İcra takibinden önce açılan menfi tespit davası

İyi çalışmalar dilerim,konuyla ilgili arama yaptırdım ama sorumla uyuşan bir yanıt bulamadım bu sebepten yorumlarınızı bekliyorum.

Müvekkil ,makine tamiri yapan bir şirket ile bozulan makinesinin tamirini yaptırmak için anlaşmış, makine ile birlikte çekini de göndermiştir.Ancak öngörülen sürede makine yapılmadığı gibi çek de tarafımıza iade edilmemiştir.Çekin keşide tarihi Ekim 2010dıur.Tarafımızca karşı tarafa ihtarname çekilmiş,ancak sonuç alınamamıştır.

Şu durumda tedbir talepli menfi tespit davası açmayı düşünüyoruz.Ancak müvekkil ticari itibarını tehlikeye düşürmemek için günü geldiğinde çeki ödemeyi düşünüyor.Dolayısıyla herhangi bir icra takibi söz konusu olmayacak.

Söze konu durumla alakalı olarak menfi tespit davası açtıktan sonra ödemeyi icra tehditi altında yapmadığımızdan bahisle davanın istirdat davasına dönüşemeceği kanaatindeyim.

Sorularım şunlardır;

1.Çeke ilişkin ödeme yapıldığında menfi tespit davasının alacak veya sebepsiz zenginleşme davasına dönmesi mümkün müdür?
2.Tarafımızca ödenen nakliye bedellerinin de karşı taraftan istenmesi için bunları menfi tespit davasıyla birlikte istememiz gerekir mi?Yoksa tamamen ayrı bir dava mı açılması gerekir?

Teşekkürler...

Sevgili Cihat ÖZMEN;
1. sorunuzun cevabı İcra iflas Kanunu 72. maddesinde var. İ.İ.: 72/6. fıkrasında "Borçlu, menfi tesbit davası zımmında tedbir kararı almamış ve borç da ödenmiş olursa, davaya istirdat davası olarak devam edilir." denmektedir. yani borcun icra tehdidi altında ödenmesi şart değildir. mahkeme borcun davadan sonra ödendiğini öğrendiği anda dava istirdada dönüşmüş demektir. Burada açacağınız menfi tespit davasında İ.İ.K 72/2 fıkrası uyarınca yapılacak takiplerin durması yönünde tedbir ve çek bedelinin banka tarafından 3. kişilere ödenmemesi için ödeme yasağı talep ediniz. talebiniz kabul edilir ise ne ala o zaman dava sonuna değin sorun yaşamazsınız. Bu talebiniz reddolur ve siz de ödeme yapmak zrunda kalır iseniz dava kendiliğinden istirdata dünüşür. Burada "kanunun düzenlediği doğrudan açılan İSTİRDAT DAVASI" ile menfi tespit davasından İSTİRDATA dönüşen dava arasında fark var. Doğrudan açılan İSTİRDAT davasında icra tehdidi altında ödeme yapma gerekli ise de MENFİ TESPİTTEN İSTİRDADA DÖNÜŞMEDE böyle bir şart yok.
heen beli.rteyim menfitespit davasının alacak veya sevbepsiz zenginleşme davasına dönüşmesine İMKAN yok. Menfi tespit davası kanunun verdiği cevaz ile bir tek İSTİRDADA dönüşür. Yoksa bir TESPİT DAVASI alacak veya sebepsiz zenginleşme gibi bir EDA davasına dönüşmez.

2. sorunuzun cevabına gelilnce: Adı üzerinde menfi tespit davasında verilecek karar bir tespit hükmü olacak, takibe koymak için bile kesinleşmesi beklenecek, hatta kesinleşse bile ilamsız takibe konu edilebilecektir. genelk olarak bir tespit davasında edaya ilişkin talep ileri sürülemez. Tespit ve eda hükümleri çok farklı şeyler bu sebeple nakliye bedelleri için ayrı dava açılması gerekir.

Bu genel açıklama idi. FAKAT şimdi sizin olayda uygulanacak şekle gelelim: Yargıtay uzun süre önce görüş değiştirdi ve kısmi ödeme yapmış olan borçlunun da kısmi ödeme için İSTİRDAT talep edebileceğini kabul etti. Yani çeklerden dolayı borçlu olmadığınızın tespiti ile borçlu olduğunuzu düşünerek yapmış olduğunuz kısmi ödemenin iadesini-istirdadını aynı anda talep edebilirsiniz diye düşünüyorum. fakat burada istirdat talep edebilmeniz için karşı tarafa borçlu olduğunuzu varsayarak direk karşı tarafa yapmış olduğunuz ödemeler istirdada konu olur. Nakliye masrafları bu tip bir ödeme sayılmayacağından neticeten bunları başka bir dava ile talep etmeniz gerekecektir.

Saygılarımla...

İstirdat davasına dönüşme aşamasında icra tehdidi olmamasına dair bir kara mevcut mu acaba