ReŞİt Olmayan Bİrİsİ İle ReŞİt Sanarak Cİnsel İlİŞkİye Gİrme!

Arkadaşlar, Türk Ceza Kanunu'nun 30. maddesinde düzenlenen "hata" ile ilgili olarak Yargıtay kararına ihtiyacımız var; Olayımızda, sanık cinsel ilişkiye girdiği kızın reşit olduğunu zannetmektedir ki mağdur kendisinin 18 yaşından büyük olduğunu hem sanığa, hemde sanığın çevresindekiler söylemiştir. Ama daha sonra, şikayette bulunmuş ve mağdurun nüfus kayıtlarına göre reşit olmadığı ortaya çıkmıştır. Sanık hakkında TCK 104 -kendi rızasıyla reşit olmaya birisiyle cinsel ilişkiye girmek- suçundan da dava açılmıştır. Kanaatimce TCK 30 bağlamında sanık hataya düşmüştür ve ceza verilmemesi gerekir. THS forum alanlarında da aynı yönde görüşler mevcuttur. Ancak bununla ilgili doğrudan bir Yargıtay kararı bulamıyorum. Yardımlarını bekliyorum.

Meslektaşım yargıtay kararı değil ama buyrun uygulaması. Kız büyük göründüğü için sanık beraat etti.

http://www.hurriyet.com.tr/gundem/20287240.asp

Sayın av.yıldıray mağdurenin görünüşte 18 yaşından büyük olduğunu, bu konuda sanığın hataya düştüğünü ispatlamak size bir şey kazandırmayacaktır. Sonuçta mağdurenin rızasının olduğu ispatlanırsa mağdure 15-18 yaş sınırında ise zaten sanık ceza almayacaktır. Mağdurenin rızası yoksa 18 yaşından büyük olması dahi sanık ceza almaktan kurtulamayacaktır...saygılarımla

Serkan Bey; olayımızda mağdurenin rızası olduğu savcılık aşamasında ispatlandı ki bu sebeple sadece TCK 104. maddeden dava açıldı. Ancak TCK 104. madde, 15-18 yasş arasındaki mağdurenin rızası olsa bile, onunla cinsel ilişkiye giren kişiye, 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası verilebileceğini belirtiyor. Yani mağdurenin rızası olsa bile sonradan şikayette bulunıyor ise sanığı cezalandırıyor kanun. TCK 30'da ise, sanığın suçun maddi unsurunda yanılmasını bir cezasızlık hali olabileceğinden bahsediyor. Olayımızda da sanık ve diğer herkes(ailesi, akrabaları, arkadaşları vb.)mağdurenin 18 yaşından büyük olduğunu düşünmüş. Bende, varsa, bu duruma ilişkin bir Yargıtay kararı bulmaya çalışıyorum. Gerçi yazılmış bir çok makale var ama, doğrudan bir Yargıtay kararı henüz bulamadım. İlginilerinize ayrıca teşekkür ederim.

a)Suçun kanuni tanımındaki maddi unsurlarda hata( TCK.30/1)

TCK.30/1. maddesine göre suçun kanuni tanımındaki maddi unsurları bilmek zorunludur.
Suçun maddi unsurları klasik suç teorisinde olduğu gibi hareket ve neticeden ibaret değildir.Maddi unsurlar
· Fiil
· Fail
· Nedensellik
· Mağdur
· Konu
· Netice’dir
Failin kasten sorumlu tutulabilmesi için suçun tüm unsurlarını bilmesi gerekmektedir.
Fail suçun maddi unsurlarında hataya düştüğü takdirde bu hatasının haklılığına göre cezai sorumluluğu tayin edilecektir.
Nitekim fail bu durumda kasten hareket etmiş sayılmaz ancak eylemi taksirle cezalandırılabilen bir eylem ise taksirle suç işlenmiş olacaktır. Fakat eylemin taksirle işlenmesi mümkün değil ise faile ceza verilmeyecektir.
Örneğin ormanda ava giden avcı kıpırdayan çalıya doğru (av hayvanına ateş ettiğini zannederek) ateş ettiğinde çalının arkasındaki kişiyi vurduğunda suçun maddi unsurunda hata vardır. Fail kasten adam öldürme suçundan cezalandırılamaz, ancak taksirle adam öldürmeden cezalandırılabilir.
Örneğin cinsel ilişkiye girdiği kızın reşit olduğunu zannederek onunla cinsel ilişkiye giren sanık mağdurun yaşında hata yaptığı için suçun maddi unsurunda hata yapmıştır. Bu suçun taksirle işlenmesi mümkün olmadığına göre faile ceza verilmeyecektir.

(YTCK Seminer Notları, Nuri Yiğit, C.savcısı)

Teşekkürler RüzgarEzel, bu makaleyi/notu biliyorum. Ama malesef Yargıtay kararı bulamıyorum...