Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Yargı Bağımsız Mı?

Yanıt
Old 17-12-2005, 14:25   #1
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan Yargı Bağımsız Mı?

Ülkemizde Yargı Bağımsız mı?
Mahir Ersin GERMEÇ Yargıtay 18. Hukuk Dairesi Başkanı

17.12.2005

http://emedya.cumhuriyet.com.tr
Old 17-12-2005, 19:17   #2
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

Av. Hulusi Metin,

Bağlantı yazı metnini okumya yeterli olmuyor.


Avukat Ömer KAVİLİ
Old 17-12-2005, 19:19   #3
Av.Ömer KAVİLİ

 
Varsayılan

APOLETLİ ADALET

adlı kitapta yazılanlardan sonra ciddi yoğun şüphe olduğu ortaya çıkıyor.
Old 17-12-2005, 19:48   #4
nfb

 
Varsayılan

Cumhuriyet' in üyesi değilseniz sayfayı açamazsınız.Üyelik ise ücretli........
Old 18-12-2005, 01:29   #5
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan özetle

Makalede, “Yargı bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi, anayasamızın 9, 138 ve 139. maddelerinde açık bir biçimde yer almasına karşın gerçekte ülkemizde yargı bağımsız mı? Yargıçlar gerçekten güvenceli mi? “ sorusunu ortaya koyan yazar, özetle ; “Yargı bağımsızlığı, dolayısıyla adil yargılama ancak bağımsız ve güvenceli yargıçlarla sağlanır. Bunun için de yargıçlar, siyasal gücü elinde bulunduran yasama ve özellikle yürütme karşısında tam bağımsız ve gerçekten güvenceli duruma getirilmelidir.” tespitini ve çözümünü sunuyor.
Konuyu,
1-Yargıçlık mesleğine alınacakların belirlenmesi
2-Yargıçların bakanlıkta görevlendirilmesi
3-Yüksek Kurul kararlarına karşı yargı yoluna başvurulamaması başlıkları altında inceleyen yazar; “yargıçlara tanınmış bulunan anayasal güvencelerin yetersizliği bir yana; özellikle yargıç adaylarını belirleme (sınav yöntemi), yargıçları bakanlık merkezinde görevlendirme, denetleme, haklarında inceleme-soruşturma yapma ve diğer özlük işlerinde Adalet Bakanlığı'na (bakana) tanınan yetkiler, yargı bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesini zedelemektedir. Böyle bir düzenek, güçler ayrılığı ilkesi ile de bağdaştırılamayacak, yargının siyasallaşmasına ortam yaratacak niteliktedir” savını ileri sürüyor.

Yazının,18.12.2005 tarihinde yayımlanacak olan kısmını da özetlemeye çalışacağım.
Old 18-12-2005, 08:48   #6
Av. Hulusi Metin

 
Varsayılan devamı

Yazının devamında

4- Yüksek Kurul'un oluşumu
5- Yargıçların denetimi
6- Yargıçların aylık ve ödenekleri
başlıkları altında ileri sürülen görüşleri kısaltarak sunuyorum:
xx
4- Yüksek Kurul'un oluşumu
Anayasanın 159. maddesi hükmüne göre, Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu yedi asıl ve beş yedek üyeden oluşmaktadır. Kurulun başkanı adalet bakanıdır. Adalet Bakanlığı müsteşarı da kurulun doğal üyesidir. Diğer beş asıl ve beş yedek üye ise Yargıtay ve Danıştay Genel Kurulu'nca gösterilen adaylar arasından cumhurbaşkanı tarafından seçilmektedir.
… anayasada yapılacak değişiklikle Hâkimler ve Savcılar Kurulu, doğrudan Yargıtay ve Danıştay genel kurullarının kendi üyeleri arasından seçecekleri belli ve yeterli sayıdaki yüksek yargıçlardan oluşmalı; adalet bakanının (ve müsteşarının) özellikle yargıçların atama, yükselme, denetim-soruşturma ve yüksek mahkemelere üye seçimi konularındaki yetki ve etkinliklerine bir an önce son verilmelidir. Bu tümceden olarak mahkemelerin denetimi ile yargıçlar hakkında sicil (hal kâğıdı) düzenleme, inceleme ve soruşturma yapmakla görevli müfettişler doğrudan Yüksek Kurul'a bağlanmalı, kararnamelerin hazırlanması ve benzeri işlemlerin yürütülmesi için Yüksek Kurul'a bağlı alt birimler kurulmalıdır.
5- Yargıçların denetimi
Anayasanın 144. maddesine göre, yargıç ve savcıların görevlerini; yasa, tüzük, yönetmelik ve genelgelere (yargıçlar için yönetsel nitelikteki genelgelere) uygun olarak yapıp yapmadıklarını denetleme; eylem ve işlemlerinin, görevlerinin gereklerine uyup uymadığını araştırma ve gerektiğinde haklarında inceleme ve soruşturma, Adalet Bakanlığı'nın izni ile adalet müfettişleri tarafından yapılmaktadır.

Yargıçlar hakkında inceleme ve soruşturma Adalet Bakanlığı'nın iznine bağlıdır ve soruşturma, bakanın belirleyip yürütme erkinin atadığı adalet müfettişlerince yapılmaktadır. Adli ve idari yargı mahkemelerini denetlemek, yargıçlar ve savcılar hakkında araştırma, inceleme ve soruşturma yapmak, rapor ve sicil (hal kâğıdı) düzenlemekle görevlendirilen adalet müfettişlerinin gerek seçimi ve atanması, gerekse görevlendirme izin ve yetkisinin Yüksek Kurul yerine Adalet Bakanlığı'na (ya da bakana) verilmiş olması, yargı bağımsızlığı ve yargıç güvencesi açısından son derece sakıncalı kurallardır. Anayasal düzenleme böyle olduğu sürece; ''Yargıçlar görevlerinde bağımsızdır, onlara hiçbir organ, makam, merci ve kişi buyruk veremez, genelge gönderemez, öneri ve etkilemede bulunamaz'' kuralı sözde kalır, yargının bağımsızlığı tartışmasının asla sonu gelmez.
6- Yargıçların aylık ve ödenekleri
Anayasa, yargı erkini ulus adına kullanan yargıç ve savcıların ''nitelikleri, atanmaları, hakları ve ödevleri'' yanında aylık ve ödeneklerinin de mahkemelerin bağımsızlığı ve yargıçlık güvencesi esaslarına göre ayrı bir yasayla düzenlenmesini öngörmüştür (m. 140/3). Buna göre, yargıç ve savcıların aylık ve ödeneklerinin ayrı bir yasayla düzenlenmesi anayasa kuralı gereğidir.

Yargıç ve savcıların parasal ve sosyal haklarına ilişkin yapılacak yasal düzenlemede; anayasanın, ''Cumhuriyetin temel organları'' na verdiği değer ölçüsü esas alınmalıdır. Devletin üç temel erkinden biri olan yargı işlevini yerine getiren yargıç ve savcıların aylık ve ödenekleri, diğer iki erkin (yasama ve yürütmenin) temsilcileri olan milletvekilleri ve bakanların aylık ve ödeneklerine endekslenmeli, yüksek mahkeme başkanlarının aylıkları buna göre -uygun bir ölçüde- ayarlanmalı, yüksek mahkemelerin daire başkanları ve üyeleri ile bu mahkemelerde ve ilk derece mahkemelerinde görevli diğer yargıç ve savcıların aylık ve ödenekleri de -yüksek mahkeme başkanlarının aylıklarına oranlı olarak- kendi içlerinde kadro kademe ve derecelerine göre belirlenmelidir. Böyle bir düzenleme, yasama, yürütme ve yargı erklerinin dengeli biçimde ayrımı esasına da uygun düşecektir. Çünkü anayasa, devleti oluşturan bu üç güçten başka bir güç tanımamış, erkler arasında altlık-üstlük ayrımı yapmamıştır. Öyleyse, parasal ve sosyal haklardan yararlanmada da bu ilke korunmalıdır.
…yargıda yaşanan sorunların, 1982 Anayasası'nın ve yürürlükteki ilgili yasaların yargı bağımsızlığını ve yargıçlık güvencesini zedeleyen ya da gölgeleyen kurallarından kaynaklandığı sonucuna varılmaktadır.
… Yargının bünyesindeki sayrılığa tanı koymak yetmez; otamak için gerekli önlemlerin alınması ve iyileştirilmesi konusunda gereken çözüm önerilerini içeren reçetenin eksiksiz uygulanması, yaşama geçirilmesi gerekir. Bunu yerine getirecek olan da kuşkusuz Türk ulusu adına yasama yetkisini elinde bulunduran ''Türkiye Büyük Millet Meclisi'' dir.
Old 19-12-2005, 21:04   #7
kağanulaş

 
Varsayılan

Herhangi bir kişi ya da grubu hedef almaksızın bir kaç şey yazmak istiyorum. Kanaatimce Türk Yargısı'nın hatta genel olarak tüm devlet müesseselerinin sorunu, devletimizin olması gereken ideal sistemi yakalayamamış olması değildir. Türk Yargısı, en çağdaş standartlarda hakim güvencesi sağlansa da düzelmeyecektir.

Sistemin her tarafında eksiklikler, yanlışlıklar var, "hakimlerin maaşı artar, HSYK'a bakan katılmazsa Türk Yargısı düzelir" diye düşünmek bana hiç mantıklı gelmiyor. Bir kere yargının mevcut şartlarda nasıl çalıştığına bakmak lazım. Her şey her zaman anayasada ve diğer yasalarda yazıldığı gibi olmuyor.

(İŞİNİ İYİ YAPAN KALİTELİ TÜM HUKUKÇULARI TENZİH EDEREK SÖYLÜYORUM)

"mahkemelerin her türlü kararı gerekçeli olmak zorundadır" diye kural var ama adli yargının en üst mahkemesi, kararını yeniden inceletebileceğiniz mercii olmayan yargı merci Yargıtay, hepimizin bildiği kalıp ifadelerle, karar numarası ve taraf ismi değiştirerek temyiz incelemesi sonuçlandırıyor. Usul kanunu ve Yargıtay Kanunu "her bir temyiz nedeninin neden red veya kabul edildiği Yargıtay ilamında gösterilir" diyor. Eğer Türk Ulusu adına hüküm veren hakimler, açıkça hukuka ve yasalara aykırı şekilde gerekçesiz kararlar veriyorsa ve işyoğunluğu bunun bahanesi olabiliyorsa o zaman başkaları da hakimlerle ilgili hukuka aykırı düzenlemeler yapıp bunlara çeşitli bahaneler bulabilir. Kanaatimce belli bir grup (yargıçlar, doktorlar veya başka her hangi bir grup) sistemin bozukluğundan şikayet ediyorsa, düzeltilmesini talep ediyorsa öncelikle kendisinin sistemin bir başka yerini bozmaması gerekiyor. İnsan önce kendi kapısının önünü süpürmeli.

Bence tüm insanlara düstur olması gereken bir söz var, askeri binalarda yazar :
"VATANINI EN ÇOK SEVEN İŞİN EN İYİ YAPANDIR"
(Yine yukarıdaki tenzih parantezinde söylüyorum) eğer birileri hem işini iyi yapmıyor, hem de kendisiyle alakalı bir şeylerin düzeltilmesini istiyorsa; bu durum bana ister istemez söz konusu taleplerin sistemin düzelmesi isteği veya ülkenin selameti için gösterilen gayretten değil de kişisel konformizm güdüsünden kaynaklandığını düşündürür. Yok eğer hakimler diyorsa ki "efendim bizim ekonomik koşullarımız daha iyi olsa biz daha iyi kararlar veririz, her kararımız gerekçeli olur, bu kadar maaşla bu kadar oluyor" o başka. Ben şahsen ne kadar para o kadar adalet anlayışı ile çalışan bir kişinin hakim veya savcı olmaması gerektiğini düşünüyorum. Kimse "hakim savcı olursan paraya boğulacaksın, ülkenin en prestijli işini yapacaksın" diye kandırılarak hakim savcı olmuyor. Hakimlik bu ülkeyi gönülden seven ve ülkesi için fedakarlık yapmayı göze alacak kadar erdemli, ülke şartlarının da farkında olan insanların yapabileceği şerefli bir meslektir.

Ayrıca bir de şunu düşünmek lazım. Ne kadar harika bir sistem kurarsanız kurun, sistemi işletecek insanları değiştirmedikçe iyi sonuç almak mükün değil. Örneğin üniversiteler de bağımsız olmadıklarından şikayet ediyorlar ama takdir hakları olan en ufak konularda bile keyfi davranıyorlar ve "iyi ki daha fazla özerklikleri yok" dedirtiyorlar. Ne demek şimdi bu derseniz, şöyle oluyor ;

İstediğiniz ortalama ile lisans eğitimi bitirin, Lisansüstü Eğitim Sınavı'ndan (LES) istediğiniz puanı alın, öğretim elemanları kime isterse ona Lisans üstü eğitim hakkı lutfediyor(!). Sizin objektif kriterlere dayanan tüm artılarınız bir subjektif kriter (mülakat) karşında sıfırlanıyor. Düşünsenize üniversiteler de daha bağımsız ve özerk bir yapı istiyorlar ve kendilerine bu verilse lisans eğitimini de mülakata bağlayıp istediklerine okuma hakkı verecekler belki de.

Aynı sonucun (iyileri tenzih ederim) mevcut hakim ve savcılarla yargıda teşkilatında da doğacağı bence gün gibi ortadadır. Müfettişlerce denetlenmeyen, göreve başlaması, atanması tümüyle kendi içinde belirlenen bir yargı çok kısa zamanda "ayrıcalıklılar" zümresine dönüşecektir.
Mevcut sistem harika mı? Tabi ki hayır, ama toplum olarak bu kadar yozlaştıysak ve hakimler de başka ülkelerden gelmeyip bu toplumun içinde yetişip yaşıyorsa böyle toplumda bu gerçekler ışığında olaya bakmak lazım.

Çok açık ve çok kısa bir bilgi ile bitereyim: Şu ana kadar mülakat için "REFERANS" bulmadan sırf başarılı, ahlaklı, vicdanlı olduğu için hakimlik sınavını kazanan birini ne gördüm ne duydum. Ama hiç olmazsa hala bir kaç Anadolu genci de bir şekilde bir yerlere ulaşıp hakim olabiliyor. Herşeyini kendi içerisinde halleden bir yargı Türkiye'de kast sistemi kurulması demektedir bence, böyle bir durumda bize de üstün sınıf yargının lütfettikleri ile yetinmek kalır.

İşini iyi yapan, vatanını seven, esas itibariyle mevcut durumdan çok fazlasını hak eden gerçek hakim ve savcılara en derin saygı ve hürmetlerimi sunuyorum. Zaten bu yazıda onların üzerine alınacakları birşey yok. Söz gideceği yerleri bilir.
Old 26-12-2005, 15:50   #8
kağanulaş

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım, konuyla ilgili bir link vermek istiyorum. Açıkçası bir bakıma görüşlerimi desteklediği için yazı benim hoşuma gitti

http://www.gencavukatlar.org/ayrinti.php?kayit_id=3151
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
İhtiyati Hacizde Teminat İadesi-bağımsız Yargı mehmetdemirlek301 Hukuk Sohbetleri 18 09-08-2016 15:45
Danıştay'dan bağımsız yargı için ilk adım Av.Elvan Akkaya Hukuk Haberleri 3 04-12-2006 18:53
"yargı Bağımsız Değil" Av. Adil Giray ÇELİK Meslektaşların Soruları 4 14-12-2003 20:16
Yargıtay Başkanı ''yargı Bağımsız Değil'' Dedi Armağan Konyalı Hukuk Haberleri 2 26-04-2003 11:54


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04986310 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.