Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Günlük Hukuk Haberleri

Yanıt
Old 13-01-2011, 13:34   #391
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Biz 2 ayda aldık.

Nasıl yaptınız bu işi?
Old 13-01-2011, 13:36   #392
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Hatta bir adım daha atalım;

Barolar, teftiş kurulu oluşturup, avukatların dosyalarını her yıl muntazaman denetleyip, onlara not vermeli, gerekiyorsa disiplin cezası uygulamalı, başarılı olanları ödüllendirmelidir.
Old 13-01-2011, 13:36   #393
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Nasıl yaptınız bu işi?

Biz bir şey yapmadık. Bekledik. Onlar parayı hesabıma yatırdı.Ben de çektim.

Belki daireden daireye değişiyordur.
Old 13-01-2011, 13:38   #394
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Biz bir şey yapmadık. Bekledik. Onlar parayı hesabıma yatırdı.Ben de çektim.

Belki daireden daireye değişiyordur.

Bizden de hesap numarası istediler, verdik. Sıramızı bekliyoruz.

Tutarla ilgili de olabilir. Bilemiyorum artık.
Old 13-01-2011, 13:39   #395
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Ben sizi kastetmedim Suat Bey. Biliyorum siz avukat değil, hukukçusunuz. Bazı avukat arkadaşlar dedim.

Biliyorsunuz avukatlar iki şapka taşır: 1. Avukat şapkası. 2. Hukukçu şapkası.

Maharet, hangisini ne zaman kullanacağını tayin etmekte. Sn.Ergin'in bu hususta mahirülmahir olduğuna eminim.
Saygılarımla.
Old 13-01-2011, 13:40   #396
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Hatta bir adım daha atalım;

Barolar, teftiş kurulu oluşturup, avukatların dosyalarını her yıl muntazaman denetleyip, onlara not vermeli, gerekiyorsa disiplin cezası uygulamalı, başarılı olanları ödüllendirmelidir.
Siz reankasyona inanıyor musunuz? Ya da Thomas More'u tanıyor musunuz?

İstanbul'da 22.000 civarında faal avukat, yüzbinlerce dava ve icra dosyası bulunmaktadır. Matematik konusunda iddialı olduğunuzu biliyorum. Şu "teftiş kurulu" kaç kişiden oluşmalı.
Old 13-01-2011, 13:44   #397
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Üstadım biz de hamdolsun neredeyse sizin gibiyiz. (*)

İlk defa bir davamızda taraflar haricen sulh olduklarından takip etmediğimiz ve bu nedenle dosya işlemden kaldırıldığı için, ödenen harcı almak istedik. Maliye sıraya koymuş, 1 yılı bulur demiş. ))


(*) Şaka bir yana, avukatların şirketlerin de yaptığı gibi her yılbaşında bir önceki yılın "verimlilik" durumunu gözden geçirmesi, açılan dava sayısı, kazanılan veya kaybedilen dava sayısı ve nedenlerini gözden geçirmesini savunan bir avukatım. Tavsiye ederim.



Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Hatta bir adım daha atalım;

Barolar, teftiş kurulu oluşturup, avukatların dosyalarını her yıl muntazaman denetleyip, onlara not vermeli, gerekiyorsa disiplin cezası uygulamalı, başarılı olanları ödüllendirmelidir.

Vekalet Sözleşmelerinde sonucun taahhüdü söz konusu olmadığı için bütün dosyaların içeriğini okumaları gerekir ve biraz zorlanabilirler (diye düşünüyorum ) üstadım
Old 13-01-2011, 13:47   #398
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Siz reankasyona inanıyor musunuz? Ya da Thomas More'u tanıyor musunuz?

İstanbul'da 22.000 civarında faal avukat, yüzbinlerce dava ve icra dosyası bulunmaktadır. Matematik konusunda iddialı olduğunuzu biliyorum. Şu "teftiş kurulu" kaç kişiden oluşmalı.

)) Geçenlerde 26.000 Demiştiniz, varsın 22.000 olsun.

Adalet bakanlığında kaç müfettiş varsa o kadar yeter de artar bile. Siz hiç Baromuzun bankadaki atıl parasını duydunuz mu? Baro isterse Müfettiş ordusu oluşturur. Siz hiç merak etmeyin!

Bir gün Baro Başkanı olursam elimden çekeceğiniz var. Öfaruksa kadar zihni sinir procem olmasa da benzeri kadar zihni sinir procem mevcut.
Old 13-01-2011, 13:49   #399
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz




Vekalet Sözleşmelerinde sonucun taahhüdü söz konusu olmadığı için bütün dosyaların içeriğini okumaları gerekir ve biraz zorlanabilirler (diye düşünüyorum ) üstadım

Üstadım, sonuç taahhüdü manasında demiyorum zaten.

Dosyaların bir avukata yaraşır şekilde takip edilip edilmediğini denetlemeleri bile mesleği rahatlatır.
Old 14-01-2011, 00:35   #400
ege

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Adli Yardımdan yararlanma koşulları değiştirilebilir. Asgari ücretle çalışanın yararlanmaması elbette ki doğru bir yaklaşım değil. Hal böyle diye asgari ücretli olmayanların açtığı davalar bakımından da peşin masraf almamak pek adil olmaz, değil mi? İşçi örneği, asgari ücretli örneği genele baskın çıkan durumlar olamaz.

Adli yardım şartları değiştirilmelidir kabul ama bu yapılana kadar da genel işleyişe mani olunmamalıdır.
yeni kanunda adli yardım aynen eski kanundan alınmış ve şöyle diyor:

"iddia ve savunmalarında, geçici hukukî korunma taleplerinde ve icra takibinde, haklı
oldukları yolunda kanaat uyandırmak kaydıyla adli yardımdan yararlanabilirler."

hakim davasına bakacağı konuda ÖNCEDEN GÖRÜŞ BİLDİRİYOR.
biz de "adil yargılanma" hakkından bahsediyoruz.

adli yardım maddesi tamamen kaldırılmalı bence hukuki koruma sigortası getirilmeli.Aynı zamanda da avukatla temsil de zorunlu hale getirilmeli. Hukuki koruma sigortası da sadece Barolar tarafından görevlendirme yapılmalı.
bu kadar katı kuralların (hmuk) uyulandığı yerde, vatandaşın "def'i" bilmesi, süre bilmesi, hukuk bilmesi mümkün değilken bilmediği bir oyun kuralı ile yargılamak adalet olamaz.

harçların ve yargı masraflarının bu kadar yüksek olduğu yerde avans yatır demek "kardeşim adaletini git kendin bul" demekle eşanlamlı bence.
Old 14-01-2011, 01:02   #401
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Meclis Genel Kurulu'nda Türk Ticaret Kanunu Tasarısı Kabul Edildi
13 Ocak 2011 23:59

TBMM Genel Kurulu, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nı yasalaştırdı.

TBMM Genel Kurulu, Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nı yasalaştırdı. Yasa, ticaret hayatına yönelik önemli yenilikler getiriyor.

TBMM Genel Kurulu, 1535 maddelik Türk Ticaret Kanunu Tasarısı'nın görüşmelerini tamamladı. Görüşmelerin ardından tasarı kabul edilerek yasalaştı. Tasarının yasalaşmasıyla 1957 tarihli Türk Ticaret Yasası tamamen yenilenmiş oldu. Tasarı üzerindeki görüşmelerin son bölümünde TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin de Genel Kurul Salonu'na gelerek görüşmeleri izledi.

Yasa her şirkete web sitesi zorunluluğu getiriyor. Anonim şirketler online genel kurul yapabilecek. Bütün anonim şirketlerde yönetim konularının elektronik ortamda yapılmasının, genel kurullara online olarak katılmanın, öneri sunmanın, müzakere yapmanın ve oy vermenin yolu açılıyor. Kamuoyunun, şirketlerle ilgili her an ulaşamadığı bilgilere kolaylıkla ulaşabilmesine de imkan tanınıyor.

Sermaye şirketlerinde müdürler kurulu ve yönetim kurulu toplantıları ile şahıs şirketleri, limited şirketler ve paylı şirketlerde ortaklar kurulu veya genel kurul toplantılarının, online yapılması da mümkün olacak. Online toplantıda alınan kararlar geçerli kabul edilirken, kararlar, güvenli elektronik imza veya daha sonra atılacak fiziki imzayla kayıt altına alınabilecek. Online genel kurullar, halk pay sahiplerinin de genel kurullara katılabilmesini kolaylaştıracak ve daha şeffaf şekilde yönetilmelerine hizmet edecek.

Yolcu taşımacılığında, sefer herhangi bir nedenle yapılamamışsa, harekette yolcunun katlanamayacağı süreli gecikme olursa, yolcu, sözleşmeden cayıp ödediği ücreti ve varsa zararını isteyebilecek. Şehirlerarası yolculuklarda, yumurta, soğan, pide, lahmacun gibi kokulu yiyecekler yenilmeyecek. Otobüslerde, tavuk ve horoz gibi canlı hayvan taşınmayacak. Otobüslerde, özellikle gece yarısından sonra olmak üzere, yolcuların uyuduğu saatlerde yüksek sesle müzik çalınmayacak.

Kamyon ve dolmuşlara yazı yazılamayacak. Firmalar, bilette belirtilen yerin başka bir kişiye verilmesi, bilette gösterilen araç yerine, onunla aynı düzeyde olmayan başka bir aracın sefere konulması, aracın belli saatten önce hareketi nedeniyle yolcunun yetişememesi, araçta ilk yardım malzemeleri ve ilaçlarının bulundurulmaması nedenleriyle de sorumlu olacak. Herhangi bir zarar ispat edilmese bile firma, bilet parasının 3 katı tazminat ödeyecek. Bu kurala uymayan araç şoförlerine ve sahiplerine 100 liradan bin 500 liraya kadar idari para cezası verilecek. Yolcular, gemi kazalarında tazminat alma hakkına kavuşacak.

Yasa sorumluluk sigortası uygulamasını da getiriyor. Meslekleri gereği bir hata yapıp, tazminat talebiyle karşılaşacağını düşünen kişilerin düzenleyeceği sözleşmelerle ilgili olarak, 'sorumluluk sigortası' kavramı, Türk hukukuna ilk defa girecek. Zarar gören, uğradığı zararı doğrudan sigortacıdan isteyebilecek. Yanlış tedavi uygulayan doktor, yanlış savunma yapan avukat, kötü yönetim sergileyen şirket yetkilisi, karşılaştıkları tazminat taleplerini, sorumluluk sigortasından karşılayabilecek. Ancak sigortacı, sigortalının sorumluluk konusu olayı kasten gerçekleştirmesinden doğan zararlardan sorumlu olmayacak.

Ticari işlerde faiz oranı serbestçe belirlenecek. Bileşik faiz uygulamasına son verilecek. Aksine sözleşme bulunmuyorsa, ticari bir borcun faizi, vadenin bitiminden ve belli bir vade yoksa, ihtar gününden itibaren işlemeye başlayacak. Ticari bir işletme işleten vakıflar, dernekler ve özel hukuk hükümlerine göre yönetilmek veya ticari şekilde işletilmek üzere kamu tüzel kişilikleri tarafından kurulan kurum ve kuruluşlar da tacir sayılacak. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği nezdinde, Türkiye çapında sicil kayıtlarına elektronik ortamda ulaşabilmenin sağlanması amacıyla kayıtların elektronik ortamda sunulabileceği bir bilgi bankası kurulacak. Bilgi bankasına giriş serbest olacak, herkes kayıtları inceleyebilecek. Ticaret sicilinin tutulmasından doğan bütün zararlardan, devlet ve ilgili oda, müteselsilen sorumlu olacak. Tescil ve kayıt için gerçeğe aykırı beyanda bulunanlar, 3 aydan 2 yıla kadar hapis ve adli para cezasına çarptırılacak.

Yasayla tüketicilerin korunmasına ilişkin düzenlemeler getiriyor. Başkalarını veya mallarını, fiyatlarını, yanıltıcı, kötüleyici beyanlar, karşılaştırmalı ve aşırı reklamlar, paye, diploma veya ödül almadığı halde bunlara sahipmişçesine hareket etme, rekabeti bozucu satış yöntemleri, haksız rekabet sayılacak. İşyerine yanıltıcı şekilde, sahte belge asarak haksız rekabet yaratanlara, 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. Ticari işletmesi, malları, iş ürünleri, faaliyeti, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak suç sayılacak. İşletmeler, rekabette öne geçmek için "sezon sonu" adıyla hiç bitmeyen kampanyalarla tüketiciyi yanıltamayacak.

Kapıdan satış yöntemi konusunda da yasada düzenlemeler yer alıyor. Müşteri, malın gerçek değeri konusunda yanıltılamayacak. Müşterinin karar verme özgürlüğüne, hediyelerle etki edilemeyecek. Saldırgan satış teknikleriyle müşterinin karar verme özgürlüğü kısıtlanamayacak. Eve gelerek veya yoldan çevirerek yapılan satışlar, saldırgan satış yöntemi olarak değerlendirilecek. Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin özellikleri, miktarı, kullanım amaçları, yararları veya tehlikeleri gizlenerek, müşteri yanıltılamayacak. Sadece açıklamalar değil, malın biçimi, paketlenme tarzı, etiketteki takdim gibi görsel algılamalar da yanıltıcı olmayacak. Taksitli satış ve tüketici kredilerinde dürüst davranılmaması, haksız rekabet sayılacak. Uygulanan faiz veya vade farkı, ödemelerin nasıl yapılacağı ve taksitle satış yapanın unvanı açıklanacak. Bu haksız rekabet fiillerinden birini kasten işleyenlere, 2 yıla kadar hapis ve para cezası verilecek. GSM operatörleri de abonelerine haksız rekabet unsuru içeren bir mesaj göndermeleri durumunda, mesajın kim tarafından gönderildiğini açıklayacaklar. Kooperatifler, ticaret şirketi sayılacak.

Karşılığı bulunmayan çek düzenleyen kişi, çekin karşılıksız kalan bedelinin yüzde 10'unu ödemekle yükümlü olacak. Ayrıca hamilin bu yüzden uğradığı zararı tazmin edecek. Kimin lehine düzenlendiği gösterilmemiş bir çek, hamiline yazılı çek sayılacak. Türk Ticaret Kanunu, 1 Temmuz 2012 tarihinde yürürlüğe girecek.

Kaynak: http://www.haberfx.net/meclis-genel-...haberi-312879/
Old 14-01-2011, 09:40   #402
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Harç neden ödeniyor? Yargı zaman ve emek harcadığı, masrafa girdiği için.

Yargı, devlet olmanın gereğidir. Bu nedenle devletin, "devlet olmanın gereği olarak" yaptığı işlerde ayrı bir harç, vergi vb. alması mantığa aykırıdır. Bana göre devletin vatandaştan alacağı tek vergi, gelir vergisi olmalı; davalardan da harç alınmamalıdır.
Old 14-01-2011, 09:42   #403
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Hatta bir adım daha atalım;

Barolar, teftiş kurulu oluşturup, avukatların dosyalarını her yıl muntazaman denetleyip, onlara not vermeli, gerekiyorsa disiplin cezası uygulamalı, başarılı olanları ödüllendirmelidir.

Yok artık, daha neler...
Avukatlık sınavı mesleğin kalitesi için zorunlu ve yeterlidir.
Old 14-01-2011, 22:47   #404
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

TEBLİGAT KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (*)

Kanun No. 6099 Kabul Tarihi: 11/1/2011

MADDE 1- 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1- Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.”

MADDE 2- 7201 sayılı Kanuna 7 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

Elektronik tebligat:

MADDE 7/a- Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.

Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 3- 7201 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”

MADDE 4- 7201 sayılı Kanunun 11 inci maddesine aşağıdaki fıkra, ikinci fıkra olarak eklenmiştir.

“Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.”

MADDE 5- 7201 sayılı Kanunun 21 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş, mevcut ikinci fıkrada yer alan “fıkra” ibaresi “fıkralar” olarak değiştirilmiştir.

“Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”

MADDE 6- 7201 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan “yapıldığını” ibaresi “yapıldığını, adreste bulunmama” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki (8) numaralı bent eklenmiş ve diğer bent teselsül ettirilmiştir.

“8. Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,”

MADDE 7- 7201 sayılı Kanunun 25/a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir.”

MADDE 8- 7201 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “ayrıca” ibaresi metinden çıkarılmış ve anılan bentte yer alan “gazetede” ibaresi “gazetede ve ayrıca elektronik ortamda” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 9- 7201 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.”

“Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”

“Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.”

MADDE 10- 7201 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Celse esnasında veya kalemde tebligat:

MADDE 36- Celse esnasında veya kalemde, soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın, taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir. Bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesi gerekmez ve masraf da alınmaz.”

MADDE 11- 7201 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 49- Tapuda kayıtlı taşınmazların veya miras, istimlak, cebrî icra veya mahkeme ilâmı ile iktisapta bulunan hak sahipleri, adreslerini ve değiştirdikleri takdirde yenisini,

bulundukları yerin tapu idaresine bildirmeye mecburdur. Davetiye veya tebliğ evrakı, bu suretle bilinen son adrese gönderilir. Hak sahiplerinin adres bildirmemeleri hâlinde adres kayıt sistemindeki adresleri tebligat adresleri olarak kabul edilir.”

MADDE 12- 7201 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Yönetmelik:

MADDE 60- Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar İçişleri, Maliye ve Ulaştırma bakanlıklarının görüşü alınmak suretiyle, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 13- 7201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Teknik altyapının kurulması, tüzük hükümlerinin uygulanması:

GEÇİCİ MADDE 1- Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü, elektronik ortamda yapılacak tebligatla ilgili her türlü teknik altyapıyı bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde kurarak faaliyete geçirir.

60 ıncı maddede belirtilen yönetmelik, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen altı ay içinde hazırlanır. Anılan yönetmelik yürürlüğe girene kadar Tebligat Tüzüğünün bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.

Mevzuatta, Tebligat Tüzüğüne yapılan atıflar 60 ıncı madde hükmü uyarınca çıkarılacak yönetmeliğe yapılmış sayılır.”

MADDE 14- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Görevli ve Yetkili Mahkeme:

MADDE 110- İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.”

MADDE 15- 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 21- Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz.”

MADDE 16- 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa 36 ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Kamu tarafından açılan davalarda yargılama giderleri:

MADDE 36/A- Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.”

MADDE 17- 3402 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11- Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.”

MADDE 18- Bu Kanunun;

a) 1 inci maddesiyle değiştirilen 7201 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde yer alan elektronik ortamda tebligata ilişkin hüküm yayımı tarihinden bir yıl sonra,

b) 2 nci maddesiyle 7201 sayılı Kanuna eklenen 7/a maddesinin sermaye şirketlerine elektronik yolla tebligat yapılması zorunluluğu getiren ikinci fıkrası yayımı tarihinden iki yıl sonra, maddenin diğer fıkraları yayımı tarihinden bir yıl sonra,

c) 8 inci maddesi yayımı tarihinden dokuz ay sonra,

ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 19- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
Old 15-01-2011, 01:05   #405
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Günlük Hukuk Haberleri

Herkese merhaba;

Öncelikle yargılamanın bir hak değil bir ödev olduğunu belirteyim. Devlet yargılama hakkını bir hak olarak elinde tutuyorsa buna uygun davranır. İlkinde hakkını almaya uğraşır, ikincisinde ise görevini yerine getirmeye uğraşır. Bu algılamaya bağlıdır.

Yargı fonksiyonu toplumsal istikrarın sürmesinde çok önemli bir işlev görür. İnsanların yaşadıkları topluma, burada haklarının çiğnenmeyeceğine, ezilmeyeceklerine ilişkin bir güven sağlar. Bu sağlanamazsa insanlar kendi haklarını almaya ya da haklarını arayamayacak insanların haklarını gasbetmeye yönelirler. Bu insanın doğasında olan kendi çıkarını koruma/sağlama güdüsünün doğal bir sonucudur. Bu durum toplumsal yaşamın her alanında (rüşvet, kayırma, zor kullanma ve daha birçok şekilde) karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenlerle yarglamanın/yasal yollardan hak aramanın pahalı olduğu ülkemizde yasal yollara başvuru koşullarının zorlaştırılması değil, kolaylaştırılması gerektiği kanısındayım.

Yasal yollara başvuruyu en fazla engelleyen needenlerin içinde masraf ve yargının geç oluşması, adil olmaması şeklinde oluşan düşünceleri sayabiliriz.

Devletin bu güne kadar yargı harçlarını sürekli olarak yükseltmesi yargısal faaliyeti bir görev/hizmet olmaktan çok bir hak/ayrıcalık olarak gördüğü kanısını güçlendirmektedir. Harçlar yasasındaki harç ödenmeden ilam verilmez hükmü de devletin "benim alacağımı ödemezsen hakkını alamazsın" şeklindeki düşüncesinin yani yargılamayı bir görev değil bir hak olarak gördüğünün diğer bir ifadesidir. Her ne kadar bir süre önce harçlar yasasında yapılan değişiklik ile ilamın alacaklıya verilmesi sağlanarak doğru yönde bir adım atıldı ise de son değişiklik kuşku uyandırmaktadır.

Ülkemizde gelir dağılımının bozukluğu, işsizlik oranı, bir çok insanın asgari ücretle, dönemsel olarak çalıştığı ve bu oranın toplumda çok yüksek olduğu hepimizce bilinmektedir. Kayıtsız/merdiven altı tanımlarını anmaya bile gerek yok.

Böyle bir toplumda eskiden davacı sadece paşin harç ve nisbi harcı yatırmak zorundayken şimdi başka bir çok masrafı yatırmak zorundadır.

1) Avans yapılması kararlaştırılan bir iş/hizmet için alınır. Benim dosyamın bilirkişiye gideceği belli mi? Yerine getirileceği belli olmayan bir hizmet için benden zorunlu olarak avans alınması nasıl açıklanabilir? Bu kesinlikle hukuka/hakkaniyete aykırıdır.
2) Miras dolayısıyla bir ortaklığın giderilmesi davası açtınız. Bunun için taraf teşkilinin sağlanması, delillerin toplanması bazen yıllar sürecektir. Yıllar sonra yatırılması gereken keşif ve bilirkişi ücretini benden hangi hakla şimdi istiyorsun?
3) Bilirkişi ücreti mahkemece verdiği emeğe göre takdir edilmektedir. Bundan sonra Bakanlık mı takdir edecektir? Nasıl ve neye dayanarak? Takdirin kıstasları ne olacaktır. Verilen emek dava açılmadan nasıl saptanacaktır?

Sn. Dikici tarafından bu hükümlerin yargılama sürecni hızlandıracağı, ödenmeyen masraflar nedeni ile yargılama sürecinin geciktiği ifade edilmiştir. Ben bu görüşe katılmıyorum.

Bir örnekle işe başlayalım:
Eskiden başvuruya bırakılan dosyanın yenilenma hakkı sayısı üç idi, şimdi bir. Yargı hızalandı mı? Hayır. Gerekçe aynı. Yargılamanın hızlanması. Suat beyin de ifade ettiği gibi bir hakka ulaşmak için dava açan insan neden gecikmek için uğraşsın? Kötüniyetle (burada bir sorum olacak ilgili arkadaşlara: kötüniyet bitişik mi yazılır ayrık mı? Ben birleşik yazılması gerektiği kanısındayım.) dava açılmış olması olasıdır, kötüniyetle dava açan insanın mahkumiyetinde ağır hükümlerle karşılaşması kabul edilebilir. Dava açma koşulları ağırlaştırılarak bu sonuca ulaşılabilir mi? Bence ulaşılamaz.

Burada tartışılması gereken bir şey var: Şu anda tahsis edilmiş 3.000 üzerinde hakim kadrosu açığı var. Bu açık hiç kapanmıyor.

Ankara'da tek salonu olan mahkemelere iki hakim atanıyor. Bazen hakimler 3X3 bile olmayan odalarda duruşma yapıyorlar. Ankara adliyasinin arkasında kaskoca boş bir arazi var. Biz yeni binaya hemen başlanır diye düşünmüştük. İlk binanın yapılması çok sürmüştü. Henüz temel atılmadı. 3X3 odalarda iki hakim, iki savcı çalışıyor mahkemelerin, icra dairelerinin esası 10.000 leri aşıyor. Bu yükün altından nasıl kalkılır?

Şimdi doğru olan nedir? Dava sayısını azaltmak mı, adli teşkilatı güçlendirmek mi?

Burada çok güzel bir hesap var. Bir kısım insanlar için artık harç almadan ilamı veriyorum diyorsun. O zaman peşin harcın ne anlamı var?

Yerine bilirkişi ücreti, keşif masrafını peşin alacağım diyorsun. Hakkı aramayı kolaylaştırdı mı?

Bu bana "okullar olmasaydı milli eğitimi ne güzel idare ederdim" lafını hatırlattı. Dava açan olmazsa adli teşkilat ihtiyaca cevap verir.

Burada devletin ikili yönlü çıkarı var:
1- Dava açılmaması ile bütçeden yargısal faaliyetin iş yükü daralıtılacak böylece gecikme veya bu konudaki ekonomik ihtiyaç azaltılacaktır.
2- Cari açığın kapatılması için her zaman devletin elinde yıllarca ödenmeyecek ek bir kaynak sağlanacaktır.

Kimden?
Davacılardan.

Saygılar
Old 15-01-2011, 08:38   #406
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/ekonomi/16768782.asp?gid=373

3 günde 3 bin madde geçti büyük dönüşüm için kapı açıldı


Nuray BABACAN -Turan YILMAZ Bülent SARIOĞLU/ANKARA 15 Ocak 2011


Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM), geçen hafta tarihi bir uzlaşmaya imza attı.

Hazırlıkları 2004’e uzanan ve 2 yıldan beri alt komisyonlar ve komisyonlarda haftalarca tartışılan toplam 3 bin maddelik düzenlemeler, iktidar ve muhalefetin uzlaşmasıyla 3 günde yasalaştı.
6 saniyede 1 madde geçti

3 günde, 3 dev yasa ve ‘uyum’ adımlarıyla birlikte 3 bin madde ironik bir takvimle yasalaşırken, maddeler tek tek okunmadı. Her maddenin kabul edilmesi yaklaşık 6 saniye sürdü.
Toplantı kurallarına kadar
Borçlar Kanunu ve Türk Ticaret Kanunu’ndaki değişikler komşularla ilişkiden sokak adabına, şirket yapısından toplantı kurallarına kadar her alanda köklü değişikliklere yol açacak. Birçok kural yeniden yazılırken, her vatandaşın ayrıntılarına dikkat etmesi gereken hak ve sorumluluklar doğacak. Ancak Meclis, vatandaşın yeni kurallara uyum sağlaması için 1 yıllık geçiş süresi tanıdı.

Temmuz 2012’de yürürlükte
Türk halkı ABD sisteminde olduğu gibi milyon dolarlık tazminatlar, yaralı sürücüyü tedavi ettirme gibi yükümlülüklerle tanışacak. Buna karşılık vatandaş, büyük ekonomilerde olduğu gibi sigorta sistemini daha etkin kullanmaya yönelecek. Yeni kurallar, Hukuk Muhakemeleri Yasası’nın yürürlüğe gireceği Ekim 2011’den itibaren hayatın her alanında kendini gösterecek. Ticaret ve borç hukukundaki düzenlemeler ise 1 Temmuz 2012’den itibaren uygulanacak.

İzinsiz para toplamaya ceza geliyor

FİNANSAL tablolar, yıllık faaliyet raporları, kâr dağıtımına ilişkin kararlar ile denetçi raporları, ticaret sicil gazetesinde ilan edilecek, şirketin internet sitesine de konulacak. Anonim ya da bir başka şirket kurmak, şirket sermayesini arttırmak amacıyla halktan para toplamak için SPK’dan izin alınacak. Aksi durumda hapis cezası gelecek.

Yolcu, rötar yapan şirketten parasını isteyebilecek

YOLCU taşımacılığında, sefer herhangi bir nedenle yapılamamışsa, harekette yolcunun katlanamayacağı süreli gecikme olursa; yolcu, sözleşmeden cayıp ödediği ücreti ve varsa zararını isteyebilecek. Yolcular, gemi kazalarında da tazminat alma hakkına kavuşacak.

Şirket bölünmesi mevzuata girdi

ŞİRKET bölünmesi de ilk kez Türk mevzuatına girdi. Çok büyüyen ve çekirdek işletme konusundan uzaklaşan şirketler, ana faaliyet konularına dönebilmek için tam ya da kısmi bölünebilecek. Buna göre, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde fabrikaları olan bir şirket, her fabrikayı bağımsız bir şirkete dönüştü-rebilecek.

Bebek doğduğu anda sigortalı olacak

HAYAT sigortasına AB standardı geliyor. Sigortalının sözleşmeyi sona erdirme süresi, 3 yıldan 1 yıla indirilecek. Sigortalı, 1 yıllık sözleşmesini de istediği zaman sona erdirebilecek. Doğumda, anne veya babadan birinin sağlık sigortasının bulunması halinde, bebek, ek prim olmaksızın sigorta
kapsamına girecek.

Dolmuş yazıları nostalji olacak

TOPLU taşım araçlarının dış yüzeyinin de sade bir görünümde olması gerekecek. Kamyon ve dolmuşlardaki, “Rampaların ustasıyım, gözlerinin hastasıyım”, “Aşıksan vur saza, şoförsen bas gaza”, “Kamyon çeker 10-20 ton, gönlüm çeker Paris Hilton”, “Aşk çekenin, yol gidenin”, “Yaklaşma toz olursun, geçme pişman olursun”, “Sollama beni, mahçup ederim seni” gibi yazılar kaldırılacak. Yolcu taşımacılığıyla ilgili hükümlerin nasıl uygulanacağı, Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenlenecek.

Tek kişilik A.Ş.’ler kurulacak

YENİ Türk Ticaret Yasası ile ticarette geleneksel alışkanlıkları bir kenara bırakan yeni bir dönem başlıyor. AB stantardı getiren yasayla Türkiye, tek kişilik yönetim kuruluna sahip anonim şirketlerle tanışacak. En az 5 kişiyle anonim şirket kurulması zorunluğu kalkıyor. Tek pay sahibi anonim şirket kurulabilecek. Tek pay sahibi de gerçek kişi olabileceği gibi tüzel kişi, borsada işlem gören şirket ya da başka bir sermaye şirketi olabilecek.

Anonim şirketlerde en az 3 kişilik yönetim kurulu zorunluluğu da kaldırılarak, en az 1 üyeli yönetim kuruluna olanak tanınıyor.

Otobüste yumurta pide yenilmeyecek

ŞEHİRLERARASI toplu taşım araçlarında, başkalarını rahatsız eden yiyecekler tüketilemeyecek. Şehirlerarası yolculuklarda, yumurta, soğan, pide ve lahmacun yenilmeyecek. Otobüslerde, tavuk ve horoz gibi canlı hayvan taşınmayacak. Otobüslerde, özellikle gece yarısından sonra olmak üzere, yolcular uyuduğu zamanlarda rahatsız edici yükseklikte sesle müzik çalınmayacak.

Kapıdan satışlara ‘saldırgan’ muamelesi

YASA ile evin kapısına (kapıdan) gelerek veya yoldan çevirerek yapılan satışlar, ‘saldırgan satış yöntemi’ olarak değerlendiriyor. Buna göre saldırgan satış teknikleriyle müşterinin karar verme özgürlüğü kısıtlanamayacak. Eve (kapıdan) gelerek ya da yoldan çevirerek yapılan satışlar da bu kapsama alındı. Ayrıca GSM operatörleri de abonelerine haksız rekabet unsuru içeren mesaj gönderirse, kimin gönderdiğini açıklayacak.

Sahte ünvanlar kullanılmayacak

YANILTICI beyan ve reklam gibi rekabeti bozucu satış yöntemleri haksız rekabet sayıldı. İşyerine yanıltıcı şekilde “Paris’ten diplomalı terzi”, “Christian Dior’un kalfası”, “Ödüllü çevirmen” gibi sahte belge asarak haksız rekabet yaratanlara 2 yıla kadar hapis cezası verilecek. İşletmeler, rekabette öne geçmek için “sezon sonu” indirimi diye hiç bitmeyen kampanyalarla tüketiciyi yanıltamayacak. “Yüksek kalite, düşük fiyat” sloganıyla mağazaya çekilen müşterilere, reklamı yapılan ürünlerin yerine, ucuzluk uygulanan başka mallar verilerek, tüketiciler aldatılamayacak.

Vergi tabelası asmaya son

ANAYASA’ya uyum çerçevesinde vergi borcunu ödemeyen ya da bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilen kişiler yurt dışına çıkabilecek. İşyerlerine vergi levhası asma zorunluluğu kaldırılıyor.
Old 15-01-2011, 08:57   #407
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Muzaffer ERDOĞAN
Herkese merhaba;

Öncelikle yargılamanın bir hak değil bir ödev olduğunu belirteyim. Devlet yargılama hakkını bir hak olarak elinde tutuyorsa buna uygun davranır. İlkinde hakkını almaya uğraşır, ikincisinde ise görevini yerine getirmeye uğraşır. Bu algılamaya bağlıdır.

Yargı fonksiyonu toplumsal istikrarın sürmesinde çok önemli bir işlev görür. İnsanların yaşadıkları topluma, burada haklarının çiğnenmeyeceğine, ezilmeyeceklerine ilişkin bir güven sağlar. Bu sağlanamazsa insanlar kendi haklarını almaya ya da haklarını arayamayacak insanların haklarını gasbetmeye yönelirler. Bu insanın doğasında olan kendi çıkarını koruma/sağlama güdüsünün doğal bir sonucudur. Bu durum toplumsal yaşamın her alanında (rüşvet, kayırma, zor kullanma ve daha birçok şekilde) karşımıza çıkmaktadır. Bu nedenlerle yarglamanın/yasal yollardan hak aramanın pahalı olduğu ülkemizde yasal yollara başvuru koşullarının zorlaştırılması değil, kolaylaştırılması gerektiği kanısındayım.

Yasal yollara başvuruyu en fazla engelleyen needenlerin içinde masraf ve yargının geç oluşması, adil olmaması şeklinde oluşan düşünceleri sayabiliriz.

Devletin bu güne kadar yargı harçlarını sürekli olarak yükseltmesi yargısal faaliyeti bir görev/hizmet olmaktan çok bir hak/ayrıcalık olarak gördüğü kanısını güçlendirmektedir. Harçlar yasasındaki harç ödenmeden ilam verilmez hükmü de devletin "benim alacağımı ödemezsen hakkını alamazsın" şeklindeki düşüncesinin yani yargılamayı bir görev değil bir hak olarak gördüğünün diğer bir ifadesidir. Her ne kadar bir süre önce harçlar yasasında yapılan değişiklik ile ilamın alacaklıya verilmesi sağlanarak doğru yönde bir adım atıldı ise de son değişiklik kuşku uyandırmaktadır.

Ülkemizde gelir dağılımının bozukluğu, işsizlik oranı, bir çok insanın asgari ücretle, dönemsel olarak çalıştığı ve bu oranın toplumda çok yüksek olduğu hepimizce bilinmektedir. Kayıtsız/merdiven altı tanımlarını anmaya bile gerek yok.

Böyle bir toplumda eskiden davacı sadece paşin harç ve nisbi harcı yatırmak zorundayken şimdi başka bir çok masrafı yatırmak zorundadır.

1) Avans yapılması kararlaştırılan bir iş/hizmet için alınır. Benim dosyamın bilirkişiye gideceği belli mi? Yerine getirileceği belli olmayan bir hizmet için benden zorunlu olarak avans alınması nasıl açıklanabilir? Bu kesinlikle hukuka/hakkaniyete aykırıdır.
2) Miras dolayısıyla bir ortaklığın giderilmesi davası açtınız. Bunun için taraf teşkilinin sağlanması, delillerin toplanması bazen yıllar sürecektir. Yıllar sonra yatırılması gereken keşif ve bilirkişi ücretini benden hangi hakla şimdi istiyorsun?
3) Bilirkişi ücreti mahkemece verdiği emeğe göre takdir edilmektedir. Bundan sonra Bakanlık mı takdir edecektir? Nasıl ve neye dayanarak? Takdirin kıstasları ne olacaktır. Verilen emek dava açılmadan nasıl saptanacaktır?

Sn. Dikici tarafından bu hükümlerin yargılama sürecni hızlandıracağı, ödenmeyen masraflar nedeni ile yargılama sürecinin geciktiği ifade edilmiştir. Ben bu görüşe katılmıyorum.

Bir örnekle işe başlayalım:
Eskiden başvuruya bırakılan dosyanın yenilenma hakkı sayısı üç idi, şimdi bir. Yargı hızalandı mı? Hayır. Gerekçe aynı. Yargılamanın hızlanması. Suat beyin de ifade ettiği gibi bir hakka ulaşmak için dava açan insan neden gecikmek için uğraşsın? Kötüniyetle (burada bir sorum olacak ilgili arkadaşlara: kötüniyet bitişik mi yazılır ayrık mı? Ben birleşik yazılması gerektiği kanısındayım.) dava açılmış olması olasıdır, kötüniyetle dava açan insanın mahkumiyetinde ağır hükümlerle karşılaşması kabul edilebilir. Dava açma koşulları ağırlaştırılarak bu sonuca ulaşılabilir mi? Bence ulaşılamaz.

Burada tartışılması gereken bir şey var: Şu anda tahsis edilmiş 3.000 üzerinde hakim kadrosu açığı var. Bu açık hiç kapanmıyor.

Ankara'da tek salonu olan mahkemelere iki hakim atanıyor. Bazen hakimler 3X3 bile olmayan odalarda duruşma yapıyorlar. Ankara adliyasinin arkasında kaskoca boş bir arazi var. Biz yeni binaya hemen başlanır diye düşünmüştük. İlk binanın yapılması çok sürmüştü. Henüz temel atılmadı. 3X3 odalarda iki hakim, iki savcı çalışıyor mahkemelerin, icra dairelerinin esası 10.000 leri aşıyor. Bu yükün altından nasıl kalkılır?

Şimdi doğru olan nedir? Dava sayısını azaltmak mı, adli teşkilatı güçlendirmek mi?

Burada çok güzel bir hesap var. Bir kısım insanlar için artık harç almadan ilamı veriyorum diyorsun. O zaman peşin harcın ne anlamı var?

Yerine bilirkişi ücreti, keşif masrafını peşin alacağım diyorsun. Hakkı aramayı kolaylaştırdı mı?

Bu bana "okullar olmasaydı milli eğitimi ne güzel idare ederdim" lafını hatırlattı. Dava açan olmazsa adli teşkilat ihtiyaca cevap verir.

Burada devletin ikili yönlü çıkarı var:
1- Dava açılmaması ile bütçeden yargısal faaliyetin iş yükü daralıtılacak böylece gecikme veya bu konudaki ekonomik ihtiyaç azaltılacaktır.
2- Cari açığın kapatılması için her zaman devletin elinde yıllarca ödenmeyecek ek bir kaynak sağlanacaktır.

Kimden?
Davacılardan.

Saygılar

Harç ve masraf konusunda, yargılamanın hızlanması manasında...
Olması gerekenler farklı olabilir tabi ki...



Sorun: Davalar sürümcemede kalıyor, adalet gecikiyor.

Mesela denilebilecek çözüm önerileri:

1.) Adalet Bakanlığının tüm gelirleri 5 yıl boyunca doğrudan Adalet Bakanlığına tahsis edilir.

2.) Eş zamanlı olarak Adliyeler fiziki olarak yeterli hale getirilmeye başlanır. Yapılacak yapılar günümüze göre değil 50 yıl sonrasının ihtiyacı düşünülerek ve binalar fazla masrafa girilmeden yeniliklere adapte edilebilecek şekilde planlanır.

3.) Mevcut Hakim sayısı 1 yıl içinde 3 misline çıkarılır. (Ne olur siyasi yapılanma vs olur demeyelim. Değişen bir şey yok öyle de oluyor böyle de oluyor. ) Tüm tek hakimli ilk derece mahkemlerinde tetkik/tahkikat hakimliği sistemi tesis edilir. Tetkik/tahkikat hakimleri dosyalar hakkında raporlarını hazırlar, eksiklikleri giderir ve dosyayı hakime tevdii eder. Mahkemelerde gerekiyorsa haftada 4 gün duruşma yapılır.

4.) Harçlar ilk aşamada %50 düşürülür. Adli Yardımdan yararlanacakların kapsamı genişletilir. (Örn: Asgari ücretli veya çalışmayanlardan harç alınmaz)

5.) Dava masrafları tamamen Adalet Bakanlığınca karşılanır ve dava sonunda harç ile birlikte ilgilisinden tahsil edilir.

Başka...
Old 15-01-2011, 14:30   #408
Av. Muzaffer ERDOĞAN

 
Varsayılan Düzeltme

Alıntı:
Burada tartışılması gereken bir şey var: Şu anda tahsis edilmiş 3.000 üzerinde hakim kadrosu açığı var. Bu açık hiç kapanmıyor

Burada tartışılması gereken bir şey var: Şu anda tahsis edilmiş 3.000 üzerinde hakim kadrosu kullanılmamaktadır. Ama hakim açığı var. Bu açık hiç kapanmıyor.

Şeklinde olacaktı.

Özür dileyerek düzeltiyorum.
Old 18-01-2011, 14:46   #409
Av.Barış

 
Varsayılan

Kedi, mahkeme jürisi oldu!

ABD'de bir kedi jüri olması için yüksek ceza mahkemesine çağrıldı

The Telegraph'ın haberine göre Tabby Sal adlı kedinin sahibi Anna Esposito "İnglizce konuşamaz ve anlayamaz." demesine karşın, Boston yüksek ceza mahkemesi "gelecek" dedi.

Son yapılan nüfus sayımında kedinin sahibi olan Anna Esposito aileden biri saydığı kedisini evcil hayvan olarak hane halkına yazdırmış.

Mahkemenin kararlı tutumuna karşı, Esposito mahkemeye hata yapıldığını açıklayan bir mektup yolladı, ayrıca veterinerinin kedinin "evcil, kısa tüylü ve kısırlaştırılmış bir kedi" olduğuna dair yazısını da ekleyerek.

"Ona yargılanan kişinin suçlu olup olmadığın sorduklarında ne demelerini bekliyorlar? miyav mı?" diye isyan ediyor. Kedinin jüri olacağı mahkeme ise 23 Mart'ta.

ABD yargı sisteminin bir internet sitesinde ise jürinin "çok iyi İngilizce bilmesi gerekmez." deniyor.
Old 18-01-2011, 17:39   #410
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Polise arama izni iptal

18 Ocak 2011

Yargı, üniversitede polise 1 yıl arama yetkisi vererek kararı iptal etti. İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul Üniversitesinin Fatih'teki fakülte, yüksekokul ve diğer idari binalarının yakın çevresinde bir yıl süreyle arama izni verilmesine ilişkin kararın iptaline hükmetti.

İ.Ü'DE POLİSE ARAMA İZNİ ÇIKMIŞTI

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün isteği üzerine mahkeme polise bir yıllık arama yetkisi vermişti. Yargı, üniversitede polise 1 yıl arama yetkisi vererek kararı iptal etti.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün savcılığa başvurarak aldırdığı mahkeme kararına göre polis, üniversitenin Fatih sınırları içinde yer alan her binasında hatta çevresinde istediği zaman öğrencilerin çantasından poşetine, araçlarına ve özel kâğıtlarına kadar arama yapabilecekti.
----------------------------------------------------------
Kaynak:www.hurriyet.com.tr
Old 19-01-2011, 00:16   #411
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
TEBLİGAT KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN (*)

Kanun No. 6099 Kabul Tarihi: 11/1/2011

MADDE 1- 11/2/1959 tarihli ve 7201 sayılı Tebligat Kanununun 1 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 1- Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.”

MADDE 2- 7201 sayılı Kanuna 7 nci maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

Elektronik tebligat:

MADDE 7/a- Tebligata elverişli bir elektronik adres vererek bu adrese tebligat yapılmasını isteyen kişiye, elektronik yolla tebligat yapılabilir.

Anonim, limited ve sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlere elektronik yolla tebligat yapılması zorunludur.

Birinci ve ikinci fıkra hükümlerine göre elektronik yolla tebligatın zorunlu bir sebeple yapılamaması hâlinde bu Kanunda belirtilen diğer usullerle tebligat yapılır.

Elektronik yolla tebligat, muhatabın elektronik adresine ulaştığı tarihi izleyen beşinci günün sonunda yapılmış sayılır.

Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 3- 7201 sayılı Kanunun 10 uncu maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.”

MADDE 4- 7201 sayılı Kanunun 11 inci maddesine aşağıdaki fıkra, ikinci fıkra olarak eklenmiştir.

“Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.”

MADDE 5- 7201 sayılı Kanunun 21 inci maddesine birinci fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş, mevcut ikinci fıkrada yer alan “fıkra” ibaresi “fıkralar” olarak değiştirilmiştir.

“Gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli olarak ayrılmış olsa dahi, tebliğ memuru tebliğ olunacak evrakı, o yerin muhtar veya ihtiyar heyeti azasından birine veyahut zabıta amir veya memurlarına imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır.”

MADDE 6- 7201 sayılı Kanunun 23 üncü maddesinin birinci fıkrasının (7) numaralı bendinde yer alan “yapıldığını” ibaresi “yapıldığını, adreste bulunmama” şeklinde değiştirilmiş, fıkraya aşağıdaki (8) numaralı bent eklenmiş ve diğer bent teselsül ettirilmiştir.

“8. Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,”

MADDE 7- 7201 sayılı Kanunun 25/a maddesine aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Bu maddeye göre kazaî merciler tarafından çıkarılacak tebligatta, tebliğ evrakı doğrudan o yerdeki Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğuna gönderilebilir.”

MADDE 8- 7201 sayılı Kanunun 29 uncu maddesinin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde yer alan “ayrıca” ibaresi metinden çıkarılmış ve anılan bentte yer alan “gazetede” ibaresi “gazetede ve ayrıca elektronik ortamda” olarak değiştirilmiştir.

MADDE 9- 7201 sayılı Kanunun 35 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki fıkra eklenmiştir.

“Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.”

“Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır.”

“Daha önce yurt dışındaki adresine tebligat yapılmış Türk vatandaşı, yurt dışı adresini değiştirir ve bunu tebliğ çıkaran mercie bildirmez, adres kayıt sisteminden de yerleşim yeri adresi tespit edilemezse, bu kişinin yurt dışında daha önce tebligat yapılan adresine Türkiye Büyükelçiliği veya Konsolosluğunca 25/a maddesine göre gönderilen bildirimin adrese ulaştığının belgelendiği tarihten itibaren otuz gün sonra tebligat yapılmış sayılır.”

MADDE 10- 7201 sayılı Kanunun 36 ncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Celse esnasında veya kalemde tebligat:

MADDE 36- Celse esnasında veya kalemde, soruşturmaya, davaya ya da takibe ait evrakın, taraflara, ilgili üçüncü kişilere, katılana veya vekillerine tutanağa geçirilmek suretiyle veya imza karşılığında, tebliğ konusu belirtilerek tevdii, tebliğ hükmündedir. Bu durumda ayrıca tebliğ mazbatası düzenlenmesi gerekmez ve masraf da alınmaz.”

MADDE 11- 7201 sayılı Kanunun 49 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“MADDE 49- Tapuda kayıtlı taşınmazların veya miras, istimlak, cebrî icra veya mahkeme ilâmı ile iktisapta bulunan hak sahipleri, adreslerini ve değiştirdikleri takdirde yenisini,

bulundukları yerin tapu idaresine bildirmeye mecburdur. Davetiye veya tebliğ evrakı, bu suretle bilinen son adrese gönderilir. Hak sahiplerinin adres bildirmemeleri hâlinde adres kayıt sistemindeki adresleri tebligat adresleri olarak kabul edilir.”

MADDE 12- 7201 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Yönetmelik:

MADDE 60- Bu Kanunun uygulanmasına ilişkin usûl ve esaslar İçişleri, Maliye ve Ulaştırma bakanlıklarının görüşü alınmak suretiyle, Adalet Bakanlığı tarafından çıkarılacak yönetmelikle belirlenir.”

MADDE 13- 7201 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“Teknik altyapının kurulması, tüzük hükümlerinin uygulanması:

GEÇİCİ MADDE 1- Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü, elektronik ortamda yapılacak tebligatla ilgili her türlü teknik altyapıyı bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir yıl içinde kurarak faaliyete geçirir.

60 ıncı maddede belirtilen yönetmelik, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi izleyen altı ay içinde hazırlanır. Anılan yönetmelik yürürlüğe girene kadar Tebligat Tüzüğünün bu Kanuna aykırı olmayan hükümlerinin uygulanmasına devam edilir.

Mevzuatta, Tebligat Tüzüğüne yapılan atıflar 60 ıncı madde hükmü uyarınca çıkarılacak yönetmeliğe yapılmış sayılır.”

MADDE 14- 13/10/1983 tarihli ve 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 110 uncu maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Görevli ve Yetkili Mahkeme:

MADDE 110- İşleteni veya sahibi Devlet ve diğer kamu kuruluşları olan araçların sebebiyet verdiği zararlara ilişkin olanları dâhil, bu Kanundan doğan sorumluluk davaları, adli yargıda görülür. Zarar görenin kamu görevlisi olması, bu fıkra hükmünün uygulanmasını önlemez. Hemzemin geçitte meydana gelen tren-trafik kazalarında da bu Kanun hükümleri uygulanır.

Motorlu araç kazalarından dolayı hukuki sorumluluğa ilişkin davalar, sigortacının merkez veya şubesinin veya sigorta sözleşmesini yapan acentenin bulunduğu yer mahkemelerinden birinde açılabileceği gibi kazanın vuku bulduğu yer mahkemesinde de açılabilir.”

MADDE 15- 2918 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 21- Bu Kanunun 110 uncu maddesinin birinci fıkrasının göreve ilişkin hükmü, yürürlüğe girdiği tarihten önce idari yargıda ve Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde açılmış bulunan davalara uygulanmaz.”

MADDE 16- 21/6/1987 tarihli ve 3402 sayılı Kadastro Kanununa 36 ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki madde eklenmiştir.

“Kamu tarafından açılan davalarda yargılama giderleri:

MADDE 36/A- Kadastro işlemi ile oluşan tespit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dâhil, yargılama giderine hükmolunmaz.”

MADDE 17- 3402 sayılı Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.

“GEÇİCİ MADDE 11- Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.”

MADDE 18- Bu Kanunun;

a) 1 inci maddesiyle değiştirilen 7201 sayılı Kanunun 1 inci maddesinde yer alan elektronik ortamda tebligata ilişkin hüküm yayımı tarihinden bir yıl sonra,

b) 2 nci maddesiyle 7201 sayılı Kanuna eklenen 7/a maddesinin sermaye şirketlerine elektronik yolla tebligat yapılması zorunluluğu getiren ikinci fıkrası yayımı tarihinden iki yıl sonra, maddenin diğer fıkraları yayımı tarihinden bir yıl sonra,

c) 8 inci maddesi yayımı tarihinden dokuz ay sonra,

ç) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,

yürürlüğe girer.

MADDE 19- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.

19.01.2011 Tarih, 27820 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.

Saygılar...
Old 19-01-2011, 11:26   #412
Av.Barış

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. Engin EKİCİ
Polise arama izni iptal

18 Ocak 2011

Yargı, üniversitede polise 1 yıl arama yetkisi vererek kararı iptal etti. İstanbul 12. Asliye Ceza Mahkemesi, İstanbul Üniversitesinin Fatih'teki fakülte, yüksekokul ve diğer idari binalarının yakın çevresinde bir yıl süreyle arama izni verilmesine ilişkin kararın iptaline hükmetti.

İ.Ü'DE POLİSE ARAMA İZNİ ÇIKMIŞTI

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün isteği üzerine mahkeme polise bir yıllık arama yetkisi vermişti. Yargı, üniversitede polise 1 yıl arama yetkisi vererek kararı iptal etti.

İstanbul Üniversitesi Rektörlüğü'nün savcılığa başvurarak aldırdığı mahkeme kararına göre polis, üniversitenin Fatih sınırları içinde yer alan her binasında hatta çevresinde istediği zaman öğrencilerin çantasından poşetine, araçlarına ve özel kâğıtlarına kadar arama yapabilecekti.
----------------------------------------------------------
Kaynak:www.hurriyet.com.tr

arama yetkisi veren hakim ya da mahkemelerin bu konuda daha dikkatli davranması gerekiyor. aksi halde böyle hukuk dışı kararlar çıkabilmekte.
Old 19-01-2011, 21:47   #413
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16804053.asp?gid=373

Alıntı:
Galatasaraylılar inceleniyor!
Stadyum protestosuyla ilgili resmi polis soruşturması başladı


Ali AKSOYER/İSTANBUL, (DHA)
--------------------------------------------------------------------------------



TÜRK Telekom Arena stadyumunun açılışında yaşanan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan alehine yapılan "ıslıklı protestoyla" ilgili savcılıktan gelen talimatla, İstanbul Emniyet Müdürlüğü tarafından soruşturma başlatıldı. Polis eldeki video görüntülerini incelerken, protestoyu başlatan grup yada kişileri belirlemek için çalışma başladı. Galatasaray kongre üyeleri ve açılışa gelen yakınlarının da incelendiği öğrenildi.

Aslantepe olarakta bilinen yeni stadyumun açılışında yaşanan protesto ile ilgili Şişli Cumhuriyet Savcılığı’ndan İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne gönderilen talimat yazısı ile protestoyu başlatan kişilerin yada grupların belirlenerek yakalanmaları istendi. Savcılıktan gelen emir üzerine harekete geçen İstanbul Emniyet Müdürlüğü yetkilileri açılış sırasında çekilen görüntüleri incelemeye aldı.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü, soruşturma kapsamında ilk olarak Galatasaray kulubü tarafından hangi firmalara ne kadar bilet verdiklerinin listesini istedi. Asayiş Şube Müdürlüğü tarafından listelerin alınmasının ardından açılış sırasında öncelikle "Ultraslanlar", "Tek Yumruk" gibi taraftar guruplarının stadyumun neresinde oturduğunun listesi çıkarılacak. Daha sonraki aşamada daveteyi alan firmaların bunları kime dağıttığı öğrenilecek.

GALATASARAYLI KONGRE ÜYELERİ DE İNCELENİYOR

Soruşturmada Galatasaray’lı kongre üyeleri de incelemeye alındı. Bu amaçla Galatasaray kulübünden kongre üyelerinin adres ve telefonları istendi. Yaklaşık 13 bin bilet verilen kongre üyeleri ile tek tek konuşularak kimleri stadyuma davet ettiklerinin sorulacağı öğrenildi.

Yetkililer savcılık talimatıyla başlatılan soruşturmada öncelikle olayın organize bir hareket olup olmadığının araştırılacağını, daha sonra protestoyu başlatan ve katılan kişilerin Emniyet Müdürlüğü’ne davet edilerek ifadelerinin alınacağını söylediler. Bu kişilerin gözaltına alınıp alınmayacağının Şişli Cumhuriyet Savcılığı tarafından verilecek talimata göre belli olacağı öğrenildi.

Suç nedir açıkçası ben anlayamadım, anlayan birisi açıklarsa sevineceğim.
Old 19-01-2011, 23:02   #414
Av.Barış

 
Varsayılan

Danıştay'dan iki önemli karar

Kamuoyunda tartışma yaratan Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) alkollü içkilere dair yönetmeliğinin yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle Danıştay’da dava açıldı. Danıştay ayrıca ALES'te ''fiziksel teşhiste sorun olabilir'' gerekçesiyle türbanlı adaya izin veren düzenlemeyi durdurdu. Bu karara tepki gösteren AK Partili Hüseyin Çelik kararın ideolojik olduğunu savunarak, "Kararın gerekçesine kargalar bile güler" dedi.

Ankara Barosu Başkanlığı, Tütün Mamulleri ve Alkollü İçkilerin Satışına ve Sunumuna İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Yönetmeliğin yürütmesinin durdurulması iptali istemiyle Danıştay’da dava açtı.

Danıştay’a sunulan dava dilekçesinde, yönetmeliğin tümünün iptali gerektiği vurgulanarak, yönetmeliğin Anayasa’ya, kanunlara, hukukun genel ilkelerine ve hizmet gereklerine aykırı olduğu ifade edildi. Yönetmeliğin, idareye “sınırsız bir takdir yetkisi tanımakta” olduğu savunulan dilekçede yönetmeliğin amacının “topluma yeni bir yaşam biçimi dayatmak” olduğunu savunuldu.

“Dayatılan bu yeni yaşam biçimine uymayanların tasfiye edilmek sureti ile cezalandırılması hedeflenmektedir” denilen dilekçede, yapılmak istenenilenin, “belli ve tek tip yaşam tarzını dayatmak sureti ile terbiye ve tedip etmek” olduğu öne sürüldü.

Dilekçede, “Demokratik ülkelerde idarenin toplumu terbiye ve tedip yetkisi yoktur. Dava konusu yönetmelik tütün mamulleri ve alkollü içkilerin satışı ve sunumuna ilişkin esasları bir arada düzenlemektedir. Birbirinden farklı iki ürün grubunun aynı yönetmelik ile düzenlenmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Bu birlikte düzenleme alkollü içkilerin de tütün mamülleri gibi mutlak olarak zararlı olduğu, çok az bile tüketilse bağımlılık yaptığı varsayımına dayanmaktadır. Bu da bilimsellikten ve kanun gerekçesinin amacından uzak bir yorumdur.”

Yönetmeliğin AİHS’nin temel hak ve hürriyetlerin özüne dokunma yasağı ve ölçülülük ilkesine de aykırı olduğu savunulan dilekçede, yönetmelik ile getirilen reklam yasakları ve alkollü içki satışına yönelik yasakların alkol üreticilerinin, satıcılarının ve işletme sahiplerinin Anayasa’nın 48. maddesi ile güvence altına alınan çalışma hürriyetini de ihlal etmekte olduğu öne sürüldü.

“24 YAŞ SINIRININ KANUNİ DAYANAĞI YOKTUR”

Yönetmelikte, 15 ile 24 yaş arası dönem içinde bulunan kişilerin “genç” olarak tanımlandığı ve bu kişilere alkollü içki sunum ve satışının yapılamayacağı ifade edilen dilekçede, 24 yaş sınırının “hukuki dayanağının olmadığı” öne sürüldü. Dilekçede, gençlere yönelik konser, festival, üniversitelerin yıl sonu şenliklerinde de bu sınırlamanın uygulanacağı belirtildi.

Dilekçede, “Seçimlerde oy kullanmak, borç ve yükümlülükler altına girmek, evlenmek gibi hayati konularda 18 yaşını doldurmuş kişilerin doğru karar verebileceğini öngören bir hukuk sisteminde, alkollü içki kullanımına kısıtlama getiren bu hüküm tüm hukuk düzeni ile çelişmektedir” denildi.

“ETKİNLİKLER SON BULACAK”

Yönetmelikle yetkili satıcılar tarafından satış belgesinde belirtilen işyeri adresi dışında satış yapılamayacağının da hükme bağlandığının altı çizilen dilekçede, bu durumun “catering hizmeti veren firmaların davet ve organizasyonlara, sergilere, konserlere giderek içki servisi sunumu veya içki satışı yapmasını engelleyeceği” kaydedildi. Yönetmelikle bir çok geleneksel etkinliğin de yapılamayacağı savunulan dilekçede, “Davalı idarenin genel sağlığın korunması amacı ile düzenleme yapma yetkisi elbette ki vardır. Ancak idarenin bu yetkiyi kullanırken işletmelerin varlıklarını sürdürebilmelerini ölçüsüz şekilde zorlaştırmaması, işletmecilerin çalışma özgürlüklerini kullanmalarını ağır şartlara bağlamaması gerekmektedir” ifadesine yer verildi.

“İÇKİ SATIŞI ENGELLENİYOR”

Yönetmeliğin 22. maddesiyle, bakkal, market, süpermarket, hipermarket, kuruyemişçi, büfe gibi işyerlerinde hacmi 20 cl ve altında bulunan ambalajlardaki alkollü içkilerin bulundurulması ve satışa sunulması yasaklandı. Danıştay’a yapılan başvuruda bu hükümle “alkollü içeceklerin satışı ve tüketicinin alkollü içeceklere erişimi açıkça engellendiği” iddia edildi. Dilekçede, yönetmelikle alkollü içkilerin bedelsiz, hediye, yardım, ödül, eşantiyon veya promosyon olarak dağıtılamayacağının öngörülmesiyle de “üretici, tüketici ve satıcılar açısından ağır bir kısıtlama” getirildiği ifade edildi.

Dilekçede, spor kulüpleri ve takımlarının isim ve tanıtımlarında alkollü içki markalarını çağrıştıran isim, logo, amblem ve işaretlerin kullanılmasının yasaklanması da eleştirildi. Yönetmeliğin 13. maddesi ile kişilerin istedikleri mekanlarda deniz kenarı, orman alanları, piknik yerlerinde alkol kullanmalarının da yasaklandığı belirtildi ve bu durumun kişilerin “özgürlüklerini engellediği” vurgulandı.

"AMAÇ, ALKOL KULLANIMINI KISITLAMAK"

Anayasa tarafından devlete engelleme görevi verilen konunun “kişileri alkollü içkilerden değil alkol bağımlılığından korumak” olduğu vurgulanan dilekçede şu ifadelere yer verildi:

“Alkol kullanılması ile alkol bağımlılığının da birbirinden çok farklı olduğu şüphesizdir. Yönetmelik hükümleri ile ulaşılmak istenen asıl amacın kamu sağlığı ve tüketici haklarının korunması yerine alkol kullanımının yasaklanmasına yönelik olduğu da kuşkusuzdur. Belirtilen Yönetmelik hükümleri, topluma kültürel anlamda katkısı olan pek çok etkinliğin yapılmasını keyfi biçimde engellemektedir. Buna çok tanınmış bir basketbol kulübünün isminin değiştirilmek zorunda kalınması örnek gösterilebilir.”
Old 20-01-2011, 09:52   #415
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16804053.asp?gid=373Suç nedir açıkçası ben anlayamadım, anlayan birisi açıklarsa sevineceğim.
Onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat edilmiş mi veya sövmek suretiyle onur, şeref ve saygınlığına saldırılmış mı diye görüntüler didik didik edilecek, şüpheliden delile ulaşılmaya çalışılacak anlaşılan
Old 20-01-2011, 11:00   #416
lawyer_721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Kaynak: http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16804053.asp?gid=373



Suç nedir açıkçası ben anlayamadım, anlayan birisi açıklarsa sevineceğim.
suçun ne olduğunu kimse bilmiyor. ama tahminde bulunabiliriz
halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, olmaz,
kamu görevlisine mukavemet, tutmaz,
tc. başbakanının manevi şahsiyesine karşı hakaret, yok öyle bir suç
hiç biri uymuyor, gerçi diyarbakır da olsaydı, "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına hareket etme suçu oluşurdu. hem zaten resmi makamlar bu işin organizeli yapıldığını açıkladılar.
Old 20-01-2011, 11:51   #417
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer_721
suçun ne olduğunu kimse bilmiyor. ama tahminde bulunabiliriz
halkı kin ve düşmanlığa tahrik etmek, olmaz,
kamu görevlisine mukavemet, tutmaz,
tc. başbakanının manevi şahsiyesine karşı hakaret, yok öyle bir suç
hiç biri uymuyor, gerçi diyarbakır da olsaydı, "örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına hareket etme suçu oluşurdu. hem zaten resmi makamlar bu işin organizeli yapıldığını açıkladılar.

Tahmin-totoya devam edelim:

İzinsiz toplanma ve gösteri nedeniyle(yürüyüşü de sokarlar mı bilemem) Toplanma ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçuna ne dersiniz?
Old 20-01-2011, 11:57   #418
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Tahmin-totoya devam edelim:

İzinsiz toplanma ve gösteri nedeniyle(yürüyüşü de sokarlar mı bilemem) Toplanma ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'na muhalefet suçuna ne dersiniz?

Stada uçarak gitmediklerine göre muhakkak yürümüşlerdir yahu!
Old 20-01-2011, 12:01   #419
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Stada uçarak gitmediklerine göre muhakkak yürümüşlerdir yahu!

Ama yürüyüş sırasında bir protesto eylemi yok.
Old 20-01-2011, 12:02   #420
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Suat Ergin
Ama yürüyüş sırasında bir protesto eylemi yok.

Eskiden korktuğumuz zaman ıslık çalardık, şimdi ıslık çaldılar diye korkuyoruz.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09995103 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.