Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Limited Şirkette Şube Müdürü

Yanıt
Old 19-12-2008, 16:32   #1
hediye

 
Önemli Limited Şirkette Şube Müdürü

Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Müvekkil şirket ile davalı Limited Şirketi arasında bir Sözleşme akdediliyor. Müvekkil sözleşmeye ilişkin yükümlülüğü yerine getirmesine davalı tarafta bu hizmetten yararlanmasına rağmen müvekkilin alacağı ödenmiyor.

Buna ilişkin icra takibi neticesinde davalı limited şirket takibe itiraz ediyor. İtiraz beyanları sözleşmeyi imzalayan şube müdürlerinin bu konuda sözleşme imzalamada yetkili olmadığını ve borçları olmadığı yönünde.. Şube müdürünün sorumlu olmadığına ilişkin bu şekilde bir iddia doğrumudur.? İtiraz beyanlarında şube müdürlerinin olduğunu kabuleden davalı TTK 321 maddesi uyarınca bu tarz bir iddia da bulunabilir mi? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.. İyi Çalışmalar..
Saygılarımla..
Old 19-12-2008, 17:36   #2
korayoz

 
Varsayılan

BK m. 449 vd. maddelerinde düzenlenen ticari mümessil kurumuna bakmanızı öneririm. Buna göre müdürlerin yetkisi şube işleriyle veya birlikte imza koşuluyla kısıtlanabilir.
Old 19-12-2008, 17:45   #3
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Sayın hediye,
İlgili müdürü ticari mümessil olarak düşünürsek, ticari mümessilin yetkilerinin sınırlandırılması hususuna bakmak gerekir.Yasal düzenlemede bu sınırlamanın istisnai durumlarda ve bazı şartlara uymuş olmak koşuluyla mümkün olduğunu görürüz.Sınırlandırma şubeyle(yer) veya birlikte imzayla (kişi) itibariyle mümkündür.Eğer ilgili sözleşme şubenin mutad işleriyle ilgili ise bu durumda yetkisizlik sözkonusu olmaz.Ama şube müdürünün işlemi diğer şubeleri ve/veya merkezi de yükümlülük altına sokacak derecede kapsamlı ise ve aynı zamanda müdürün yer itibariyle yetki sınırlandırması o yerin ticaret sicilinde tescil ve ilan edilmişse, yetkisiz temsil sözkonusu olabilir. Ne var ki, her ihtimalde imzalayan kişinin yetkisiz temsilden doğan sorumluluğu devam edecektir.
Old 26-12-2008, 19:40   #4
hediye

 
Varsayılan

Yardımlarınız için teşekkür ederim.iyi çalışmalar
Old 26-12-2008, 22:24   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan hediye
Saygıdeğer Meslektaşlarım,
Müvekkil şirket ile davalı Limited Şirketi arasında bir Sözleşme akdediliyor. Müvekkil sözleşmeye ilişkin yükümlülüğü yerine getirmesine davalı tarafta bu hizmetten yararlanmasına rağmen müvekkilin alacağı ödenmiyor.

Buna ilişkin icra takibi neticesinde davalı limited şirket takibe itiraz ediyor. İtiraz beyanları sözleşmeyi imzalayan şube müdürlerinin bu konuda sözleşme imzalamada yetkili olmadığını ve borçları olmadığı yönünde.. Şube müdürünün sorumlu olmadığına ilişkin bu şekilde bir iddia doğrumudur.? İtiraz beyanlarında şube müdürlerinin olduğunu kabuleden davalı TTK 321 maddesi uyarınca bu tarz bir iddia da bulunabilir mi? Yardımlarınız için şimdiden teşekkürler.. İyi Çalışmalar..
Saygılarımla..

Sayın Akpunar'ın açıklamalrına katılmakla birlikte bir hususu vurgulamak gerekiyor. Şöyle ki: Anlatımınıza göre hizmet, "yetkisiz temsil" itirazında bulunan şirkete ifa edilmiş ve hizmet muhatap şirketçe kabul edilmiştir. Bu itibarla sözleşme konusu edimi kabul ettikten sonra karşı edimi ifa etmekten "Yetkisiz temsil" nedeiyle imtina etmek mümkün değildir. Bu durum MK.2 madde hükmüne açıkça aykırı olup, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmektedir ve bu yönde Yargıtay kararları istikrar kazanmıştır.

Ayrıca Şubelerin davada doğrudan muhatap olmaları da mümkündür.
Old 01-01-2009, 00:33   #6
hediye

 
Varsayılan

Sayın Saim,
Bu konuya İlişkin elinizde bulunan Yargıtay Kararlarından ekleyebilirseniz çok sevinirim. Tşk..
Old 10-12-2009, 23:40   #7
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Sayın Akpunar'ın açıklamalrına katılmakla birlikte bir hususu vurgulamak gerekiyor. Şöyle ki: Anlatımınıza göre hizmet, "yetkisiz temsil" itirazında bulunan şirkete ifa edilmiş ve hizmet muhatap şirketçe kabul edilmiştir. Bu itibarla sözleşme konusu edimi kabul ettikten sonra karşı edimi ifa etmekten "Yetkisiz temsil" nedeiyle imtina etmek mümkün değildir. Bu durum MK.2 madde hükmüne açıkça aykırı olup, hakkın kötüye kullanılması olarak değerlendirilmektedir ve bu yönde Yargıtay kararları istikrar kazanmıştır.

Ayrıca Şubelerin davada doğrudan muhatap olmaları da mümkündür.

Üstad, bu kişinin imzaladığı sözleşmede, maddelerin tamamı için (tali unsurları açısından da) bu kural geçerlidir diyebilir miyiz?
Örn: Sözleşmede "cezai şart" öngörülmüşse işbu cezai şart için de istemde bulunmak mümkün müdür?

Saygılarımla...
Old 10-12-2009, 23:54   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Üstad, bu kişinin imzaladığı sözleşmede, maddelerin tamamı için (tali unsurları açısından da) bu kural geçerlidir diyebilir miyiz?
Örn: Sözleşmede "cezai şart" öngörülmüşse işbu cezai şart için de istemde bulunmak mümkün müdür?

Saygılarımla...

Üstad,

Bildiğimiz gibi normal koşullarda şirketleri ytkili temsilcileri temsil ederler. Başka bir ifade ile kural olarak yetkisiz kişinin tasarrufu şirketi bağlamaz. Hal böyle olsa bile öyle bazı durumlar olur ki, "Yetkisiz temsilci" nin tasarrufu noktasında sözleşmenin geçersiz olduğu iddiası hakkın kötüye kullanılması sayılabilir.

Bahsettiğimiz bu olayda da, yetkisiz olduğu iddia edlen kişinin imzaladığı sözleşme konusu olan edim, diğer tarafça ifa edilmiş ve bu edim şirket tarafından kabul edilmiştir. Yargıtay HGK bir kararında işte böyle durumlarda karşı edim kabul edilmiş ise, artık yetkisiz temsillci iddiası temelinde geçersizlik iddiasının dile getirilemeyeceği ve asli edimin ifasının gerekeceği, bu durumun MK.2 çrçevesinde dürüstlük kuralının icabı olduğu ortaya konulmuştur.

Takdir edersiniz ki, geçersiz işleme geçerlilik tanınmasının temel dayanağı, karşı tarafın kendi asli edimini ifa etmiş olmasına dayanır. Bu itibarla bu kararın asli edim borçları için geçerli olacağı, çünkü kabul edilen edimin de esasen asli edim borcun ilişkin olduğu gözetildiğinde anlaşılabilir.

Kimseyi, elde ettiğinden fazlasına mahkum etmek için bir sebep yoktur. (Diye düşünüyorum.)
Old 11-12-2009, 00:43   #9
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mehmet Saim Dikici
Üstad,

Bildiğimiz gibi normal koşullarda şirketleri ytkili temsilcileri temsil ederler. Başka bir ifade ile kural olarak yetkisiz kişinin tasarrufu şirketi bağlamaz. Hal böyle olsa bile öyle bazı durumlar olur ki, "Yetkisiz temsilci" nin tasarrufu noktasında sözleşmenin geçersiz olduğu iddiası hakkın kötüye kullanılması sayılabilir.

Bahsettiğimiz bu olayda da, yetkisiz olduğu iddia edlen kişinin imzaladığı sözleşme konusu olan edim, diğer tarafça ifa edilmiş ve bu edim şirket tarafından kabul edilmiştir. Yargıtay HGK bir kararında işte böyle durumlarda karşı edim kabul edilmiş ise, artık yetkisiz temsillci iddiası temelinde geçersizlik iddiasının dile getirilemeyeceği ve asli edimin ifasının gerekeceği, bu durumun MK.2 çrçevesinde dürüstlük kuralının icabı olduğu ortaya konulmuştur.

Takdir edersiniz ki, geçersiz işleme geçerlilik tanınmasının temel dayanağı, karşı tarafın kendi asli edimini ifa etmiş olmasına dayanır. Bu itibarla bu kararın asli edim borçları için geçerli olacağı, çünkü kabul edilen edimin de esasen asli edim borcun ilişkin olduğu gözetildiğinde anlaşılabilir.

Kimseyi, elde ettiğinden fazlasına mahkum etmek için bir sebep yoktur. (Diye düşünüyorum.)

Üstad, şöyle bir durum ortaya koysak: yetkisiz temsilci (A Şirketi) ile akdedilen sözleşmede karşılıklı "cezai şart" taahhüdünde bulunulmuştur. A Şirketine işbu cezai şart tahakkuk ettirileceğinde elde edilenden fazlasına mahkum etmemek gerekir diyeceğiz; karşı akide (B Şirketi) cezai şart tahakkuk ettirileceğinde, A Şirketi işbu sözleşmeye icazet vermiş olacağından (ki bence bu şekilde değerlendirme hukuki ve mümkün olacak) cezai şart maddesini B Şirketi aleyhine işletebileceğiz??? MK 2 ???

Saygılarımla...
Old 11-12-2009, 14:27   #10
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Üstad, şöyle bir durum ortaya koysak: yetkisiz temsilci (A Şirketi) ile akdedilen sözleşmede karşılıklı "cezai şart" taahhüdünde bulunulmuştur. A Şirketine işbu cezai şart tahakkuk ettirileceğinde elde edilenden fazlasına mahkum etmemek gerekir diyeceğiz; karşı akide (B Şirketi) cezai şart tahakkuk ettirileceğinde, A Şirketi işbu sözleşmeye icazet vermiş olacağından (ki bence bu şekilde değerlendirme hukuki ve mümkün olacak) cezai şart maddesini B Şirketi aleyhine işletebileceğiz??? MK 2 ???

Saygılarımla...

Üstad, Tam olarak sorunuzu anlayamadım.

Biraz açabilir misiniz?
Old 12-12-2009, 22:35   #11
Av.Nevra Öksüz

 
Varsayılan

Üstad,
(Biraz karışık olmuş sanırım; benim hatam )
A Şirketi (yetkisiz temsilcisi marifetiyle sözleşmeyi imzalayan şirket)
B Şirketi (Sözleşmenin karşı akidi)

A Şirketi ile B Şirketi arasında akdedilen sözleşmede her iki şirket için de farklı şartlarla "cezai şart" öngörülmüştür.

Durum 1- A Şirketi için işbu cezai şart hükmü şartları gerçekleştiğinden B Şirketi, A Şirketinden cezai şart talep etmiştir. A Şirketi, sözleşmeyi imzalayan kişinin yetkili temsilcisi olmadığından bahisle sözleşmedeki cezai şart hükmünün geçersizliğini savunmakta ve kendilerinden cezai şart talep edilemeyeceğini iddia etmektedir. Anladığım kadarıyla;

Alıntı:
Yazan Av. Mehmet Saim Dikici
Kimseyi, elde ettiğinden fazlasına mahkum etmek için bir sebep yoktur. (Diye düşünüyorum.)
derken cezai şarta dair maddeye ilişkin B Şirketinin talebinin reddolunacağını düşünüyorsunuz?

Durum 2- B Şirketi için işbu cezai şart hükmü şartları gerçekleştiğinden A Şirketi, B Şirketinden cezai şart talep etmiştir. B Şirketi işbu cezai şartı A Şirketine ödemekle mükelleftir.

Buradaki durumun hakkaniyete uygun olmadığını ve MK 2 nin tüm sözleşme için uygulanabilir olması gerektiğini düşünüyorum
???

Saygılarımla...
Old 12-12-2009, 23:49   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Hades
Üstad,
(Biraz karışık olmuş sanırım; benim hatam )
A Şirketi (yetkisiz temsilcisi marifetiyle sözleşmeyi imzalayan şirket)
B Şirketi (Sözleşmenin karşı akidi)

A Şirketi ile B Şirketi arasında akdedilen sözleşmede her iki şirket için de farklı şartlarla "cezai şart" öngörülmüştür.

Durum 1- A Şirketi için işbu cezai şart hükmü şartları gerçekleştiğinden B Şirketi, A Şirketinden cezai şart talep etmiştir. A Şirketi, sözleşmeyi imzalayan kişinin yetkili temsilcisi olmadığından bahisle sözleşmedeki cezai şart hükmünün geçersizliğini savunmakta ve kendilerinden cezai şart talep edilemeyeceğini iddia etmektedir. Anladığım kadarıyla;


derken cezai şarta dair maddeye ilişkin B Şirketinin talebinin reddolunacağını düşünüyorsunuz?

Durum 2- B Şirketi için işbu cezai şart hükmü şartları gerçekleştiğinden A Şirketi, B Şirketinden cezai şart talep etmiştir. B Şirketi işbu cezai şartı A Şirketine ödemekle mükelleftir.

Buradaki durumun hakkaniyete uygun olmadığını ve MK 2 nin tüm sözleşme için uygulanabilir olması gerektiğini düşünüyorum
???

Saygılarımla...

Üstad haklı olduğunuz yön var. Ancak, unutmamak gerekir ki kural, yetkisiz temsil halinde işlemin şirketi bağlamamasıdır.

Bu kural, karşı taraf edimini ifa etmiş ve şirket de bu edimi aldığı durumlar bakımından, edimini ifa eden tarafı zora düşürmemek adına MK.2 ile yumuşatılmaktadır. Ve bildimiz gibi, böyle bir olayda Yargıtay HGK. diyor ki: "Karşı tarafın edimini madem kabul ettin, artık sözleşmenin geçersizliğini ileri süremezsin ve sen de asli edim borcunu ifa etmelisin!"

Cezai şart olayına gelince; malumunuz olduğu üzere 158/1 dairesinde akdin ifa edilmemesi halinde cezai şart tayin edilmiş ise, böyle bir durumda kanaatimce bir sorun olmaz. Ya ceza istenir ya da ifa... Fakat belli bir zamanda veya meşrut mahalde ifa etmeme nedeniyle 158/2 dairesinde cezai şart kararlaştırılmışsa iş karışabilir. Çünkü bu durumda aynen ifa ile birlikte cezai şart da ayrıca istenebilir.

Benim şahsi fikime göre de; madem ki -MK.2 dairesinde bile olsa- bir defa geçersiz olan sözleşmeyi geçerli kılıyoruz. O halde geçerli olan sözleşmenin tüm edimlerinin de ifa edilmesi gerekir.
Old 14-12-2009, 16:41   #13
Alper Özboyacı

 
Varsayılan

Bu gibi durumlarda sözleşmenin içeriği büyük önem taşıyor. Yargıtay almış olduğu kararlarında, sermaye şirketi adına yapılan sözleşmelerin içeriğinden şirket adına yapıldığı anlaşılıyorsa -yetkisiz imzalı dahi olsa- akdin ortaklığı bağlayacağını içtihat etmiştir. Bu hususa ilişkin Terazi Hukuk Dergisinin 2009 Ağustos sayısında yayınlanan ve tarafımca kaleme alınan "Komisyon Akdinden ve İçeriğinden Sermaye Şirketi Adına Yapıldığı Anlaşılan Sözleşmenin Ortaklığı Bağlaması Meselesi" adlı makaleyi inceleyebilirsiniz. Adı geçen makalede, somut olaya benzer muhtelif içtihatlar da bulunmaktadır. Yazının telif hakkını söz konusu dergiye verdiğim için, içerik ve içtihat konusunda ayrıntılı açıklama yapamıyorum. Saygılarımla...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
limited şirkette sahte imza vuralsirin Meslektaşların Soruları 0 18-10-2008 13:59
Limited Şirkette Ortaklıktan Çıkma ufuk Karaoğlu Meslektaşların Soruları 2 21-01-2008 13:23
limited şirkette sorumluluk Av.Ebru Caner Meslektaşların Soruları 1 08-08-2007 08:44


THS Sunucusu bu sayfayı 0,03855610 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.