekler için 2.5 yıl. Kadınların yüzde 40'ı haftada 10 saatten fazla ev işleriyle uğraşıyor. Ancak bu oran yaşa gö-re değişiyor: 18-30 yaş arasındaki kadınların yüzde 15'i haftada bir saat-ten az evişi yapıyor.


Radikal 5 Ocak 2006

Ülkemizdeki oran nedir acaba?
Saygılar
Old 20-01-2006, 19:46   #3
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Ev İşi Kimin İşi ..

Ev İşi Kimin İşi


Ankara 5. Aile Mahkemesi Hakimi Erdem'in, yeni Medeni Kanun'a aykırı olarak verdiği "boşanma" kararı kadın aktivistlerin tepkisine yol açtı. Av. Gülbahar "Medeni kanunla artık eşler, ev işi ve çocuk bakımı konusunda ortak sorumluluk sahibidir" dedi.

--------------------------------------------------------------------------------
BİA Haber Merkezi
19/01/2006 Ayşe DURUKAN ayse@bianet.org
--------------------------------------------------------------------------------
BİA (İstanbul) - Mehmet Ali Ağca'nın tahliyesiyle birlikte yargı kararları tartışılırken, gazete sayfalarına yansıyan bir mahkeme kararı da Ankara'dan geldi.

Hürriyet Gazetesi'nde 9 Ocak tarihinde yayınlanan Nurettin Kurt imzalı haberde, Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin verdiği karara atıfta bulunularak "Bakımsız kadın boşanma nedeni" başlığı atılıyordu.

Kurt'un haberine göre Ankara 5. Aile Mahkemesi Hakimi Sebahattin Ali Erdem, "bakımsız ve pis kadının olayda ağır kusurlu olduğunu" belirterek şu kararı veriyordu:

"Davalının işinde başarılı olması, eşine ve çocuklarına karşı yükümlülükleri, çocukların bakım ve gözetimi, evin ve çocukların temizliği konularında ihmalkar olmasını gerektirmez. Oysa davalı, ihmalin ötesinde ağır kusurludur. Tarafların boşanmalarına, müşterek çocukların velayetini babaya, davalının ağır kusurlu olduğu gözetilerek nafakalar kaldırılmış olup, velayeti babaya verilen çocuklar için toplam 200 YTL davalı anneden alınarak babaya verilmesine karar verildi."

Mahkeme kararı yasaya aykırı

Yeni TCK Kadın ve Medeni Hukuk Platformundan Avukat Hülya Gülbahar, bianet'e yaptığı açıklamada, eski medeni kanundaki ev işlerini kadına bırakan maddelerin tümünün kaldırıldığını söylüyor:

"Artık eşler, ev işi ve çocuk bakımı konusunda ortak sorumluluk sahibidir. Hele ki her iki eş de dışarıda çalışıyorsa; kadın ya da erkek, çocuk bakımı ve ev işlerinden birlikte sorumludur. Okuduğumuz haberde kocanın ev işi ve çocuk bakımına her hangi bir katkısı olduğundan hiç söz edilmiyor. Burada yasanın çiğnendiğinden söz ediyorsak, kocanın da bu iki maddeyi ihlal ettiği ortadadır. Bu işleri tek başına 'kadının işi' olarak gören mahkeme kararı yasaya açıkça aykırıdır."

Gülbahar'ın sözünü ettiği yeni 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 8 Aralık 2001'de Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi.

Yasa maddelerinin açık olduğunu söyleyen Gülbahar, şöyle konuşuyor:

"Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin kararını gazeteden öğrendik. Ayrıntıları bilmiyoruz ama, gazetede yer aldığı biçimiyle böyle bir karara, Medeni Kanun'un son derece açık hükümleri karşısında katılmak mümkün değil. Ev işi ile çocuk bakımını kadının görevi olarak tanımlayan bu karar, yeni yasaya açıkça aykırı."

Gülbahar: Ailede eşitlik yasal değil anayasal kural

Gülbahar, Medeni Kanun'un 195. maddesine atıfta bulunuyor ve hakimin, erkek eşin bu konudaki yükümlülüklerini hatırlatmak konusunda hiçbir şey yapmadığına dikkat çekiyor.

Gülbahar'ın üzerinde durduğu bir konu da Anayasa'nın 41. maddesinde yapılan son değişiklik:

"Anayasa, ailede eşitlik esasını açık ve net biçimde getirmiştir. Sadece yasal değil aynı zamanda anayasal bir kuraldır bu. Dolayısıyla her iki eş de sorumludur."

Yargıtay kararları ve "eşit kusur"

Gülbahar, kararın, "Yargıtay'ımızın son günlerde yeni medeni kanunda getirilen düzenlemeleri kadınlar aleyhine yorumlayan yaklaşımının tipik bir yansıması" olduğunu söylüyor:

"Artık Yargıtay kararlarında sıkça rastladığımız 'eşit kusur' kavramı, bugünlerde neredeyse bütün davalarda kadınların en küçük bir kusurunu abartarak, kadınları aile ilişkilerinde erkeklerden 'daha kusurlu' ya da 'eşit kusurlu' göstermeye çalışılarak kullanılıyor; kadınların bütün hakları yok ediliyor.

"Geçtiğimiz günlerde Yargıtay, kendisini terk edip başka bir kadınla yaşayan, ondan çocuğu olan kocasına 'hayvan, öküz, pezevenk' diyen kadının, kocasıyla eşit kusurlu olduğu iddia ederek, kadının nafaka dahil, maddi, manevi tüm tazminat hakları elinden alınarak, boşanma kararı vermiştir.

"Hakaret etti, vurdum öldürdüm savunmasında kusurlar eşit midir? Bu kararlar yeni Medeni Kanun'un uygulamasını, eski Medeni Kanun'dan da geriye götüren uygulamalardır."

Mal rejimi kadınların 2002'den önceki emeklerini gasp etti

Yeni Medeni Kanun'daki olumlu değişikliklere karşın, mal rejimindeki olumsuzluğa da dikkat çeken Gülbahar "Kadınların 1 Ocak 2002'den önceki bütün emeklerini, haklarını gasp etmiş bulunuyor" diyor.

"Bu kadınların tutunabilecekleri tek dal, eski Medeni Kanun'dan gelen nafaka, maddi ve manevi tazminattır."

"Artık karısına bir kuruş veremeden boşanmak isteyen kocalar karşısında kadınların hiçbir hakkı bırakılmamıştır. Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin kararı da, bir adım daha atıp -ekonomik haklar bir yana- artık çocukları da kadınlardan koparmaya başladıklarını göstermektedir. Bu denli açık adaletsizlik karşısında, korkarım önümüzdeki günlerde kendisini ya da kocasını öldüren kadınlara rastlayabiliriz. Bunun sorumluluğunu kim üstlenecektir?"

Mahkeme kararına tepkiler

Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin bu kararıyla ilgili görüşlerine başvurduğumuz feminist kadın aktivistler "ev işinin kadın işi olmadığı" görüşünde birleşiyorlar.

Sosyolog Prof. Dr. Nükhet Sirman'sa, şakayla karışık, "Sosyolojiye göre ev işi kadın işidir. Tüm dünyada yapılan sosyolojik araştırmalar ev işinin kadın işi olduğunu gösteriyor ama, bu doğru her zaman gerçeği yansıtmaz" diyor.

Düzkan: İktisat buna sömürü diyor

Feminist gazeteci Ayşe Düzkan "Karar varolan toplumsal kabulü, kuralı savunuyor" diyor.

"Bir kadın çalışsa da çalışmasa da kocaları çalışsa da çalışmasa da kadın ev işlerinden sorumlu görülüyor. Bir insan, bir insanın işini karşılıksız yapıyorsa, iktisat buna sömürü diyor. Mahkeme kadının sömürülmesine destek çıkmıştır."

Sirman: Hiçbir kanun böyle bir karar veremez

Sirman "Hayır, ev işi kadının görevi değil" diyor.

"Global dünyada tek maaşla geçinilemediği, kadınların tüm dünyada çift iş yaptıkları görülüyor. Hiçbir kanun böyle bir karar veremez. Kanunlar daha eşitlikçi davranmaya çalışırlar. Mahkemenin böyle bir kararı vermesi inanılmaz. Hakimler kanunların neden değiştiği konusunda bilgilendirilmiyor. Bilgilendirilenler de uygulamıyor."

Demir: Karar bir nevi erkek dayanışması

Pazartesi Dergisi'nden Beyhan Demir "Ev işi tabii ki kadının işi değil. Ev işinin, tamamen eşit koşullarda çalışmasa bile kadının üzerine yıkıldığı görülüyor" diyor.

"Evin patronu, bu işlerden çıkarı olan, diktatör olanda koca oluyor. Şunu da söylemek lazım; kadınların kamusal alana çıkması, para kazanması, evdeki sorumlulukları paylaşmaya götürmüyor. Tersine iki kat emek harcamaya ve evdeki emeklerin karşılığının da kocanın cebinde birikmesini getiriyor.

"Ev dışında sömürülmeyi kadınlar tercih edebilirler. Ama ev içindeki ücretsiz emek sömürüsünün de temel problem olduğu kanısındayım. Başka problemler bunun önüne geçiyor. Hem Medeni Kanun'a ve şu ana kadarki kazanımlarımıza rağmen, mahkemenin böyle bir karar vermesi şaşırtıcı değil. Bir nevi erkek dayanışması. Erkekler de bunlara çok güveniyorlar. Bizim bunlara karşı çıkmamız gerekiyor."

Kafalardaki cinsiyetçilik sürdükçe bir şey değişmeyecek

Avukat Gülbahar, son olarak "sözde eşitlik" görüntüsü altında, kadınların durumunun daha da kötüye gideceğine işaret ediyor:

"Yargıtay'ın yaklaşımlarında da gördüğümüz gibi, kadınlara ne yazarsak yazalım, en güzel, en eşitlikçi kuralları getirelim, kafalardaki cinsiyetçilik, kendini kadınlardan üstün görme mantığı sürdükçe hiçbir şey değişmeyecektir.

"Yeni Medeni Kanun ve Yargıtay'ın bu yeni uygulamaları -sadece Türkiye kadınları açısından değil- dünya kadınları açısından açıkça bir meydan okumadır: 'Eşitlik mi istiyorsunuz, alın size eşitlik' deyip kadınların nafakalarını ve çocuklarını ellerinden alan bir intikam operasyonudur. Bu sefer de mal rejimiyle malları, çocuklarını ve nafakalarını alıyorlar ellerinden. Bunlar dünya hukuk tarihine geçecek kararlardır. Ama kara sayfalara yazılacaktır."

Medeni Kanun ne diyor

Genel Hükümler

Madde 185- Evlenmeyle eşler arasında evlilik birliği kurulmuş olur.

Eşler, bu birliğin mutluluğunu elbirliğiyle sağlamak ve çocukların bakımına, eğitim ve gözetimine beraberce özen göstermekle yükümlüdürler. Eşler birlikte yaşamak, birbirine sadık kalmak ve yardımcı olmak zorundadırlar.

II. Konutun seçimi, birliğin yönetimi ve giderlere katılma

Madde 186- Eşler oturacakları konutu birlikte seçerler.Birliği eşler beraberce yönetirler. Eşler birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılırlar.

Madde 195 - Evlilik birliğinden doğan yükümlülüklerin yerine getirilmemesi veya evlilik birliğine ilişkin önemli bir konuda uyuşmazlığa düşülmesi hâlinde, eşler ayrı ayrı veya birlikte hâkimin müdahalesini isteyebilirler.

Hâkim, eşleri yükümlülükleri konusunda uyarır; onları uzlaştırmaya çalışır ve eşlerin ortak rızası ile uzman kişilerin yardımını isteyebilir. Hâkim, gerektiği takdirde eşlerden birinin istemi üzerine kanunda öngörülen önlemleri alır. (AD/TK)
Old 15-05-2006, 08:27   #4
Av.Habibe YILMAZ KAYAR

 
Varsayılan Annelere Hakim Maaşı

Annelerin hakkı ödenmez denilir ve işin içinden çıkılır hep.Ödenmesine ödenmez ama,ödemeye kalkılsa nasıl bir fatura çıkar diye merak edenler oturup bir hesap çıkarmış.

Çalışmayan annelere maaş verilse yılda brüt 134 bin 121 dolar ödenirdi.Çalışan anneler ise maaşlarının üstüne bir de annelik maaşı alarak brüt 85 bin 876 dolar alırdı.

Annelik mesleğinin maaş hesaplamasını ABD de maaş karşılaştırmları konusunda uzman olan salary.com adlı internet sitesi yaptı.Araştırmalara göre,çalışmayan ve 15 yaşından küçük en az bir çocuğu bulunan bir anne,ABD li bir reklam şirketinin müdürü,pazarlama müdürü veya hakim kadar maaş alırdı.Bu hesaplar sadece ABD deki 2006 yılına ait ücretlere göre yapıldı.

NASIL HESAPLANDI?
Annelik mesleğinin yıllık kazancı olan 134 bin 121 dolara nasıl ulaşıldı?
Annelerin bir hafta boyunca yaptıkları tüm işler tek tek listelendi.Ardından hangi gerçek ücretli mesleklerle örtüştükleri bulundu.Örneğin aşçı,temizlikçi,psikolog,ve aile /evle ilgili önemli kararlar veren evin yönetim kurulu başkanı yani"CEO su

Bu mesleklerdeki saat ücretleri annenin harcadığı saatlerle çarpıldı.Ardından hepsi toplanınca herkesi şaşırtan yükseklikte bir yıllık maaşa ulaşıldı.www.salary.com fazla mesai yapan annelere mesai farkını da eklemeyi unutmamış.Annelerin uyku saatleri ise birbirine yakın.Çalışan 6.4 saat,çalışmayan 6.7 saat uyuyor.

HER ŞEYE DEĞER

Her iki grupta da anneler çocukları için kendi yaşamlarından çeşitli ödünler veriyor.Çocuklarına bakmak için çalışmamayı seçen anneler,düzenli bir gelirden,kariyerden ve belki bir ünvandan vazgeçiyor.Çalışarak çocuk büyüten anneler ise uykudan,kendisine zaman ayırmaktan ve bazen akşamları çocuğu ile oyun oynayabilmek için yemeğinden ödün veriyor.Ama kimse pişman değil,çünkü anne olmak her şeye değiyor.
Bu çalışma annelerin hakkının gerçekten de ödenemeyeceğini gösteriyor.Ama yine de hesaplayanlara teşekkür etmeli.Anneliğin de bir meslek olduğunu,hem de ağır bir iş olduğunu herkese gösterdikleri için.

14 Mayıs 2006 Hürriyet İK
Old 15-05-2006, 08:40   #5
Veysel

 
Varsayılan

Pek ilk olmayı sevmem ama, bu ara Bütün annelerin ve anne adaylarının anneler gününü kutluyorum. Bu mesajımı dün almış kabuledin. Saygılarımla.
Old 28-09-2006, 21:33   #6
yağmurdamlası

 
Varsayılan

Bayanların meslekleri çok hem iş hayatında kendilerini gösterebiliyorlar hem de ailede bir öğretmen gibi yine mesleklerini duygularını katarak icraata sunabiliyorlar.Bir anne olmak ise kadının en büyük mesleği bence..Kadınların aile hayatındaki karşılığı parayla karşılanamaz.Evlatlarını eğitmekte ki istek ve emeklerini de parayla karşılayamayız.Bir de maddi olarak destek olmak istemeleriyle de onlar birer melek olduklarını gösteriyorlar....
Kadınları fazla övdüm ama haketmiyorlar mı?

TÜM KADINLARIMIZI ALKIŞLIYORUM ONLAR ÇOK ZOR OLANI BAŞARIYORLAR..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kiracının Elektrik Borcu Kimin??? sniper76 Hukuk Soruları Arşivi 2 11-11-2004 09:01
İçtihatlar Kimin ? ali Meslektaşların Soruları 3 05-06-2004 11:47
Vekalet Ücreti Kimin? duyurucu1 Meslektaşların Soruları 4 15-07-2003 07:55
Kimin Borcu?..... Lütfen Yardım......! sniper76 Hukuk Soruları Arşivi 1 28-02-2003 20:40
Kimin Hakkı Nereye Kadar? poseidon Hukuk Soruları Arşivi 2 05-02-2003 14:06


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05292892 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.