Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Aile konutu şerhinin kaldırılmasından doğan vekalet ücreti

Yanıt
Old 29-06-2010, 13:19   #1
Av.TOLGAA

 
Varsayılan Aile konutu şerhinin kaldırılmasından doğan vekalet ücreti

Cevaplarınız için şimdiden herkese çok teşekkür ederim. Aile konutu şerhinin kaldırılması davasını kazandım, kararda belirtilen vekalet ücreti ve yargılama giderlerine ilişkin karar kesinleşmeden icra takibi başlattım. Karşı taraf kesinleştirilmesi gerektiğini belirterek dava açmış. Belirtmiş olduğum kararın kesinleşmesi gerekir mi? Karşı tarafın dava açma süresi, itiraz süresi midir?
Old 29-06-2010, 15:46   #2
avmurat

 
Varsayılan

Gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığı için kesinleşmesi gerekmediğini düşünüyorum, saygılarımla.
Old 30-06-2010, 09:44   #3
üye15755

 
Varsayılan

Mahkeme tarafından verilen kararın aynı hüküm fıkrasında kalem kalem;
hem bir gayrimenkuluün aynına,
hem aile hukukuna (babalık, tanıma v.s.)
ve hem de para alacağına (vekalet ücreti, yargılama masrafı, tazminat)

dair hükümler olsa,

bu durumda aynı kararın aile hukukuna ve gayrimenkulün aynına ilişkin hükümleri kesinleşmeden infaz edilemez, ancak aynı kararın para alacağına dair kısmı kesinleşmeden ilamlı icra takibine konu edilebilir.

Karşı tarafça ileri sürülen "kararın kesinleşmesi gerektiğine" dair iddialar ancak İcra Mahkemesinde bir "şikayet" davası şeklinde ikame edilebilir. Yani karşı tarafın karşı koyması İcra Hukuku anlamında bir itiraz değil, "şikayettir." Şikayet ise süreli (7 gün içinde) ve süresiz şikayet diye ikiye ayrılır.
İlamlı icralarda şikayet davası 7 günlük şikayet süresine tabi değildir; takip ilama dayalı ise bu takibin şikayeti süresiz şikayettir. Sizin takip de ilama dayalı olduğu için karşı tarafın icra mahkemesinde yaptığı şikayet süreye tabi değildir; her zaman yapabilir.
Şikayet, itirazda olduğu gibi takibi kendiliğinden durdurmaz; hakim takibin dava sonuna kadar durdurulması kararı vermedikçe her türlü icra işlemi (haciz v.s.) yapılabilir.
Old 30-06-2010, 14:05   #4
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Mahkemece hüküm altına alınan vekalet ücreti para alacağı değil yargılama giderlerindendir. Bu nedenle (kesinleşmeden takip konusu yapılabilen) para alacakları gibi takibe konulamaz. Hüküm kesinleşmeden infaz edilemiyorsa vekalet ücreti de takibe konu edilemez.
Old 01-07-2010, 13:58   #5
gujankaracay

 
Varsayılan

aile konutu şerhinin kaldırılması davasının tespit değil eda davası şeklinde olduğu yönünde yargıtay kararı okumuştum. dava gayrimenkulün aynına ilişkinde olmadığından kanımca kesinleşmesi gerekmez.

öte yandan benzer bir dava açmayı düşünüyorum, davaya tapu'nun da dahil edilmesi gerekir mi ondan emin olamadım. siz davayı kime açtınız acaba?
Old 01-07-2010, 17:16   #6
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. cafer özkan
Mahkemece hüküm altına alınan vekalet ücreti para alacağı değil yargılama giderlerindendir. Bu nedenle (kesinleşmeden takip konusu yapılabilen) para alacakları gibi takibe konulamaz. Hüküm kesinleşmeden infaz edilemiyorsa vekalet ücreti de takibe konu edilemez.

Bu cevap yanlış.
Old 02-07-2010, 09:49   #7
av. cafer özkan

 
Varsayılan

Sayın Hakan Çırak,
"Bu cevap yanlış" diyorsunuz. Kesinleşmeden infaz edilemeyen bir ilamda yan kalemler (yargılama gideri, avukatlık ücreti vb) takip konusu yapılamaz. Verdiğim cevap doğru. Bunun aksine bir yasal düzenleme ya da yargı kararı gösterirseniz sevinirim.
Old 02-07-2010, 13:59   #8
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Mahkeme tarafından verilen kararın aynı hüküm fıkrasında kalem kalem;
hem bir gayrimenkuluün aynına,
hem aile hukukuna (babalık, tanıma v.s.)
ve hem de para alacağına (vekalet ücreti, yargılama masrafı, tazminat)

Evleviyetle hükümde yer alan tazminat ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini aynı kefeye koyup para alacağı demenizin hukuki olarak doğru olmadığını düşündüğümü belirtmek isterim

Ek olarak:
1086 S.K. m.423: "Masarifi muhakeme aşağıda beyan olunan şeylerdir:
1 - Tarife mucibince mahkeme kalemi vasıtasiyle yapılan masraflarla celsei muhakeme, keşif ve haciz masrafları,
2 - Şahidin seyahat ve ikamet masrafiyle yevmiyesi ve ehlihibre ücret ve masrafları,
3 - İlâm harçları,
4 - Resmî dairelerden talep olunan evrakın asıl ve suret tasdik ve pul harçları,
5 - Mahkemede bizzat hazır bulunanların bulundukları günlere ait seyahat ve ikamet masrafları,
6 - Dâvanın ehemmiyetine göre kanunu mucibince takdir olunacak vekil ücretleri.
Vekili bulunduğu halde mahkeme de bizzat ispatı vücut eden taraf yalnız seyahat masrafiyle bir güne mahsus olmak üzere yevmiye alabilir. Ancak hâkim bizzat isticvap veya yemin etmesine karar vermiş ise bu günler için yevmiye alabilir."
"Kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamlarda yazılı yargılama giderleri (ve bu arada vekalet ücreti) de ilamın teferruatından (asıl hakkın eklentisinden) olduklarından hüküm kesinleşmedikçe icraya konulamazlar. (Prof. Dr Baki Kuru, Prof. Dr. Ramazan Arslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, İcra ve İflas Hukuku DERS KİTABI)"

Saygılarımla...
Old 03-07-2010, 20:23   #9
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Evleviyetle hükümde yer alan tazminat ile yargılama masrafları ve vekalet ücretini aynı kefeye koyup para alacağı demenizin hukuki olarak doğru olmadığını düşündüğümü belirtmek isterim

Ek olarak:
1086 S.K. m.423: "Masarifi muhakeme aşağıda beyan olunan şeylerdir:
1 - Tarife mucibince mahkeme kalemi vasıtasiyle yapılan masraflarla celsei muhakeme, keşif ve haciz masrafları,
2 - Şahidin seyahat ve ikamet masrafiyle yevmiyesi ve ehlihibre ücret ve masrafları,
3 - İlâm harçları,
4 - Resmî dairelerden talep olunan evrakın asıl ve suret tasdik ve pul harçları,
5 - Mahkemede bizzat hazır bulunanların bulundukları günlere ait seyahat ve ikamet masrafları,
6 - Dâvanın ehemmiyetine göre kanunu mucibince takdir olunacak vekil ücretleri.
Vekili bulunduğu halde mahkeme de bizzat ispatı vücut eden taraf yalnız seyahat masrafiyle bir güne mahsus olmak üzere yevmiye alabilir. Ancak hâkim bizzat isticvap veya yemin etmesine karar vermiş ise bu günler için yevmiye alabilir."
"Kesinleşmeden icraya konulamayacak olan ilamlarda yazılı yargılama giderleri (ve bu arada vekalet ücreti) de ilamın teferruatından (asıl hakkın eklentisinden) olduklarından hüküm kesinleşmedikçe icraya konulamazlar. (Prof. Dr Baki Kuru, Prof. Dr. Ramazan Arslan, Prof. Dr. Ejder Yılmaz, İcra ve İflas Hukuku DERS KİTABI)"

Saygılarımla...

Bu cevap da yanlıştır.
Old 03-07-2010, 23:33   #10
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Bu cevap da yanlıştır.
Sayın meslektaşım,


Yıllardır yanlış bir bilgiye istinaden mesleğimi icra etmiş olmak çok üzdü beni . Ben sanıyordum ki:


1086 S.K. m.443/4: “Gayrimenkule ve buna mütaallik ayni haklara ve aile ve şahsın hukukuna mütedair hükümler kat’iyet kesbetmedikçe icra olunamaz.”


2004 S.K. m.72/5: “Dava borçlu lehine hükme bağlanırsa derhal takip durur. İlâmın kesinleşmesi üzerine münderecatına göre ve ayrıca hükme hacet kalmadan icra kısmen veya tamamen eski hale iade edilir…”


12.11.1979 tarih ve 1/3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereği kira parasının tespitine dair ilamlar kesinleşmeden icraya konulamaz.


2577 S.K. m.28/1: “Danıştay, bölge idare mahkemeleri, idare ve vergi mahkemelerinin esasa ve yürütmenin durdurulmasına ilişkin kararlarının icaplarına göre idare, gecikmeksizin işlem tesis etmeye veya eylemde bulunmaya mecburdur. Bu süre hiçbir şekilde kararın idareye tebliğinden başlayarak otuz günü geçemez. Ancak, haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar hakkında bu kararların kesinleşmesinden sonra idarece işlem tesis edilir.”


Yukarıdaki düzenlemeler gereği; sayılan hususlarda ilamın icrası için kesinleşmesi gerekmektedir. Ve belirttiğim üzere 1086 S.K. m. 423 te sayılan mahkeme masrafları da yukarıda sayılan davalarda fer’i, eklenti, asla bağlı nitelikte olmakla işbu kalemler de ilam kesinleşmeden icraya konulamaz. Bir de örneğin: boşanma davasıyla beraber talep edilen maddi ve manevi tazminat talepleri boşanmanın eklentisi olduğundan ve yargılama giderleri de fer’i nitelikte olmakla boşanmaya dair karar kesinleşmeden icra takibine konu edilemez. Yine gayrimenkulün aynına ilişkin ve +olarak mesela alacak talepli davanın hüküm fıkrasında gayrimenkulün aynına ilişkin kısıma ait mahkeme masraflarını (ve tabii ki vekalet ücretini de) ayırarak icra takibi yapma hususunda bu kısma ait kararın kesinleşmesi gerekir.


Yukarıdaki düzenlemelere göre hareket etmiş olmak, mesleğimi yıllardır yanlış icra etmiş olmak gerçekten benim için yıkıcı oldu .


Ayrıca 1086 S.K. m.1/2: “Görev, dava olunan şeyin değerine göre belirtilmiş ise, görevli mahkemenin tespitinde, davanın açıldığı gündeki değer esas tutulmak üzere, aşağıdaki maddeler hükümleri uygulanır. Faiz, icra tazminatı ve giderler görevin tespitinde hesaba katılmaz.” maddesinde giderler derken m.423 te sayılan kalemleri de belirtmek istediğini sanarak dava ikame ederken müddeabihe vekalet ücreti ve yargılama masraflarını da eklemiyordum.


Belirttiğim kalemler de alacak olarak müddeabihe dahilmiş demek ki…


Neticeten zararın neresinden dönsem kar diyerek kendimi rahatlatmayı tercih edeceğim sanırım .


Teşekkürler…


Saygılarımla…
Old 04-07-2010, 01:22   #11
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Sayın ÇIRAK,

Alıntı:
Bu cevap yanlış.

Alıntı:
Bu cevap da yanlıştır.

Bu cevaplarda yanlıştır
Old 04-07-2010, 10:17   #12
Admin

 
Varsayılan

Sayın Av. Hakan ÇIRAK,
Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Bu cevap da yanlıştır.
Verilen cevaplar -size göre- yanlışsa, kesin bir dille etiketlemek yerine -size göre- doğruyu ve daha önemlisi yasal gerekçelerinizi, atıflar yaparak paylaşırsanız hem soruyu soran meslektaşımıza hem de konudan okuyucu olarak yararlanacak ziyaretçilerimize daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Herkes birbirinin mesajının altında sadece "bu cevap yanlış" yazarsa hukuki tartışmada bir yere varmak mümkün olmadığı gibi, bu durum takdir edersiniz ki meslektaşına yardımcı olmak adına yanıt verme ve doğru bildiğini paylaşma külfetine girmiş üyelerimizin bir kısmı için de kırıcı olabilir.
Old 04-07-2010, 20:53   #13
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
Sayın ÇIRAK,





Bu cevaplarda yanlıştır

Evet.
Old 04-07-2010, 21:10   #14
üye15755

 
Varsayılan

Benim söylemek istediğim şudur:
Mahkemelerin karar metinlerindeki hüküm fıkralarında madde numarası verilerek hüküm tesis edilir.
Bu madde numaraları icra takibine konu edilmek bakımından ayrı ayrı ele alınır.
Bir hüküm fıkrasında hem gayrimenkulün aynına (ya da kasinleşme şartı aranan başka bir dava konusu) ilişkin bir hüküm, hem para alacağına ilişkin bir hüküm ve hem de yargılama masrafları ve vekalete ilişkin bir hüküm bulunursa,
- bu durumda karar kesinleşmeden tapuda bu karara istinaden işlem yapılamaz.
- karar kesinleşmeden para alacağına ilişkin hüküm (örneğin tazminat) ile yargılama masrafları ve vekalet ücretine ilişkin hüküm icra takibine konulabilir.
Bunun en tipik örneği kamulaştırmasız el atma davalarıdır ki, her gün elimden onlarcası geçmektedir.

T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/14935

K. 2005/18780

T. 3.10.2005

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı; Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle alacak ve taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin ilamın tazminata ilişkin kısmını takip konusu yapmıştır. Söz konusu ilamda hükmedilen tescil kararı kamulaştırma yasası uyarınca verilmiş olup bu konuda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmamaktadır. HUMK.nun 443/4. maddesi uyarınca sözkonusu ilamda hükmedilen tazminatın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığından kesinleşmeden infazı mümkündür. İcra mahkemesince aksine düşüncelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 3.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Old 04-07-2010, 22:00   #15
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Benim söylemek istediğim şudur:
Mahkemelerin karar metinlerindeki hüküm fıkralarında madde numarası verilerek hüküm tesis edilir.
Bu madde numaraları icra takibine konu edilmek bakımından ayrı ayrı ele alınır.
Bir hüküm fıkrasında hem gayrimenkulün aynına (ya da kasinleşme şartı aranan başka bir dava konusu) ilişkin bir hüküm, hem para alacağına ilişkin bir hüküm ve hem de yargılama masrafları ve vekalete ilişkin bir hüküm bulunursa,
- bu durumda karar kesinleşmeden tapuda bu karara istinaden işlem yapılamaz.
- karar kesinleşmeden para alacağına ilişkin hüküm (örneğin tazminat) ile yargılama masrafları ve vekalet ücretine ilişkin hüküm icra takibine konulabilir.
Bunun en tipik örneği kamulaştırmasız el atma davalarıdır ki, her gün elimden onlarcası geçmektedir.

T.C.
YARGITAY

12. HUKUK DAİRESİ

E. 2005/14935

K. 2005/18780

T. 3.10.2005

DAVA : Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :
KARAR : Alacaklı; Gaziantep 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin kamulaştırmasız el atma nedeniyle alacak ve taşınmazın idare adına tapuya kayıt ve tesciline ilişkin ilamın tazminata ilişkin kısmını takip konusu yapmıştır. Söz konusu ilamda hükmedilen tescil kararı kamulaştırma yasası uyarınca verilmiş olup bu konuda taraflar arasında mülkiyet ihtilafı bulunmamaktadır. HUMK.nun 443/4. maddesi uyarınca sözkonusu ilamda hükmedilen tazminatın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığından kesinleşmeden infazı mümkündür. İcra mahkemesince aksine düşüncelerle şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 3.10.2005 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın Çırak,
1.si kararda "mülkiyet ihtilafı"nın olmadığının neden özellikle belirtildiğini düşündünüz mü?

2.si ısrarla yargılama giderlerine ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine "para alacağı" demenizin hukuki olarak yanlış olduğunu düşünüyorum.

Sizin söyleminize dair konuyla ilgili durumda yanlış gördüğüm şeyi bir karar üzerinden anlatalım :

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 25.05.2009 T., Esas: 2009/3408, Karar: 2009/10930: "Borçlu vekili, takip konusu ilamın taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takip konusu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu ve kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.

Takip konusu ilam incelendiğinde, davalı alacaklının;
1 - Eser sözleşmesinin feshi,
2- 157 parsel sayılı taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil,
3- İnşaatı bitmiş ve başkalarına satılmış binaların yer aldığı 162 ve 163 sayılı parsellere karşılık eser sözleşmesinin feshinden doğan alacak davası olmak üzere üç ayrı isteğinin olduğu görülmektedir.
12.11.2008 tarihli takip talebinde de, takip konusu ilamın "c" bendinde yer alan 161 ve 162 parsel sayılı taşınmazlara karşılık hükmedilen alacağın takibe konulduğu görülmektedir. Bilindiği üzere aynı davada birden çok istem yer alabilir. Bu istemlerin bazısının kesinleşmeden takibe konulamayacak olması, bundan bağımsız diğer alacak kalemlerinin takibine engel değildir. Nitekim alacaklının, yargılama giderlerinin 190/240'ını takibe koyduğu, tapu iptal ve tescil ile ilgili "b" bendindeki karara isabet eden yargılama giderlerini özenle ayırdığı görülmektedir. Hal böyle olunca, ilamın alacağa ilişkin bölümünün kesinleşmeden takibe konulması doğru olup, mahkemece şikayetin reddi yerine aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir."
Olay budur Sayın av.cafer özkan ın da benim de vurguladığım budur. Umarım artık anlatabilmişimdir

Saygılarımla...
Old 05-07-2010, 14:31   #16
üye15755

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Sayın Çırak,
1.si kararda "mülkiyet ihtilafı"nın olmadığının neden özellikle belirtildiğini düşündünüz mü?

2.si ısrarla yargılama giderlerine ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine "para alacağı" demenizin hukuki olarak yanlış olduğunu düşünüyorum.

Sizin söyleminize dair konuyla ilgili durumda yanlış gördüğüm şeyi bir karar üzerinden anlatalım :

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 25.05.2009 T., Esas: 2009/3408, Karar: 2009/10930: "Borçlu vekili, takip konusu ilamın taşınmazın aynına ilişkin olduğunu, kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceğini ileri sürerek takibin iptalini istemiştir. Mahkemece, takip konusu ilamın gayrimenkulün aynına ilişkin olduğu ve kesinleşmeden takip konusu edilemeyeceği gerekçesiyle talebin kabulüne karar verilmiştir.

Takip konusu ilam incelendiğinde, davalı alacaklının;
1 - Eser sözleşmesinin feshi,
2- 157 parsel sayılı taşınmazla ilgili tapu iptal ve tescil,
3- İnşaatı bitmiş ve başkalarına satılmış binaların yer aldığı 162 ve 163 sayılı parsellere karşılık eser sözleşmesinin feshinden doğan alacak davası olmak üzere üç ayrı isteğinin olduğu görülmektedir.
12.11.2008 tarihli takip talebinde de, takip konusu ilamın "c" bendinde yer alan 161 ve 162 parsel sayılı taşınmazlara karşılık hükmedilen alacağın takibe konulduğu görülmektedir. Bilindiği üzere aynı davada birden çok istem yer alabilir. Bu istemlerin bazısının kesinleşmeden takibe konulamayacak olması, bundan bağımsız diğer alacak kalemlerinin takibine engel değildir. Nitekim alacaklının, yargılama giderlerinin 190/240'ını takibe koyduğu, tapu iptal ve tescil ile ilgili "b" bendindeki karara isabet eden yargılama giderlerini özenle ayırdığı görülmektedir. Hal böyle olunca, ilamın alacağa ilişkin bölümünün kesinleşmeden takibe konulması doğru olup, mahkemece şikayetin reddi yerine aksi düşüncelerle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir."
Olay budur Sayın av.cafer özkan ın da benim de vurguladığım budur. Umarım artık anlatabilmişimdir

Saygılarımla...

Benim arz ettiğim Yargıtay ilamında Yargıtay'ın kararını dayandırdığı hukuki gerekçe "taraflar arasında mülkiyet ihtilafının olmaması" değildir. Onu sadece "bu konuda bir inceleme yapmaya gerek yok" kabilinden belirtmiştir. Yargıtay'ın asıl gerekçesi, mahkeme kararındaki tazminat hükmünün gayrimenkulün aynına ilişkin olmamasıdır.
Arz ettiğim bu kararda olduğu gibi, mahkeme kararında infazı için kesinleşmesi gereken bir hükümle beraber kesinleşmesi gerekmeyen bir hüküm de var ise (örneğin para alacağı)
bu durumda hem bu para alacağı ve hem de yargılama masrafları ile vekalet ücreti kararın kesinleşmesi beklenmeden aynı takibe konu edilebilirler.
Old 05-07-2010, 14:46   #17
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Hakan ÇIRAK
Benim arz ettiğim Yargıtay ilamında Yargıtay'ın kararını dayandırdığı hukuki gerekçe "taraflar arasında mülkiyet ihtilafının olmaması" değildir. Onu sadece "bu konuda bir inceleme yapmaya gerek yok" kabilinden belirtmiştir. Yargıtay'ın asıl gerekçesi, mahkeme kararındaki tazminat hükmünün gayrimenkulün aynına ilişkin olmamasıdır.
Arz ettiğim bu kararda olduğu gibi, mahkeme kararında infazı için kesinleşmesi gereken bir hükümle beraber kesinleşmesi gerekmeyen bir hüküm de var ise (örneğin para alacağı)
bu durumda hem bu para alacağı ve hem de yargılama masrafları ile vekalet ücreti kararın kesinleşmesi beklenmeden aynı takibe konu edilebilirler.

Sayın ÇIRAK,
Yargıtay bunu belirtmiştir. Çünkü:
Yargıtay 12. Hukuk Dairesi, 07.05.2007 T., Esas: 2007/6961, Karar: 2007/9160: "HUMK.nun 443-4. maddesi gereğince gayrimenkule ve buna ilişkin ayni haklara dair hükümler kesinleşmedikçe infaz edilemez. Bu nedenle gerek ilamda öngörülen tazminat miktarı ve gerekse eklentilerin infazının istenebilmesi için ilamın içeriği incelenmeli ve taşınmazın aynının ihtilaflı olup olmadığı belirlenmelidir.

Somut olayda takibe dayanak yapılan Zile Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.10.2006 tarih ve 2006/66 E., 2006/294 K. sayılı ilamı incelendiğinde; taşınmazın ayrımın ihtilaflı olmadığı, davalı Devlet Su işleri Genel Müdürlüğü'nün mülkiyet iddiasının bulunmadığı "kamulaştırmasız el atma" nedeniyle tazminata ve taşınmazların bir kısmının tapu kayıtlarının iptali ile dere vasfıyla tapu kayıtlarının terkinine" hükmedildiği tespit edilmiştir. İlamda yer alan ve taşınmazın bir kısmının tapu kaydının iptaliyle, dere vasfı ile tapu kaydının terkini yönündeki hüküm yasadan kaynaklanan ve tazminat verilmesine ilişkin kararın sonucu olup, taşınmazın aynının ihtilaflı olduğunu göstermez. Bu durumda ilamın infazı için kesinleşmesine gerek yoktur. Aksine düşüncelerle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir."

Ayrıca belirttiğiniz diğer hususlarda yukarıdaki açıklamalarım yeterince net olmakla artık başka bir şey söylemeyi düşünmüyorum .

Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
maktu vekalet ücreti icraya verilirken icra vekalet ücreti talep edilebilir mi? avukat.derviş.yıldızoğlu Meslektaşların Soruları 7 13-05-2011 12:19
aile konutu şerhinin kaldırılması dav. vekalet ücreti miss_lawyer Meslektaşların Soruları 2 19-05-2010 14:54
aile konutu şerhinin kaldırılmasında yetkili mahkeme av_ozge Meslektaşların Soruları 3 08-02-2010 16:35
Müvekilden tapuda vakıf şerhinin kaldırılması istenecek vekalet ücreti FIRAT_34 Meslektaşların Soruları 0 14-05-2008 14:49
evlilik resmen ve fiilen devam ederken "aile konutu şerhinin terkini" davası aysun nalbant Meslektaşların Soruları 4 25-09-2007 08:52


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06313491 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.