kıdem tazminatı,işçi alacakları ,iş aktinin feshi,

şimdiden tüm meslektaşlarıma saygılar sunar ve katkılarınızdan dolayı teşekkür ediyorum....

müvekkilim 2003 yılından 2011 yılan kadar iş güvencesi (iş k. md 18) kapsımında olmayan bir iş yerinde örfi olarak anlaşarak yani işçi(müvekkilim) ile işveren arasında herhangi bir sözleşme yapılmadan çalışıyor.burada çalışmaya devam ederken, müvekkilim kendi rızasıyla aynı işverenin yanında ve aynı iş yerinde çalışmak kaydı ile iş kura başvuruyor ve iş kur tarafından müvekkilimin bu talebi kabul edilerek bir yıllık belirli süreli sözleşme aralarında imzalanıyor.
S -1 müvekkilim 2003 - 2011 yıllarındaki işçi alacaklarını, kıdem tazminatı istemeden ve bu yıllarda örfi olarak çalıştığı işe son verdığini işverene ihbar etmeden işkurla sözleşme yapması; müvekkilimin kıdem, ihbar tazminatı talep hakkı ortadan kalkıyor mu ?

yargıtayın şöyle bir kararı var : işçi çalışıyorsa ve bu esnada kendi rızasıyla sözleşmeli personel olursa bu durumda işçinin daha önce yaptığı işten dolayı kıdem hakkı talep etme hakkı kalmaz ve bunu isteyemez.
S-2 işveren, müvekkilimin daha önceki örfi olarak yaptığı işi kendisi bıraktığını veya işkurla anlaşmaya gittiği için artık bir kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı hakkı doğmaz savı ileri sürebilir mi? sürerse bu iddiasında haklı görülür mü?

S-3 müvekkilim bu iş yerinde sigortasız çalışıyor ve orda çılıştığına dair herhangi bir kayıt varaka yoktur. bu durumda hizmet tespiti için nasıl bır yol izlenmeli?

Umarım yanlış anlamadım:müvekkiliniz 2011 de çalıştığı yerden ayrıldı diye anladım ve ona göre cevap yazıyorum.
1-Müvekkiliniz kendi isteği ile ayrıldığı için (itifa oluyor)kıdem tazminatı ve ihbar tazminatı alamaz.Çalıştığı döneme ilişkin fazla çalışma,yıllık izin ücreti,ekik aldığı ücreti .... isteyebilir.Bunları istemesinde istifanın önemi yok
2- Yargıtay herhangi bir neden yokken işçinin işten ayrılmasının istifa ettiğini kabul için yeterli olmadığını araştırma yapılarak işçinin gerçekten kendi rızası ile ayrılıp ayrılmadığının belirlenmesini istiyor.
3-Hizmet tespit davası açabilir.Hak düşürücü süre 5 yıldır.
Müvekkiliniz 2003-2011 yılları arasında kesintisiz çalıştığı için hak düşürücü süre 2011 de başlar.Hizmet tespit davasında işçinin çalıştığının ispatı tanık delili ile mümkündür.Ancak dinlenen tanıkların sigortalı tanık olması gerekir.
NOT:Stajyer avukatım eksiklikler, ya da yanlış bilgi olursa özür dilerim .İyi çalışmalar.

teşekkürler sayın yiğit...
aslında muvekkilim işten ayrılmamış sadece işkur başvurusu kabul olununca işine hiç ara vermeden işkurla yapılan sözleşme ile devam ediyor.
2003 -2011 yılları arasında ucreti tam ödenmemiş ve sigortasıda hiç yatırılmamış acaba iş k. md 24 ü dikkate alarak haklı nedenle fesih durumu oluşur savını ileri sürerek ve bundan dolayı işverene herhengi bir ihbarda bulunma zorunluluğu olmadığını dile getirirsek bu durumda kıdem ve diğer alacaklar istemeyi talep eteme hakkımız haklı görülürmü?
birde tanıklar orda çalışan sigortalılar olması zorunlumu ? orda çalışan sigortasız çalışanların beyanları yeterli olmaz mı? ilk defa böyle bir dava açacağim için soru işaretleri doğuyor işte .. saygılar...

Ücret alacaklarında sigortasız tanık da dinlenebilir ama hizmet tespit de Yargıtay sigortalı işçi şartını arıyor.

Madde 26 - 24 ve 25 inci maddelerde gösterilen ahlak ve iyiniyet kurallarına uymayan hallere dayanarak işçi veya işveren için tanınmış olan sözleşmeyi fesih yetkisi, iki taraftan birinin bu çeşit davranışlarda bulunduğunu diğer tarafın öğrendiği günden başlayarak altı iş günü geçtikten ve her halde fiilin gerçekleşmesinden itibaren bir yıl sonra kullanılamaz. Ancak işçinin olayda maddi çıkar sağlaması halinde bir yıllık süre uygulanmaz.

Bu haller sebebiyle işçi yahut işverenden iş sözleşmesini yukarıdaki fıkrada öngörülen süre içinde feshedenlerin diğer taraftan tazminat hakları saklıdır.

Süre geçtiği için haklı fesih kullanılamaz diye düşünüyorum.Ancak ücretini ödemediği her ay fesih hakkı tekrar doğar .Hala çalışıyor ise 6 günlük süreye uyarak fesih edebilir.Normalde bir yıldan uzun iş sözleşmesi yazılı olarak yapılmak zorunda.Ücreti ödediğini işveren ispatlamalı.Sigorta yok diyorsunuz ,sanırım ücreti verdiğine ilişkin bir belge yoktur işverende. İşe girişi sigortaya bildirildi ise 5 yıllık süre uygulanmaz,hizmet tespit açabilir gibi.
En son işçi ücreti ödenmediği için haklı nedenle işi bıraktığını ve her türlü haklarını saklı tuttuğuna ilişkin bir ihtar çekin eliniz kuvvetlenir.Ayrı ayrı hem hizmet tespit hem de üret alacağı davası açın.ücret alacağı davası bekletici mesele yapılır.

Alıntı: Yazan ferit alphan yargıtayın şöyle bir kararı var : işçi çalışıyorsa ve bu esnada kendi rızasıyla sözleşmeli personel olursa bu durumda işçinin daha önce yaptığı işten dolayı kıdem hakkı talep etme hakkı kalmaz ve bunu isteyemez.

Sayın Alphan, belirttiğiniz yargıtay kararını buraya aktarabilir misiniz?

Benim görüşüme göre, işçinin hizmet akdi devam ederken, sigorta yapılması uğruna sözleşme yenilenmesi veya yeni bir sözleşme yapılması, istifanın haklı nedene dayandırılması durumunda işçilik alacaklarını almaya engel bir hal olacağını düşünmüyorum.

Alıntı: NOT:Stajyer avukatım eksiklikler, ya da yanlış bilgi olursa özür dilerim

Sayın Yiğit, mesajlarınız dikkat çekici ve okunmaya değer. Meslek hayatınızda başarılar dilerim.