işe iade davasında ücret ve faiz.

Arkadaşlar işe iade davasında hesaplamanın yapılacağı ücretin tespiti için emsal ücret araştırılmasından faydalanılmaktamıdır. Yoksa bordro ücreti ne ise bunun üzerinden mi hesap yapılmaktadır. Öte yandan verilecek 4 aylık boşta geçme süresine ait bir ücret ve iş güvenliği gereği 8 aya kadar tazminata faiz talep edilebilir mi? Yoksa faiz daha sonra açılabilecek bir kıdem ihbar tazminatı davasında mı talep edilmelidir ?

Saygılarımla.

Sayın meslektaşım, emsal ücret araştırması yapılıyor. Yani işçinin çalıştığı sektördeki kişinin aldığı maaşa bakılıyor. Ancak bu işçi ücretinin bordroda az gösterildiği durumlarda davacının talebiyle yapılıyor. Yani bordroda zaten tam gösteriliyorsa, aralarındaki iş sözleşmesinin o miktardan kurulduğuna dair şüphe yoksa emsal ücret araştırılmaya gerek yoktur. Zaten kimsenin aksini iddiası da olmaz. Tabi sizin dava dilekçenizde bordrodaki ücretin gerçek ücretini yansıtmadığını, aslında daha çok ücret aldığını ancak Sigorta yüzünden az gösterildiğini iddia etmeniz gerekmektedir. İşte o zaman bunu kanıtlamak için emsal ücret araştırması talep edersiniz.Kıdem tazminatı için ayrı bir dava mı açacaksınız? Hepsini birlikte açın. Sadece sigortalılığın tespitini de isteyecekseniz o zaman, onu ayrı açmanızda fayda var çünkü o daha uzun süren bir dava. Diğerlerini beraber açın.

T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2007/14002
K. 2007/27728
T. 24.9.2007
• SERİ MUHAKEME USULÜ ( Feshin Geçersizliği İşe İade ve Buna Bağlı İşe Başlatmama Tazminatı İle Boşta Geçen Süre Ücret Alacağının Belirlenmesine İlişkin Dava )
• SÖZLÜ YARGILAMA USULÜ ( Farklı Yargılama Usulüne Tabi İsteklerin Yargılama Sırasında Tefrik Edilerek Ayrı Ayrı Çözümlenmesi ve Sonuçlandırılması Gerektiği )
• İŞE İADE DAVASI ( Kıdem ve İhbar Tazminatları ve İşçilik Alacakları İle İlgili Dava "Sözlü Yargılama Usulüne" Tabi Olduğu - Farklı Yargılama Usulüne Tabi İsteklerin Yargılama Sırasında Tefrik Edilerek Ayrı Ayrı Çözümlenmesi Gerektiği )
• İŞÇİLİK ALACAKLARINA İLİŞKİN DAVA ( Kıdem ve İhbar Tazminatı - "Seri Muhakeme Usulü"ne Tabi Olup Kararın Temyiz İncelemesi Sonunda Yargıtay Tarafından Kesin Olarak Karar Verilip Sonuçlandırılması Gerektiği )
• FARKLI YARGILAMA USÜLLERİNE TABİ DAVALAR ( Yargılama Sırasında Tefrik Edilerek Ayrı Ayrı Çözümlenmesi Gerektiği )
4857/m.18, 21
5521/m.7
ÖZET : 4857 s. Kanununa göre, açılan feshin geçersizliği, işe iade ve buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücret alacağının belirlenmesine ilişkin dava "Seri Muhakeme Usulü" ne tabi olup, kararın temyiz incelemesi sonunda Yargıtay tarafından kesin olarak karar verilip sonuçlandırılması gerekmektedir.
Kıdem ve ihbar tazminatları ve işçilik alacakları ile ilgili dava ise, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesine göre "Sözlü Yargılama Usulüne" tabidir. Farklı yargılama usulüne tabi isteklerin yargılama sırasında tefrik edilerek ayrı ayrı çözümlenmesi ve sonuçlandırılması gerekir.
DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek ihbar kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tahsili ile birlikte feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkeme, feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile ihbar kıdem tazminatının reddine, yıllık ücretli izin alacağının tahsiline karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
KARAR : İş sözleşmesinin haklı ve geçerli neden olmadan feshedildiğini belirten davacı işçi, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesi yanında, ihbar ve kıdem tazminatı ile yıllık ücretli izin alacağının tahsilini talep etmiştir.
Mahkemece, feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile ihbar ve kıdem tazminatının reddine, yıllık ücretli izin alacağının tahsiline karar verilmiştir.
4857 s. Kanunun 20/3 maddesine göre, aynı kanunun 18 vd. maddelerine göre açılan feshin geçersizliği, işe iade ve buna bağlı işe başlatmama tazminatı ile boşta geçen süre ücret alacağının belirlenmesine ilişkin dava "Seri Muhakeme Usulü" ne tabi olup, kararın temyiz incelemesi sonunda Yargıtay tarafından kesin olarak karar verilip sonuçlandırılması gerekmektedir. Kıdem ve ihbar tazminatları ve işçilik alacakları ile ilgili dava ise, 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunun 7. maddesine göre "Sözlü Yargılama Usulüne" tabidir. Farklı yargılama usulüne tabi isteklerin yargılama sırasında tefrik edilerek ayrı ayrı çözümlenmesi ve sonuçlandırılması gerekir. Feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile işçilik alacaklarına ilişkin istemin birlikte görülmesi hatalı olduğundan salt bu nedenle kararın sair yönler incelenmeksizin bozulmasına karar verilmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 24.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.

iyi niyetiniz için teşekkür ederim ama kıdem ihbar tazminatı işe iade davası ile birlikte istenememektedir.

İşe İade Davaları Tespit niteliğinde davalar olup, edaya ilişkin hükümler içermezler.

Mahkeme "Feshin geçersizliğine" ya da "feshin geçersizliğinin tespitine" demekle yetinmeliyken bazen "işe iadesine" de denilebilmekte.

Tespit niteliğinde olması sebebiyle boşta geçen süre ücreti ile işe başlatmama nedeniyle tazminata dair verilen kararlar da sadece tespit niteliğindedir, bu ücret ve tazminatların kaç aylık ücret olduğu tespit edilir ancak kaç liralık ücret olduğu tespit edilmez.

İşe iade davasında feshin geçersizliğine ilişkin karar kesinleştikten sonra 10 günlük süresi içinde işçi işverene başvurduğu takdirde işveren işçiyi ister işe alır isterse mahkemenin kararı doğrultusunda boşta geçen süre ücreti ve işe başlatmama tazminatını öder. Yani burada işveren için verilen tespit kararı mutlak olarak işçinin işe iadesi niteliğinde olmayıp, seçimliktir.

İşveren kendisine yapılan başvuruya rağmen 1 ay içinde işçiyi işe başlatmazsa işçi elindeki "feshin geçersizliğinin tespitine" ilişkin kararı icraya koyarak ücret alacağı ve tazminatlarını talep edemez. Çünkü bu talep eda niteliğindedir, oysa karar tespitten ibarettir. İş Mahkemesinin tespit kararının icra edilebilmesi için eda davası açmak gerekir.

İşleyecek faiz akdin geçersiz bir sebeple sona ermesi tarihinden itibaren olamaz zira o tarihte henüz işveren temerrüde düşürülmüş değildir.
10 günlük süre içinde başvurup 1 ay içinde işe başlatılmaması durumunda işverenin temerrüdü bu 1 aylık sürenin sonunda söz konusu olacağından ücret ve tazminat taleplerine ilişkin faiz de ancak bu tarihte işlemeye başlayacaktır.

Ücret alacağı için mevduata uygulanan en yüksek faizin uygulanacağına kuşku yok, tazminata uygulanacak faiz ise düzenlenmediğinden BK genel hükümlerine göre temerrüt faizi olacaktır.

Toparlamak gerekirse, İşe İade davasında mahkeme gerçek ücreti tespit etmekle yükümlü değil.

Bu durumda açılacak eda davası ile ilgili herhangi bir dilekçe örneği elinde olan varsa ve paylaşırsa sevinirim. Bir de söz konusu eda davasında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilebilecekmidir? ( muhtemelen tazminatları bilirkişihesaplayacaktır.)zira karşı tarafın dava açılmasına sebebiyet vermesi gibi bir durum da söz konusu değil.

Alıntı: Yazan yalcinhukukbürosu Bu durumda açılacak eda davası ile ilgili herhangi bir dilekçe örneği elinde olan varsa ve paylaşırsa sevinirim. Bir de söz konusu eda davasında yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilebilecekmidir? ( muhtemelen tazminatları bilirkişihesaplayacaktır.)zira karşı tarafın dava açılmasına sebebiyet vermesi gibi bir durum da söz konusu değil.

Yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilebileceği kanaatindeyim.
İşveren işe başlatmamış olmakla işçinin bu cümleden olan ücret ve tazminat alacaklarını ödemek durumunda.

Ücret borcu nasıl ki 20 gün içinde ödenmesi gereken bir borçsa, işveren temerrüdünden itibaren 20 gün içinde bu kalemleri ödememiş olmasıyla açılacak davaya sebebiyet vermiş sayılır.

İşe iade davalarının tespit niteliğinde olduğuna ilişkin bir kararın sonuç kısmını paylaşmak istiyorum.

YRG. 9. H.D. 23.01.2006, E. 2005/39164, K. 2006/945

".. 3) Davalı .... Ltd. Şti. hakkında açılan davanın kabulü ile, bu işverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,
4) Davacının süresi içerisinde başvurusuna rağmen işverence işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davcının 4 aylık ücret tutarı olarak belirlenmesine,
5) Davacının süresi içinde başvurması halinde kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan alınarak davacıya ödenmesi gerektiğinin tespitine..."

İlknur hanım işe iade davalarının tespit niteliğinde olduğuna ilişkin bir tereddüt yok. Ancak açılacak eda davası henüz karşılaşmadığım bir dava türü ve bir dilekçe örneği varsa ve paylaşabilirseniz sevinirim.

İş Mahkemesine bildiğimiz işçi alacaklarına ilişkin ALACAK davası açacaksınız sayın meslektaşım.

İşe iade davasındaki tespit kararı doğrultusundaki alacaklarınızı ve varsa diğer işçilik alacaklarınızı talep edeceksiniz.

Değerli Meslektaşlarım,

Forumda yazılanlar uyarınca işçinin alacağını almasının bu kadar uzatılmasını hem hukuk mantığımla, hem de usul ekonomisiyle bağdaştıramadığımdan, elimizdeki tespit hükmü ile alacak yani edaya yönelik bir dava açmak yerine, İLAMSIZ İCRA İLE ÜCRET VE TAZMİNATLARIN İSTENEBİLECEĞİNE, BUNUNLA BİRLİKTE İLAMLI İCRA İLE DE VEKALET ÜCRETİ VE MAHKEME MASRAFLARININ İSTENEBİLECEĞİNE yönelik bir kanaatim var.

Bu durum hem süreci kısaltır, hem de sonuca vardırır diye düşünüyorum.

Hepinize iyi çalışmalar dilerim.

Alıntı: Değerli Meslektaşlarım, Forumda yazılanlar uyarınca işçinin alacağını almasının bu kadar uzatılmasını hem hukuk mantığımla, hem de usul ekonomisiyle bağdaştıramadığımdan, elimizdeki tespit hükmü ile alacak yani edaya yönelik bir dava açmak yerine, İLAMSIZ İCRA İLE ÜCRET VE TAZMİNATLARIN İSTENEBİLECEĞİNE, BUNUNLA BİRLİKTE İLAMLI İCRA İLE DE VEKALET ÜCRETİ VE MAHKEME MASRAFLARININ İSTENEBİLECEĞİNE yönelik bir kanaatim var. Bu durum hem süreci kısaltır, hem de sonuca vardırır diye düşünüyorum. Hepinize iyi çalışmalar dilerim.

Sayın Av. Aysun S.;

Tespit hükmünü ilamsız icra takibine konu ettiğinizde, karşı tarafın itirazı sonrasında itirazın kaldırılması/iptali için lehine tespit yapılan işçi tarafından yine dava açılması gerekeceğinden, yaklaşımınızı güzel bir temenni ama pratikte süreci hızlandırıcı etkisi olmayan bir düşünce olarak değerlendiriyorum.

Saygılarımla..

İlamsız icra konusunda Engin beyle aynı fikirdeyim.
İlaveten, işverenin işe başlatmadığı tarihle, iş akdinin geçerli bir neden olmaksızın feshedildiği tarih arasında işyerinde yapılan genel bir zam, TİS v.s. varsa, başlatmadığı tarihteki ücret üzerinden hesaplama yapılması gerekeceğinden ilamsız takip müvekkilinizin haklarının tamamını almasını da engelleyici nitelikte olabilir (itiraz olmasa bile).