Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Site Lokali Edebiyat, Müzik, Spor, Sinema, Bilgisayar.. Site üyelerimizin hukukla ilgisiz konularda sohbetleri için. [Siyaset ve din bu sitede konu dışıdır!]

Çocuklara bulaşmayın derim bence:)

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 09-01-2007, 12:50   #1
av_aykut

 
Varsayılan Çocuklara bulaşmayın derim bence:)

Küçük bir kız öğretmeni ile balinalar hakkında konuşuyordu.

Öğretmen bir balinanın insanı yutmasının fiziksel olarak imkansız olduğunu söyledi, çünkü balinaların boğazı çok küçüktü.

Küçük kız Jonah'ı (Yunus peygamber) bir balinanın yuttuğunu söyledi, sinirlenen öğretmen balinanın insanı yutamayacağını tekrarladı, bu
imkansızdı.

Küçük kız şöyle dedi, "Cennete gittiğim zaman Jonah'a soracağım"

Öğretmen "Ya Jonah cehenneme gittiyse?" diye yanıtladı.

Küçük kız " O zaman sen sorarsın"

--------------

Bir anaokulu öğretmeni sınıftaki çocuklar resim yaparken, onları seyrediyordu. Her çocuğun çalışmasına bakmak için sınıfta dolaşıyordu.

Gayretli bir şekilde çalışan küçük bir kızın yanında gittiğinde, ona ne
çizdiğini sordu.
Kız yanıtladı, "Tanrıyı çiziyorum"

Öğretmen duraksadı ve sordu, "Ama hiç kimse Tanrının neye benzediğini bilmiyor"

Kız kafasını kaldırmadan yanıtladı, "Birazdan öğrenecekler"

-----

Bir Pazar okulu öğretmeni beş, altı yaşlarındaki çocuklarla On Emri tartışıyordu. Anne ve Babaya "saygı" emrini açıkladıktan sonra, sordu, "Kardeşlerimize nasıl davranacağımızı öğreten bir emir var mı?"

(Bir ailenin en büyük çocuğu
olan) küçük bir oğlan yanıtladı, "Öldürmemelisin"

----

Bir gün küçük bir kız oturup annesinin mutfakta bulaşıkları yıkamasını seyrediyordu. Aniden annesinin saçlarında beyazlar olduğunu fark etti. Annesine baktı ve merakla sordu, "Neden saçında beyazlar var anne?"


Annesi yanıtladı, "Her yanlış yaptığında, beni
kızdırdığında, mutsuz ettiğinde, saçlarımdan biri beyazlar"


Küçük kız bu cevap üzerinde bir süre düşündü ve sonra sordu, "Anne, anneannemin tüm saçları nasıl bembeyaz oldu?"

------

Çocuklar hep birlikte fotoğraf çektirmişlerdi, öğretmen her birini bir fotoğraf almaya ikna etmeye çalışıyordu. " Düşünün, büyüdüğünüz zaman bu fotoğrafa bakıp 'Bu Jennifer, o avukat,' veya 'bu Michael, o doktor' demek ne kadar güzel olur"


Sınıfın arkasından zayıf bir ses çınlar "Ve bu öğretmen, o öldü."

-----
Bir öğretmen kan dolaşımı üzerine ders anlatıyordu. Konuyu daha iyi açıklamaya çalışarak şöyle dedi, "Şimdi, sınıf, eğer başımın üzerinde durursam, bildiğiniz gibi, kan başıma iner ve yüzüm kıpkırmızı olur".


"Evet" dedi sınıf.
"O zaman, neden ben
olağan pozisyonda ayakta dururken kan ayaklarıma gitmiyor?"
Küçük bir oğlan bağırdı, "Çünkü ayakların boş değil"

----

Çocuklar öğle yemeği için Katolik ilkokulunun kafeteryasında sıraya girmişlerdi. Masanın başında büyük bir elma yığını vardı, rahibe bir not yazıp elma tepsisinin üzerine asmıştı:

"Sadece BİR tane alın. Tanrı izliyor"

Sırada biraz daha ilerleyince, masanın diğer ucunda büyük bir
çukulatalı çörek yığını vardı.

Bir çocuk not yazmıştı, "İstediğiniz kadar alın. Tanrı elmaları gözlüyor"
Old 16-01-2007, 12:42   #2
Av_Ece Altunay Önal

 
Varsayılan

George Bush bir ilkokula ziyarete gider.
Sinifin birinde yaptigi konusmadan sonra cocuklara soru
sorabilmeleri icin imkan tanir.
Parmak kaldiran Bob der ki;

Sayin baskan.., uc sorum var size :
1. Nicin Amerika BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil
oldu da baskan secildiniz?
3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu? "

Kucuk Bob'un sordugu sorular biter bitmez teneffus zili calar,
Bush "teneffusten sonra devam ederiz" der hep birlikte
teneffuse cikilir. Sinifa geri donuldukten sonra Bush "Nerde kalmistik?
Evet..sorular
kisminda kalmistik.., devam edelim" der.
Siniftaki baska bir ogrenci parmak kaldirir.
Bush sorar: "Adin ne bakalim ufaklik?" "Steve"
Senin sorun ne bakalim Steve?"

Benim 5 sorum var sayin baskan:
1. Nicin Amerika, BM'nin onayi olmadan Irak'a girdi?
2. Siz rakibiniz Kerry'den daha az oy aldiginiz halde nasil
oldu da baskan secildiniz?
3. Afganistan'a asker gonderdiniz Usame bin Ladin'e ne oldu?
4. Teneffus zili nicin 20 dakika erken caldi?
5. Bob nereye kayboldu? "
Old 16-01-2007, 19:49   #3
Av.Ergün Vardar

 
Acil Dahi çocukların yazılı cevapları

Dahi çocukların yazılı cevapları

* Yukarıdaki şiirin ölçüsü nedir?
Cevap: Yaklaşık dokuz santimetredir. (Lise 1)

* Kimlere zekat verilmez?
Cevap: Şeytana. (İlkokul 5)

* Demokrasilerde kuvvetler ayrılığı kaça ayrılır?
Cevap: Üçe. Kara, deniz, hava kuvvetleri. (Orta 3)

* Mondros'u açıklayınız.
Cevap: Mondros kimdir bilmiyorum (Orhan/8)

* İneğin midesi kaç bölümdür?
Cevap: İki oda, bir salon, bir mutfak (Ortaokul 1)

* Servet-i Fünun edebiyatı hangi edebi akımlardan etkilenmiştir?
Cevap: Elektrik akımından (Yaşar/Lise 3)

* Üremeyi açıklayınız.
Cevap: Anne ve babanın gece yaptığı işe üreme denir. (Gül şah/Lise 1)

* Canlıların ortak özellikleri nelerdir?
Cevap: Yol, su, camii, mezarlık.

* Orta Asya'dan göçün sebepleri nelerdir?
Cevap: Elektirik kesintisi (Gülümser/6)

* Türkiye'nin geçitlerini yazınız.
Cevap: Altgeçit, Üst geçit, yaya geçidi (Serkan/7)

* Kanuni Fransa'ya neden kapitülasyon tanımıştır?
Cevap: Bir kadına yardım etmek için (Berat/İlkokul)

* Güneydoğu Anadolu bölgesinde petrol nerelerden çıkartılır?
Cevap: Petrol, Raman ve Gazman'dan çıkartılır. (Filiz/Ortaokul 2)

* İzmir'i kim işgal etti?
Cevap: Gazeteci Hasan Tahsin (Barış/Orta3)

* Ailenin reisi kimdir?
Cevap: Annem (Sabri/İlkokul3)

* Koşma nedir?
Cevap: Yürümenin hızlı şekline koşma denir. (Samet/Lise1)

* Canlıların en küçüğüne ne ad verilir?
Cevap: Bebek (Esra/İlkokul1)

* Kasabayı kim yönetir?
Cevap: Şerif ve adamları (Kamil/İlkokul5)

* Mübarek geceler hangileridir, yazınız.
Cevap: Kına, gerdek ve dolunay gecesi (Hatice/İlkokul 5)
Old 17-10-2007, 23:05   #4
av_aykut

 
Varsayılan

Eski bir mesajımı güncelleyip,okumayan yeni üye arkadaşlarımıza da sunalım.Konuyu ben açtığım halde, hala her seferinde okuduğumda yüzümde tatlı bir gülümseme oluşuyor.Bu arada çok mütevaziyim dimi,yüzümdeki gülümsemenin tatlı olduğuna ben karar veriyorum
Old 27-10-2007, 02:00   #5
Gülümse

 
Varsayılan

Bir arkadaşımın ikinci bebeği olduğunda daha yaşı küçük olan abiyi bebeğin üstünde yatarken bulduk.. Annesi bebeğin boğulacağı korkusu ile oğlunu kaldırdı. Bebek abi ağlamaya başladı.
"Ben onu düşmanlardan koruyorum ama "...
Old 07-11-2007, 13:53   #6
Av.Nur

 
Mutlu

Kızkardeş olan kuzenlerimden büyüğü, küçük olan henüz 1 yaşına gelmediği zamanlarında bile onu leblebi ile beslemeye kalkar , trabzanlı yatağına tırmanarak çıkar ve onun yorganına örtünerek uyur , bebek kardeşini yüzüstü çevirip sırtına çıkarak atçılık oynarmış.
Dayanıklı çocukmuş bizim küçük kuzen!
Old 07-11-2007, 19:56   #7
Gülümse

 
Varsayılan

Gül yüzlü kızım 3 yaşlarında benden piyano istedi.. Tabi her zamanki gibi gülümseyerek geçiştirdim.. Sen büyü sonra düşünürüz.. İşin doğrusu kızıman bende piyano çalmasını isterim ama piyano ayrı bir para hocası deseniz ayrı bir servet.. Düşündüm biraz büyüsün ben ona org tarzı bir şey alırım..

3 yaşında dayısı ona oyuncak bir org aldı.. İki hafta sonra kızım elindeki oyuncak orgla gelip Mozarttın bir parçasını çalınca şok olduk.. Sonraki günlerde ikide bir gelip bak anne diyor ve klasik parçalardan bir bölüm çalıyordu..

O anki çaresizliğimi anlatamam.. Tükürdüğünü yalamak deyimini buna denir sanırım.. İki ay sonra kendimi kızama uygun piyano ararken buldum..

Bence sadece "çocuklara bulaşmayın" demeyin..
Onlar hakkında büyük kararlar vermeyin...
Old 07-11-2007, 20:50   #8
Envanter

 
Varsayılan

İlkokul ikiye giden yeğenime sevgilisinin olup olmadığını sordum:
"sen benim özel hayatıma karışamazsın, ben senin özel hayatına karışıyormuyum" demezmi. sonra bana aşk hakkında ders vermeye bile kalktı ya... mort oldum açıkçası.
Old 09-11-2007, 17:52   #9
Gülümse

 
Varsayılan kedi ile çocuk..

Bizim evde iki tane kedi var biri oğlumun ötekisi de benim kedim.. Benim kedim sevecen bir kedi olmayıp sahibi yani benim dışımda kimseye kendisini sevdirmez ve kimseye yanaşmaz. Beyaz gölge halinle hep dizimin dibinde çalışma masamın üstünde yada kapımda oturur..

Ama tek bir zaafı vardır o da hamile kadınlar..Onların yanlarına gidip özellikle karınlarının yanına yatar sanki içerdeki bebekle iletişim kurmak istercesine miyavlar.. Onun kucağında yatmasına izin veren anne adaylarını başına aynı şey geldi.. Bebeklerini doğumundan bir sene sonra ayaklanan tüm bebekler evdeki öteki kedi daha uysal ve kaçmayan bir kedi iken benim kedim arkasında koşturup onu sevmek istediler.. Eh bizimki yabaniliğine devam edince çok ağladılar..

Ve üç yaşına geldiklerinde annelerinin başının etini yiyeyer eve kedi aldırdılar..

İster inanın ister inanmayın hamileliklerinde bizim eve misafir gelen 6 arkadaşımın 6sı da çocukları yüzünden kedi sahibi..
Old 05-12-2007, 04:29   #10
üye18721

 
Varsayılan

Sayın Gülümse'nin kedilerle ilgili anlatımını okuduktan sonra aklıma benzeri bir kedi meselesi! geldi.Mesele diyorum çünkü benim açımdan tam bir mesele olmuştu! Bir akşam misafirlerimizle oturuyoruz,kapıdan bir miyavlama sesi geldi.Kapıyı açtığımızda beyaz bir cins kedi miyavlıyordu.Evimiz de 9. kattaydı.Niye çıktıysa bu kadar kat o da muamma! Bir süre eve aldık,sevdik,oğlum da o zaman 12 yaşlarında.Oğlum kediyi çok sevince eniştem, "Bu kedi madem sizin kapınıza gelmiş siz bakın" dedi. Oğlumun da ısrarına rağmen kabul etmedim.Zira hijyen bakımından evde hayvan beslemenin sakıncalı olduğuna inanlardanım.Doğru veya yanlış? Büyük konuşmuşum! Ertesi gün-Bir Pazar günü- oğlum tutturdu;"kedi istiyorum diyor başka bir şey demiyor! İnadı da meşhurdu,istediğini yerine getirinceye kadar akla karayı seçerdim!Yine bu inat nöbeti tutunca mecburen Mısır Çarşısına gidip bir kedi almak zorunda kaldık; ilk önce kuzenlerinin kedisine benzer beyaz tüylü bir iran kedisi almamızı istediyse de, bu kediler bütçemizi aştığından,biz samur renkli bir iran kedisiyle yetindik.2 aylık dünya güzeli bir kedi! Kedisavar ben bile (panter bayanlar duymasın)kediyi çok sevdim.Ama bir süre sonra; ne yaptık ettiysek,veterinerden yol yordam öğrendiysek de kediyi tuvalet eğitimine alıştıramadık.!Kumu yerine evin muhtelif bölgelerini tuvalet olarak mekan seçiyor! Çalışan biri olarak bu durumda ben perişan oldum! Eve yorgun argın geldiğimde bir bakıyorum ki,ev olmuş genel w.c.Bu durumda Alf! olmayayım da ne yapayım! Başlıyorum kediye ve oğluma bağırıp çağırmaya. İkisi de melul melul bakıyorlar ama kedi paşa tuvaletini ona tahsis edilen tuvalette yapmaya,oğlum da söz verdiği halde kedinin temizliğini üstlenmeye yanaşmıyor! Diğer yandan evin oğlumun odası dışındaki her odasının kapısını kapalı tutuyorum,kedi masa üstüne çıkmasın diye.Ona rağmen eve geldiğimde bir bakıyorum ki mutfak masasının üzerinde gezen,veya kuruyan çamaşırların hemen yanında yatan bir kedi! Tabi bu durumda Alf yanımda oldukça masum kalıyor,başlıyorum kediyi kovalamaya! Bu benim için; çin işkencesi oğlum için neşeli günler iki sene sürdü. Kediyi müstakil evi ve bahçesinde kedileri olan bir bayana verdik,bizim kedi o kedilerden öğrenerek tuvalet terbiyesine alışmış,bizim alıştıramamızın nedeni hayvancağızın,pet shop sahipleri tarafından 2 ay boyunca yanındaki tavşanla birlikte bir kafeste tutulduğundan,bu terbiyeyi öğrenememesiymiş.Kediyi verdiğim gün oğlumla ilişkilerim açısından miladi bir gün oldu!Zira oğlum kedisini verdiğim için beni hiç affetmedi,-belki de tek çocuk olduğu için kediye kardeşi gibi bir anlam veya yakınlık -yükledi.Sonradan bu durumu düzeltmek için başka bir kedi almayı önerdiysem de kabul etmedi. Aradan seneler geçti ama bazen bana kızdığında;"Zaten sen benim kedimi de vermiştin " der. Kedinin ahı tuttu herhalde!
Old 05-12-2007, 08:05   #11
Gülümse

 
Varsayılan

Evet bu konuda halen anneme kızgınım o da benim kedimi vermişti.. Üstelik güvenilir diye verdiği yerden kedim kaybolmuştu.. Bu yaşa geldim helen kızgınlığım geçmedi..

Bunu bilen eşim hiç istemediği ve iğrendiği halde bana evlilik yıldönümü hediyesi olarak bir kedi alıp büyük bir jest yapmıştı..
Old 05-12-2007, 08:58   #12
üye18721

 
Varsayılan

Oğlum neyse ki onu çok kızdırıcak,önemli bir gelişmeyi ve değişmeyi bilmiyor.Zira; son bir kaç senedir tanıştığım bir arkadaşım tam bir kedi dostu. Ne zaman evine gitsem ve kalsam sabaha karşı yataktan kalkmakta güçlük çekiyorum,zira iyi beslenmekten azman haline gelmiş en az iki kediyi yorganımın üzerinde uyur halde görüyorum,onları rahatsız etmemek için mecburen bir süre daha uyumak zorunda kalıyorum.İşin daha da vahim tarafı-benim açımdan- sabahları beraber aynı sofrada kahvaltı ediyoruz! Tabi arkadaşım kırılmasın diye onda kaldığım süre içinde alf kişiliğimi bir yana bırakıp kedilere şirinlik bile yapıyorum!Arkadaşımın yanımda olmadığı ortamda sırnaşan kedilere de alf tavrımı takınmaktan geri kalmıyorum! Arkadaşım bir ara;" şu kediyi oğluna vereceğim" diye tutturmuştu,ama neyse ki oğlum,"benim kedimin yerini başka hiç bir kedi tutamaz" deyince yine bir kedisavar olmaktan kurtuldum.Oğluma buradan bu yazıyı okuyamasa da gıyabında teşekkür ediyorum!;"Ahde vefa ilkesinin iyi bir temsilcisi olduğu için!"
Old 06-12-2007, 13:31   #13
Gülümse

 
Varsayılan

Kızım inatçı ben ondan daha inatçı tartışıyoruz.. Neymiş efendim küçük hanım abilerine özenmiş onlarla birlikte basketballa gidecekmiş.. Biliyorum damlacık kız kısa süre sonra sıkılacak gitmeyecek.. Tabi o kadar çanta üniforma parası havaya gidecek.. Üstelik kursuna gideceği takım tuttuğu takım bile değil..

Tamam dedim bir bir şartla gidebilirsin sonradan vazgeçmek yok.. Vazgeçersen seni zorla gönderirim.. Abiler bana şahit oldular kızımda kabul etti..

Ve ilk dersten suratı asık geldi bahane hazır "Onlar benden çok büyükler" kızdım ve anlaşmamızı abilerinin şahitliğinde hatırlattım.. Büyük oğlum kardeşinden yana oldu.." Tamam işte annem bir daha ki sefere sen böyle bir şey olduğunda kardeşim senin haklı olduğunu hatırlayıp bu kadar israrcı olmayacaktır"

Sonuç olarak kızım baskette gitmekten kurtuldu.. O zamanlar ilkokuldaydı şimdi lise de ve bateri istiyor. Ben de kara kara düşünüyorum ya geçici hevese..
Old 08-12-2007, 10:26   #14
Gülümse

 
Varsayılan

"Bence bu veterinerde iş yok?" O zamanlar 9 yaşındaki kızımın bu tepkisine bir anlam veremedim.. Nedenini sorduğumda..

"Ne zaman gitsek Zıplağın sadece gözlerine ve kulaklarına bakıyor. İyi bir veteriner olsa onun kalbini dinler her tarafını muayene ederdi"..

Gözlerinden problemi olan pekinez cinsi köpeğimizi, gözlerinin iyi olup olmadığını anlamak için düzenli olarak kontrole götürüyorduk ve zaten muayeneleri yapılıyordu.. Ama kızım bunu kabul etmedi. Bende veterinere telefon ederek durumu anlattım..

Tolga bey ondan sonra tıraş için bile götürsek Zıplağın kalbini dinlemek zorunda kaldı..
Old 10-12-2007, 16:59   #15
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Ah şu bateri meselesi.Kardeşim bir aydır bateri diye yalvarıyor.Babamın tavrı kesin.Evde çıt olsa yakarım evi içinde siz varkenKafa mı dayanır bu gürültüye şahsen bende istemiyorum.Ama bir kere söz verdim alacağım diye.Ben de araştırdım kulaklık takılan ve sesi dışarı çıkarmayan elektronik bateriler varmış.Tamam alacağım hadi almaya gidelim dedim.Kardeşim yaza kadar vazgeçti.Böylece yaz aylarına kadar tüm ailemiz kurtuldu.Yaza ne olacak bakalım
Old 10-12-2007, 17:01   #16
Av.Duygu Keleş

 
Varsayılan

Bu konuda ben de pek istikrarlı sayılmam.Yapılabilecek her tür sporu yaptım.Kas geliştirme dahil Ama hepsinden sıkıldım.Gitar aldım bıraktım,kanun çalmaya heveslendim.İlk dersten sonra vazgeçtim zira teli çekmeyecekmişi vurmayacakmışım gagalayacakmışım.E gagalayamayınca bıraktım.Şimdi piyano çalmak istiyorum.Bakalım kaç gün sonra geçer hevesim
Old 10-12-2007, 17:53   #17
Gülümse

 
Varsayılan

aman bir an önce geçsin.. Geçmezseniz org yada piyano fiyatları üstüne binecek hoca fiyatları (tabi akortcunun 6 ayda bir ziyaretini saymazsanız) sizi emin olun en yakın zamanda vazgeçirecektir..

Ama şu bateri işi halen kötü... 3 senedir sayıklıyor.. Bir türlü geçmedi..
Old 10-12-2007, 23:10   #18
üye18721

 
Varsayılan

Bir yandan okuyor, bir yandan da çocuk büyütüyordum.Final sınavlarının olduğu bir gün,oğlumu bize gelen ablama bırakmıştım.Oğlum o zaman 2,5 yaşında yeğenim (kız) de 4 yaşlarındaydı. Sınav bitiminde kapıyı açıp içeri girmemle dehşetengiz bir manzarayla karşılaşmıştım.9. kattaki evin penceresinde oğlum neredeyse yarı beline kadar sarkmış,yeğenim de;"Erkeksen ,cesaretin varsa atlarsın" türünden atlamaya teşvik edici laflar söylüyordu.Bir koşuda oğlumu pencere kenarından alıp ikisine de uzun uzun yaptıklarının ne kadar tehlikeli olduğunu anlatmaya çalıştım.O küçücük yaşlarında ne kadar anlayabildilerse tabi.Örümcek adam, süpermen gibi çizgi filmlerin etkisinde büyüyen o kuşaktaki çocuklar, ölüm kavramının ne olduğunu bilmediklerinden bu tip hareketlere kalkışabiliyorlardı. O sırada mutfakta tv.nin gürültüsünden çocukların bu girişimlerinden bihaber olan ablam ufak çaplı bir şok geçirmişti.İyi ki tam zamanında gelmişim,aklıma geldikçe ürperirim.
Old 11-12-2007, 12:22   #19
Gülümse

 
Varsayılan

Çocuklardan birinin doğum günü her doğum gününde yapılan rutinler yerine getirildi, pasta kesildi, oyunlar oynandı, dans edildi, evin içinde büyük bir koşuşturmaca... Derken hava karardı, anneler ve babalar gelip çocuklarını aldılar ve daha önceden tanımadığım küçük muzur kız çocuğu ile başbaşa kaldık..

Soruyorum annenle mi geldin.. Hayır
Peki babanla mı geldin.. Ona da hayır..
Seni kim getirdi.... Araba
Arabadayı kim kullandı... yaşlı bir kadın
Peki bu yaşlı kadının ismi ne..... bilmiyorum..
Peki sen bu yaşlı kadına ne diyorsun..... pirzola..

Başladım gülmeye o da benimle gülüyor..

Peki bu pirzola nerede oturuyor.. Bizim evin orada..
Sizin ev neresi?... Yokuşu çıkınca..
Yokuş nerede? .... İstanbul'da..

İki dakika sonra kapı çalındı küçük kızın ninesi soluk soluğa geldi.. Geç kaldığı için özür diledi..

Aslında biraz daha geç kalması o zevkli dakikaların uzaması hoş olabilirdi..
Old 15-12-2007, 15:49   #20
Gülümse

 
Varsayılan

Ay sonu gelip çatmış, cebim boş "ay sonu idare etme pozisyonu" ile yaşıyorum.. Kim ne istedi tam hatırlamıyorum kızartma yapmam gerekti. Evde kızartmalık yağım kalmadığını fark edince komşunun kapısını çaldım..

Ayak üstü hoş beşden sonra yağ rica ettim.. Komşum bir koşu elimdeki bardağı fazlası ile doldurdu..

Tam eve girecekken o zamanlar 6 yaşındaki oğlum devreye girip.. İyi ki yağ verdiniz tavrı ile "Bizim hiç paramız yok da" diye mali durumumuzu sergiliyiverdi..

Komşu ile birbirimize bakakaldık.. Çocuk haklı hiç param yok da böyle aleni söylenir mi? Kıpkırmızı oldum.. Dört çocuk annesi olan komşum hemen durumu kavrayıp "Benim de hiç param yok her evde böyle şeyler oluyor" dedi..

Eve döndüğümde böyle şeylerin aleni söylenmeyeceğini oğluma anlatmaya çalıştım baktım nafile.. "Paramız varsa vardır yoksa yoktur, asıl ayıp olan bu konuda yalan söylemektir" diye tutturdu.. Yapacak bir şey yoktu Oğlum haklıydı ve ay sonunda parasız kalmam benim suçumdu..
Old 28-12-2007, 15:04   #21
Gülümse

 
Varsayılan

Büyük oğlum kendine has bir çocuktu, herşeyi kendi dünyasına göre yorumlar ve o yoruma göre yaşardı..

O zamanlar tek çocuk, evin tek gözdesi.. Birlikte otobüs durağında bekiliyoruz.. Ani bir kararla bana dönüp "Anne öteki babam ne zaman gelecek?" dedi.. Şaşırdım. Hani çevremizde bir dayı amca olsa çocuk karıştırdı diyeceğim.. Hoş baba herkezle de karıştırılmaz ki..

"oğlum senin öteki babam dediğin kişi kim?" diye sordum. Sinirle ayağını yere vurdu.. "Canım öteki babam, öteki babam işte o ne zaman gelecek".. Daha fazla soru soracağım ama duraktakiler büyük ilgi ile bizi dinliyorlar. Sustum.. Sonra bu olayı eşimle konuştuk.. Oğlumun ağzını aradık yok öteki babasının kim olduğunu öğrenemedik.. Bir anne için ne facia ama.. Bir baba için de vahmi bir durum..
Old 28-12-2007, 15:20   #22
yağmurdamlası

 
Varsayılan :)

Çocukluk ya evcilik oynanır değil mi?Doktorculuk,hırsız-polis falan... Ama ben farklılık demiyeyim de yaramazlığımı gösteriyordum.Ben gazinocular kralı oluyordum diğer kızlar dansöz Kızlar açıyordu teyibi oynuyorlardı hehehehe oyun oynayan kızların babası da eski imamlardandı.(şaka değil gerçek)Annesi geliyordu kızların ben eve kaçıyordum. Tabii tüm mahallenin çocukları doluşmuş oluyordu eve..Annesi kızlara basıyordu sopayı Kadı görende bizi kocaman adam sanacak..5-6 yaşındamıyız ne hem de çoğumuz kız... Birkaç tane erkek vardı onlarda arada kaynıyordu işte...
Old 30-12-2007, 14:38   #23
üye20519

 
Varsayılan

Konu baslıgında anlatım bozuklugu var =)
Old 31-12-2007, 12:07   #24
av_aykut

 
Varsayılan

Walla daha önce biz hiç farkına varmamıştık bu anlatım bozukluğunun, sizi özellikle tebrik etmek isterim
Old 01-02-2008, 22:53   #25
Gülümse

 
Neşeli

Gülyüzlükızım son zamanlarda bateri dersi almaya başladı. Tabi en büyük isteği bateri...

Eh apartman dairesinde oturan bizler için normal bir bateri almamız söz konusu bile olmaz. Tabi bu gülyüzlüm için engel değil... Elinde bagetler yastık, kitap ne varsa sıralayıp, tekrar etmesi gereken dersleri onların üzerinde uyguluyor...

Zavallı yatak yorganlar bir dayak bir dayak yiyorlar, iyi ki cansızlar diyor, gerçek bateri almadığıma da şükrediyorum...
Old 27-10-2008, 15:27   #26
av_aykut

 
Varsayılan

çok uzun bir süreden sonra, konu başlığındaki bütün yorumları tekrar okudum. Yorgun geçen bir günde yüzümü gülümsetti. Sayın gülümse, sizin çocuklar son zamanlarda yeterli malzeme vermiyor herhalde. yeni anılarınızı bekliyoruz
Old 27-10-2008, 16:07   #27
BaharB

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Gülümse
Gülyüzlükızım son zamanlarda bateri dersi almaya başladı. Tabi en büyük isteği bateri...

Eh apartman dairesinde oturan bizler için normal bir bateri almamız söz konusu bile olmaz. Tabi bu gülyüzlüm için engel değil... Elinde bagetler yastık, kitap ne varsa sıralayıp, tekrar etmesi gereken dersleri onların üzerinde uyguluyor...

Zavallı yatak yorganlar bir dayak bir dayak yiyorlar, iyi ki cansızlar diyor, gerçek bateri almadığıma da şükrediyorum...

Sayın Gülümse;
Gençlik yıllarımızda davulcu bir arkadaşımız vardı. Davul çalmak fiziksel bir performans da gerektirdiğinden ordan burdan eski yatak toplar, bekar evinde demir çubuklarla antrenman yapar, bir süre sonra da parçalanmış yatakları çöpe atardı. Tabi bu arada iyi de kas yapardı.
Bence bu kas yapma durumuyla kızınızı ikna edebilirsiniz
Old 27-10-2008, 16:59   #28
Gülümse

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan BaharB
Sayın Gülümse;
Gençlik yıllarımızda davulcu bir arkadaşımız vardı. Davul çalmak fiziksel bir performans da gerektirdiğinden ordan burdan eski yatak toplar, bekar evinde demir çubuklarla antrenman yapar, bir süre sonra da parçalanmış yatakları çöpe atardı. Tabi bu arada iyi de kas yapardı.
Bence bu kas yapma durumuyla kızınızı ikna edebilirsiniz

Kızımın asla bu konuda derdi yok. Küçük yaştan beri at bindiği için twin pedal'ı gayet başarı ile kullanıyor. Onun sayesinde, eskiden başımda boza pişiren müzikler dahi dinlemeye başladım. Eh biraz erkek sağır olacağım o kadar
Old 28-10-2008, 01:07   #29
Gülümse

 
Varsayılan Yeğenler

Birbirinden şirin, şirin oldukları kadar akıllı ve bir o kadar afacan tam 12 yeğenim var. Her sene bir iki tanesinin ya ilk-orta-üniversite dönemine adım atar.

Geçen sene iki yeğenim aynı zamanda ilkokula başladılar, tabi şikayetleri beraberinde gelmeye başladı. İkiside sabahları erken kalkmaktan, saçma sapan dedikleri ödevleri yapmaktan hemen sıkılıp, neden okulla gitmeleri gerektiği konusunda soruları ile büyükleri bunaltmaya başladılar.

Sonunda en fazla itiraz eden yeğenimin babası aldı sazı eline; onlara uzun uzun ikisinin ileride kız olmalarına ramen meslekleri olması gerektiğini, böylece kendi ayakları üzerinde durabileceklerini, kimseye eyvallahları olmayacağını, bir bayanın kendi kendine yetmesinin ne kadar önemli olduğunun, eşlerine güvenerek mesleklerini bırakan kadınların başına gelebilecekleri anlattı.

Yerden bitme mum bacaklı miki yeğenim babasını süzdükten sonra; "Baba bizi erkeklerden ve kendinden soğutmaya mı çalışıyorsun" Dedi. Güler misin ağlar mısın?
Old 28-10-2008, 09:34   #30
Nur Deniz

 
Varsayılan

Geçen gün oğlumun öğretmeni ile görüşmek için okuluna gittim.Teneffüsteler.Ortada irice bir oğlan, iki tarfta da ard arda sıralanmış 10 ar tane öğrenci.Orta da duran oğlanın elinde bir mendil.Mendil kapmaca oynuyorlar.Ve çok eğleniyorlar.Kazandık diye bağırmalar.Kapanı alkışlamalar.Çok hoşuma gitti ve takılıp seyretmeye başladım.

Derken benim çitf kavrulmuş esmer oğlum okulun kapısından dışarı çıktı.Beni gördüğü yok. Hemen cebinden mendil paketini çıkardı. Büyük bir merakla bekliyorum ne yapacağını.Galiba bu da kendi arkadaşları ile oynayacak diye düşünürken, paketteki mendilleri mendil kapmaca oynayan çocuklara bir bir dağıtmaya başladı.Çocuklar ellerindeki mendillere bakıyorlar, bir de benim oğlanın yüzüne.

Ben de şaşkınlıkla izliyorum. Nihayet 2 sınıf öğrencilerinden biri, neden mendil veriyorsun diye sordu. Benimkinden gelen cevap herkesi kahkaya boğdu.

-Annem neyin varsa paylaş demişti, bir daha mendiliniz bittiğinde benden isteyin, ben size veririm.

Oğlum mendil kapmaca oyununu bilmiyormuş.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Tutuklu Çocuklara Hukuki Yardım. Av.Habibe YILMAZ KAYAR Çocuk Hakları Çalışma Grubu 0 08-01-2007 22:06
BM gücünden Sudanlı çocuklara tecavüz skandalı Y£LİZ Hukuk Haberleri 3 05-01-2007 11:52
Çocuklara HIV bulaştıran doktor ve 5 hemşireye ölüm cezası mutlakadalet Hukuk Haberleri 0 19-12-2006 23:06
Çocuklara psikologlu sorgu! VelayetHareketi Hukuk Haberleri 0 15-12-2006 13:42
Çocuklara Asla KelepÇe Takilamaz.. Av.Gülsüm DÜRÜKOĞLU Çocuk Hakları Çalışma Grubu 1 08-09-2006 20:17


THS Sunucusu bu sayfayı 0,14546490 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.