Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

05.20.2011 vadeli bononun geçerliliği??

Yanıt
Old 24-02-2012, 17:08   #1
ilhan13

 
Varsayılan 05.20.2011 vadeli bononun geçerliliği??

Herkese iyi çalışmalar,

Elimdeki bononun vade tarihi rakamla 05.20.2011 şeklinde yazılmış, ancak yazıyla yirmi mayıs iki bin on bir diye belirtilmiş. Bononun geçerliliği konusunda bildiklerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim..
Old 24-02-2012, 17:36   #2
Av.Müjgan

 
Varsayılan

Tarihin ters yazımından kaynaklanan maddi bir hata. Ancak bononun geçerlik şartını etkilemeyeceği düşüncesindeyim. Zira üst kısımdaki yazılar ile metin kısımdaki yazılar arasında fark olması durumunda "alt kısımda yazı ile yazılı olanlar" geçerli kabul edilir.
Old 24-02-2012, 17:36   #3
üye7160

 
Varsayılan

yazıya itibar edileceğinden bononuz geçerli olacaktır kanaatimce.Kaldı ki rakamın maddi hata sonucu yazıldığı açıktır.
Old 24-02-2012, 23:22   #4
Av. Yavuz Şahin

 
Varsayılan

Bu hata senedin bono vasfını yitirmesine neden olmaz. Elinizdeki senet hala bono hükmündedir.
Old 24-02-2012, 23:52   #5
tiryakim

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2009/12-367
Karar: 2009/411
Karar Tarihi: 07.10.2009


ŞİKAYET DAVASI - KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS HACİZ YOLUYLA TAKİP - TAKİP DAYANAĞI SENEDİN KAMBİYO SENEDİ VASFI BULUNMADIĞI - ŞİKAYETİN REDDEDİLMESİ GEREKTİĞİ - DİRENME KARARININ BOZULDUĞU

ÖZET: Somut olayda; takip dayanağı senedin tanzim tarihi 10.01.2003 olup, vade tarihi 24.03.2003 tarihini taşımaktadır. Vade tarihinden önceki tanzim tarihini içeren bu senette tüm şekli unsurların yer aldığı ve tanzim tarihinin gerçeği yansıtmamış olmasının sonuca etkili bulunmadığı gözetildiğinde dayanak senedin kambiyo senedi vasfı bulunmadığının kabulüne olanak yoktur. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma ilamına uyularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 686, 688, 689) (2004 S. K. m. 170/A) (12. HD. 11.05.2007 T. 2007/6904 E. 2007/9713 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <Şikayet> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Şişli 3. İcra Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 26.12.2006 gün ve 2005/1370 E. 2006/867 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 11.05.2007 gün ve 2007/6904-2007/9713 sayılı ilamı ile; (...Alacaklı, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçmiştir. Borçlu vekili, süresinde 11. İcra Mahkemesi'ne başvurarak alacaklının eşinin başka bir takip dosyasında müvekkiline 70.000 USD tutarında borçlu olduğunu, kendisinin böyle bir borcunun olamayacağını, takip konusu bonoda matbu olarak <YTL> para biriminin yazıldığını, bu para biriminin Yeni Türk Lirası olarak 5083 Sayılı Kanun ile kabul edildiğini, 01.01.2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini, 2003 yılında senedin tedavüle çıktığı gözetildiğinde YTL'nin yürürlükte olmadığını, 10.01.2003 tanzim tarihinin gerçeği yansıtmadığını bu nedenle bu belgenin bono vasfında olamayacağını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, bononun tanzim tarihinde YTL'nin yürürlükte olmadığını, bonodaki keşide tarihinin (<mefhum> gerçek olmayan, yok hükmünde olduğundan) TTK'nun 686/6 ve İİK 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip konusu bonoda alacak USD Doları olarak belirlenmiştir.

Borçlu, takip konusu bono altındaki imzayı inkar etmemiştir. Taraflar ilgili bu bonoda alacağı USD Doları üzerinden kurmuşlardır. Bonoda tanzim tarihi bulunduğuna ve bununda vadeden önceye ait olduğuna göre bu tarihin gerçeği yansıtıp yansıtmaması sonuca etkili bulunmamaktadır. Borçlu vekilinin borca yönelik olarak dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları kendisi açısından genel mahkemede yargılama yapılmasını zorunlu kılmaktadır. O halde şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, icra takibinin şikayet yoluyla iptali istemine ilişkindir.

Mahkemenin, <bononun 10.01.2003 tanzim tarihinde YTL'nin yürürlükte olmadığı, bu para biriminin 2005 yılında yürürlüğe girdiği, dolayısıyla bonodaki keşide tarihinin <mefhum> (gerçek olmayan, yok hükmünde) olduğu> gerekçesiyle <TTK'nun 688/6 ve İİK 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline> dair verdiği karar; özel dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Öncelikle belirtilmelidir ki, takip dayanağı bonodaki imzanın davacıya ait olmadığına dair açık bir iddia bulunmamaktadır. Takibe konu bonoda tarafların alacağı USD Doları olarak kararlaştırdıkları da uyuşmazlık dışıdır.

Uyuşmazlık; tanzim tarihi gerçeği yansıtmadığı ileri sürülen kambiyo senedinin bu vasfı haiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu'nun 688. maddesinde bononun zorunlu unsurları arasında, bedel ve tanzim tarihi de sayılmış; 689. maddesinde ise, 688. maddeye atıf yapılarak, <Aşağıdaki fıkralarda yazılı haller mahfuz kalmak üzere, bundan önceki maddede gösterilen unsurlardan birini ihtiva etmeyen bir senet bono sayılmaz> denilmiş, maddenin sonraki fıkralarında, mahfuz haller arasında bedele ve tanzim tarihine yer verilmemiştir.

Böylece, yasanın bu hükümlerine göre, tanzim tarihini ve bedel unsurunu taşımayan bir senedin bono olarak kabulü mümkün değildir. Eş söyleyişle, bir bono diğer zorunlu unsurlar yanında bu iki unsuru da içermelidir. Aksi takdirde, ortada bir bono değil, adi senet söz konusu olacaktır.

Ne var ki, baskın görüş ve uygulamaya göre, tanzim tarihinin bulunması koşulu, senetteki tanzim tarihinin mutlaka gerçeğe uygun olması gerektiği anlamında değildir. Senette belirli bir tanzim tarihinin bulunması, zorunlu koşulun varlığının kabulü için yeterlidir; mevcut tanzim tarihinin mutlaka gerçek tanzim tarihiyle örtüşmesi gerekmez.

Öte yandan şikayet, icra dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu olup, bir dava değildir.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda şikayeti düzenleyen, icra ve İflas Kanunu'nun 170/a-2. maddesi hükmüne göre; icra mahkemesi, süresinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığını kendiliğinden nazara alarak takibi iptal edebilir.

Bu açık hüküm karşısında, icra mahkemesinde ancak belgeye dayalı hususların incelemeye konu yapılabileceği şüphesizdir. Dolayısıyla, şeklen geçerli bir kambiyo senedinde, senet metninden anlaşılmayan hususların incelenmesi ve takibin iptaline konu edilmesi olanaklı değildir.

Somut olayda; takip dayanağı senedin tanzim tarihi 10.01.2003 olup, vade tarihi 24.03.2003 tarihini taşımaktadır. Az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, vade tarihinden önceki tanzim tarihini içeren bu senette tüm şekli unsurların yer aldığı ve tanzim tarihinin gerçeği yansıtmamış olmasının sonuca etkili bulunmadığı gözetildiğinde; Türk Ticaret Kanunu'nun 688. ve 689. maddeleri gereğince, dayanak senedin kambiyo senedi vasfı bulunmadığının kabulüne olanak yoktur.

Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma ilamına uyularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle takibin iptaline dair verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 07.10.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava, alacaklı (davalı) tarafından, borçlu (davacı) aleyhine bonoya dayalı olarak başlatılan takibin şikayet yoluyla iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkili hakkında başlatılan takibe konu bonoda mevcut bulunan <Y. Türk Lirası> diye isimlendirilen para birimi ile ilgili olarak <5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun'un> 31.01 2004 tarihinde kabul edildiğini, bu kanuna göre <Yeni Türk Lirası> isimli para biriminin 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğini, takibe konu bononun tanzim edildiği sırada böyle bir para biriminin henüz ortada olmadığını, alacaklının söz konusu bononun 10.01.2003 tarihinde işleme konulduğunu, Y. Türk Lirası ibareli bonolar çıktığında bononun tanzim tarihinin geçmişe dönük olarak yazıldığını, yürürlükte olmayan bir para biriminin senet metnine yazılmasının senedin kambiyo senedi olma niteliğini kaybettirdiğini, buna rağmen icra müdürlüğünün başlattığı takibin kanuna ve kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek, icra müdürlüğünün takip işleminin iptal edilmesini ve teminatsız olarak takibin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.

İcra Hukuk Mahkemesi'nce takip konusu icra dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu;

Takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapıldığını, takibe konu bononun gerçek bir keşide tarihini taşımadığını, çünkü <YTL> formüllü ödemelerin 2005 yılından itibaren yasal olarak yürürlüğe girdiğini, takip konusu bonodaki keşide tarihinin 10.01.2003 olarak yazılı bulunduğunu, bonodaki bu tarihin açıklanan nedenlerden dolayı yok hükmünde olduğunu, TTK'nun 688/6 ve İİK'nun 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline karar verilmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, senette yazılı keşide tarihinin önceki bir tarihi taşımadığını, davacı ile yapılan ticari ilişkiye aykırı olmadığını, tanzim tarihinin önceki bir tarih olduğu varsayılsa bile, bu durumun senedin geçerliliğini etkilemeyeceğini, mahkemece matbu senedin basım tarihi araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Yargıtay 12. HD'sinin 11.05.2007 gün ve 2007/6904 Esas, 2007/9713 Karar sayılı ilamında;

Borçlunun takip konusu bono altındaki imzayı inkar etmediğini, tarafların alacağı USD üzerinden kurduklarını, bonoda tanzim tarihinin bulunduğunu ve bununda vadeden önceye ait olduğuna göre, bu tarihin gerçeği yansıtıp yansıtmamasının sonuca etkili bulunmadığını, borçlu vekilinin borca yönelik olarak dilekçesinde ileri sürdüğü itirazların kendisi açısından genel mahkemede yargılama yapılmasını zorunlu kıldığını, o halde şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulünün isabetsiz olduğunu belirterek kararı bozmuş, davacı vekilinin karara düzeltme talebi de aynı Yüksek Dairece 22.102007 gün ve 2007/15983 E., 2007/19210 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.

Mahkemece, takibe konu bono her ne kadar taraflarca USD olarak kararlaştırılmış ise de; 5083 sayılı <Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun'un> 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, <YTL> formüllü matbu bononun bu tarihten önce tab edilerek piyasaya sürülmesinin mümkün olmadığını, bonodaki YTL ibaresinin çizilmiş olmasının da durumu değiştirmeyeceğini, kaldı ki, davalı vekilinin verdiği 20.02.2007 temyiz dilekçesinde senedin tanzim tarihinin 2005 yılında olduğunu ikrar ettiğini, bu durumda tanzim tarihinin 2005 vade tarihinin ise 24.03.2003 olması karşısında tanzim tarihinin vade tarihinden sonraya tekabül ettiğini, böyle bir senedin bono vasfını yitirdiğini kabul etmek gerektiğini, çünkü, bonoda tanzim tarihinin sonradan anlaşmaya aykırı olarak yazıldığının yazılı belge ile kanıtlanmasının gerektiğini, ikrarın da hukuk yargılamasında kesin delillerden sayıldığını, ikrar karşısında takibe dayanak bononun tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olduğunun ikrarı karşısında bono niteliğini yitirdiğini belirterek önceki kararında direnmiştir.

Şişli 5. İcra Müdürlüğü'nün 2005/22008 Esas sayılı dosyasında takibe konu bonoda;

<Ödeme günü, 24.03.2003> ibaresinden sonra, matbu yazılı <Y. Türk Lirası> ibaresinin üzeri el ile çizilerek üst kısmına el ile <USD>, alt kısmına da el ile <40.000> yazılmış, devamında, <iş bu emre muharrer senedim mukabilinde 24 Mart 2003 (tarih el ile yazılı) tarihinde Bay Figen veyahut emruhavale yukarıda yazılı yalnız kırk bin USD (el yazısı ile) Y T. Lirası....Y Kuruş ödeyeceği ....bedeli .... şimdiden kabul ederim.

Ödeyecek: Mehmet..... 10.01.2003 (imza)> ifadelerine yer verildiği,

Senedin arkasında ise, el yazısı ile <Figen K...> yazılmış olup, altı imzalandığı,

Belirlenmiştir.

Senedin, bono vasfını taşıyabilmesi için zorunlu şartlardan birisi de, TTK'nun 688/2. maddesinde belirtildiği üzere;

<Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini> ihtiva etmesidir.

İİK'nun 168/1. maddesi;

<İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.

3. fıkrasında ise, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet (m. 170/a) etmesi lüzumunun ödeme emrine yazılmasının gerektiği, hükümlerini içermektedirler.

Öğretide; senet metninden anlaşılan def iler konusunda Türk, İsviçre ve Alman doktrini, senette zorunlu unsur noksanlığının bulunmasını, senede yasak kayıtların konulmuş olmasını, senette kopuk ciro zincirinin bulunmasını veya senedin zamanaşımına uğramasını, senet metninden ve içeriğinden anlaşılan def iler olarak kabul etmektedir.

Kanunen emre yazılı senetlerden sayılan kambiyo senetleri (bono, çek ve poliçe) sıkı şekil şartlarına tabidir. Kambiyo senetlerinde şekil şartlarını düzenleyen Ticaret Kanunu'nun 583, 688 ve 692. maddelerine aykırı olarak düzenlenmiş olan bono, çek ve poliçe kambiyo senedi hükmünde değildir. Bu husus herkese karşı senetten anlaşılan defi olarak ileri sürülebilir (Doç. Dr. A. Lerzan Yılmaz, Kambiyo Senetlerinde Def iler, İstanbul - 2007, s. 180-181).

Uygulamada ise; takip dayanağı senette lehtar isminin üzeri çizilerek, alacaklıya senedi ciro eden (K)'nin isminin yazıldığını, bu değişiklik paraf edilmediğinden senedin kambiyo vasfından söz edilemeyeceği, (Y. 12. HD'sinin 14.11.2005 gün ve 2005/18068 E., 2005/22120 K.)

Takip dayanağı senedin tanzim tarihi 26.01.2001 olup, vade tarihi 25.01.2001 tarihini taşıdığını, tanzim tarihinden evvelki vadeyi taşıyan bu senette tanzim tarihinin bulunmadığının kabulü gerekeceğinden TTK'nun 688-689. maddeleri gereğince dayanak senedin kambiyo vasfı bulunmadığı ve mercice İİK 170/a maddesi hükmü uyarınca takibin re'sen iptaline karar verilmesi gerektiği, (Y 12. HD'sinin 13.06.2002 gün ve 2002/11809 E., 2002/12617 K.) Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere; senet metninde rakam ile 40.000.-YTL yazılmış, YTL üzeri çizilmiş ve üzerine USD yazılmış, senet metnine ayrıca yazı ile 40.000..............YTL yazılmış ve YTL çizilmeden 40.000'in önüne USD yazılmış olduğu anlaşılmıştır.

Bu durum karşısında, senet metnine bakıldığında biri YTL, diğer USD olmak üzere iki bedel yazıldığı ve üzeri çizili kısmın borçlu tarafından paraf edilmediğinden, kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini taşımadığından, TTK'nun 688/2. maddesi kapsamında kambiyo senedi niteliğini ihtiva etmediği,

Öte yandan, davalı temyiz dilekçesinde senedin 2005 yılında tanzim edildiğini ikrar etmiştir. Bu durumda davalının söz konusu ikrarına itibar etmek gerekir. Bunun sonucu da uyuşmazlık konusu senette vade tarihi 24.03.2003'ü taşıdığı, tanzim tarihinden evvelki vadeyi taşıyan böyle bir senet için tanzim tarihinin bulunmadığının kabulü gerektiği ve bu nedenle de senedin kambiyo senedi vasfında bulunmadığı,

Belirlendiğinden, senedin bu özellikleri taşıması sonucu, icra müdürü tarafından kambiyo senetlerine mahsus yolla yaptığı takip işleminin usul ve yasaya uygun bulunmadığından, TTK'nun 688/2, 6 ve İİK'nun 170/a maddeleri dikkate alınarak takibin iptali biçiminde verilen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun düştüğü kanaatine vardığımızdan ve onanması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılamıyoruz. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Old 24-02-2012, 23:56   #6
avkaratas

 
Varsayılan

İki vade arasında fark varsa yazıyla yazılana itibar edilir. Kaldıki burada farklı 2 vadeden sözetmek mümkün değildir. Zira sadece ifade şekli açısından fark vardır. Ayrıca bonoda vade zorunlu unsur olmadığından, yazılmamış olduğu kabul edilse bile bu eksiklik senedin geçerliliğine halel getirmez. Saygılarımla,
Old 25-02-2012, 10:59   #7
yılmazkan

 
Varsayılan

Vade bononun olmazsa olmaz şartı değildir. Vadesiz bono görüldüğünde ödenecek bono sayılır. Farkı faizi vadeden itibaren değil temerrüde düşürdüğünüz tarihten itibaren isteyebileceksiniz.
Old 25-02-2012, 11:45   #8
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan tiryakim
T.C. YARGITAY

Hukuk Genel Kurulu
Esas: 2009/12-367
Karar: 2009/411
Karar Tarihi: 07.10.2009


ŞİKAYET DAVASI - KAMBİYO SENETLERİNE MAHSUS HACİZ YOLUYLA TAKİP - TAKİP DAYANAĞI SENEDİN KAMBİYO SENEDİ VASFI BULUNMADIĞI - ŞİKAYETİN REDDEDİLMESİ GEREKTİĞİ - DİRENME KARARININ BOZULDUĞU

ÖZET: Somut olayda; takip dayanağı senedin tanzim tarihi 10.01.2003 olup, vade tarihi 24.03.2003 tarihini taşımaktadır. Vade tarihinden önceki tanzim tarihini içeren bu senette tüm şekli unsurların yer aldığı ve tanzim tarihinin gerçeği yansıtmamış olmasının sonuca etkili bulunmadığı gözetildiğinde dayanak senedin kambiyo senedi vasfı bulunmadığının kabulüne olanak yoktur. Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma ilamına uyularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekir.

(6762 S. K. m. 686, 688, 689) (2004 S. K. m. 170/A) (12. HD. 11.05.2007 T. 2007/6904 E. 2007/9713 K.)

Dava: Taraflar arasındaki <Şikayet> davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Şişli 3. İcra Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 26.12.2006 gün ve 2005/1370 E. 2006/867 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin 11.05.2007 gün ve 2007/6904-2007/9713 sayılı ilamı ile; (...Alacaklı, borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçmiştir. Borçlu vekili, süresinde 11. İcra Mahkemesi'ne başvurarak alacaklının eşinin başka bir takip dosyasında müvekkiline 70.000 USD tutarında borçlu olduğunu, kendisinin böyle bir borcunun olamayacağını, takip konusu bonoda matbu olarak <YTL> para biriminin yazıldığını, bu para biriminin Yeni Türk Lirası olarak 5083 Sayılı Kanun ile kabul edildiğini, 01.01.2005 tarihinden itibaren yürürlüğe girdiğini, 2003 yılında senedin tedavüle çıktığı gözetildiğinde YTL'nin yürürlükte olmadığını, 10.01.2003 tanzim tarihinin gerçeği yansıtmadığını bu nedenle bu belgenin bono vasfında olamayacağını ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, bononun tanzim tarihinde YTL'nin yürürlükte olmadığını, bonodaki keşide tarihinin (<mefhum> gerçek olmayan, yok hükmünde olduğundan) TTK'nun 686/6 ve İİK 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Takip konusu bonoda alacak USD Doları olarak belirlenmiştir.

Borçlu, takip konusu bono altındaki imzayı inkar etmemiştir. Taraflar ilgili bu bonoda alacağı USD Doları üzerinden kurmuşlardır. Bonoda tanzim tarihi bulunduğuna ve bununda vadeden önceye ait olduğuna göre bu tarihin gerçeği yansıtıp yansıtmaması sonuca etkili bulunmamaktadır. Borçlu vekilinin borca yönelik olarak dilekçesinde ileri sürdüğü itirazları kendisi açısından genel mahkemede yargılama yapılmasını zorunlu kılmaktadır. O halde şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulü isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Temyiz Eden: Davalı vekili

Hukuk Genel Kurulu Kararı

Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:

İstek, icra takibinin şikayet yoluyla iptali istemine ilişkindir.

Mahkemenin, <bononun 10.01.2003 tanzim tarihinde YTL'nin yürürlükte olmadığı, bu para biriminin 2005 yılında yürürlüğe girdiği, dolayısıyla bonodaki keşide tarihinin <mefhum> (gerçek olmayan, yok hükmünde) olduğu> gerekçesiyle <TTK'nun 688/6 ve İİK 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline> dair verdiği karar; özel dairece yukarıda yazılı gerekçeyle bozulmuş; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.

Öncelikle belirtilmelidir ki, takip dayanağı bonodaki imzanın davacıya ait olmadığına dair açık bir iddia bulunmamaktadır. Takibe konu bonoda tarafların alacağı USD Doları olarak kararlaştırdıkları da uyuşmazlık dışıdır.

Uyuşmazlık; tanzim tarihi gerçeği yansıtmadığı ileri sürülen kambiyo senedinin bu vasfı haiz olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

Türk Ticaret Kanunu'nun 688. maddesinde bononun zorunlu unsurları arasında, bedel ve tanzim tarihi de sayılmış; 689. maddesinde ise, 688. maddeye atıf yapılarak, <Aşağıdaki fıkralarda yazılı haller mahfuz kalmak üzere, bundan önceki maddede gösterilen unsurlardan birini ihtiva etmeyen bir senet bono sayılmaz> denilmiş, maddenin sonraki fıkralarında, mahfuz haller arasında bedele ve tanzim tarihine yer verilmemiştir.

Böylece, yasanın bu hükümlerine göre, tanzim tarihini ve bedel unsurunu taşımayan bir senedin bono olarak kabulü mümkün değildir. Eş söyleyişle, bir bono diğer zorunlu unsurlar yanında bu iki unsuru da içermelidir. Aksi takdirde, ortada bir bono değil, adi senet söz konusu olacaktır.

Ne var ki, baskın görüş ve uygulamaya göre, tanzim tarihinin bulunması koşulu, senetteki tanzim tarihinin mutlaka gerçeğe uygun olması gerektiği anlamında değildir. Senette belirli bir tanzim tarihinin bulunması, zorunlu koşulun varlığının kabulü için yeterlidir; mevcut tanzim tarihinin mutlaka gerçek tanzim tarihiyle örtüşmesi gerekmez.

Öte yandan şikayet, icra dairelerinin işlemlerine karşı başvurulan kendine özgü bir kanun yolu olup, bir dava değildir.

Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolunda şikayeti düzenleyen, icra ve İflas Kanunu'nun 170/a-2. maddesi hükmüne göre; icra mahkemesi, süresinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyla usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takip dayanağı senedin kambiyo senedi niteliğinde olmadığını veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığını kendiliğinden nazara alarak takibi iptal edebilir.

Bu açık hüküm karşısında, icra mahkemesinde ancak belgeye dayalı hususların incelemeye konu yapılabileceği şüphesizdir. Dolayısıyla, şeklen geçerli bir kambiyo senedinde, senet metninden anlaşılmayan hususların incelenmesi ve takibin iptaline konu edilmesi olanaklı değildir.

Somut olayda; takip dayanağı senedin tanzim tarihi 10.01.2003 olup, vade tarihi 24.03.2003 tarihini taşımaktadır. Az yukarıda yapılan açıklamalar ışığında, vade tarihinden önceki tanzim tarihini içeren bu senette tüm şekli unsurların yer aldığı ve tanzim tarihinin gerçeği yansıtmamış olmasının sonuca etkili bulunmadığı gözetildiğinde; Türk Ticaret Kanunu'nun 688. ve 689. maddeleri gereğince, dayanak senedin kambiyo senedi vasfı bulunmadığının kabulüne olanak yoktur.

Hal böyle olunca; yerel mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma ilamına uyularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle takibin iptaline dair verilen kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.

Sonuç: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 07.10.2009 gününde oyçokluğu ile karar verildi.

KARŞI OY

Dava, alacaklı (davalı) tarafından, borçlu (davacı) aleyhine bonoya dayalı olarak başlatılan takibin şikayet yoluyla iptali istemine ilişkindir.

Davacı vekili, müvekkili hakkında başlatılan takibe konu bonoda mevcut bulunan <Y. Türk Lirası> diye isimlendirilen para birimi ile ilgili olarak <5083 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun'un> 31.01 2004 tarihinde kabul edildiğini, bu kanuna göre <Yeni Türk Lirası> isimli para biriminin 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğini, takibe konu bononun tanzim edildiği sırada böyle bir para biriminin henüz ortada olmadığını, alacaklının söz konusu bononun 10.01.2003 tarihinde işleme konulduğunu, Y. Türk Lirası ibareli bonolar çıktığında bononun tanzim tarihinin geçmişe dönük olarak yazıldığını, yürürlükte olmayan bir para biriminin senet metnine yazılmasının senedin kambiyo senedi olma niteliğini kaybettirdiğini, buna rağmen icra müdürlüğünün başlattığı takibin kanuna ve kamu düzenine aykırı olduğunu belirterek, icra müdürlüğünün takip işleminin iptal edilmesini ve teminatsız olarak takibin durdurulmasını talep ve dava etmiştir.

İcra Hukuk Mahkemesi'nce takip konusu icra dosyası üzerinde yapılan inceleme sonucu;

Takibin kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapıldığını, takibe konu bononun gerçek bir keşide tarihini taşımadığını, çünkü <YTL> formüllü ödemelerin 2005 yılından itibaren yasal olarak yürürlüğe girdiğini, takip konusu bonodaki keşide tarihinin 10.01.2003 olarak yazılı bulunduğunu, bonodaki bu tarihin açıklanan nedenlerden dolayı yok hükmünde olduğunu, TTK'nun 688/6 ve İİK'nun 170/a-2. maddeleri gereğince takibin iptaline karar verilmiştir.

Davalı vekili temyiz dilekçesinde, senette yazılı keşide tarihinin önceki bir tarihi taşımadığını, davacı ile yapılan ticari ilişkiye aykırı olmadığını, tanzim tarihinin önceki bir tarih olduğu varsayılsa bile, bu durumun senedin geçerliliğini etkilemeyeceğini, mahkemece matbu senedin basım tarihi araştırılmadan eksik incelemeyle hüküm kurulduğunu, belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

Yargıtay 12. HD'sinin 11.05.2007 gün ve 2007/6904 Esas, 2007/9713 Karar sayılı ilamında;

Borçlunun takip konusu bono altındaki imzayı inkar etmediğini, tarafların alacağı USD üzerinden kurduklarını, bonoda tanzim tarihinin bulunduğunu ve bununda vadeden önceye ait olduğuna göre, bu tarihin gerçeği yansıtıp yansıtmamasının sonuca etkili bulunmadığını, borçlu vekilinin borca yönelik olarak dilekçesinde ileri sürdüğü itirazların kendisi açısından genel mahkemede yargılama yapılmasını zorunlu kıldığını, o halde şikayetin reddi yerine yazılı gerekçe ile kabulünün isabetsiz olduğunu belirterek kararı bozmuş, davacı vekilinin karara düzeltme talebi de aynı Yüksek Dairece 22.102007 gün ve 2007/15983 E., 2007/19210 Karar sayılı ilamıyla reddedilmiştir.

Mahkemece, takibe konu bono her ne kadar taraflarca USD olarak kararlaştırılmış ise de; 5083 sayılı <Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Para Birimi Hakkında Kanun'un> 01.01.2005 tarihinde yürürlüğe girdiğinden, <YTL> formüllü matbu bononun bu tarihten önce tab edilerek piyasaya sürülmesinin mümkün olmadığını, bonodaki YTL ibaresinin çizilmiş olmasının da durumu değiştirmeyeceğini, kaldı ki, davalı vekilinin verdiği 20.02.2007 temyiz dilekçesinde senedin tanzim tarihinin 2005 yılında olduğunu ikrar ettiğini, bu durumda tanzim tarihinin 2005 vade tarihinin ise 24.03.2003 olması karşısında tanzim tarihinin vade tarihinden sonraya tekabül ettiğini, böyle bir senedin bono vasfını yitirdiğini kabul etmek gerektiğini, çünkü, bonoda tanzim tarihinin sonradan anlaşmaya aykırı olarak yazıldığının yazılı belge ile kanıtlanmasının gerektiğini, ikrarın da hukuk yargılamasında kesin delillerden sayıldığını, ikrar karşısında takibe dayanak bononun tanzim tarihinin vade tarihinden sonra olduğunun ikrarı karşısında bono niteliğini yitirdiğini belirterek önceki kararında direnmiştir.

Şişli 5. İcra Müdürlüğü'nün 2005/22008 Esas sayılı dosyasında takibe konu bonoda;

<Ödeme günü, 24.03.2003> ibaresinden sonra, matbu yazılı <Y. Türk Lirası> ibaresinin üzeri el ile çizilerek üst kısmına el ile <USD>, alt kısmına da el ile <40.000> yazılmış, devamında, <iş bu emre muharrer senedim mukabilinde 24 Mart 2003 (tarih el ile yazılı) tarihinde Bay Figen veyahut emruhavale yukarıda yazılı yalnız kırk bin USD (el yazısı ile) Y T. Lirası....Y Kuruş ödeyeceği ....bedeli .... şimdiden kabul ederim.

Ödeyecek: Mehmet..... 10.01.2003 (imza)> ifadelerine yer verildiği,

Senedin arkasında ise, el yazısı ile <Figen K...> yazılmış olup, altı imzalandığı,

Belirlenmiştir.

Senedin, bono vasfını taşıyabilmesi için zorunlu şartlardan birisi de, TTK'nun 688/2. maddesinde belirtildiği üzere;

<Kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini> ihtiva etmesidir.

İİK'nun 168/1. maddesi;

<İcra müdürü senedin kambiyo senedi olduğunu ve vadesinin geldiğini görürse, borçluya senet sureti ile birlikte hemen bir ödeme emri gönderir.

3. fıkrasında ise, takibin müstenidi olan senet kambiyo senedi vasfını haiz değilse, beş gün içinde icra mahkemesine şikayet (m. 170/a) etmesi lüzumunun ödeme emrine yazılmasının gerektiği, hükümlerini içermektedirler.

Öğretide; senet metninden anlaşılan def iler konusunda Türk, İsviçre ve Alman doktrini, senette zorunlu unsur noksanlığının bulunmasını, senede yasak kayıtların konulmuş olmasını, senette kopuk ciro zincirinin bulunmasını veya senedin zamanaşımına uğramasını, senet metninden ve içeriğinden anlaşılan def iler olarak kabul etmektedir.

Kanunen emre yazılı senetlerden sayılan kambiyo senetleri (bono, çek ve poliçe) sıkı şekil şartlarına tabidir. Kambiyo senetlerinde şekil şartlarını düzenleyen Ticaret Kanunu'nun 583, 688 ve 692. maddelerine aykırı olarak düzenlenmiş olan bono, çek ve poliçe kambiyo senedi hükmünde değildir. Bu husus herkese karşı senetten anlaşılan defi olarak ileri sürülebilir (Doç. Dr. A. Lerzan Yılmaz, Kambiyo Senetlerinde Def iler, İstanbul - 2007, s. 180-181).

Uygulamada ise; takip dayanağı senette lehtar isminin üzeri çizilerek, alacaklıya senedi ciro eden (K)'nin isminin yazıldığını, bu değişiklik paraf edilmediğinden senedin kambiyo vasfından söz edilemeyeceği, (Y. 12. HD'sinin 14.11.2005 gün ve 2005/18068 E., 2005/22120 K.)

Takip dayanağı senedin tanzim tarihi 26.01.2001 olup, vade tarihi 25.01.2001 tarihini taşıdığını, tanzim tarihinden evvelki vadeyi taşıyan bu senette tanzim tarihinin bulunmadığının kabulü gerekeceğinden TTK'nun 688-689. maddeleri gereğince dayanak senedin kambiyo vasfı bulunmadığı ve mercice İİK 170/a maddesi hükmü uyarınca takibin re'sen iptaline karar verilmesi gerektiği, (Y 12. HD'sinin 13.06.2002 gün ve 2002/11809 E., 2002/12617 K.) Yargıtay kararlarında belirtilmiştir.

Yukarıda açıklandığı üzere; senet metninde rakam ile 40.000.-YTL yazılmış, YTL üzeri çizilmiş ve üzerine USD yazılmış, senet metnine ayrıca yazı ile 40.000..............YTL yazılmış ve YTL çizilmeden 40.000'in önüne USD yazılmış olduğu anlaşılmıştır.

Bu durum karşısında, senet metnine bakıldığında biri YTL, diğer USD olmak üzere iki bedel yazıldığı ve üzeri çizili kısmın borçlu tarafından paraf edilmediğinden, kayıtsız ve şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini taşımadığından, TTK'nun 688/2. maddesi kapsamında kambiyo senedi niteliğini ihtiva etmediği,

Öte yandan, davalı temyiz dilekçesinde senedin 2005 yılında tanzim edildiğini ikrar etmiştir. Bu durumda davalının söz konusu ikrarına itibar etmek gerekir. Bunun sonucu da uyuşmazlık konusu senette vade tarihi 24.03.2003'ü taşıdığı, tanzim tarihinden evvelki vadeyi taşıyan böyle bir senet için tanzim tarihinin bulunmadığının kabulü gerektiği ve bu nedenle de senedin kambiyo senedi vasfında bulunmadığı,

Belirlendiğinden, senedin bu özellikleri taşıması sonucu, icra müdürü tarafından kambiyo senetlerine mahsus yolla yaptığı takip işleminin usul ve yasaya uygun bulunmadığından, TTK'nun 688/2, 6 ve İİK'nun 170/a maddeleri dikkate alınarak takibin iptali biçiminde verilen mahkeme kararının usul ve yasaya uygun düştüğü kanaatine vardığımızdan ve onanması gerektiği kanaatinde olduğumuzdan, sayın çoğunluğun kararın bozulması yönündeki görüşüne katılamıyoruz. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı

Bu içtihatların soruyla hiçbir ilgisi yok.

Alıntı:
Yazan yılmazkan
Vade bononun olmazsa olmaz şartı değildir. Vadesiz bono görüldüğünde ödenecek bono sayılır. Farkı faizi vadeden itibaren değil temerrüde düşürdüğünüz tarihten itibaren isteyebileceksiniz.

Soruda vadesiz bir bonodan sözedilmiyor.

Alıntı:
Yazan ilhan13
Herkese iyi çalışmalar,

Elimdeki bononun vade tarihi rakamla 05.20.2011 şeklinde yazılmış, ancak yazıyla yirmi mayıs iki bin on bir diye belirtilmiş. Bononun geçerliliği konusunda bildiklerinizi ve yorumlarınızı bekliyorum. Şimdiden teşekkür ederim..

Av. Müjgan, YILDIZ HUKUK ve Av. Yavuz Şahin'in yanıtlarına katılıyorum. Bono geçerlidir, vadesi de 20.05.2011'dir.
Old 25-02-2012, 12:05   #9
yılmazkan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bu içtihatların soruyla hiçbir ilgisi yok.



Soruda vadesiz bir bonodan sözedilmiyor.



Av. Müjgan, YILDIZ HUKUK ve Av. Yavuz Şahin'in yanıtlarına katılıyorum. Bono geçerlidir, vadesi de 20.05.2011'dir.

Bono vadesizdir demek değil, vade olmasa da bononun geçerli olabileceğiydi muradım.
Old 25-02-2012, 15:14   #10
ilhan13

 
Varsayılan

Senedi biraz daha dikkatli incelediğimde çok önemli bir ayrıntı daha keşfettim,senedin tanzim tarihi de 04.12.2011 şeklinde yazılmış.Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olamayacağına göre, yukarıdaki sorumu güncelleyerek tekrar soruyorum, bu halde senet kambiyo vasfını yitirir mi?? Ama senedin gerçek tanzim tarihi 12.04.2011 anlayacağınız gün ve ayın yeri karıştırılmış hem vadede hem de tanzimde
Old 25-02-2012, 15:58   #11
Av. Öznur Aktürk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ilhan13
Senedi biraz daha dikkatli incelediğimde çok önemli bir ayrıntı daha keşfettim,senedin tanzim tarihi de 04.12.2011 şeklinde yazılmış.Tanzim tarihi vade tarihinden sonra olamayacağına göre, yukarıdaki sorumu güncelleyerek tekrar soruyorum, bu halde senet kambiyo vasfını yitirir mi?? Ama senedin gerçek tanzim tarihi 12.04.2011 anlayacağınız gün ve ayın yeri karıştırılmış hem vadede hem de tanzimde
Sayın ilhan13,
Son mesajınızda belirttiğiniz duruma göre tanzim tarihi olarak 04.12.2011 tarihi yazılmış yani takvimde yer alan mümkün bir tarih.
Üstelik bu tarih vade tarihinden sonrasına ait.
Vade tarihi ile ilgili değerli meslektaşların yorumlarında da beirtildiği üzere, orada yazı ile yazılan tarihe itibar edildiğinden vade tarihi 20.05.2011 olarak kabul edilir.
Ancak aynı durum tanzim tarihi ile ilgili olarak söz konusu değildir.
Elinizdeki bono, kambiyo vasfını yitirmiş olup, ilamsız takibe konu edilebilir.
Saygılarımla...
Old 26-02-2012, 15:24   #12
wellan

 
Varsayılan

Maddi hataların düzeltilmesi
MADDE 183. (1) Tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır.

Önemli olan tarafın yani bonoyu düzenleyenin iradesidir.Açık ve tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirli olan açık yazı ve hesap hataları;dava yada takip açılmadan önce düzeltilebileceği gibi dava sırasında ve takip sırasında da düzeltilebilir.Burada aıkça bir maddi hatanın olduğu ve tarafın kusurundan kaynaklanmadığı görülmektedir.SAYGILARIMLA.Çalışmalarınızda başarılar diliyorum.
Old 27-02-2012, 11:30   #13
üye7160

 
Varsayılan

T.C.

YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2002/6396

K. 2002/6900

T. 4.4.2002

• VADE TARİHİNİN KEŞİDE GÜNÜNDEN ÖNCEKİ BİR TARİHİ GÖSTERMESİ ( Kambiyo Senedi Vasfının Bulunmaması - Takibin İptali )

• KEŞİDE GÜNÜNDEN ÖNCEKİ BİR TARİHİN VADE TARİHİ OLARAK GÖSTERİLDİĞİ SENET ( Kambiyo Senedi Vasfının Bulunmaması - Takibin İptali )

• KAMBİYO SENEDİ VASFI BULUNMAYAN SENET ( Vade Tarihinin Keşide Tarihinden Önceki Bir Tarihi Göstermesi )

• TAKİBİN İPTALİ ( Vade Tarihi Keşide Tarihinden Önceki Bir Tarihi Gösteren Senedin Kambiyo Senedi Vasfının Bulunmaması )

• SENETTE VADE TARİHİNİN KEŞİDE GÜNÜNDEN ÖNCEKİ BİR TARİHİ GÖSTERMESİ ( Kambiyo Senedi Vasfının Bulunmaması - Takibin İptali )

2004/m.170/a

6762/m.615/3, 690

ÖZET : Vadenin, keşide gününden sonraki tarihi göstermesi zorunludur koşulunun aksini gösteren takip dayanağı belge, kambiyo senedi vasfı taşımadığından Mercice, İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince itirazın kabulüne ve bu senet yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekir.
DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Mercii Hakimliğince de kabul edildiği üzere takip dayanağı senetlerden 10.2.2000 vadeli olan senette tanzim tarihi 29.2.2000 olmakla vadeden sonraki bir tarihtir. TTK.nun 690. maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gerekli aynı kanunun 615/3. maddesi gereğince vadenin, keşide gününden sonraki tarihi göstermesi zorunludur. Bu koşulun aksini gösteren takip dayanağı belge kambiyo senedi vasfı taşımadığından Mercice, İİK.nun 170/a-2 maddesi gereğince itirazın kabulüne ve bu senet yönünden takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.
SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca ( BOZULMASINA ), 4.4.2002 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 27-02-2012, 11:31   #14
üye7160

 
Varsayılan

T.C.
YARGITAY
12. HUKUK DAİRESİ
E. 1994/10675
K. 1994/10950
T. 22.9.1994
• SENETTEKİ TARİHTE DÜZELTME ( Parafe Edilmemişse Geçerli Olmayacağı )
• PARAFE EDİLMEMİŞ DÜZELTME ( Senedin Vade Tarihinde )
• VADE TARİHİ TANZİM TARİHİNDEN ESKİ SENET ( Kambiyo Senedi Olamaması )
• KAMBİYO SENEDİ NİTELİĞİNDE OLMAMA ( Vade Tarihi Tanzim Tarihinden Eski Senet )
2004/m.170
ÖZET : Takip dayanağı senet tarihindeki düzeltme borçlu tarafından parafe edilmediğinden ve düzeltmeden önceki duruma göre vade tarihi tanzim tarihinden önceki bir tarih olan senet kambiyo senedi niteliğinde olamayacağından sözkonusu senede dayanan takibin iptali gerekir.

DAVA: Merci kararının müddeti içinde temyizen tetkiki Borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye 2.8.1994 tarihinde gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR: Borçlu itiraz dilekçesinde takip dayanağı senedin 18.1.1992 vade tarihinin 18.1.1993 olarak tahrif edildiğini, bu duruma göre tanzim tarihinin vade tarihinden sonraki bir tarih olduğunu senedin kambiyo senedi niteliğinde bulunmadığını, borcu ödediğini ileri sürmüştür. Bilirkişi raporunda 18.1.1992 vade tarihinin 18.1.1993 olarak düzeltildiği kabul edilmiştir. Düzeltme borçlu tarafından parafe edilmediğinden bağlayıcı değildir. Düzeltmeden önceki duruma göre vade tarihi tanzim tarihinden önceki bir tarih olduğundan senet bono niteliğinde değildir. Borçlunun borcun tamamen veya kısmen kabulüne dair bir beyanı bulunmadığından İİK`nun 170/a maddesi gereğince itirazın kabulü ile takibin iptaline karar verilmek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsizdir.

SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile merci kararının yukarıda yazılı nedenle İİK`nun 366. ve HUMK`nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 22.9.1994 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Kahramanmaraş Tüketici Sorunları İl Hakem Heyeti’nin 2011/522 Karar ve 14.11.2011 tarihli kararı /Kaçak Kullanım Bedeli Av.Özlem PEKSÜSLÜ Meslektaşların Soruları 13 19-04-2013 12:32
Vadeli bebek - basın yoluyla kişilik haklarının ihlali gaius Meslektaşların Soruları 7 05-10-2011 13:36
FBK vadeli (süresiz) ipotek ile ilgili bir Yargıtay Kararı arıyorum nephilis Meslektaşların Soruları 1 19-10-2010 13:18
sıralı vadeli çeklerde muacceliyet sözleşmesi Av.Hayrullah ÇUHADAROĞLU Meslektaşların Soruları 3 18-02-2009 15:23
Yan Tarafına Sadece Rakam Yazılmış Bononun Geçerliliği avnihal Meslektaşların Soruları 3 08-10-2007 13:03


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06354499 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.