Ekonomik Kriz ve Türkiyedeki Avukatlar

Son 6 ayda dünyada yaşanan ekonomik kriz (amerikan medyasının değimiyle felaket) gerçekten hiçbir meslek grubuna acımadı gibi ( bir iki istisna hariç) Amerikada işinden ayrılan avukatlar artık 1000 leri bulurken bu sayı avrupa ve diğer gelişmiş ülkelerde pek farklı değil.
Peki Türkiyede durum ne?

Tartışılmasını istediğim noktalar temel olarak.
Mesleğin içinde olan kişiler olarak siz krize dair belirtileri görüyor musunuz? Bu konu gerçekten abartılıyor mu? Yoksa işverenlerin Avukatlardan kurtulması için sadece bir bahane mi? Kriz çok derin ise Barolarımız Avukatların bu kriz döneminde en az zararla çıkmaları için ellerinden geleni yapıyorlar mı? Evet bu kriz döneminin bir resmini çıkarmaya ne dersiniz?

Bir Amerikan gazetesinde şöyle bir ifade vardı, eğer avukatlarımız da işinden oluyorsa ekonomimiz gerçekten çok zor durumda...Peki Türkiye Cumhuriyetinde durum ne ?

Açıkcası Ekonomik kriz Türkiye de genellikle dar ve orta gelirli insanları vurdu.Bunların içinde avukatlarda vardır,doktorlarda mühendislerde...Meslek ayrımı yapmak yersizdir.Ancak şu da göz ardı edilmemelidir ki(tecrübemden biliyorum)krizle beraber pek çok avukatın iş yükü artmıştır.Bankalar kredileri muaccel hale getiriyorlar ve avukatlara ivedilikle işi teslim ediyorlar,protesto edilen senetler ve yazılan çekler artık hatıra binaen bekletilmeyip doğruca yasal işleme koyduruluyor.Ekmek aslanın ağzında malımız olsun yeter zihniyetiyle insanlar miras taksim davaları açıyor,bir an önce varlıklarını yokluklarını bilmek istiyorlar.Eşler ekonomik sıkıntılardan geçinemiyor ve boşanmak istedikleri için mahkemeye müracaat ediyorlar.Vel hasılı kelam bu kriz sadece avukatların işini arttırıyor.Ama bu işten para kazanırız kazanmayız bu tartışılır.Ama benim şahsi kanaatim bu kriz sadece bizim meslek grubunu vuramadı.

Ekonomik krizle ilgili olarak meslektaşım Av. Duygu Hanım'a genel anlamda katılıyorum. Kriz serbest çalışan herkesi fazlasıyla etkiledi. Küçük ölçekli işletmeler bir süredir ekonomik sıkıntıları yoğun bir şekilde yaşamaktaydı zaten ancak son zamanlarda büyük ölçekli işletmeler de darboğaza girdi. Pek çok fabrikada üretime ara verildiği gibi bazı fabrikalarda da toplu işçi çıkarımları başladı.İşe iade davalarında ve icra takiplerinde gerek mahkemeler ve icra daireleri gerekse avukatlar rekor sayılara ulaştılar. İş yükümüzün artması anlamında da sevgili meslektaşıma katılıyorum.Ancak şu var ki borçluların çoğu ödeme kabiliyetinden yoksun,ortada dönen para yok. Bu da tahsilat güçlüğünü getiriyor. Malesef iş yükü ve kazanç arasında bir doğru orantı yok. Pek çok meslektaşım bırakın borçluları kendi müvekkillerini,avukatlık ücretlerini tahsil edebilmek için icraya vermek zorunda kaldı.Zaten alacaklılar kendi alacaklarını tahsil edebilmek için borçlularla anlaşma yoluna gidiyorlar,avukatlık ücreti her iki tarafın da işine gelmediğinden avukatı devreden çıkartıyorlar ki bu da ayrı bir sorun. Krizden etkilenmeyen bir kesim herzaman var,bu da ülkemizdeki gelir dağılımındaki adaletsizliğin bir sonucu.Yani krizin denildiği gibi ülkemizi teğet geçmediği düşüncesindeyim. Hatta dün haberlerde bir vatandaşın tabiriyle 'insanların midesinden geçtiğini' de söyleyebiliriz. 2009 yılında da icra dosyalarının sayısında patlama olacağını düşünüyorum. Hepimize kolay gelsin. 2009 UN GÜZELLİKLER GETİRMESİ DİLEĞİYLE...

Sayın Keleş'in yazdıklarından sonra sanırım bir noktayı açıklamamda yarar var. Ben bu forumu açarken düşüncem, krizin sadece Avukatlara etkide bulunduğunu ortaya koymak yani bir anlamda bir ayrımcılık yapmak değildi, forumu açarken ki amacım 1929 bunalımından sonraki bu en önemli bunalım döneminin Türkiye Cumhuriyetindeki Avukatların meslek yaşantılarına ne gibi etkilerde bulunduğu konusunun tartışıldığı bir platform oluştumaktı.

Bu vesile ile tüm Türk Hukuk Sitesi dostlarına krizlerden uzak, sağlıklı ve mutlu bir 2009 yılı diliyorum.

saygılar

kriz avukatların bürosuna da TEĞET GEÇMİŞTİR rahat olalım

SAYGILARIMLA...

Alıntı: Yazan jurist27 kriz avukatların bürosuna da TEĞET GEÇMİŞTİR rahat olalım SAYGILARIMLA...

Böyle "teğet "geçiş düşman ( hoş bir kelime değil de lâfın gelişi kullanıldı işte) başına. Türkiye'yi nasıl "teğet" geçiyor, görüyoruz.

"Avukatların meslek yaşantılarına ne gibi etkilerde bulunduğu"na gelince;
Bir bütünün parçasıyız ve etkilenmemek mümkün değil elbette.
"Nasıl etkilenildiği " sorusuna her avukat farklı cevap verir.
a) İş arttı, ama gelirim o oranda artmadı
b) İşim de, gelirim de azaldı ,
c) İşim de artmadı, gelirim de ,
d) Kriz "Teğet" geçiyor (kriz beni ve bazı tanıdıklarımı yere serdi, kalkmaya çalışıyorum) gibi
e) Angarya fazlalaştı, onunla savaşıyorum
f) Kurum avukatıyım
g) Kriz beni hiç etkilemedi
-Meteliğe kurşun atıyordum, atmaya devam ediyorum
-İşim kriz öncesi de, şimdi de yolunda gidiyor.
....
Selam ve saygı ile.

ben duygu hanıma katılamayacağım.Zira,ödeme gücü olmayan vatandaş avukatı lüks masraf olarak görüp işlerini kendi halletmeye çalışmakta.benim de icra işlerimin arttığı doğru ama boşanma ve miras gibi davalar için vatandaşın avukat tutması için cebinde iyi bir para olması lazım.Herkes çok iyimser bir tablo çizmiş ama önümüzdeki yıl krizin teğet geçmediği anlaşılacak maalesef

Sanırım yanlış anlaşıldı söylediklerim.İş yükümüzün arttığını söyledim.Ancak kazancımızın bağlantılı olark arttığını söylemedim.Dikkat edilirse "bu işten para kazanırız kazanmayız tartışılır" gibi bir ibare kullandım.Benim şahsi gözlemlerim bunlar.Geneli ifade etmediğini belirteyim.

Bengü hanıma katılıyorum...Avrupa'da ve Amerika'da hem devlet hem de barolar tarafından desteklenen avukatları krizin sarsmadığı kanaatindeyim...Türkiye'de ise ne devletin ne de baroların desteklediği avukatın vay haline...Baroların ve barolar birliğinin de ne için varolduklarını halen anlamış değilim???Çünkü her avukat karşılaştığı olumsuz şeylerle tek başına mücadele etmek zorunda kalıyor...

Kriz bütün sektörleri vuruyor.İcra işlerinin artması önemli değil. Önemli olan tahsilat oluyor mu ? Avukatın cebine giren para oluyor mu ? Emin olun ben artık icra işi geldimi strese giriyorum. İcralarda iş yapmak ölüm.İcra daireleri çalışmaz bir vaziyette. Zaten tahsilat yapmak da öyle zorlaştı ki. Kriz şahsen beni vurdu.Bir Anlaşmalı anonim şirketim vardı; işler krize girince üretimi durdurdular. Dolayısı ile anlaşmalı avukatlık olayımız da sona erdi. Her ay bütçeme büyük katkı sağlıyan aylık maaşımda yeni yılla birlikte sona erdi.

Şu noktayı da yeri gelmişken vurgulamak istiyorum, beni gerçekten çok rahatsız ediyor.

Bugün hangi yabancı basın yayın organını açarsanız açın kriz ile ilgili çok derin tartışmalar sürmekte, her sektör bu konu ile ilgili kendi özel tartışmasını yapmakta.

Geçen haftaki Newsweek dergisinin kapağını görmüşsünüzdür tüm dünyada krizin faturası en iyi ihtimalle yaklaşık 4 trilyon dolar.

Şimdi böyle büyük çaplı bir finansal depremde, bazılarının dediği gibi teğet geçmek nasıl oluyor gerçekten benim bunu anlamam zor...

Dışarıda durum bu, şimdi içinde yaşadığımız kaleye döndüğümüzde, burada sanki hiçbirşey olmuyormuş gibi hareket ediliyor maalesef.

Daha da özele ve konumuzla bağlantılı noktaya geldiğimizde, ben ne barolarda ne üniversitelerimizde ne de hukukla ilgili yayın organlarında, konuyla ilgili yeterince tartışma yürütülmediği kanaatindeyim.

Belki beni konunun önemini abartıyor diye düşünebilirsiniz, ama en azından bu yaklaşımın abartı olup olmadığı konusunda bile doğru düzgün bilimsel bir tartışma yürümüyor .

Meslek örgütümüze bu anlamda büyük görev düşmekte aslında, bu toz duman arasında Barolarımız Üyelerini korumak veya en az zararla işi kapatmak için neler yapabilir ?

1-Kredileri değil bireylere birbirlerine bile vermeyen Bankalarla oturulup zorlanan meslektaşlarımıza çok uygun faizli krediler vermeleri konusunda baskı yapılabilir.

2-Bu dönemde işini kaybetmiş meslektaşlarımıza ücretsiz kurslar verilebilir, onların iş arama süreçlerinde kendilerini yetiştirmelerini sağlamak açısından , örneğin yabancı dil kursu.

3-İşini kaybetmiş avukat sayısı çoğaldıkça bunu fırsat bilebilecek firmalara-çünkü hepimiz biliyoruz bu dönemlerde insanlar daha savunmasız oluyorlar- karşı bir mücadele başlatılabilir ve bu tür firmalar ve hukuk büroları herhangi bir sömürü yapmaları durumunda karşılarında Baroları görmeleri sağlanabilir.

Bu liste daha da uzayabilir , bunlar ilk aklıma gelenler...

Bir parantez açarak,geçen bir haber bültenin de ATO Başkanı çıktı ve üyelerine haksız yere kredi vermeyen bankalar olursa onları ifşa edeceğini ve üyelerinin haklarını korumak için elinden geleni yapacağını söyledi, hatta kasasında parayı üyelerine kredi olarak kullandırmak için bankaya yatıracağından bahsetti...

Benim de aklıma hemen doğal olarak Barolar Birliği ve Barolarımızın ellerindeki paraları bu kriz ortamında nasıl değerlendiriyorlar sorusu takıldı?

Özetle, ben Bu finansal krizi enine boyuna tartışma taraftarıyım, eminim sonunda hepimiz kazanacağız...

Saygılar.

Sayın Persona,

Çok haklısınız kriz yeterince konuşulmuyor ülkemizde. Hatta yöneticilerimize göre kriz bizi etkilemedi. Aslında belki de sorunumuz şu: sanayi ve bilgi toplumu olamayan, ekonomik bağımsızlığını çok önce yitirmiş ülkemizde krizler alışkanlık halini aldı. Paramız hep değersiz, işsizlik hep çok fazla, asgari ücret asgari yaşama standardından hep düşük, işsiz kalma korkusu yüksek, diğer deyişle güvencesiz bir çalışma yaşamı var, sosyal güvenlik sosyal güvensizlik halini almış durumda... Bu cümle uzar da gider yani demek istediğim bizim vatandaştan daha yeni değil on yıllardır kemerini sıkması isteniyor. Biz hep krizdeydik. Böyle olunca dünyanın önde gelen ülkelerinde bir kriz başlayınca, işsizlikler artınca dünya panik oluyor ama bizim gibi ülkeler zaten batakta, batakta yaşam sürdürme savaşımında batağın neresinde olunduğu önemini yitirmeye başlıyor.
Tabii bunlar krizi tartışmamıza ve önlemleri düşünmemize engel değil, ben ülkemizde krizin neden farklı algılandığını anlamaya çalıştım sadece. Saygılar

Alıntı: Yazan persona Meslek örgütümüze bu anlamda büyük görev düşmekte aslında, bu toz duman arasında Barolarımız Üyelerini korumak veya en az zararla işi kapatmak için neler yapabilir ? 1-Kredileri değil bireylere birbirlerine bile vermeyen Bankalarla oturulup zorlanan meslektaşlarımıza çok uygun faizli krediler vermeleri konusunda baskı yapılabilir. 2-Bu dönemde işini kaybetmiş meslektaşlarımıza ücretsiz kurslar verilebilir, onların iş arama süreçlerinde kendilerini yetiştirmelerini sağlamak açısından , örneğin yabancı dil kursu. 3-İşini kaybetmiş avukat sayısı çoğaldıkça bunu fırsat bilebilecek firmalara-çünkü hepimiz biliyoruz bu dönemlerde insanlar daha savunmasız oluyorlar- karşı bir mücadele başlatılabilir ve bu tür firmalar ve hukuk büroları herhangi bir sömürü yapmaları durumunda karşılarında Baroları görmeleri sağlanabilir. Bu liste daha da uzayabilir , bunlar ilk aklıma gelenler... Bir parantez açarak,geçen bir haber bültenin de ATO Başkanı çıktı ve üyelerine haksız yere kredi vermeyen bankalar olursa onları ifşa edeceğini ve üyelerinin haklarını korumak için elinden geleni yapacağını söyledi, hatta kasasında parayı üyelerine kredi olarak kullandırmak için bankaya yatıracağından bahsetti... Benim de aklıma hemen doğal olarak Barolar Birliği ve Barolarımızın ellerindeki paraları bu kriz ortamında nasıl değerlendiriyorlar sorusu takıldı? Özetle, ben Bu finansal krizi enine boyuna tartışma taraftarıyım, eminim sonunda hepimiz kazanacağız... Saygılar.

Cmk ücretlerinin dahi tahsilini sağlayamamakla birlikte aidatlarını ödeyemeyen meslektaşları baro levhasından silmekle ve yönetim kurulu kararını cumhuriyet savcılıklarına bildirmekle tehdit eden barolar mı krizde meslektaşlara yardım edecek?
Avukatsanız meslek örgütünüz bakımından kağıt üstünde meslektaşsınız ama gerçekte meslekYaş!!!
Saygılar bizden

Krizin vurmadığı bir meslek grubu var ise bu bizim meslektir düşüncesine katılmıyorum. Kriz sebebi ile icra işleri, boşanmalar ve saire işler artmış olabilir;ama tahsilat olmadığı gibi müvekkillerden ücret de alınamıyor. Zaten artan da bahsedile işler. Çoğu kimse dava da açmıyor. Bence ekonominin tıkırında olduğu piyasada paranın döndüğü zamanlar bizim meslek için en iyi paranın kazanıldığı zamanlar. Ortada para varsa herkez payına düşeni alır yaptığı işe bağlı olarak. Ben tam tersini düşünüyorum. Şu anda kriz avukatları da vurmuştur! Uzun zamandır bu konuda yazı yazılmamış gördüğüm kadarıyla. Belki 2-3 ay önce kriz mesleğimizi teğet geçiyordu ama bugünlerde onikiden vurmaya başladı gibi. Amaa şunu da belirtmek gerekir ki bu zamanda işleri topla meyvelerini sonra verir.

Nasıl ki deprem olduğu yerdeki herkesi doğrudan veya dolaylı olarak etkiliyor , kriz de biz avukatlık mesleğini icra edenleri doğrudan veya dolaylı olarak etkiledi.Kısaca Ödemelerimiz aksıyor. ( ki bu en kötüsüdür , zira avukat = para dır. Avukatta para yoksa kimsede yoktur.) Bu , Kriz en çok avukatların işine yaramış olmalı şeklindeki ve aşağı yukarı her gün duyduğum varsayım ise mantıksal doğruluğu karşın reel tutarsızlığından olsa gerek beni oldukça düşündürüyor güldürüyor ( fıkra gibi ). Nihayetinde hem toplumun bir parçası olarak hem de toplumsal yaşamı şekillendireni yani hukuku uygulayan / uygulatanlar olarak etkileniyoruz.Hem maddeten hem de işimizde içinde bulunduğumuz dönem dolayısıyla oluşan tavır farklılıkları nedeniyle manen .İşi bırakır mıyız ? Devlet çok uzun yıllar önce avukatın üstündeki korumasını çekmiş ! Ey Allah'ım , işini kolaylaştırsın diye yarttığın kulların bize yardım etmiyor . İşimiz yine Sana kaldı.

Her şey günlük güneşlik, panik yapmayın arkadaşlar..
Kriz mi?? O da ne ??

Türkiye'de hiç kriz olur mu? Hem de gelip Avukatları bile vuracak bir kriz?

Burada yeteri kadar "teğet" muhabbeti yapılmış lakin bir kısım yerlerin "siyasetle" uğraşmaktan vakit bulamayıp üyelerinin haklarıyla uğraşmayı "teğet" geçtiğine değinilmemiş. Bence esas "kriz" ve "buhran" budur.

Ekonomik krizin tüm meslek gruplarını öncelikle,vatandaş olarak etkilediğini, zaten zayıf olan ticari güveninin iyice sarsıldığını, icra dosyalarından dosya kapatmak için vekalet ücretimden de bile fedakarlık ettiğimi, ya da cüzi miktarlı borçlara bile 4-5 ay taksit yaptığım şu günlerde icradan asla zevk almadığımı belirtmeliyim. Ayrıca ekonomik krizle beraber müvekkilim iki şirket de iflas edince, krizin beni etkilemediğini söylemem mümkün değil. Diğer meslektaşlarımın da belirttiği gibi, insanlar öncelikle zaruri ihtiyaçlarını giderdikten sonra avukata geliyorlar. Kaldı ki, çoğunlukla duruşmalarda davaların vatandaş tarafından takip edildiğini görüyor ve mesleğimiz açısından karamsarlığa düşüyorum.
Sağlıklı ve bol kazançlı bir yıl dileğiyle...