Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Otellere tek başına erkek müşteri alınmaması Hukuki midir? (sözleşme özgürlüğü)

Yanıt
Old 25-05-2009, 10:44   #1
h.g

 
Varsayılan Otellere tek başına erkek müşteri alınmaması Hukuki midir? (sözleşme özgürlüğü)

Son günlerde hızla artan bir uygulama olan güneyde ki otellere 1 bay,2 bay,3 bay alınmaması ne kadar hukukidir?Yani 2 bay otelde kalamıyor eğer yerli turistse ancak yurtdışından yapılırsa rezervasyon o zaman kabul ediliyor.Neticede bu oteller Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alarak hizmete başlıyorlar.Ve verdikleri hizmet bir kamu hizmetidir diye düşünüyorum.Bu durumda kadın-erkek ayrımı hukuken doğru bir uygulamamıdır?Teşekkürler
Old 25-05-2009, 14:30   #2
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan h.g
Son günlerde hızla artan bir uygulama olan güneyde ki otellere 1 bay,2 bay,3 bay alınmaması ne kadar hukukidir?Yani 2 bay otelde kalamıyor eğer yerli turistse ancak yurtdışından yapılırsa rezervasyon o zaman kabul ediliyor.Neticede bu oteller Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alarak hizmete başlıyorlar.Ve verdikleri hizmet bir kamu hizmetidir diye düşünüyorum.Bu durumda kadın-erkek ayrımı hukuken doğru bir uygulamamıdır?Teşekkürler

Otelle müşteri arasında yapılan bir sözleşmedir. Taraflar kanuna ve ahlaka aykırı olmayan sözleşmeleri diledikleri gibi yapabilirler. Sözleşme özgürlüğü, sözleşme yapıp yapmamayı ve yapılacaksa kimlerle sözleşme yapılacağını seçme hakkını da evleviyetle kapsar.

Bu anlamda ben hukuka aykırılık olduğunu sanmıyorum.

Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alma zorunluluğu, otellerin Bakanlık tarafından işletildiği anlamına gelmez. Faydalanma bakımından eşitlik ilkesinin gözetileceği "kamu hizmeti", kamu (idare) tarafından verilen hizmetlerdir. Kamunun yararlandığı her hizmet, bu anlamda kamu hizmeti değildir.

Saygılarımla,
Old 25-05-2009, 16:59   #3
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Soruda dikkat edilmesi gereken diğer bir husus;

Alıntı:
eğer yerli turistse ancak yurtdışından yapılırsa rezervasyon o zaman kabul ediliyor.

Sayın Adli Tıp'ın görüşlerine kısmen katılmıyorum.

Otel ile erkek müşteriler arasında bir sözleşme kurulamamıştır; otel tek taraflı irade beyanıyla borç altına girmiştir.

İkinci hukuki nitleik olarak; kısmen de olsa bir sözleşme kabul edebiliriz, otel hizmet vererek bir icapta bulunuyor, diğer tarafta bu icabı kabul edilmesi beklenen bir kitle var, otel bu icabı bir ilan suretiyle bir vaad olarak veriyor.

Her iki durumda da bence otelin bir sorumlulığu var;

otelin vaadini borç olarak kabul edersek, ilanda şu ücret karşılığında, şu odada, şu kadara, şu şekilde hizmet vereceğim diyor, ilanında yaş, cinsiyet, ırk gibi hususlarda ayrımdan bahsedilmiyor. Burada ki ilanı bir reklam ilanı olarak düşünmek zorunda değiliz. Bir otelin kurulup işletme ruhsatı alması da bir ilanın sonucudur.

Bu durumda otelin bir borcu vardır ve bu borcundan doğan bir sorumluluğu vardır.

İkinci durumda yani bunu bir sözleşme olarak kabul edilmesi durumunda ise, otel sözleşmenin bir tarafı olarak zorlamada olsa bence sorumludur. Konuyu düzenleyen yasaya bakarsak;

Alıntı:
Bir akdin mevzuu, kanunun gösterdiği hudut dairesinde, serbestçe tâyin olunabilir.

Kanunun kat'î surette emreylediği hukukî kaidelere veya kanuna muhalefet; ahlâka (âdaba) veya umumi intizama yahut şahsi hükümlere müteallik haklara mugayir bulunmadıkça, iki tarafın yaptıkları mukaveleler muteberdir.

ikinci fıkra bence duruma ışık tutacaktır. Buna göre yurt dışından gelen erkeklere hizmeti sunduğu halde kendi ülkesinden katılan erkeklere hizmetin sunulmaması sözleşme serbestisi ilkesinin gereği olarak yorumlanmamalıdır.

İş hukunda olduğu gibi müdahale edilmesi gereken noktalar vardır, devlet bugüne kadar sosyal ve ekonomik alandaki birçok ilişkiye emredici hukuk kurallarıyla müdahale etmiştir. Bunları emsal alırsak;

otel tüm ilanlarında, "otele sadece erkek müşteriler kabul edilmez" veya "damsız girilmez" veya "yabancı turist erkek istisna olmak üzere yalnız yerli turist erkek kabul edilmez" gibi hükümler bulundurma zorunluluğu getirilmelidir.

Kolay gelsin
Old 25-05-2009, 17:11   #4
lawyer_721

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Selim Balku
İkinci hukuki nitleik olarak; kısmen de olsa bir sözleşme kabul edebiliriz, otel hizmet vererek bir icapta bulunuyor, diğer tarafta bu icabı kabul edilmesi beklenen bir kitle var, otel bu icabı bir ilan suretiyle bir vaad olarak veriyor.

Kolay gelsin

tamamen katılıyorum.
soruyu yanlış anlamadıysam, müşteriler töhmet altında bırakılıyor. eğer doğru anlamışsam;
ayrıca "onurum kırıldı ve rencide edildim" diyerek manevi tazminat düşünülebilir mi?
Old 25-05-2009, 20:16   #5
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan h.g
Son günlerde hızla artan bir uygulama olan güneyde ki otellere 1 bay,2 bay,3 bay alınmaması ne kadar hukukidir?Yani 2 bay otelde kalamıyor eğer yerli turistse ancak yurtdışından yapılırsa rezervasyon o zaman kabul ediliyor.Neticede bu oteller Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alarak hizmete başlıyorlar.Ve verdikleri hizmet bir kamu hizmetidir diye düşünüyorum.Bu durumda kadın-erkek ayrımı hukuken doğru bir uygulamamıdır?Teşekkürler

Bilindiği üzere BK.7. maddenin 2. fıkrasında "Tarife ve Cari Fiyat irsalini" nin icap teşkil etmeyeceği açıkça ortaya konmuştur. Bu itibarla, "salt oda fiyatlarının duyurulmasının" aleni icap teşkil etmeyeceği kanaatindeyim. Fiyat duyurusunun, genel bir duyuru olacağı ve somut bir odanın teşhiri manasında da değerlendirilemyeceği düşüncesindeyim.

Sayın Adli Tip'in görüşlerine katılıyor ve otel işletmesinin ticari tasarrufunun, idare hukuku ile hiç bir ilgisinin olmadığını düşünüyorum.




Alıntı:
4 - İLTİZAMSIZ İCAP VE ALENİ İCAP :

Madde 7 - İcabı dermeyan eden kimse bu baptaki hakları mahfuz olduğunu sarahaten beyan eder yahut akdi iltizam etmemek niyetinde olduğu gerek halin muktezasından gerek işin hususi mahiyetinden istidlal olunursa, icap lüzum ifade etmez.

Tarife ve cari fiyat irsali icap teşkil etmez.

Semenini göstererek emtia teşhiri, kaideten icap addolunur.
Old 25-05-2009, 20:24   #6
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer_721
tamamen katılıyorum.
soruyu yanlış anlamadıysam, müşteriler töhmet altında bırakılıyor. eğer doğru anlamışsam;
ayrıca "onurum kırıldı ve rencide edildim" diyerek manevi tazminat düşünülebilir mi?

Onurumuz bu kadar kırılgan olmamalıdır. Kötülüklere ve yanlışlara karşı, en az vücudumuz kadar onurumuzun da dayanıklı olması gerekir.
Old 25-05-2009, 20:28   #7
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan h.g
Son günlerde hızla artan bir uygulama olan güneyde ki otellere 1 bay,2 bay,3 bay alınmaması ne kadar hukukidir?Yani 2 bay otelde kalamıyor eğer yerli turistse ancak yurtdışından yapılırsa rezervasyon o zaman kabul ediliyor.Neticede bu oteller Kültür ve Turizm Bakanlığından işletme belgesi alarak hizmete başlıyorlar.Ve verdikleri hizmet bir kamu hizmetidir diye düşünüyorum.Bu durumda kadın-erkek ayrımı hukuken doğru bir uygulamamıdır?Teşekkürler

Bir de bu taraftan bakınız:

Alıntı:
Yazan TCK 122

Ayırımcılık
MADDE 122. - [1] Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.
Old 25-05-2009, 20:33   #8
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bir de bu taraftan bakınız:

Alıntı:
Yazan TCK 122


Ayırımcılık
MADDE 122. - [1] Kişiler arasında dil, ırk, renk, cinsiyet, özürlülük, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım yaparak;
a) Bir taşınır veya taşınmaz malın satılmasını, devrini veya bir hizmetin icrasını veya hizmetten yararlanılmasını engelleyen veya kişinin işe alınmasını veya alınmamasını yukarıda sayılan hâllerden birine bağlayan,
b) Besin maddelerini vermeyen veya kamuya arz edilmiş bir hizmeti yapmayı reddeden,
c) Kişinin olağan bir ekonomik etkinlikte bulunmasını engelleyen,
Kimse hakkında altı aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası verilir.


O taraftan bakınca iş tuhaflaşıyor.
Old 25-05-2009, 20:40   #9
Adli Tip

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Cengiz Aladağ
Bir de bu taraftan bakınız:

Ayrım, hizmet talep eden kişinin cinsiyeti sebebiyle değil, yanındakilerin cinsiyeti sebebiyle yapılmaktadır.
Old 25-05-2009, 20:59   #10
Nusret

 
Varsayılan Bir mal veya hizmetin satışında ayrımcılık ve kısıtlama

Bir mal veya hizmetin satımında kısıtlamanın ancak kanunla yapılabilir. Örneğin 18 yaşın altındakilere sigara ve alkol satışının yasaklanması gibi. Bu konudaki kısıtlamaların da insan haklarıyla uyumlu olması gerekir ki, yukarıda yazdığım kısıtlamanın insan haklarına aykırı olmadığını söyleyebilirim.

Bir otelde konaklama hizmeti verme konusuna gelecek olursak, yanında bayan olmayanların otelde kalma hizmeti almak isteyenlere bu hizmetin verilmemesi bence insan haklarına aykırıdır. Bir bakkal dükkanına girdiğinizde, size cinsiyetiniz veya başka bir özelliğinizden dolayı ekmek satmayan bakkalı nasıl karşılarsınız ve bu yasal mıdır?

Bir otel, örneğin kaplıcasında, havuzunda vb. gibi yerlerde sadece kadınların veya sadece erkeklerin faydalanacağı saatleri belirleyebilir; ama kadın ve erkeklerin birlikte faydalanabileceği saatler de koymak şartıyla. Ama konaklama hizmetinin verilmesinde cinsiyet farklılığı gözetemez diye düşünüyorum. Özel hukuk sözleşmelerinin de ulusal ve ulusalüstü hukuk kurallarına, ahlaka, geleneklere ve teamüle aykırı olmaması gerekir.
Old 25-05-2009, 21:19   #11
Adli Tip

 
Varsayılan

Bir müteşebbis erkekler ya da bayanlar hamamı açamaz mı mesela?
Old 25-05-2009, 21:21   #12
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Adli Tip
Bir müteşebbis erkekler ya da bayanlar hamamı açamaz mı mesela?

Veya; erkekler oteli ya da kadınlar oteli olamaz mı?!
Old 25-05-2009, 21:34   #13
Gemici

 
Varsayılan

Sevdim ben bu Türkiye'yi,
benim bildiğim, daha doğrusu ben Türkiyede iken bir kadınla bir erkek otele gittiklerinde tuhaf karşılanırdı ve hemen evlenme cüzdanları sorulurdu. Eğer bunu sormaktan vaz geçtilerse Türkiye ilerliyor demektir; Şimdilerde erkekler iki kişi veya üç kişi olarak otele gittiklerinde nüfus kayıt örtnekleri soruluyor mu acaba?

Aklıma Alman sigorta şirketlerinin 1970 ve 1980 lerdeki uygulaması geldi; Türklerin arabalarını sigorta etmezlerdi fazla kaza yapıyorlar ve çok kaza yapıyorlar diye.

Soru: İki veya üç yerli erkek otele gittiklerinde otelin yataklarını iki veya üç turistten daha fazla mı yıpratıyorlar?

Otel işletmecilerinin bu türden bir uygulamaya gitmelerinin kendilerine göre haklı gerekçeleri olabilir. Bu haklı gerekçelerine rağmen eğer belirli bir gruba oda vermekten çekiniyorlarsa bu uygulamayı sözleşme özgürlüğü ile açıklama olanağı yoktur, çünkü kamuya açık ve herkese hizmet sunan bir meslek dalı belirli bir gruba karşı ayırım yapmaktadır.

Herkese hizmet vermek için ruhsat almış bir kuruluş bugün 1,2 veya üç erkeğe hizmet vermekten çekiniyorsa, yarın kısa boylulara, ertesi gün bıyıklılara, daha sonraki gün kravatsızlara! hizmet vermekten çekinebilir, keyfi nasıl isterse.

Bu oteller günün birinde kapılarına bir tabela asıp 'aileye mahsustur' derlerse ve tesadüf bu ya birbirileri ile evlenmelerinde mahzur olmayan ve olmadığı için de birbirileri ile evlenen ve balayına çıkmış yabancı bir ülkenin iki erkek vatandaşı gelip otellerinde konaklamaya çalışırsa ne yapacaklar?

Türkiye Anayasa Mahkemesinin Yeni Binasının önündeki Adalet Tanrıçasının, pardon anadolu kızının, baktığı ufuklara doğru mu ilerliyor dersiniz?

Saygılarımla
Old 25-05-2009, 21:41   #14
Hasan Bahadır Büyükavcı

 
Varsayılan

Sayın Nusretin görüşlerine katılıyorum.
Ayrıca bir bayan oteli veya bayan hamamı açılabilir. Ancak bir otele yanında bayan olan erkek alınıp, bayan olmayan erkek alınmaz ise burada ayrımcılık hususu devreye girer.
Old 25-05-2009, 21:45   #15
Adli Tip

 
Varsayılan

Hizmeti sunanın, malı satanın değil de, hizmetten faydalanın, malı satın alanın böyle bir ayrım yapması da (satıcılar açısından) eşitlik ilkesine aykırılık olur mu peki?

Örneğin, 10 tane ikinci el araba varken "bayandan" diye satışa sunulanı almak...
Old 26-05-2009, 09:21   #16
h.g

 
Varsayılan

Gerek acentaya gerekse otel yönetimine bu uygulamanın gerekçelerini sordugumda kendileri bana;otele gelen erkek müşterilerin,özellikle rus bayan müşterileri rahatsız ettiğinden,huzuru bozacak şekilde davrandıklarından ve bu şekilde olayların artmasından dolayı bu yönde bir karar alındıgından bahsetti.Ancak daha öncede belirttiğim gibi eğer siz yerli değil yabancı turistseniz örneğin almanyadan gelen iki alman erkekseniz sorun yok.Burda mesele yerli turist olmak
Old 26-05-2009, 10:18   #17
Admin

 
Varsayılan

Bu güzel konuyu açtığı için Sayın h.g'ye teşekkürler! Sözleşme özgürlüğünün sınırları (sözleşme yapma zorunluluğu) günlük hayatımıza çok fazla yansıması olan, aslında oldukça önemli ancak hukuki boyutu bence yeterince ele alınmamış bir konu. Bu konunun THS'de etraflıca ve ciddi olarak tartışılmasının sadece oteller konusunda değil, genel olarak pekçok iş kolu ve ticari işletme yönünden de ilerisi için önemli bir kaynak oluşturacağına inanıyorum.

Kişisel fikrimi belirtmek gerekirse, siz özel arabanızla giderken otostop yapan bir kişiyi arabanıza alıp almayacağına karar verirken mutlak bir özgürlüğe sahipsinizdir ve dilediğiniz her türlü kritere göre (başkalarına göre kabul edilmez olsa dahi!) karar verebilirsiniz. Ancak siz örneğin bir taksi şöförüyseniz böyle bir hakka sahip olduğunuzdan söz edilemez, zira kamuya sunduğunuz ticari hizmetiniz söz konusudur ve bu hizmetin sunum şartları sizin inisiyatifinizle değil, kamunun yararları dikkate alınarak belirlenecektir. Örneğin 1.60 boyundan uzun olanları arabanıza almak istemiyorsanız, o zaman özel arabanızla dolaşıp otostop yapanlar arasından yolcu alacaksınız ama ticari taksi şöförlüğü yapmayacaksınız.

Benzer şekilde evinize bir konuk kabul ederken, "ben X cinsiyetinden olmayanları evime almam" demeniz "ayıp" olsa dahi, hukuka uygundur ancak bir lokanta, eğlence yeri, otel işletiyorsanız böyle bir şart öne sürmeniz ve bunun gerekçesi olarak da sözleşme özgürlüğüne sığınmanız bence kabul edilemez.

Türk Hukukunda bununla ilgili bir örnek var mı bilmiyorum ancak doktrinden İsviçre Hukukuyla ilgili bir örnek verebilirim: Bir gazetede film eleştirmeni olarak çalışan Seelig adında bir yazar Zürih sinemalarında gösterilen bir film için bir eleştiri yazısı yazar. Bu yazıya sinirlenen sinema işletmecisi, kendisine bir mektup göndererek bundan sonra onu sinemasına girmekten men ettiğini bildirir ve gerçekten de daha sonra sinemaye gelen Seelig'e bilet satışı yapılmaz. Bunun üzerine açılan davayı İsviçre Mahkemesi (+Federal Mahkeme) "sözleşme özgürlüğü" çerçevesinde reddetmişse de, bu karar hem İsviçre doktrininde, hem de Türk doktirininde eleştirilmiştir. Tekinay'a göre "bir eseri, gösteriyi, faaliyeti umuma arzeden kimse... bundan faydalanmak isteyen kişilerle sözleşme yapmaktan keyfi ya da makul olmayan sebeplerle kaçınma hakkına sahip değildir. Herkese yapılan bir icabı, belirli bir kişi için makul olmayan bir sebeple sınırlamak, o kişinin şahsiyet haklarına karşı haksız bir tecavüz niteliği alabilir ve artık (bu durumlar için) sözleşme yapmak zorunluluğunu kabul etmekten başka çare kalmaz." (Tekinay, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 6.Bası, 1988)

Sayın Gemici'nin isabetle belirttiği gibi kamuya hizmet veren ve herkese açık bir icapta bulunan ticari kuruluşlara (kamu kuruluşu olmasalar dahi) dilediği kişilerle, dilediği koşullarda ve dilediği zaman sözleşme yapmak gibi bir "hak" bahşettiğinizde bunun sınırını çizmeniz ve toplumsal sonuçlarının altından kalkmanız çok zor. Örneğin yarın obürgün, Türk Telekom "ben avukatlara telefon hizmeti vermiyorum", özel taksiciler derneği "ben ilkokul mezunlarını taşımıyorum", MÜYAP "ben erkeklere pop müzik CD'si satmıyorum" derse bu duruşları sözleşme özgürlüğü kapsamında mı değerlendirileceğiz?
Old 26-05-2009, 10:37   #18
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Sayın Admin'in,Türk hukukunda "Konunun önemine nazaran" yeterince tartışılmadığı görüşüne katılıyorum. Tartışmanın bilimsel dayanak ve verilerle devam ettirilmesinde yarar olduğunu ben de düşünüyorum.

Bu itibarla, bu saatten sonra tartışmanın mümkünse Borçlar Hukuku Çalışma Grubunda ele alınmasını öneriyorum.

Ps: Türk Hukuk Sitesine üye olmak isteyen bir vatandaşın, üyelik talebini inceleyen site yönetiminin, herhangi bir nedenle üyelik talebini ret etmeye (site yönetiminin) hakkı var mıdır? Üye olurken bilgilerini giren vatandaş bir de sözleşmeye onay vermektedir! Keza, kişisel verilerini siteye ekleyen vatandaşın üyelik talebinin kabul görmemesi yahut herhangi bir şekilde sonlandırılması halinde, bu kişisel verilerinin resmi tutanakla imha edildiğine dair bir belgeyi siteden istemeye hakkı olabilir mi?
Old 26-05-2009, 10:38   #19
Armağan Konyalı

 
Varsayılan


Yasal dayanağını henüz aramadım ama hatırladığıma göre satışa arz edilen mal veya hizmet talep halinde verilmelidir.

Bunun istisnası da ancak kanunla düzenlenir: Örneğin, avukatların işi kabul etmeme hakkı gibi.
Old 26-05-2009, 10:40   #20
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Ps: Türk Hukuk Sitesine üye olmak isteyen bir vatandaşın, üyelik talebini inceleyen site yönetiminin, herhangi bir nedenle üyelik talebini ret etmeye (site yönetiminin) hakkı var mıdır?
THS üyeliği satılık değildir. Bir ayrıcalıktır.
Old 26-05-2009, 10:41   #21
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
THS üyeliği satılık değildir. Bir ayrıcalıktır.


Ama her sözleşme de alım satım sözleşmesi değildir.
Old 26-05-2009, 10:44   #22
Armağan Konyalı

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Ama her sözleşme de alım satım sözleşmesi değildir.
Benim sözleşme yapma zorunluluğu bulunduğunu hatırladığım sözleşmeler satış sözleşmeleriydi. Bu nedenle satışı diğer sözleşmelerden ayırıyorum.

Örneğin kiralayan ilk gelenle kira sözleşmesi yapmak zorunda değildir.
Old 26-05-2009, 10:48   #23
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.Armağan Konyalı
Benim sözleşme yapma zorunluluğu bulunduğunu hatırladığım sözleşmeler satış sözleşmeleriydi. Bu nedenle satışı diğer sözleşmelerden ayırıyorum.

Örneğin kiralayan ilk gelenle kira sözleşmesi yapmak zorunda değildir.

Tabi tartışmada bu boyutu da değerlendirmek doğru olur.

Demek ki kıssadan hisse çıkarmak gerekirse hiç olmazsa, Forum türü site üyeliklerinde üyeden matbu sözleşme onayını istemek değil de, yönetimin belirlediği hususlarda "taahhüdü" nü istemek en doğrusu olacaktır.
Old 26-05-2009, 10:57   #24
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Ps: Türk Hukuk Sitesine üye olmak isteyen bir vatandaşın, üyelik talebini inceleyen site yönetiminin, herhangi bir nedenle üyelik talebini ret etmeye (site yönetiminin) hakkı var mıdır? Üye olurken bilgilerini giren vatandaş bir de sözleşmeye onay vermektedir! Keza, kişisel verilerini siteye ekleyen vatandaşın üyelik talebinin kabul görmemesi yahut herhangi bir şekilde sonlandırılması halinde, bu kişisel verilerinin resmi tutanakla imha edildiğine dair bir belgeyi siteden istemeye hakkı olabilir mi?
Bu örneğin verileceğini biliyordum ve tamamen hazırlıklıydım!

Türk Hukuk Sitesi "özel bir kulüptür", ticari bir kuruluş değil. Site üyeliği icap yoluyla kamuya sunulmadığı gibi bir ücret ödemek yoluyla ticari bir hizmet aldığınız bir nitelikte de değildir, ayrıca Tüketicinin korunması ile ilgili kanun kapsamında da bulunmamaktadır. Bu açıdan THS'ye üye kabulü, "evinize akşam yemeği için misafir kabulü" şeklinde görülmelidir, yoksa "lokantanıza müşteri kabulü" şeklinde değil. Ancak örneğin THS belirli bir ücret karşılığında site üyeliği (veya vs. bir hizmet) verme taahhüdünde bulunan bir şirket olsaydı (örneğin ticari içtihat siteleri gibi) bu durumda, bu üye seçiminde bulunurken "ben saçı dökülmüş kişilere hizmet vermiyorum" şeklinde bir savunmayla sözleşme özgürlüğü arkasına sığınması bence mümkün olamayacaktı.

Burada önemli ayrım noktası bence faaliyetin niteliğidir, yoksa kurumun kimliği değil. Fenerbahçe spor kulübü üyelerine özel ticari yönü olmayan bir lokal açtığında, "buraya Galatasaray'lıları almıyoruz" deme hakkına sahiptir, ancak stat kombinesini biletix'de satışa çıkartırken "galatasaraylılara satmıyoruz" deme hakkına sahip değildir. Keza siz evinizde arkadaşlarınızla DVD seyrederken, istediğiniz kişiyi eve almama hakkına sahipsinizdir, ancak sinema açıp bilet sattığınızda aynı hakka sahip olmanızdan söz edilemez.

En azından benim hukuki görüşüm bu şekilde ancak yukarıda arz edildiği gibi örneğin İsviçre yargısının duruşu farklı.
Old 26-05-2009, 11:18   #25
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Bu örneğin verileceğini biliyordum ve tamamen hazırlıklıydım!

Türk Hukuk Sitesi "özel bir kulüptür", ticari bir kuruluş değil. Site üyeliği icap yoluyla kamuya sunulmadığı gibi bir ücret ödemek yoluyla ticari bir hizmet aldığınız bir nitelikte de değildir, ayrıca Tüketicinin korunması ile ilgili kanun kapsamında da bulunmamaktadır. Bu açıdan THS'ye üye kabulü, "evinize akşam yemeği için misafir kabulü" şeklinde görülmelidir, yoksa "lokantanıza müşteri kabulü" şeklinde değil. Ancak örneğin THS belirli bir ücret karşılığında site üyeliği (veya vs. bir hizmet) verme taahhüdünde bulunan bir şirket olsaydı (örneğin ticari içtihat siteleri gibi) bu durumda, bu üye seçiminde bulunurken "ben saçı dökülmüş kişilere hizmet vermiyorum" şeklinde bir savunmayla sözleşme özgürlüğü arkasına sığınması bence mümkün olamayacaktı.

Burada önemli ayrım noktası bence faaliyetin niteliğidir, yoksa kurumun kimliği değil. Fenerbahçe spor kulübü üyelerine özel ticari yönü olmayan bir lokal açtığında, "buraya Galatasaray'lıları almıyoruz" deme hakkına sahiptir, ancak stat kombinesini biletix'de satışa çıkartırken "galatasaraylılara satmıyoruz" deme hakkına sahip değildir. Keza siz evinizde arkadaşlarınızla DVD seyrederken, istediğiniz kişiyi eve almama hakkına sahipsinizdir, ancak sinema açıp bilet sattığınızda aynı hakka sahip olmanızdan söz edilemez.

En azından benim hukuki görüşüm bu şekilde ancak yukarıda arz edildiği gibi örneğin İsviçre yargısının duruşu farklı.

Ben bu konuda biraz farklı düşünüyorum.

"Sözleşme özgürlüğü" ilkesi, tüm sözleşmeler bakımından geçerlidir. Sözleşmenin konusu ticari olsun ya da olmasın, keza sözleşme bir tarafa borç yükleyen sözleşme veyahut iki tarafa borç yükleyen sözleşme, olsun veya olmasın, sözleşmeler hukukuna ilişkin genel hükümler, özel bir düzenlemesi yoksa hepsine uygulanır düşüncesindeyim. Bu bağlamda icaba davet- icap- kabul hükümlerinin de sözleşmenin konusu ticari olsun ya da olmasın, tüm sözleşmelerde uygulanır kanaatindeyim.

Bu itibarla söz konusu olayın çözümünde salt sözleşmeye bağlı kalmamak gerekir. Sözleşme konusunun Kamu hizmeti niteliğinin olup olmamasından tutun, sözleşme özgürlüğünü sınırlandıran kanunun olup olmaması da dahil çok yönlü tartışılabilecek bir konudur, söz konusu olay.
Old 26-05-2009, 11:49   #26
Admin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Saim
Bu itibarla söz konusu olayın çözümünde salt sözleşmeye bağlı kalmamak gerekir. Sözleşme konusunun Kamu hizmeti niteliğinin olup olmamasından tutun, sözleşme özgürlüğünü sınırlandıran kanunun olup olmaması da dahil çok yönlü tartışılabilecek bir konudur, söz konusu olay.
Bu görüşünüze ve altını çizdiğiniz genel ilkeye ben de katılıyorum. Ancak belirttiğiniz çok yönlülüğün pratik uygulamasına ilişkin görüşlerinizi belirtmemişsiniz.

Mesela size göre:
a) Otel hizmet sözleşmesi
b) Taksi ile yolcu taşıması
c) THS üyelik sözleşmesi
d) Telekom ile telefon akti yapılması
e) Sinema bileti satışı
f) Bağış aktinde icaba davet
gibi örneklerde sözleşme özgürlüğü sınırlanabilir mi, sınırlanabilirse size göre hangi kriter(ler)e göre?
Old 26-05-2009, 12:21   #27
Av.Selim Balku

 
Varsayılan

Önceden bildirim yapılma koşulu ile bu sorun çözülebilir,

Ayrıntılı cevabımı yukarda vermiştim.
Old 26-05-2009, 12:52   #28
Av.Mehmet Saim Dikici

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Admin
Bu görüşünüze ve altını çizdiğiniz genel ilkeye ben de katılıyorum. Ancak belirttiğiniz çok yönlülüğün pratik uygulamasına ilişkin görüşlerinizi belirtmemişsiniz.

Mesela size göre:
a) Otel hizmet sözleşmesi
b) Taksi ile yolcu taşıması
c) THS üyelik sözleşmesi
d) Telekom ile telefon akti yapılması
e) Sinema bileti satışı
f) Bağış aktinde icaba davet
gibi örneklerde sözleşme özgürlüğü sınırlanabilir mi, sınırlanabilirse size göre hangi kriter(ler)e göre?

a) Otel hizmet sözleşmesi

Öncelikle, soru başlığına bağlı kalarak Otel ile müşteri arasındaki sözleşmenin kurulup - kurulmadığını, salt otelcilik hizmeti sunmanın başlı başına bir icap sayılıp sayılmadığını incelemek gerekir.

Bilindiği üzere, icaba davet, icap ve kabul aşamaları; -aksine düzenleme olmadıkça- tüm sözleşmelerin kuruluşuna ilişkin BK.1. maddedeki tarafların karşılıklı ve birbirine uygun "irade" lerinin uyuşmasına kadar devam eder.

BK.1 uyarınca; tarafların, karşılıklı ve birbirine uygun "irade"lerinin uyuşması ile birlikte akit tamamlanır.

Yine bilindiği üzere BK. nunun 7. maddesinin ilk fıkrasına göre; icapta bulunan tarafın bu icabı nedeniyle sözleşmeyi imzalayıp imzalamak noktasında kaçınma hakkına (çekinceye) sahip bulunduğuna dair şart koşması da kabul edilmektedir. özetle; icab'a, akit yapıp yapmamakta serbest olduğuna ilişkin şartlar eklemenin mümkün olduğunu ortaya koymaktadır.

Keza, bir işletmenin tarifesini duyurmasının yahut cari fiyatını göndermesinin "icap" teşkil etmeyeceği aynı maddenin 2.fıkrasında açıkça yazılıdır.

Yine özellikle konu ile ilgili özel düzenleme olan "Turizm işletmelerinin bakanlıkla, birbirleriyle ve müşterileriyle ilişkileri hakkında yönetmelik" hükümlerinden kıyasen yararlanmak da mümkündür. Söz konusu yönetmeliğin 9. maddesinde "Otel Sözleşmesinin, ancak otelin kabulü ile tamamlanacağı" açıkça belirtilmiştir.

Alıntı:
Yazan İlgili Yönetmelik
Otelcinin kabulü:
Madde 9- Otel sözleşmesi otelcinin kabulü ile tamamlanır.
Kabul, otelci tarafından 3 gün içinde yazılı olarak (mektup, telgraf veya teleks) belirtilmelidir. Kabulde acentanın talep ettiği hizmetlerin bedeli de yazılır.

Gerek BK.7/2 hükmü gerekse söz konusu Yönetmeliğin 9. maddesi hükmü birlikte değerlendirildiğinde, verdiği hizmet "kamu hizmeti" niteliği taşımadıkça, hiç bir otel salt otelcilik faaliyetinde bulunduğu için, olası icapları kabule mecbur değildir.

Esasen, otelcilik hizmeti bir an için "kamu hizmeti" varsayılsa bile, bir çok Yargıtay kararıyla da benimsendiği üzere; kamu hizmeti sunan teşebbüslerin duyuruları veya bültenleri, broşürleri en fazla "icaba davet" sayılmaktadır. Kamu hizmeti temelinde sunulan hizmet ile ilgili olarak söz konusu broşürü alan kişinin, icaba davete yönelttiği beyanın "icap" olacağı ve yine bu durumda da "kamu hizmeti sunan teşebbüsün" ancak icapta bulunan taraf, sözleşme koşullarına uygun ise, icabı kabul etmek zorunda kalacağı açıkça ortaya konulmuş ve bu noktada söz konusu sözleşmelerin "iltihaki sözleşmeler" adı altında değerlendirilip, özel hukuk sözleşmesi dairesinde ele alınacağına vurgu yapılmıştır. Netice itibariyle "kamu hizmeti" olsa dahi, her halukarda icabı kabule mecburiyet yoktur. Öncelikle icapta bulunanın "iltihaki" sözleşme koşullarına uygunluk taşıması şarttır.

Özetle;bu noktada belirtmek gerekir ki, otelcilik hizmetinin "kamu hizmeti" olmadığı hususu özel yönetmeliğin 9. maddesindeki "otelcinin kabulü" şartı ile sözleşmeyi kurulmuş sayan hükümden açıkça anlaşılmaktadır.

BK.7 maddenin ilk fıkrası temelinde herhangi bir otelcinin, sadece erkek müşteriyi kabul etmemek tercihini kendinde bırakacağı icapta bulunmasına engel yoktur. Otel böyle bir şart deruhte edebilir.

Bk.7/2 hükmü uyarınca; salt fiyat duyurusu veya gönderisi icap teşkil etmeyecektir.

Yargıtay kararları temelinde Broşürler icaba davet sayılsalar bile, her halukarda müşteriden gelecek icabı ret etmeye otelin hakkı vardır.

Otelcilik sözleşmesi ile ilgili ilk cevabım şimdilik bu kadardır. Diğer konulara fırsat buldukça girmeye çalışacağım.

Saygılarımla.
Old 26-05-2009, 13:00   #29
Ahmet AHMETOĞLU

 
Varsayılan

Olaya tüketici mevzuatı açısından da bakmak yararlı olacaktır. Şuan detaylı bilgim yok ancak bu konunun borçlar hukuk ile paralel olmakla birlikte tüketici mevzuatında daha farklı düzenlenmiş olduğunu hatırlar gibiyim. En azından mal veya hizmeti sunanın keyfi davranması tüketici mevzuatında sınırlanmıştır. Bilenlerin konuyu bu mevzuat açısından da değerlendirmesini ve görüşlerini ben de merakla izleyeceğim. Saygılar.
Old 26-05-2009, 13:31   #30
h.g

 
Varsayılan

Bir diğer sorum ise otele kabul edilmediğinizde hukuken hangi haklara sahip oldugunuzdur?Otel yöneticileri burası benim mekanım almıyorum seni,git ne yaparsan yap dediğinde yapabileceklerimiz nelerdir?Teşekkürler..
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ceza yargılamasında tanık tek başına yeterli bir delil midir? limpid Meslektaşların Soruları 9 10-01-2012 17:09
vekaletname bir sözleşme midir? Ekin EKŞİ YILMAZER Meslektaşların Soruları 31 10-07-2008 13:16
Müvekkil Müşteri midir? Av. Mesut Hukuk Sohbetleri 43 18-06-2007 05:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09499598 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.