İtirazın Kaldırılmasından Feragat İtirazın İptalinde Kesin Hüküm Teşkil Eder mi?

Yanıtlarınız bu konuda çok aydınlatıcı,benim sorum şu:

Davacı öncelikle icra hukuk mahkemesinde açtığı itirazın kaldırılması davasından feragat ediyor ve sonra sulh hukuk mahkemesinde itirazın iptali davası açıyor.Bizim ilk celsemiz geçti.Bu durumu ilk itiraz olarak sunmamız gerekiyordu diye düşünüyorum.Ancak, feragat edilen davanın sonucu kesin hüküm olduğu için(davanın reddine karar verildi) ikinci davanın her aşamasında ileri sürülebilir mi?

İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava " itirazın kaldırılması" Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan dava ise " itirazın iptali" davasıdır.

İİK.nun 67 maddesinde değişiklik yapan 4949 sayılı kanunda " itirazın kaldırılması talebi ret edilen alacaklıya itirazın iptali davası açma hakkı tanınmıştır" denilerek İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması davasındaki feragatin genel mahkemedeki itirazın iptali davasında kesin hüküm teşkil etmeyeceği ifade edilmiştir.

B.KURU'nun açıklamaları da bu şekildedir. ( B.Kuru,R.Arslan,E.Yımaz, İcra ve İflasnHukuku Ders Kitabı 2004 sh. 171)

Kesin hüküm itirazı her zaman ileriye sürülebileceği gibi resen de dikkate alınır.

Alıntı: Yazan Yücel Kocabaş İcra Hukuk Mahkemesinde açılan dava " itirazın kaldırılması" Sulh Hukuk Mahkemesinde açılan dava ise " itirazın iptali" davasıdır. İİK.nun 67 maddesinde değişiklik yapan 4949 sayılı kanunda " itirazın kaldırılması talebi ret edilen alacaklıya itirazın iptali davası açma hakkı tanınmıştır" denilerek İcra Mahkemesinde itirazın kaldırılması davasındaki feragatin genel mahkemedeki itirazın iptali davasında kesin hüküm teşkil etmeyeceği ifade edilmiştir. B.KURU'nun açıklamaları da bu şekildedir. ( B.Kuru,R.Arslan,E.Yımaz, İcra ve İflasnHukuku Ders Kitabı 2004 sh. 171) Kesin hüküm itirazı her zaman ileriye sürülebileceği gibi resen de dikkate alınır.

Teşekkür ederim Sayın KOCABAŞ.Şu durumda bu konuyu mahkemeye ileri sürmemin de bir anlamı kalmadı.Aydınlattığınız için tekrar teşekkür ediyorum...

Sayın Aydın icra mahkemelerinde itirazın iptali davası açılamaz. Açılamayan bir davadan feragatte mümkün değildir

Alıntı: Yazan korayoz Sayın Aydın icra mahkemelerinde itirazın iptali davası açılamaz. Açılamayan bir davadan feragatte mümkün değildir

Kusura bakmayın,İtirazın kaldırılması demek istemiştim,hemen düzeltiyorum.

Syın,Gonca AYDIN Hanımın sorusuna cevap olarak ;HUMK 95.maddesi gereğince kesin hükmün tüm sonuçlarını doğuracaktır.
KESİN HÜKÜM yargılamanın her aşamasında ileri sürülecebileceği gibi mahkemece de re'sen dikkate alınması gerekmektedir.yazınızdan anlaşıldığı üzere mahkeme de feragat sebebine bağlı kesin hüküm nedeniyle davayı reddetmiştir.

Alıntı: Yazan avrecepkaya Syın,Gonca AYDIN Hanımın sorusuna cevap olarak ;HUMK 95.maddesi gereğince kesin hükmün tüm sonuçlarını doğuracaktır. KESİN HÜKÜM yargılamanın her aşamasında ileri sürülecebileceği gibi mahkemece de re'sen dikkate alınması gerekmektedir.yazınızdan anlaşıldığı üzere mahkeme de feragat sebebine bağlı kesin hüküm nedeniyle davayı reddetmiştir.

Sayın avrecepkaya,konu sanırım yanlış anlaşılmış.Tarafımıza açılan ikinci dava henüz rededilmedi.İlk celsesi geçti,2.celsesi yaklaşıyor.Ben ilk celsede bu durumu ileri sürmedim.Sorunum zaten bu husustaydı.Yani,davacının ilk davadan feragat etmiş olmasını ,ikinci davada ilk itiraz olarak ileri sürüp sürmeyeceğim konusundaydı.Yine de yanıtınız için teşekkür ediyorum..

İcra mahkemelerinde verilen hükümler, ihalenin feshi ve istihkak davaları dışında,maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmez. Bu nedenle icra mahkemesindeki itirazın kaldırılması davasından feragat edilerek verilen red hükmü, sulh mahkemesindeki itirazın iptali davasında kesin hüküm muamelesi göremeyecektir.

Saygılarımla

Karar çok ilginç. Burada sorudakinin aksine itirazın iptalinden feragat edilip, itirazın kaldırılması davasına devam ediliyor ve bu durumda dahi feragatin kesin hüküm teşkil etmeyeceğine hükmediliyor. Bu durumda dahi kesin hüküm teşkil etmiyorsa itirazın kaldırılmasından feragat itirazın iptali davasında hiçbir şekilde kesin hüküm teşkil edemez. Zaten itirazın kaldırılması davası kaybedilse bile süresi içerisinde genel mahkemede aynı konuda genel hükümler çerçevesinde alacağın varlığını ispat etme imkanının olduğu açık yasa hükmü olduğundan ben de itirazın kaldırılmasından feragatin itirazın iptali davasında kesin hüküm teşkil etmeyeceğini düşünüyorum. Ancak kararda dikkat edilmesi gereken nokta "...davayı takipten feragat nedeniyle ret ile sonuçlanması" cümlesidir. Burada yapılan feragatin şekli ve tutanağa geçiriliş biçimi de önemlidir. Alacak hakkının özünden feragat niteliğinde olabilecek bir feragat beyanı halinde durum değişebilir. Burada yapılan davayı takipten feragat olduğuna göre bir nevi müracaata bırakma gibi de değerlendirilmiş olabilir.

Alıntı: T.C. YARGITAY Hukuk Genel Kurulu Esas: 2004/6-717 Karar: 2004/747 Karar Tarihi: 22.12.2004 ÖZET : Alacaklı, borçlunun icra takibine itiraz etmesi üzerine önce asliye hukuk mahkemesi'nde itirazın iptali davası açmış, daha sonra icra mahkemesinde itirazın kaldırılması davası açmıştır. Asliye hukuk mahkemesi'ndeki davanın, alacaklının davayı takipten feragati nedeniyle ret ile sonuçlanması, icra tetkik merciinden isteğin incelenmesine engel teşkil etmez. Bu durumda merciinin kesin hükümden söz ederek isteğin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. (2004 S.K. m. 67, 68) (1086 S.K. m. 237) Dava: Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manavgat İcra Tetkik Mercii'nce davanın reddine dair verilen 23.05.2003 gün ve 20021173-2003/116 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 27.10.2003 gün ve 7023-7701 sayılı ilamı ile, ( ...Alacaklı, borçlu kiracısının yıllık kira parasının 18.500 EURO'luk bölümünü ödememesi nedeniyle hakkında yapılan icra takibine haksız olarak itiraz ettiğini belirterek itirazın kaldırılmasını, takibin devamını, borçlunun temerrüt nedeniyle kiralanandan tahliyesini talep etmiştir. Borçlu, alacaklı tarafından itirazın iptali istemiyle Asliye Hukuk Mahkemesi'nde dava açıldığını, uyuşmazlığın inceleme görevinin İcra tetkik merciinin görevini aştığını, alacaklının takipte dayandığı biçimde sözleşme yapamayacağını, kiralananı ancak kendisinin Hazine'den kiracısı bulunduğu kira sözleşmesi ve mevzuat çerçevesinde kiraya verilebileceğini, isteğin reddini savunmuştur. Alacaklının, borçlu hakkında yaptığı icra takibine itiraz edilmesi üzerine, alacaklı önce 14.10.2002 tarihinde asliye hukuk mahkemesi'nde itirazın iptali davası açmış, daha sonra da 21.11.2002 tarihinde tetkik merciinden itirazın kaldırılmasını istemiştir. Ancak yargılama sırasında itirazın iptali davasından 09.12.2002 havale tarihli dilekçe ile feragat etmiş, mahkemece verilen feragat nedeni ile davanın reddine dair karar temyiz edilmeksizin 27.04.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Asliye hukuk mahkemesi'ndeki davanın, alacaklının davayı takipten feragati nedeniyle ret ile sonuçlanması, icra tetkik merciinden isteğin incelenmesine engel teşkil etmez. Bu durumda merciinin kesin hükümden söz ederek isteğin reddine karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü: Karar: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır. Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.12.2004 gününde yapılan 2. görüşmede oyçokluğu ile karar verildi. Sinerji Mevzuat ve İçtihat Programları