Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Tam Yargı Davasında talep edilecek Kıdem Tazminatı ve faiz hesabı

Yanıt
Old 25-06-2010, 15:24   #1
zafkir

 
Varsayılan Tam Yargı Davasında talep edilecek Kıdem Tazminatı ve faiz hesabı

Sayın meslekdaşlarım selamlar,

Müvekkilim 35 yıl çalışmış olduğu İdareye ait bir kurumdan 2002 yılında emekliliğe hak ayrılmıştır.

2005 yılına kadar statüsü el vermediği için Kıdem Tazminatına hak kazanamamış fakat 2005 yılı ortalarında çalışmış olduğu süreler boyunca tabi olduğu kanunda yapılan bir değişiklikle, Kıdem Tazminatına hak kazanabileceği hükmü getirildiğinden 2009 yılında çalıştığı kuruma KıdemTazminatının tarafına ödenmesi için başvurmuştur. Anılı talebi idarece rededilmiştir. Alınan bu red kararına istinaden İdare Mahkemesi'nde İPTAL davası açtım ve 2010 yılı itibariyle İdare Mahkemesi tarafından lehimize karar verildi.

Kararın tarafıma tebliği ile birlikte 30 gün içerisinde ilgili İdareye başvurarark İdare Mhakemesi'nin kararının uygulanmasını talep etmeme karşın tarafıma henüz olumlu-olumsuz bir cevap verilmedi. Dolayısıyla, daha fazla İdarenin cevabını beklemeden İYUK uyarınca İPTAL kararının tarafıma tebliğinden itibaren 60 gün içerisinde TAM YARGI DAVASI açmayı planlamaktayım.

Kafama takılan bir kaç hususu sizlerle paylaşmak niyetindeyim,

- Tam Yargı davalarını açarken bedelin dava dilekçesinde yazılı olması gerekmekte. Kıdem tazminatının hesabı açısından değil fakat faiz yönünden nasıl bir talep yapabileceğimi, daha doğrusu talep edeceğim Faizin miktarını, hangi tarihten itibaren başlayacağını kafamda oturtamamış durumdayım.

Benim düşüncem,

X lira Kıdem Tazminatının 2009 yılından (idareye ilk başvurulduğu tarih "İPTAL Davasındna önce) itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsili talebi olması yönündedir.

1- Acaba, faizin başlangıç tarihini müvekkilimin emekliye ayrıldığı tarihten itibaren başlatabilir miyim? (Yani 2002 yılından itibaren)

2- Talep edeceğim faizin miktarını beyan etmeden "... tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte.." talep edebilir miyim?

Saygılarımla,
Old 25-06-2010, 17:30   #2
BaharB

 
Varsayılan

Benzer davamızda Ankara 10.İdare Mahkemesi, iş sonu tazminatına,talep tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yönünde karar verdi. Aynı yönde Danıştay kararları var.(11 Daire/2003/959 E.)
Saygılar...
Old 25-06-2010, 19:26   #3
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan Katkı,

Alıntı:
Yazan BaharB
Benzer davamızda Ankara 10.İdare Mahkemesi, iş sonu tazminatına,talep tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesi yönünde karar verdi. Aynı yönde Danıştay kararları var.(11 Daire/2003/959 E.)
Saygılar...
Alıntı:
T.C. Danistay
11.Dairesi

Esas: 2000/11381
Karar: 2003/959
Karar Tarihi: 27.02.2003


İstemin Özeti: T.C. ... Başkonsolosluğu Kültür Merkezinde sözleşmeli personel statüsünde Müdür olarak görev yapmakta iken 31.12.1997 tarihinde emekliye ayrılan davacı, 1.5.1992-31.12.1997 tarihleri arasında hak kazandığı iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesi yolundaki 25.7.2000 günlü başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin Dışişleri Bakanlığı işlemi ile bu işleme dayanak alınan 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının; özel sektörde sözleşmeli olarak çalışanların kıdem tazminatını yasal güvence altına alan Devletin, kamu sektöründe sözleşmeli olarak çalışanlara kıdem tazminatı veya ikramiye ödenmeyeceği şeklinde işlem tesis etmesinin Anayasaya aykırı olduğu, Devlet kuruluşlarında işçi veya memur olarak çalışanların sözleşmeli statüye geçmeleri nedeniyle kazanılmış haklarını kaybetmelerinin hukuk devleti ilkesi ile bağdaşmayacağı iddiasıyla iptallerini ve almış olduğu en son maaş göz önüne alınarak hesaplanacak iş sonu tazminatının emekliye ayrıldığı 1.1.1998 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte tazmini isteminden ibarettir.

Başbakanlık'ın Savunmasının Özeti: Davanın öncelikle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiğini, öte yandan davacının çalışma sözleşmesinde, görevden ayrıldığında iş sonu tazminatı veya ikramiye alamayacağına ilişkin hüküm bulunduğundan dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Dışişleri Bakanlığı'nın Savunmasının Özeti: Davanın öncelikle süre aşımı nedeniyle reddi gerektiği, esasa ilişkin olarak ise sözleşmeli personel çalıştırılmasına ilişkin esasları düzenleyen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, statü, hak ve yükümlülükleri belirlenen sözleşmeli personele, sözleşme ücreti dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacağı ve sözleşmelere bu yolda hüküm konulamayacağı kuralının getirildiği, davacının da, görevden ayrılması halinde sözleşme ücreti dışında kalan kıdem tazminatı veya iş sonu tazminatı alamayacağını bilerek ve bu hususu kabul ederek sözleşme imzaladığı, dava konusu işlemde bu nedenle mevzuata aykırılık bulunmadığı iddialarıyla davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: Gülsen Akın

Düşüncesi: Dava konusu işlemin dayanağı olan 6.6.1978 gün ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 7/1. maddesi Danıştay Onbirinci Dairesinin 25.10.2001 günlü, E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararı ile iptal edilmiş olduğundan anılan Bakanlar Kurulu Kararı hakkında yeniden karar verilmesine yer olmadığına, öte yandan iptal edilen Bakanlar Kurulu Kararı'na dayanılarak tesis edilen bireysel işlemin iptali ve yoksun kalınan parasal tutarın başvuru tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: Handan Yağuş

Düşüncesi: ... Başkonsolosluğu Kültür Merkezinde sözleşmeli personel statüsünde önce müdür yardımcısı sonra da müdür olarak 1.5.1992-31.12.1997 tarihleri arasında görev yapan davacının, sözleşmeli personel olarak çalıştığı 5 yıl 7 ay süre için hak ettiği kıdem tazminatının ödenmesi yolundaki başvurusunun reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak gösterilen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu kararının iptali ile hesaplanacak kıdem tazminatının 1.1.1998 tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Olayda dava konusu 6.6.1978 tarih 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 20.2.1979 günlü ve 16556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 7. maddesinin 1. fıkrası Danıştay Onbirinci Dairesinin 25.10.2001 tarih E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, 7/15754 sayılı kararnamenin iptali istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, dava konusu Bakanlar Kurulu kararında ve davacı ile idare arasındaki sözleşmede yer alan, iş sonu tazminatı verilemeyeceğine dair hükme dayanılarak davacıya iş sonu tazminatı verilmesi isteminin reddine ilişkin olarak tesis olunan işlemde ise hukuka uygunluk görülmediğinden iptali ile davacının yoksun kaldığı parasal tutarların dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince davalı idarelerin süre itirazı yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:

Karar: Dava, T.C. ... Başkonsolosluğunda 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinin ( B ) fıkrasında düzenlenen sözleşmeli personel statüsüne göre müdür kadrosunda çalışmakta iken istemi doğrultusunda 31.12.1997 tarihinde emekliye ayrılan davacının, iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesi yolundaki 25.7.2000 günlü başvurusunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin Dışişleri Bakanlığı işlemi ile bu işleme dayanak olarak gösterilen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, sözleşme ile çalıştırılacak personele sözleşme ücreti dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacağı hükmünü içeren 7. maddesinin 1. fıkrasının iptali ile son maaşı gözönüne alınarak hesaplanacak iş sonu tazminatının emekliye ayrılma tarihi olan 1.1.1998 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek reeskont faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

6.6.1978 tarih 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 20.2.1979 günlü ve 16556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla değişik 7. maddesinin 1. fıkrası Danıştay Onbirinci Dairesinin 25.10.2001 tarih E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararı ile iptal edildiğinden, 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının iptali hakkında yeniden karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Davalı idareler tarafından; SSK'dan emekli olan davacının toptan ödeme yapılması isteminin reddedilmesine dair işlem, 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 7. maddesinin 1. fıkrasına ve davacının çalıştığı yıllarda idareyle imzaladığı sözleşmede yer alan "... görevden ayrıldığında iş sonu tazminatı veya ikramiye alamayacağını peşinen kabul eder." hükmüne dayandırılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği kurala bağlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 4/B maddesinde düzenlenen sözleşmeli personel statüsü, belirli bir iş için uzmanlaşmış bir elemanı yüksek ücretle çalıştırarak, işi en iyi biçimde yürütmek ve iş bittikten sonra çalışan kişinin ilişiğini keserek Devlet bütçesine gereksiz yere yük olmasını önlemek için getirilmiştir. Ancak uygulamada sözleşmeli personel statüsünün bu amaçla kullanılmadığı da bilinen bir gerçektir. Zira Devletin yürütmekle görevli olduğu asli ve sürekli kamu hizmetlerinin tümünde sözleşmeli personel istihdam edilmekte, bunlar emekli olana kadar bu statüde çalıştırılmakta ve bunların bir kısmı Sosyal Sigortalar Kurumu ile bir kısmı Emekli Sandığı ile ilgilendirilmekte, hizmet sürelerini tamamladıktan sonra emekliye ayrılmalarında ise Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilenlere herhangi bir toptan ödeme yapılmamaktadır. Oysa bu kişilerin memur statüsünde çalıştırılmış olmaları halinde emekliye ayrıldıklarında bir toptan ödeme yapılacağı hususu tartışmasızdır. Bunun yanı sıra, kamu veya özel sektörde çalışan işçilere, memurlara, kamu iktisadi teşebbüslerinde sözleşmeli personel statüsünde çalışanlara, kamu kurumlarında kapsam dışı personel statüsünde çalışanların tümüne, çalıştıkları işten ayrıldıklarında kesenek ve prim karşılığı olmaksızın yalnızca çalışılan süreye bağlı olarak bir toptan ödeme yapılmaktadır.

Bu durumda, davacı ile idare arasında düzenlenen sözleşmede yer alan, "iş sonu tazminatı verilmeyeceğine" dair hükme dayanılarak ve çalışanların Anayasa ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkını daraltan nitelikteki bir yorumla, davacının iş sonu tazminatı veya ikramiye ödenmesine ilişkin isteminin cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin olarak tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmamıştır.

Öte yandan, dava konusu olayın özelliği de dikkate alındığında, yerleşmiş yargısal içtihatlara göre, başvuru tarihinden itibaren yoksun kalınan parasal haklara faiz uygulanacağı açık olup, davacının yoksun kaldığı parasal tutarların, başvuru tarihi olan 25.7.2000 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tazmini gerekmektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 20.2.1979 günlü, 16556 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 9.2.1979 tarih ve 7/17150 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla değişik 7. maddesinin 1. fıkrası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, bu düzenlemeye dayalı olarak tesis edilen Dışişleri Bakanlığı işleminin iptaline, aşağıda dökümü yapılan 31.900.000.- TL yargılama giderleri ile karar tarihi itibariyle yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 200.000.000.-TL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan posta ücretinden artan 5.5000.000.-TL.sının istemi halinde davacıya iadesine 27.2.2003 tarihinde oybirliği ile karar verildi.

Kolay gelsin,
Old 25-06-2010, 23:36   #4
zafkir

 
Varsayılan

Sayın BaharB ve av-ufuk yanıtlarınız için çok teşekkür ederim.

Anılı Danıştay kararı ile görüşümü hem pekiştirdim hem de sağlam bir zemine oturtabildiğimi düşünmekteyim.

Saygılarımla,
Old 27-03-2013, 14:25   #5
hukukçu emin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zafkir
Sayın meslekdaşlarım selamlar,
Kafama takılan bir kaç hususu sizlerle paylaşmak niyetindeyim,

- Tam Yargı davalarını açarken bedelin dava dilekçesinde yazılı olması gerekmekte. Kıdem tazminatının hesabı açısından değil fakat faiz yönünden nasıl bir talep yapabileceğimi, daha doğrusu talep edeceğim Faizin miktarını, hangi tarihten itibaren başlayacağını kafamda oturtamamış durumdayım.

Benim düşüncem,

X lira Kıdem Tazminatının 2009 yılından (idareye ilk başvurulduğu tarih "İPTAL Davasındna önce) itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte tahsili talebi olması yönündedir.

1- Acaba, faizin başlangıç tarihini müvekkilimin emekliye ayrıldığı tarihten itibaren başlatabilir miyim? (Yani 2002 yılından itibaren)

2- Talep edeceğim faizin miktarını beyan etmeden "... tarihinden itibaren işletilecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte.." talep edebilir miyim?

Saygılarımla,

Sayın zafkir selamlar. Sizin olayınıza çok benzer bir olay var elimde şöyle ki;

Müvekkil 26 yıl idare çalıştıktan sonra 2004 yılında istihdam fazlası personel kapsamında işten çıkarılıyor. Çıkarıldığı tarihte hemen yazılı başvuru ile haklarını talep etmiş ancak idare tarafından olumlu bir cevap verilmemiş. Bunun üzerine 2009 yılında bir başvuru daha yapmış, birde 4 ay önce de biz bir başvuru yaptık.

Şimdi ise idare mahkemesinde kıdem tazminatı için dava açacağım ve Sayın Av.Ufuk Bozoğlu' nun sunmuş olduğu Danıştay kararına göre de 2004 tarihinden itibaren faizi ile isteyeceğim burada bir sıkıntı yok sanırım.

Ancak sorum şu;

1- Davayı açarken dilekçe de nasıl belirtmem gerekir, yani 2004 yılında yapılan ve reddedilen idari işlemin iptali ve .... TL kıdem tazminatının mevduata uygulanan en yüksek faizi birlikte tahsili şeklinde mi?

2- Hesaplanacak faizi nasıl isteyebilirim? Çünkü idari yargılama hukukunda ıslah yok, ek dava açarak mı?

Siz nasıl yaptınız?
Old 27-03-2013, 14:45   #6
zafkir

 
Varsayılan

Sayın hukukçu emin merhaba,

Ben kendi davamda idareye en son başvuru tarihim olan 2009 tarihinden itibaren müvekkilimin çalıştığı yılların karşılığı olarak hak etmiş olduğu X T.L. net kıdem tazinatının işleyecek en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte ödenmesini muhtevi Tam Yargı davamı ikame etmiştim.

Bilirkişi vermiş olduğu raporunda talebim gibi X T.L.'yi başvuru tarihimden itibaren yasal faizi ile ödenmesi yönünde görüş oluşturdu. Fakat İptal davam halen kesinleşmedi. Dolayısıyla henüz lehime bir karara kavuşmuş değilim.

Kolaylıklar dilerim.
Old 12-04-2013, 16:59   #7
sine

 
Varsayılan

Benzer nitelikte açtığım bir davada hiç idareye başvurmadan idare mahkemesinde dava açtım. Kıdem tazminatında genel zamanaşımını öngören 2008 tarihli karara istinaden emeklilik tarihinden 1,5 yıl sonra kıdem tazminatının eksik yatırıldığından bahisle açtığım dava süre yönünden reddedildi. Bu konuya ilişkin elinde yeni tarihli danıştay kararı olan varsa yardımcı olursanız sevinirim. Ayrıca nitelikleri itibariyle iş sonu tazminatı ile kıdem tazminatı arasında bir fark var mıdır? Konsoluslukta sözleşmeli sekreter olarak çalışan müvekkil, kıdem tazminatı adı altında ödeme almış fakat eksik ödendiğini beyan etmesi üzerine dava açılmıştır. idari merci tecavüzü diye beklerken süreden red olunca danıştay kararı aradım ama yeni tarihli ve tam talebimi karşılayan bir karar bulamadım.
Old 12-04-2013, 17:49   #8
hukukçu emin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan sine
Benzer nitelikte açtığım bir davada hiç idareye başvurmadan idare mahkemesinde dava açtım. .

Sayın sine öncelikle idareye başvurmadan dava açtım demişsiniz. İdare Mahkemesinde dava açma süresi idari işlemin reddi yönündeki karardan itibaren 60 gündür. Bu sebeple öncelikle idareye yazılı başvuru yapın idarenin vereceği red cevabı üzerine 60 gün içinde davanızı açın.

Ayrıca iş sonu tazminatı ve kıdem tazminatı ile ilgili birde Danıştay kararı gönderiyorum umarım işinize yarar faydalı olmaz ise birkaç tane daha gönderebilirim.

Kolay gelsin.


T.C. Danistay

11.Dairesi
Esas: 2006/2853
Karar: 2007/4490
Karar Tarihi: 30.04.2007


ÖZET: Dava dosyasına davalı Dışişleri Bakanlığı tarafından ibraz edilen belgeden, davacının banka hesabına, yeni düzenleme uyarınca hesaplanan iş sonu tazminatı miktarının ödendiği anlaşıldığından, dava konusu tazminat istemine ilişkin işlemin ödenen miktar yönünden ve tazminat isteminin belirtilen miktara isabet eden kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, tazminatın fazlasına tekabül eden miktarın, davacı tarafından iş sonu tazminat miktarının kıdem tazminatını düzenleyen yasa maddesi uyarınca hesaplandığı, idare tarafından yapılan ödemenin ise 657 sayılı Yasanın 4/B maddesine istinaden hazırlanan Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen esaslar ve usuller çerçevesinde hesaplandığı ve aradaki farkında bundan kaynaklandığı anlaşıldığından fazlaya ilişkin dava konusu tazminat isteminin reddi gerekmektedir.

(657 S. K. m. 4/B) (1475 S. K. m. 14) (2709 S. K. m. 128) (2005/9245 S. BKK. m. 2) (Danıştay 11 D. 25.10.2001 T. 2001/365 E. 2001/2335 K.)

İstemin Özeti: Almanya-Nürnberg Başkonsolosluğunda 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli sekreter olarak görev yapmakta iken yaş haddinden dolayı emekli olan ve Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, 28.11.1981 - 29.12.2005 tarihleri arasındaki iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesi için idareye yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile, bu işleme dayanak teşkil eden 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin; 657 sayılı Yasanın 4/B maddesinde sözleşmeli personele ödenecek tazminatın niteliğinin, iş sonu tazminatı olarak düzenlenmişken dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında tazminat olarak düzenlendiği ve sözleşmeli personelin Emekli Sandığı Kanununa tabi olarak çalışmadığı halde bu kanuna tabi olarak çalıştırılmış gibi emsali devlet memuru uygulamasının getirildiği, sosyal güvenlik yönünden davacının SSK'ya tabi olarak çalışması nedeniyle memuriyetten daha çok işçi niteliğinde görev yaptığı hususları dikkate alındığında 1475 sayılı Yasada yer alan kıdem tazminatı uyarınca iş sonu tazminatının hesaplanması gerektiği ileri sürülerek iptali ile 41.595,52. YTL. tazminatın idareye başvurduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istenilmektedir.

T.C. Başbakanlık Savunmasının Özeti: 657 sayılı Kanunun 4. maddesinde istihdam şekilleri belirlenerek, bunların memurlar, sözleşmeli personel, geçici işçi ve işçilerden oluştuğu, istihdam şekillerine bakıldığında her bir istihdam şeklinin amacının, tabi olduğu mevzuatının, hak ve yükümlülüklerinin farklı olduğu, sözleşmeli personelin mevzuat yönünden Bakanlar Kurulu kararı ile belirlenen esaslar çerçevesinde istihdam edildiği, bu esaslarda yer almayan bir ödemenin sözleşmeli personele ödenmesinin mümkün olmadığı, sosyal güvenlik bakımından 506 sayılı Kanuna tabi olunması sözleşmeli personeli işçiler için öngörülen mevzuata tabi kılmayacağı, sözleşmeli personelin statü olarak memur ve işçilerden farklı olmakla birlikte yerine getirilen hizmetin niteliği bakımından memuriyete daha yakın olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Dışişleri Bakanlığı Savunmasının Özeti: Davacıya iş sonu tazminat miktarının Bakanlar Kurulu Kararında öngörülen şekilde hesaplanması için Emekli Sandığı Genel Müdürlüğünden talep edildiği, kurumun bildireceği meblağa göre tazminatın ödeneceği ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmuştur.

Danıştay Tetkik Hakimi: Hakan Baş

Düşüncesi: 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli sekreter olarak görev yapmakta iken yaş haddinden dolayı emekli olan ve Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, 28.11.1981 - 29.12.2005 tarihleri arasındaki iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesi için idareye yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu kararının 2. maddesinin iptali ile 41.595,52. YTL. tazminatın idareye başvurduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği kurala bağlanmıştır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 5335 sayılı Kanunun 28. maddesi ile değişik 4/B maddesinde sözleşmeli personele verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler ve bu hususlara ilişkin esas ve usuller Bakanlar Kurulunca kararlaştırılır hükmü düzenlenmiştir.

Anılan yasal değişiklikten sonra, 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasları düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesi ile yapılan değişiklik sonrasında, sözleşmeli personelin iş sonu tazminat miktarı hesaplanmasında, Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, çalışılan her tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet sözleşmesinde yazılı aylık brüt ücret tutarında iş sonu tazminatı ödeneceği şeklinde bir üst sınır getirilmiştir.

Uyuşmazlık, sözleşmeli personelin hizmet sözleşmesinin yeni düzenlemede belirtilen nedenlerden birisi ile sona ermesi halinde ödenecek iş sonu tazminat miktarının hesaplanması yönünden, emsali devlet memuruna ödenen emekli ikramiyesinin mi, yoksa 1475 sayılı Yasanın 14. maddesinde işçiler için öngörülen kıdem tazminatının mı esas alınacağı yönündedir.

Buna göre, 657 sayılı Yasanın 4/B maddesinde açıkça, bu madde kapsamına giren sözleşmeli personelin <işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlisi> olduğunun belirtilmesi karşısında ve idarenin kamu görevlisi sayılan personeli ile arasındaki ilişki, idare hukuku ilkelerine dayanan ve idare hukuku ilkeleriyle düzenlenen bir kamu hukuku ilişkisi olduğu, her ne kadar hizmet sözleşmesinde Sosyal Sigortalar Kanununa tabi kılınmış ise de personelin bağlı olacağı sosyal güvenlik kurumunu belirleyen bu hükmün taraflar arasındaki kamu hukuku ilişkisini değiştirmeyeceği ve ortadan kaldırmayacağı göz önünde bulundurulduğunda 657 sayılı Yasanın 5335 sayılı Yasa İle değişik 4/B maddesine <ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler ve bu hususlara ilişkin esas ve usuller> ibaresi ile öngörülen takdir yetkisi sınırları içerisinde sözleşmeli personele ödenecek iş sonu tazminat miktarının esas ve usullerinin değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.

Davanın, iş sonu/kıdem tazminatın ödenmesi için idareye yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile 41.595,52. YTL. tazminatın idareye başvurduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemine ilişkin kısma gelince;

Davacıya iş sonu tazminatı olarak 17.328.84 YTL ödendiği anlaşıldığından, bireysel işlem ile davanın belirtilen miktara isabet eden kısmı hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Bu nedenle, davanın bireysel işlem ile idarece davacıya tazminat olarak ödenen kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin kısım ile Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin iptali istemi hakkında davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı: Mehmet Ali Samur

Düşüncesi: Dışişleri Bakanlığında sözleşmeli personel statüsünde görev yapmakta iken emekli olan davacının, iş sonu tazminatının ödenmesi amacıyla yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile dayanağı 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin iptali ile 41.595.52 YTL nin yasal faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde, Kamu hizmetlerinin, memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği, sözleşmeli personelin, verimli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren işlerde.... geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri olduğu, bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarının, kullandırılacak izinler ve bu hususlara ilişkin esas ve usullerin Bakanlar Kurulunca kararlaştırılacağı hükmü öngörülmüştür.

Bu hükme dayanılarak Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasların 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesiyle değişik 7. maddesinde, hizmet sözleşmesi sona erenlere, görev yapmakta olduğu pozisyon unvanı itibariyle, Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, çalışılan her tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet sözleşmesinde yazılı aylık brüt ücret tutarında iş sonu tazminatı ödeneceği kuralına yer verilmiştir.

Görüleceği üzere, kamu hizmetinin yürütülmesi bakımından tesis edilen istihdam şekillerinden biri olarak sözleşmeli personel uygulamasının, belirli bir iş ve meslek alanında uzmanlaşmış elemanı yüksek ücret ödeyerek kamu hizmetinin en iyi biçimde yürütülmesini sağlamak ve geçici nitelik taşıyan bu gibi işlerde işin tamamlanmasından sonra ilgili personelin ilişiğinin kesilerek Devlet Bütçesine gereksiz yere yük olmasını önlemek amacıyla getirilmiş ve bu personele ödenecek ücret ile iş sonu tazminatının miktarıyla ilgili hususlara ilişkin esas ve usulleri belirleme konusunda ise Bakanlar Kuruluna takdir yetkisi tanınmış olup, Bakanlar Kurulunca da verilen bu yetkiye dayanılarak, sözleşmeli statüde istihdam edilen personele ödenecek iş sonu tazminatının hesabında, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamında görev yapan emsali personelinin 5434 sayılı Yasa uyarınca ödenecek emekli ikramiyesinin dikkate alınması esası getirilmiştir.

Bu durumda, sözleşmeli statüde görev yapan personelin kamu hukuku kurallarına göre çalıştırıldığına, emsali personelinde yine 657 sayılı Yasa kapsamına dahil statü hukukuna tabi personel olduğuna, bunların emeklilerine ödenecek ikramiyenin 5434 sayılı Yasa hükümleri uyarınca hesaplandığına, iş sonu tazminatının da niteliği itibariyle emekli ikramiyesinden bir farkı ve ortada ilgilendirilen sosyal güvenlik kurumu yönünden böyle bir ödemenin yapılmasında belirleyici unsur olarak kabulünü zorunlu kılan hukuki bir düzenleme bulunmadığına göre, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında hukuka ve eşitlik ilkelerine aykırılık görülmemiştir.

Davanın tazminat istemine ilişkin bölümüne gelince;

İşbu dava görülmekte iken davacıya iş sonu tazminatı olarak 17.328.84 YTL ödendiği anlaşıldığından, bireysel işlem ile davanın belirtilen miktara isabet eden kısmı hakkında karar verilmesine yer bulunmamaktadır.

Dosyada mevcut bilgi ve belgelere göre, davacı tarafından tazmini istenen iş sonu tazminat miktarının 1475 sayılı Yasa hükümleri uyarınca hesaplandığı, idarece ise ödemenin Bakanlar Kurulu Kararında getirilen esaslar çerçevesinde gerçekleştirildiği ve aradaki farkında bundan kaynaklandığı sonuç ve kanaatine varıldığından, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekmektedir.

Belirtilen nedenlerden dolayı, davanın bireysel işlem ile idarece davacıya tazminat olarak ödenen kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin kısım ile Bakanlar Kurulu Kararına yönelik kısmının da reddine karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince duruşma için önceden belirlenen 30.4.2007 günü davacıyı temsilen vekili Av. ... 'nın, davalı idarelerden T.C. Başbakanlığı temsilen hukuk müşaviri Gülten Bostan'ın, Dışişleri Bakanlığı'nı temsilen hukuk müşaviri ...'in geldikleri ve Danıştay Savcısı Mehmet Ali Samur'un hazır olduğu görülerek açık duruşmaya başlandı, taraflara usulüne uygun olarak söz verilip dinlendikten ve Danıştay Savcısının düşüncesi alındıktan sonra duruşmaya son verildi. Dosya incelenerek işin gereği görüşüldü:

Dava, Almanya-Nürnberg Başkonsolosluğunda 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi kapsamında sözleşmeli sekreter olarak görev yapmakta iken yaş haddinden dolayı emekli olan ve Sosyal Sigortalar Kurumundan emekli aylığı bağlanan davacı tarafından, 28.11.1981 - 29.12.2005 tarihleri arasındaki iş sonu/kıdem tazminatı ödenmesi için idareye yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile bu işleme dayanak teşkil eden 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin iptali ile 41.595,52.YTL. tazminatın idareye başvurduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.

1982 Anayasasının 128. maddesinde; Devletin, kamu iktisadi teşebbüsleri ve diğer kamu tüzelkişilerinin genel idare esaslarına göre yürütmekle yükümlü oldukları kamu hizmetlerinin gerektirdiği asli ve sürekli görevlerin, memurlar ve diğer kamu görevlileri eliyle görüleceği, memurların ve diğer kamu görevlilerinin nitelikleri, atanmaları, görev ve yetkileri, hakları ve yükümlülükleri, aylık ve ödenekleri ve diğer özlük işlerinin kanunla düzenleneceği, üst kademe yöneticilerinin yetiştirilme usul ve esaslarının, kanunla özel olarak düzenleneceği hükme bağlanmıştır.

657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4. maddesinde de, kamu hizmetlerinin memurlar, sözleşmeli personel, geçici personel ve işçiler eliyle gördürüleceği kurala bağlanmıştır.

657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 5335 sayılı Kanunun 28. maddesi ile değişik 4/B maddesinde, sözleşmeli personel; kalkınma planı, yıllık program ve iş programlarında yer alan önemli projelerin hazırlanması, gerçekleştirilmesi, işletilmesi ve işlerliği için şart olan, zaruri ve istisnai hallere münhasır olmak üzere özel bir meslek bilgisine ve ihtisasına ihtiyaç gösteren geçici işlerde, kurumun teklifi üzerine Devlet Personel Başkanlığı ve Maliye Bakanlığının görüşleri alınarak Bakanlar Kurulunca geçici olarak sözleşme ile çalıştırılmasına karar verilen ve işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlileri olduğu, (36 ncı maddenin II -Teknik Hizmetler Sınıfında belirtilen görevlerde yukarıdaki fıkra uyarınca çalıştırılanlar için, işin geçici şartı aranmaz.) bunlara ödenebilecek ücretlerin üst sınırları ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler ve bu hususlara ilişkin esas ve usullerin Bakanlar Kurulunca kararlaştırılacağı hükme bağlanmıştır.

5335 sayılı Yasanın 28. maddesi ile 657 sayılı Yasanın 4/B maddesine <...ile verilecek iş sonu tazminatı miktarı, kullandırılacak izinler ve bu hususlara ilişkin esas ve usuller...> ibaresi eklenmiştir. Bu değişiklikten önce, 657 sayılı Kanunun 4/B maddesi kapsamında yurtdışında sözleşmeli personel olarak görev yapmakta iken emekli olanların, Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esasları düzenleyen 6.6.1978 tarih ve 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının, personele sözleşme ücreti dışında herhangi bir ad altında ödeme yapılamayacağı hükmünü içeren 7. maddesinin iptali istemiyle açılan davada Danıştay Onbirinci Dairesince 25.10.2001 gün ve E: 2001/365, K: 2001/2335 sayılı kararında; 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesinde düzenlenen sözleşmeli personel statüsü belirli bir iş için uzmanlaşmış bir elemanı yüksek ücretle çalıştırarak, işi en iyi biçimde yürütmek ve iş bittikten sonra çalışan kişinin ilişiğini keserek Devlet bütçesine gereksiz yere yük olmasını önlemek için getirildiği, ancak uygulamada sözleşmeli personel statüsünün bu amacıyla kullanılmadığı, Devletin yürütmekle görevli olduğu asli ve sürekli kamu hizmetlerinin tümünde sözleşmeli personel istihdam edilmekte, bunlar emekli olana kadar bu statüde çalıştırılmakta ve bunların bir kısmı Sosyal Sigortalar Kurumu ile bir kısmı Emekli Sandığı ile ilgilendirilmekte, hizmet sürelerini tamamladıktan sonra emekliye ayrılmalarında ise Sosyal Sigortalar Kurumu ile ilgilendirilenlere herhangi bir toptan ödeme yapılmadığı, oysa bu kişilerin memur statüsünde çalıştırılmış olmaları halinde emekliye ayrıldıklarında bir toptan ödeme yapılacağı hususunun tartışmasız olduğu, söz konusu Bakanlar Kurulu Kararında sözleşmeli personele, çalışmakta iken sözleşme ücreti dışında herhangi bir ödeme yapılmayacağı, yurt dışında çalıştırılan yabancı uyruklu personele ise belirtilen esaslar çerçevesinde iş sonu tazminatı verileceğinin kurala bağlandığı, ancak yabancı uyruklular dışında kalan sözleşmeli personele hangi esaslar dahilinde iş sonu tazminatı veya ikramiye ödeneceğine ilişkin bir düzenlemenin yapılmadığı ve dava konusu uyuşmazlığın da, bu eksik düzenleme nedeniyle ortaya çıktığının anlaşıldığı, çalışanların Anayasa ile güvence altına alınan sosyal güvenlik hakkının, bu konudaki diğer hukuki düzenlemelerde de yer alması gerektiği, dolayısıyla, 657 sayılı Kanun ve 1978 yılı Bütçe Kanunu ile Bakanlar Kuruluna verilen yetkinin doğal sonucu; diğer çalışanlara olduğu gibi sözleşmeli personele de iş sonu tazminatı verilmesine ilişkin usul ve esaslara, konuyu düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararında yer verilmesi gerektiği, gerek sözleşmeli personel arasında iş sonu tazminatı ve ikramiye yönünden oluşan farklılığın giderilmesi, gerekse kamuda çalışan diğer personelle sözleşmeli çalışanlar arasındaki eşitsizliğin kaldırılması bakımından, dava konusu Bakanlar Kurulu Kararında bu konuda bir düzenleme yapılmaması ve 7. maddesinde, yabancı uyruklu personel dışındaki sözleşmeli personelle ilgili iş sonu tazminatına yer verilmemiş olması eşitlik ilkesine ve hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle, davacı ile idare arasındaki sözleşmede yer alan, iş sonu tazminatı verilmeyeceğine dair hükme dayanılarak, iş sonu tazminatı veya ikramiye verilmesi isteminin reddine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptal etmiştir.

Yukarıda anılan Dairemiz kararından da anlaşılacağı üzere 5335 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önce yurt dışında yabancı uyruklu dışındaki sözleşmeli personele iş sonu tazminatı ödenip ödenmeyeceğine ilişkin Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına ilişkin Esasları düzenleyen 7/15754 sayılı Bakanlar Kurulu Kararında yer verilmediği hususunun tespit edildiği, daha sonra yapılan yasal düzenleme ile bu eksiklik giderilerek 657 sayılı Yasanın 4/B kapsamında olan sözleşmeli personele iş sonu tazminatının ödeneceği, bu tazminatın miktarına ilişkin esas ve usullerin belirlenmesi yönünden Bakanlar Kuruluna takdir yetkisi verilmiştir.

Anılan Yasal değişiklikten sonra 2.9.2005 tarih ve 25924 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Sözleşmeli Personel Çalıştırılmasına İlişkin Esaslarda Değişiklik Yapılmasına Dair Esasları düzenleyen Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde, <aynı Esasların 7. maddesi, Kamu kurum ve kuruluşlarının yurt dışı teşkilatlarında sözleşmeli olarak çalıştırılan yabancı uyruklu personel ile haftalık çalışma saati süresi 40 (kırk) saatin altında bulunan personel hariç olmak üzere, en az 2 hizmet yılını tamamlayanlardan; a) 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu gereğince malûllük veya yaşlılık aylığı bağlanması veya toptan ödeme yapılması, b) hizmetlerine gerek kalmadığı için sözleşmesinin feshedilmesi veya yenilenmemesi, c) istihdamına ilişkin mevzuatında yer alan hükümler uyarınca ilgilinin kendi isteği ile sözleşmeyi feshetmesi, d) ilgilinin ölümü hallerinden birinin vuku bulmasından dolayı hizmet sözleşmesi sona erenlere, görev yapmakta olduğu pozisyon unvanı itibariyle, Devlet Memurları Kanununa göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki aynı veya benzeri kadro unvanı esas alınarak hizmet yılı ve öğrenim durumu aynı olan emsali personele 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçmemek üzere, çalışılan her tam hizmet yılı için ayrılış tarihindeki hizmet sözleşmesinde yazılı aylık brüt ücret tutarında iş sonu tazminatı ödeneceği, bir yıldan artan süreler için de, tam yıl için hesaplanan miktardan o süreye isabet eden tutar kadar ödeme yapılacağı şeklinde değiştirilmiştir.

Uyuşmazlık, sözleşmeli personelin hizmet sözleşmesinin yukarıda anılan yeni düzenleme uyarınca, belirtilen nedenlerden birisi ile sona ermesi halinde ödenecek iş sonu tazminat miktarının hesaplanması yönünden, Devlet Memurları Kanuna göre girebilecekleri hizmet sınıfındaki emsali personele Emekli Sandığı Kanunu hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçemez ibaresinden kaynaklanmakta olup, davacı tarafından, 657 sayılı Yasanın 4/B maddesi kapsamındaki sözleşmeli personelin yapılan işin niteliği itibariyle memur niteliğinden daha çok işçi kapsamında bulunduğu ve sosyal güvenlik yönünden SSK'ya tabi olunması nedeni ile iş sonu tazminatı hesaplamasının 1475 sayılı Yasanın kıdem tazminatı başlıklı 14. maddesine göre yapılması iddiasından ibarettir.

Buna göre, 657 sayılı Yasanın 4/B maddesinde açıkça, bu madde kapsamına giren sözleşmeli personelin <işçi sayılmayan kamu hizmeti görevlisi> olduğunun belirtilmesi karşısında ve idarenin kamu görevlisi sayılan personeli ile arasındaki ilişki, idare hukuku ilkelerine dayanan ve idare hukuku ilkeleriyle düzenlenen bir kamu hukuku ilişkisi olduğu, her ne kadar hizmet sözleşmesinde Sosyal Sigortalar Kanununa tabi kılınmış ise de, personelin bağlı olacağı sosyal güvenlik kurumunu belirleyen bu hükmün taraflar arasındaki kamu hukuku ilişkisini değiştirmeyeceği ve ortadan kaldırmayacağı göz önünde bulundurulduğunda ve 657 sayılı Yasanın 4/B maddesinde iş sonu tazminat miktarına ilişkin esas ve usullerin Bakanlar Kurulunca kararlaştırılacağı hükmü doğrultusunda sözleşmeli personele ödenecek iş sonu tazminat miktarının esas ve usullerinin değiştirilmesine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinde yer alan ve iş sonu tazminat miktarının ödenmesine üst sınır getirmek suretiyle, işçi niteliğinden öte kamu hizmeti görevlisi niteliği göz önüne alınarak, sözleşmeli personele Devlet Memurları Kanununda sayılan emsali personele göre Emekli Sandığı Kanununun hükümlerine göre bir hizmet yılı için ödenecek azami emeklilik ikramiyesi tutarını geçemeyeceğine ilişkin Bakanlar Kurulu Kararında hukuka aykırılık görülmemiştir.

Davanın, 28.11.1981 - 29.12.2005 tarihleri arasındaki iş sonu/kıdem tazminatın ödenmesi için idareye yaptığı başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddine ilişkin işlem ile 41.595,52. YTL. tazminatın idareye başvurduğu tarihten itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemine ilişkin kısma gelince;

Dava dosyasına davalı Dışişleri Bakanlığı tarafından ibraz edilen 9.10.2006 tarihli belgeden, davacının banka hesabına, yeni düzenleme uyarınca hesaplanan 17.328,84. YTL iş sonu tazminatı miktarının ödendiği anlaşıldığından, dava konusu tazminat istemine ilişkin işlemin ödenen miktar yönünden ve tazminat isteminin belirtilen miktara isabet eden kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 17.328,84. YTL. tazminatın fazlasına tekabül eden miktarın, davacı tarafından iş sonu tazminat miktarının 1475 sayılı Yasanın kıdem tazminatını düzenleyen 14. maddesi uyarınca hesaplandığı, idare tarafından yapılan ödemenin ise 657 sayılı Yasanın 4/B maddesine istinaden hazırlanan Bakanlar Kurulu Kararında belirtilen esaslar ve usuller çerçevesinde hesaplandığı ve aradaki farkında bundan kaynaklandığı anlaşıldığından fazlaya ilişkin dava konusu tazminat isteminin reddi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, dava konusu 3.8.2005 tarih ve 2005/9245 sayılı Bakanlar Kurulu Kararının 2. maddesinin iptali istemi yönünden davanın reddine, iş sonu tazminatının 17.328,84. YTL'lik kısmı hakkında karar verilmesine yer olmadığına, fazlaya ilişkin kısmının reddine, dava kısmen ret, kısmen karar verilmesine yer olmadığı şeklinde sonuçlandığından, aşağıda dökümü yapılan 61,10. YTL yargılama giderinden haklılık oranına göre, 40,73. YTL kısmının davacı üzerinde bırakılmasına, 20,36. YTL'lik kısmı ile kararın verildiği tarih itibarıyla yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 1.000,00. YTL vekalet ücretinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, yatırılan 561,55. YTL nispi karar harcı ile artan posta giderinin istemi halinde davacıya iadesine, 30.04.2007 tarihinde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)

Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programı
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Takip Edilen Ortaklığın Giderilmesi Davasında Azil Halinde Talep Edilecek Vek. Üct. ebrus Avukatlık Hukuku Çalışma Grubu 33 13-03-2018 15:43
avukatlık ücreti davasında talep; yasal faiz mi, ticari faiz mi? enderkc Meslektaşların Soruları 1 16-03-2010 18:17
kıdem tazminatı hesabı nilgün t. Meslektaşların Soruları 1 30-10-2009 11:18
kıdem tazminatı faiz av.aybeg Meslektaşların Soruları 3 09-02-2009 16:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05846310 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.