Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Boşanma davasında müşterek çocukların şahitliği

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 21-12-2010, 16:50   #1
üye32062

 
Varsayılan Boşanma davasında müşterek çocukların şahitliği

Sn.Meslektaşlarım
Şiddetli geçimsizlikten boşanma davası açacağım ancak ispat konusunda sıkıntı yaşıyorum.
1. Sadece müşterek çocukların ifadeleri davanın ispatı için yeterli sayılırmı ? Biri 16 diğeri 18 yaşında. Çocuklar, davalı babanın annelerine " birazda o..luk yap sen evi geçindir, senin gece yanına birini yatırp resimlerini çekerim, seni mal sahibi etmem ve daha agır hakaret ve tehditlerde" bulunduğu yönünde ifade verecekler, bizzat şahit olmuşlar ve sürekli de babadan dayak yiyorlar. Mahkeme ifadeyi ne kadar ciddiye alır emin değilim.

2. Kavgaların tamamı geçim sıkıntısından meydana gelmiş. Halihazırda evin birçok ihtiyacını müvekkilenin ailesi temin ediyor, davalının kazancı yeterlideğil. Sizce mahkeme her hanede bu tip sıkıntılar var diyerek yukarıdaki durumları yok sayabilirmi, zira karşı taraf boşanmak istemiyor. Bu konular ile alakalı görüş bildirecek meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim. Saygılar
Old 21-12-2010, 17:27   #2
ATARAS

 
Varsayılan

Sayın Meslektaşım,

Yakın akrabalık, tanık beyanlarına itibar edilmemesini gerektiren bir neden değildir. Bazen, olayın yada geçimsizliğin tek tanığı çok yakın bir akraba olabilir. Yargıç, bu tanığın doğru söylediği kanaatine varırsa sadece o tanığın beyanıyla davayı bitirebilir. Benim bir boşanma davamda olayları doğru düzgün anlatabilen ve somut olaylara tanık olmuş sadece 2 kişi vardı.(birisi müşterek çocuk ve birisi kuzen) Başka tanıklarımızda olmasına rağmen mahkemede somut olayları anlatamamışlardı. Mahkeme, bu iki yakın akraba tanığın beyanlarına dayanarak boşanmaya karar verdi. Sizin olayınızda müşterek çocuk davacının olduğu kadar davalının da akrabası! Bu sebeple beyanına daha fazla itibar edilmelidir. Kaldı ki, boşanmaya sebep olan somut olay, davacının ağır kusurunu göstermekte ve boşanmayı gerekli kılmaktadır... İyi çalışmalar
Old 21-12-2010, 17:31   #3
Veli KARATAŞ

 
Varsayılan

T.C. YARGITAY
2.Hukuk Dairesi
Esas: 2007/1772
Karar: 2007/15230
Karar Tarihi: 07.11.2007

BOŞANMA DAVASI - TEDBİR VE YOKSULLUK NAFAKASI İSTEMİ - BOŞANMAYA SEBEP OLAN OLAYLARDA KADININ KUSURUNUN DAHA AĞIR OLMAMASI - BOŞANMA YÜZÜNDEN YOKSULLUĞA DÜŞÜLECEĞİ - HÜKMÜN ONANDIĞI

ÖZET: Somut olay boşanma davasına ilişkindir. Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı karşı davalı kadının kusurunun daha ağır olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılmıştır. Davacı karşı davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi isabetsizdir.

(4721 S. K. m. 169, 174, 185, 186, 215, 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267)

Dava: Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm davacı-karşılık davalı (kadın) tarafından tedbir ve yoksulluk nafakası ve tazminatlar yönünden, davalı-karşılık davacı (koca) tarafından da; kendi davası, ziynetler ve tazminatlar yönünden temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

Karar: 1- Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2- Toplanan delillerden, davacı-karşılık davalı kadının da kocasına <...sen erkek misin, ne biçim erkeksin, salak, manyak, aptal> gibi sözler sarfederek, kayınbabasına da <...terbiyesiz, şerefsiz> şeklinde sözlerle hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Gerçekleşen olaylar karşısında davalı-karşılık davacı koca da dava açmakta haklıdır. Davalı-karşılık davacı kocanın boşanma davasının da kabulüne karar verilmesi gerekirken, isteğin reddi doğru değil ise de, kadın tarafından açılan boşanma davası kabul edilerek, tarafların boşanmalarına karar verilmiş ve hükmün bu bölümü temyizin şumulü dışında tutularak kesinleşmiş olduğundan, davalı-karşılık davacının boşanma isteğinin konusu kalmamıştır. Bu husus gözetilerek karşılık davadaki boşanma talebiyle ilgili olarak karar verilmesine yer olmadığına karar verilmeli, karşılık davadaki boşanma dışındaki diğer talep ve yargılama giderleri yönünden hasıl olacak sonuç uyarınca karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

3- Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları anlaşılmaktadır.

Türk Medeni Kanununun 174/1. ve 2. maddesi gereğince maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi için, tazminat isteyen tarafın kusursuz veya daha az kusurlu olması zorunludur. Davacı-karşılık davalı kadın boşanmada eşit kusurlu olduğuna göre, isteğin reddi gerekirken, kadın yararına maddi ve manevi tazminata hükmolunması doğru görülmemiştir.

4- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK. md.186/1) geçimine, (TMK. md.185/3) malların yönetimine (TMK. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK. md.185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) almak zorundadır (TMK.169). O halde dava tarihinden geçerli olmak üzere, herhangi bir işi ve geliri olmayan davacı-karşılık davalı kadın yararına Türk Medeni Kanununun 185/3, 186/3 maddelerine uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.

5- Boşanmaya sebep olan olaylarda davacı-karşı davalı kadının kusurunun daha ağır olmadığı ve boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği gerçekleşmiştir. Türk Medeni Kanunu’nun 175 inci maddesi gereğince davacı-karşı davalı kadın yararına uygun miktarda yoksulluk nafakası takdiri gerekirken, yasal olmayan gerekçe ile isteğin reddi doğru bulunmamıştır.

Sonuç: Temyiz edilen kararın yukarıda 2, 3, 4. ve 5. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi. (¤¤)
-----------------------------------------------------------------------
T.C.
YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas: 2002/409
Karar: 2002/975
Tarih: 01.02.2002
ÖZET: Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. Akrabalık veya sair bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O durumda davacının bağımsız ev temin etmemesine karşın davalının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, "aptal geri zekalı" diye davacıya hakaret ettiğine ait ve olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilerek isteğin kabulü gerekir.
(1086 sayılı HUMK. m. 254)
KARAR METNİ:
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak gereği görüşülüp düşünüldü.
Aksine ciddi ve inandırıcı delil ve olaylar bulunmadıkça asıl olan tanıkların gerçeği söylemiş olmalarıdır. (HUMK.254) Akrabalık veya sair bir yakınlık başlı başına tanık beyanını değerden düşürücü bir sebep sayılamaz. Dosyada tanıkların olmamışı olmuş gibi ifade ettiklerini kabule yeterli delil ve olgu da yoktur. O durumda davacının bağımsız ev temin etmemesine karşın davalının da güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, "aptal geri zekalı" diye davacıya hakaret ittiğine ait ve olaylara çok yakın tanık sözlerine değer verilerek isteğin kabulü gerekirken bu yön gözönünde tutulmadan yazılı biçimde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen kararın gösterilen nedenle BOZULMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine oybirliğiyle karar verildi. 01.02.2002


Kararların faydalı olacağını düşünüyorum.Saygılar...

Old 21-12-2010, 17:38   #4
Av.Ömer Güntay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Serbay
Sn.Meslektaşlarım
Şiddetli geçimsizlikten boşanma davası açacağım ancak ispat konusunda sıkıntı yaşıyorum.
1. Sadece müşterek çocukların ifadeleri davanın ispatı için yeterli sayılırmı ? Biri 16 diğeri 18 yaşında. Çocuklar, davalı babanın annelerine " birazda o..luk yap sen evi geçindir, senin gece yanına birini yatırp resimlerini çekerim, seni mal sahibi etmem ve daha agır hakaret ve tehditlerde" bulunduğu yönünde ifade verecekler, bizzat şahit olmuşlar ve sürekli de babadan dayak yiyorlar. Mahkeme ifadeyi ne kadar ciddiye alır emin değilim.

2. Kavgaların tamamı geçim sıkıntısından meydana gelmiş. Halihazırda evin birçok ihtiyacını müvekkilenin ailesi temin ediyor, davalının kazancı yeterlideğil. Sizce mahkeme her hanede bu tip sıkıntılar var diyerek yukarıdaki durumları yok sayabilirmi, zira karşı taraf boşanmak istemiyor. Bu konular ile alakalı görüş bildirecek meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim. Saygılar

Değerli meslektaşım, karşı tarafın boşanmak isteyip istememesi çok da önemli değil. Hakim tarafların boşanmak isteyip istemediklerine değil, boşanma sebeplerinden birinin varlığına kanaat getirmek zorundadır. Bahsettiğiniz ölçüdeki sözel ve fiili davranışlar mutlak boşanma nedenidir, geçim sıkıntısı falan bu büyüklükte bir kusuru kisveleyemez. Çocukların tanıklıkları isbat açısından sorun yaratmaz ve kafidir. Saygılarımla.
Old 22-12-2010, 13:15   #5
üye32062

 
Varsayılan

Cevap veren meslektaşlara çok teşekkür ederim. Bu dava ile alakalı bir sorum daha var.
Müvekkileye 2005 senesinde babasından bir arsa kalıyor, kardeşleri ile birlikte üzerine bir bina yapıyorlar, her birine bir daire düşüyor. Daha sonra satılıp üzerine müvekkil tarafından ziynet eşyaları ve bir miktar para konularak 2008 senesinde yeni bir daire alınıyor. Daire kocasının adına.Bu mal edinilmiş mal olarak görünüyor ancak neredeyse bedelinin tamamı müvekkil tarafından karşılanmış, bu durumda ne yapabilirim. Görüş bildirecek meslektaşlara şimdiden teşekkür ederim.
Old 23-12-2010, 10:52   #6
Av.SYağmur

 
Varsayılan

Sayın Serbay meslektaşlarımın yazdıklarına ilave olarak eklemek istiyorum.'Geçim sıkıntısı' da göz ardı edilip, her ailde böyle sorunlar var denilebilecek bir olgu değildir. Elbette bu tarz sıkıntılara taraflar birlikte katlanıyor olabilir, o halde sorun yoktur. Fakat eşlerden birinin bu sıkıntıya yol açması ve diğer eş için de bu sebeple ortak yaşamın devamının katlanılmaz olması halinde boşanma gerçekleşebilecektir. Ayrıca doktrinde bu konu 'ekonomik nitelikli şiddet' olarak değerlendirliyor. Eşlerden birinin çalışmaması, sık sık iş değiştirmesi,eve haciz gelmesi bu durumun örneklerindendir. Çocukların tanıklığı konusunu ayrıca araştırmıştım.Buna engel bir durum yok.Kaldı ki ortak yaşam gibi mahrem bir alanda olup bitene, üçüncü bir şahsın tanık olması zor bir ihtimal. Olsa bile, tanıklık yapmaktan çekiniyorlar. Sizden bir ricam , çocukların tanıklığı hususunda olabildiğince onlara açıklama yapıp, doğru yönlendirin en az etkilenebilecekleri şekilde bu tanıklığı sağlayın. Saygılarımla.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
elbirliği mülkiyetinin müşterek mülkiyete çevrilmesi davasında yetkili mahkeme Nuriye Değer Meslektaşların Soruları 1 08-10-2010 09:21
nafaka ve kızımın şahitliği? Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 03-12-2009 11:27
Boşanma çocukların velayeti Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 3 13-08-2008 19:48
Boşanma Davasında Müşterek Çocukların Tanıklığı Ve Şiddetten Korunma Konuk Kadınlara Hukuki Destek Merkezi (KAHDEM) 1 30-06-2007 09:12


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04262710 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.