Işverenin Işçisine Usulsüz Tebligati

Merhaba meslektaşlarım.Yardımlarınız için şimdiden teşekkür ederim.

Müvekkilim 14 senedir aralarında organik bağ olan ve aynı kişinin sahibi olduğu A-B-C firmalarında çalışmış ve işvereni tarafından müvekkil-işçiye karşı icra takibi başlatılmıştır.

Müvekkilin en son çalıştığı işyeri C'dir.

Ancak tebligatta bilinen en son adres olarak müvekkilin bir dönem çalışmış olduğu B firmasının adresi gösterilmiştir.

Tebligat B firmasının ticaret siciline kayıtlı adresinde C
firmasında çalışan işçilerden birine(müvekkilimin izinde olduğu beyan edilerek) yapılmış ve daha sonra müvekkilime hile ile elden tebliğ edilmiştir.Hile ile dememde ki maksat;müvekkilim emeklilik sebebiyle iş akdini feshettiğinden,işten ayrılırken bir sürü evrak imzalatılırken bu tebliğ evrakı da arada imzalatılmıştır.

Ayrıca işveren,aslında alacaklı olmadığı halde,sadece müvekkilime işçilik alacaklarını ödememek adına icra takibi başlatmış ve usulsüz tebligat ile tebligatı kesinleştirerek işçilik alacaklarını müvekkilin banka hesabına yatırmış ve hemen akabinde dosyadan haciz koydurarak aslında alacaklı olmadığı meblağı tahsil etmiştir.

Forumda ve internette detaylı aramama rağmen ne yazık ki YG bulamadım.

Sorum ise;
1)TK yönetmeliğinin 62. maddesi gereğince "Tebellüğ Edecek Şahsın Hasım Olması"nın somut olayda uygulanabilme imkanı var mıdır?
Çünkü başlatılan icra takibi banka dekontuna dayanmakta olup tebliğ alan c firması işçisi işverenle dayanışıklı dönüş içerisinde müvekkili borç altına sokmuş ve her ikisi bakımından tarafımızca savcılığa suç duyurusunda bulunulmuştur.

2)işverenin işçisine,ödeme emrini işyeri adresine (hemde müvekkilin bir dönem çalışmış olduğu kendi firma adresine) çıkartmış olduğu tebligata ilişkin olarak menfaat çatışması gündeme gelebilir mi?YG kararı ile yardımcı olabilecek olan varsa sevinirim

İş yerinde - farikada - tebligat TK 18. md göre iş yerini idare edenlere veya bölüm amirlerine yapılır.
Tebliğ yapılan kişi bu sıfatları haiz değilse tebligat usulsüzdür. Fakat tebligat usulsüz olsa bile bunun teslim edildiğine ilişkin ayrıca evrak da imzalatılmış - hile ile - demektesiniz.
Bu konu yani tüm bu iddialar artık başlı başına bir menfi tespit veya istirdat davanın konusu olacaktır..
Dar yetkili icra mahkemesinde tüm bu konuları dile getirmek sıkıntılı olabilir.

Tebellüğ edecek şahsın hasım olması: Madde 39 – Bu kanun hükümlerine göre kendilerine tebliğ yapılması caiz olan kimselerin o davada hasım olarak alakaları varsa muhatap namına kendilerine tebliğ yapılamaz.

Hasma tebligat ile ilgili, tebligat hasma yapıldığından veya başkaca bir nedenden ( yetkisiz kişilere yapıldığından ) dolayı usulsüz olsa bile bunun muhataba teslim edildiğine ilişkin ayrıca yazılı evrak da varsa, mahkeme – icra mahkemesi – dar yetkili olacağından bu iddianızı dinlemeyebilir.
TEBLİGAT YÖNETMELİĞİ - ALTINCI BÖLÜM - Usulüne aykırı tebliğin hükmü
MADDE 53 – (1) Tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliği öğrenmiş ise geçerlidir. Aksi takdirde tebligat yapılmamış sayılır. ...
(2) Muhatabın tebliği öğrendiğini beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir.
(3) Tebliğin usulüne aykırı yapılmış olması halinde, muhatabın tebliği öğrendiğinin ve bunun tarihinin iddia ve ispatı mümkün değildir.

Uygulamada yazılı belge olması halinde usulsüz tebligatlar geçerli kabul edilmekte

Takdiri size ait olmak kaydı ile duruma göre menfi tespit veya istirdat davası açmanızı öneririm ...