Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Avukat Karizmatik Mi Olmalı???

Yanıt
Old 25-08-2009, 09:31   #1
Av.Mikail Altintas

 
Mutsuz Avukat Karizmatik Mi Olmalı???

Merhaba. Hani Genelde derler ya iyi bir avukat olmayı istersen iyi arabaya binmelisin işte şöyle giyinmelisin böyle ofisin olmalı!!! Peki imkanımız yoksa bizim o dediklerinden??? Görünüş bilgiden önce mi geliyor?? Anlamadım vesselam
Old 25-08-2009, 11:53   #2
suskun_juliette

 
Varsayılan

İnsanlar kılık ve kıyafetleriyle karşılanır,düşünceleriyle uğurlanır diye bir söz duymuştum.Kılık kıyafeti yerinde olsun ama hukuka hakim değilse ne çıkar?Sonra o avukatın lüx ofisinin kapısını örümcek ağları tutar.

Güzel avukat,yakışıklı avukat olarak bir potansiyel de var bilmem duydunuz mu?


Bence bilgi değil giyiniş görünüşten,her şeyden önce gelir,siz sıkmayın canınızı,bilgi en değerli hazinedir nasıl olsa
Old 25-08-2009, 16:47   #3
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Sayın Av.Mikail Altintas;
Sayın suskun juliette'nin aktardığı "İnsanlar kılık ve kıyafetleriyle karşılanır,düşünceleriyle uğurlanır" sözü oldukça manidar. Avukatlık, adeta bir etiket mesleği ancak meslekte başarılı olmanın yolu yakışıklı yahut güzel olmaktan kesinlikle geçmiyor. "Avukatlar karizmatik olmalı" sözüyle kastedilen şey, dış görünüşe, özellikle kılık kıyafete ve mesleki vizyonu sağlama noktasına dikkat gösterilmesidir. Yoksa, mesleğe yaraşır bir görünüme sahip olmadıktan sonra karizmatik(!) olunsa ne olur olunmasa ne olur. Avukatı karizmatik yapan özellik esasen, gerek adliyelerde personel ve vatandaşlarla, gerekse müvekkillerle olan ilişkilerdeki yaklaşımıdır. İletişim yönünün kuvvetli olması bir avukattan kesinlikle beklenecek bir özelliktir. Elbette avukatların sürekli pahalı kıyafetlerle, lüks araçlarla görünmesi imkan dahilinde değil ancak, hukukla iştigal etmeyen biriyle muhatap olunduğunda "işte karşımda bir avukat duruyor" dedirtebilmek çok önemli. Bunun için de kendini iyi ifade edebilen, sohbeti güzel, hak arama mücadelesinde güven veren bir avukat, yakışıklı ya da güzel olsun ya da olmasın her daim insanların gözünde bir avukat olarak yerini alabilecektir. Avukatın karizması, sadece bu özelliklere sahip olunması halinde göze çarpacak, doğuştan sahip olunan fiziksel güzelliklerin içinin insani ve mesleki altyapıyla donatılmaması halinde bu güzellikler sönük kalacaktır. Engelli olduğu halde bu mesleği çok kaliteli şekilde yürüten değerli meslektaşlarımızın varlığının, sözlerimi daha gerçekçi kılacağı kanaatindeyim. Dolayısıyla, bu tip söylenceleri kesinlikle sorun etmemenizi acizane öneririm. Saygılarımla..
Old 25-08-2009, 23:16   #4
ebrus

 
Varsayılan

Sevgili meslektaşlarım eğer yanlış anlamadıysam forumu açan meslektaşımız bir Avukatı karizmatik hale getiren şeyin onun lüks bir arabasının, ofisinin yada marka kıyafetlernin olup olmadığı noktasında firkimizi soruyor. Diğer meslketaşlarımız gayet güzel 'olması gerekenleri' yazmış. Evet bizler bu mesleğin içinden olan kişiler olarak bir Avukatı karizmatik yada iyi bir Avukat yapan şeylerin bilgi, temiz ve bakımlı olmak, güzel Türkçe, güzel hitabet, aristokrat tavırlar, nazik bir kişilik vs vs olduğunu biliriz. Ancak daha öncede belirttiğim gibi bunlar olması gerekenler ve bence Türkiye toplumu düşünüldüğünde sade vatandaş için sonra gelen özellikler. Ben çok şükür çok sevdiğim mesleğimi 10 yıldır yapıyorum ve bugüne kadar gözlemlerime dayanarak edindiğim fikir şu ki maalesef bu ülkede bir Avulkatı müvekkil gözünde karizmatik kılan çoğu zaman evet onun lüks ofisi, pahalı arabası, pahalı giysileri. Çünkü toplum olarak vitrine ve vitrinin göz kamaştırıcı parkalığına çok önem veriyor ve gözümüzü kamaştıran şeyleri seviyoruz. Ayrıca günümüz insanı için para en büyük güç anlamına geldiği için çok lüks yaşayan lüks ve pahalı eşyalarla dolu bir ofisi olan veya BMV vesair bir araca binen bir Avukat hem İYİ!!! bir Avukattır hem karizmatiktir!!! hem de müvekkilerin karşısında saygıyla asas duruşa geçtikleri önünde ceketini ilikledikleri Avukatlardır. Bu Avukatın ne kadar bilgili yada hukuk mantığı ne kadar sağlam ve çok araştıran bir Avukat olup olmadığının da o müvekkilerin gözünde çoğu zaman hiç önemi yoktur. Nice derya gibi hukuk bilgisine sahip dürüst ve yüksek ahlak düzeyine sahip değerli meslektaşlarımızı bilirim ki maalesef o dediğimiz lüks imkanları olmadığı için müvekkiller tarafından kendi küçük dünyalarında başarısız bir Avukat olarak tanımlanır. Bunu o çoğu cahil müvekkilin ağzından da bizzat duyarsınız. Biliyor musunuz kendi başımdan geçeb bir örneği söyleyeyim. Daha büromu yeni açtığım zamanlarda tabiiki arabam yoktu ve daha borcunu ödemek dürüstlüğüne sahip olmayan bir müvekkilim beni bu durumdan dolayı küçümsemeye çalışmıştı. Kısaca şunu demek isterim ki bir Avukatı değerli, karizmatik kılan maalesef bizim ülkemizde onun ne kadar çok para kazandığıdır. Müvekkilleri bunu böyle görür. Ama tabiiki bana göre de bir Avukatı karizmatik yada değerli kılan her neyse onun mesleğini yaparken gösterdiği çalışkanlık, sahip olduğu bilgi, Türkçeyi güzel konuşması, hitabet yeteneği ki özellikle akıcı konuşması, temiz ve düzenli bir giyim tarzının olması ve tabiiki yüksek ahlak düzeyine sahip onurlu bir kişişik olmasıdır. Ancak unutmayın ki gelişmişlik ve eğitim düzeyi düşük ülkelerde mesleğe müvekkil tarafından bakış ve değerlendirme düzeyi de bir o kadar düşük ve yüzeyseldir. Ve maalesef bizim ülkemizde de öyle!!
Old 26-08-2009, 07:58   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ebrus
Sevgili meslektaşlarım eğer yanlış anlamadıysam forumu açan meslektaşımız bir Avukatı karizmatik hale getiren şeyin onun lüks bir arabasının, ofisinin yada marka kıyafetlernin olup olmadığı noktasında firkimizi soruyor. Diğer meslketaşlarımız gayet güzel 'olması gerekenleri' yazmış. Evet bizler bu mesleğin içinden olan kişiler olarak bir Avukatı karizmatik yada iyi bir Avukat yapan şeylerin bilgi, temiz ve bakımlı olmak, güzel Türkçe, güzel hitabet, aristokrat tavırlar, nazik bir kişilik vs vs olduğunu biliriz. Ancak daha öncede belirttiğim gibi bunlar olması gerekenler ve bence Türkiye toplumu düşünüldüğünde sade vatandaş için sonra gelen özellikler. Ben çok şükür çok sevdiğim mesleğimi 10 yıldır yapıyorum ve bugüne kadar gözlemlerime dayanarak edindiğim fikir şu ki maalesef bu ülkede bir Avulkatı müvekkil gözünde karizmatik kılan çoğu zaman evet onun lüks ofisi, pahalı arabası, pahalı giysileri. Çünkü toplum olarak vitrine ve vitrinin göz kamaştırıcı parkalığına çok önem veriyor ve gözümüzü kamaştıran şeyleri seviyoruz. Ayrıca günümüz insanı için para en büyük güç anlamına geldiği için çok lüks yaşayan lüks ve pahalı eşyalarla dolu bir ofisi olan veya BMV vesair bir araca binen bir Avukat hem İYİ!!! bir Avukattır hem karizmatiktir!!! hem de müvekkilerin karşısında saygıyla asas duruşa geçtikleri önünde ceketini ilikledikleri Avukatlardır. Bu Avukatın ne kadar bilgili yada hukuk mantığı ne kadar sağlam ve çok araştıran bir Avukat olup olmadığının da o müvekkilerin gözünde çoğu zaman hiç önemi yoktur. Nice derya gibi hukuk bilgisine sahip dürüst ve yüksek ahlak düzeyine sahip değerli meslektaşlarımızı bilirim ki maalesef o dediğimiz lüks imkanları olmadığı için müvekkiller tarafından kendi küçük dünyalarında başarısız bir Avukat olarak tanımlanır. Bunu o çoğu cahil müvekkilin ağzından da bizzat duyarsınız. Biliyor musunuz kendi başımdan geçeb bir örneği söyleyeyim. Daha büromu yeni açtığım zamanlarda tabiiki arabam yoktu ve daha borcunu ödemek dürüstlüğüne sahip olmayan bir müvekkilim beni bu durumdan dolayı küçümsemeye çalışmıştı. Kısaca şunu demek isterim ki bir Avukatı değerli, karizmatik kılan maalesef bizim ülkemizde onun ne kadar çok para kazandığıdır. Müvekkilleri bunu böyle görür. Ama tabiiki bana göre de bir Avukatı karizmatik yada değerli kılan her neyse onun mesleğini yaparken gösterdiği çalışkanlık, sahip olduğu bilgi, Türkçeyi güzel konuşması, hitabet yeteneği ki özellikle akıcı konuşması, temiz ve düzenli bir giyim tarzının olması ve tabiiki yüksek ahlak düzeyine sahip onurlu bir kişişik olmasıdır. Ancak unutmayın ki gelişmişlik ve eğitim düzeyi düşük ülkelerde mesleğe müvekkil tarafından bakış ve değerlendirme düzeyi de bir o kadar düşük ve yüzeyseldir. Ve maalesef bizim ülkemizde de öyle!!

Yazdıklarınızın büyük bir bölümüne aynen katılıyorum.

"Karizma" veya "karizmatik kişilik" denen şeyin ne olduğunu inanın ki ben hala çözemedim. Para, lüks araba veya ofis, ancak bilginiz varsa anlamlıdır. Aksi durum temelsiz eve benzer.

Şunu bütün içteliğimle söyleyebilirim: Bilgi, en büyük karizmadır. Gerisi hikaye!
Old 26-08-2009, 08:28   #6
Adli Tip

 
Varsayılan

Karizmanın kelime anlamına ve buradaki kullanımının yerindeliğine değinmeyeceğim. Zira soru ve konu gayet açık.

Benim düşüncem şöyle:

Avukatlık, yasada "kamu hizmeti" olarak tanımlanmışsa da, hiç kimse "bir büro açayım da kamuya çok faydalı olayım" hayaliyle yanıp tutuşmaz. Avukat, mesleğini para kazanmak ve (mesleki) üne kavuşmak için icra eder.

İstisnalar bir yana bırakılırsa, bir davanın avukat için en önemli neticesi, o davadan gelen vekalet ücretidir.
Hal böyleyken, bir avukat hakkında fikir sahibi olmak için vatandaş mahkeme kalemlerinden tek tek o avukatın takip ettiği dosyalara bakmaz. "Başarılı bir avukatsa iyi para kazanır, iyi para kazanırsa da kaliteli yaşar." diye düşünebilir. Keza avukatın ne kadar para kazandığını anlamak için de, tapuya, bankalara müzekkere de yazdırmayacağına göre kıyafetine, ofisine ve arabasına bakarak fikir yürütür. Son yıllarda vatandaşların bir kriteri daha oluştu: "Acaba yanında kaç avukat çalıştırıyor?" Bu sorunun cevabı da vatandaş için ön bilgi sağlıyor.

Biz avukatlar elbette meselektaşlarımızı bu kriterlere göre değerlendirmemekteyiz, değerlendiremeyiz, değerlendirmemeliyiz. En iyi avukat, sorumluluk sahibi olan, üzerinde çalıştığı konuya hakim olan, adalet duygusu gelişmiş ve meslek etiğine çok önem verendir bence.

Ancak vatandaşların bakış açısı da yukarıda açıkladığım gibi altı bomboş bir bakış açısı değil.

Mesleğe yeni başlayan ve mesleğe bu imkanlarla başlayamayan avukatlar için ise, çok kazanan, kaliteli yaşayan avukatlar şevk kaynağı olmalı sadece. Bürosunu dün açmış ama son model arabaya binen avukatın arabasının babası tarafından alınmış olduğunu en iyi niyetli müvekkil de farkeder, merak etmeyin.

Saygılar,
Old 26-08-2009, 09:50   #7
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


"Yapabilen yapar, yapamayan yapmayı öğretir."

Ben serbest avukatlığı deneyip de yapamayanlardanım. O nedenle yukarıdaki sözün gölgesinde aşağıda görüşlerimi sunuyorum:

Müvekkil güçlü avukat ister.

Güçlü avukatın herşeyden önce bilgisi güçlü olmalıdır. Alacaklı vekili de olsa borçlu vekili de olsa o davayı kazanabilme becerisini göstermelidir. (Yoksa haksızların avukata ihtiyacı olmaz.)

Boyu posu ile bedensel olarak güçlü olmalıdır. Avukat erkekse sesi sanki kükrer gibi çıkmalıdır. Avukat kadınsa sesi tavus kuşu gibi olmalıdır. Sağlıklı olmalıdır. (Yoksa işi takip edemez.)

Ekonomik olarak güçlü olmalıdır. Müvekkilin vereceği ücrete muhtaç olmamalıdır. (Yoksa ücretini ister. )

Sosyal açıdan güçlü olmalıdır: Her yerde tanıdıkları aracılığı ile her sorunu hatır gönül ilişkisi ile çözebilmelidir. (Yoksa neden avuç dolusu para alsın.)

Müvekkil ile ilişkileri güçlü olmalıdır: Müvekkil avukatı ile mümkün olan en uzun zamanı geçirmek ister. Avukatlar psikiyatristler gibi konuşma süresini bir saat ile sınırlandırmamalıdır. (Yoksa işe önem vermediği düşünülür.)

Umarım güçlü bir yanıt verebilmişimdir.

Saygılarımla
Old 26-08-2009, 09:52   #8
Av.Arzu Erkan

 
Varsayılan

Herkese selamlar. Ben de mesleğe yeni başlayan bir avukatım. Büromun olduğu yer ile evim farklı ilçelerde. ( Yaklaşık 15 km.) Her gün otobüsle gidip geliyorum, yaşadığımız yer küçük olunca ve her gün gidip gelince haliyle şöförler tanıyor ve ne iş yaptığımı soruyorlar. Avukat olduğumu söyleyince manidar bir şekilde yüzüme bakıyorlar. Avukat olmuş ama arabası yok der gibi... Mesleğin başında maddi olarak ne kadar zorlandığımızı, bazen parasız kaldığımızı daha doğrusu kaldığımı, vergileri ödemekte zorlandığımı, sigorta primlerimi biriktirmek zorunda kaldığımı bilen yok. (Bu konu için belki yeni bir başlık açılabilir. ) Nasrettin Hoca 'nın dediği gibi " Ye kürküm ye." Kılık kıyafete önem gösterilmeli bence, pahalı ve markalı olmasına gerek yok. Yeter ki temiz olsun. Mesleğimizi layıkıyla icra edelim. vatandaş sonunda doğru adresi bulacaktır. İnşallah yanılmam. İyi çalışmalar...
Old 26-08-2009, 09:54   #9
suskun_juliette

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı

"Yapabilen yapar, yapamayan yapmayı öğretir."

Ben serbest avukatlığı deneyip de yapamayanlardanım. O nedenle yukarıdaki sözün gölgesinde aşağıda görüşlerimi sunuyorum:

Müvekkil güçlü avukat ister.

Güçlü avukatın herşeyden önce bilgisi güçlü olmalıdır. Alacaklı vekili de olsa borçlu vekili de olsa o davayı kazanabilme becerisini göstermelidir. (Yoksa haksızların avukata ihtiyacı olmaz.)

Boyu posu ile bedensel olarak güçlü olmalıdır. Avukat erkekse sesi sanki kükrer gibi çıkmalıdır. Avukat kadınsa sesi tavus kuşu gibi olmalıdır. Sağlıklı olmalıdır. (Yoksa işi takip edemez.)

Ekonomik olarak güçlü olmalıdır. Müvekkilin vereceği ücrete muhtaç olmamalıdır. (Yoksa ücretini ister. )

Sosyal açıdan güçlü olmalıdır: Her yerde tanıdıkları aracılığı ile her sorunu hatır gönül ilişkisi ile çözebilmelidir. (Yoksa neden avuç dolusu para alsın.)

Müvekkil ile ilişkileri güçlü olmalıdır: Müvekkil avukatı ile mümkün olan en uzun zamanı geçirmek ister. Avukatlar psikiyatristler gibi konuşma süresini bir saat ile sınırlandırmamalıdır. (Yoksa işe önem vermediği düşünülür.)

Umarım güçlü bir yanıt verebilmişimdir.

Saygılarımla


Yani müvekkil,avukat değil şahsi hizmetine atanmış bir köle ister?
Old 26-08-2009, 09:59   #10
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan suskun_juliette
Yani müvekkil,avukat değil şahsi hizmetine atanmış bir köle ister?
Avukat daha müvekkilinin istemesine fırsat bırakmadan hemen ve re'sen ona kul köle olmalıdır.

"İstenirse kıymeti kalmaz."
Old 26-08-2009, 10:55   #11
Av. Bülent Sabri Akpunar

 
Varsayılan

Bir Karar celsesi, avukatının yanında el pençe divan hakimin ne anlama geldiğini bilmediği sözleri dinleyen müvekkil, yanında kendinden emin avukatı, prosedür sözcükleri öyle bir vurguluyor ki sanırsınız büyük bir topluluğa hitap ediyor!- "Toplanan tüm delillerden ve dosya münderacatından da anlaşılacağı gibi davaaaamız sübuta ermiş oluuupp..." Hakim Bey yaz kızım diyor : "Davanın Reddine..."

Çıkışta müvekkili avukatına soruyor: "Ne oldu şimdi Avukat Bey?"

Avukatı yanıtlıyor : "Merak etmeyiniz, yüksek temyiz hakkını kazandık"!!"

İşte karizma budur.
Old 26-08-2009, 13:41   #12
Admin

 
Varsayılan

Serbest avukatlıktan konuştuğumuzu varsayarsak ve mesajınızdaki "iyi avukatlık" tabirini de, çok para kazanmak ve tanınır olmak olarak yorumlarsak "iyi avukat" bence çok bilen değil, çok sosyalleşen ve doğru ortamlarda, doğru ilişkiler kuran avukattır.

Yukarıda zikredilen, hukuka hakim olmayıp lüks bürosunun kapısı örümcek ağı bağlamış avukata ben hiç rastlamadım ama mükemmel hukukçu olup, para kazanamayan pek çok avukat tanıdım. "Tanınır avukat" olmak için hukuka hakim olmak, bilgili olmak yükselen değerler değil, son derece bilgisiz ama "doğru sosyalleşmiş" ve lüks bürosu olan bir avukat sizin tabirinizle "hukuka hakim" avukatları yanında çalıştırıp, lüks bürolarını da vızır vızır işletiyorlar. Türkiye'nin en ünlü avukatları olarak bilinen bazı isimleri nadiren girdikleri duruşmalarda izler ya da bizzat yazdıkları bir dilekçeyi okuma şansına sahip olursanız, söyleyediklerime katılacağınızı umuyorum.

Öte yandan tanınır, bilinir, çok para kazanan bir avukat olmakta, avukatlık mesleğine bilinçli olarak yönelmiş, bu bağlamda idealist bir hukukçunun nadiren asli hedefi olacaktır diye düşünüyorum. Çok para kazanmak isteyen, ticaretle uğraşır, (kazayla hukuka girmediyse) niye avukat olsun?

Benim tanıdığım "iyi avukatların" hemen hepsi hukuk konusunda idealist. (Buradaki "iyi", yukarıdaki "iyi"lerden farklı olarak "ünlü ve zengin" anlamında değil, "benim davam olsa avukatım olsun isterdim" anlamında kullanılmıştır.)
Old 26-08-2009, 16:23   #13
Av. Şehper Ferda DEMİREL

 
Varsayılan

Avukat önce ve sonra "Çalışkan" olmalıdır. İyi de bir gözlemci. Haa, bir de iyiniyetli olmalıdır.

Çalışkanlık ve gözlem, iyiniyet temeli üzerinde yükselirse, ben duygusu ve dünya nimetleri gözlerini -önce kendine ve sonra başkalarına karşı- köreltmezse; kendisi farkında olsa da olmasa da forumda sorulan anlamıyla avukat artık "İyi" avukattır.

(Hemen) Hepimiz mesleğe başladığımızda elde var sıfırla başladık, hiç bir varlığımız yoktu, okulu henüz bitirmiş, sırt çantalarımızla staj yapacağımız büro arayan, çiçeği burnunda stajyerlerdik. Yola ne ile çıktık? Heyecanlarımızla. Heyecanına çalışkanlığı ekleyip, doğruluktan da ayrılmamayı seçenler (ve elbette sabretmeyi de bilenler) kazandılar. Az ya da çok.

Nereye gelirseniz, gelin. Çalışmayı bıraktığınız, rehavete kapıldığınız an, dilerseniz 50 kişi birlikte çalıştığınız bir ofisiniz olsun; düşüşünüz keskin ve kaçınılmaz olur.


Saygılarımla...
Old 26-08-2009, 19:36   #14
suskun_juliette

 
Varsayılan

Avukatın kendi tabirimle hukuka hakim olmasının dışında elbette sosyal olmasının önemi yadsınamaz.Sonuçta avukatlıkta çevre çok önemli bir faktördür.Ama iyi bir avukatın bilgili olması gerekir,buna örnek vermek gerekirse şuan sitemizde bulunan KAHDEM formu ne güzel bir örnektir.Ofisinizi,kılık kıyafetinizi görmeden insanlar sizlere soru yöneltiyor ve cevap buldukları zaman içten teşekkür ediyorsa,demek ki İYİ AVUKAT insanlara adalet arayışında yol gösterendir.

Saygılar
Old 27-08-2009, 00:18   #15
Gemici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mikail Altintas
Avukat Karizmatik Mi Olmalı???Merhaba. Hani Genelde derler ya iyi bir avukat olmayı istersen iyi arabaya binmelisin işte şöyle giyinmelisin böyle ofisin olmalı!!! Peki imkanımız yoksa bizim o dediklerinden??? Görünüş bilgiden önce mi geliyor?? Anlamadım vesselam


Karizma kavramını Türk Dil Kurumu’nun Büyük Sözlüğü ‚Etkileyicilik‘ olarak tanımlıyor ve kavramın Fransızca’dan geldiğini belirtiyor. TDK’nın belirttiği tanım doğru ama eksik; verdiği kaynak yanlış, çünkü karizma kavramı Fransızca’dan değil, Eski Yunanca’dan geliyor. Kelimenin Türkçe’ye Fransızca’dan gelmiş olması, kaynağının Fransızca olması anlamına gelmez.
Karizma anlam olarak lütuf olarak verilen şey anlamına geliyor.Kavramın Batıdaki ilk kullanılışı dini felsefe alanıdır. Yahudilik ve Hıristiyanlık ‚Karizmayı‘ Tanrının insanlara lütuf olarak verdiği şeyler anlamında kullanır.
Sosyolojik bir kavram olarak ‚Karizma‘ , anlamını Max Weber’e borçludur. Max Weber karizmayı bir kişilik özelliği olarak tanımlar. Karizma sahibi olan kişi diğer kişiler tarafından istisnai bir kişi olarak kabul edilir; diğerlerinden üstün olan özelliklere sahiptir ve diğerleri tarafından örnek alınır. Karizmatik kişi bu özelliklerinden dolayı diğerleri tarafından kolayaca lider olarak kabul edilir.

Yukarıdaki açıklamayı yapmamın gerekçesi, karizmanın mal mülk, giyiniş, araba ve lüks ofise bağlı olmadığını belirtmek içindi.

Aklımda kaldığı kadarı ile öğrenim süresi boyunca takım elbise ve karavatla dolaştım.
Öğrenim bittikten sonra kravat takışım ve takım elbise giyişim bayramdan bayrama yahutta önemli bir toplantıdan diğer önemli toplantıya oldu. Türkiyede kalmış olsaydım, takım elbise ve kravatla mı gezerdim ? Belki evet belki de hayır, bilemiyeceğim.

Bana danışmaya gelenlerin çoğunun bankalarla, sigorta şirketleri ve devlet daireleri ile ilişkileri ve bu yerlere borçları vardır. Bir tarafta büyük binalarda ve bürolarda hüküm süren alacaklılar, diğer tarafta eski mobilyalarla döşenmiş bir büroda çalışan ben. Ve danışmaya gelenlerin çoğunun düşüncesi: ‚Bildiğimiz tüm yolları denedik, bir faydası olmadı, bir de bu borçlular için danışma bürosuna gidelim, faydası olmasa zararıda olmaz, parasız nasıl olsa‘. Danışmaya gelenlere somut bir yardımda bulununcaya kadar bu düşünce, devam eder.
Bu yardım nasıl oluyor peki?
Ucuz mobilyalarla döşenmiş ufak büroma rağmen, bankalarla, sigorta şirketleri ile ve devlet daireleri ile pazarlık yapmamda ve bana danışmaya gelen kişiye borç konusunda en azından banka, sigorta ve resmi daire çalışanları kadar bilgi sahibi olduğumu ispat etmemle.
Danışmaya gelenlere neleri yapabileceğim ve neleri yapamıyacağım gibi konularda doğru ve açık bilgi vermemle.
Haklı ve haksız oldukları konuları onlarla açık açık tartışmamla.
Bilmediğim bir konu olursa, biliyormuş gibi daranmamamla.
Belirttiğim gibi davranıldığında birini veya diğerini kırma ve bir daha gelmemecesine elden kaçırma tehlikesi var ama diğer tarafta da, memnun olanın beraberinde getireceği bir kesim var.
Nedenini tam olarak bilmiyorum ama, takım elbise giyip kravat takmış olsaydım, danışmaya gelenlere burada açıklamaya çalıştığım güven duygusunu daha önceden ve daha kolay verebilirdim diye düşünüyorum.

Bu mesajı yazmaya başlarken, yazmayı düşündüğüm asıl konuya döneyim son olarak:
Tartışmayı açan yukarıdaki alıntıyı okuduğumdan beri aklımdan çıkmayan şey Orhan Kemal'in ‚Müfettişler Müfettişi‘ adlı romanı.
Müfettişler Müfettişi ve onun kişiliğinde olan kimseler, özellikle Türkiye Toplumu gibi toplumlarda devamlı olarak başarılı olurlar. Bir yerde foyaları ortaya çıkınca başka bir yere çadır açarlar.
Özellikle Türkiye Toplumu gibi tolumlarda dememin gerekçesi, bu türden davranışların sadece bizim toplumumuzla sınırlı olmadığını belirtmek içindi. Aynı durum diğer toplumlar için de söz konusu. Bazısında az, bazısında çok. Ve olay sırf avukatlarla da sınırlı değil, her meslek ve her toplum katmanı için de söz konusu.

Saygılarımla
Old 27-10-2009, 22:24   #16
suskun_juliette

 
Varsayılan

Sanırım artık avukatın karizmatik olup olmamasını tartışmanın karizması kalmadı?
Old 30-10-2009, 10:34   #18
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

1- Karizmatikten kasıt nedir?[/quote]
Sayın Nur Deniz;
Yukarıda meslektaşlarımız görüşlerini sıraladı. Sizce nedir karizmatik olmaktan kasıt nedir? Görüşlerinizi paylaşır mısınız?
Old 30-10-2009, 11:58   #19
üye31284

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Mikail Altintas
Merhaba. Hani Genelde derler ya iyi bir avukat olmayı istersen iyi arabaya binmelisin işte şöyle giyinmelisin böyle ofisin olmalı!!! Peki imkanımız yoksa bizim o dediklerinden??? Görünüş bilgiden önce mi geliyor?? Anlamadım vesselam

Mesela....

İyi bir arabaya binmiyorsan da sırf dolmuşla gelip gidiyorsun diye ayakkabıların çamur için de olmamalı, eğer araban varsa ve sen yine de çamurlu aykkabılarla geziyorsan, hiç bir sözlükteki karizma kavramına giremezsin bence.

Ağzın ve kıyafetlerin leş gibi kokuyorsa istersen en pahalı yerden, hergün 3 kıyafet değiştir farkezmez. 1-2 kıyafetin olsun... Ama pırıl pırıl görünmeli avukat.

Çok bilgili olabilirsiniz ama hiç çevreniz yoksa ve bunun için çabalamıyorsanız ne işe yarar... Ya da iletişim yeteneğiniz yoksa... Ya da sürekli yorgun, hastalıklı, uykulu, süklüm püklüm görünüyorsanız...

Ofis evet önemli, etiket çağında yaşadığımızı da inkar edemeyiz ama ortalama bir ofisin varsa da bunu pırıl pırıl yapabilirsin...

Bir de kendini geliştirebiliyorsan...

Bir de esnaf gibi para kazansan da para kazanmasan da ağlamıyorsan para yok iş yok diye...Parasızlıktan ağlamak kadar kötü bişey olamaz bence hele ki bir avukat için...

Tüm bunlar varsa pek çok açık kapanabilir ama şu şeytan tüyü denilen soyut şey de olursa...

İşte onu tam açıklayamıyorum ama sadece şeytan tüyüyle işlerin yürümediği kesin.
Old 05-11-2009, 17:38   #20
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Engin
Sayın Nur Deniz;
Yukarıda meslektaşlarımız görüşlerini sıraladı. Sizce nedir karizmatik olmaktan kasıt nedir? Görüşlerinizi paylaşır mısınız?

-Derli toplu , temiz giyinsin, takım elbise ve kravat, kadınlar etek ve gömlek..Traşlı olsun, bir kaç günlük sakalla, uykudan yeni uyanmış özensiz ve dağınık olmasın, uzun saçlı olabilir elbette oda belli bir standartta ve toplum tarafından yadırganacak dağınıklıkta olmasın...

-Ses tonu güzel, konuşması akıcı ve etkileyici olsun..Uslubu güzel olsun herkese kendini dinletsin.Ürkek, kendinden emin olmayan, kısık bir sesi kim dinlemek ister ki? Tıpkı, ayarlanamamış ses tonunu (yüksek yada çok düşük, zayıf ve sıradan) kimsenin dinlemek istemeyeceği gibi..

-Zamanlama konusunda dakik olsun, çünkü hiç kimse bekletilmeyi sevmez..

-Güvenilir ve ikna edici özelliği çok çok gelişmiş olsun ama mesafesini ayarlayabilsin..

-İşini elbette iyi yapsın, küçük dosya ile milyonluk dosya farkı yerine, adalet anlayışı gelişmiş olsun..

-Yaşı hiç önemli değil... Önemli olan kişilerin saygınlığıdır..

-Bürosunun cazibesi filan hiç önemli değil, deri koltuklar, ceviz masa olmasa da olur çünkü müvekkiller sıkıntılı durumlarda avukatlara giderler.. Olursa da lütfen abartılı ve görgüsüzce olmasın dekoratif ve zevkli olsun.. Ama çay yada kahve servisi temiz olsun... Sekreteri de düzgün konuşsun hatta zeki olsun..

-İnsan ilişkileri yerinde olsun..

-Zeki olsun ki kaybettiği durumlarda kimseyi kızdırmadan açıklayabilmeyi bilsin.. (Çünkü herkes kaybetmekten daha çok idare edilmeye çalışılmasına kızar)

-Dosya ile kendini kaybetmesin nede olsa hukuki işlemler vatandaşların hayatları ile ilgilidir, açıkça sorabilsin , anlatabilsin ve uyarabilsin...

E daha ne olsun...
Old 05-11-2009, 21:48   #21
Kılıç&Kılıç

 
Varsayılan

Merhabalar...
sanırım burda sorgulanmak istenen bir müvekkilin avukat seçerken nelere dikkat ettiğidir. Burda karizma veya bilgi mi daha büyük rol oynuyor, kesin bir şey diyemem ama şansın büyük etkisi var, herşeyden önce kimsenin alnında bilgili ya da bilgisiz diye yazmıyor. Bir avukatın bilgili veya bilgisiz olduğunu anlayabilmek için o avukatın bir kaç dosyada kendini göstermesi gerekir ve bunun için de bu avukatın bir kaç vekalet alması gerekir, ancak eğer kapını çalan kimse yoksa, sen ağzınla kuş tutsan kıymeti yok, sadece bilgili avukatlar başarılı olabilir gibi gerçek olsaydı benim tanıdığım pek çok kötü avukat şu an açlıktan ölüyor olmalıydı, ancak bu adamlar gerçekten dosyaya bir şeyler katabilicek isimlerden daha iyi ofislere, daha iyi arabalara, daha iyi hayatlara sahip. Bu örnekleri görünce aslında avukatlığın çok zor bir iş olmadığını, belki her işi her avukatın yapamayacağını, ama pek çok davayı da neredeyse her avukatın yürütebileceğini, bu yüzden aslında bilginin çok da önemli olmadığını anlıyor insan.
Sonuç olarak avukatlıkta şans çok önemli ilk senende birileri gelir sana bir kaç güzel iş verirse ve sen de az biraz işten anlıyorsan, ee biraz da karizman varsa, bilgin olmasa da olur, gerisi gelir.
Old 05-11-2009, 23:54   #22
üye8180

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım. Görünüşün çok fazla bir etkisi olduğunu düşünmüyorum. Özellikle, yıllarını bu mesleğe vermiş üstatlarımıza bakıyorum da, bırakın özenli kılık kıyafeti, kiminin elleri titriyor, kiminin başı sallanıp duruyor istemsiz. Ancak, yaşları ne kadar ileri olursa olsun, mesleklerine dört elle sarıldıklarını, sabahleyin pek çok genç meslektaştan önce, adliye koridorlarında koşturmaya başladıklarını görüyorum. Üstatların, insan ilişkileri de gayet iyi. Yani bu toplum, ne şekilde gerektiriyorsa, öylece bir davranış modeli, hitabet geliştirmişler. Bu avukatlar tanınmış avukatlar...

Dosyalarına hakim, işine tam manasıyla konsantre olabilen, ruhunu koyan, gerektiğinde koşturmaktan çekinmeyen, insan idare edebilen, işine saygılı avukat iyi avukattır. Bir avukat, kendi bürosundaki tüm işleri en iyi şekilde takip edebilse, dosyalarına hakim olsa, zaten başka bir uğraşa vakti kalmaz diye düşünüyorum. Kendi sağlığımızı bozacak bir takıntı haline getirmemek kaydıyla, ' hep daha iyisi ' hedefimiz olmalıdır.
Old 06-11-2009, 12:27   #23
hak 198

 
Varsayılan

Ben de gerçekten yolun daha başında biri olarak kılık kıyafetin önemli olduğunu düşünüyorum..Müvekkilimizin 3 duruşmasına da aynı kıyafetle gitsek ve müvekkil yanımızda olsa eminim ki aklından şu geçer avukatım yazık para fazla kazanmıyor herhalde hep aynı kıyafeti??Aklından şu geçmez benim avukatım çok bilgili demez 3 duruşmada da aynı kıyafetle görünce biz? Kıyafetleriz ve bilgimiz bütündür bence...İkisi de olmadan olmaz ama şansta bizden yana olmalıdır...Hep birlikte bu meslekte yol almalıyız..Şans, bilgi , kıyafet...
Old 06-11-2009, 16:13   #24
Av.Tuğba Göktepe

 
Varsayılan

Avukatlık stajımın bitmesine sadece 20 gün kaldı.6 aylık avukat yanında stajımı yaparken pek çok duruşmaya girdim.Adliyede avukat ve hakimlerle tanşma fırsatım oldu.Hakimlerimizin hepsi gerek kılık kıyafetleriyle gerekse o dik ve kendine güvenli yürüyüleriyle herkesin içinde farkedilebiliyorlar.Onlarla konuştuğumda açık ve net konuşuyorlar.Aynı şeyin tüm avukatlarda da varolmasını isterdim.Bizim adliyemizde çoğu avukat giyimiyle kuşamıyla kendini mesleğine yakıştırıyor ancak cübbesinin yakası artık aşınmış olan,hatta cübbesinin bir omzunu düşerken son anda toparlayıp duruşmaya giren ve duruşmada da devamlı düşen bir omuzla hakim karşısında olan avukatlar da gördüm.Siz bir hakim olsanız bu kişinin savunmasına ne derecede değer veriridiniz?Ben dürüst olayım,bu avukat kendini toparlayamamış,dosyasını nasıl toparlayacak diye düşünürüm!!Bu yüzden sadece müvekkiliniz karşısında da değil,sokaktaki vatandaşın,adliyedeki kalem çalışanlarının,hakimlerin size ve düşüncelerinize değer vermesini istiyorsanız dik durmalı,güzel giyinmeli ve karizmatik olmalısınız Zaten " şu kişi avukat" dediğim zaman "ooo süper,çok iyi,zekiymiş,akıllı demekki," gibi laflar sarfediliyor.Zaten varolan karizmanızı sadece korumanız yeterli olacaktır diye düşünüyorum.
Old 06-11-2009, 18:05   #25
suskun_juliette

 
Varsayılan

Karizma her şey değildir,ben ne avukatlar gördüm,duruşu ile yeri bile sarsar,ama ağzını açıp iki kelime edince orayı anında terk edesiniz gelirNe yazık ki böyle..
Old 06-11-2009, 23:01   #26
Gemici

 
Varsayılan

'Hava atmayı' karizma ile karıştırmamak gerekir bence. Kılık ve kıyafetin, küçük dağları ben yarattım türünden kasılmaların, araba ve mal mülk sahibi olmanın, karizma olmadığını ve karizmanın sadece ve sadece 'bir kişilik özelliği' olduğunu 15 nolu mesajımda anlatmaya çalıştım.

Halk dilinde kullanılan 'karizması çizildi' türünden tanımlamaları 'karizma' kavramının asıl anlamı ile karıştırmamak gerekir.

Saygılarımla
Old 07-11-2009, 15:51   #27
Av.Tuğba Göktepe

 
Varsayılan

Kesinlikle katılıyorum.Karizma kavramı duruşla,iletişim kurmayla, karşındakine gösterdiğin saygıyla bir bütündür.
Old 13-12-2010, 11:20   #28
av. ömer sinikan

 
Varsayılan

Konuya, kendimden bir özeleştiri yaparak başlayabilirim;

Bir avukatın, herkesten öncelikli ve en temel birinci farkı KILIK KIYAFETİNİN bir avukata yaraşır şekilde olmasıdır. Mesela ben, free takılmaktan hoşlandığım için bazen duruşmalara ve de müvekkillerin karşısına yaka bağır açık, kravatsız bir şekilde çıktığım oluyor... Halbuki bir avukatın ta ilk baştan, yani sadece görünümü ile dahi "BU KİŞİ KESİNKEZ AVUKATTIR" dedirtmesi lazım... Aksi haldesi herkesin malumu zaten...
Old 13-12-2010, 11:36   #29
Atahun

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av. ömer sinikan
Konuya, kendimden bir özeleştiri yaparak başlayabilirim;

Bir avukatın, herkesten öncelikli ve en temel birinci farkı KILIK KIYAFETİNİN bir avukata yaraşır şekilde olmasıdır. Mesela ben, free takılmaktan hoşlandığım için bazen duruşmalara ve de müvekkillerin karşısına yaka bağır açık, kravatsız bir şekilde çıktığım oluyor... Halbuki bir avukatın ta ilk baştan, yani sadece görünümü ile dahi "BU KİŞİ KESİNKEZ AVUKATTIR" dedirtmesi lazım... Aksi haldesi herkesin malumu zaten...

Madem bunları biliyorsunuz neden uygulamıyorsunuz?

Ben de spor giyinip, kirli sakal bırakmayı çok seviyorum ama, işim gereği hergün kravatlı ve (tabi mevsimine göre ceket de... ) traşlı (sakal ) oluyorum.

Neden? Eğer bu işi yapacaksam böyle olmam gerektiği için. Size de tavsiye ederim.

Yukarıdaki ifadelerim genel görünüşle ilgiliydi. Mesleki bilgi, duruş, vücut dili, özgüven, hakimiyet vs. vasıflar kişiden kişiye değişiklik gösterebileceğinden, bu olumlu vasıfları taşıyanlar diğerlerine nazaran tabi ki bir adım önde olacaklardır.
Old 13-12-2010, 11:58   #30
av. ömer sinikan

 
Varsayılan

Bence isminizin bir marka değeri olmalı... Mesela isminiz Ali oğlu Veli ve siz bir avukatsınız; AV.ALİ OĞLU VELİ denince akla hemen bilgi, cesaret, tecrübe, muvaffakıyet,iş bilirlik gibi sıfatlar gelmeli...

İsminizin bu marka değeri de işinize ve müvekkillerinize ne kadar önem verdiğinize bağlı...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
davalı kurum kim olmalı gencerx07 Meslektaşların Soruları 9 08-03-2020 22:30
bekletici mesele olmalı mı ali ekmekçi Meslektaşların Soruları 1 31-12-2007 15:17
kira artışı ne olmalı ipky Meslektaşların Soruları 2 13-11-2007 22:26
Çek tazminatı % ? kaç olmalı? hukukcu34 Meslektaşların Soruları 1 21-03-2007 21:40


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09194303 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.