Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

İdari işlem yapmak için konuta girmek ve konut dokunulmazlığı

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 01-03-2013, 11:06   #1
Armağan Konyalı

 
Varsayılan İdari işlem yapmak için konuta girmek ve konut dokunulmazlığı

İdari işlem yapmak için konuta girilmesi halinde konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşur mu?

Anayasa'ya ve TCK 116'ncı maddesine bakılırsa idari işlem yapmak için bile olsa konuta izinsiz veya zorla girmek konut dokunulmazlığını suçunu oluşturur.

İdareye bu konuda yetki ve görev veren, böylelikle suçun oluşmasını önleyen bir kural bulunmamakta ya da böyle bir kural varsa da ben bulamadım.

Örneğin, apartmanın iki ayrı bağımsız bölümünün birleştirildiği böylelikle İmar Kanunu'na aykırı ruhsatsız inşaat yapıldığı belediyeye ihbar edildiğinde belediye yapı tatil zaptı ile durumu tespit etmek için ne yapabilir?

Hakimden izin alarak bağımsız bölüme girer ve tespit yapar:

Hangi hakimden? Sulh ceza hakiminden. Halbuki sulh ceza hakimleri kendilerini bu konuda yetkili görmemekte ve belediyece verilen izin talebi dilekçelerini reddetmekte. Ret kararlarında hukuk mahkemelerince tespit yaptırılması önerilmekte.

Halbuki hukuk hakiminden tespit talebinde bulunmanın iki ayrı nedenle yararı bulunmamaktadır:
a- Hukuk hakimlerinin de tespit için konuta girme hakları bulunmamaktadır.
b- Hukuk hakimlerinin tespiti Yapı Tatil Zaptı işlemi yerine geçmez.

Bence tek çözüm, sulh ceza hakimlerinin kendilerini yetkili görmeleridir. Çünkü imar kirliliği suçu oluşup oluşmadığının tespiti TCK'nın 184.maddesi çerçevesinde ceza mahkemelerini de ilgilendirmektedir.

Sizce başka çözüm varsa nedir?

Saygılarımla
Old 01-03-2013, 13:03   #2
Av. Gökhan Tazegül

 
Dikkat

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
İdari işlem yapmak için konuta girilmesi halinde konut dokunulmazlığının ihlali suçu oluşur mu?



Alıntı:
İMAR KANUNU

Madde 32 - Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce (...) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir.

Alıntı:
TÜRK CEZA KANUNU
MADDE 24. - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.

Değerli üstadım, konut dokunulmazlığı hususunda suçun oluşmayacağını düşünüyorum ancak mahkemelerin kendisini görevli sayıp saymaması konusunda açıkçası bir fikre varamadım.
Saygılarımla..
Old 01-03-2013, 13:28   #3
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Sayın Av.Gökhan Tazegül

Cevap verme nezaketiniz ve emekleriniz için teşekkür ederim.
Alıntı:
Yazan Av. Gökhan Tazegül
TCK MADDE 24. - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
Şüpheliyi yakalayıp, sorgulamak da Kanun'un hükmünü yerine getirmektir. Ama C.Savcısı bile hakim kararı olmaksızın bir eve giremiyor.

Bence TCK 24 hükmü idari işlem için belediye memurunun bir eve girmesine yetmez. Bakınız Anayasa:

B. KONUT DOKUNULMAZLIĞI
Madde 21.- (Değişik: 4709 - 3.10.2001 / m.6) Kimsenin konutuna dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar


Saygılarımla
Old 01-03-2013, 16:05   #4
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Gördüğüm kadarıyla icra memurları da aynı durumdalar ama onlar haciz için istedikleri yere giriyorlar.

İcra memurlarının konut dokunulmazlığını ihlal suçundan muaf olduklarına ilişkin hüküm var mı? Varsa Anayasaya aykırılığı iddia edilmedi mi?

Saygılarımla
Old 01-03-2013, 16:22   #5
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Gördüğüm kadarıyla icra memurları da aynı durumdalar ama onlar haciz için istedikleri yere giriyorlar.

İcra memurlarının konut dokunulmazlığını ihlal suçundan muaf olduklarına ilişkin hüküm var mı? Varsa Anayasaya aykırılığı iddia edilmedi mi? ...

İcra memurlarının dayanağı:

İİK m.80: "Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün olmazsa haciz, gıyabında yapılır.

Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmağa vesair eşyayı göstermeğe mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır..."

İİK m.81: "Zor kullanmak hususunda bütün zabıta memurları icra müdürünün yazılı müracaatı üzerine kendisine muavenet ve emirlerini ifa etmekle mükelleftirler..."

Saygılar...
Old 01-03-2013, 16:37   #6
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Ben de bu tartışmamızı hatırladım..Ama ne fayda..))

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=1206

Saygılarımla Üstat..
Old 01-03-2013, 16:51   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz
Sayın Konyalı,


İcra memurlarının dayanağı:

İİK m.80: "Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün olmazsa haciz, gıyabında yapılır.

Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmağa vesair eşyayı göstermeğe mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır..."

İİK m.81: "Zor kullanmak hususunda bütün zabıta memurları icra müdürünün yazılı müracaatı üzerine kendisine muavenet ve emirlerini ifa etmekle mükelleftirler..."

Saygılar...
Şimdi biri çıkar da "Bence bu hükümler sadece önce hakimden izin alınmış yerler için geçerli" derse ne diyeceğiz.

Daha açık bir dayanak gerekmez mi?

Saygılarımla
Old 01-03-2013, 17:05   #8
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Şimdi biri çıkar da "Bence bu hükümler sadece önce hakimden izin alınmış yerler için geçerli" derse ne diyeceğiz.

Daha açık bir dayanak gerekmez mi?

Saygılarımla

12.Hukuk Dairesi 2011/2395 Esas 2011/17394 Karar:

Dava ve Karar : Alacaklı vekili icra mahkemesine başvurusunda borçlular Y____ P____ Ve G____ Y____ hakkında İstanbul 5. İcra Müdürlüğünün 2009/37025 Esas ve İstanbul 5. İcra Müdürlüğü’nün 2009/30805 Esas sayılı dosyalarıyla ilamsız takibe geçildiğini, takiplerin kesinleşmesi üzerine borçlulara ait menkul malların haciz ve muhafazası amacıyla Bakırköy 5. İcra Müdürlüğü’nün 2010/178 talimat ve 2010/718 Talimat sayılı dosyalarından talimat alındığını, icra memurunun 22.10.2010 tarihinde haciz mahallinde verdiği kararla, haciz talimatında "borçlunun kapısının çilingir marifeti ile açılması" ibaresinin geçmediğinden bahisle, kapalı olan kapıları açtırmayıp haciz ve muhafaza işlemi yapmaktan imtina ettiğini, İcra Müdürlüğü’nün 22.10.2010 tarihli kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, "Şikayetin kabulü ile; Talimatta yazılması zorunlu olmayıp alacaklı veya vekilinin talebi halinde kapalı yerlerin icra müdürlüğünce açtırılmasına, icra müdürlüğünün 22.10.2010 tarihli kararının kaldırılmasına," karar verilmiştir.
İİK’nın 80. Maddesinde; ""icra memuru haczi kendi yapabileceği gibi yardımcı veya katip’lerinden birine de yaptırabilir. Borçlu haciz sırasında malın bulunduğu yerde bulunmaz ve hemen bulundurulması mümkün olmazsa haciz, gıyabında yapılır.
Talep vukuunda borçlu kilitli yerleri ve dolapları açmaya vesair eşyayı göstermeye mecburdur. Bu yerler icabında zorla açtırılır."" hükmü yer almaktadır.
Haciz mahallinde alacaklı veya borçlunun bulunma zorunluluğu olmayıp, haciz talebi üzerine 3 gün içinde haczin yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. (İİK Md.79/1) İcra memurunun haciz yapıp yapmama konusunda takdir yetkisi bulunmamaktadır. (HGK’nın 31.03.2004 tarih ve 2004/12/202 Esas, 196 s.lı kararı) Haciz işlemi bizatihi zor kullanmayı gerektirdiğinden tarafların ayrıca talebine gerek olmaksızın icra memuru haciz işlemi için gerekiyorsa kilitli yerleri açtırma yetkisine haizdir.
O halde mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda hüküm tesisi yerine yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.
Sonuç: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’un 428. Maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 03.10.2011 gününde oybirliği ile karar verildi.
Old 01-03-2013, 17:22   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Şimdi biri çıkar da "Bence bu hükümler sadece önce hakimden izin alınmış yerler için geçerli" derse ne diyeceğiz...

Madde gerekçeleri aşağıdaki şekildedir:

80. maddenin Adliye Encümeni Mazbatası Gerekçesi'nde: "Bazı hallerde hacze giden icra memurunun borçlunun üzerinde, bilezik ve altın tabak gibi kıymetli eşyalar taşıdığını görmesine rağmen bunlara vaziyet etmek imkanı bulamadığından haczi tatbik edememek ıztırarında kaldığı anlaşılmış ve 80. maddeye haczi yapan memurun borçlunun üzerinde para, kıymetli evrak, altın, gümüş veya buna mümasil kıymetli şeyler taşıdığını gördüğü takdirde bunların kendisine tevdiini talep etmesine rağmen borçlu bu eşyayı sakladığı takdirde şahsına karşı kuvvet istimali hususunda bir fıkra ilavesine ekseriyetle karar verilmiştir. Ekalliyet reyinde bulunanların bir kısmı icra memurunun bu muameleyi tatbik edebilmesi için kıymetli eşyanın mevcudiyetinden haberdar olmasının kifayet edeceğini, diğer bir kısım ise bu hükmün lüzumsuz yere ferdi hürriyeti tahdit eder şekilde bir mahiyet anlamamasına itina edilmesinin zaruri bulunduğu mütalâasını serdetmişlerdir."

3890 s. Kanuna ait Hükümet Tasarısı Gerekçesi: "Bazı haller vardır ki, icra memuru hacze gittiği zaman borçlunun üzerinde para ve mesela borçlu kadının parmağında yüzük, boynunda inci taşıdığını gördüğü halde haczi tatbik edememek ıztırarında kalır. Halbuki kanunumuzda yalnız kilitli yerelere dair hükümler mevcuttur. Prof., bu suretle adli muameleleri istihdaf eden borçlunun, şahsına karşı kuvvet istimal edilmesini tavsiye etmiş ve 80. maddeye bir fıkra ilavesi hakkında temennisi kabul edilmiştir."

81. maddenin Adliye Encümeni Mazbatası Gerekçesi: "79,80 ve 81. maddeler haczi yapacak memurların vazife ve selâhiyetinden bahseder. Bu maddelerde borçlunun istenecek kilitli yerleri açıp göstermesi ve imtina halinde zorla açtırılması ve zor kullanmak için zabıta memurlarının ve köylerde muhtarların muavenet mecburiyeti tasrih edilmiştir. Zabıta memurlarının icra işlerinde vazife ve mecburiyetleri Dahiliye vekili Şükrü Kaya beyefendinin huzuru ile cereyan eden müzakerede tespit olunmuştur. Zabıta memurlarının icra işlerinde memura muavenetle mükellefiyetleri icra dairelerinden yazı ile bu muavenet talebinin zabıta âmirlerinden istenmesi şeklinde olması takarrür etmiş olup muavenet mükellefiyeti icra memurunun lüzum gördüğü anda şifahi talep ve tabliği ile yapılmaması hem işin selâhiyeti ve hem de zabıta âmirlerinin bu işte bulunacak maiyetindeki memurların malumattar olmalarının lüzumu itibariyle encümence musip görülmüştür"

Sizce? deriz

Saygılar...
Old 01-03-2013, 22:22   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Peki. Kabul ediyorum ki hukuki bir dayanak bulunmamasına karşın icra memurunun haciz yapmak için konuta girmesi uygulamada konut dokunulmazlığının ihlali sayılmıyor.

Buna karşın polis, jandarma, C.Savcısı, hukuk hakimi konuta girerse konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş oluyor.

Belediye memuru yapı tatil zaptı düzenlemek için konuta girerse konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş olur mu?

İcra memuru için bile açık bir hüküm yokken belediye memurunun dayanabileceği bir hüküm de yok sanıyorum.
Old 01-03-2013, 23:56   #11
Av.Ufuk Bozoğlu

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Peki. Kabul ediyorum ki hukuki bir dayanak bulunmamasına karşın icra memurunun haciz yapmak için konuta girmesi uygulamada konut dokunulmazlığının ihlali sayılmıyor.

Buna karşın polis, jandarma, C.Savcısı, hukuk hakimi konuta girerse konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş oluyor.

Belediye memuru yapı tatil zaptı düzenlemek için konuta girerse konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş olur mu?

İcra memuru için bile açık bir hüküm yokken belediye memurunun dayanabileceği bir hüküm de yok sanıyorum.
Ben de kabul ediyorum..
Alıntı:
Belediye memuru yapı tatil zaptı düzenlemek için konuta girerse konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş olur mu?

Bence TCK 24 burada uygulanmalı.

Ya da tespit yapmadan ihbarla iddianame düzenlenmeli öyle ya tespite kimse gitmiyorsa / gidemiyorsa kanun maddesinden kimi nasıl cezalandıracağız? İhbarla açılan davada mahkeme durumu tespit etsin..

Savcılığa Belediye suç evrakı düzenleyip başvurduğunda, Savcılık Sulh Ceza veya Hukuk Hakimliğinden tespiti kendi istesin. Evet en güzeli böyle.. Hatta bir tedbir kararının infazı gibi icra memuru ile gidilsin ki tüm kapılar açılabilsin..

Kesinlikle yasal düzenlemeye ihtiyaç var.

Saygılarımla..
Old 02-03-2013, 12:42   #12
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

Peki. Kabul ediyorum ki hukuki bir dayanak bulunmamasına karşın icra memurunun haciz yapmak için konuta girmesi uygulamada konut dokunulmazlığının ihlali sayılmıyor...


Sayın Konyalı,

İİK m.80 açısından da suç oluşup oluşmaması yönünden Sayın Tazegül'ün belirttiği dayanak geçerlidir. Diğer taraftan konuyu hukukî mecrada incelersek:

İcra İflas Kanunu 1932 tarihli; '24 Anayasası dönemi kanunudur.
'24 Anayasası m.76: "Kanunda yazılı usul ve haller dışında kimsenin konutuna girilemez ve üstü aranamaz."
İİK m.80'i bu çerçevede değerlendirdiğimizde; kanunla, borçlunun konutuna girme konusunda icra memuruna bir yetki tanındığı açıktır.
3890 sayılı Kanunla değişikliğe dair gerekçede : "...gördüğü halde haczi tatbik edememek ıztırarında kalır. Halbuki kanunumuzda yalnız kilitli yerelere dair hükümler mevcuttur..." denmiştir; ki "haczi tatbik edememek ıztırarından (zorunluluğundan)" bahsedilmesi+devamında kilitli yerler için hükmün var olduğunun belirtilmesi ile yasakoyucunun, kilitli yerlerin açılması konusunda icra memuruna -herhangi bir izne gerek kalmaksızın/mahkeme kararı olmaksızın...v.b.- yetki verdiği gayet açık bir şekilde anlaşılmaktadır. Örn: şayet kilitli yerlere ilişkin bir mahkeme kararı alınması gerekliliği amaçlansa idi -borçlunun üstündekiler için de mahkeme kararı alınabilir nasıl olsa- saikiyle böyle bir düzenleme yapılmasına gerek duyulmazdı da diyebiliriz.

'61 Anayasası m.16: "Konuta dokunulamaz.
Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usûlüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; millî güvenlik veya kamu düzeni bakımından gecikmede sakınca bulunan hallerde de, kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, konuta girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz." şeklinde düzenlenmiştir. Maddeye göre; konut dokunulmazlığına kanunla istisna getirilebilir ve İİK m.80'in kanunla getirilen istisna olduğunun kabulü mümkündür. Yalnız burada kanunla getirilen istisnalarda hâkim kararı gerekliliği düzenlenmiştir; ki İİK m.80'in de hâkim kararı olmadan uygulanamayacağı -bir görüş olarak- ileri sürülebilir. Fakat bu dönemde de Anayasa meninde mevcut olmasına rağmen İcra ve İflas Kanunu m.80 uygulamasında hakim kararı aranmamış; hukuka aykırılık ileri sürülmemiş; maddede değişiklik yapılmamıştır. (Ya da Anayasaya aykırılık ileri sürüldü ise de kabul edilmemiştir). Dolayısıyla '24 Anayasası döneminde kabulle uygulanan İİK m.80 düzenlemesi hâlen yürürlükte iken ve madde metninde değişikliğe de gidilmediğinden kanun maddesinin, konuluş amacından saptırılarak uygulanmasını savunmanın doğru olamayacağı kanaatindeyim.
'61 Anayasası Geçici Madde 9: "Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazeteyle yayınlanmasından önce, mahkemelerde kanunların Anayasaya aykırılğı iddiasi ileri sürülemez ve mahkemelerce de kanunların Anayasaya aykırılğına dayanılarak karar verilemez.
Anayasa Mahkemesinin görevine başladığı tarihte yürürlükte olan herhangi bir kanun hakkında, bu Anayasaya aykırılığı iddiasiyle iptal dâvası açılabilir. Bu halde iptal dâvası açma hakkı, Anayasa Mahkemesinin görevine başladığının Resmî Gazeteyle yayınlandığı tarihten itibaren altı ay sonra düşer."
'61 Anayasası Geçici Madde 20: "Türkiye Cumhuriyeti Anayasasında yapılan değişiklikler veya bu Anayasaya eklenen hükümler gereğince kanunlarda yapılması zorunlu olan ve geçici 13, 14, 15, 16, 17, 18 ve 19'ncu maddelerin kapsamı dışında kalan diğer kanunlar ve kanun değişiklikleri, bu Anayasa değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bir yıl içinde tamamlanır"

'82 AY m.13: "Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz." düzenlemesini havidir; ki kanunla (İİK m.80) getirilen sınırlama karşısında uygulamanın, Anayasaya aykırılığı da söz konusu değildir. Kanunla getirilmiş bir sınırlama ve tanınan yetki söz konusu iken ve hiçbir değişiklik de yokken yasal düzenlemenin kendiliğinden Anayasaya aykırı hâle gelmesi de düşünülemez.
Diğer taraftan m.13'ü yok saysak;
'82 Anayasası m. 21: 2001 değişikliği öncesi: "Kimsenin konutuna dokunulamaz. Kanunun açıkça gösterdiği hallerde, usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça; gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınan merciin emri bulunmadıkça, kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz"
4709 S.K.'la değişik (2001) yürürlükteki hâli: "Kimsenin konutuna dokunulamaz. Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hakimin onayına sunulur. Hakim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar."şeklinde olmakla;
alacaklının hak ve özgürlüğünün korunması+suç işlenmesinin önlenmesi (İİK m.331) sebebi+gecikmesinde sakınca bulunan hâl+kanunla yetkili kılınan icra memuru denklemi ile borçlunun konutuna girilebileceğini elbette kabul edebileceğimiz kanaatindeyim. Buradaki sorun da; Anayasaya göre icra memurunun, yirmidört saat içinde haciz kararını görevli hakimin onayına sunmaması sebebiyle haczin kendiliğinden kalkmış sayılıp sayılamayacağı olabilir. '82 Anayasası döneminde de maddede değişikliğe gidilmemiş; Anayasa metninde mevcut olmasına rağmen İİK m.80 uygulamasında hakim kararı aranmamış; hukuka aykırılık ileri sürülmemiştir. (Ya da Anayasaya aykırılık ileri sürüldü ise de kabul edilmemiştir). '24 Anayasası döneminde kabulle uygulanan İİK m.80 düzenlemesinin konuluş amacı, icra memuruna kanunla verdiği yetkinin saikinde değişiklik yoktur. Elbette kanunların Anayasaya aykırı olmaması gerekir ve Anayasa, '82 Anayasası m.11'e göre bağlayıcı ve üstündür ama kanun hükmü mevcutken ve bu hükmün Anayasa'da öngörülen usûlle değiştirilmemiş ve/veya iptal edilmemişken madde hükmünün uygulanmaması/uygulamada değişikliğe gidilmesi/kanun hükmünde olmamasına rağmen -Anayasa'da var ama- saikiyle hâkim onayı olmazsa haczin kendiliğinden kalkmış sayılacağı savunusu, böylece maddede değişiklik varmışçasına uygulamanın gerçekleştirilmesi söz konusu olamaz. Çünkü kanunların Anayasaya aykırılığından bahisle başvuru yolları var olsa da Anayasanın, kendisine aykırı olan kanun hükmünü doğrudan değiştirme/kaldırma/uygulatmama gücü yoktur ve ayrıca bu durum kanun maddesinin uygulama ile değişikliği anlamına gelir ki; uygulayıcıların kanunda değişiklik yapma yetkisi bulunmamaktadır.

Anılan sebeplerle (Anayasaya aykırılık yoluna başvurulup netice alınmadıkça/kanun hükmünde değişilik yapılmadıkça) icra memurunun haciz için konuta zorla girmesi/kilitli yerleri zorla açması/açtırması konusunda yasal dayanağın mevcut olduğu; önceden hakimden izin alması gerektiğinin savunulamayacağı (ki Anayasada dahi önceden izin alması gerektiğine dair bir husus yoktur) gibi haczin, hakim onayı olmazsa kendiliğinden ortadan kalkmış sayılacağı da söylenemez (diye düşünüyorum ).

Saygılar...
Old 02-03-2013, 14:47   #13
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Nevra Öksüz

İİK m.80 açısından da suç oluşup oluşmaması yönünden Sayın Tazegül'ün belirttiği dayanak geçerlidir.
Alıntı:
Yazan Sayın Tazegül
TÜRK CEZA KANUNU
MADDE 24. - (1) Kanunun hükmünü yerine getiren kimseye ceza verilmez.
Aynı dayanak İmar Kanunu'nun 32.maddesini uygulayan belediye memurları için de geçerli mi?

Aramızdan biri belediye memurlarına ''Siz konuta girin,görevinizi yapın, TCK 24 varken bu suç oluşturmaz'' diye hukuki görüş verebilir mi?

İcra memuru çekmece diplerini karıştırırken konut dokunulmazlığı ihlal edilmiyorsa belediye memurları İmar Kanunu 32 gereğince duvarların ölçüsünü alırken de konut dokunulmazlığı ihlal edilmiş olmaz.

Benim anladığım doğruysa bir insan hakkı olan konut dokunulmazlığı memurlar arasında sadece polisin elini kolunu bağlıyor.
Old 02-03-2013, 15:39   #14
Av. Gökhan Tazegül

 
Dikkat

Etme bulma dünyası.. Hep vatandaşın elini kolunu bağlarsa..
Old 02-03-2013, 16:34   #15
Gemici

 
Varsayılan

Anayasanın 21ci maddesinin gayet açık olduğu düşüncesindeyim,
buna göre konuta;
Millî güvenlik,
kamu düzeni,
suç işlenmesinin önlenmesi,
genel sağlık ve genel ahlâkın korunması veya
başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak
usulüne göre verilmiş hâkim kararı olmadıkça;
yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça;
kimsenin konutuna girilemez, arama yapılamaz ve buradaki eşyaya el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.

Ve bu açık hüküm hilafına icra memurunun İİK m.80 kapsamında borçlunun konutuna girmesi anayasal bir hakkın icra memuru tarafından çiğnenmiş olması anlamına gelir. İcra memurunun İİK m.80 gereğince konuta girmesi Anayasanın bu maddesini, kendisi var uygulaması yok türünden göstermelik bir hükme dönüştürmektedir.

Not: Konut dokunulmazlığının korunduğu ve anayasal bir hüküm olduğu Almanya'da icra memurları mahkeme kararı olmadan konuta giremez. Borçlunun rızası ile konuta girmiş olan icra memuru kapalı dolapları ve yerleri, borçlunun rızası olmadan açamaz.

Değişik ülkeler, değişik hukuk sistemleri ve değişik uygulamalar mı diyelim, yoksa yasa maddelerinin, temel hak ve özgürlüklerin ciddiye alınıp alınmaması mı diyelim? Toplum düzenimize uymuyor gerekçesinin burada geçerli olmadığı düşüncesindeyim!

Saygılarımla
Old 05-03-2013, 16:02   #16
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Sayın Konyalı,
Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Aynı dayanak İmar Kanunu'nun 32.maddesini uygulayan belediye memurları için de geçerli mi?...
Düşündüm taşındım ve açıkçası geçerli gibi gelmedi bana
Çünkü İİK'da icra memuruna açıkça zor kullanma yetkisi verilmişken 3194 S.K. m.32'de belediye memurlarına böyle bir zor kullanma yetkisi verilmemiştir...

P.S: İİK açısından görüşüm mahfuzdur

Saygılar...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Savunma / savunman dokunulmazlığı & Kürsü / milletvekili dokunulmazlığı oguzhand0 Hukuk Sohbetleri 1 09-12-2012 08:16
konut dokunulmazlığı,köy yeri egemen48 Meslektaşların Soruları 19 04-04-2012 14:57
Kiracı olduğum konut üzerinde eşimin tek başına işlem yapmaması için aile konutu şerhi koydurabilirmiyim? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 05-12-2011 09:26
azilnameye rağmen işlem yapmak limpid Meslektaşların Soruları 2 19-04-2011 23:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08676791 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.