Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Kesinleşmemiş anlaşmalı boşanma kararını davalının temyizi

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 14-04-2010, 17:03   #1
Av. M. Çoban

 
Varsayılan Kesinleşmemiş anlaşmalı boşanma kararını davalının temyizi

Merhabalar;
Bir anlaşmalı boşanmada tarafların birbirinden hiçbir talepleri olmamış ve buna dair protokol de mahkemeye sunularak karara bağlanmış, fakat henüz tebligat yapılıp kesinleşmemiş. Davalı kadın, eşinin kendisini kandırdığını, başta formaliteden boşanacaklarını söylediğini, fakat öğrendiğine göre eşinin hayatında başka birisi olduğu için boşanmak istediğini, bu durumu bilseydi boşanmayacağını, ya da en azından maddi isteklerde bulunacağını söylemektedir. Bu durumda kararı temyiz etmemiz durumunda sonucun ne olacağı hakkında fikriniz var mı? Şimdiden teşekkürler.
Old 14-04-2010, 17:11   #2
av.sebahattin

 
Varsayılan

Dosya Yargıtay'dan onanarak gelecektir sayın meslektaşım.

Anlaşarak Boşanma Yasanın 166. maddesine göre Şiddetli Geçimsizlik halidir. Buna göre dava neticelenmiştir. "fakat öğrendiğine göre eşinin hayatında başka birisi olduğu için boşanmak istediğini, bu durumu bilseydi boşanmayacağını, ya da en azından maddi isteklerde bulunacağı" iddiası geçimsizliğin olup olmadığı ile ilgili bir mesele değildir. Davalı Eş, tazminat taleplerinden açıkça feragat etmemişse ve mahkemesinde bu yönde bir karar verilmemişse 1 yıl içinde maddi istekler için dava açabilirsiniz. Yine koşulları varsa nafaka da talep edebilirsiniz.
Saygılarımla.
Old 14-04-2010, 17:11   #3
M.SERDAR DEMİRTAŞ

 
Varsayılan

Anlaşmalı boşanmalarda karşılaşılabilecek en kritik belki de tek kritik nokta başınıza gelmiş.Size düşen boşanmanın gerçek olduğunu ve boşanma talebinde haklı olduğunuzu ispatlamak.Ancak başka bir açıdan bakarsak bu bana boş senede imza atmaya benzeyen bir durum gibi de geliyor.Aksi ancak belgeyle ispatlanabilen bir durum gibi.Çünkü elinizde mahkeme kararı var ve sahteliği ispatlanıncaya kadar zabıtta yazılanlar geçerlidir.Sahteliği de ancak belgeyle ispatlanabilir diye düşünüyorum.Yani tarafların kendi aralarında haricen yaptıkları bir protokol gibi.
Old 14-04-2010, 17:55   #4
Av.Cihan Nuri

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av. M. Çoban
Merhabalar;
Bir anlaşmalı boşanmada tarafların birbirinden hiçbir talepleri olmamış ve buna dair protokol de mahkemeye sunularak karara bağlanmış, fakat henüz tebligat yapılıp kesinleşmemiş. Davalı kadın, eşinin kendisini kandırdığını, başta formaliteden boşanacaklarını söylediğini, fakat öğrendiğine göre eşinin hayatında başka birisi olduğu için boşanmak istediğini, bu durumu bilseydi boşanmayacağını, ya da en azından maddi isteklerde bulunacağını söylemektedir. Bu durumda kararı temyiz etmemiz durumunda sonucun ne olacağı hakkında fikriniz var mı? Şimdiden teşekkürler.
benzer bir davada yargıtay, çekişmeli olarak açılan boşanma davasında, anlaşmaya varılıp, protokol imzalanıp bitirilen davada, taraflardan birinin temyiz etmesini, feragat niteliğinde olduğu, temyiz eden tarafın temyiz etmesiyle davanın anlaşmalı olmaktan çıktığı ve çekişmeli hale geldiğinden, değişen koşullar ışığında delillerin değerlendirilep yeni hüküm kurulması istemiyle bozmuştu.
Old 15-04-2010, 09:34   #5
Mustafa KIRMIZI

 
Varsayılan Anlaşmalı Boşanmada Feragat

d.Anlaşmalı Boşanmada Feragat

Eşler anlaşmalı olarak boşanmış olsalar bile bazen anlaşmaya uyulmayacağının anlaşılması veya anlaşmadaki yükümlerin infazında sorun yaşanacağının kararın kesinleşmesinden önce anlaşılması halinde feragat etmek gerekebilmektedir. Yüksek mahkeme anlaşmalı boşanmalarda davalının feragatının sonuç doğurmayacağını kabul etmektedir.[1] Birlikte başvurma ve tarafların Davacı-Davalı, Davalı-Davacı şeklinde gösterilmeleri halinde feragat konusunda her iki taraf bakımından da sorun çıkmayacaktır. Eşlerin birlikte başvurmamaları yani bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde de her iki tarafın da feragat edebilmeleri gerektiğini düşünüyorum.

HUMK’nın 91.maddesinde feragat; “Feragat, iki taraftan birinin neticei talebinden vazgeçmesidir.” şeklinde tanımlanmıştır. Bu tanımdan yola çıkarak anlaşmalı boşanmada tarafların birlikte davacı-davalı şeklinde başvurmamış olması bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde her ikisinin de yasanın deyimiyle neticei talebinin olup olmadığı hususunun düşünülmesi gerekir. Bu durumda bence her iki tarafın da neticei talebi vardır. Şöyle ki m.166/III hükmü incelendiğinde “Evlilik en az bir yıl sürmüş ise, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde, evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır.” şeklinde bir karine konulduğu görülmektedir. Hakim tarafından bu durumun gerçekleşmesi üzerine yapılması gereken işlem madde metninde; “Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için, hakimin tarafları bizzat dinleyerek iradelerinin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır.”şeklinde açıklanmıştır. Hakim bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde taraflardan boşanmanın mali sonuçları ile çocukların durumu hususunda bir düzenleme yapmalarını isteyecek böyle bir düzenleme olmadan bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde boşanmaya karar veremeyecektir. Böyle bir düzenlemenin mahkemeye sunulması durumunda yapılan düzenlemeye uygun olarak boşanmaya karar verilmesi her iki eşin de neticei talebi haline gelecektir. Her iki eşin de neticei talebi olduğuna göre, HUMK’nın 91.maddesi gereğince her iki eş tarafından da hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada[2] davadan feragat edilebilecektir.

İÇTİHATLAR

Evlilik en az bir yıl sürmüşse, eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliği temelinden sarsılmış sayılır. Bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hakimin, bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi ve boşanmanın mali sonuçları, çocukların durumu hususunda taraflarca kabul edilecek düzenlemeyi uygun bulması şarttır. Bu halde tarafların ikrarlarının hakimi bağlamayacağı (TMK.md. 184/3)hükmü uygulanmaz" (TMK.md.166/3)
Taraflar tek bir konuda anlaşamamış olsalar dahi, Türk Medeni Kanununun 166/3.maddesi uyarınca delil toplanmadan karar verilemez. Bu gibi haller de tarafların iddia ve savunmaları çerçevesinde delilleri toplanıp Türk Medeni Kanununun 166 maddesinin 1. ve 2. fıkralarına göre değerlendirme yapılmalıdır.
Tarafların evliliği bir yıl sürmemiştir. Bu sebeple Türk Medeni Kanununun 166./3. maddesi şartları oluşmamış ise de, tarafların delilleri sorulup gösterdikleri takdirde toplanarak ulaşılacak sonuç uyarınca Türk Medeni Kanununun 166/1 ve 2. maddesi koşullarının mevcut olup olmadığı belirlenmeden eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.”(2.HD, 10.04.2008 T, 2007/7436-2008/5050)

__________ ³³__________

“Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre yerinde bulunmayan bütün temyiz isteğinin reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine, peşin alınan harcın mahsubuna, iş bu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.”(2.HD, 31.03.2008 T, 2007/7110-2008/4350)

KARŞI OY YAZISI
Dava dosyasında anlaşmalı boşanmanın koşullarının oluşması sebebiyle hâkim tarafından anlaşmalı boşanmaya karar verildiği konusunda değerli çoğunluk ile aramızda görüş birliği vardır.
Çekişme nedir?;
Evlilik en az bir yıl sürmüşse bu aşamadan sonra eşler (=kadın ve erkek) boşanma konusunda anlaşırlarsa evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bu durumun ortak yaşamın devamını beklenemez hale getirdiğine ilişkin bir kanıtı kabul edilmiştir. TMK. m. 166 f. III hükmünde taraflarca kabul edilecek düzenleme söz konusu olduğundan anlaşmalı boşanmaya ilişkin düzenlemeyi kabul eden taraflar (=hem erkek hem de kadın) davacı-davalı sıfatını kendiliğinden alır. Görüldüğü üzere anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile olanaklıdır. O halde mahkeme kararında eşlerin davacı-davalı ve davalı-davacı biçiminde gösterilmeleri uygun olacaktır. Nitekim Dairem eşlerin anlaşmasına dayalı boşanma davalarında bir bakıma iki davacı ve iki davalı olduğu görüşünü sergilemiştir. (Y2HD, 15.3.1990, 11382-2844)

Anlaşmalı boşanma ancak tarafların (=kadın ve erkek) anlaşması ile oluşabildiğine göre hem kadın hem erkek davadan feragat edebilir. Düzenlemenin bir tarafına davadan feragat hakkı verilirken bir tarafına davadan feragat hakkı verilmemesi anlaşmalı boşanma davasının mahiyeti ve kadın erkek eşitliği ile bağdaşmaz. O halde anlaşmalı boşanma davasından feragati içeren temyiz davasının davacısı eşin dilekçesine değer verilerek hükmün bu sebeple bozulmasına ve tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle boşanma (TMK. m. 166 f. I-II) davasına yönelik olarak varsa delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinden değerli çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.
Üye Ömer Uğur GENÇCAN

[1] Bkz aşağıda 2.HD’nin 31.03.2008 T ve 2007/7110-2008/4350 sayılı kararı.

[2] “Hükmün kesinleşmesinden önceki herhangi bir aşamada davadan feragat edilebilir. Bu durumda, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nca bozulan direnme kararının da kesinleşmediği aşamada davadan feragat edilebilmesi mümkündür.”(YHGK, 02.05.2007 T, 2007/1-263-236)
Old 15-04-2010, 09:40   #6
Mustafa KIRMIZI

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşım "İçtihatlı Aile Hukuku"adlı çalışmamdan ilgili bölümü gönderiyorum.Yararlı olması dileklerimle.
Av.Mustafa KIRMIZI
Old 15-04-2010, 12:46   #7
av.sebahattin

 
Varsayılan

Soruyu soran meslektaşımızın mesajında belirttiği nedene(başka bir kadın olduğunu bilseydi anlaşmalı boşanmayacaktı)dayanıldığında, ilgili mahkeme kararının Onanarak geleceğini düşünüyorum.
Old 15-04-2010, 13:26   #8
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

2.Hukuk Dairesi
E:2002/4194
K:2002/4994
T:09.04.2002
• ANLAŞMALI BOŞANMA
• BOŞANMA DAVASI
• VELAYET DURUMUNUN DÜZENLENMESİ
• ÇOCUKLARIN VELAYET DURUMUNUN DÜZENLENMESİ
• FERAGAT
• DAVADAN FERAGAT

ÖZET : 1- Karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.03.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
2- Taraflar düzenledikleri protokolde müşterek çocuk Ezgi'nin velayetinin babaya bırakılacağını kabul etmişlerdir. Yargılama sırasında başka bir beyanları da olmamıştır. Mahkemece; protokole aykırı velayet düzenlemesi yerinde görülmediği gibi 13. parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tapusunu iptali ile davalı adına tesciline, aracın mülkiyetinin de kadına ait olacağının tesbitine karar verilerek yerde protokole atıf yapılması da isabetsizdir. Gerçekleşen bu durum karşısında anlaşmalı boşanmanın şartları oluşmamıştır.
( 743 s. MK. m. 134/3 )
( 1086 s. HUMK. m. 91, 95, 388 )
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
4722 sayılı kanunun 1.maddesi hükmü de dikkate alındığında olaya 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi hükümlerinin uygulanması gerekir.
1-743 sayılı Medeni Kanunun 134/3. maddesi; evlilik en az bir yıl sürmüşse eşlerin birlikte başvurması ya da bir eşin diğerinin davasını kabul etmesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılacağını, bu halde boşanma kararı verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinleyerek iradelerin serbestçe açıklandığına kanaat getirmesi halinde boşanmaya karar verilebileceğini hükme bağlamıştır. Sözü edilen madde genel usul kurallarından ayrılmış, eşlerin birlikte kaleme alacakları dilekçe ile de boşanma davası açabileceklerini kabul etmiştir.
Karı-koca boşanmaya ilişkin dilekçelerini birlikte kaleme almışlardır. Harçlar Yasasının bir sayılı tarifesi uyarınca da tek bir başvurma harcı yatırılmıştır. Koca tarafından ikinci bir başvurma harcının yatırılmamış olması onun davasının bulunmadığı anlamını taşımaz. Dava kadının ve kocanın boşanma isteklerini içermektedir. Koca hüküm kesinleşmeden 12.03.2002 tarihli dilekçesi ile kendi davasından feragat etmiştir. Feragat tek yanlı bir hukuki işlem olup, karşı tarafın kabulüne bağlı bulunmamaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında kocanın kendi davasının feragat sebebiyle reddine karar vermek üzere hükmün bozulması gerekmiştir. ( HUMK. m. 91-95 )
2-Kadının davasına yönelik temyizine gelince;
743 sayılı Medeni Kanunun 134/3. maddesi uyarınca boşanmaya karar verilebilmesi için hakimin bizzat tarafları dinlemesi, boşanma, boşanmanın mali sonuçları çocukların durumu ve diğer ferileri hakkında tarafların anlaşmaları, bu anlaşmanın da hakim tarafından kabul edilmesi gerekir. Taraflar tek bir konuda bile anlaşamazlarsa boşanmaya karar verilemez. Verilecek boşanma kararı da infazda karışıklık yaratmayacak açıklıkta olmalıdır. ( HUMK. m. 388/son )
Taraflar düzenledikleri protokolde müşterek çocuk Ezgi'nin velayetinin babaya bırakılacağını kabul etmişlerdir. Yargılama sırasında başka bir beyanları da olmamıştır. Mahkemece; protokole aykırı velayet düzenlemesi yerinde görülmediği gibi 13. parseldeki 9 numaralı bağımsız bölümün tapusunu iptali ile davalı adına tesciline, aracın mülkiyetinin de kadına ait olacağının tesbitine karar verilerek yerde protokole atıf yapılması da isabetsizdir.
Gerçekleşen bu durum karşısında anlaşmalı boşanmanın şartları oluşmamıştır. ( MK. m. 134/3 )Mahkemece 743 sayılı Medeni Kanunun 134/1-2. maddeleri çerçevesinde araştırma yapılıp sonucu uyarınca karar verilmelidir. Açıklanan husus üzerinde durulmaması da usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, oyçokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ:
Tarafların davacı ve davalı sıfatlarıyla tek bir dilekçe ile Türk Kanunu Medenisinin 134/3. maddesi uyarınca mahkemeye başvurmuş olması Türk Hukuk Usulü sistemi içinde her davanın en az bir davacısı ve bir davalısı olmak ve her dava için harç ödemek zorunluluğunu ortadan kaldırmaz. Böyle olunca bu başvuruda iki ayrı dava vardır. Ancak kocanın davası yönünden harç alınmamıştır. Usulen açılmış bir davası bulunmadığına göre, feragatı sebebiyle onun davasının reddi gerektiği yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyorum. Kocanın davası yönünden kesin hüküm yaratacak ret kararı oluşturulamaz.
Old 28-02-2012, 14:12   #9
ALAMUT

 
Varsayılan bu karar var mı elinizde paylaşır mısınız

Alıntı:
Yazan Av.Cihan Nuri
benzer bir davada yargıtay, çekişmeli olarak açılan boşanma davasında, anlaşmaya varılıp, protokol imzalanıp bitirilen davada, taraflardan birinin temyiz etmesini, feragat niteliğinde olduğu, temyiz eden tarafın temyiz etmesiyle davanın anlaşmalı olmaktan çıktığı ve çekişmeli hale geldiğinden, değişen koşullar ışığında delillerin değerlendirilep yeni hüküm kurulması istemiyle bozmuştu.

kararı paylaşır mısınız rica etsem
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Boşanma Davası Sırasında Davalının Ölmesi Kemosabe Meslektaşların Soruları 11 03-01-2012 16:44
Anlaşmalı boşanma kararını kesinleştirmedik ve boşanmaktan vazgeçtim ne yapmalıyım? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 5 15-04-2010 09:31
boşanma davasında davalının beyanı.. av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 11 24-06-2009 10:35
Anlaşmalı Boşanmaya Davacı ve Davalının Katılmaması peyker Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 4 27-02-2009 21:21
boşanma talebi reddi kararının temyizi av.tuğbabal Meslektaşların Soruları 3 30-03-2007 15:10


THS Sunucusu bu sayfayı 0,06813598 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.