Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

aile konutu, muvafakatsiz kurulan ipoteğin fekki, teminat, icranın durdurulması

Yanıt
Old 23-01-2010, 16:29   #1
mpolat

 
Varsayılan aile konutu, muvafakatsiz kurulan ipoteğin fekki, teminat, icranın durdurulması

Sayın meslektaşlarım, henüz açtığımız bir dava ile ilgili değerli görüş ve yardımlarınıza ihtiyacım var. Açmış olduğumuz davanın özeti şöyle;
Müvekkilim ve ailesi tarafından aile konutu olarak kullanılan taşınmaz üzerinde, müvekkilimin muvafakati olmadan eşi tarafından banka lehine 150.000 TL azami meblağ ipoteği tesis edilmiş. Taşınmaz hakkında aile mahkemesi tarafından verilen aile konutu şerhi işlenmesine dair karar var ancak bu karar ipotek işleminin tesisinden sonra alındı ve tapuya şerh işlenmiş durumda. Müvekkilin eşi üçüncü kişilerle banka arasında yapılan ve yaklaşık 850.000 TL bedelli bir ticari kredi sözleşmesine kefil olmuş, üçüncü kişiler temerrüde düşünce müvekkilin eşi hakkında (150.000 TL bedelli) örnek-6 ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibi başlatılmış. Davamızı banka ve müvekkilin eşine karşı MK 194 gereğince müvekkilin muvafakati alınmadan tesis edilen ipoteğin kaldırılması ve icra takibinin tedbiren durdurulması talepli olarak açtık. Mahkeme icranın durdurulmasına yönelik tedbir talebimizi 150.000 TL teminat karşılığında kabul etti Bu karara itiraz edeceğiz zira bankanın alacaklı olduğu bedel zaten taşınmaz üzerindeki ipotekle teminat altında ve tekrar teminat istenilmesi ev hanımı olan müvekkilin mağduriyetine yol açacak. Yargıtayın bu konuda verdiği karar var mı diye baktım ancak konuyla ilgili net bir karara ulaşamadım. Dolayısıyla mahkemenin verdiği 150.000 TL teminat yatırılması kararına karşı yapacağımız itiraz bakımından (varsa bu konudaki Yargıtay kararları ile birlikte) değerli görüş ve yardımlarınıza ihtiyacım var.

Yardımda bulunacak tüm değerli meslektaşlarıma şimdiden teşekkür ediyorum.
Old 23-01-2010, 23:31   #2
wellan

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım;MK.194 de diğer eşin rızası olmadıkça tasarruf edemeyeceği yönünde hüküm var ancak sorun teşkil eden durum ipoteğin aile konutu kararı alınıp bunun tapuya şerh verilmeden önce tesis edilmiş olmasıdır.Bu hususun çözümlenmesi gerekeeği düşüncesindeyim.SAYGLARIMLA.
Old 23-01-2010, 23:34   #3
Av.Hasan Uğur

 
Varsayılan

Medeni yasa, iyi niyetin korunması ile ailenin korunması arasında tercih yaparken ailenin korunmasına öncelik veriyor. Ayrıca bankanın iyi niyetli olduğu da ileri sürülemez bence. İpotek konulmadan önce banka görevlileri eve bakmış ve kaç lira edebileceğinin tespitini yapmıştır veya yapması gerekirdi. Evin boş olmadığını gören banka görevlileri, burada ipotek veren kişinin eşi ile birlikte oturduğu bir ev mi, yoksa kiracının oturduğu bir ev mi olduğunu araştırması gerekirdi. Araştırmamışsa iyi niyet iddiasında bulunamayacaktır. Kendisinden beklenen özeni göstermeyen kişi iyi niyet iddiasında bulunamaz. Bu ipotek ancak kadının rıza gösterdiğinin kanıtlanması durumunda geçerli olur. Kanıtlama yükümlülüğü bankadadır. Yasa eşin açık rızasını aradığı için bunun kanıtı ancak yazılı delille olacaktır.
Ancak aile konutu savunması, hakkın kötüye kullanılması niteliğinde olmamalıdır.İpoteğin paraya çevrilmesi içerikli icra-ödeme emri tebligatı kadına yapılmış ve kadın uzun süre dava açmamışsa, açtığınız davada hakkın kötüye kullanılması savunması ile karşılaşabilirsiniz.
Old 23-01-2010, 23:37   #4
Av.Hasan Uğur

 
Varsayılan

Ayrıca, ipotek konulduğu zaman aile konutu şerhinin tapuya şerh edilmiş olup olmaması durumu değiştirmez. Zaten şerh edilmiş olsaydı eşin tapu memuru huzurunda veya noterden verdiği muvafakat olmadıkça ipotek konulamazdı. Yukarıda söylediğim gibi yasa koyucunun tercihi ailenin korunmasından yana.
Old 23-01-2010, 23:48   #5
wellan

 
Varsayılan

Ancak sizin belirtmiş olduğunuz hususa müsteniden;bankanın ipotek kurulmadan önce bilmesi yada olayımzda olduğu gibi bilebilecek durumda olması gerekirdi.Bankalar için önemli olan paranın tahsil edilmesi yada tahsil edilebilecek hukuki imkanların yaratılması olduğundan dolayı uygulamada araştırma yapımamaktadır.Bu konuda YARGITAY kararı sunacak meslektaşlarımız olursa bu konu hakkında daha sağlıklı bilgi sahibi olunabilir.SAYGILARIMLA.
Old 24-01-2010, 01:05   #6
mpolat

 
Varsayılan

Sayın Wellan ve Av. Hasan Uğur, öncelikle değerli yorumlarınız için teşekkür ederim. Ancak sorunu tam olarak yansıtamadım sanırım.
Sorun ipotek işleminin tesisi sırasında aile konutu şerhinin varlığının aranması ya da bankanın iyi niyetinin varlığının araştırılması değil. Bu konuda dilekçemizde yer verdiğimiz 4.10.2006 tarihli E. 2006/2-591, K. 2006/624 sayılı Hukuk Genel Kurulu kararı gayet açıklayıcı bilgiler içeriyor. Hasan Bey'in de dediği gibi ipotek konulmadan önce kıymeti ve özellikleri ekspertiz raporuyla tespit edilen taşınmazın aile konutu olduğunun bankaca bilinmediği iddiası iyi niyetle bağdaşmaz. Şerhin etkisi ise üçüncü kişilerce diğer eşin rızası alınmadan gerçekleştirilen kazandırıcı işlemler açısından önemlidir. Buradaki işlem bir tasarruf işlemi olduğundan şerh kurucu bir şerh değildir. YGHK ve doktrindeki içtihatlarla birlikte dilekçemizde kanımca bu konu hakkında mahkemede bir kanaat oluşturduk. İcra emri tebligatı 08.10.2009 da müvekkil ve diğer davalı olan eşinin oğluna yapılmış. Buradan bile evin bir aile konutu olduğu anlaşılıyor ve biz davayı 06.01.2010 da açtık. Burada hakkın kötüye kullanıldığı kanaatine varılmaz diye düşünüyorum.
Asıl sorum şuydu; bankanın alacaklı olduğu bedel zaten taşınmaz üzerindeki ipotekle teminat altında iken mahkemenin icranın durdurulması için, şu durumda yeterince mağdur olan müvekkilden 150.000 TL teminat istemesine yapacağımız itiraz bakımından paylaşabileceğiniz mevcut bir Yargıtay Kararı veya Doktrin var mıdır? Çünkü bankanın başlattığı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibinde bu aşamadan sonra evin satış hazırlık işlemleri başlayacak ve tedbir kararı olmadığı için satış gerçekleşirse, davanın da bir anlamı kalmayacak. Tedbir kararının teminatsız olarak verilmesi gerektiği yolundaki talebimi mahkemeye sadece bir dilekçe ile izah etmek istemiyorum, ekinde emsal karar veya doktrin ile destekleyerk sunmak istediğim için burada tartışmaya açtım.
Yardım ve görüşleriniz için tekrar teşekkür ederim.

Old 25-01-2010, 12:09   #7
muratsadak

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım aynı türden benimde davalarım oldu. biri hariç diğerleri hepsi lehimize sonuçlanmıştır. karşı tarafın temyizi üzerine Yargıtay onama kararı vermiştir.Böylelikle yargıtay eşin rızası olmadan aile kotuna konulan ipoteğin kaldırılması yönündeki karar kesinleşmiştir. Şuan itibarıyle karşı taraf yargıtay kararına karar düzeltme yoluyla itiraz etmiştir.

bizim davada bazı mahkemeler teminatsız tedbir kararı verirken bazısı ise %15 oranında teminat karşılığında tedbir kararı vermiştir. Bu açıdan bakıldığında sizin mahkemenizin verdiği karar apaçık haksızlık olduğu gibi teminat sıfatınıda yitirmektedir. öte yandan bizim ipotekli gayrimenkullerde hiçbirinde aile konutu şerhi dahi yoktu.
Old 17-08-2012, 13:23   #8
üye32062

 
Varsayılan

Sn. meslektaşlarım aynı sorunu bende yaşıyorum. Mahkeme tedbir talebimi " tapu kaydında aile konutu şerhi bulunmadığı" için 2 kez üst üste reddetti. Şerhin ipotek anında mı yoksa halihazırda olmaması mı ret gerekçesi onu da anlayabilmiş değilim.
Satış 1 ay sonra yapılacak. En kötü ihtimalde taşınmazın satılması halinde nasıl bir yol izlemeliyim. Tecrübelerinizi paylaşırsanız sevinirim. Saygılarımla
Old 17-08-2012, 16:21   #9
muratsadak

 
Varsayılan

sayın meslektaşım bu konuda yığınca yargıtay kararı var. aile konutunun olup olmamasının hiç bir önemi yok. siz dosyaya yargıtay ilamı sunun eğer mahkeme yine ret ederse ve dava konusuz kalırsa davanızı ıslah ile tazminata(satış bedeli üzerinde) dönüştürün. iyi çalışmalar
Old 17-08-2012, 16:31   #10
üye32062

 
Varsayılan

Yerel mahkeme kararı, yargıtay kararları, HGK kararı sundum dikkate almıyor mahkeme. Eskiden muhtardan alınan yazı ile tapuya şerh konabiliyordu, şimdi mahkeme kararı arandığı için şerh de koyamıyoruz.
Evi kaybetmek istemiyoruz. İhalede alıcı çıkarsa sizin dediğiniz gibi ıslah yoluyla yok alıcı çıkmaz da alacaklıya ihale edilirse ihalenin feshi davası açıp diğer davanın bekletilmesini talep edeceğim. Borçlunun eşi ( olayda müvekkil) ihalenin feshini isteyebilirmi emin olamadım. İlginize teşekkür ederim.
Old 14-09-2012, 10:46   #11
üye32062

 
Varsayılan

Satışı durduramadık, konut alacaklı bankaya ihale edildi. Kayıt maliki eş cezaevinde. Bu durumda konutun geri alınması için tam olarak ne yapabilirim. İcra dosyasının tarafı olmayan müvekkil eş ihalenin feshini isteyebilirmi ? veya ıslahla davayı tapu iptaline mi çevirmeyelim? Yardım edecek meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim. İyi çalışmalar
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ipoteğin fekki Av. Aylin Kaya Meslektaşların Soruları 15 21-04-2017 10:05
ipoteğin fekki davası Av. Emine Kalyoncu Meslektaşların Soruları 2 19-12-2012 13:52
icradan sonra açılan menfi tespit davası,icranın durdurulması av.aybeg Meslektaşların Soruları 25 26-07-2012 13:51
ipoteğin fekki davası hakkında çok acil a.lawyer Meslektaşların Soruları 9 11-04-2008 11:14
ipoteğin fekki hilal.k Meslektaşların Soruları 2 02-08-2006 17:11


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05176497 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.