Baronun Pul Koleksİyonu

Staj dönemine rastlar her avukatın vekalet pulunu özenle yapıştırma ritüelleri ilk olarak. Sıklıkla tatbik edildikçe artık bir önem arz etmez tabii. Yapılması gereken açıktır çünkü: Yapılacak muamele her ne ise, eklenecek vekaletname suretine pulun yapıştırılması elzemdir. Kısacası tüm meslektaşlarımız için sürekli yapılageldildiği için kanıksanan, sıradan bir eylem olarak niteleyebiliriz. Tıpkı her gün adliyeye gitmek, gerekli ulaşım vasıtalarını kullanmak, hatta karnımızı doyurmak kadar olağan.

Bu yazıda, bu eylemin tekdüzeliğinin aksine ne kadar sıradışı sonuçlara yol açabileceğini göstermeye çalışacağım. Bir sistemin başlangıç verilerindeki ufak değişikliklerin, büyük ve öngörülemez sonuçlar doğurabilmesi olan ‘‘kelebek etkisi/kaos teorisi’’ örneğinde olduğu gibi.

Avukatlık Kanunu madde 27 ile Stajyerlere Barolarca Yapılacak Yardım düzenlenmiş olup; bu başlık altında sırası ile:

• Stajyerelere barolarca verilecek kredi,
• Ödenecek kredinin kaynağı,
• Vekalet pulu değerinin nasıl hesaplanacağı,
• Vekaletname suretlerine pul yapıştırma zarureti,
• Kredi ödemelerinden arta kalan bakiye miktarların ne şekilde kullanılacağı,
• Staj Kredi Yönetmeliğinin yasal dayanağı,
• Sayıştay ve adalet Bakanlığınca yapılacak denetim usülleri,

Düzenlenmiştir. Ki burada bahsetmeden geçemeyeceğim bir konu da vekalet pullarının değerinin biçilmesine ilişkin. 2010 yılı itibarı ile 4,13-TL’ye satışa sunulan pulların asıl değeri 4,125-TL olup, rakamların yuvarlanması ile düz hesap yöntemine başvurulmuştur. Tıpkı yıllarca baro keseneklerinin Avukatlık Kanunu hilafına fazla fazla tahsil edilmesi gibi. Ama sakın kuruş hesabı yaptığımı düşünmeyin,çünkü birazdan verilecek rakamlar hiç de küçümsenecek türden değil.

Yine mezkur kanunun 27/A maddesinde de kaynağı 27. maddedeki gelirlerin yarısından müteşekkil Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu’nun kurulduğu ve Barolar Birliğince çıkarılacak yönetmelikle bu gelir ve harcamalara ilişkin usül ve esasaların belirleneceği belirtilmiştir.

Kısacası yasal dayanak kapsamında, ülkemiz sathındaki tüm meslektaşlarımızın cebinden çıkan meblağlar kaynak olmak üzere Barolar Birliğince Staj Kredi ve Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Fonu Yönetmelikleri yürürlüğe sokulmuştur.

Bu hükümler doğrultusunda kaynakların ne şekilde sarf edildiği, uygulamanın nasıl seyrettiğine değinirsek:
Barolar Birliği resmi internet sitesinde Baro Ödenekleri ‘‘vekalet pulu dağıtım payları’’ linki üzerinden kolayca vekalet pullarının dağıtım ve satış sonucu elde edilen meblağlar tablolarına göz atabilirsiniz. Ayrıntıya boğulmadan, 2009 yılı sonu itibarı ile şu rakamları verebiliriz:

ü VEKALET PULU SATIŞI NETİCE HESABI 19.840.969,33 TL
ü T.BAROLAR BİRLİĞİNİN PAYI 4.960.242,33 TL
ü BAROLARA EŞİT DAĞITIM 5.952.290,80 TL
ü HER BİR BAROYA EŞİT DAĞITIMDAN DÜŞEN PAY 76.311,42 TL
ü AVUKAT SAYISINA GÖRE BAROLARA DÜŞEN PAY 8.928.436,20 TL
ü TOPLAM AVUKAT SAYISI 66.260
ü 1 AVUKATA DÜŞEN PAY 134,75 TL

Rakamlardan da anlaşılacağı üzere takriben yirmi milyon Türk Lirası meslektaşlarımızın damlaya damlaya oluşturduğu bir gölet kıvamında. Tabii bu meblağın önemli bir kısmı İstanbul Barosuna kayıtlı 24.989 meslektaşımızdan karşılanmakta ve buna binaen de kesintiler yapıldığında Baromuzun kasasına kayda değer bir meblağın girdğini de belirtelim. Hasılı merak edenler yazıda belirtilen linklerden ayrıntılı rakamlara ulaşabilir. Tabii bu şeffaf rakamları bizden esirgemeyen Barolar Birliği’ne teşekkürü bir borç bilerek.

Tüm bunların yanında merak edilen ama neredeyse hiç dile getirilmeyen diğer bir hususta bu kadar büyük meblağlar üzerinde ne şekilde tasarruf edildiği. Denilebilir ki, efendim tüm bu kaynak ve harcamalar her yıl hem Sayıştay hem Adalet Bakanlığı hem de Baroların yetkili organlarınca denetlenmekte. Evet doğrudur; lakin kaç stajyer avukatın kredi aldığı, kaç tane seminer ve kokteyl düzenlendiği ve de pikniklerde kaç kilo et ve meşrubat tüketildiği bir muamma. Belki de o kadar müsrifizdir ki baro odalarında sarfettiğimiz kağıtların meblağı barolarımızı cari açıklara sürüklemektedir kimbilir. Ah şu çevreye olan duyarsızlığımız yok mu? Bizi hep bu güneşli günler bitirdi zaten. Neticede baroların istihdam ettiği kişilerin giderlerinden tutun da tüm giderleri önemli bir yekun tutsa da zikredilen meblağlarla karşılaştırılamayacak boyutlarda olduğu su götürmez bir gerçek.

Bu yazı belki de günlük, sıradan bir pul yapıştırma ritüelinin ne gibi sonuçlar doğurduğu açısından manidar olsa da belki de dikkate alınamayacak kadar kanıksanmış gerçeklerin tekerrüründen ibaret. Bilgi kırıntıları ile bile yetinenler için dikkate değer olduğunu düşünerek hatırlatma, hatırlama ve de paylaşma gereği hissettim. Merak edeceğinizi umuyorum, en azından ben 2011 yılındaki baro pulu tasarımını şimdiden merak ediyorum.
NOT: Bu yazı 17 Ekim 2009 Cumartesi günü saat 10.00 - 19.00 arasında İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi 1. Sınıf Amfisinde yapılan ve Barolar Birliğince düzenlenen, sonra da İstanbul Barosu Yayınlarınca kitaplaştırılan ‘‘ Mesleğe Yeni Başlayan Avukatların Sorunları ve Çözüm Yolları’’ adlı forumda yapılan sunumun genişletilmiş bir hikayesidir.

neden digital pul uygulamasına geçilez ki

bu teknoloji var
ve abd ptt si kullanıyor

daha fazla şeffeflık sağlar
çok iyi olur