Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

idare mahkemesinde dava açma süresi

Yanıt
Old 14-06-2010, 08:28   #1
avsafran

 
Varsayılan idare mahkemesinde dava açma süresi

İdareden bir dilekçe ile eksik ödenen bedelin talebini içeren bir dilekçe verilmiş. idare bu talebi reddettikten sonra 3 ay sonrasında , iptal ve tam yargı davası şeklinde bir dava açtık. Mahkeme iptalin süresi içerisinde açılmadığı gerekçesi ile davayı reddetti. ancak tazminat ve tam yargı davalarında süre 5 yıl değilmidir. Bu şekilde verilen bir karardan sonra sizce ne yapmalı?
1- Kararı kesinleştirip yeni bir talep ve neticesinde yeni bir dava mı?
2- Verilen kararı temyiz etmek mi?
Old 14-06-2010, 10:35   #2
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın avsafran;

Davayı yasal süresi içerisinde açmamışsınız. Davanın süresinde açılamamış olmasında mücbir sebebin varlığı gibi bir etken mevcut değil sanırım.

İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava açma süresi" başlığı altında düzenlenen 7. maddesine göre;

" 1.Dava açma süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştayda ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gündür.

2. Bu süreler;
a) İdari uyuşmazlıklarda; yazılı bildirimin yapıldığı,
b) Vergi, resim ve harçlar ile benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarından doğan uyuşmazlıklarda: Tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı ve idarenin dava açması gereken konularda ise ilgili merci veya komisyon kararının idareye geldiği;
Tarihi izleyen günden başlar.
3. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün sonra işlemeye başlar.
4. İlanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresi, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlar. Ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililer, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilirler. Düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olması bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmaz."
Old 14-06-2010, 12:38   #3
avsafran

 
Varsayılan

Ancak benim tam yargıya ilişin davamda 60 günlük süre sınırı varmıdır. Ben davamı iptal ve tam yargı davasıdır şeklinde açmış bulunmaktayım. Mahkemenin iptal açısından süre şartına uymadığından reddetmesi normal ancak, tam yargı davasına yönelik davayı görüşmesi gerekmezmiydi?
Old 14-06-2010, 14:23   #4
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın avsafran;

Haklısınız, kararı temyiz etmelisiniz. İptale ilişkin talebinizi reddedip davaya tam yargı davası olarak devam etmesi gerekirken mahkemenin her iki yönden de red kararı vermesi bozmayı gerektiriyor. Saygılarımla..
--------------------------------------------------------------------------

İYUK "İptal ve tam yargı davaları" başlıklı 12 ve "doğrudan doğruya tam yargı davası açılması" başlıklı 13. maddelerini incelememiz gerekiyor:

Madde 12
"İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 nci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.


Doğrudan doğruya tam yargı davası açılması

Madde 13
1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilir.
2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz."
Old 14-06-2010, 15:28   #5
av. cafer özkan

 
Varsayılan

İdari işlemden doğan tam yargı davaları ile idari eylemden doğan tam yargı davalarının açılma usulü farklıdır.

12. Madde işlemden doğan tam yargı davalarını düzenler. Bu davanın açılmasında iptal davalarına ilişkin yöntem izlenir. Süre 60 gündür. Eğer yalnız tam yargı davası açılacaksa süre işlem tarihinden başlar. İşlemin iptali için açılacak iptal davası ile birlikte de açılabilir ya da iptal idavasının kabulünden sonraki 60 gün içinde açılabilir. Zararın giderilmesi için idareye başvuru süreyi durdurur. Başvurunun reddi veya zımni red halinde süre kaldığı yerden devam eder. İdareye başvuru zorunlu değildir.

13. maddeye göre ise eylemden doğan tam yargı davalarında tazmin için idareye başvuru zorunludur. Başvuru süresi bir yıl ve her halde beş yıldır. Başvurunun reddi veya zımni red halinde dava ret tarihinden itibaren altmış gün içinde açılmalıdır.

Tartıştığımız olayda idari işlemden kaynaklanan tam yargı davası söz konusudur. Dava açma süresi altmış gündür. Dava, işlemin tebliğinden üç ay sonra açıldığına göre süre aşımı söz konusudur ve mahkemenin ret kararı yerindedir.
Old 14-06-2010, 15:40   #6
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın av. cafer özkan;

İdari işlemden kaynaklanan tam yargı davasını açma süresinin, işlem tarihinden itibaren 60 gün olduğu hususuna ilişkin dayanak noktanızı/ilgili yasal düzenlemeyi öğrenebilir miyim? Saygılarımla..
Old 14-06-2010, 16:14   #7
halit pamuk

 
Varsayılan

Sorunu çözmek için ilk önce tespiti doğru yapmak gerekiyor.

İdare, bir kişiye ödeme yapılması yönünde karar almış ve bu karar doğrultusunda ödeme yapmamış ya da eksik yapmışsa bu bir "hizmet kusurudur".

Hizmet kusurundan doğan dava ise "Tam Yargı" davasıdır. Yani 1 ila 5 yıllık süreler uygulanır.

Eksik ödemeye ya da ödemeye idari işlem olarak göremeyiz. Zaten bunu bir alacak davası olarak görülemez, öyle olsaydı İdari Yargıda değil; Adli Yargıda dava açılması gerekirdi.

Bu nedenle, Sayın Av. Engin'e katılıyorum. Kararı mutlaka temyiz ediniz. )))
Old 14-06-2010, 16:24   #8
av. cafer özkan

 
Varsayılan

İPTAL VE TAM YARGI DAVALARI:Madde 12 - İlgililer haklarını ihlal eden bir idari işlem dolayısıyla Danıştaya ve idare ve vergi mahkemelerine doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davalarını birlikte açabilecekleri gibi ilk önce iptal davası açarak bu davanın karara bağlanması üzerine, bu husustaki kararın veya kanun yollarına başvurulması halinde verilecek kararın tebliği veya bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır.
DOĞRUDAN DOĞRUYA TAM YARGI DAVASI AÇILMASI:
Madde 13 - 1. İdari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gereklidir. Bu isteklerin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren, dava süresi içinde dava açılabilir.
2. Görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmaz.
Old 14-06-2010, 16:30   #9
av. cafer özkan

 
Varsayılan

"Yol masrafı ve gündelik ile ilgili tam yargı davasının son uygulama tarihinden itibaren Kanunun 12. maddesinde belirtilen altmış günlük süre içinde açılması gerekir." (İdari Dava Daireleri Genel Kurulu 20.11.1992 gün, 1992/470-189)
Calak Karavelioğlu, "İdari Yargılama Usulü Kanunu, c.1 s.641"
Old 14-06-2010, 16:34   #10
halit pamuk

 
Varsayılan

Sayın Özkan, haklısınız idari işlem olarak değerlendirsek dediğiniz gibi. Ancak burada İdari işlem değil, idari eylem olduğu kanaatindeyim.

Mesela Danıştay da o ünlü imarzedelerin davasında şöyle diyor : "İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflarıdır. Temelinde bir idari karar veya işlem olmayan, fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ile idarenin hareketsiz kalması ise, idari eylem olarak adlandırılmaktadır. İdari işlemler hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamalarını yansıttığı halde hukuk alanında yenilik ve değişiklik yapmayan idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuçlar doğurabilir."
Old 15-06-2010, 10:44   #11
avsafran

 
Varsayılan

Şu anda tam bir ikilemde kaldım ;
İdarenin özel eğitim kurumuna ders ücreti olarak ödenmesi gereken derc ücreti ayın belli kısmı için eksik ödenmiş böylece müvekkil idareden eksik ödenen bedelin talebini içeren dilekçe vermiş. Kendisine verilen cevabi yazıda bir takım nedenler gösterilerek paranın eksik ödendiği ve arta kalan miktarın kendisine ödenmeyeceği bilgisi verilmiştir.
Bunun üzerine iptal e tam yargı davası şeklinde dava açmış bulunmaktayız.

Ancak verilen mahkeme kararınında son fıkra davanın tazminat davası şeklinde açıldığını kabul etmiştir. " Dosya incelemesinde,eğitim kurumuna 2009 yılı eylül ayı eğitim ücretinin 1000,00 eksik ödendiği gerekçesiyle bakılmakta olan tazminat davasının açıldığı, ancak milli eğitimin verdiği cevabı yazıdan haberdar olduktan sonra süre geçtikten sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu mahkemenin iptal ve tam yargı davasıdır şeklinde açmış olduğumuz davayı tazminat davası şeklinde kabul etmiş olmasına rağmen bu şekilde karar vermiş olmasıdır.
Old 15-06-2010, 11:11   #12
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avsafran
Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu mahkemenin iptal ve tam yargı davasıdır şeklinde açmış olduğumuz davayı tazminat davası şeklinde kabul etmiş olmasına rağmen bu şekilde karar vermiş olmasıdır.
Burada dikkatinizi çekmek istediğim konu Sayın av.cafer özkan'ın 5 nolu mesajıdır. Sizin olayınızda idari eylem değil, idari işlem söz konusudur.

- İdari işlemlere karşı iptal ve/veya tam yargı davası açma süresi 60 günden ibarettir.(İYUK madde 11, 12)
- İdari eylemlerle ilgili olan İYUK'un 13.maddesinde yazılı sürelerle sizin olayınızın ilgisi bulunmamaktadır.

Yanlış olan şudur:
"İptal davaları 60 gün içinde açılır; tam yargı davaları 1 yıl içinde açılır" diye düşünmemek gerekir.
Doğru olan şudur:
"İdari işlemlerde dava 60 gün içinde açılır; idari eylemlerde dava 1 yıl içinde açılır" diye düşünmek gerekir.

Saygılarımla
Old 15-06-2010, 11:17   #13
halit pamuk

 
Varsayılan

Yeni anlatımlarınız ışığında, alınan bir kararın uygulanmaması değil idari bir işlemin uygulanması sorunu olduğu anlaşılıyor. Bu durumda, idari eylem eğil; idari işlemin icrasından doğan bir zarar söz konusu. Yani idari işlemin icrasından itibaren 60 gün içinde açılması gerekiyordu.

Yani dava 2009'un eylül ayından itibaren 60 gün içinde açılması gerekiyordu.
Old 15-06-2010, 12:01   #14
av. cafer özkan

 
Varsayılan

İYUK'da "tazminat davası" diye bir dava türü yoktur. İdari yargıda açılan tazminat davaları "tam yargı" davalarıdır.
Old 09-03-2011, 12:13   #15
furugferruhzad

 
Varsayılan

Mahkemenin red kararı yerindedir.İdari işlemlerde(İYUK madde 12tek başına iptal davası veya iptal+tamyargı davasının birlikte açılması durumunu düzenler süre 60 gündür.Öncelikle idareye başvuru zorunluluğu yoktur.)İdari eylemlerde(İYUK madde 13 doğrudan tam yargı davası açılması süre 1 yıl ve 5 yıl idare başvuru zorunluluğu var.) Somut olayda idari bir işlemden dolayı iptal+tam yargı davası açıldığına göre süre 60 gündür ve aşılmıştır.
Old 21-03-2011, 11:43   #16
av.H.D

 
Varsayılan acil

Müvekkile inşaat için önce belediye tarafından ruhsat verilmiş ve alınan bu ruhsat ile müvekkil inşaata başlamıştır. Ancak belediye encümenince bu sefer verilen ruhsat iptal edilmiş, akabinde de encümen kararıyla inşaatın yıkımına karar verilmiş, Sanırım bı işlemlere karşı dava açma süreleri geçmiş,????

Ancak müvekkil bu yıkım kararına ilişkin işlemin icrasını yapsa "yani yıkım kararı doğrultusunda inşaatı yıksa" bu yıkımdan sonra zararının tahsili için tam yargı davası açabilirmi???? süre ne zaman başlar ,cevap verirseniz çok sevinirim ....
Old 18-09-2012, 11:34   #17
S Ömer Şimyek

 
Varsayılan

Merhabalar,
affınıza sığınarak doğrudan konuya gireceğim.
Müvekkil geriye dönük hakettiği parasal haklarının ödenmesi için idareye başvurur. İdare ret kararı verir. İşlemin iptali için dava açılır, kazanılır. İlamın icrası için tekrar idareye başvurulur. İdare 60 günlük süre içinde yanıt vermez. Yani zımnen reddeder. Müvekkil bilgi edinmeden tekrar soruşturur. Ödeme yapılamayacağı kendisine bildirilir. Müvekkil şimdi tam yargı davası açmak istemektedir. İyuk 12 doğrultusunda dava açma süresi olan zımnen ret süresinden itibaren 60 günlük süre dolmuştur. Ancak biz yine İYUK 10/2

"Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler. Altmış günlük süre içinde idarece verilen cevap kesin değilse ilgili bu cevabı, isteminin reddi sayarak dava açabileceği gibi, kesin cevabı da bekleyebilir. Bu takdirde dava açma süresi işlemez. Ancak, bekleme süresi başvuru tarihinden itibaren altı ayı geçemez. Dava açılmaması veya davanın süreden reddi hallerinde, altmış günlük sürenin bitmesinden sonra yetkili idari makamlarca cevap verilirse, cevabın tebliğinden itibaren altmış gün içinde dava açabilirler."

uyarınca tam yargı davasını açabilir miyiz ?
Değerli görüş ve tavsiyeleriniz için teşekkür ederim.
Old 18-09-2012, 14:31   #18
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan S Ömer Şimyek
İlamın icrası için tekrar idareye başvurulur. İdare 60 günlük süre içinde yanıt vermez. Yani zımnen reddeder. Müvekkil şimdi tam yargı davası açmak istemektedir..
Bakınız: 28.madde ve altındaki içtihatlar
http://www.turkhukuksitesi.com/serh.php?did=1883

Saygılarımla
Old 18-09-2012, 15:03   #19
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Özellikle de 28.maddenin ikinci fıkrasına dikkatinizi çekerim:
2. (Değişik fıkra: 6352 S.K.-02.07.2012/m.58) "Konusu belli bir miktar paranın ödenmesini gerektiren davalarda hükmedilen miktar ile her türlü davalarda hükmedilen vekalet ücreti ve yargılama giderleri, davacının veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirim tarihinden itibaren, birinci fıkrada belirtilen usul ve esaslar çerçevesinde yatırılır. Birinci fıkrada belirtilen süreler içinde ödeme yapılmaması halinde, genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur.”

"Genel hükümler çerçevesinde infaz ve icra olunur" demek mahkeme kararıyla idareden para alacağı bulunan kişilerin, bu alacakları ödenmediğinde 28.maddenin birinci fıkrasına göre tazminat isteme hakları bulunmadığı anlamına gelmektedir. İdare talep üzerine 30 gün içinde ödeme yapmadığında icra takibi açmak ve bu takipten sonuç beklemekten başka seçenek bulunmamaktadır.

Saygılarımla
Old 19-09-2012, 13:38   #20
S Ömer Şimyek

 
Varsayılan

Sayın Konyalı, ilginiz ve yorumlarınız için teşekkür ederim.
Bizim olayımızda müvekkil ilk etapta iptal davası açmış, hakettiği yard. doçentlik görevine, ehillik, liyakat vs. açılardan haketmemiş birisinin atanması nedeniyle, kendisinin atamasının yapılmaması sebebiyle geriye dönük yard. doçent maaşının farkının ödenmesine dair talepte bulunmuş ve mahkeme bu talebi haklı bularak davalı üniversitenin (ilamda herhangi bir meblağ belirtilmemiş) geriye dönük maaş farkını ödemesine hükmetmiştir. Bu arada davalı kurum da kararı temyiz etmiş. İcrai işlem açısından kendi kendimize bir meblağ belirleyerek takip başlatmamız halinde muhtemeldir ki icra takibinde belirtilen meblağ itiraza konu olacak ve yine dava açılması icap edecek.
Biz 3-5 lira eksik bir dava değeri ile tam yargı davası açarak bilirkişi eliyle rakamın netleştirilmesini ve ilamda net bir rakam belirtilmesini ve bittabi davalı kurumun bu meblağı ödemesine hükmedilmesini talep etmeyi düşünüyoruz.
Umarım konuyu doğru bir şekilde özetleyebilmişimdir.
Sizce yanlış bir yol mu izliyoruz ?
Old 19-09-2012, 14:54   #21
Jülide B.

 
Varsayılan bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlar

sayın Av.H.D.

"...bir işlemin icrası sebebiyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içinde tam yargı davası açabilirler. Bu halde de ilgililerin 11 inci madde uyarınca idareye başvurma hakları saklıdır."

Yıkım tarihinden itibaren 60 gün içerisinde tamyargı davası açabileceksiniz. Zira somut olarak müvekkil yıkımla birlikte zarara uğruyor, bu nedenle böyle bir yolun düzenlenmiş olduğunu düşünüyorum.
Old 13-01-2016, 17:57   #22
olgu

 
Varsayılan

Yeni konu açmak yerine buradan devam etmenin daha uygun olacağını düşündüm.

Müvekkilin eşi devlet üniversitesi hastanesinde hastane enfeksiyonu sebebiyle 2 yıl kadar önce vefat ediyor.

müvekkil çevresinden aldığı destek ile olayın dolmasına 1 yıl kala üniversite rektörlüğüne maddi manevi tazminat talepli dilekçe veriyor.

dilekçeye cevap verilmemiş ve dilekçe verileli 60+60 gün geçmiş.

Bu durumda hizmet kusuruna dayalı maddi manevi tazminat davası açma süresi geçmiş mı oluyor?
Old 13-01-2016, 18:12   #23
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan olgu
Yeni konu açmak yerine buradan devam etmenin daha uygun olacağını düşündüm.

Müvekkilin eşi devlet üniversitesi hastanesinde hastane enfeksiyonu sebebiyle 2 yıl kadar önce vefat ediyor.

müvekkil çevresinden aldığı destek ile olayın dolmasına 1 yıl kala üniversite rektörlüğüne maddi manevi tazminat talepli dilekçe veriyor.

dilekçeye cevap verilmemiş ve dilekçe verileli 60+60 gün geçmiş.

Bu durumda hizmet kusuruna dayalı maddi manevi tazminat davası açma süresi geçmiş mı oluyor?

İYUK.m.13 uyarınca 1 ve 5 yıllık sürelerde idariye başvurmuşsa; idare buna 60 günlük sürede cevap vermemişse, talebi zımnen ret ettiği anlamına geldiğinden bu zımni retten itibaren 60 gün içerisinde dava açılması gerekirdi, açılmadığı için dava süreden ret edilecektir.
Old 14-01-2016, 16:18   #24
olgu

 
Varsayılan

Savcılık görevsizlik kararı verip dosyayı üniversite rektörlüğüne göndermiş ve elimizde otopsi raporu var adli tıp ın kesin raporu yok.

Savcılık adli tıp dan kesin rapor aldırırsa bu rapor ile süreyi başlatabilmemiz mümkün müdür?

Alıntı:
T.C.
DANIŞTAY
15. DAİRE
E. 2014/2951
K. 2014/4699
T. 4.6.2014
• MANEVİ TAZMİNAT DAVASI ( Davacının Eylemi ve Eylemin İdareye Atfedilebilir Olduğunu Öğrendiği Tarihten İtibaren Bir Yıl İçinde Görevsiz Yargı Yerinde Açmış Olduğu Davanın Görev Yönünden Reddi Üzerine Açtığı Davada Süre Aşımı Bulunmadığı - İdare Mahkemesince Davanın Esası Hakkında Bir Karar Verilmesi Gerektiği )
• İDARİ EYLEMDEN KAYNAKLANAN ZARAR ( Davacının Zarar Doğurucu Eylemin Ne Olduğunu ve İdareye Atfedilebilir Olduğunu Doktorlar ve Personel Hakkında Soruşturma İzni Verilmesi İle Öğrendiğinin Dolayısıyla Bu Tarihten İtibaren Bir Yıllık Sürenin Başladığının Kabulü Gerektiği )
• HİZMET KUSURU ( Hamile Olan Şahsa Yanlış Teşhis Konulması Sonucu Çocuğun Evde Doğmasına ve Ölümüne Sebebiyet Verildiğinden Bahisle Hizmet Kusuru Nedeniyle Manevi Tazminat İstemi - Davacının Eylemi ve Eylemin İdareye Atfedilebilir Olduğunu Öğrendiği Tarihten İtibaren Bir Yıl İçinde Açtığı Davada Süre Aşımı Bulunmadığı )
• SÜRE AŞIMI ( Manevi Tazminat - Davacının Zarar Doğurucu Eylemin Ne Olduğunu ve İdareye Atfedilebilir Olduğunu Doktorlar ve Personel Hakkında Soruşturma İzni Verilmesi İle Öğrendiği/Bu Tarihten İtibaren Bir Yıllık Sürenin Başladığının Kabulü Gerektiği/Davanın Süre Aşımı Yönünden Reddinin Hatalı Olduğu )
2577/m.13

ÖZET : Dava; davacılar tarafından, Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi personelince, hamile olan şahsa yanlış teşhis konulması sonucu çocuğun evde doğmasına ve ölümüne sebebiyet verildiğinden bahisle olayda hizmet kusuru bulunduğu belirtilen davalı idareden manevi tazminatın alınarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Davacının, zarar doğurucu eylemin ne olduğunu ve idareye atfedilebilir ( eylemin idariliği ) olduğunu, doktorlar ve personel hakkında soruşturma izni verilmesi ile öğrendiğinin, dolayısıyla bu tarihten itibaren 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca 1 yıllık sürenin bu tarihte başladığının kabulü gerekmektedir. Buna göre, davacının, eylemi ve eylemin idareye atfedilebilir olduğunu öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl içinde, görevsiz yargı yerinde açmış olduğu davanın görev yönünden reddi üzerine açtığı davada süre aşımı bulunmamakta olup; İdare Mahkemesince, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda usul hükümlerine uygunluk görülmemektedir.

İstemin Özeti : Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nin 09/01/2014 tarih ve E:2013/1357; K:2014/23 sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi Düşüncesi : Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi'nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:

KARAR : Dava; davacılar tarafından, Diyarbakır Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi personelince, hamile olan …'a yanlış teşhis konulması sonucu çocuğun evde doğmasına ve ölümüne sebebiyet verildiğinden bahisle olayda hizmet kusuru bulunduğu belirtilen davalı idareden 120.000,00 TL manevi tazminatın alınarak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nce; …'ın 14.10.2008 tarihinde doğum yapması sonucu çocuğunun ölüm olayının gerçekleştiği, davacıların bu tarih itibariyle idarenin eylemini ve gerçekleşen zararı öğrendiği, dolayısıyla 14.10.2008 tarihinden itibaren 1 yıl içinde 14.10.2009 tarihine kadar idareye başvuruda bulunup verilen cevap üzerine veya cevap süresi geçtikten sonra bakılan davanın açılması gerekirken, bu süre geçtikten sonra 24.07.2012 tarihinde ( görevsiz yargı yeri olan Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde ) açılan davanın süre aşımı nedeniyle esasının incelenmesine hukuken olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.

Davacı tarafından, davanın süresinde olduğu iddiasıyla anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 13. maddesinde idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların idari dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemelerinin gerekli olduğu, bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabilecekleri, görevli olmayan adli ve askeri yargı mercilerine açılan tam yargı davasının görev yönünden reddi halinde sonradan idari yargı mercilerine açılacak davalarda, birinci fıkrada öngörülen idareye başvurma şartı aranmayacağı kuralına yer verilmiştir.

Yukarıda anılan Kanun maddesinde idareye başvuru süresinin, idari eylemlerden zarar gören kişilerin eylemi öğrendiği tarihten itibaren başlayacağı saptanmış olmaktadır. Bu haliyle başvurma süresine başlangıcı yalnızca eylem tarihi ve zararlı sonucun doğduğu tarihi esas almanın, zararın henüz ortaya çıkmadığı veya çıksa bile zararın çıkış sebebinin öğrenilemediği durumlarda dava açma süresinin çok kısalmasına yol açacağı yada dava açma hakkını ortadan kaldıracağı ve hak arama özgürlüğüyle bağdaşmayacağı açıktır. Bundan dolayı zararın doğmasına sebeb olan eylemin idariliğinin öğrenildiği tarihi esas almak gerekmektedir.

Eylemlerin idariliği ve doğurduğu zarar ise, bazen eylemin yapılmasıyla birlikte ortaya çıkarken, bazen de çok sonra, değişik araştırma, inceleme ve hatta ceza yargılamaları sonucu ortaya çıkabilmektedir.

Dosyanın incelenmesinden, davacılardan …'ın 14.10.2008 tarihinde doğumunun yaklaşması nedeniyle Diyarbakır Kadın Doğum ve Çocuk Hastalıkları Hastanesi'ne götürüldüğü, kanaması olmasına rağmen doğuma bir hafta kaldığı belirtilerek evine gönderildiği, ancak 2-3 saat sonra evde doğum yaptığı ve çocuğun ölümüne sebebiyet verildiği, dava konusu olayla ilgili olarak doktorlar ve personeller hakkında Yenişehir Kaymakamlığı ilçe Hukuk İşleri Şefliği 30.04.2012 tarihinde görevi kötüye kullanmaları nedeni ile haklarında soruşturma izni verilmesine karar verildiği, bunun üzerine ilk olarak Diyarbakır 6. Asliye Hukuk Mahkemesinde 24.07.2012 tarihinde E.2012/626 esasına kayden bakılan davanın açıldığı, anılan Mahkemenin 05.10.2012 tarihli kararı ile davanın görev yönünden reddedildiği, bu kararın Yargıtay tarafından 06.03.2013 tarihinde onanarak, 18.04.2013 tarihinde davacıya tebliğinden sonra 16.05.2013 tarihinde bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Bu İtibarla, davacının, zarar doğurucu eylemin ne olduğunu ve idareye atfedilebilir ( eylemin idariliği ) olduğunu, 30.04.2012 tarihi itibariyle, yani doktorlar ve personel hakkında soruşturma izni verilmesi ile öğrendiğinin, dolayısıyla bu tarihten itibaren 2577 sayılı Kanun'un 13. maddesi uyarınca 1 yıllık sürenin bu tarihte başladığının kabulü gerekmektedir.

Buna göre, davacının, eylemi ve eylemin idareye atfedilebilir olduğunu öğrendiği 30.04.2013 tarihinden itibaren 1 yıl içinde, 24.07.2012 tarihinde görevsiz yargı yerinde açmış olduğu davanın görev yönünden reddi üzerine 16.05.2013 tarihinde açtığı davada süre aşımı bulunmamakta olup; İdare Mahkemesince, davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen kararda usul hükümlerine uygunluk görülmemektedir.

SONUÇ : Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan davacı temyiz isteminin kabulü ile Diyarbakır 2. İdare Mahkemesi'nin 09/01/2014 tarih ve E:2013/1357; K:2014/23 sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun'un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Old 14-01-2016, 17:54   #25
halit pamuk

 
Varsayılan

Danıştay 10. dairesi de "eylemin idariliği" kavramından yola çıkarak 5 yılı aşmanın yolunu bulmuştur. Böylece ceza mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren süreyi başlatmaktadır. Ancak sizin olayınızda idareye zaten bir başvuru var bu zımni retten itibaren dava açılmamış. Eğer idare bu hususu gözden kaçırır diyorsanız ona diyeceğim bir şey yok...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
görevsizlik-idare mahkemesi-dava açma süresi ALAMUT Meslektaşların Soruları 13 22-12-2014 17:59
Is mahkemesinde dava acma harci!!! umutlaw Meslektaşların Soruları 3 21-04-2010 12:16
idare mahkemesinde açılacak olan dava av.asen öznur Meslektaşların Soruları 4 14-04-2008 10:34


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08227897 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.