Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

şirkete karsı mbb davası....

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 27-03-2007, 13:45   #1
Av.Ayse E.

 
Varsayılan şirkete karsı mbb davası....

sayın meslektaslarım...
bıldıgım kadarı ıle asıl borclu sahıs ıse MBB dan ceza almasının tek yolu odeme emrının kendısıne teblıg yapılması...
şirketlere karsı yapılan ıcra takıplarınde MBB dan dolayı davası acmak ve hükümde kurulması ıcın teblıgatın kıme yapılması gereklıdır...odeme emrını ıllakı yetkılı sahısmı alması gereklı yoksa eleman alsa da gecerlımıdır..elınde yargıtay kararı olan varsada sevınırım..sımdıden tesekkurler...ıyı calısmalr...

Old 27-03-2007, 14:00   #2
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
KANUN NO: 7201
TEBLİGAT KANUNU

HÜKMİ ŞAHISLARA VE TİCARETHANELERE TEBLİGAT

MADDE 12 - Hükmi şahıslara tebliğ, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılır.
Bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.

HÜKMİ ŞAHISLARIN MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİNE TEBLİGAT

MADDE 13 - Hükmi şahıslar namına kendilerine tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.

TEBLİGAT TÜZÜĞÜ

HÜKMİ ŞAHISLARA VE TİCARETHANELERE TEBLİGAT :

MADDE 17 - Hükmi şahıslara tebliğ, salâhiyetli mümessilerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır.
Vekâletlerin ve bunların teşkilâtının, mülhak ve hususi bütçeli idarelerle belediyelerin, köylerin ve hususi kanunlarına müsteniden kurulmuş olan teşekküllerle, şirketlerin ve cemiyetlerin salâhiyetli oldukları mümessilleri, tabi kanunlara ve statülerine göre tayin edilir.
Hükmi ve hakiki şahsa ait bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda, ticarethanenin o muamelede salahiyetli ticari mümessiline yapılan tebliğ muteberdir.

HÜKMİ ŞAHISLARIN MEMUR VE MÜSTAHDEMLERİNE TEBLİGAT :

MADDE 18 - Yukarıdaki madde mucibince tebliğ yapılacak kimseler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ, hükmi şahsın o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılır.
Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, hükmi şahsın o yerdeki teşkilâtı veya personeli içinde vazife itibariyle tebligatın muhatabı olan hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle tavzif edilmiş bir şahıs olması lazımdır. Bunların da bulunmadığı, tebliğ mazbatasında tespit edildiği takdirde tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.

Yapılacak tebligatın yukarıdaki hükümlere uygun olması gerekmektedir. Aksi takdirde cezaya hükmolunmaz.

Saygılarımla
Old 27-03-2007, 14:17   #3
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Sayın Suat Bey oncelıkle cevabınız ıcın cok tesekkur ederım...teblıgat parcası aynen su sekılde...
adreste iş yerınde calısan (Muh)N....B.... ımzasına teblıg edıldı...posta memuru tarıh ımzada attırmıs...MUH yi muhasebecı dıye algıladık uygundur dedık ceza davası actık hakım bugun teblıgat usulune uygun degıl dedı ve karar BERAAT...anlayamadıgım bır yermı var acaba merak edıyorum...ıyı calısmalar...
Old 27-03-2007, 15:34   #4
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Sayın Eroral,

Tebligat Kanun ve Tüzük'üne bakarsak, sanki bir silsile var gibidir. Yani önce yetkilisi; o yoksa onun yetkili kıldığı kişi ve o da yoksa herhangi bir memur veya müstahdeme yapılmalıdır. Yani tebigat memuru zapta, ilk tebliğ olunması gereken kimseye neden tebliğ olunamadığını, sonrakine neden tebliğ olunamadığını ve en sonunda tebligatı verdiği kişiye neden verdiğini ayrıntılı bir şekilde yazmak zorundaymış gibi anlıyorum.

Tebligat hususu fazla suistimal edildiği için, kanun ve tüzükle çok sıkı hükümler getirildiği gibi, Yargıtay da bir çok kararında ince eleyip sık dokumaktadır. Ancak yine de bir standart sağlandığı söylenemez. Aşağıya iki farklı kararı alıntılıyorum.

Alıntı:
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/11889
K. 2006/642
T. 2.2.2006
• TÜZEL KİŞİYE TEBLİGAT ( Selahiyetli Mümessillerine Yapılması Gereği )
• TÜZEL KİŞİNİN TEMSİLCİSİ ( İş Saatlerinde İş Yerinde Bulunmadıkları veya O Sırada Evrakı Bizzat Alamayacak Bir Halde Oldukları Takdirde Tebliğin Tüzel Kişinin O Yerdeki Memur veya Müstahdemlerinden Birine Yapılması Gereği )
• İŞ SAATLERİNDE İŞ YERİNDE BULUNMAMA ( Tebliğin Tüzel Kişinin O Yerdeki Memur veya Müstahdemlerinden Birine Yapılması Gereği )
7201/m.12,13
Tebligat Tüzüğü m.17,18

ÖZET : Tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekir.

DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar davalı tarafından süresi içinde duruşmalı olarak temyiz edilmesi nedeni ile dava temerrütten tahliye isteğine ilişkin olup, uyuşmazlığın niteliğine göre duruşma isteğinin reddine karar verildikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

KARAR : Tebligat Yasası'nın 12. ve 13. Tebligat Tüzüğü'nün 17. ve 18. maddeleri tüzel kişilere yapılacak tebligat hususunu düzenlemiş olup, anılan madde hükümlerine göre tebligatın tüzel kişinin selahiyetli mümessillerine yapılması, tebligat yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin tüzel kişinin o yerdeki memur veya müstahdemlerinden birine yapılması gerekir.

Olayımızda, davalı şirket adına çıkarılan dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye borçlu şirketin yetkili temsilcilerinin hangi nedenle tebligatı alamayacak durumda oldukları belirtilmeksizin "şirketin işçisi Z. S." imzasına tebliğ edilmiştir. Bu durumda davetiyenin Tebligat Yasası ve Tebligat Tüzüğü hükümlerine göre usulüne uygun şekilde tebliğ edildiği kabul edilemez. Borçluya usulüne uygun dava dilekçesi ve duruşma gününü bildirir davetiye tebliğ edilerek taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.

Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.

SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 02.02.2006 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



Alıntı:
T.C.
YARGITAY
9. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/11756
K. 2004/28051
T. 16.12.2004
• İHBAR TAZMİNATI ( Tebligat Davalı Şirketin Muhasebecisine Yapıldığı Gerekçesiyle İhbar Tazminatı Faizinin Dava Tarihinden İtibaren Yürütülmesi - Şirket Muhasebecisine Yapılan Tebligat Usulüne Uygun Olduğundan Davalının Bu Tarihte Temerrüde Düşürüldüğü Bu Tarihten Faiz Yürütülmesi Gereği )
• ŞİRKET ADINA YAPILAN TEBLİGAT ( Şirketi Temsile Yetkili Kişiye Yapılması Zorunluğu Bulunmadığı - Hazır Bulunan Memur veya Mustahdemlere Yapılmasının Yeterli Olduğu )
• TEBLİGATIN GEÇERLİLİĞİ ( Şirketin Muhasebecisine Yapılan - Şirketi Temsile Yetkili Kişiye Yapılması Zorunluğu Bulunmadığı )
7201/m. 13, 17
ÖZET : 7201 sayılı Tebligat Kanunun 13.ve 17. maddesi hükümlerine göre davalı şirket adına yapılacak tebligatın, şirketi temsile yetkili kişiye yapılması zorunluluğu yoktur. Hazır bulunan memur veya müstahdemlere yapılması yeterlidir. Böyle olunca, yapılan tebligat usulüne uygundur, davalı temerrüde düşürülmüştür. Bu durumda ihbar tazminatının faiz başlangıç tarihi hatalı olmakta kararın bu yönden bozulması gerekir.

DAVA : Davacı, ihbar ve kıdem tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.

Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : 1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.

2- Davacı işçi 6.5.2003 tarihinde açtığı davadan önce 3.9.2001 tarihinde çektiği ihtarname ile davaya konu olan ihbar tazminatı alacağını davalı işverenden talep etmiş ve bu ihtarname şirket muhasebecisine tebliğ edilmiştir.

Mahkemece; adı geçen muhasebeci davalı şirketi temsile yetkili kişi olmayıp muhasebeci olduğundan, tebligatın usulsüz yapıldığı gerekçesi ile ihbar tazminatı faizinin dava tarihinden itibaren yürütülmesine karar verilmiştir. 7201 sayılı Tebligat Kanunun 13.ve 17. maddesi hükümlerine göre davalı şirket adına yapılacak tebligatın, şirketi temsile yetkili kişiye yapılması zorunluluğu yoktur. Hazır bulunan memur veya müstahdemlere yapılması yeterlidir. Böyle olunca, yapılan tebligat usulüne uygundur, davalı temerrüde düşürülmüştür. Bu durumda ihbar tazminatının faiz başlangıç tarihi hatalı olmakta kararın bu yönden bozulması gerekir.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 16.12.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.



Sayın mahkeme muhtemelen yetkili temsilcilere neden tebligat yapılamadığı yazılmadığı için, tebligatı geçersiz kılmıştır.Ama yukarıda sunduğum ikinci karara göre ise tebligat geçerlidir. Temyiz edin diyeceğim ama pratikte faydasını göremezsiniz çünkü zamanaşımına uğrar.

Saygılarımla
Old 27-03-2007, 19:42   #5
Avukat Canip Kazan

 
Varsayılan

Sayın arkadaşlar! İcra ceza davalarında kabahatli, şirket değil şirketin yetkilisidir. Bu sebeple şikayet şirket hakkında değil yetkilisi hakkında yapılır. Eğer yetkililer tespit edilmemişse süreyi kaçırmamak için x.. şti. yetkilileri şeklinde şikayet edilebilir. Bu durumda da mahkemenin öncelikle yapması gereken iş ilgili ticaret sicil odasına müzekkere yazarak şirketin yetkilisinin kimlik ve adres bilgisini istemektir. Gelen cevbaba göre belirlenen yetkili şahıs adına ve adresine davetiye tebliğ edilmelidir. Sayın Eroral, sizin davanızda mahkemenin kararı yine de yanlış. Çünkü eğer şirket yetkilisini şikayet etmemişseniz şirket hakkındaki davanın reddine karar verilmelidir. Eğer zamanaşımı sürsini geçirmemiş iseniz hala yetkili şahsı şikayet hakkınız da vardır..
Old 27-03-2007, 19:48   #6
Avukat Canip Kazan

 
Varsayılan

Ayrıca, şikayet dilekçesi kendisine tebliğ edilen kabahatli-borçlunun icra dosyasındaki tebligatın usulsüzlüğünü iddia etmediği ve ödeme emrinin iptali için icra hukuk mahkemesine müracaat etmediği halde icra ceza hakiminin icra dosyasından yapılan ödeme emrinin usulüne uygun olup olmadığını inceleme yetkisinin olmadığını düşünüyorum.
Old 27-03-2007, 20:16   #7
Av.Ayse E.

 
Varsayılan

Sayın can...şirket yetkilisi hakkında dava actık...gorulen ılk durusması ıdı...İTO ya muzekkere yazılacak derken hakım icra dosyasındakı teblıgatın yukarda belırtmıs oldugum sekılde olması sebebı ıle sanıklar hakkında(yetkılılıer hakkında) beraat verdı...hala anlayabılmıs degılım malesef hakımın yaptıgını...tesekkurler...ıyı calısmalar...
Old 28-03-2007, 08:16   #8
Av.Mehmet Yılmaz

 
Varsayılan

Tebligat Kanunu 13. mad gereği, müstahdeme, memura yapılan tebligatta, "şirket yetkilisi adreste bulunmadığından" şerhinin mutlaka, tebigat parçasına postacı tarafından yazılması gerekir. Bu şerh düşülmeden memura/müstahdeme yapılan tebligat geçersiz. MBB suçundan dolayı beraat kararı verilecektir. Beraat kararı verilse de,usulüne uygun tebligat yapılamadığı için, yeniden tebligat yapılarak,yeni bir MBB şikayetinde bulunulabilir. Bence icradan müzekkere ekinde tebligatı gönderin.
Old 28-03-2007, 16:59   #9
avalaattin61

 
Varsayılan

Sayın Ererol, Sn. Av.Suat Ergin'in gönderdiği yargıtay kararı gereğince tebligat geçerlidir. hükmi şahsiyetler aleyhine mbb sucundan dava açmayı düzenleyen İİK 345. md. de şirketlerin müdürlerine,mümessil veya vekilleri aleyhine dava açılması gerekiyordu. Şayet doğru kişi aleyhine dava açmadı iseniz yeni bir dava açamazsınız çünkü İİK 347. md. ye göre fiilin öğrenildiği tarihten itibaren 3 aylık şikayet süresi vardır. En geç davayı açtığınız tarihte üç aylık süre başlamıştır ve üç aylık süre doldu ise bu kez doğru kişiye de şikayet edemezsiniz diye düşünüyorum.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
cirantaya ve lehtara karsı takıpte protesto gereklımı... Av.Ayse E. Meslektaşların Soruları 2 17-03-2007 00:25
Şirket Ortağının şirkete dava açması Av.Ender Meslektaşların Soruları 3 15-02-2007 14:55
Şirkete Ait Gayrimenkulün Kiralanması Emrah Güler Meslektaşların Soruları 3 04-01-2007 16:18
anonim şirket yönetim kurulunun şirkete ait gayrimenkulü satması avukat fatih topçu Meslektaşların Soruları 3 18-09-2006 21:45
Şirkete Ait Taşınmazın Hisse Dağılımını Tadil Eden Protokol Av.Mehmet Saim Dikici Meslektaşların Soruları 2 26-05-2002 10:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09567809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.