İcra Müdürleri Ve Avukata Saygı

Değerli meslektaşlarım ülkemizin her tarafında icra takibi açtığımız bir çok icra müdürlüklerinde hem kendimiz hem de çalışanlarımız icra müdürü veya muavini veyahutta katibi tarafından her türlü saygısızlığa ve düşüklüğe maruz bırakılmaya çalışılıyor. İllerde ve işi çok adliyelerin icra müdürlüklerinde iş yoğunluğu bir yere kadar anlaşılabiliyor, ancak küçük adliyelerde ve az dosyası bulunan adliyelerde bile icra müdürleri hem avukatlara ve avukat katiplerine göre farklı tavır içine girmeleri hem de aşağılayıcı hal ve hareketler sergilemelerini anlamak mümkün değil. don kişotluk yapmakdan bıktım. bir çok yerde bu yanlışlığa dikkat çektiğim meslektaşlarımdan en küçük bir destek dahi bulamıyorum. İlgili mercilere şikayet dahil bir çok önlem alınabilir ancak bunlar toplu yapılabilirse bir anlam ifade eder. Keyfi uygulamalar ve ters tavırları artık beni zıvanadan çıkardı, bu konuda barolar veyahutta barolar birliği ne yapabilir bilemiyorum ancak bir an önce el atılması gereken bir konudur diye düşünüyorum.

bu hale gelmemiz de elbette bahsi geçen memurların hataları büyük paya sahip ancak şu da bir gerçek ki kendi işinin eksiksiz ve beklenmeksizin yapılması için her türlü tavizi veren meslektaşlarımızın bence hataları daha büyük bir paya sahip.

Gerçekten icra müdürleri ve hatta bazı kalem memurlarının davraışlarını anlamak ne mümkün...Birileri onları silah zoruyla oturtmadı o koltuğa,herkes görevi karşılığı maaşını alıyor.Yok efendim beğenmiyorlarsa, yaptıkları işi,o koltuğu bıraksınlar.Bir gün icra dairesindeydim,icra müdürü"hey sen" diye birine sesleniyordu.Baktım,benden kısa bir süre önce mesleğe başlayan meslektaşımdı.Ne yapacak acaba diye gözlemlemeye başladım.Ama bir hiç....Devam etti işlemlerini yapmaya.Bence bu kadarına bile izin verilmemeli,karşılıklı saygıdan tavize asla yer olmamalı.Ben bir avukat olarak, hitap etmem gerektiğinde, "müdür bey" ya da "müdüre hanım" diye sesleniyorsam, karşılığında "avukat hanım" ya da "avukat bey"i duyabilmeliyiz.

Alıntı: Yazan hakasya bu hale gelmemiz de elbette bahsi geçen memurların hataları büyük paya sahip ancak şu da bir gerçek ki kendi işinin eksiksiz ve beklenmeksizin yapılması için her türlü tavizi veren meslektaşlarımızın bence hataları daha büyük bir paya sahip.

Kesinlikle sayın hakasayanın da dediği gibi, biz avukatlarda bitiyor iş.Herkes en az bir diğeri kadar saygıyı hakediyor bu işleyişte, bu unutulmamalı.
Saygılarımla

Saygılı insanlar, aslında kendilerine saygı duydukları için muhataplarına da saygı gösterirler. Saygısız insanlar ise keza kendilerine saygısızdırlar...

Kendini bilen icra memurları o şekilde davranmıyorlar. Kendini bilmeyenlere ise, şikayet mekanizması gereken cevabı verir...

Tam da bu nedenden dolayı, adalet mekanizmasındaki en çabuk yozlaşmanın icra müdürlüklerinde çalışanlar ve maalesef avukatlar üzerinde olduğunu düşünüyorum.

Gerçekçi bir çözümün ise Barolar eliyle olabileceğini düşünüyorum ancak şahsi önerim, tapu müdürlüklerine getirilen kameralı izleme sisteminin icra müdürlüklerine de getirilmesidir. Bu sayede belki bir nebze düzen gelebilir.

Esenlik.

başka bir başlık altında da yazmıştım, icra memuru avukat kendisine yılbaşı hediyesi olarak cep telefonu almadı diye küsüyor. ve şaşıramıyorum. ancak hiddetleniyorum. meslektaşımın haklı tepkisini beklerken, içimden bir ses evveliyat olmadan bu sohbetin geçmeyeceğinden emin olduğundan avukatın yine de yumuşak bir ses tonuyla haddini bildireceğini söylüyor. meslektaşım bu tahminimden bile iyimser(!) gülümsüyor ve "istediğin telefon olsun ...cığım, az para dökmedim yoluna" diyerek gönül alma yollarında kıvranıyor. icra memuru nazlanan bir genç kız edasıyla "sen bilirsin. talepler masada bekliyor, ne zaman telefon o zaman imza" diyerek boğazımda sözcükleri düğümlüyor. yine de şaşıramıyorum.

mutad hediyeler, mutad gönül almalar olarak gördüğümüz pek çok etkili iletişim araçları mesleğimizin itibarını yerle bir ediyor. yalnızca bizim değil, icra memurlarının da tabii.

sonra vatandaş geliyor "benim avukatım icra dairesinde bir numara. kimsenin yaptıramayacağını yaptırıyor" kibiriyle.

meslektaşım Mehmet Efendi'nin gözünde büyüyor, icra memuru hanımefendi meslektaşımın silahı oluyor ve sonunda isyan edecek ve fakat susacak kadar aciz kalıyoruz bir avukatın yeterli ve geçerli hukuki vasıtalarla amacına ulaşabilmek için diğer memurlara muhtaç(!) olduğu izlenimine.

genellemeler yanılmaya götürür. bu yüzden ne tüm memurlara ne meslektaşlarıma karşı bir tez üretmekteyim. çok disiplinli çok özenli icra memurları gördüm. tviz vermeye tenezzül etmeyen meslektaşlarımla da gurur duydum hep. bildiğim, belki biz belki de meslek örgütleri atılacak uygun adımı bir an önce atma bilincinde olmalıyız ki, ne müvekkillerimizin icra masrafları kabarsın, ne koltukları kabarsın doğru yolda olduğunu sananların.

Alıntı: Yazan Avukat Ozlem genellemeler yanılmaya götürür. bu yüzden ne tüm memurlara ne meslektaşlarıma karşı bir tez üretmekteyim. çok disiplinli çok özenli icra memurları gördüm. taviz vermeye tenezzül etmeyen meslektaşlarımla da gurur duydum hep.

İyilerin desteklenmesi gerekir ki kötülerin sayısı artmasın-azalsın. İyilerin beklediği tek destek kötülerin hak ettiğini bulmasıdır.

Adaletin çatısı altında adaletsizlik olması çatının değil ama üst katların ayıbıdır.

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı Adaletin çatısı altında adaletsizlik olması çatının değil ama üst katların ayıbıdır.

Çatı, binanın ortak yerlerinden olduğundan dolayı sadece üst katların değil, bence tüm sakinlerin ayıbı sayılabilir.

Çatının binanın ortak yerlerinden olması ve tüm sakinlerin mevcut ayıptan sorumlu olması her ne kadar kanunen sarih olsa da fiili durum itibariyle üst kattakilerin gerekli uyarıyı yapması, alt kattakileri haberdar etmesi, ortak hareket etmek noktasında ihtar değil belki de en azından ihbar yükümlülüğünü yerine getirmesinin öncelik olduğu da yadsınamaz, diye düşünmekteyim. Yoksa sakinlerin binaya dair "bana ne, benim ayıbım değil" diyerek yırtabileceklerini sanmıyorum.

Daha kısa süre daha çok iş ve para zihniyeti ile birbiri ile yarış halinde olan Sayın Meslektaşlarım ! Bu mesleği yek diğerini geride bırakarak iyi yaptığınız zannı ile hareket ettiğiniz sürece, bu yarışta size avantaj sağlayacağına inandığınız legal veya illegal tüm yolllara müracaat etmeniz gayet tabiidir. İcra memurları ile kurulan bu enseye tokat muhabbetin yegane nedeni budur.Bunun yanında sizin yarışınızın farkında olan ve size yarışta yardımcı olacağını düşündüğünüz herkesi yanınızda katip olarak çalıştırırsanız ve bu elamanları Yoğun işleri nedeni ile perişan ! icra memurlarının hizemtine adarsanız, icra memurlarının nazarında Avukat olarak değil ancak veren el olarak bir değeriniz olur ki bu durumda Avukat olarak saygınlık beklememenizde gerekir. Ne kadar verirsen o kadar alırsın deyip vermeye devam edeceksinizdir doğal olarak. Tek isteğim, Avukatların birbirini meslektaş olarak sayması ve sevmesidir.Biz birbirimize saygı gösterirsek bunu görenler de bize saygı göstereceklerdir.Ama ne yazıkki, bir diğerini geçen ancak daha iyi olacağını sandığından, istisnalar hariç meslektaşlarımızı yenmek ve geçmek saiki ile çalışmaktayız. Demekki neymiş, olayın çatı ile alakası yok.Her kes kendi kapısının önünü temizlemekle başlasın önce ... Saygı ve Sevgilerimle

Alıntı: Yazan Av.Ergün Demek ki neymiş, olayın çatı ile alakası yok.

Sayın Av.Ergün

Ben adaletsizlik konusunda yazan bir sayın üyemize yanıt vermiştim.

Siz saygısızlık konusunda yazan bir sayın üyemize yanıt vereceğinize bana yanıt vermişsiniz. Konu karıştığında kapıyla çatı birbirine karışıyor. Ben de size yan masadan, karışık, alevli bir yanıt vereyim:

Adaletsizliği önlemek haksızların insafına kalmamalı. Kapısının önünü temizlemesini istediğiniz avukatların saygın olmak gibi bir isteği yok. Onlar süpürmek için asla eğilmezler. Onlar icra müdürlerinin karşısında eğilmeyi seçmişler. Bu seçimlerini değiştirmelerini beklemek safdillik olur.

Bir hukukçu çözümü ahlakta değil, hukukta aramalıdır. Hukukun adresi ise üst kattadır.

Saygılarımla

Sayın Konyalı,
Onca sözü bir çatı için söylemediğimi muhakkak anlamışsınızdır. Ancak, Avukatlık tamamen kendi iç dinamiklerine göre işleyen bir meslek ve aynı zamanda sanattır.Ben buna dikkat çekmek istemiştim.
Saygılar

bence konuyu Avukatlar ve İcra Müdürlerine Saygı diye açsaydınız daha şık olurdu.

sayın genc_mudur24,

böyle bir konu da açılabilir. buyrun siz açın, biz orada da doğru bildiğimizi içtenlikle savunalım.

Ben bu "avukata saygı" konusunu hayli yapay buluyorum. Kimse kimseye bir hukuk fakültesi bitirdiği, avukatlık stajını tamamladığı ve belli bir mesleği icra etmekte olduğu için saygı duymaz. Böyle bir beklenti bir nevi hayâlperestlik.
Avukat da mühendis gibi, mimar gibi, reklamcı gibi bir serbest meslek mensubudur ve eğitimini gördüğü işi bu çerçevede yaparak geçimini sağlar.
Bütün bu insanlar piyasada birlikte iş yaptıkları insanların saygılarını nasıl kazanıyorlarsa kanımca avukatlar da duruşlarıyla, tavır ve davranışlarıyla, prensip sahibi olmalarıyla, işlerini kaliteli ve usulüne uygun yapmalarıyla bu saygıyı karşılarındakinden görmeye hak kazanırlar.

Sayın multipack aslında konu tırnak içinde belirttiğiniz üzere avukata saygı değil, bilakis saygısızlıktır. Hayatın olağan akışına aykırı biçimde doğan yani mutad dışı bir tavrın olageliş haline gelmesinden bahsediyoruz. Tabii ki hukuk fakültesi bitirip ruhsatımızı aldık diye, demiyoruz ki kimse el pençe divan dursun. Hatta birlikte iş yaptığımız insanlarla karşılıklı duralım istiyoruz aynı mesafede. Yoksa öne sürdüğünüz gibi bir "beklenti" içinde olduğumuzdan değil. Meslektaşlrımızın kendi duruşlarıyla itibar kazanacaklarını söylemişsiniz, aynı fikirdeyim. peki sadece meslektaşımız değil, icra takibi dolayısıyla tebligat alıp korku içinde icra memurundan bilgi almak isteyen vatandaş azarlanmayı hak etmek için nasıl bir duruş sergiliyor?
dilerseniz, avukata saygı değil, saygıszlık olarak ele alıp, öyle tartışalım. içerik yine aynı olacak.

Birbirimize saygımızı yitirdik. Herkes bir şekilde kendini diğerinden daha üstün gösterme çabasında. Benim işim şu, yetkim şu, işimdeki yeteneklerim şu diyerek çalışmayı başaramayan Müdür de saygısızlık eder, çalışanı da.

Ben, duygularıma tercüman olan ve sonuna kadar katıldığım üç mesajdan alıntıları alt alta sıralayarak düşüncelerimi ifade edeceğim:

Alıntı: Yazan Av.Mehmet Saim Dikici Saygılı insanlar, aslında kendilerine saygı duydukları için muhataplarına da saygı gösterirler. Saygısız insanlar ise keza kendilerine saygısızdırlar...

Alıntı: Yazan Av.Armağan Konyalı İyilerin desteklenmesi gerekir ki kötülerin sayısı artmasın-azalsın. İyilerin beklediği tek destek kötülerin hak ettiğini bulmasıdır.

Alıntı: Yazan multipack Kimse kimseye bir hukuk fakültesi bitirdiği, avukatlık stajını tamamladığı ve belli bir mesleği icra etmekte olduğu için saygı duymaz. ... avukatlar da duruşlarıyla, tavır ve davranışlarıyla, prensip sahibi olmalarıyla, işlerini kaliteli ve usulüne uygun yapmalarıyla bu saygıyı karşılarındakinden görmeye hak kazanırlar.

Bence, saygı; meslek yahut mevki ile değil duruş/davranış ile hakedilir. Yine saygı; mesleğe yahut mevkiye değil duruş/davranışa gösterilir...
Saygılarımla...

Alıntı: Yazan Av. Özgür KARABULUT Bence, saygı; meslek yahut mevki ile değil duruş/davranış ile hakedilir. Yine saygı; mesleğe yahut mevkiye değil duruş/davranışa gösterilir...

Söylenenlere kesinlikle katılıyorum.Ancak bazen, sizin duruşunuzu,davranışınızı,prensiplerinizi algılayamayanlar da çıkabiliyor.Zannederim o zaman, gereken mekanizmalar harekete geçirilmelidir.
Saygılarımla

Bu konuda söylemek istediğim:"müdürüm" şeklindeki ifadeler bence saygı ifade etmiyor. Bu tarz hitaplardam sakınmalıyız.Karşılaştığım icra dairesi müdürleri olsun memurları olsun istisnalar dışında sanki tüm dünyayı kendileri yaratmış.Bu şekilde davranmalarında bazı meslektaşlarımızın da davranışları çok etkilidir.Kimse babasının işini hayrına yapmıyor.Bence bu konuda kökten bir çözüm üretmeliyiz.