Hukuk Ahlakı Mümkün Kılabilir mi?

Derste ödev olarak verilen konu ile ilgili aşağıdaki metni hazırladım.
Bu konuda hukukçu arkadaşlar neler derler merak ettiğim için yazıyı iletmek istedim.

HUKUK AHLAKI MÜMKÜN KILABİLİR Mİ?
Hukuk adaleti gerçekleştirmek amacı ile belirli kişi veya kişilerce tarafından konulan genelde yazılı kurallardan oluşur. Hukuk kurallarının uygulanması yargı organlarının çeşitli maddi yaptırımlar öngörmesi ile sağlanır.
Ahlak ise bir toplumda kabul gören ve genelde yazılı olmayan ilke ve kurallardan oluşur. Maddi yaptırımı yoktur, ancak toplum içinde küçük düşme, dışlanma gibi manevi yaptırımlarla desteklenmektedir.
Bir toplumda hukuk ile ahlakın uyumlu olması beklenirse de, bazen ortaya çıkan çelişkili durumlar çıkabilmektedir. Bu nedenle hukuk genelde ahlaki değerlerin korunması için uygun bir ortam hazırlamakla birlikte, ahlak olmadan hukuku doğru düzgün uygulamak mümkün olamayabilir.
Ceza, tazminat gibi hukuksal yaptırımlar, kişinin kurallara uymasını ve böylece “ahlaklıymış gibi” görünmesini sağlamakla birlikte, o kişiyi gerçek anlamda ahlaklı kılmaz. Ahlaklıymış gibi davranabilen bazı kişiler, yaptırımlardan uzak kaldıklarında, davranışlarını değiştirebilmektedir.
Buna örnek olarak; çalıştıkları Avrupa ülkesinde trafik kurallarını harfiyen uygulayan, ancak ülkemize geldiklerinde kurallar yokmuşçasına davranan yurtdışındaki işçilerimizi gösterebiliriz.
Her ne kadar ahlaksız davranışların toplumca hor görülüp ve ayıplanması manevi bir yaptırım olarak işe yararsa da, esasen “iyi ahlaklı olmak” ancak kişinin kendi vicdanına karşı duyduğu bir sorumluk ve içe dönük bir hesaplaşma ile mümkün olabilir.
Ahlaklı davranışlar ancak kişilerin geliştirecekleri özdenetimleri sonucu kalıcı kişilik özellikleri haline gelebilirler.
Ahlaklı olmak, maddi veya manevi yaptırımlarla belirli kuralları uygulamaya mecbur kalmanın ötesinde, uzun vadede bu kuralları oluşturan ilkeleri kavrayıp benimsemeyi gerekli kılmaktadır.

şimdi bu mesaja ne yanıt yazacağımı bilemedim. Yazmak istediklerimi yazsam site kurallarına aykırı olacak. Hukuk gibi bir pozitif bilim ile, ahlak gibi soyut bir kavramın özdeşleştirilmesini mi yazsam? Ahlak manevi yaptırımlarla desteklenmektedir görüşüne karşı, hangi hortumcu tolumdan dışlanmış diye mi sorsam?
En iyisi bu forumun biraz olgunlaşmasını beklemek

Sayın meslektaşım,

Gerçekten ben de ne yazacağımı bilemedim.Aynen üye meslektaşım Ragıp gibi..

Ne yazarsam yazayım "birşeylere-birilerine" dokunmak gerekecek...

Önce;ahlakın yeni tanımının da yapılması gerektiğini düşünüyorum.Çünkü benim gençliğimde (çok yaşlı değilim ama özellikle bu konuda sanki asır geçmiş gibi hissediyorum) ahlaki olarak bildiğimiz herşey "Kalıplaşmış -gereksizleşmiş-kendini aşamamış! kültür ve davranış biçimi " olarak sorgulanıp yargılanmaya başladı.

Ya da ahlaksızlık olarak gördüğümüz onaylamadığımız davranışlar "Davranış ve düşünce özgürlüğü -kendini ifade etme sanatı - herkesin arzu ettiği yeni hedef" olarak görülmeye başlandı.

Hatta hiç unutmuyorum, genç bir meslektaşım "genel ahlak-meslek ahlakı " konusunda bir sohbet ortamında bu konuda "kendimi aşamamamış ve yeni dünyaya adapte olamamakla" beni suçlamıştı...

Önce Ahlakı, olan-olması gereken-arzu edilen şeklinde kategorilere sokmak ardından bu konuda genel düşünce ve eğilimi belirlemek ve ondan sonra hukukun bu konudaki yerini belirlemek gerekecektir.

Çünkü toplumda var olan ahlak bilgisi -ahlak görgüsü konusunda maalesef henüz kendimi aşamadım!

Bana yeni bir tanım lazım.....

Ha bana sorarsanız ne mi yapıyorum?
Çocuklarıma annemin-babamın ve benim yaşadığım yıllardaki ahlakın tanımıyla eğitim vermeye aynı ahlakı yaşamaya devam ediyorum.


Saygılarımla

Alıntı: Yazan ragıp şimdi bu mesaja ne yanıt yazacağımı bilemedim. Yazmak istediklerimi yazsam site kurallarına aykırı olacak. Hukuk gibi bir pozitif bilim ile, ahlak gibi soyut bir kavramın özdeşleştirilmesini mi yazsam? Ahlak manevi yaptırımlarla desteklenmektedir görüşüne karşı, hangi hortumcu tolumdan dışlanmış diye mi sorsam? En iyisi bu forumun biraz olgunlaşmasını beklemek

Ahlâk gerçekten bu kadar soyut bir kavram mı?
Ahlâksız bir insan toplum tarafından dışlanmaz mı?
Eleştirilmez mi?

Aklıma gelen bir örnek; başka bir insan hakkında dedikodu yapan ve ona zarar veren biri ayıplanmaz mı?

Konunun olgunlaşması açısından belki öncelikle ahlâkın soyut bir kavram olup olmadığının tartışılması daha yararlı olabilir.

Hukukla ahlak içiçedir öncelikle bunu bilmek gerekir.Yani hukuk bir değer dile getirir.Değersizlik dile getirmez.Nitekim ahlaka aykırı davranışları da yasaklamıştır.Yalnız sayın Mahmut Gürgan yazınızda tam olarak neyi ifade etmeye çalıştığınız anlaşılmıyor.

Benzer konuda Sayın Gemici aşağıdaki linte "Bir Hukuk Normu Olarak Genel Ahlak" başlıklı forum açmıştı. Faydası olabilir diye linki veriyorum.

Saygılarımla

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=4377

Sayın Dr. Mahmut Gürgan
Bahsi geçen yazınızda, benimde katılabileceğim kanılar var fakat farklı olarak şunu söyleyebilirim ki; ahlak kurallarını ve hukuk kurallarını birbirinden çok farklı kavramlar gibi tasvir etmişsiniz oysa ki toplumlar ihtiyaç duydukları hukuk kurallarını yaparken veya enazından diğer hukuk sistemlerinden alınıp kendine adapte ederken ahlak kurallarından çok önemli derecede etkilenmişlerdir. Tabii olarak hukuk kuralları aniden ortaya çıkmamıştır. Hukuk kurallarının oluşumu sırasında ahlak kuralları hatta din kuralları kullanılmıştır. Elbette tamamen aynı olmaları beklenemez ve belirli farklılıklar gösterirler. Örneğin; zamanaşımı kavramı hukuka aykırı bir nitelik taşımamakla bberaber ahlak açısından bakıldığında bu davranış pek hoş karşılanmayacaktır.Sizinde belirttiğiniz gibi temel ayrılıklarını bir çırpıda sıralamak mümkün olsada ahlak kuralları hukuk kurallarının özünü oluşturmaktadır ve birbirini tamamlamaktadır.

Burada ele alınması gereken temel sorun;yasa koyucu bir takım normlar koyarak ahlak kuralları oluşturabilir mi,ya da hukukun temel görevi ahlaki değer yargılarını korumak mı olmalıdır?

Hukuk kuralları ile ahlaki değer yargıları korunabilir ama bazen bize her fırsatta hukuk eğitimimizde de hatırlatılan söz de olduğu gibi-Hukuk yaptırımları küçük sineklerin yakalandığı,büyük sineklerin ise delip geçtiği bir ağdır-hukuk ne kendi kurallarını ne de ahlaki kuralları yeterince yaptırıma bağlayıp koruyamaz(Gündemde örnekleri mevcuttur).

İşte bu noktada hepimize çok soyut bir kavram gibi görünen,aslında yaptığımız her davranışta ister istemez onayını aldığımız VİCDAN devreye girer.Vicdan hem hukuku hemde ahlakı hiçbir yaptırıma gerek kalmaksızın korur,gözetir.

Amaç ister hukuk normlarıyla adaleti gerçekleştirmek olsun,ister ahlak kurallarıyla iyiyi ve doğruyu;asıl gerçek kararı verecek olan vicdandır ve hukuki yaptırımlardan kaçmayı başaranlar vicdanlarından kaçmayı asla başaramazlar!

Saygılarımla...
Görkem

sayın Dr. mahmut Gürkan

Evet Ahlak soyut bir kavramdır. bazı toplumların doğal karşıladğı bir olay, başka toplumlarca ahlaka aykırı kabul edilmektedir.

İstarseniz örnek de verebilirim. Eskimoların bazı boylarında, konuğa konukseverliğini göstermek için ev sahibibi, konuğunun yatağına karısını gönderir. Bu ahlaksızlık değil ama, red etmek ahlaksızlıktır.

Ülkemizde de bazı topluluklarda, kızların bekaretini özel tayin edilmiş kişiler bozar. Bu da bazılarına göre ahlaksızlıktır.

istanbulda bir mahallede, bir kızın yanız sokağa çıkması ahlaksızlık iken; Başka bir mahallede kocasının arkadaşı ile dans etmesi normaldir

vb.vb.vb...

Ama adam öldürmek, rüşvet almak, uyuşturucu ticareti yapak her yerde suçtur.

Anlatabildiğimi umuyorum...