TMK mad. 1007 'e göre açılacak davalar BELİRSİZ ALACAK MI YOKSA KISMİ DAVA MI olmalıdır ?

Değerli Meslektaşlar; TMK mad. 1007 'e ( Tapu Sicilinin tutulmasından doğan zararlardan devletin sorumluluğu ) göre açılacak tazminat davalarında Yargıtay, " davanın belirsiz alacak davası olarak açılamayacağını, kısmi dava açılması gerektiğini " vurgulamaktadır. Ancak, bu görüşüne dayanak yaptığı prensip kararı var mıdır? Gerekçesi nedir ?Bir neticeye ulaşamadım. Aksi görüşte olduğumu, HMK 107. maddesi gereği davacının alacak miktarını veyahut değerini tam ve kesin olarak belirlemesinin mümkün olmadığı kanaat ve düşüncesiyle bu türden davaların " belirsiz alacak " davası olarak açılabilceğini düşünüyorum. Bu husustaki görüş, yorum ve varsa Yargıtay kararı aydınlatıcı olacaktır. Teşekkür ederim.

Merhabalar Sayın meslektaşım,

Ben de benzer bir biçimde TMK 1007. maddeden kaynaklanan tazminat davasını belirsiz alacak olarak açtım. Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin bu konudaki görüşleri sık sık değişiyor maalesef. Güncel görüşü bu davaların belirsiz alacak olarak açılamayacağı yönünde. İşimize yarayabilecek bir Hukuk Genel Kurul Kararı buldum, sizinle de paylaşmak isterim:

Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2016/22-1166 E, 2019/576 K sayılı güncel kararında; ‘...şartları bulunmamasına başka bir anlatımla talep edilecek alacak miktarının davanın açıldığı anda tam ve kesin bir biçimde belirlenmesinin mümkün olmasına rağmen belirsiz alacak davası şeklinde açılan dava, hukuki yarar, yani dava şartı yokluğu nedeni ile usulden hemen reddedilmemelidir. Zira bir miktar belirtilmek sureti ile açılan belirsiz alacak davası da alacak ister belirli ister belirsiz olsun bir eda davasıdır ve eda davalarında hukuki yarar var kabul edilir. Öte yandan davacının dava açmaktan başka bir yolla alacağına kavuşması mümkün olmayıp bir mahkeme kararına muhtaç ise dava açmakta hukuki yararının bulunduğu tartışmasızdır.
Davacı davasının belirsiz alacak davası olduğunu mahkemeye bildirmiş olmakla birlikte belirsiz alacak davasının koşulları bulunmuyor ve fakat kısmi dava açılabilmesi mümkün ise, bu durumda, mahkemece, açılmış olan dava, doğrudan bir ara kararıyla bir kısmi dava olarak nitelendirilmek suretiyle görülüp karara bağlanmalıdır...’ denmekle belirsiz alacak davası şartlarını taşımayan bir davanın kısmi dava olarak değerlendirilip sonuca gidilmesi gerektiği hükme bağlanmış.

Benzer bir biçimde Karamürsel Asliye Hukuk Mahkemesinde belirsiz alacak davası olarak kabul edilen bir dava, Yargıtay 20. Hukuk Dairesi'nin 2016/430-2018/116 K ile ve TMK 1007. maddesi uyarınca açılacak davaların belirsiz alacak davası olarak açılamayacağı gerekçesiyle bozularak davanın ıslah edilmesi ve harç tamamlanması şartıyla kabulüne karar verilmiş. Av Özgür Bey'in sitesinde bu davalarla ilgili bir de güzel makale var (https://ozgureraytas.av.tr/orman-ser...-tazminat.html)

Yargıtay Hukuk Genel Kurul kararının işimize yarayacağını düşünüyorum. İyi çalışmalar.

Değerli meslektaşım, ilginize ve paylaşımınıza çok teşekkür ederim. Belirsiz alacak davaları maalesef yargımızda tam bir felaket yaratmış olup, kazaya kurban gitmemek için araştırmak ve neticede doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Zamanaşımını da gözetmek zorundayız diğer taraftan.Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım !
Aksi yönde birçok Yargıtay kararı da mevcut...

Alıntı: Yazan Matrix Değerli meslektaşım, ilginize ve paylaşımınıza çok teşekkür ederim. Belirsiz alacak davaları maalesef yargımızda tam bir felaket yaratmış olup, kazaya kurban gitmemek için araştırmak ve neticede doğrusunu yapmaya çalışıyoruz. Zamanaşımını da gözetmek zorundayız diğer taraftan.Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmayalım ! Aksi yönde birçok Yargıtay kararı da mevcut...

Bu deneyimden ve okuduğum kararlardan sonra bir daha belirsiz alacak davası açabileceğimi sanmıyorum Yargıtayın gerek iş davalarında gerek diğer davalarda belirsiz alacak davası açılmamasına yönelik kararlarının da motivasyonunu anlamakta güçlük çekiyorum.
Arsa rayiç metoduna göre çevre taşınmaz değerlerinin ortalamasıyla belirlenen adı üstünde tazminat davasında belirlenecek bedel 'belirsiz' değilse hangi dava 'belirsiz' hakikaten anlamak çok güç...

Benim de zamanaşımıyla ilgili sorunlarım var ama açıkçası tüm yargılama sürecini atlattıktan sonra Yargıtay aşamasında 'hukuki yarar yokluğundan usulden red' kararı verilmesi riskini göze alamıyorum. Bu sebeple davaya kısmi dava olarak devam edilmesini talep edeceğim, hatta Mahkemenin fikri sabitse davamın ilk duruşmasında bir karar verilmesini isteyeceğim. En azından 3-4 aylık bir kayıpla yeniden dava açabilme şansını yakalamış olurum.
Sizlere de bol şans!

Zamanaşımı noktasında dikkatli olmanızı öneririm. Çünkü, Yargıtay'a giden dosya 4-5 yıldan önce gelmeyecektir.Takipsiz bırakıp kesinleştirerek yeniden bir dava açmanız da mümkündür.

Alıntı: Yazan Matrix Zamanaşımı noktasında dikkatli olmanızı öneririm. Çünkü, Yargıtay'a giden dosya 4-5 yıldan önce gelmeyecektir.Takipsiz bırakıp kesinleştirerek yeniden bir dava açmanız da mümkündür.

Teşekkürler meslektaşım ama ya davalı zamanaşımı hususunu gözetip davayı takip ederse...En azından Yerel Mahkemece usulden reddedilirse davalı hukuki yararı olmadığı için istinaf yapmaz hemen kesinleştiririz diye düşünüyorum...