Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Haberleri Hukuk Haberleri, duyuruları, güncel hukuki gelişmeler. [Haber Ekleyin]

Savcıya sürgün gibi tayin

Yanıt
Old 22-09-2006, 12:19   #1
Av.Ayşe

 
Varsayılan Savcıya sürgün gibi tayin

AKP'li belde belediye başkanını rüşvetten tutuklama talebiyle mahkemeye sevk eden Büyükçekmece Savcısı bir hafta geçmeden Mardin'e tayin edildi.

Birişadamından imar izni için 100 bin YTL rüşvet istediği iddiasıyla, AKP'li Belediye Başkanı Rafet Yıldız'ı tutuklama talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk eden Büyükçekmece Savcısı Adil Kökçü, olayın üzerinden bir hafta geçmeden Mardin'e tayin edildi. Büyükçekmece'ye bağlı Tepecik Beldesi'nin AKP'li Belediye Başkanı Rafet Yıldız'ın inşaat yapmak için imar izni isteyen işadamı Hasan Bayraktar'dan 100 bin YTL rüşvet istediği idida edilmişti. Bu durumu akrabası Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mukadder Başeğmez'e anlatan Bayraktar, daha sonra olayı İstanbul Jandarma Alay Komutanlığı'na bildirmesi üzerine gözaltına alınmıştı. Geçtiğimiz hafta Büyükçekmece Cumhuriyet Savcısı Adil Kökçü'ye ifade verdikten sonra tutuklama istemiyle Nöbetçi Mahkeme karşısına çıkartılan 67 yaşındaki Yıldız, tutuklanarak Metris Cezaevi'ne gönderilmiş, ancak bir gün sonra yaş haddi nedeniyle tahliye olmuştu.

http://www.sabah.com.tr/gnd128.html
Old 22-09-2006, 16:45   #2
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Savcının müşteki ile arasındaki irtibata dair herhangi bir bilgimiz var mı? Savcının yeterli delil olmaksızın harekete geçmiş veya iddianame hazırlamış olabileceğini hiç düşündük mü? Peki savcılar hakkında alınan kararların HSYK tarafından alındığını siteyi takip eden herkes biliyor mu? Kararın gerekçesini bilmeden topu doğrudan hükümete atmak yargısız infaz değil mi?

Bu kadar soru yeter sanırım.

Saygılar...
Old 22-09-2006, 17:30   #3
ahmetsacit

 
Varsayılan

Sayın bertrand'a katılıyorum,
Malum medya yine iş başında...
Old 23-09-2006, 11:41   #4
üye8946

 
Varsayılan

elbette olayı tam olarak bilmiyoruz.ama savcının belediye başkanını nöbetçi mahkemeye sevketmesinden sonra,daha bir hafta geçmeden merdin"e atanması da tesadüf olamaz herhalde!hani yargı bağımsızdı? nerde kaldı yargının bağımsızlığı?
Old 23-09-2006, 12:28   #5
Av.Ayşe

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan bertrand
Selam,

Savcının müşteki ile arasındaki irtibata dair herhangi bir bilgimiz var mı? Savcının yeterli delil olmaksızın harekete geçmiş veya iddianame hazırlamış olabileceğini hiç düşündük mü? Peki savcılar hakkında alınan kararların HSYK tarafından alındığını siteyi takip eden herkes biliyor mu? Kararın gerekçesini bilmeden topu doğrudan hükümete atmak yargısız infaz değil mi?

Bu kadar soru yeter sanırım.

Saygılar...
Sayın Bertrant merhaba,haberi ekleyen kişi olarak sorularınızı yanıtlamaya çalışacağım.Ülkemizde yargıda siyasal gücün etkisi,yargının siyasallaştırılmaya çalışıldığı yıllardır tartışılan ama bir türlü çözüme kavuşturulamayan bir sorun değil midir?Bu şekilde görevinden alınan savcılarımız yok mudur?Savcıların tayinleri ile kararların HSYK tarafından alındığını sitedeki her hukukçu biliyor elbette.Eminim her hukukçu HSYK tarafından alınan kararların yargı denetimi dışında olduğunu da biliyor.Hukuka aykırılığı iddia edilmeyen bir kararla karşı karşıyayız.Savcıların 3.sınıftan 1.sınıfa kadar kademe ilerlemelerini göz önünde bulundurunca İstanbul'da görev yapan birinin Mardin'e tayin edilmesi beni düşündürüyor.Sizi de düşündürmüyor mu?(Sorularınızı cevaplayacağım dedim ama sorularınıza soru eklemiş oldum) Saygılarımla.
Old 23-09-2006, 13:43   #6
medenikal

 
Varsayılan

türkiyede yargının bağımsız olmadığı açık ve seçik olarak ortadadır;

yargı yürütmenin hegomanyası altındadır.

savcının 1 hafta içinde yerinin değiştirilmesinin başka açıklaması olamaz.

farzedelim savcı hatalı ,idari soruşturma aç;

neden apar topar başka bir bölgeye atıyorsun;

demek ki yargı mensuplarının güvencesi yok kardeşim;
Old 23-09-2006, 14:05   #7
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

İstanbul’un Büyükçekmece İlçesi’ne bağlı Tepecik Beldesi’nin Belediye Başkanı AKP’li Rafet Yıldız, işadamı Hasan Bayraktar’dan, yaptıracağı inşaatın imar izni karşılığında 100 bin YTL rüşvet istediği gerekçesi ile jandarma tarafından dün gözaltına alındı. Savcılık tarafından sorgulanan Yıldız, tutuklanarak Metris Cezaevi’ne gönderildi.

İddialara göre; Başkan Rafet Yıldız, işadamı Bayraktar’ın kazdırdığı inşaat temelini, imar izni olmadığı gerekçesi ile ekiplere mühürletti. Arkasından Bayraktar’a, inşaat için imar izni alabileceğini, bunun karşılığında da 100 bin YTL vermesi gerektiğini söyledi. Akrabası Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcı Mukadder Başeğmez’den yardım isteyen işadamı Hasan Bayraktar, jandarmaya da şikayette bulundu. Harekete geçen sivil jandarma ekipleri, Bayraktar ile beraber Rafet Yıldız’la görüşmeye gitti. Saat 11.30 sıralarında bir toplantıdan çıkan Yıldız, yanında jandarma bulunan Bayraktar’dan aynı talepte bulununca gözaltına alındı. Savcılığa sevk edilen Rafet Yıldız, dört saat süren sorgusunun ardından, kamu görevlilerinin rüşvet almasına dair "irtikap" suçundan tutuklanarak cezaevine gönderildi. Yıldız’la birlikte gözaltına alınan belediye meclis üyesi Halil İbrahim Okutan ise serbest bırakıldı.

15.Eylül.2006-Hürriyet Gazetesi
Old 23-09-2006, 14:25   #8
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Yargı yürütmenin hegamonyasındadır yaklaşımına hitaben belirtiyorum ki, yargı yürütmenin hegamonyasında değildir. Yargı tıpkı emniyet güçleri gibi olmaması gerektiği halde, kendi ideolojik görüşleri ve kişisel kaygılarının esiridir, eğer illede bir esaret mercii aramak ihtiyacındaysak.

HSYK kanunu:

Kuruluş;

Madde 2 - (Değişik: 3/6/1983 - 2835/2 md.)
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; Adalet Bakanının başkanlığında, Yargı-
taydan üç asıl ve üç yedek, Danıştaydan iki asıl ve iki yedek üye ile Adalet Ba
kanlığı Müsteşarından kurulur.

Üyelerin seçimi:

Madde 5 - (Değişik: 3/6/1983 - 2835/4 md.)
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun üyelerinden üç asıl, üç yedek üye Yar-
gıtay Genel Kurulunun kendi daire başkan ve üyeleri; iki asıl, iki yedek üye Da-
nıştay Genel Kurulunun kendi daire başkan ve üyeleri arasından, her üyelik için
gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca seçilir.

Toplantı ve karar yeter sayısı:

Madde 10 - Kurul; Başkanın, onun yokluğunda Başkanvekilinin daveti üzerine,
üye tamsayısı ile toplanır. Yargıtay ve Danıştaya mensup asıl üyelerin Başkan-
lık ettiği hallerde veya yokluğunda toplantı yeter sayısının sağlanması için
asılları yerine, Kurula kıdem sırasına göre yedekleri iştirak eder.
(Değişik:3/6/1983 - 2835/5 md.) Bakanlık Müsteşarının Kuruldaki üyeliği asli
görevi süresince devam eder. Müsteşar bulunmadığı zaman kendisine vekalet etmek-
te olan Kurula katılır.
Kurul kararlarını salt çoğunlukla alır. Üyeler kabul veya ret şeklinde oy
kullanırlar. Çekimser oy ret sayılır.
Kurul Adalet Bakanlığında toplanır. Kurulun işleri Adalet Bakanlığınca yürü-
tülür.

Şimdi, bu durum karşısında yürütmeden 1 mensubu bulunan, ayrıca birde müsteşarın (bürokrat) katılımıyla toplanan bir kurulun üstelik salt çoğunlukla karar alabilen ve yüksek mahkeme yargıçlarının hegamonyasında bulunan bir kurumun nasıl olupta aldığı her kararın hükümete yamandığını anlayamıyorum.

Bununla birlikte şimdiki hükümetin kurul kararlarına karşı çekimser oy kullanma yönünde ilke kararı alıp uyguladığını biliyormuyuz? Önceki hükümetlerde de böyle bir ilke kararı olduğunu, olması gerektiğini varsayıyorum.

Yasa hükümleri karşısında alınan karardan hoşnutsuzluğu bulunanların, öncelikle yüksek mahkeme yargıçlarına veya onları seçip kurula atayan Cumhurbaşkanına topu atmaları gerektiğini düşünüyorum.

Saygılar...
Old 23-09-2006, 14:57   #9
bertrand

 
Varsayılan

Selam,

Üşenmeyen meslektaşlarımız için şu linkteki "Türkiye'de yargısal etik" başlıklı, Adalet Bakanlığı Genel Müdür Yardımcısı Hakim İbrahim OKUR'un yazısını dikkatle okumlarını rica ediyorum:

http://www.abgm.adalet.gov.tr/iokur.pdf

Saygılar...
Old 23-09-2006, 15:17   #10
ahmetsacit

 
Varsayılan

Nedense bu ülkede anayasaya uygun olarak kurulan ya da anayasa tarafından direkt olarak getirilen kurumlar kendi görevleri dışında bazılarınca amaca götürecek araç olarak kullanılıyorlar.
Üç erkten yasama, yürütme özellikle cumhurbaşkanlığı, ve yargı da bunlara dahil durumdalar.
Cumhurbaşkanın affettiği suçluların kimisi dağda Türk askerine ateş açarken yakalanır, kimisi bombalama eylemlerinde yakalanır,
Ama malum medya tarafından hiç dile getirilmez
Fakat burda olduğu gibi ( hükümetin bu konuda etkisi olabilir ancak) araştırmadan iktidarı sıkıştırmak adına kullanlılır
Sadece bu dönemde değil önceki dönemler de bu yaşandı,
Yargı ve yürütme kimsenin emellerine gerçekleştirecek araç olarak kullanılmamalıdır..
saygılar..
Old 23-09-2006, 16:05   #11
medenikal

 
Varsayılan

sadece yargı değil, yasamada yürütmenin hegomanyası altındadır.

anayasanın güçler ayrılığı ilkesi nerede?

sırf adalet teşkilatına ayrılan bütçe bile?

bağımsızlığın olmadığının açık kanıtıdır;

sırf hakim savcı alımı dahil; sözlü sınav uygulaması ile;

bağımsızlığı kendi kadrolaşma amacıyla ;

niteliksiz kılar;

yoksa madde düzenlemeleri; uygulama ile karşılaştırdığınız da anlamsız kalacaktır.

1 hafta için de yeri değiştirilen savcı;

siyasi etki olmadan ,bu hız da nasıl apar topar ,başka ile atanıyor.

meslekten men edilen şemdinli savcısı;

ile şemdinli kararını veren mahkemenin ,iddianameyi kabul edip;

sanıkları mahkum etmesi;

nin açıklaması nedir?

türkiye de yargı siyasetle iç içe bırakılmıştır.bağımsız değildir.
Old 23-09-2006, 16:21   #12
medenikal

 
Varsayılan

sayın bertrant
Alıntı:

kendi ideolojik görüşleri ve kişisel kaygılarının esiridir,

bira açarsanız ,biz de bilgileniriz.
Old 23-09-2006, 23:54   #13
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Ey Savcilar Yasal GÜvencenİz Yoktur !

Savcının atanmasıyla ilgili bilgi ortada yok; buna karşın bu atama nedeniyle acaba siyasal güçler neden şüphe topluyor? Acaba, birileri de neden savunur konumda kalıyor ?

Ülkemizde ve dünyada hukukçu ile devlet memuru ayrımı hep olmuş ve olacaktır. Bugünkü hukukçular olarak mesleğin geçmişte yaşanan yanlarından kopuk kalacak olursak, bu savcı meslektaşımızın atama işlemini de doğru değerlendiremeyiz.

Şu anda Siyasal güç tarafından baskı ile atama işlemi yapılmasının sağlandığına ilişkin kanıtlar şimdilik ortada görünmüyor. Ancak, daha önceki olaylarda yaşananlar ve özellikle emekli olunca yazarak veya anlatarak paylaşanların anılarına gördükçe neler neler yaşandığını öğreniyoruz.

Yapılan atama yönetsel bir işlem olup, bu savcı da eğer yasaların güvencesi altında olsa idi acaba bu "yer değiştirme" işlemine uğrar mıydı ?

Bu işlem ile, birileri, çıkıp savcılara "YASAL GÜVENCENİZ YOKTUR gerçeğini" anımsatıyor.

İnsan tüketmeye dayalı sistem böyle yürüyor.

Hukukçu kalabilenlere ve savcı meslektaşımıza saygı ve sevgiler.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 23-09-2006, 23:58   #14
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Yukarıdaki konudan bağımsız düşünelim ve hakim/savcıların atamaları,disiplin cezalarıyla ilgili hükümlere bir göz atalım:


Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu Kanunu

Madde 19 - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; atama ve nakillerde uygulanacak objektif esasları kapsayan Atama ve Nakil Yönetmeliği düzenler. Bu Yönetmelik Resmi Gazete’de yayımlanır. Adalet Bakanlığı Özlük İşleri Genel Müdürlüğü ilgililerin taleplerini, sicillerini ve tespit edilmiş sair hallerini, hizmetin icap ve ihtiyacı ile birlikte inceleyerek kanuna, Atama ve Nakil Yönetmeliğine uygun olarak yapacağı taslağı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna sunar.

Bu taslak, ilgililerin gizli ve açık sicilleri ve diğer evrakı ile birlikte Kurul tarafından en geç bir ay içinde incelenir, aynen veya gerekli görülen değişiklikler yapılarak karara bağlanır ve Adalet Bakanlığına tevdi edilir.

(Mülga son fıkra: 25/06/1992 - 3825/17 md.)


Madde 20 - (Değişik madde: 03/06/1983 - 2835/7 md.)

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, hakim ve savcıları hizmetin gereği olarak sürekli görev yerlerinin dışındaki bir yargı çevresinde veya aynı yerde geçici yetki ile görevlendirmeye yetkilidir. Sürekli görev yerlerinin dışındaki geçici yetki ile görevlendirmelerde hakim ve savcı ayırımı gözetilmez.

Kendi yargı çevresi dışında geçici yetki ile görevlendirilenler o yerde dört aydan fazla çalıştırılamaz. Ancak, bu süre kendi istekleri veya hizmet gerekleri gözetilerek iki ay daha uzatılabilir.

Gecikmesinde sakınca bulunan hallerde, hizmetin aksamaması için Adalet Bakanı, kadro durumu müsait bulunan bir yargı çevresindeki hakim veya savcıyı ihtiyaç duyulan başka bir yargı çevresinde görev yapmak üzere geçici olarak yetkili kılabilir. Bu takdirde verilen karar, Kurulun ilk toplantısında onaya sunulur. Geçici yetkili olarak görev yapan hakime veya savcının Kurulca değiştirilmesi halinde Kurulun yetkili kılacağı hakim veya savcının gidip göreve başlamasına kadar, önceki yetkilinin yapmış olduğu işlemler geçerlidir.

Hakim ve savcıların muvafakatları ile Bakanlık hizmetlerinde geçici olarak görevlendirilmesi, doğrudan doğruya Adalet Bakanı tarafından Kurulun kararı olmaksızın yapılır. Bunlar hakkında ikinci fıkradaki süre hükmü uygulanmaz.

Geçici yetki ile görevlendirilenlere, ödeme emri beklenmeksizin saymanlıklarca, tahakkuk edecek harcırahlarına mahsuben avans verilir.


Madde 21 - Hakkında soruşturma yapılan hakim veya savcının göreve devamının, soruşturmanın selametine yahut yargı yetkisinin itibarına zarar vereceğine kanat getirilirse, geçici bir tedbir olarak görevden uzaklaştırılmasına veya soruşturmanın sonuçlanmasına kadar, geçici yetki ile bir başka yargı çevresinde görevlendirilmesine Kurulca karar verilebilir.


Hakimler ve Cumhuriyet Savcıları Hakkında Uygulanacak Atama ve Nakil Yönetmeliği
M.7:

a) Bulundukları yerde kendi kusurları olmaksızın herhangi bir nedenle hakimlik ve Cumhuriyet savcılığının gerektirdiği onur ve tarafsızlık içerisinde görev yapamayacağı veya bulunduğu yerde kalması mesleğin nüfuz ve itibarını sarsacağı anlaşılanlar aynı bölge seviyesindeki bir göreve atanırlar.

b) (Değişik bent: 15/05/1998 - 23348 s. R.G. Yön.) Görev yerlerindeki işlerin çokluğuna ve çeşidine göre gereken sürat ve başarıyı gösteremedikleri soruşturma ve belgelerle anlaşılanlar, bölge ve meslek kıdemine bakılmaksızın hizmetlerinden yararlanılabilecek aynı veya alt bölgelerdeki bir göreve atanırlar.

c) Haklarında Hakimler ve Savcılar Kanunu gereğince yer değiştirme cezası verilenler, mazeretlerine ve bulundukları bölgede en az hizmet süresinin dolup dolmadığına bakılmaksızın daha alt bölgeler içinde durumlarına uygun görevlere derhal atanırlar.

İlgililer idari yönden atamalarda, atandıkları bölgelerde en az iki yıl, disiplin yönünden atamalarda ise; o bölgedeki en az hizmet süresi kadar kalmadıkça yeniden atama talebinde bulunamazlar.




1982 Anayasası

Madde 159 - Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu, mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulur ve görev yapar.

Kurulun Başkanı, Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanlığı Müsteşarı Kurulun tabii üyesidir. Kurulun üç asil ve üç yedek üyesi Yargıtay Genel Kurulunun, iki asıl ve iki yedek üyesi Danıştay Genel Kurulunun kendi üyeleri arasından, her üyelik için gösterecekleri üçer aday içinden Cumhurbaşkanınca, dört yıl için seçilir.Süresi biten üyeler yeniden seçilebilirler. Kurul, seçimle gelen asıl üyeleri arasından bir başkanvekili seçer.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu; adli ve idari yargı hakim ve savcılarını mesleğe kabul etme, atama ve nakletme, geçici yetki verme, yükselme ve birinci sınıfa ayırma, kadro dağıtma, meslekte kalmaları uygun görülmeyenler hakkında karar verme, disiplin cezası verme, görevden uzaklaştırma işlemlerini yapar. Adalet Bakanlığının, bir mahkemenin veya bir hakimin veya savcının kadrosunun kaldırılması veya bir mahkemenin yargı çevresinin değiştirilmesi konusundaki tekliflerini karara bağlar. Ayrıca Anayasa ve kanunlarla verilen diğer görevleri yerine getirir.

Kurul kararlarına karşı yargı mercilerine başvurulamaz.

Kurulun görevlerini yerine getirmesi, seçim ve çalışma usulleriyle itirazların Kurul bünyesinde incelenmesi esasları kanunla düzenlenir.

Adalet Bakanlığının merkez kuruluşunda geçici veya sürekli olarak çalıştırılacak hakim ve savcıların muvafakatlarını alarak atama yetkisi Adalet Bakanına aittir.

Adalet Bakanı Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilk toplantısında onaya sunulmak üzere gecikmesinde sakınca bulunan hallerde hizmetin aksamaması için hakim ve savcıları geçici yetki ile görevlendirebilir.

---------------------------------------------------------

Son olarak,

Adalet Bakanı, HSYK' nun başkanıdır.

Bakanlar, aynı zamanda siyasi parti üyesidir.

Bir diğer kurul üyesi olan Müsteşar, Adalet Bakanı tarafından göreve getirilir veya görevden alınır.

Hakim ve savcılar hakkındaki incelemeler, Adalet Bakanlığı'na bağlı müfettişler aracılığıyla yapılır.

Bakanlıkça gönderilecek müfettişin tanzim edeceği rapor (dava dosyalarına sunulan bilirkişi raporları gibi düşünelim), bağımsız yargıcın veya bağımsız savcının, görevden alınmasına varabilecek sonuçları içerebilecek yaptırım/lar zincirini başlatabilme gücüne sahiptir.

Ve HSYK kararları KESİNDİR.


Bunlar somut olarak bildiklerimiz.

Ve bir diğer bilgimiz: Hakimler ve savcılar, görevlerini yaparken TAM bağımsızdır.


Saygılarımla...
Old 24-09-2006, 00:16   #15
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Apoletli Adalet

Alıntı:
Ve bir diğer bilgimiz: Hakimler ve savcılar, görevlerini yaparken TAM bağımsızdır.

Bu bilgiyi çürütecek ayrıntılı bilgiler APOLETLİ ADALET adlı kitapta var.

Apoletli Adalet, Ertuğrul Mavioğlu tarafından hazırlanmış.

Kitapta, bırakın hakim veya savcının bağımsızlığı ve de güvencesini, mahkeme teşkilatının bile güvencesinin olmadığının kanıtları dolu dolu ve ayrıntılı, belgeli olarak yazılmış.

Şimdi yeni bilgiyi kabullenme zamanı.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 24-09-2006, 00:24   #16
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Son olarak,

Adalet Bakanı, HSYK' nun başkanıdır.

Bakanlar, aynı zamanda siyasi parti üyesidir.

Bir diğer kurul üyesi olan Müsteşar, Adalet Bakanı tarafından göreve getirilir veya görevden alınır.

Hakim ve savcılar hakkındaki incelemeler, Adalet Bakanlığı'na bağlı müfettişler aracılığıyla yapılır.

Bakanlıkça gönderilecek müfettişin tanzim edeceği rapor (dava dosyalarına sunulan bilirkişi raporları gibi düşünelim), bağımsız yargıcın veya bağımsız savcının, görevden alınmasına varabilecek sonuçları içerebilecek yaptırım/lar zincirini başlatabilme gücüne sahiptir.

Ve HSYK kararları KESİNDİR.



Bunlar somut olarak bildiklerimiz.

Ve bir diğer bilgimiz: Hakimler ve savcılar, görevlerini yaparken TAM bağımsızdır.


Sayın Kavili,

İki bilgi arasında ciddi bir çelişki var zaten. Birinin diğerini hastalığa maruz bırakmadan yaşatması güç görünüyor. Ama ikinci bilgiyi içeren tümcenin aksini ileri sürmek, "ve perde!" demek gibi. Ve bunu kimse dileyemez. Cüppelerimizi bırakıp, hepimizin sahneyi terketmesi gerekir.

Hakim ve savcı olmak , hakim ve savcı kalmak, gerçekten kolay değil.

Ve hepimizin umudu, yine onlar.

Saygılarımla...
Old 24-09-2006, 01:00   #17
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan Dost dost, ille de kavga ! demiş bir ozan.

Alıntı:
Yazan Av.SEHPER
Sayın Kavili,

İki bilgi arasında ciddi bir çelişki var zaten. Birinin diğerini hastalığa maruz bırakmadan yaşatması güç görünüyor. Ama ikinci bilgiyi içeren tümcenin aksini ileri sürmek, "ve perde!" demek gibi. Ve bunu kimse dileyemez. Cüppelerimizi bırakıp, hepimizin sahneyi terketmesi gerekir.

Hakim ve savcı olmak , hakim ve savcı kalmak, gerçekten kolay değil.

Ve hepimizin umudu, yine onlar.

Saygılarımla...

Sayın "Av.SEHPER",
Alıntı:
Ve hepimizin umudu, yine onlar.
Burada 'umut' olacak olanlar bağımsızlığı olamayan memur konumundakiler mi yoksa hukuk biliminde tanımı yapılırken sıralanan niteliktekiler mi, sizce hangisi olmalı ?

Ayrıca,
Alıntı:
Cüppelerimizi bırakıp, hepimizin sahneyi terketmesi
gerekmez; tam tersine, o görevlerde bulunanların yasal güvencelere kavuşmalarını sağlamak ve meslek etik kurallarını uygulanmasını sağlamak yönünde uğraş verebiliriz.

Cübbeyi bırakmak mı ? ASLA.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 24-09-2006, 01:46   #18
Av. Can DOĞANEL

 
Varsayılan

İlgili tüm yasal normlar ortaya konulmuşken ve derin devlet olgusu da artık neredeyse somut bir biçimde varlığını hissettirirken mevcut yapı içerisinde bağımsız hakim veya savcıdan bahsedilemeyeceği ortada. Her hangi bir alakasız dava sonucuna göre AİHM'ye gitmeye kalksanız yalnızca yukarıda sunulan maddeleri dilekçenize ekleseniz. Büyük olasılıkla her davada Türkiye tazminat ödemek durumunda kalacaktır. Zira o 1+1 yürütmeyi temsil eden üyenin ilke olarak çekimser oy da kullansalar, şeklen de olsa bir baskı unsuru olarak mide bulandırıcı olmadığı hiçbir biçimde savunulamaz. Bir madde de ben ekleyeyim.

Alıntı:

B. Hakimlik ve savcılık teminatı
Madde 139 - Hakimler ve savcılar azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen yaştan önce emekliye ayrılamaz; bir mahkemenin veya kadronun kaldırılması sebebiyle de olsa, aylık, ödenek ve diğer özlük haklarından yoksun kılınamaz.
Meslekten çıkarılmayı gerektiren bir suçtan dolayı hüküm giymiş olanlar, görevini sağlık bakımından yerine getiremeyeceği kesin olarak anlaşılanlar veya meslekte kalmalarının uygun olmadığına karar verilenler hakkında kanundaki istisnalar saklıdır.
Maddede hakimlik ve savcılık teminatı düzenlenmiştir. Eksiklik buradadır. Hakimlik teminatının en önemli öğelerinden biri olan "Coğrafi Teminat" burada düzenlenmiş değildir. Oysa öykündüğümüz batılı ülkelerde bu teminat kesin olarak düzenlenmiş ve hakim-savcıların kendisi istemediği sürece görev yerinin değiştirilemeyeceği kurala bağlanmıştır. Bizde ise henüz böyle bir ilkenin gerekliliğine dair bilincin hukuk camiasında dahi bulunmadığı anlaşılmaktadır ki, yasama organında olsun.
Old 24-09-2006, 09:35   #19
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Alıntı:
Burada 'umut' olacak olanlar bağımsızlığı olamayan memur konumundakiler mi yoksa hukuk biliminde tanımı yapılırken sıralanan niteliktekiler mi, sizce hangisi olmalı ?

Esasen dileklerde de hemfikiriz, örtüşmeyen gerçeklerde de.

Umut, TAM BAĞIMSIZ olarak kürsüye çıkıp hüküm kuracak olanda, umut, kamu adına iddianamesini hazırlarken, bağımsız ve kanun gereklerine özen göstererek iddianamesini hazırlayanda.

Bunları yaparken, kişisel kaygılarını elinin tersiyle itip, üzerindeki cüppenin hakkını vererek görevini yapacak olanlarda.

Ataması yapılıp göreve başlayan hiç bir yargıcın, kişisel kaygı duymaya hakkı olmadığını düşünüyorum. Mevcut gerçekler çerçevesinde, her iki görevi de yapmak, ünvanlara yaraşır biçimde "kalmak" kolay değil, ama hiç birinin de "kişisel kaygılarıma yenik düştüm, siz söyleyin haksız mıyım" demeye de hakkı yok.

Ben bu güzel mesleği bilerek seçmemişsem, bilerek seçenlerin de aynı gerçekleri bildiğini ve bilerek oralara geldiğini, gerekirse savaşmak zorunda kalacaklarını (otorite olduklarını sananlarla ve gerektiğinde kendileriyle) bildiklerini varsayarım. Yalvaran bakışlarla yargıca bakan, hakkının teslimi umudunu inançla kürsüde arayan mağdurun, davacının, davalının vs. nin yüzüne, dosdoğru ve aydınlık, korkusuzca bakmaları gerektiğine inanırım. Verecekleri kararlarda bağımsızlıklarının zedelenmesinin mazereti olamaz.

Bunlar olması gereken.Umut, olması gerekeni, tam bağımsızlığın karşılığı olan, eksiksizce yerine getirenlerde.

Ama olması gerekenin her zaman olmadığını hepimiz biliyoruz.

İlk mesajıma aldığım kanun maddesi örnekleri, atamalar, nakiller vs ile ilgiliydi. O alıntılarla, çok çeşitli gerekçelerle atama,geçici görevlendirme ve nakillerin yapılabileceğini anlatmak istemiştim.

Elimizden geleni yapmak elbette önemli. Ama çok da sınırlı. Şikayetçi konumuna gelecek olan, savaşmak zorunda kalacak olandır ve mücadelesinde kendisine kendisinden fazla yardımcı olabilecek merci bulmakta zorlanacaktır. Yargıç olmak bu yüzden önemlidir, bu yüzden saygı duyarız. Bu saygınlığı zedelemeyerek kürsüde kalmak da, umudun ta kendisidir.

Saygılarımla.
Old 24-09-2006, 15:56   #20
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

YASAL GÜVENCELERE KAVUŞMUŞ OLARAK GÖREV YAPMAK YARGIÇ VE SAVCILARI BAŞLARI DİK VE DİKBAŞLI YAPABİLECEKTİR.

Bence 'umut' burada.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Old 24-09-2006, 15:59   #21
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Yine de,

Yasal düzenleme maddelerinden bir veya birkaçına uygun olarak yapılan atama işlemi, HUKUKA UYGUN GÖRÜNMÜYOR.

Ömer KAVİLİ
Hukukçu, Yeni sanık
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Cinsel taciz, hakaret ve tehdit gibi suçlarda Savcıya erteleme yetkisi... Av. M. Yasir Bağce Hukuk Haberleri 3 28-10-2006 11:49
Eş durumundan tayin... yargıç isa Hukuk Soruları Arşivi 1 11-07-2006 10:14
Eş Durumundan Tayin bilgeali Hukuk Soruları Arşivi 1 05-04-2002 21:23
Bir Tayin Hikayesi Admin Hukuk Haberleri 0 03-12-2000 23:07


THS Sunucusu bu sayfayı 0,07237911 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.