Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Savcılık Kalemi ve katib ile dialog

Yanıt
Konuyu Değerlendirin Konu İçinde Arama Konu Araçları  
Old 28-07-2010, 09:30   #1
av.sahin67

 
Varsayılan Savcılık Kalemi ve katib ile dialog

Sayın meslektaşlar bir konuyu değerli yorumlarınıza açıyorum.Bu sabah C.savcılığı kalemini aradım ve malumunuz oradan oraya üç dört kez bağladılar.En sonunda katibe bağladılar ben söze başladım anlatıyorum müvekkilim müşteki ...ifade için çağrılıyor haftaya getirsek olur mu.Karşıdaki katip dinledi dinledi.Bana demez mi gardaşım sen önce kimsin in misin cin misin.Ben de karşılık olarak avukat... yani gardaş falan değil dedim.Başlangıçta söze "müvekkilim"diye başlamam rağmen bu davranışını kasti olarak algıladım ve telefonda tartıştık.Sonra sonuç alamadan o kapattı çünkü en son ona sen katipsin avkatla nasıl konuşuyorsun demiştim.Herkesin konumuna ve makamına saygım olmakla birlikte bu tür davranışları sindirmek çok zor.Telefonu bir daha açıp çok şey söylemek istedim ama malum savcılık sonra hakaret davası ile uğraşmayalım.Tecrübeli meslektaşların biz genç meslektaşlara adliye ilişkilerinde işlerimizi saygı ve düzen içerisinde halledebilmemiz için elbette tavsiyeleri vardır.Ben çuvaldızı yine kendime batırarak sabah aramamalı ve daha mutedil konuşabilirdim diyorum.Değerli tavsiyeleriniz ve yorumlarınız beklenmektedir.Saygılarımla...
Old 28-07-2010, 16:51   #2
avukatkenan

 
Varsayılan

Değerli meslektaşım her ne kadar tavsiye verecek kadar çok tecrübeli olmasam da nacizane yorumda bulunmayı hukuk adına üzerime vazife addediyorum. Zİra yaşamış olduğunuz gibi belki binlerce olay adliyelerimizde yaşanıyor yaşandı ve yılarca da yaşanacak..özelliklerde adliyede avukatı adalet sisteminin üçlü sac ayağı olarak değil de yolunacak kaz olarak gören mübaşir, katip ve bilumum memurlar ve ayaklarına bağ olacağını düşünen hakim ve savcılar olduğu ve ne acıdır ki bu oran ve kadrolaşma çığ gibi artmaktayken açıkçası yapacak ne var bende bilmiyorum..sanırım özellikle biz yeni avukatlar daha cesur olmalıyız!kolay gelsin
Old 28-07-2010, 16:56   #3
av.sahin67

 
Varsayılan

Haklısınız gün geçtikçe mesleği icra etmek çok zorlaşıyor.Zaman oluyor size sanki kendi elemanı imiş gibi davranma küstahlığını gösterebilen icra müdürleri ve kalem memurları olabiliyor.Bunlar karşısında sabretmek cidden çok zor.Çünkü aldığımız eğitim ve mensup olduğumuz meslek bunları sineye çekmeyi çok zormaktadır.Bu da geçer yahu demiş ecdat.İnşallah diyelim.Saygı gösterirken karşıdan saygı beklemek çok büyük bir beklenti olmasa gerek değil mi?Saygılar...
Old 28-07-2010, 20:54   #4
funda.0633

 
Varsayılan

aslında bütün konu şu.malesef insanlara o an terbiye veremiyosun..her insanın aldığı bir terbiye vardır..konu avukat katip diyaloğu da değil..savcının odasına rahat rahat giripte'bizim dosya ne oldu 'diyen vatandaşlar bile var..insanlar çok rahatlaştı,ya da kimsenin kimseye tahamülü kalmadı..
Old 29-07-2010, 07:09   #5
erturkerdal

 
Varsayılan

Geçmiş olsun. Savcının katibi ile değil de, keşke Cumhuriyet Savcısı ile görüşseydiniz. Sorduğun sorunuzu da neticede savcı karar verecektir.
Old 29-07-2010, 08:03   #6
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan erturkerdal
Geçmiş olsun.
Sayın erturkerdal'a katılıyorum:

Avukat kimden, neyi, ne zaman, nasıl talep edeceğini bilirse saygınlığını korur.

Adliyede ve hiçbir resmi dairede telefonla iş halledilmez. Adliyeye giderek, önce ilgili evrakı kalemden bulup, evrakla birlikte ilgili savcıyla yüz yüze konuyu konuşmak sorunu çözmenin en doğru yoludur.

Telefonla aranan ilgisiz insanlar doğru yanıtı veremeyeceklerinden yanlış sorular sorarlar.

Avukatlık zor iştir; güçlü bir iletişim gerektirir. Avukatın sinir sistemindeki gücü telefon hatları bile taşıyamaz.

Saygılarımla
Old 29-07-2010, 10:18   #7
Av.Sahra

 
Varsayılan

Sayın judge034 sizin düşüncelerinize mesleğe henüz başlamış biri olarak tamamiyle katılıyorUM bEN VE DİĞER STAJER arkadaşlar çok rahatsız edici tavırlarla karşılaşıyoruz icra dairelerinde ve kalemlerde. Kimseye üsten bakmak tarzım değil ama soğuk ve fazlaca mesafeli durmadan karşınızdakilerin tavırlarını kontrol altına alamıyorsunuz...

Fakat şimdi size ayrı bir tartışma konusu ;
Malum kişilerden gördüğü rahatsız edici tavırlara rağmen el pençe divan durarak iş yaptıran avukat mı suçlu, yoksa taviz üstüne taviz verilerek böyle davranmayı normal addetmeye başlayan çalışan mı????

Kalemde azar yiyip işi olsun diye susan avukat mı haklı, onu azarlamaya alışmış olan kişi mi?
YA DA İŞİNİ PARA VEREREK HIZLANDIRMAYA ÇALIŞAN AVUKAT MI YOKSA PARA BEKLEYEN ÇALIŞAN MI?

Benim gibi henüz mesleğe başlamış birçok avukata bakıyorum ve içim acıyor... ÇÜNKÜ BEN TERCİHLERİME HUKUK FAKÜLTESİNİ YAZARKEN AVUKAT ANNEME BAKIP BU ONURLU VE ŞEREFLİ MESLEĞE SAHİP OLMAK İSTEMİŞTİM.... Onursuzca yapanlara inat..........
Old 29-07-2010, 10:22   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Armağan Konyalı'nın görüşüne aynen katılıyorum.

Diğer yandan maalesef adliye personellerinin avukatlara karşı tavırları çok olumsuz ve hatalı. Buna da katılıyorum.

Biz Avukatların, memurların mesleğimize ya da şahsımıza gerekli saygıyı göstermemesine yol açacak davranışlardan kaçınmamız gerekir.

Somut olaya bakacak olursak: Telefonla dosya hakkında bilgi almak usulü, yazılı mevzuatta yoktur. Böyle bir talep insani olmakla birlikte hukuki değildir. Haliyle, şikayet etseniz dahi, "telefonda kimliğinden emin olmadığım kişiye bilgi vermek mecburiyetim yoktur." savunması karşısında eliniz boş dönersiniz.

Bu itibarla, mevzuatta yeri olmayan ve bu yönüyle hukuki olmayan talebinize karşı gerekli saygıyı esirgediği düşüncesiyle kızmak da kanaatimce doğru değildir.

Ben yerinizde olsaydım, telefonla bilgi vermek istemiyorsa ona kızmaz, adliyeye gider öğrenirdim.
Old 29-07-2010, 10:38   #9
av.sahin67

 
Varsayılan

Haklısınız yapılan işin hukuki yanı olmamakla birlikte takdir edersiniz ki İstanbul gibi bir yerde birbirne uzak o kadar adliye varken sadece bir dosyadaki küçük bir işlem hatta sadece belki tebligat dönmüştür gibi bir iş için gününüzün yarısını alacak ve zorunlu olarak gitmeniz gereken yerlere gitmenizi engelleyecek bir iş için gidemiyorsunuz bazen.Her ne kadar hukuki olmasa da bunun normal karşılanması gerektiği görüşündeyim.Keşke UYAP geliştirilse ve anlık görebilsek ekranımızda.Zira meslektaşlarımın takdir edecekleri gibi İstanbulda tek çalışan bir avukatın her yere yetişmesi çok ama çok zor.Bu nedenle bazen kendi küçük ilçeme gitsem mi diye düşünmüyor değilimAnlaşılan o ki bu site aracılığıyla meslektaşlar arasında paylaşım ve yardımlaşmanın daha da yaygınlaşması gerekiyor.Çünkü gittiğimiz adliyede bir meslektaşımızın dosya içeriğine bakmak çok da zor olmasa gerek.İnanıyorum ki pes etmeyecek ve mesleğimizi kendi aramızda oluşturacağımız yardımlaşma sayesinde bu tür üzücü hadiseler yaşamdan icra edeceğiz.İyi varsın THS ve üyeleri...
Old 29-07-2010, 14:23   #10
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Kuşkuya yer yoktur ki, avukat meslektaşlarımın kendi davranışları kendi saygınlığını belirler.

Sürekli "efendim" diyen, duruşmada, hakim odalarında el pençe duran, dosyaya hakim olmadan ne konuştuğunu kendisi bile anlamayan avukatın alacağı itibar bu davranışı kadardır.

Ancak dilemmanın birde başka yönü vardır.

Mesele sadece avukat ile "hukuk memurları" arasındaki teatiden kaynaklanmıyor; bir sebepte savcı ile katibi arasındaki iletişim.

Mesleğe yeni başlayan bir katip memur var, benim katibimin abisi,

Abi katip, gününün çoğunu kalemde ve savcının yanında geçiriyor, kardeş katip gününün çoğunu adliyede ve avukatlık bürosunda geçiriyor,

her ikiside işe başlayalı 4-5 ay oldu,

geçenlerde abi katip ile karşılaştık, anlatıyor.

avukatların çoğunu anlamıyorum diyor, çoğu dosyaya hakim değil, olmayacak istekleri var, nasıl hukuk mezunu anlamıyorum diyor.

Bu düşüncelerin kendisine ait olmadığının farkında değil...

Dosyaya hakim olmadıklarını nereden biliyorsun diyorum, daha işin başında bu kanıya nasıl vardın. Hukuk bilgisi ölçüsünü neye göre yapıyorsun diye soruyorum.

Bizim orada çalışan katiplerde aynı şeyi düşünüyor diyor, savcı ve hakimlerin çoğu avukatların arkasından söyleniyor, "bu da avukat mı şimdi" gibi laflarla konuşuyorlarmış. vs....

Bu laflar doğrudur veya yanlıştır, bazı meslektaşlarım davranışları ile bu lafları dedirtiyor da olabilir ancak mesele şudur;

Ben, benim yanımda çalışan katibime, gerek adliyede gerek ofisimde, vatandaşla veya hakim, savcı, memur ve avukatlar ile nasıl iletişim halinde olması gerektiğini dile getiriyorum. Belki söylememe gerek bile yok ancak icra memurlarının veya kalem memurlarının canınızı sıkabileceğini, hatta incetebileceğini ancak bunu kendi yoğunluklarına bağışlamanız gerektiğini, biraz alttan almaları gerektiğini tembih ediyorum.

Aynı tembihler, kamu görevlisi memura yapılıyor mu? Aslında kamu görevine haiz bir şahsın tembihe ihtiyacı yoktur, ancak gün içerisinde sürekli duruduğu hakime veya savcıya özel bir saygısı, özel bir ihtimamı olduğu açık, belki bu ihtimam bir korkudan veya bir hayranlıktan kaynaklanıyor olabilir.

Şundan eminim ki, o hakim veya savcı nezdinde çalıştıkları personele bir avukata nasıl davranması gerektiğini izah ederse veya gerekirse sicil korkusuyla bunu aşılarsa veya hiç konuşmadan, kendileri bir hukukçu hakkında konuşurken veya davranışta bulunurken gerektiği gibi ihtimam gösterirlerse, katibide olması gereken gibi davranacaktır.

Benim katibim adliyede bir saygıszlık yaparsa bu benim ayıbımdır, unutulmamalıdır ki savcı katibi kamu görevlisi olsa dahi yapacağı saygısızlık o savcının ayıbıdır.

Soru ile açılan meselenin künhüne dönersem, telefonda bir meslektaşım bilgi almak istemiş, bilgi alırken kullandığı metod yanlış olabilir, ancak telefonda arayan avukata veya vatandaşa hitap tarzı ne olursa olsun bu şekilde olmamalıdır, bu ayıp kamu görevlisi memurun olduğu kadar onun sicilini tutan sorumlu kişinidir aynı zamanda...

Savcının, hakimin odasına girdiği zaman ceketini iliklemeyi öğrenen katip; bir avukat ile nasıl konuşması gerektiğini de öğrenir; öğrenememesinin tek müsebbihi avukatların davranışları değildir...

Kolay Gelsin...
Old 29-07-2010, 14:47   #11
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Benim naçizane önerim şudur:

Muhakkak çoğumuz biliyoruz ama (tamamını biliyor olsak bile) bu günden itibaren ilk fırsatta Yazı işleri Yönetmeliklerini açıp, bir kez daha okuyalım.

Katipler, hukuku yazı işlerindeki usulü anlatan evrak işleri ile sınırlı sanıyorlar. Malum, çoğumuz ise bu evrak işlerini önemsemiyor, sıradan işler olarak görüyoruz. Maddi hukuku çok iyi bilen bir hukukçunun, yazı işleri yönetmeliğini eksik bilmesi durumunda, dünyası bildiği ile sınırlı olan muhatabı tarafından, "yetersiz" veya "eksik" olarak değerlendirilebilir. Buna izin vermemek için, bu günden itibaren 1 ay boyunca her gün 5 dakikamızı Yazı işleri Yönetmeliğine ayıralım.
Old 29-07-2010, 14:51   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Adalet Bakanlığından:
HUKUK VE TİCARET MAHKEMELERİNİN YAZI İŞLERİ YÖNETMELİĞİ (*)

_____
(*) 1- Bu Yönetmelik Resmi Gazete'de yayımlanmamıştır.
2- Yönetmeliğin adında ve metninde geçen "Talimatname" ibareleri, 3.2.1984 tarih ve 18301 sayılı R.G.de yayımlanan Yönetmelik ile "Yönetmelik" şeklinde değiştirilmiş ve metne işlenmiştir.
_____

Kalem işlerini yapanlar:

Madde 1 - Kalem işleri bir kül olup Reis veya Hakimin tensibi Kalem Şefi veya muavininin idaresinde olmak üzere, o kaleme memur edilenler tarafından yapılır.

Kalem şefi veya Muavinin diğer katip ve memurları yetiştirme ödevi:

Madde 2 - Kalem şefi veya Muavini idaresi altında katipler ve diğer memurlar arasında iş bölümü yapılır. Bir katibe çok iş gelirse diğer katipler buna yardım ederler. Bir katibin üstünde işlerin birikmesinden asıl ödevli memur ile birlikte Kalem Şefi ve Muavini mesuldür.

Hakim ve avukat stajyerlerinin mahkemelerde çalıştırılmaları:

Madde 3 - Hakim ve avukat stajyerlerine Reis veya Hakimin tensibiyle Kalem Şefi veya Muavini tarafından kalemin bütün işleri anlatılır ve öğrenmeleri için bunlar kalem işlerinde çalıştırılırlar. Bu kabil kimselerin tahsil dereceleri gözetilerek çağrı kağıtlarının, gıyap kararlarının doldurulması, postanın hazırlanması gibi birer defa görmekle öğrenilebilecek işler temelli vazife olarak her zaman kendilerine yaptırılmaz.

Mahkemelerdeki defter ve bütün kağıtların temiz düzenli bulundurulması:

Madde 4 - Mahkeme defterlerinin temiz ve düzgün yazılması ve açılacak her dava için gününde ayrı bir karton ile dosya tertibi ve mahkemelerde bulunacak diğer evrak ve kartonlarına ait işlemlerin vaktinde yapılması ve defter ve dosyalar ve kartonlar ve diğer kağıtların tertipli, sıralı ve iyi bir şekilde bulundurulup saklanması mahkeme yazı kurulunun müşterek vazifesidir. Bunlara aykırı hareketten asıl vazifeli memurlar ile Kalem Şefi veya muavini mesuldür.

Mahkeme kağıtlarında gözetilecek şekil:

Madde 5 - Mahkemece yazılacak bütün kağıtların ve tutanakların veya mahkemeye verilecek her nevi arzuhal ve layihaların yazılı yüzlerinin sol kenarları üç santim eninde boş bırakılacaktır.

Mahkemeye verilecek kağıtlarda bu şekil, bulunan yerlerde barolara yazılarak ve baro bulunmayan yerlerde mahkemece münasip görülecek suretlerle ilgililere bildirilerek sağlanacaktır.

Dosya kartonlarının korunması:

Madde 6 - Dava dosyalarının diğer mahkemelere gönderildikleri ve oradan geri çevrildikleri ve bu yerlerde kaldıkları sıralarda kartonları ortalarından veya kenarlarından bükülmeyerek aynı büyüklükte zarfa konacaktır.

BİRİNCİ BÖLÜM : Mahkeme Defterleri ve Kartonlar
Mahkeme defterleri:

Madde 7 - Hukuk ve Ticaret Mahkemelerinde aşağıda isimleri yazılı defterler kullanılır:

1 - Esas defterleri

2 - Değişik işler ve istinabe defteri

3 - Temyiz defteri

4 - Muhabere defteri

5 - Duruşma günleri defteri

6 - Zimmet defteri

7 - Tereke işlerine bakan mahkemelerde (Kanunu Medeninin velayet, vesayet ve miras hukukuna müteallik hükümlerinin tatbiki suretine dair Nizamname) mucibince tutulması icabeden defterler

8 - Kanunu Medeniye tevfikan yapılan tesisin (vakfın) kaydına mahsus defter

9 - Satış talep edilen izalei şüyu dosyalarının kaydına mahsus esas defteri

10 - İzalei şüyu satış paralarının kaydına mahsus kasa defteri

11 - (Değişik - R.G.: 3.2.1984 - 18301) Tevzi defteri

Esas defteri: Dava açıldığı zaman dava dilekçeleri sırasiyle bu deftere kaydolunur ve bu defterin hanelerine davanın safahatı işlenir. Defterdeki sıra numarası alakalı dava dosyasının üzerine davanın esas numarası olarak yazılır.

Değişik işler ve istinabe defteri: ihtar, paranın tevdi mahallinin tayini, sulh teşebbüsü ve esas hakkındaki davaya takaddüm eden ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, tesbiti delail, adli müzaheret vesair taleplerle, diğer mahkemelerden gelen istinabe varakalarının kaydına mahsustur. Bu deftere geçirilen talepler üzerine yazılacak tezkerelere talebin kayıt numarası verilir. Bu kabil yazılar ayrıca muhabere defterine kaydolunmaz. Ancak ihtiyati tedbir, ihtiyati haciz, tesbiti delail ve ihbar talepleri esas dava dosyasıyla birleştirilmişse bundan sonra yazılacak tezkereler muhabere defterine kaydolunur.

İstinabe üzerine yapılacak bütün muhabereler bu deftere işlenir ve bu işe ait muhabere kağıtlarının hepsine defterdeki sıra numarası konulur.

Temyiz defteri: Bu deftere temyiz yoluna müracaat olunması halinde alakalıları tarafından verilen layihalar ve dilekçeler kaydedilir.

(Değişik fıkra - R.G.: 3.2.1984 - 18301) Muhabere defteri: Yukarıdaki fıkralarda isimleri yazılı olan defterlere kaydı icap etmeyen ve fakat mahkemeden yazılan ve mahkemeye gelen evrak ve tezkereler ile başka mahal mahkemelerine gönderilmek üzere verilen dava dilekçeleri bu deftere kaydolunur. Ancak bir dava dolayısı ile çeşitli mercilere yazılan yazılarla onlara verilen cevaplar ve değişik işler ve istinabe defterine kayıtlı işlere ait yazılar ayrıca muhabere defterine geçirilmez, zimmet defterine kaydolunmakla yetinilir.

Mahkemeden yazılan bir yazıya, yani muhabere defterine kaydı gereken yazıya gelen cevaba ayrı muhabere numarası verilerek ayrıca deftere kaydedilmez. Böyle bir yazı, cevap teşkil ettiği mahkemenin ilk yazısının defterde aldığı numaranın sırasındaki haneye işaret olunur.

Duruşma günleri defteri: Davaların görüleceği gün ve saati gösteren bir defterdir.

Kanunu Medeniye tevfikan yapılan tesisin (vakfın) kaydına mahsus defter: Resmi bir senetle yahut vasiyet tarikiyle vücut bulan tesisin (vakfın) Kanunu Medeninin 74 üncü maddesi hükmü dahilinde tescili maksadiyle bu defter ihdas olunmuştur.

Satış talep edilen izalei şüyu dosyalarının kaydına mahsus esas defteri: Satış talep edilen izalei şüyu dosyalarının geçirdiği safhayı tesbit, kayıt işlerinde intizam ve yeknesaklığı temin ve satış memuruna teslim edilen işlerin kontrolünü yapabilmek maksadiyle bu defter ihdas olunmuştur. Bu defter; izalei şüyu işleriyle meşgul olan mahkemelerce tutulur.

İzalei şüyu satış paralarının kaydına mahsus kasa defteri. Satıştan mütehassil para, sırf izalei şüyu işlerinin ifası sırasında elde edilen paranın kaydına tahsis edilen bu deftere kaydolunur. Bu paraların faizleri müstehliklerine ait olduğundan, Bankada açtırılacak ayrı bir hesaba satıştan elde edilecek paralar yatırılır. Paranın taksim ve tevzii işiyle bizzat Hakim meşgul olur.

(Değişik fıkra - R.G.: 3.2.1984 - 18301) Tevzi defteri: Aynı mahkemenin birden fazla dairesi bulunan yerlerde, dava dilekçelerinin kaydına mahsus olup bu dilekçelerin mahkemeler arasındaki dağıtımını gösteren ve nöbetçi mahkeme tarafından tutulan defterdir.

(Değişik fıkra - R.G.: 3.2.1984 - 18301) Yukarıda yazılı defterlerle bu Yönetmelikte isimleri geçen defter ve evrakı matbuanın örnekleri Vekaletçe tesbit edilir ve kabul olunan örnekler veçhile hazırlanan defterler mahkemelere yollanır.

Defterlerin numaralanması:

Madde 8 - Defterlere sahife numaraları konur ve her sahifeye mahkeme mühürü basılır. Defterlerin başına ve sonuna kaç sahifeden ibaret olduğu yazılır ve bu yazı mahkeme mühürü ile mühürlenir ve Hakim tarafından imzalanır.

Kararlar kartonu:

Madde 9 - (Değişik - R.G.: 3.2.1984 - 18301)

Dava sonunda verilecek hüküm ve kararları ve yine değişik işler ve istinabe defterlerine giren talepler sonunda verilen kararları tarih sırası ve sıra numarası ile koymak üzere ayrı iki karton bulunur. Bu kartonlara konacak karar suretlerinde Hakimlerinin imzalarının eksik olmaması ve mahkeme mühürünün bulunması gözetilir.

İş cetvelleri:

Madde 10 - Mahkemelerden Vekalete gönderilen iş cetvelleri örneklerini tarih sırasiyle ve düzenle koymak ve saklamak için ayrı bir karton bulunur.

Tevhidi içtihat kararları:

Madde 11 - Resmi Gazetede çıkan Tevhidi İçtihat Kararları için ayrı bir karton bulunur. Kalem Şefi veya Muavini Resmi Gazetede bulunan karar suretlerini gününde çıkararak sıra numarasiyle bu kartona koydurur.

Harç ve masraf için tutulacak defterler:

Madde 12 - Vezne bulunan yerlerde veznedarların, vezne bulunmayan yerlerde Kalem Şefi veya yardımcılarının tutacakları defterler şunlardır:

1 - Kasa defteri,

2 - Harç ve Cezaevi yapı pulları yevmiye defteri,

3 - Harç ve Cezaevi yapı pulları satış defteri,

4 - Muhabere defteri (vezne teşkilatı olan yerlerde kullanılır)

5 - Mahkeme veznesine teslim edilen kıymetli evrak, meskukat ve ayniyata mahsus esas defteri,

6 - Kitaplık defteri.

Kasa defteri: Bu deftere tahsilat ve reddiyat makbuzları karşılığında giren ve çıkan meblağlar günü gününe kayıt edilir. Hakim ve Katip yol tazminatları da diğer paralar gibi kasa defterine işlenir. Bu deftere giren ve çıkan paraların behemahal bir tahsilat veya reddiyat makbuzuna istinat etmesi lazımdır. Dosyaların temyize şevki için alakalıları tarafından mahkeme kalem şefine veya muavinlerine tevdi olunan paralar da tahsilat makbuzu karşılığında kasaya alınır. Dosyanın Temyize şevki sırasında da alınan bu paranın sarf edilen kısmı reddiyat makbuzunda ve defterdeki reddiyatı gösteren kısımda gösterilir ve artan para varsa alakalısına makbuzla iade olunur.

Hergün mesai saati sonunda kasa defterindeki günlük tahsilat ve reddiyat yekunlarının tahsilat ve reddiyat makbuzları ile karşılaştırılması ve mevcudun kontrol edilmesi, sahife sonunda umumi yekuna o sahifedeki günlük tahsilat veya reddiyat tutarının ilave edilmesi ve bin netice umumi yekunla günlük tahsilat ve reddiyatın sahife sonunda toptan gösterilmesi ve diğer sahifedeki (nakli yekun) kelimesinin karşısına bir evvelki sahifedeki tahsilat veya reddiyata ait umumi yekunun aynen alakalı sahifelere intikal ettirilmesi ve takvim yılı sonuna kadar bu minval üzere muamele yapılması, sene sonunda bir evvelki senenin devri de dahil olmak üzere, senelik tahsilat yekunundan, yıllık reddiyatın çıkarılması ve Devlet Muhasebe Yönetmeliği hükümleri dahilinde yılı içinde reddedilmeyen ve ertesi yıla kalan paraların, yeni yıl kasa defterine alel müfredat sanki yeni tahsil edilmiş bir para gibi (eski tahsilat makbuzu tarih ve numaralan gösterilmek suretiyle) geçirilmesi ve bir evvelki yıla ait kasa defterine de bu paranın devir muamelesine tabi tutulduğunu gösterir işaretler verilmesi ve bu arada istihkak sahipleri tarafından 10 sene geçmiş olmasına rağmen müracaat edilip alınmayan paraların Hazineye intikal ettirilip defterdeki kayıtlarının hizasına meşruhat verilmesi ve yine sene başında bankaya yatırılan paraların Hazineye intikal ettirilip defterdeki kayıtlarının hizasına meşruhat verilmesi ve yine sene başında bankaya yatırılan paraların faizlerinin çekilip Hazineye intikal ettirilmesi ve bu mevzuda alınan makbuzun ayrı bir kartonda hıfzı gerekmekle beraber, sene sonu cetvelinde bu hususun gösterilmesi iktiza eder.

Harç ve cezaevi yapı pulları yevmiye defteri: Bu defter, mahkeme kalem şefliği tarafından sarf olunan harç pullan ile 2548 sayılı Kanunun sureti tatbikine dair talimatnamesinin muaddel 4 üncü maddesine tevfikan alınacak cezaevi yapı pullarının yegan yegan kaydına mahsustur. Hergün satılan harç ve cezaevi yapı pulları günü gününe bu deftere geçirilir.

Mesai saati sonunda harç ve cezaevi yapı pullarının günlük yekunları alınır. Kasadaki pul ve pul satışından elde edilen para karşılaştırılır. Her sahifenin sonunda günlük yekunlar umumi yekuna ilave edilir. Diğer sahifeye geçilince, harç pulu umumi yekunu ile cezaevi yapı pulu umumi yekunu sahifenin birinci hanesine aynen intikal ettirilir. Bu minval üzere mali yıl sonuna kadar muamele yapılır. Mali yıl sonunda, o sene içinde sarf olunan harç ve cezaevi yapı pulları kendi hanelerinde toptan gösterilir.

Maliyeden alınan harç ve cezaevi yapı pulları satılıp harç pulu karşılığı olan paralar Maliye Veznesine, cezaevi yapı pulu karşılığı olan paralar Ziraat Bankası veznesine yatırıldıkça alınan makbuzlar ayrı ayrı kartonlarda muhafaza olunmakla beraber, yevmiye defterine de bu husus işaret olunur.

Harç ve cezaevi yapı pulları satış defteri: Maliyeden temin edilecek numunesine uygun pul satış defteri, Devlet Muhasebesi Muamelat Yönetmeliğinin 135 inci maddesinde izah olunduğu şekilde kullanılır. İşi çok olan yerlerde harç ve cezaevi yapı pulları için ayrı ayrı pul satış defteri tutulur. İşi az olan yerlerde defterin yarısı harç puluna, diğer yarısı cezaevi yapı puluna tahsis olunur. Mali yıl sonunda bir evvelki yıldan devrolunan harç veya cezaevi yapı pulları da dahil olmak üzere bir yıl içinde alınan pul miktarından, bir sene içinde satılan pul miktarı toptan gösterilerek çıkarılır. Ertesi yıla devri icab eden harç ve cezaevi yapı pulları tespit edilerek yeni yıl defterinin birinci hanesinde harç ve cezaevi yapı pullarından ne miktarının devrolunduğu gösterilir.

Muhabere defteri: Bu defter, vezne teşkilatı olan yerlerde vezneye gelen ve veznece başka mercilere gönderilen tahriratın kaydı maksadı ile tutulur.

(Değişik fıkra - R.G.: 18.2.1959 - 10138) Mahkeme veznesine teslim edilen kıymetli evrak, meskukat ve ayniyata mahsus esas defteri: Kasa defterine geçirilmeyen, yani tedavül kabiliyeti olmamakla beraber muayyen bir kıymeti haiz bulunan tahvilat, altın, gümüş ve altın ve gümüşten veya kıymetli taşlardan mamul meskukat ve ziynet eşyaları sırf bu eşyanın alınması sırasında kullanılmak üzere tab edilmiş bulunan (tereke hakimliğine, mahkeme veznesine, icra dairesine teslim olunan kıymetli evrak, meskukat ve ayniyata mahsus) makbuz istimal edilmek suretiyle bu deftere alınır. Herhangi bir suretle bu deftere geçirilen kıymetli evrak, meskukat veya ayniyat paraya çevrildiği takdirde, defterdeki mahsus sütununa kasa defteri tahsilat numarası yazılır ve para kasa defterine intikal ettirilir. Meskukat ve ayniyatın behemahal bir bilirkişiye kıymetinin tayin ettirilmesi, cinsinin ve vasfının ve meskukat Üzerindeki taşlarının cins ve değerinin bilirkişiden etraflı şekilde sorulup bir zabıtla tesbit ettirilmesi ve iki nüsha olarak tanzim edilecek zabıt varakasının bir örneğinin meskukat ve ayniyat ile birlikte kasada veya emin bir yerde muhafazası ve diğer nüshasının ise dosyasında hıfsolunması ve keza tahvilatların numaralarının ve ikramiyeli olup olmadığının tespit olunması zaruridir.

Kitaplık defteri:

Madde 13 - (Değişik - R.G.: 18.2.1959 - 10138)

Mahkemeye gönderilen kanunlar, nizamname ve talimatnameler ve diğer kitap ve dergiler Tüze (Adalet) Bakanlığı kitaplıklar önergesindeki hükümler dairesinde bu deftere kaydolunur.

İKİNCİ BÖLÜM : Yazı İşleri
Harçların hesabı:

Madde 14 - Mahkemeye verilen dava dilekçesi üzerine Kalem Şefi veya Muavini ödenmesi icab eden harç ve masrafları hesap ederek arzuhalin arkasına birer birer yazar ve dava sahibinden ister.

Davanın kıymetlendirilmesi gereken hallerde dava olunan şeyin kıymeti arzuhalde yazılı değilse bu noksan arzuhal sahibine tamamlattırılır.

Kalem Şefi veya Muavini bir davanın maktu veya nisbi harca tabi olduğu hususunda tereddüt ederse, bu hususun tesbitini hakimden talep eder ve hakimin dilekçenin arkasına veya alakalı evraka yazacağı talimata göre hareket eder.

(Değişik fıkra - R.G.: 18.2.1959 - 10138) Harcı verilmeyen dava arzuhalleri kabul edilmez.

Tarihlerin okunaklı olarak yazılması:

Madde 15 - Harç ve masrafları alan vazifeli memur arzuhal arkasına gereken harç pullarını yapıştırır ve bunları usulü dairesinde iptal eder. Her arzuhalde harç ve masrafların verildiğini gösteren tarih, kanuni müddetleri hesaba ve diğer muamelelerin tesbitine yaradığı için açık ve okunaklı olarak yazılmalıdır.

Harç ve masrafları almağa vazifeli olanlar:

Madde 16 - Tutanak yazıcılar, mübaşirler bir muamelenin yapılması için ödenmesi gereken harç ve masrafları iş sahibinden alamazlar.

Harç ve masraflar, vezne teşkilatı bulunmayan yerlerde Kalem Şefi veya Muavini tarafından iş sahibinden alınır.

Vezne teşkilatı yapılmış olan yerlerde bu iş münhasıran veznedara aittir.

Kalem Şefi veya Muavininin bulunmadıkları zaman harç alma tedbiri:

Madde 17 - Harç veya masrafların tahsili işi kendisine verilmiş olan Kalem Şefi veya Muavini vazife sebebiyle yerlerinden ayrıldıkları zaman iş sahiplerinin beklememesi için tedbir alırlar. Bu tedbirleri reis veya hakimin tasvibine arz ederler.

Davanın açılma tarihi ile temyiz tarihinin tesbiti:

Madde 18 - Dava dilekçeleri yetkili ve görevli hakimler veya bunların bulunmaması halinde mahkeme yazı işleri müdürü tarafından, dilekçe üzerine başvuru tarihi yazılarak doğrudan kaleme verilir.

Harca tabi olmayan davalara ait dilekçeler; esas, muhabere ya da tevzi defterine kaydedilir.

Harca tabi olan davalarda dilekçenin kaleme verilmesi üzerine gerekli harç tahakkuk ettirilerek ilgilisinden tahsil edilir ve ondan sonra esas, muhabere ya da tevzi defterine kaydedilir. Harcın Maliyece tahsili gerektiği hallerde ilgilisine tahakkuk belgesi verilerek, harcın tahsil edildiğine dair belgenin yazı işleri müdürüne ibraz edilmesi üzerine yukarıda sözü edilen defterlere kayıt işlemi yapılır.

Vezne teşkilatı bulunan yerlerde dava dilekçesinin kabulü ile harcın yatırılmasında yukardaki fıkra hükümleri uygulanır.

Dava dilekçesinin esas veya muhabere ya da tevzi defterine kayıt tarihi davanın açıldığı tarihtir.

Dava dilekçesinin esas, muhabere ya da tevzi defterine kaydedilmesi üzerine ilgilisine kayıt gün ve sayısını gösterir ve ücretsiz bir alındı belgesi verilir. Alındı belgesinin verildiği tarih dava dilekçesine de kaydedilir.

(Değişik fıkra - R.G.: 3.2.1984 - 18301) Temyiz dilekçesi, verildiği mahkeme temyiz defterine kaydolunur ve temyiz edene bir alındı belgesi verilir. Temyiz isteği, harca tabi değilse dilekçenin temyiz defterine kaydedildiği, harca tabi ise yatırıldığı tarihte yapılmış sayılır. Alındı belgesinin verildiği tarih temyiz dilekçesine de yazılır.

Bilgisayar kullanılan adliyelerde davanın açılması:

Madde 18/a - (Ek - R.G.: 2.8.1995 - 22362)

Bilgisayar kullanan hukuk ve ticaret mahkemelerinde dava dilekçeleri, harç işleminin tamamlanmasını müteakip, Tevzi Bürosu bilgisayarına kayıt ettirilerek, karşılığında ilgiliye, başvuru tarihini, saatini ve mahkemenin adını içeren bir dava kayıt fişi verilir.

Bilgisayar kullanan hukuk ve ticaret mahkemelerinde; dava dilekçesinin, Tevzi Bürosu bilgisayarına kayıt tarihi, davanın açıldığı tarihtir.

Adli muzaheret isteği:

Madde 19 - Adli müzaherete nail olmağa müteallik taleplerde ibraz edilen vesikalara göre Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 465 inci maddesindeki şartların bulunduğuna hakim tarafından kanaat getirilmez ve bu hususta icab eden mercilerden soruşturmaya başlanırsa Kalem Şefi veya Muavini, davacıya adli müzaherete nail sayılmasına daha karar verilmemiş olduğunu ve bu sebeple dava arzuhalinin harçsız kabul edilemeyeceğini anlatır.

Muzaheret kararının yazılacağı yer:

Madde 20 - Adli müzaherete nailiyetine dair verilen karar duruşma tutanağına yazılır ve hakim tarafından imzalanır.Müzaheret kararı ilkte davanın açılmasına müteakip verilmişse tutanağın başlığı yapılıp altına bu karar yazılır. Müzaheret kararı dava açıldıktan sonra verilmişse verildiği tarihe tekabül eden yere yazılır.

Dava arzuhalinin esas defterine kaydı:

Madde 21 - Harç alındıktan sonra veya alınması icap etmeyen hallerde dava arzuhali sıra numarası altında esas defterinin belli hanelerine geçirilir. Esas defteri sıra numarası açılmış olan davanın dosya numarasını teşkil eder. Bu numara dosya kartonunun kapağı üstünde ayrılan belli yerin soldan ilk gelen bölümüne yazılır. Sağa doğru diğer bölümler, verilen hüküm bozulması veya yenileme gibi sebepler ile davanın yeniden esas defterine kaydı halinde dosyanın alacağı yeni esas numarasını yazmak içindir.

Vazifesizlik kararı ile gelen dosyaların kaydı:

Madde 22 - Başka bir mahkemeden vazifesizlik kararı ile gönderilen bir dava dosyası, bu vazifesizlik kararı evvelce katileşmemiş ise, tarafların temyiz etme müddeti geçmeden dava esas defterine kaydolunamaz.

Bozma kararından sonra dosyanın esas defterine kaydı:

Madde 23 - (Değişik - R.G.: 18.2.1959 - 10138)

Kararın Temyiz Mahkemesince bozularak iadesi halinde; Sulh Hukuk Mahkemesine ait dava dosyası mahkemeye vürudunu müteakip, Asliye Hukuk Mahkemesine ait dava dosyası ise bozma kararının taraflara tebliğinden ve tashihi karar müddeti geçtikten sonra derhal esas defterine kaydolunur.

Duruşma defteri kaydı:

Madde 24 - Esas defterine geçirilen her dava için duruşma günleri defterinin müsaadesine göre duruşma günü ve saati tayin olunur ve bu cihet duruşma defterine yazılır.

Belli duruşma günü için ilgililere çağrı kağıdı yazılır ve gönderilir.

Hukuk ve ticaret davaları dosyalarının düzenlenmesi:

Madde 25 - Hukuk ve ticaret dava dosyaları, aşağıda yazılı sıraya göre tertip olunur:

1 - Dava arzuhali, cevap layihaları, davacının karşılık layihası ve bunun cevapları, vekaletnameler tarih sırasıyla kartona bağlanır.

2 - Mahkemeye geliş tarihi ile taraflara ve davaya girecek olanlara ve şahitlere ait bütün celpnameler, gıyap kararları, dosya kartonunun kapağı içinde ayrılmış olan yere numara sırası ile yazılır ve bu sıra numaraları bu kağıtların arka taraflarına geçirilir ve sonra bütün kağıtlar bir zarfa konur ve zarf da kartona iliştirilir.

3 - Delil olarak verilen vesikalar, yazılan tezkerelere gelen cevaplar, istinabelere gelen cevaplar, keşif zabıt varakaları, raporlar, krokiler, mahkeme safhasında verilen arzuhaller sıra numarası ile kartona iliştirilir.

(Vakfiye, tapu senetleri, harita gibi mahkemeye ibraz edilmiş olan ve uzun müddet muhafazası icap eden evrak bir zarf içine konulmak suretiyle dosyasındaki sırasında muhafaza olunur.

4 - Zabıtlar ve karar, sahife numarası sırasiyle kartona bağlanır.

5 - Temyiz arzuhali, layihası ve cevapları, arzuhalin tebliğ ilmühaberleri sıra ile dosyaya konur.

6 - Hüküm Temyiz Mahkemesince bozulduğu veya tasdik edildiği takdirde buna dair olan ilam, tashihi karar arzuhali, tashihi karara müteallik Temyiz Mahkemesi kararı dosyaya iliştirilir.

7 - Hüküm Temyiz Mahkemesince bozulmuş ise, son karardan sonra tarih sırası ile mahkemeye gelen yukarda 2 numara altında gösterilen tebligat evrakı ayrı bir zarf içinde muhafaza olunur.

8 - Yukarıda 3 numara altında gösterilen evrak yine mahkemeye geliş sırasiyle dosyada yer alır. Bu evrak bozmadan evvelki aynı kısımda olan evrakın sonuna konulmaz.

9 - Bozmadan sonraki zabıtlar ve karar sahife sırasiyle dosyaya konur.

10 - Temyiz arzuhali, layiha ve cevapları daha sonra dosyada yer alır. Hüküm tekrar bozulduğu takdirde yukarıda yazılı sıra gözetilmek suretiyle gelen evrak dosyaya konur.

Dosyaya konulan ve bağlanan her kağıt, müsveddeler de dahil olmak üzere, dosyanın kapağında gösterilen belli hanelere sıra ile düzgünce yazılır. Her evrakın kapakta aldığı sıra numarası dosyaya konan bu kağıdın üzerine de işaret edilir.

Davanın cereyanı esnasında ibraz olunan evrakın fazlalaşması neticesi kartonun bu evrakı almayacağı anlaşılırsa 3 numara altında gösterilen evrak, sırasiyle başka bir kartona konur ve bu kartonun üzerine aynı dosya numarası yazılır; ilk teşkil eden dosyaya eklenir.

Dosya sağdan başlıyarak sola doğru, yukarıda gösterilen sıra tertibi gözetilmek suretiyle ve geliş veya yazılış tarihine göre tertip edilir. Kağıtların kartona bağlanmasında, ortalama konmasına ve bazılarının kartonun yukarı ve aşağı kenarlarından taşmamalarına dikkat olunur.

Mahkemeye gelen evrakın havalesi ve dağıtılması:

Madde 26 - Mahkemeye verilen ve gelen bütün evrak hemen reis veya hakime sunulur. Reis veya hakimin yazılı müsaadesi olmadıkça muhabere evrakı kalemde açılamaz. Reis veya Hakim tarafından havale olunduktan sonra evrak Kalem Şefi veya Muavinine verilir. Bunlar evrakı taalluk ettiği işlere göre ödevli yazıcılara verirler. Bu memurlar defter kayıtlarını yaparak evrakı dosyalarına korlar ve icabına göre muameleye tabi tutarlar.

Dosyaların hakimin tetkiki için hazırlanması ve liste:

Madde 27 - Muhakeme gününden evvel Reis veya Hakimin tensip edeceği günde dosyalar yazıcı tarafından çıkarılıp hakimin tetkikine arz olunur. O gün görülecek davalar için sırasiyle okunaklı şekilde tarafların ve vekillerinin isimleri ve muhakeme saati yazılmak suretiyle bir liste tanzim olunur, bu listenin baş tarafına hangi mahkemenin hangi gününe ait olduğu da yazılır ve sabahleyin mahkeme salonu dışında herkesin görebileceği bir yere asılır.

İptidai itiraz dermeyanı halinde yapılacak muamele:

Madde 28 - iptidai itiraza dair olan arzuhaller hakkında usulün 223 üncü maddesinde yazılı muamelelerin yapılmasını sağlamak üzere bu arzuhal ve numunesi hemen dosyası ile birlikte hakime verilir. Hakimin reddi halinde Kalem Şefi keyfiyeti reddolunan hakime bildirir ve hakimin bu husustaki mütalaasını aldıktan sonra dosyayı merciine verir.

Tutanakların tertibi:

Madde 29 - Tutanaklar kağıdın yalnız bir tarafına yazılır ve her sahifenin başına sıra numarası konur. Yeni açılan bir davanın zaptının tanzimine başlanırken sahifenin ortasına mahkemenin ismi ve yeri, altına hakim veya hakimlerin isimlen, altına tutanak yazıcısının ve tarafların isimleri ve satır başına geçilerek davanın kısaca mevzuu yazılır.

Her celse için en başa ve sahifenin ortasına bir celse numarası konur, altına yine sahifenin ortasına hakim veya hakimlerin isimleri, altına celse tarihi ve satır başına geçilerek taraflardan gelen ve gelmeyenler yazdırılır.

Zapta çıkan yazıcının görevleri:

Madde 30 - Tutanağın temiz ve okunaklı olarak yazılmasından tutanak yazıcısı mesuldür. Celse sona erdiği zaman tutanak yazıcısı tutanağı hemen imza eder ve hakime imza etmesi için verir. Aynı günde arka arkaya bir çok davalara bakıldığı halde bütün davaların sonunda tutanakların hepsini birden tutanak yazıcısının imza ile hakime sunması onun vereceği müsaadeye bağlıdır.

Mahkemeye ibraz olunan vesikaların kaydiyesi:

Madde 31 - Muhakeme esnasında verilen vesikaları, kaydiyesini yaptırmak için veren kimselerden mübaşir kaydiye ücretleriyle birlikte alır. Öğleden evvel görülen davalarda o gün öğleden sonra görülen davalarda nihayet ertesi günü öğleye kadar mübaşirin verilen vesikaların kaydiyesini yaptırıp o oturumda zapta çıkan yazıcıya vermesi lazımdır. Tutanak yazıcısı tayin olunan müddette dosyasına konulmak üzere tam olarak evrakı mübaşirden teslim almadığı takdirde keyfiyeti Kalem Şefi veya Muavinine bildirir. Aksi halde tutanak yazıcısı da mesuldür.

Ara kararları mucibince yapılacak muameleler:

Madde 32 - Ara kararları üzerine gönderilecek celp kağıtlarının, gıyap kararlarının, talimatların, yazılacak tezkerelerin, yapılacak keşiflerin harç ve masraflarını ödemek üzere iş sahibinin müracaatı halinde tutanak yazıcısı kendisine ödenmesi icap eden harç ve masraf miktarını bildirir ve iş sahibine vezneye veya tahsile memur edilmiş bulunan Kalem Şefi veya Muavinine harç ve masrafları ödedikten sonra zabıtnameye ve bu hususta ittihaz edilmiş bulunan kararın altına, (... K. Harç ... posta pulu ... K. Ücret ödedim) şeklinde bir şerh yazar, altına tarih kor ve bu şerhi müracaat sahibine imza ettirir. Yazı bilmeyenlerin hüviyetleri yazılarak sol elinin baş parmağı bastırılır.

Tezkerelerin, celp kağıtlarının, gıyap kararlarının, talimatların yazıldığı ve tarihi tutanak yazıcısı tarafından birinci fıkrada yazılması bildirilen iş sahibinin beyanın altına yazılır ve imza edilir.

Hukuk ve ticaret mahkemeleri ile tetkik mercilerine, harca tabi olmayan dilekçe ve layihaları ve bunlara ekli bulunmayan belgeleri vermek üzere iş sahipleri tarafından başvurulması halinde de, birinci fıkrada gösterildiği şekilde zabıtname ve bu hususta ittihaz edilmiş bulunan kararın altına, kalem şefi veya muavini tarafından, bunların verildiğini belirten bir şerh yazılır, altına tarih konur ve bu şerh başvurana imza ettirilir. Yazı bilmeyenlerin hüviyetleri yazılarak sol elinin baş parmağı bastırılır.

Keşif ve tatbikat için avans olarak yatırılan paranın müstehiklerine verilmesi:

Madde 33 - Keşif ve tatbikat, mahallinde şahit dinleme gibi mahkeme dışında yapılacak muameleler için iş sahibi tarafından evvelce yatırılmış olan ücret, zabıt katibi tarafından vaktinde vezneden veya Kalem Şefi veya Muavininden avans olarak alınır ve muamelenin yapılması sonunda hakimin izni ile müstehiklerine verilir. Parayı alanların imzaları, taalluk ettiği evrak altına alınır.

(Değişik fıkra - R.G.: 18.2.1959 - 10138) Avans olarak alınan paranın mahsubu yapıldıktan sonra geriye bir miktar para kalırsa o parayı zabıt katibi vezneye yatırır; vezne bulunmayan yerlerde Kalem Şefi veya muavinine verir. Bu memurlar artan veya kendilerine verilen parayı reddiyat makbuzu mukabilinde geri verirler. Bu işlerin yapılmamasından veya geciktirilmesinden zabıt katibi ve Kalem Şefi ve Muavini mesuldür.

Noksan Ücret gönderilmesi halinde yapılacak muamele:

Madde 34 - Askerlik veya adli müzaherete nailiyet gibi hallerde harç ve masrafları önce ödemekten muaf sayılmamış olan bir kimse tarafından posta ile kaydiyesi verilmemiş bir arzuhal gönderilirse gelen yazının altına kaydiyesinin verilmediği okunaklı bir şekilde yazılır ve alakalının müracaatında muktazi harç ve masrafı ödediği takdirde, muameleye tabi tutulmak üzere dosyasına konur ve saklanır.

Mahkemeye gelen evrakın tebliğini yapmaya yetmiyecek miktarda pul veya para yollanmışsa gönderilen para taahhütlü bir mektubun gönderilmesine yettiği takdirde, gönderen kimsenin adresine noksan para yolladığı ve muamele için muktazi harç ve masraflar gösterildikten sonra gönderdiği paradan posta ücretinin ödendiği de yazılarak daha ne kadar para gönderilmesi icap ettiği kendisine bildirilir.

Gönderilen pul veya para taahhütlü mektup ücretini ödemeğe yetmez ise bu para emanet olarak kabul edilir; müracaatında alakalıya geri verilir.

Harç ve masraflar için avans olarak para yatırılabileceği:

Madde 35 - Kolaylık olmak için taraflar dilerse o dava dolayısiyle ödemeleri icap edecek harç ve masraflara karşılık olmak üzere peşin bir miktar para yatırabilirler.

Bu şekilde para yatırılmak istenilirse yazıcı tutanağa (Mahkemenin tarafıma yükleyeceği harç ve masrafları ödemek üzere .... kuruş yatıracağım ve müracaatım olmadan harç ve masraflar bu paradan ödenerek muamelelerin yapılmasını isterim) cümlesini yazarak müracaat sahibinin altına imzasını alır veya yazı bilmediği takdirde sol elinin baş parmağını bastırır.

Paranın miktarını, yatıracak olan kimse serbestçe tayin eder.

Bir dava dolayısiyle bu şekilde para yatırılırsa tutanağın başına ve dosyanın kapağına tutanak yazıcısı tarafından (harç ve masraflar için avans olarak ......... kuruş yatırıldı) ibaresi yazılır.

Avans olarak yatırılmış olan para bitinceye kadar mahkemece verilen kararlar mucibince muktazi muameleleri yaptırmak için iş sahibinin müracaatına lüzum kalmadan zapta çıkan yazıcı doğrudan ara kararı uyarınca yapılması gereken muamele için sarfı muktazi harç ve masrafları vezneden veya Kalem Şefi veya Muavininden alarak muameleyi yapar.

Bu işi tutanak yazıcısı kararın verilmesinden iki gün içinde yapmakla mükelleftir. Bu nevi yatırılacak paralar deftere emanet olarak kayıt olunur.

Tezkereleri gönderme şekli:

Madde 36 - Mahkemelerden belli bir hususun sorulması için yazılan tezkereler reis ve hakimin müsaadesi olmadıkça Kalemden iş sahiplerine verilemez.

Alakalı isterse kendisine yazının gönderme tarih ve numarası bildirilir.

Reis veya Hakim tezkerenin elden verilmesine müsaade ederse iş sahibinin zimmet defterine imzası alınır. Aynı zamanda bu müsaade müsveddeye yazılarak tespit olunur.

Nüfus kayıtlarının tashihine müteallik davalarda veraset senedi istihsali için vaki müracaatlar da, kontrat cezasının ödenmesi gereken hallerde yazılan tezkereler ve suret almak için noterlere yazılan tezkereler imza mukabilinde kalemden iş sahiplerine verilebilir; bu hallerde Reis veya Hakimin müsaadesini almağa ihtiyaç yoktur.

İş sahiplerinin taleplerinin tespit şekli

Madde 37 - İş sahiplerinin her türlü istemlerinin imzalariyle tevsiki gerekir. Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesi gözetilerek tarafların veya vekillerinin mahkeme muamelatında mühür veya herhangi bir aletle imza etmelerine müsaade olunmaz; bu şekilde vaki müracaat üzerine bir muamele yapılamaz.

Yazı bilmeyenlerin hüviyetleri tespit edildikten sonra istemleri altına sol ellerinin baş parmağı bastırılır.

Zimmet defterindeki imzalar:

Madde 38 - (Değişik - R.G.: 18.2.1959 - 10138)

Adliye Vekaletine bağlı dairelerde memurlar, zimmet defterine imza ederken okunaklı olarak isimlerini imzanın üzerine yazacaklardır. Her zaman zimmet defteriyle evrak alınması mutad olan posta ve mümasili dairelerse evrakı teslim alan memurun da ismini imzanın üzerine okunaklı olarak yazmasını C. Müddeiumumileri temin ederler.

Mahkemedeki dosyanın tetkik şekli:

Madde 39 - Hukuk Usulünün 157 nci maddesinde yazılı kimseler dosyayı tutanak yazıcısının yanında okuyabilirler.

Müracaatın çokluğunda iş durumuna göre Kalem Şefi veya Muavini okumaya bakma işine diğer yazıcıları da memur edebilir.

Mahkeme dosyalarını incelemek isteyen müfettiş veya herhangi selahiyetli bir memur önce bu yoldaki vazife ve selahiyetini Reis veya Hakime bildirmesi gerekir.

Reis veya Hakimin haberi olmadan Kalem Şefi mahkeme evrakını kimseye gösteremez.

Senet ve kıymetli evrakın saklanması:

Madde 40 - Mahkemeye verilen senetler ve kıymetli evrak, dosyasında bırakılmayarak bu işe tahsis edilen sağlam ve emniyetli yerlerde Kalem Şefi veya Muavini tarafından saklanır. Bu kağıtların bulunduğu zarfa dava dosyası numarası yazılır. Bunların kayıp olmasından Kalem Şefi veya muavini mesuldür. Bu vesikanın aslına bakılmak icab etmeyen hallerde muhteviyatı bilinmek üzere bir numuneleri dosyaya konulur. Asıllarının görülmesi istenirse bu kağıtlar hakime verilir; tetkikten sonra yine aynı surette saklanır.

Tarafların biri ancak Kalem Şefi veya muavininin ve bunların yerlerinden ayrılmış olmaları halinde vekalet eden kimsenin gözü önünde bu kabil vesikaları tetkik edebilir.

Geri verilmesi istenilen kağıtlar:

Madde 41 - Taraflardan biri mahkemeye verdiği bir vesikanın geri verilmesini ister ise o vesikanın mahiyetine ve dava dolayısiyle verilen hükmün katileşmiş olup olmadığına bakılır:

1 - Geri verilmesi istenilen vesika, tapu senedi, nüfus tezkeresi, resmi müesseselerden alınmış makbuzlar, Devlet Dairelerinden yapılmış tebliğler gibi tarafların imzasını taşımayan bir vesika ise,

a) Bu dava dosyasiyle verilen hüküm katileşmişse o vesikanın sonradan arandığı zaman bulunmasını sağlayacak tarih, numara, sahife, cilt ve verildiği merci gibi bilgiler ve vesikanın istenip geri alındığı Kalem Şefi veya Muavini tarafından dosyasına yazılarak altı bu memurlar ile vesikayı geri isteyen tarafından imzalandıktan sonra vesika sahibine verilir.

b) Eğer yukarıda nevi yazılı vesikalar henüz bu hususta karar verilmemiş veya verilmiş olan karar katileşmemiş bir dosyada ise Kalem Şefi veya muavini onların suretlerini alıkoyarak asıllarını veren kimseye yukarıda yazılı şekilde geri verir.

2 - İadesi istenilen vesika tarafların imzalarını taşımakta ise Kalem Şefi veya Muavini keyfiyeti Reisten veya Hakimden sorar ve bunların emriyle iş yapar.

Okuyup yazmak bilmeyenlerin verdikleri vesikaları geri almaları:

Madde 42 - Okuyup yazma bilmeyenlerin mahkemeye verdikleri vesikaların asıl veya suretlerini almak Üzere müracaatlarında istedikleri vesikaları kendilerine verilirken hüviyetleri tespit olunur ve bu cihet dosyasına kayıt olunur.

Suretler:

Madde 43 - Suretler Kalem şefi veya Muavini tarafından tasdik olunarak verilir.

Teminat akçesinin geri verilmesi:

Madde 44 - İhtiyati tedbir ve haciz taleplerinde teminat olarak yatırılan para, banka mektupları, tahviller ve mümasili evrakın, veren kimse tarafından geri verilmesi istenirse, keyfiyeti Kalem Şefi veya Muavini Hakime arz eder; bu hususta mahkemeden alınan kararı infaz ettirmeden, kararı alan kimse ihtiyati haciz veya tedbir kararının infazından vazgeçer ise karşı tarafa tebligata lüzum kalmadan verdiği para veya evrakı hakimin tasvibiyle geri alabilir. Karar infaza geçildikten sonra iade talebinde bulunursa hakim usulü veçhile mehil vererek diğer tarata tebligat yaptırdıktan sonra iadeye karar verir ise Kalem Şefi veya Muavini iadeyi yapar.

Harç pullarının yapıştırılacağı yer:

Madde 45 - Mahkemenin bir kararı mucibince yapılacak bir muamelede ödenmesi icab eden harçlar için vezne olmayan yerlerde harç pulları zapta, bu husustaki kararın altına yapıştırılır. Vezne bulunan yerlerde bu pullar dosyadaki müsveddenin arkasına yapıştırılır.

Harç ve para cezalarının tahsili:

Madde 46 - Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu mucibince hükmolunacak para cezalarının ve harçların tahsili için müzekkereleri Kalem Şefi veya Muavini yazar.

Birleştirilen davalara yapılacak muamele:

Madde 47 - Birleştirilmelerine karar verilmiş olan davaların esas defterindeki kayıtlarına bu cihet işaret olunur.

Diğer bir dava ile birleştirilmesine karar verilen davanın karar numarası birleştirme kararına yazılır ve bu cihet mahkemeden çıkan son kararda gösterilir.

Ayırma hali:

Madde 48 - Bir davada ayırma kararı verilirse ayrılan dava veya davalar mahkemenin esas defterine ayrı kaydedilir. Esas defterdeki eski kayıt ile yeni kayıt birbirine bağlanır, tik kayıt o dosyada kalan kısma münhasır olur; mesela bir kimse evinin üç odasını ayrı ayrı üç kişinin fuzulen işgal ettiğini iddia ile tahliye davası açarsa ve peşin harç olarak da (100) kuruş ödemiş bulunsa, bu halde mahkeme ayırmaya karar verince dava edilenlerden yalnız birine karşı olan tahliye talebi müstakil bir dava olarak ilk kayıtta kalır; ilk kayıt numarası o davaya hasrolunur ve ödenen peşin harç da o davanın peşin harcı olarak kabul edilir. Diğer iki davanın her biri ayrı dava olarak kabul edilir. Diğer iki davanın her biri ayrı dava olarak esas defterine kaydolunur ve her biri için de davacıya ayrıca (100) kuruş peşin harç ödettirilir; yahut davacı, dava edilenden ödünç olarak 500, satış bedelinden geri kalan kısım olarak da ayrıca 500 lira istemiş olsa ve mahkeme bu isteği ayırsa, (1000) lira Üzerinden peşin olarak dörtte bir harç alınmış olacağından ayrıca harç alınmağa mahal olmadan ayrılan kısım müstakil

olarak kayıt edilir.,Ayrılan davanın dosyası, ilk dosyada bu kısımlara ait yazıların tamamının tasdikli suretleri konulmak suretiyle yeniden tesis olunur.

Acelece yazılacak kararlar:

Madde 49 - Nafaka takdiri ve nüfus kayıtlarının düzeltilmesi ve veraset belgesi verilmesi gibi müstaceliyeti kabul edilen davalara ait ilamlar diğerlerinden önce ve çabuk yazılır. Her türlü gecikmelerden vazifeli yazıcılar mesuldür.

İlamlara yapıştırılacak pullar:

Madde 50 - İlamlara yapıştırılması gereken pullar ilamı tebliğ ettirmek isteyen tarafa verilen nüshaya yapıştırılır. Pulları yapıştırmak üzere Temyiz Mahkemesi'nden gönderilen ilamlar hakkında da aynı şekilde muamele olunur.

Peşin yatırılan dörtte bir harcın iadesi:

Madde 51 - Davacının peşin yatırdığı dörtte bir harçtan az ilam harcına hükmolunur ve aradaki harcın geri verilmesi istenirse, kalem Şefi veya muavini, dilekçenin arkasında veya şifahi müracaatta dosyasına peşin yatırılan paradan ilam harcı çıkarıldıktan sonra geri verilmesi icab eden miktarını açık olarak yazar (fazla alınan harcın reddi lüzumu, tahsil edildiği mali sene içinde tahakkuk ederse ait olduğu hesaptan tenzil ve emanet hesabına naklolunarak emanetten ret suretiyle ve tahsil edildiği mali sene geçtikten sonra reddi lazım geldiği takdirde reddiyet tertibinden getirilecek tediye emrine müsteniden alakalılara paranın geri verilmesi lazım geldiği) 7 Haziran 1935 tarihli Maliyenin mütalaasına müsteniden yapılmış olan tamim iktizasından olduğundan, Kalem Şefi veya Muavinlerinin geri vermede bu usulü gözetmeleri icabeder.

İlamların tebliği ve tevdii:

Madde 52 - Kalem Şefi veya Muavini ilamları taraflara tebliğ eder. ilam, vekille takip edilen davalarda taraflardan birinin vekilinin müracaatı üzerine vekile, aksi takdirde asile, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 392 nci maddesindeki esaslara uygun şekilde makbuz mukabili verilir.

(Değişik fıkra - R.G.: 18.2.1959 - 10138) Bu makbuzun tarih ve sayısı da esas defterinin mahsus sütununa kaydolunur.

Temyiz Mahkemesine müracaatta yapılacak muameleler:

Madde 53 - Mahkeme hüküm ve kararları temyiz edilir ve fakat kanuni harç ve resimleri temyiz eden tarafından ödenmemiş olursa Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434 üncü maddesi gereğince muamele yapılır.

Şöyle ki: Kalem Şefi veya Muavini, temyiz edenin gerekli harç ve resimleri ödemediğini hemen Reis veya Hakime bildirir, Reis veya Hakim, gerekli harç ve resimlerin verilmesi için bir müddet tayin eder. Bu müddet içinde paranın ödenmesi lüzumu Kalem Şefi veya Muavini tarafından temyiz edene yazı ile bildirilir. İlgili taraf iş bu harç ve resimleri tayin edilen müddet içinde ödemezse 434 üncü madde gereğince gerekli karar verilmek üzere dosya Temyiz Mahkemesine gönderilir.

Dosyanın Temyiz Mahkemesine gönderilmesi için gerekli posta ücretinin verilmemesi halinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 414 üncü maddesi kıyasen tatbik olunur.

Şöyle ki: Kalem Şefi veya Muavini, temyiz edenin gerekli posta ücretini tediye etmediğini hemen Reis veya Hakime bildirir. Reis veya Hakim, 414 üncü madde hükmünü kıyas yolu ile tatbik ederek alakalıya bu ücreti ödemesi için muhayyeri bir mehil tayin eder. Bu müddet içinde paranın ödenmesi lüzumu Kalem Şefi veya Muavini tarafından alakalıya yazı ile bildirilir. İlgili taraf tayin edilen müddet içinde posta ücretini ödemezse, dosya Reis veya Hakime tevdi olunur. Reis veya Hakim Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 414 üncü maddesi hükmü ile 24/12/1941, 05/01/1949 tarih ve 9/32, 32-1 sayılı tevhidi içtihat kararları gereğince alakalının temyiz yolundan sarfınazar etmiş olduğuna karar verir.

Temyiz harç ve resimleri ödendikten ve diğer tarafa tebliğ olunan temyiz dilekçesinin cevabı geldikten veya belli süre geçtikten sonra posta masrafları da verilmişse dosya, üç gün içinde tertiplenerek Temyiz Mahkemesine gönderilir.

Temyiz Mahkemesine gönderilecek olan dosyaların, Temyiz Mahkemesi teşkilatına dair olan kanunun 5859 sayılı kanunla tatil edilen 3 üncü ve aynı kanunun 5 inci maddelerine tevfikan Temyiz Mahkemeleri Hukuk Daireleri Reisleri Heyetince dairelerin vazifeleri mevzuunda yapılan değişiklikler ve Vekalet tamimleri gözönünde bulundurulmak suretiyle alakalı Temyiz Dairelerine noksansız olarak şevki sağlanır.

Bu dava dosyaları Temyiz Mahkemesine sevk edilmeden evvel Hakim veya Reis tarafından gözden geçirilir.

Gecikmelerden ve dava dosyalarının noksan olarak veya alaka veya münasebeti olmayan temyiz dairelerine gönderilmesinden Hakim veya Reis, vazifeli memurlar ile Kalem Şefi veya Muavini mesuldür.

İlam harcının tahsili:

Madde 54 - Hüküm verildiği halde tarafların ilam almamalarından dolayı Harçlar Kanununun 119 uncu maddesi mucibince ilam harcının tahsili için Maliyeye müzekkere yazılmışsa, esas defterine müzekkerenin yazıldığı tarih işaret olunur.

Bundan sonra, kendisine harç tahmil edilmiş olan tarafın ilam almak üzere müracaatı halinde Maliyece harcın tahsil edildiğine dair vesika ibraz etmesi kendisinden istenerek ancak bu vesikanın veya makbuzun ibrazından sonra ilam sureti verilir.

Kendisine harç tahmil edilmemiş olan tarafın ilam sureti almak üzere müracaatı halinde dahi aynı hüküm caridir.

Bozma ilam harçlarının tahsili:

Madde 55 - (Değişik - R.G.: 18.2.1959 - 10138)

Bir hüküm bozularak Temyiz Mahkemesinden geri geldiğinde bozma ilamında yazılı harçlar 5887 sayılı Harçlar Kanununun 119 uncu maddesinde tespit olunan iki ay zarfında ödenmemiş ise, Kalem Şefi veya Muavini bu müddeti takip eden 15 gün içinde bunların harca mevzu muameleyi talep edenden tahsili lüzumunu Maliye'ye bir tezkere ile bildirir.

Sene sonunda devir yapılamıyacağına dair:

Madde 56 - Mahkemelere gelen iş miktarını kolayca bilmek ve numara değişikliği yüzünden çıkan karışıklıkları önlemek için yıl sonunda henüz bir hüküm ve karara bağlanmamış olan davalar yeni yıl defterine devir suretiyle kayıt olunmaz. Yıl sonunda o yıla ait esas defterinin sonuna gelen işlerden ne kadarının hüküm ve karara bağlanmış ve ne kadarının yeni seneye devredilmiş olduğu toptan yazılmakla beraber devir olunanların sıra numaraları bir cetvel halinde gösterilir.

Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 409 uncu maddesi uyarınca yenileninceye kadar muameleden kaldırılmasına karar verilmiş olup da henüz altı ay geçmemiş olan dava dosyaları da hüküm ve karara bağlanmamış olan dava dosyaları arasında gösterilerek yeni yıl defterine geçirilmezler ve bu davalar altı ay içinde yenilenirse, yeni esas numarasına kayıt olunmaz, eski defter kaydı üzerinden muamele görür. Muameleden kaldırılmasına karar verilmiş olup da aradan altı ay geçmiş olan davalar yeniden arzuhal ve harç verilmek suretiyle kayda tabi olduklarından, karara bağlanmış evrak arasında gösterilir ve muameleden kaldırılmaya dair olan karar numuneleri mahkemenin hüküm ve kararlarına mahsus kartona konulur. Bu kabil davaların sözü geçen kanun maddesinde yazılı usul veçhile yenilendiği ve harcı verildiği surette esas defterinde yeni numaraya kaydı yapılır.

Esas defterine eskiden kayıtlı olan ve sonra yeni numaraya nakil edilmiş bulunan davalara ait dosya kayıtları, bu numaraların karşılıklı gösterilmesi suretiyle birbirine bağlanır.

ÜÇÜNCÜ BÖLÜM : Son Hükümler
İş cetvelleri beyanı:

Madde 57 - İş cetvellerinde mahkemede görülmekte olan davaların ne kadarının Temyiz Mahkemesinden bozularak gelen davalar olduğu ayrıca gösterilir.

Katiplerin ehliyetinin tetkiki:

Madde 58 - 947 senesi Ocak ayının sonuna kadar Reis veya Hakimler yanlarındaki Kalem Şefi ve Muavinleri ve yazıcıları yazılı olarak bu Yönetmelikten imtihan edeceklerdir.

Bu imtihanda yeter derecede cevap veremeyenler üç ay sonra yeniden imtihan edilecektir.

İmtihan kağıtları bu memurların dosyalarında saklanacak ve kazandıkları dereceler yükselmelerinde gözönünde tutulacaktır.

Kalem memurlarının hakime karşı ve hakimin Hakimler Kanununa göre mesuliyeti:

Madde 59 - Reis veya Hakimler ve icabında Müddeiumumiler bu Yönetmelik hükümleriyle Vekalet tamimlerinin tatbikini temin ederler.

Bu yönetmelik hükümleriyle kendilerini ilgilendiren Vekalet tamimlerine aykırı hareketleri görülen Hakim veya Reisler hakkında Hakimler Kanunu hükümleri dairesinde muamele yapılır.

Bu Yönetmeliğin ve kendilerini alakadar eden Vekalet tamimlerinin tatbik olunmamasından dolayı Kalem şefi veya Muavinleri ve bütün memurlar, yanında bulundukları Reis veya Hakime veya Müddeiumumiye karşı mesuldürler.

Dosya usulü hangi mahkemelerde tatbik olunur:

Madde 60 - Dava evrakını koymak için kartonlar Vekaletçe hazırlanarak şimdilik münhasıran Asliye Hukuk ve Ticaret ve Asliye Ceza ve Ağır Ceza işlerinde bakan mahkemeler ile Sorgu Hakimliğine gönderilecektir. Sonra bu kartonlar bütün mahkemelere teşmil edilecektir.

Yürürlük tarihi:

Madde 61 - 1 Ocak 1947 tarihinden başlamak üzere açılacak davaların bu yönetmelikte yazılı hükümlere göre dosyaları tertip olunur.

Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihte elde bulunan davalar hakkında, dosyanın tertip şekline müteallik hükümler müstesna olmak üzere diğer hükümleri tatbik olunur.
Old 29-07-2010, 16:07   #13
kamran

 
Varsayılan

-- Sayın meslektaşım; judge034,kalem memurunun yapmış olduğu küstahlığı, bir avukat olarak, yıllarca tahsil görmüş ve o eğitimin ne olduğunu bilen bir meslektaş olarak, kınıyorum ve onun yapması gereken şeyi onun yerine ben yapıyorum ve size saygı duyaraktan, tüm meslektaşlarıma saygı duyaraktan şınu belirtmek istiyorum, mesleğimiz gerçekten aciz ve naçiz bir hal almış durumda,burada aslında bu tür sıkıntılarla ilgili bir güç birliği yapalım diyicem ama bu meslek birlikteliği zaten düzenlenmiş: Barolar, ancak üzülerek söylemek istiyorumki barolar bazen mesleğin sorunlarından çok, türkiyedeki başka sorunları çözme telaşındalar. Mesleğimizin bu tür sıkıntılarla ayak altına alınmaması için, hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor ve hukukun üstünlüğünü ve bizim bunun savunucusu olduğumuzu kanıtlamamız gerekiyor, her zaman saygın kalmamız dileğiyle..saygılarımı birkez daha, sunması gerekipte sunmayanlar adına, sunuyorum..av.kamran karasu
Old 29-07-2010, 16:52   #14
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan kamran
-- judge034,kalem memurunun yapmış olduğu küstahlığı, bir avukat olarak, yıllarca tahsil görmüş ve o eğitimin ne olduğunu bilen bir meslektaş olarak, kınıyorum ve onun yapması gereken şeyi onun yerine ben yapıyorum ve size saygı duyaraktan, tüm meslektaşlarıma saygı duyaraktan şınu belirtmek istiyorum, mesleğimiz gerçekten aciz ve naçiz bir hal almış durumda,burada aslında bu tür sıkıntılarla ilgili bir güç birliği yapalım diyicem ama bu meslek birlikteliği zaten düzenlenmiş: Barolar, ancak üzülerek söylemek istiyorumki barolar bazen mesleğin sorunlarından çok, türkiyedeki başka sorunları çözme telaşındalar. Mesleğimizin bu tür sıkıntılarla ayak altına alınmaması için, hep birlikte hareket etmemiz gerekiyor ve hukukun üstünlüğünü ve bizim bunun savunucusu olduğumuzu kanıtlamamız gerekiyor, her zaman saygın kalmamız dileğiyle..saygılarımı birkez daha, sunması gerekipte sunmayanlar adına, sunuyorum..av.kamran karasu

Sayın kamran;

Yazdıklarınız ışığında sizin ve tüm meslektaşlarımın affına sığınmak suretiyle üzülerek sormak istiyorum: "Yıllarca tahsil görmüş biri olarak" imla kurallarına uygun ve hukukçuya yakışır biçimde anlatım özelliğine sahip bir ifade tarzınızın olmayışını ne ile açıklayacaksınız?

Adliyede görev yapan memurların tasvip edilmeyecek tarzda olumsuz davranışlarına değinilen bir başlık altında yazdığımız mesajda kendimizi yeterince ifade edemediğimiz noktada "hangi" iletişim yöntemleriyle "kiminle" ve "nasıl" iletişim kuracağız ve hatalı yaklaşımların mümkün mertebe azalmasına "ne yönde" katkı sağlayacağız?

Saygılarımla..
Old 30-07-2010, 09:19   #15
a.zorba

 
Varsayılan

adliye nasıl avukatların bir nevi ikinci iş yeri ise tüm adliye personeli de bu paralelde işlerin yürütülmesinde avukatların iş arkadaşlarıdır, diye düşünüyorum. ancak ve ancak konunun en önemli kısmı işin "hukuk" üstüne olmasıdır. bu nedenle avukatlar, bu iş icra edilirken gerektiğinde savcıyı hakimi de uyarabilecek seviyede hukuki doluluğa ve asla vazgeçilmeyecek prensiplere sahip olmalıdır. kendini geliştirirken çalışma ortamındakilere faydalı olabilecek bilgiler vermeli onların hukuk için daha iyi hizmet edebilmeleri konusunda yardımcı olmalıdır, diye düşünüyorum.

avukatlar, bilgisi ve prensipleri ile eğitici, öğretici rolünü üstlendiğinde yanlış tutum içersinde olan memur karşısında -teşbihte hata olmasın- öğretmenin öğrencisine gösterdiği sabrı gösterebilecektir, kanaatindeyim.

esenlik.
Old 30-07-2010, 09:51   #16
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Engin
Sayın kamran;

Yazdıklarınız ışığında sizin ve tüm meslektaşlarımın affına sığınmak suretiyle üzülerek sormak istiyorum: "Yıllarca tahsil görmüş biri olarak" imla kurallarına uygun ve hukukçuya yakışır biçimde anlatım özelliğine sahip bir ifade tarzınızın olmayışını ne ile açıklayacaksınız?

Sayın Engin, ben eleştirinizin sebebini anlayamadım.
Old 30-07-2010, 11:14   #17
Av. Engin EKİCİ

 
Varsayılan

Alıntı:
Sayın Engin, ben eleştirinizin sebebini anlayamadım.

Sayın Av. Selim Balku;

Eleştirimin sebebini de belirtmiştim ancak sanıyorum bir kez daha ifade etmeliyim: Bir hukukçuda en azından olması gereken, kendisinden beklenen dil, anlatım ve iletişim özelliklerinin bulunmayışı -en azından meslektaşımızın mesajından anlaşıldığı kadarıyla- karşısında acizane bir eleştiride bulundum.

Zannediyorum, mesajımın muhatabı olan meslektaşımızın mesajını çok dikkatli okumadınız. Kullanılan kelimeler ve ifade tarzı, sürekli yakındığımız ve çözüm aradığımız hassas bir konuya ilişkin açılan başlık altında olunca, bir hukukçunun en önemli sermayesinin "bilgi" ile birlikte "iletişim becerisi" olduğu gerçeği karşısında eleştiride bulunmak zorunda hissettim kendimi.

Elbette iletişim, salt devrik olmayan cümleler kurabilmek, imla kurallarına riayet etmekten ibaret değildir ve çoğu zaman muhatap kişi/kurum ile bir frekans uyumunu yakalayabilmektir. Amiyane söyleyişle "elektrik alma" şeklinde ifade edilen söz konusu uyumu yakalayabilmek açısından kullanılan dil ve hitabet tarzının rolü yadsınamaz diye düşünüyorum.

Saygılarımla..
Old 30-07-2010, 12:54   #18
niliş

 
Varsayılan

Bende Karşıyaka'da çalışıyorum. Şimdi gözümün önüne getiriyorum çalışanları ama bu tür birini çıkaramadım. Çok yoğun çalışıyor olmalarına rağmen ben böyle bir tepkiyle karşılaşmadım belki de tanıdık olduğum için. Ama gerçekten talihsiz ve üzüntü verici bir olay yaşanmış.
Old 02-08-2010, 12:07   #19
ali ekmekçi

 
Varsayılan

Değerli Meslektaşlarım bence de telefonla sonuç alma gayreti,uygunsuz yaklaşımlar ve ters cevap alma ihtimalini beraberinde getirir.Saygınlık beklentisi veya bu konudaki çatışma da gereksiz bir üzüntüdür.Zira insanlar saygı duyacağı kişiyi kendi seviyesi ve değer yargılarına göre belirler.Örnekseyecek olursak sürekli hakiminden şikayet eden,arkasından konuşup nefretini dile getiren bir görevli düşünelim,bu görevli hakimini görünce hazrolda(Saygılı)....Şimdi aynı kişinin telefonda size gardaşım get işine demesi sizi çok üzmesin...
Old 02-08-2010, 15:57   #20
praeses

 
Varsayılan

peki ya, yılbaşında kendisine telefon almadığı gerekçesiyle bir avukata küsüp, tüm talepleri masada bekletmekle meslektaşı tehdit eden icra memuruna ne demeli?
öte yandan, "istediğin telefon olsun, ne paralar döktüm sana" diye gülümseyen meslektaşa?

kapıcıya selam verilmeli ama kapıcı olduğu hatırlatılmalı derler. icra memuru yalnızca görevini yapmalı, şayet avukat onunla görev münasebetindeyse. değilse, evrak da işletirler avukata, yılbaşı hediyesi için tafra da yaparlar. suç, müşterektir.

her ne kadar mesleğimiz gereği yapmakla yükümlü olduklarımızı başka merciilerin yapmakla yükümlü oldukları kanalıyla icra edebiliyorsak da, zaman zaman iş yoğunluğu vesaire sebeplerle işin kolayını tercih ettiğimiz de oluyor tabii(telefonla bilgi istemek gibi). evet, bu da karşılıklı anlayışla zaman zaman olumlu sonuçlanabilmekte fakat usule aykırıdır. meslektaşımız çuvaldızı kendisine batırırken, iğneyi de Savcılık makamının "gardaşım" diye hitap etmekten çekinmeyen memuruna tereddütsüz batırırım. farz edelim ki bizzat kaleme gidip "gardaşım ... soruşturma nolu dosyayı çıkar hele" diye meşru isteğimizi yönelttik, peki bize aynı gözlerle bakmazlar mı?
Old 12-08-2010, 11:28   #21
Av. Barış Çimenoğlu

 
Varsayılan

Özellikle mahkeme ve personelinin yargılama aşamasında vatandaşa ve vekiline karşı davranış ve tutumları A.İ.H.S'nde öngörilen Adil Yargılanma hakkını (md.6) olumsuz etkilemiyor mu?

Düşünüyorum da T.Barolar Birliği bu konuda AİHM'e başvursa, büyük ihtimal sözlemeye aykırılık tespit edilecek ve yüklü bir tazminata hükmedecek, o zaman devlet nasıl adliyelere çeki düzen verir, nasıl denetime tabii tutar görmüş oluruz

Tabii bu tür bir girişimler şimdilik bir ütopya gibi duruyor malesef.
Old 12-08-2010, 13:53   #22
Av. Kader Karakurt

 
Varsayılan

Bu tarz muamelelere maruz kalmamızın nedeni adliye personeline karşı tavrımızı koyamamamızdan kaynaklanıyor.
Malesef onlarda da nasıl olsa işleri bize düşer bize muhtaçlar şeklinde bir kanı oluştuğundan bu tarz davranışların önüne geçilemiyor.Ayrıca bu tip olaylar başımıza geldiği vakit şikayet etsek de sonuç alamıyoruz.Yani her yönden bir kısır döngü....Sistematik bir sorun var ve adalet mekanizması da gerektiği gibi işlememekte...
Malesef çözüme ilişkin durumlar biraz uzak geliyor bana...
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yurtdışı tebligat ve mahkeme kalemi Av.KIRAL Meslektaşların Soruları 4 01-03-2010 17:41
Bir mahkeme kalemi anısı hukukcu1985 Hukuk Sohbetleri 4 20-05-2008 13:32
Dialog Prestige mevzuat programı alperlp Ticari Duyurular 10 12-05-2007 11:30
dialog interaktif mevzuat ve içtihat programı kenan keleş Ticari Duyurular 0 04-04-2006 17:38


THS Sunucusu bu sayfayı 0,08312392 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.