Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Anket Sonucu: Haciz sırasında beyaz eşyaların haczedilmesine
İİK. izin vermeli 796 63,88%
İİK. izin vermemeli 407 32,66%
Kararsız 43 3,45%
Oy Verenler: 1246. Bu ankette oy kullanamazsınız. (Anket no : 329)

" beyaz eşyaların artık haczedilemeyeceği" kuralı : Hırsızın hiç mi suçu yok?

Yanıt
Old 19-01-2012, 10:41   #1
avgubse

 
Varsayılan " beyaz eşyaların artık haczedilemeyeceği" kuralı : Hırsızın hiç mi suçu yok?

Tam hatırlayamamakla birlikte bir fıkra vardı.Nasreddin Hocanın evine bir gün hırsız girer.Eve gelen komşular "niye kapıyı kitlemedin,pencereyi kapatmadın,niye şöle yapmadın vs vs.. türünden akıl verirler ve herkes Hocaya yüklenir.Bu tepkilerden bunalan hoca "hırsızın hiç mi suçu yok kardeşim" der.
Yeni yargı paketinin içinden çıkan "beyaz eşyaların artık haczedilemeyeceği"kuralı bana bunu hatırlattı,Karşılıksız çekten de zaten artık hapis cezası kaldırılıyor.Peki alacaklının hakları ne kadar korunmuş oldu yahut bir denge sağlandı mı borçlu ile aralarında.Bence hayır.Eve hacze gitme durumumuzda kalktığına göre,işyerinden kaç icra dosyası çözüme ulaşır.Yüzde 10 mu?O kadar bile değil...Şimdi soruyorum,borcunu ödemeyenin hiç mi suçu yok ey yasa koyucu..

Not: Konuya anket Site yönetimi tarafından eklenmiştir
Old 19-01-2012, 11:15   #2
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Düzenlemenin, paketin ( reformun değil) diğer bir maddesine atıfla, ben de şöyle soruyorum:
Suç failinin hiç mi suçu yok?
Saygılarımla.
Old 19-01-2012, 11:25   #3
Av.DM

 
Varsayılan

Eve hacze gidince neler haczedilebilenecek? Ne zmn uygulanacak bu durum? Eski muhafazaların durumu ne olacak
Old 19-01-2012, 13:18   #4
av.ismailibis

 
Varsayılan

Ev eşyası haczedilemeyecekse artık avukatlar olarak "ödeme duası"na çıkalım. İş borçluların keyfine kaldı. Pardon ama borçlunun evinde külçe altın bulursan haczedebilirsin.
Old 19-01-2012, 13:26   #5
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Uygulamanın gözlemine dayanarak, diyebiliyorum ki,
öyle; beyaz eşya haczedilmeyecek, bulunursa kırmızı veya gri eşya haczedilecek gibi düşünceler, işi daha da zorlaştıracatır; konuya davaların çoğalmaması açısından bakılmamak gerekir.

Kısa ve öz; haciz için borçlunun meskenine (konutuna) gidilir veya gidilemez; o kadar.

Ancak, ama, ne var ki, bununla birlikte, gibi kelimelere az yer vermek gerekir.
Old 19-01-2012, 17:24   #6
avaliaksoy

 
Varsayılan Tavşan Kaç Tazı Tut

Bu konuda benim hatıramda da bir oyun hikayesi var. Küçükken el ele tutuşarak daire oluşturur, birisi kaçan (tavşan) biriside kovalayan (tazı) olurdur. Bunlar çember helindeki duran kişilerin kolları arasından kaçan tavşanı tazı yakalamaya çalışırdı. Tazının tavşana yaklaştığını görenler kolları arasındaki mesafeyi kaparak tazının yakalamasını, yada tavşanın kaçmasını zorlaştırabilirdi. Bu düzenlemede tıpkı tavşan kaç tazı tut oyunundaki gibi borçluyu kaçırıyor ama alacaklıyı tutuyor. Hiç bir hukuki denge gözetme endişesi taşımıyor. Sadece popülizm kokuyor. Yasamanın anayasa yapma işi perdeleniyor. Alacağına ulaşmak isteyen bundan sonra ödeme emirlerini meclise göndersin. Başka çözüm bırakılmıyor. Çek yasası vs. derken..
Old 19-01-2012, 18:33   #7
Av. Erdem Akçay

 
Varsayılan

Beyaz eşyaların haczedilemeyeceği yönündeki değişiklik, "Vazgeçilmesi kabil olmıyan mutfak takımı ve pek lüzumlu ev eşyası" ifadesinin daha geniş yorumlanmasından başka ne anlama geliyor, şahsen bilmiyorum.

Kişisel görüşüm ise, eğer gerçekleşirse bu değişikliğin çok yerinde olacağıdır. Hukuku zamandan soyutlamak mümkün değildir. Bundan bin yıl önce haczedilemeyen mallar ile bugün haczedilemeyen malların aynı olması gerektiğini söylemek pek mümkün değildir. Eğer kanun maddesini, "insanın yaşamı için gerekli en temel eşyalar", diye yorumlarsak, "hava ve su" dışında haczedilemeyecek hiç bir mal yok. "Besin maddelerini de haczedemeyiz", diyemeyiz çünkü o zaman da birisi çıkıp "Taş devrinde hazır köfte mi vardı, gitsin ormanda avlansın", der.

Maddeyi, "insanın yaşadığı çağda ihtiyaç duyduğu zorunlu mallar haczedilemez", diye yorumlamak bence çok daha isabetlidir. Yaşadığımız çağ düşünülünce, haczedilemeyecek mallara beyaz eşyanın da dahil edilmesi doğaldır. Hatta "iletişim" gibi konularda kullanılan eşyaların dahi haczedilemeyecek olması bence hukuka uygundur. Çünkü çok savunduğumuz demokrasinin varlığı için, her ne kadar böyle bir dünyada yaşamasak da, iletişim ücretsiz olmalıdır. İnsanın kendini geliştirebilmesi için iletişim zorunludur. Örnekler çoğaltılabilir.

Konuyu açan sayın üyenin örneği ise bence yerinde değildir. Nasreddin Hoca'nın fıkrasındaki hırsız bir "suçlu"dur. Borçlu ise "suçlu" değildir. Borcu ödememek ya da ödeyememek bir "suç" olarak görülmemelidir.

Alacaklının hakları, borçlu dahi olsa bir kişinin insan gibi(basit anlamda) yaşama hakkından daha önemli değildir. Buzdolabı, televizyonu olmayan bir aile görmektense, alacaklının alacağının tahsil edilememesini yeğlerim. Tek amacımız ve kıstasımız, alacaklının haklarını elde etmesi olmamalıdır. Yukarıda belirttiğim gibi zamanla, haczedilemeyecek malların daha da artırılmasını umuyorum.
Old 19-01-2012, 19:53   #8
AV.EMİN ERSİN ÖZDEK

 
Varsayılan

Sayın izavukat,
yazdığınız hiçbirşey yanlış değil, ancak yapılmak istenen düzenleme mevcut duruma göre çok ciddi sıkıntıları beraberinde getirmektedir.Karşılıksız çek keşide etmek suçunun kaldırılması ne kadar yanlış ise ev hacizlerinin zorlaştırılması da o kadar yanlıştır.
Maalesef toplum ileriye ve iyiye doğru gitmemektedir.Sizlerle kendime ait bir görüş paylaşacağım, benimle aynı veya daha eski meslektaşların katılacağını tahmin ediyorum. Ben mesleğe başladığımda ödeme emri göndererek tahsilat yapıyorduk, birkaç yıl sonra hacze gidip kapıda insanların mahçup olmasıyla sonra haciz yaparak daha sonra muhafaza yaparak tahsilat yapmaya başladık. Geldiğimiz son nokta ise trajikomik ; haciz mahallinde okuma-yazma bilmeyen yaşlı bir amca istihkak iddiasında bulunuyor ve memura soruyor "oğlum İİK 97 mi yazdın yoksa 99 mu"
Bu örnek bilinçlenmeye örnek olarak değil, ahlaki olarak çöküntü de olduğumuza örnektir.
Old 20-01-2012, 09:07   #9
Av.Mustafa Göktiğin KEKEVİ

 
Varsayılan

Borçluların suçlu olmadığına inanmıyorum.Elbette içlerinde gerçek anlamda parası olmadığından ödeme yapamayanlar vardır ki bu kişilere hemen hemen her avukat anlayış gösterip ödeme kolaylığı sunuyordur. Ancak istisnalar dışında mevcut duruma gelinmesinde borçlunun kabahati vardır, hele hele üçkağıtçı ise bu düzenleme tam anlamıyla onların işine yarayacaktır.Ayrıca olaya sadece alacak verecek olarak bakmayalım, tazminat davalarındaki alacakları nasıl yapacağız? Yargılama giderlerini nasıl alacağız? Adam herkesin içinde size ya da müvekkilinize küfredecek ya da müessir fiilde bulunacak, sizin onurunuz yerle bir olacak, ceza mahkemesi HAGB verecek , tazminat davası açacaksınız kazanıp tahsil edemeyeceksiniz ,borçlunun yaptığı yanına kar kalacak...Ondan sonra da borçlu ve ailesine yazık diyeceğiz. Adalet herkesi tatmin ettiği ölçüde vardır, soyut adaletin kimseye bir faydası yoktur.Bir düzenlemem yapılırken çok yönlü düşünmek lazım.
Old 20-01-2012, 09:12   #10
Cumhur Okyay

 
Varsayılan

Doğru bir tesbit; Ceza Mahkemesi HAGB verecek.
Bu gidişle esasen, "tutuklama" da tarihe karışacak.
Yaşasın sanıklar ( pardon, sayın şüpheliler).
Old 20-01-2012, 11:25   #12
tiryakim

 
Varsayılan

Artık hırsızlıklar aratacak gasplar artacak adliyelerin iş yoğunluğu aratacak...Alacağını alamayan kişi gidecek belkide borçluyu dövecek...Ne olacak bu alacaklının hakları
Old 20-01-2012, 12:30   #13
mehmetcansiz

 
Varsayılan

1-Karşılıksız çeke hapis cezası yok
2-Evde bulunan beyaz eşyaların ihtiyaçtan fazlası haczedilebilecek
3-Haczedilen mallar asgari ücretin 5 katını yani yaklaşık 4500 TL yi bulmuyorsa muhafaza yapılamayacak. ( Hangi evde 4500 TL yatacak beyaz eşya dışı mal var ki)
4-4500 TL nin altındaki değerde haczedilen mallar borçluya yeddiemin bırakılacak.
5-Yeddieminliği suistimale hapis cezası verilmeyecek.
6-Menkul haczi 3 ay, taşınmaz haczi 6 ayda düşecek.

Arkadaşlar; Bu yeni değişikliklerle birlikte avukatlık yapmak hele hele icra avukatlığı yapmanın çoğu dosyada bize bir katkısı olacağını düşünmüyorum. İş tamamen borçlunun vicdanına, iyiniyetine kalmış. İcra takiplerinde borçluya yalvaracağız artık, ne olur borcunu öde diye, tabii o da "yok ben sadece anaparayı ayda 100 tl olarak 100 ayda öderim, faiz ödemem, avukatlık ücreti ve masrafları ödemem" diye rest çekecek. Bence bundan sonra icradan bir avukatın para kazanması sadece teminatlı dosyalarda mümkün olabilir. Bilmiyorum, bence 3. yargı paketinde alacaklının hakkı ile borçlunun hakkı arasındaki denge borçlu lehine bozulmuş durumda. Bu da piyasayı olumsuz etkileyecek ve vatandaşlar ADALETTEN ÜMİDİ KESİNCE , YASA DIŞI YOLLARLA ALACAĞINI TAHSİL ETME YOLUNA GİDECEK diye korkuyorum. İhkak ı hak devreye girer ve ceza davalarında patlama olur diye düşünüyorum. Evet 3. yargı paketinde getirilen yenilikler insani olarak bakıldığında kulağa hoş geliyor ama YASA KOYUCUNUN ATLADIĞINI DÜŞÜNDÜGÜM KONU ALACAKLI VE BORÇLU ARASINDAKİ DENGENEN KURULMAMIŞ OLMASI. TAMAM EV EŞYALARI HACZEDİLMESİN. BUNUN KARŞILIĞINDA ALACAKLIYA DA BAŞKA HAKLAR VERİLEREK DENGENİN KURULMASI ŞART. YOKSA KAOS MEYDANA GELİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. YAKLAŞIK 700 000 ÇEK DOSYASI VARMIŞ. ORTALAMA OLARAK 1 ÇEKİN 5000 TL BEDELLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNSENİZ ESKİ PARAYLA YAKLAŞIK 3.5 KATRİLYON TUTARINDA BİR ALACAK TAHSİL EDİLEMEZ HALE GELECEK.
Old 20-01-2012, 12:37   #14
mehmetcansiz

 
Varsayılan

Dahasi Var 5000 Tl Nİn Altindakİ Taahhütlerden Dolayi Ceza Verilmeyecek. Artık Borçlunun Taşınmazı, Arabasi Ve Maaşı yoksa Yapacak Bİrşey Yok... Sadece BorÇluya İcra Memuruyla bİrlİkte giderek çay İÇİp, ona şirin Görünüp GönlÜnce Borcunu Nasil ÖdeyebİleceĞİnİ Sorup GeleceĞİz. ÖdemedİĞİnde De Telefon AÇip " KardeŞİn SÖzÜnÜ Tutmadin, Herhalde Bİr Sikinvar Ne Zaman Ödeme Yapabİleceksİn. Senİ Rahatsiz Etmek İÇİn Aramiyorum, Sadece Ödeme YapabİleceĞİn Tarİhİ Bana Bİldİrİrsen Sevİnİrİm, Ona GÖre Notumu AlacaĞim, 1 Yil 5 Yil 10 Yil Sonra Farketmez, Ne Zaman MÜsaİt Olursan Öde Beklİyorum, Sana Herzaman Kapim AÇik" Mi DİyeceĞİz. BÖyle Bİr Durumda MÜvekkİl Bİze Nİye İŞ Versİn Kİ Kendİsİ Bİzden Daha GÜzel Tahsİlat Yapar Ve Psİkolojİk Baski Kurar.
Old 20-01-2012, 12:53   #15
ulasht

 
Varsayılan

Sayın MESLETŞALARIMIN DİKKATİNE

Yargının Hızlandırılması ileilgili kanun tasarı ile beraber son dönemde kulaktan kulağa fısıltı halinde dolaşansöylenti; borçlarından dolayı icra takibine uğrayan vatandaşların ev eşyalarınael konulamama hali ve KOBİ’ler olmak üzere işletmelerin üretim araçlarına elkonulmama ve bir işletmenin üretimini sürdürebilmesi için zorunlu olan araçlaraicra yoluyla haciz getirilemeyecek olması ayrıca karşılıksız çeklerde ki hapiscezasının kaldırılacağı yönünde ki söylenti bir tasarıya dönüştü ve bu tasarıadalet komisyonuna ulaştı. Hükümetin ve yasama organının ayrı organlar olduğubir gerçektir. Ben bir avukat olarak uyarma borcumu hükümet ve yasama organınezdinde bireysel bağlantılarımla gerçekleştirmeye çalışmaktayım. Bu sebeplelirik bir dille de olmasa da meclisten geçmesi halinde yeni yargı reformunda kiüç başlık ile iç piyasalarda yaratacağı durum vahim sonuçlar doğuracaktır.


Öncelikle Yeni yargı reformu ile beraber konu üç başlıkta kideğişiklik iç piyasa da ilk kez iş yapacak ticarete atılacak kimselerin üreticidenmal almasında kişileri zora sokacaktır. Piyasa koşullarında borçlanmış olanayapılan haciz baskısı ile alacağını hukuk yolu ile tahsil edeceğine inananşahısların cezai ve haczi hükümlerin ortadan kaldırılması ile yarın bir gündevletin sağladığı bu güven ortadan kalktığında piyasada ki mal alma ve vermeilişkileri yavaşlayacaktır. Bu ticaretin yavaşlaması ile iç piyasada ki daralmaeminim ki gözle görülecektir.

Ana üretici ve üreticiden mal alımı yapan şirketlerinyanında Türkiye’nin tüm bankaları Kredili Mevduat hesapları ile tüccar vesanayicilere kredi kullandırmaktadır. Burada temel işlem olan hesap sahibininticaretinde 3. şahıslardan aldığı kambiyo evraklarının kıymetinin belirli biroranı ile bankalardan kullanabildiği kredidir. Kıymetli evrakların süresinde tahsil edilememesi halinde icra yoluyla tahsilâtınyeni yasalarla imkânsız hale gelmesi ile bankalar bu kredi yolunu dakapatacaklardır.

Türkiye ne yazık ki soruşturulamayan mal ve mülk ülkesidir.Kişi ticaretten kazandığı gelir ile şirketi veya kendi şahsına mal varlığıedinmemektedir. Bunu eşi veya 3. şahısların üzerine edinerek dolaylı olarak malkaçırmakta olan bir ülkedir. İcra alanında çalışan bir avukat olarak söylüyorumki ticaretten kazandığını şirketine veya kendi üzerine yapmış çok az sayıdatüccar vardır. Özellikle de evrakı karşılıksız çıkmış bu kimselerde çok azgörülen bir eğilimdir. Karşılıksız çekin cezasının kaldırılması ve hacizyollarının kapanması ile bugüne kadar borcunu ödememiş borçlulardan alacaktahsili gene o borçluların insafına kalacaktır. Borçlulara karşı yapılan icraiişlemler alacaklı ve borçlu nezdinde devletin egemenlik gücüdür. Alacağınıdevletin himayesi ve varlığı altında tahsil edemeyen vatandaşın hukuk normlarınave hukuka saygısı da olmayacaktır. Çünkükanun tasarısının Adalet Komisyonundan geçtiğini öğrenen bütün Esnaf Ağabeyler Milletmeclisi ve Hükümet bu yasalarla dolandırıcıları koruyor. Artık biz silah zoruile mi alacağımızı alalım diyor.


Vatandaşın hukuka inancının yok olması demek alacağınıtahsil yolunda devlet haricinde başkaca kişilere veya örgütlenmelereyönlenmesini doğuracaktır. Buda 80li ve 90lı yıllarda Türkiye’nin çokça başınıağrıtan mafya olgusunun yeniden hortlamasını sonuçlayacaktır.

Türkiye’de borcunu ödemeyenin korunmasına yol açacak buyargı reformu ile beraber ticaret yapmak isteyene bir fırsat veren üretici vehizmet sağlayıcılara bir nevi siz kusurlusunuz ödemeyecek şahsa niye mal veyahizmet sağladınız denmektedir. Karşısındakinin ödeyeceğine inanarak mal veyahizmet veren bu ülkenin dinamosu olan Sanayici Tüccar ve Hizmet sağlayıcısıdürüst vatandaşını da sende ödeme sende borçlan nede olsa kimse evine gelemezkimse işyerine gelse bile icra uygulayamaz diye teşvik etmektir.
İcra baskısı veya ceza kanunları hükümleri ile cezaevinegiren veya ev eşyaları kaldırılarak psikolojisi bozulan insanların yanında budevlet gücünden korkarak borcunu ödeyen o kadar fazla insan var ki sözdemağdurum diye feryat figan edenler devede kulak kalır.
Bu nedenle dürüst namuslu tüccarın elinde kötüniyetlikarşılıksız çeki kesene karşı yapabileceği en son devlete dayanma gücü elindenalınmamalı.

Bu ve bu gibi gerekçeler uzatılarak kanunun yanlışlığıanlatılabilir. Ancak burada biz avukatlarolarak büyük çoğunluğumuz icra işi ile uğraşmaktayız hiç uğraşmayanımız biledavada aldığı sonucu icraya koymaktadır. Müvekkillerimiz icra edilememişalacakları için bizlere artık ne dava verecektir ne de kıymetli evrakverecektir. Sonucunda alınamayacak alacaklar için açılacak takip ve davalarınönemi kalmayacaktır. Yaptığımız meslek bu noktada kaosa sürüklenecektir.Mesleğimizin işlevselliği ortadan kalkmaktadır. Kendi yağı ile kavrulan serbestmeslek erbapları olarak kapılarımıza kilit vurmak durumu ile karşı karşıyakalacağız. Bu ailelerimiz bizler yanımızda çalışan binlerce insan için felaketolacaktır.

Bu iletiyi gerekçelendirerek uzun uzadıya yazabilirdim. Amaiçimden geldiği gibi yazıyorum. Ankara’nın dar ve sığ konuyu tek düzlemde görenhayatında ticaretin risklerini bilmeyen Bürokratları ve ticareti risk alarakyapmayan tüccarlarına ve yüksek makamda oturan birkaç oda ve kuruluş başkanınaçekteki cezaları ve hacizleri kaldıralım mı diye sorduktan sonra bu konuyuMerter’de Laleli’de sanayi bölgelerinde çek ile bono ile ticaret yapantüccarlara, bizim gibi basit yerel avukatlara da sormadan bu değişikliğinmeclisten geçmemesi gerekmektedir.


Bu bağlamda bu yanlışın giderilmesi gerekli baskının TBMM,ADALET BAKANLIK’I ve gerekli herplatformda sağlanabilmesi için bir araya gelmeyi teklif ediyorum. İletişimbilgilerim aşağıdadır. İlgili arkadaşların isteği halinde yüz yüze görüşmekdileğiyle … Yarın çok geç olabilir.

Av. Ulaş HüseyinTelli
TELLİ HUKUK BÜROSU
Merkez Mh.Hanımefendi Sk. Barış Apt. 21/5 Şişli / İST
Tel:90-212- 230 8910
Direct: 90-533- 4871333
Fax: 90-212- 2475204



Bu hususta HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DERNEĞİ’NDE 21/01/2012Cumartesi Günü saat sabah 10.00 da bir toplantı tertip edilecektir.
Adres : Bulgurlu Cad. Market Sok. Merkez İşhanı No:1/3
Bulgurlu / Üsküdar / İSTANBUL

Tel : (216) 650 99 15
Gsm : (532) 687 70 07
Faks : (216) 650 9916
E-mail :hukukunustunlugu@gmail.com
Old 20-01-2012, 13:01   #16
mehmetcansiz

 
Varsayılan

Keşke borçlularımız vicdanlı hareket etse de onların hiçbir eşyasını kaldırmasak. Keşke hacze gittiğimizde mahcubiyetlerini görebilsek. Keşke borçlularımız "borcun kul hakkı olduğunu, bu nedenle mutlaka alacaklıdan helallik almak" gerektiğinin bilincinde olsalar, keşke haciz baskısı olmadan da ofisimize gelip " avukat bey ben borcumu süresinde ödeyemedim, müvekkilinize karşı mahçubum, bana bir kolaylık yapın, borcumu en kısa sürede kapatacağım bana 4 taksit yapın, ben beklediğim yerler var, param gelecek, param gelince 4 ayı beklemeden hemen kapatırım" deseler de 2. ayda "param geldi, ben borcumun tamamını kapatmak istiyorum" deseler. KEŞKE... KEŞKKEEEEEE
Old 20-01-2012, 13:10   #17
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Bu paketteki İİK değişiklikleri ile Adalet Bakanlığı'nın daha önceden hazırladığı ve web sitesinde halihazırda mevcut bulunan İİK değişklik önerisi bire bir aynı değil.

Tasarının "paket" versiyonuna, basın ağzıyla değil de tam tasarı metni olarak ulaşabileceğimiz bir yer var mı?

Old 20-01-2012, 13:37   #18
Av.Mustafa Göktiğin KEKEVİ

 
Varsayılan

Sanırım henüz yok. Taahhüdü ihlal suçunda da 5000-TL ve altında ceza çıkmayacağı söyleniyor ama onu da bulamadım.
Old 20-01-2012, 13:52   #19
mehmetcansiz

 
Varsayılan

taahhüdü ihlal ile ilgili madde 29.

İCRA VE İFLAS KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN TASARISI
MADDE 1- 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 1 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İcra müdürlükleri
Madde 1- Asliye hukuk mahkemesi bulunan il ve ilçe merkezlerinde, Adalet Bakanlığınca o il veya ilçenin adıyla anılan yeterli sayıda icra müdürlüğü kurulur.
Her icra müdürlüğünde bir icra müdürü, yeteri kadar icra müdür yardımcısı, icra memuru ve hizmetli bulunur. İcra müdür ve müdür yardımcıları Adalet Bakanlığınca, icra memurları ve hizmetliler ise adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca atanır. İhtiyaç olması halinde, icra müdürünün talebi ve ilgili Cumhuriyet savcısının uygun bulması üzerine adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca geçici olarak zabıt katibi, mübaşir ve hizmetli görevlendirilebilir. İcra müdürü, yardımcısı veya memurunun herhangi bir nedenden dolayı yokluğu durumunda bu görev adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek bir yazı işleri müdürü tarafından yerine getirilir.”
MADDE 2- 2004 sayılı Kanunun 2 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İflas müdürlükleri
Madde 2- Asliye hukuk mahkemesi bulunan ve gerekli görülen il ve ilçe merkezlerinde, Adalet Bakanlığınca o il ve ilçe merkezlerinin adıyla anılan yeterli sayıda iflas müdürlüğü kurulur. Ayrı bir iflas müdürlüğü kurulmaması hâlinde hangi icra müdürlüğünün iflas işlemlerine bakacağını adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu belirler.
1 inci maddenin ikinci fıkrası iflas müdürlükleri hakkında da uygulanır.”
MADDE 3- 2004 sayılı Kanunun 3 üncü maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İşlerin dağılımı:
Madde 3 – Adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu gelen işlerin icra ve iflas müdürlüklerine dağılımına ilişkin esasları belirler.”
MADDE 4- 2004 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının son cümlesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Her icra mahkemesi hâkimi, kendisine adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonlarınca dönüşümlü olarak bağlanan icra ve iflas müdürlüklerinin işlemlerine yönelik dava, şikâyet ve itirazları inceler.”
MADDE 5- 2004 sayılı Kanunun 4 üncü maddesinden sonra gelmek üzere aşağıdaki 4/a maddesi eklenmiştir.
“İcra ve İflas İşleri Daire Başkanlığı
Madde 4/a- Bu maddede belirtilen görevleri yerine getirmek üzere Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü bünyesinde İcra ve İflas İşleri Daire Başkanlığı kurulur. Daire Başkanlığı bir daire başkanı, yeteri kadar tetkik hâkimi, uzman personel ve şubelerden oluşur.
İcra ve İflas İşleri Daire Başkanlığının görevleri şunlardır;
1- İcra ve iflas müdürlüklerinin genel amaçlar doğrultusunda düzenli ve verimli olarak çalışmasını sağlamak,
2- İcra ve iflas müdürlüklerini kurmak, gerektiğinde kaldırılmak veya birleştirmek, 3- İcra ve iflas müdürlüklerinin idarî açıdan denetim ve gözetimini yapmak,
4- İcra müdür ve müdür yardımcılarının atama, nakil, terfi ve disiplin gibi her türlü özlük işlemlerini yürütmek ve bu konularda icra memurlarıyla ilgili olarak yapılan işlemlerin denetimini yapmak,
5- Başkanlık ile icra ve iflas müdürlüklerinde çalışan personele hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim plânlaması yapmak,
6- İcra ve iflas müdürlüklerinde çalışan personel hakkındaki ihbar ve şikâyetleri inceleyerek gerekli işlemleri yapmak,
7- Karşılaşılan sorunlar ile ilgili olarak gerekli inceleme ve araştırmaları yapmak ve alınması gereken kanunî ve idarî tedbirler konusunda Bakanlığa teklifte bulunmak,
8- Görev alanına giren konularda tüzük ve yönetmelikleri hazırlamak ve takip etmek,
9- Yargı yetkisinin kullanılma alanına girmeyen icra ve iflas işlerine ilişkin konularda görüş bildirmek ve genelge düzenlemek,
10- Mahcuz mallar lisanslı icra depoları için lisans vermek, bu depoların faaliyetlerini durdurmak, lisansı iptal etmek, lisans ücretlerini tespit etmek ve bu depoların mevzuata uygun çalışmasını sağlamak amacıyla gerekli gözetim ve denetimi yapmak ve yaptırmak,
11- Kanunlarla verilen diğer görevleri yapmak,”
MADDE 6- 2004 sayılı Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkra eklenmiş ve diğer fıkralar buna göre teselsül ettirilmiştir.
“İcra ve iflas müdürlüğünce verilen kararlar gerekçeli olarak icra tutanaklarına yazılır.”
MADDE 7- 2004 sayılı Kanunun 9 uncu maddesi madde başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İcra ve iflas müdürlüklerince yapılacak tahsilat ve alacaklıya ödeme
Madde 9- Her türlü para tahsilatı, icra ve iflas müdürlüklerinin banka hesap numarası üzerinden yapılır. Haciz sırasında para tahsilatı yapılmış ise tahsil edilen paranın, en geç ertesi işgünü çalışma saati sonuna kadar icra ve iflas müdürlüklerinin banka hesabına yatırılması zorunludur.
Tahsil edilen paralardan kanunen alacaklıya ödenmesi gerekenler, talep edilmesi hâlinde icra ve iflas müdürlüklerinin hesap numarasının bulunduğu bankaya talimat verilmek suretiyle gecikmeksizin ödenir; talep edilmezse masrafı alacaklıya ait olmak üzere en geç üç gün içinde 58 inci maddenin ikinci fıkrasının (1) numaralı bendinde gösterilen alacaklının banka hesap numarasına talimat verilmek suretiyle aktarılır.
İcra ve iflas müdürlükleri aldıkları kıymetli evrak ve değerli şeyleri kasalarında muhafaza ederler.
İcra ve iflas müdürlüklerince alacaklı dışındaki diğer gerçek ve tüzel kişilere yapılması gereken ödemeler, bankaya verilecek talimat yoluyla yapılır.”
MADDE 8- 2004 sayılı Kanunun 12 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Borçtan kurtulma
Madde 12- İcra ve iflas müdürlüğünün hesap numarasına paranın yatırıldığı tarih borçtan kurtulma tarihi olup, borçlu, yatırılan miktar kadar borcundan kurtulur. Haciz sırasında bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından yapılan ödemelerde de borçlu ödenen para miktarınca borcundan kurtulur.”
MADDE 9- 2004 sayılı Kanunun 13 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İcra ve iflas müdürlükleri idarî açıdan Adalet Bakanlığına bağlı olup, Cumhuriyet başsavcılıklarının sürekli gözetim ve denetimi altındadır. Bu yetkiyi kullanmak üzere Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı görevlendirilir. Cumhuriyet başsavcılıkları icra ve iflas müdürlüklerinin icra mahkemesinin görevi dışında kalan işlere bakar; mevzuata ve Bakanlık genelge ve talimatlarına uymalarını sağlar; gerektiğinde adlî ve idarî açıdan sorumlular hakkında işlem yapar.
İcra ve iflas müdürlükleri, adalet müfettişleri tarafından da düzenli olarak denetlenir.”
MADDE 10- 2004 sayılı Kanunun 58 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Takip talebi icra müdürlüğüne yazılı, sözlü veya elektronik ortamda yapılır.
Kambiyo senetlerine mahsus takip yolu hariç ilamsız takiplerde alacaklı dörtyüz Türk Lirasının altındaki alacaklar bakımından, takip öncesi borcun ödenmesi için bir banka hesap numarası da belirterek iadeli taahhütlü olarak borçlunun bilinen en son adresine borcunu ödemediği takdirde hakkında icra takibi yapılacağına ilişkin bilgileri içerir meşruhatlı bildirimde bulunmak zorundadır. Bu adrese bildirim yapılamaması veya bildirime rağmen beş gün içerisinde borcun posta gideriyle birlikte ödenmemesi halinde icra takibine başlanabilir.
Talepte şunlar gösterilir:
1. Alacaklının ve varsa kanuni temsilcisinin ve vekilinin adı, soyadı, banka adı ile hesap numarası, Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri; alacaklı yabancı memlekette oturuyorsa Türkiye’de göstereceği yerleşim yeri;
2. Borçlunun ve varsa kanuni temsilcisinin adı, soyadı, alacaklı tarafından biliniyorsa vergi kimlik numarası, şöhret ve yerleşim yeri;
Bir terekeye karşı yapılan taleplerde kendilerine tebligat yapılacak mirasçıların adı, soyadı, şöhret ve yerleşim yerleri;
3. Alacağın veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizli alacaklarda faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacak veya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talep edildiği ve faizi;
4. Senet, senet yoksa borcun sebebi;
5. Takip yollarından hangisinin seçildiği;
Alacak belgeye dayanmakta ise, belgenin aslının veya alacaklı yahut mümessili tarafından tasdik edilmiş, borçlu sayısından bir fazla örneğinin takip talebi anında icra dairesine tevdii mecburidir.
Alacaklıya takip talebinde bulunduğuna ve verdiği belgelere, talep ve takip masraflarına dair bedava ve pulsuz bir makbuz verilir.
Alacaklının ve varsa kanunî temsilcisinin ve vekilinin, ikinci fıkranın (1) numaralı bendinde belirtilen yerleşim yerini gösterememeleri hâlinde icra müdürlüğünün bulunduğu yer yerleşim yeri sayılır.”
MADDE 11- 2004 sayılı Kanunun 60 ıncı maddesinin ikinci fıkrasının (2) numaralı bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“(2) Borcun ve masrafların yedi gün içinde icra müdürlüğünün banka hesap numarasına ödenmesi, borç teminat verilmesi mükellefiyeti ise teminatın bu süre içinde gösterilmesi ihtarını,
MADDE 12- 2004 sayılı Kanunun 79 uncu maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İcra müdürlüğü, haciz taleplerini masrafın yatırılma tarihlerine göre sıraya koyar ve talep tarihinden itibaren en geç üç gün içinde haczi yapar.”
MADDE 13- 2004 sayılı Kanunun 80 inci maddesine aşağıdaki fıkra son fıkra olarak eklenmiştir.
“İcra müdürü, taşıt seçimi dahil haczin güvenli ortamda yapılması için uygun tüm tedbirleri alır. Adalet Bakanlığı da bu amaçla uygun göreceği yerlerde taşıt tahsis edebileceği gibi; Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfından da taşıt tahsis etmesi için talepte bulunabilir.”
MADDE 14- 2004 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin ikinci, dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Diğer taşınır mallar, masrafı peşinen alacaklıdan alınarak münasip bir yerde muhafaza altına alınır. Alacaklı muvafakat ederse istenildiği zaman verilmek şartiyle muvakkaten borçlu yedinde veya üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilir. Haczedilen taşınır malların toplam değeri dörtyüz Türk Lirasının altında ise bu mallar borçluya yediemin olarak bırakılır. Ancak mallar satış mahalline getirilmediği takdirde yediemin değişikliği yapılabilir.”
“Mahcuz mallar lisanslı icra depolarının kuruluşuna, bu depolarda bulunması gereken asgarî niteliklere ve teşhir salonlarına, depo için alınacak teminata, bu mallar için muhtemel rizikolara karşı yapılacak sigortaya, depo işleticisi olma niteliklerine, depoculuk lisansına, Adalet Bakanlığı tarafından bu lisansın verilmesine, lisanslı depo işleticisinin hak ve yükümlülüklerine, lisanslı depo işletmeleriyle ilgili Adalet Bakanlığının görev ve yetkileri ile depoculuk faaliyetinin durdurulması ya da iptali gibi idarî tedbir ve tasarruflara ve bu depoların denetimine ilişkin esas ve usuller yönetmelikle düzenlenir. Adalet Bakanlığı bu yönetmelik hükümleri doğrultusunda uygun göreceği yerlerde mahcuz mallar lisanslı icra depoları açabileceği gibi Adalet Teşkilâtını Güçlendirme Vakfından da bu depoları açması için talepte bulunabilir veya işletme hakkını devredebilir.
Lisanslı icra depolarına bırakılan mahcuz malların, 116 ncı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen üç aylık teşhir süresi sonunda satılamaması ve icra müdürlüğünce bu malın hukuken muhafazasına gerek kalmadığının icra deposuna bildirilmesi halinde üç ayın bitiminden sonra yedi gün içinde depo ücretinin ödenmesi şartıyla borçlu ve alacaklı hacizli malı geri alabilir. Bu süre içinde mahcuz malın geri alınmaması ve depo ücretinin malın değerinin yüzde otuzunu bulması durumunda malın mülkiyeti icra deposuna depo ücreti karşılığında devredilir. Bu konuda ortaya çıkan ihtilâflar icra mahkemesi tarafından basit yargılama usulüne göre çözülür.”
MADDE 15- 2004 sayılı Kanunun 99 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Haczedilen şey, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunursa yedieminliği kabul ettiği takdirde bu mal muhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra hâkimliğine başvurulabilmesi için
alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icra hâkimliğine dava açılmaz ise üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar hacizli malın satışı yapılamaz.
Haciz, üçüncü şahsın yokluğunda yapılmış ve üçüncü şahıs lehine istihkak iddiasında bulunulmuş ise yukarıdaki fıkra hükümleri uygulanır.”
MADDE 16- 2004 sayılı Kanunun 106 ncı maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Alacaklı, haczolunan mal taşınır ise hacizden itibaren üç ay ve taşınmaz ise hacizden itibaren altı ay içinde satılmasını isteyebilir.
MADDE 17- 2004 sayılı Kanunun 113 üncü maddesinden sonra gelmek üzere 113/a maddesi eklenmiştir.
“Hacizli malın alacaklıya devri
Madde 113/a- Alacaklı, menkul haczinin ve takdir edilen kıymetin kesinleşmesinden itibaren satış talebine kadar mahcuzun kesinleşen kıymeti alacaktan mahsup edilmek ve ödeme yerine geçmek üzere malın mülkiyetini devir alabilir veya bu hakkını üçüncü şahıslara devredebilir. Mahsuptan artan kısım borçluya verilir.
Alacaklının birden fazla olması durumunda yukarıdaki fıkraların uygulanması için bütün alacaklıların muvafakati aranır.”
MADDE 18- 2004 sayılı Kanunun 114 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Satış, açık artırma ile yapılır. Taşınırın muhammen kıymetinin yüzde yirmisi nispetinde teminat yatırılması şartıyla açık artırmaya başlanmadan bir iş günü öncesine kadar yazılı teklif verilerek de ihaleye iştirak edilebilir. Artırmanın yapılacağı yer, gün ve saat daha önceden ilân edilir.
İlânın şekli, artırmanın tarzı, yer ve günü ve gazete ile yapılıp yapılmıyacağı icra müdürlüğünce alakadarların menfaatlerine en muvafık geleni nazarı dikkate alınarak tayin olunur. Bu ilân, Bakanlıkça belirlenecek bedel karşılığında internet ortamında yapılır.Ayrıca yurt düzeyinde yayımlanan bir gazete ile yapılmasına da karar verilmesi hâlinde bu ilân satış talebi tarihinde tirajı ellibinin üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biriyle yapılır.
Gazete ile yapılacak ilanlara satış şartnamesi eklentisiyle geçirilmeyip, satılacak şeyin cinsi, mahiyeti, önemli vasıfları, muhammen kıymeti, bulunduğu yer ve artırmanın gün ve saati, satış şartnamesinin vesair bilginin nereden ve ne suretle öğrenilebileceği, talep halinde ve ilanda gösterilen masrafı verilmek şartiyle şartnamenin bir örneğinin gönderilebileceği hususları yazılmakla iktifa olunur. İcra müdürlüğünce yapılması zaruri ilânlar dışında, taraflar şartnamenin tamamını, masrafı kendilerine ait olmak üzere, diledikleri vasıtalarla ilân edebilirler. Ancak hususi mahiyetteki bu ilân resmî muameleye tesir etmez.”
MADDE 19- 2004 sayılı Kanunun 115 inci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İhalenin yapılması
Madde 115- Satılığa çıkarılan mal yazılı teklifler de dahil olmak üzere en çok artırana ihale edilir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde altmışını
bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını tecavüz etmesi şarttır.
Artırma bu miktara baliğ olmazsa artıranlar taahhütlerinden kurtulur.”
MADDE 20- 2004 sayılı Kanunun 116 ncı maddesi madde başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Teşhir suretiyle satış
Madde 116- Artırma sonunda satılamayan mahcuz mal, icra deposu tarafından üç ay süreyle satışta kalması için teşhir edilir. Teşhir edilen mallar ayrıca bu amaçla hazırlanan internet ortamında da ilân edilir. Teşhir edilen bu mallar, malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını geçmesi şartıyla isteyene satılır. Hacizli malın satış bedelini yukarıdaki kurallara göre icra müdürü tespit eder.”
MADDE 21- 2004 sayılı Kanunun 118 inci maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye aşağıdaki ikinci fıkra eklenmiştir.
“Satış peşin para ile yapılır. Ancak icra memuru müşteriye yedi günü geçmemek üzere bir mühlet verebilir. Satılan mal ihale kesinleşmeden teslim olunmaz. Verilen mühlet içinde müşteri bedelin tamamını vermezse icra müdürlüğünce mal 115 inci maddeye göre yeniden artırmaya çıkarılır.
Değeri dörtyüz Türk Lirasının altında bir bedel ile ihale edilen menkul malların ihale bedeli, vergi ve harçları yatırılmış olmak şartıyla ihalenin kesinleşmesi beklenmeden alıcısına teslim edilir.”
MADDE 22- 2004 sayılı Kanunun 123 üncü maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Satış müddeti ve hacizli malın alacaklıya devri
Madde 123- Taşınmazlar, satış talebinden itibaren iki ay içinde açık artırma ile satılır. Açık artırmaya başlamadan bir iş günü öncesine kadar yazılı teklif verilerek de ihaleye iştirak edilebilir.
Alacaklı, taşınmaz haczinin, takdir edilen kıymetin ve mükellefiyetler listesinin kesinleşmesinden itibaren satış talebine kadar mahcuzun kesinleşen kıymeti alacaktan mahsup edilmek ve ödeme yerine geçmek üzere malın mülkiyetini devir alabilir veya bu hakkını üçüncü şahıslara devredebilir. Mahsuptan artan kısım borçluya verilir.
Devrin gerçekleşebilmesi için alacaklı veya üçüncü şahsın, rüçhanlı alacakların tamamını ödemesi gerekir.
Hacze iştirak söz konusu ise devralan devir bedelini nakit olarak dosyaya yatırır ve asıl icra müdürlüğünce sıra cetveli tanzim edilir.
Alacaklıların birden fazla olması durumunda ikinci fıkranın uygulanması tüm alacaklıların yazılı muvafakatine tâbidir.
Bu maddenin uygulanmasında 22/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medenî Kanunun 732 nci maddesi hükmü uygulanmaz.
MADDE 23- 2004 sayılı Kanunun 129 uncu maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Taşınmaz yazılı teklifler de dahil olmak üzere en çok artırana ihale edilir. Şu kadar ki artırma bedeli taşınmaz için tahmin edilmiş olan kıymetin en az yüzde altmışını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklılar o taşınmaz ile temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların tamamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masrafları ile taşınmazın aynından doğan vergi borcu ve satıcı adına ödenmesi gereken tapu harcı miktarına tecavüz etmesi şarttır.
Yukarıdaki fıkrada yazılı miktar elde edilmemişse taşınmaz en çok artıranın taahhüdü saklı kalmak üzere artırma ilanında gösterilen müddet sonunda en çok artırana ihale edilir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paylaştırma masraflarını geçmesi lazımdır. Böyle fazla bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşer.”
MADDE 24- 2004 sayılı Kanunun 133 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İhaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan alıcının yatırdığı ya da yatırması gereken teminat iade edilmez ve bu miktar borçtan mahsup edilir. İhalenin feshine sebep olan alıcıdan, ayrıca teminattan fazla olması hâlinde teklif edilen bedel ile son ihale bedeli arasındaki fark, diğer zararlar ve temerrüt faizi hükme hacet kalmaksızın icra müdürlüğünce tahsil edilir. Teminat yatırmak zorunda olmayanlardan bu meblağ, hükme gerek kalmaksızın icra müdürlüğünce tarafından tahsil olunur.”
MADDE 25- 2004 sayılı Kanunun 134 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye sekizinci fıkrasından sonra aşağıdaki fıkra eklenmiştir.
“İhalenin feshini, Borçlar Kanununun 226 ncı maddesinde yazılı sebepler de dahil olmak üzere yalnız satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler yurt içinde bir adres göstermek koşuluyla icra mahkemesinden şikayet yolu ile ihale tarihinden itibaren yedi gün içinde ihale bedelinin yüzde onu oranında nakdi teminatı mahkeme veznesine yatırmak suretiyle isteyebilirler. İlgililerin ihale yapıldığı ana kadar cereyan eden muamelelerdeki yolsuzluklara en geç ihale günü ıttıla peyda ettiği kabul edilir. İhalenin feshi talebi üzerine icra mahkemesi talep tarihinden itibaren yirmi gün içinde duruşma yapar ve taraflar gelmeseler bile icap eden kararı verir. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi ihale bedelinin yüzde onu oranındaki nakdi teminatın hazineye gelir kaydedilmesine karar verir. Ancak işin esasına girilmemesi nedeniyle talebin reddi hâlinde nakdi teminatın hazineye gelir kaydedilmesine karar verilmez. Yatırılan nakdi teminat açılan bir banka hesabında nemalandırılır. İhalenin feshine ilişkin şikâyetin kabulüne veya reddine ilişkin kararın kesinleşmesi üzerine nakdi teminat bedeli neması ile birlikte hazineye veya hak sahibine ödenir.”
“Alacağına mahsuben ihaleye katılıp taşınmazı satın alanlar adına, sıra cetveli kesinleşmedikçe taşınmazın tescili yapılmaz. İhale bedeli yatırıldığı veya sıra cetveli yapılmasına yer olmadığı takdirde bu hüküm uygulanmaz.”
MADDE 26- 2004 sayılı Kanunun 144 üncü maddesinin ikinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Alacağının yalnız bir kısmı ödenmiş olan alacaklı, asıl alacak üzerinden alınması gereken tahsil harcının beşte birini ödemesi şartıyla senedini geri alabilir. Şu kadar ki, icra müdürlüğü senede bundan sonra ne miktar para için muteber olacağını yazar yahut senedin mahiyetine göre alakadar müdürlüklere yazdırır.”
MADDE 27- 2004 sayılı Kanunun 150/e maddesinin birinci fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Alacaklı, taşınır rehnin satışını ödeme veya icra emrinin tebliğinden itibaren üç ay içinde, taşınmaz rehnin satışını da aynı tarihten itibaren altı ay içinde isteyebilir.”
MADDE 28- 2004 sayılı Kanunun 170 inci maddesinin dördüncü fıkrası aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İcra mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi hâlinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu takdirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde otuzundan aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkûm eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, tazminatın ve para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan tazminat ve para cezası kalkar.”
MADDE 29- 2004 sayılı Kanunun 337 nci maddesinin birinci fıkrasının sonuna aşağıdaki cümle eklenmiştir.
“Toplam alacak miktarı beşbin Türk Lirasının altında olan takiplerde disiplin hapsi uygulanmaz.”

MADDE 30- 2004 sayılı Kanunun 349 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Disiplin ve tazyik hapsinde muhakeme usulü
Madde 349- Bu bapta düzenlenen disiplin ve tazyik hapsini gerektiren fiillere ilişkin şikâyet dilekçe ile yapılır.
Şikâyet eden Harçlar Kanununa göre maktu başvurma harcı ile tebligat giderlerini başvuru dilekçesi ile birlikte mahkeme veznesine peşin yatırır.
İcra mahkemesi şikayet dilekçesi üzerine, şikayet eden ve edileni, tüm delillerini en geç duruşma gününe kadar bildirmelerini de içeren açıklamalı davetiye ile duruşmaya çağırır.
Şikâyet eden, duruşmaya gelmekle veya kendilerini vekille temsil ettirmekle yükümlüdürler. Mahkeme gerekli görür ise şikâyet edilenin bizzat duruşmada hazır olması gerektiğini davetiyeye yazar. Şikâyet edilen başka yerde ikâmet ediyorsa, o yer icra mahkemesi aracılığı ile beyanı alınır.
Mahkeme, şikâyet edilenin bizzat hazır bulunmasını istediği halde hazır bulunmaz ise kolluk marifetiyle zorla getirtilir. Şikâyet edilenin bizzat duruşmada hazır olmasına gerek görülmez ya da zorla getirme kararına rağmen şahıs bulunamazsa dava yokluğunda görülür ve karar verilir.
Şikâyetçi, dilekçesinde göstermiş olduğu şahıs ve fiillerin yanı sıra, dilekçe veya beyanında göstermiş olduğu delillerle bağlıdır. Şikâyet edilenin savunmasını hazırlaması ve tüm delillerini hazır etmesi için duruşma sadece bir oturum ertelenebilir. Mahkeme duruşmaya gelen tarafların ve tanıkların beyanlarını duruşma tutanağına geçirir.
Disiplin veya tazyik hapsini gerektiren fiillerden dolayı şikayet halinde, şikayetçi duruşmaya gelmez veya kendini vekille temsil ettirmezse, dava düşer.
Disiplin ve tazyik hapsini gerektiren fiillerde dava zamanaşımı şikâyetten itibaren bir yıldır. Tazyik veya disiplin hapsine ilişkin kararlar, kesinleştiği tarihten itibaren iki yıl geçtikten sonra yerine getirilmez.”
MADDE 31- 2004 sayılı Kanunun 350 nci maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Ortak hükümler
Madde 350- Bu Kanunda düzenlenen suçlarla ilgili olarak 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümleri uygulanır. Ancak, Cumhuriyet savcısı duruşmada hazır bulunmaz.
Mahkemenin verdiği hüküm, ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına bildirilir.
Bu Kanunda tanımlanan suçlardan dolayı vaki şikayetin geri alınması veya borcun tamamen ödenmesi halinde dava düşer veya ceza bütün neticeleriyle beraber ortadan kalkar.”
MADDE 32 - 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 351 inci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İtiraz
Madde 351- İcra mahkemesinin verdiği tazyik ve disiplin hapsine ilişkin kararlara karşı, tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde, kararı veren icra mahkemesine itiraz edilebilir. Mahkeme, başvuru üzerine kendi kararını değiştirebilir. Mahkeme, kararını değiştirmeye gerek görmezse, dosyayı, itirazı incelemesi için o yerde icra mahkemesinin birden fazla dairesinin bulunması hâlinde, numara olarak kendisini izleyen daireye, son numaralı daire için (1) numaralı daireye; o yerde icra mahkemesinin tek dairesi bulunması hâlinde ise nöbetçi asliye ceza mahkemesine gönderir. İtiraz incelemesi neticesinde verilen karar kesindir.”
MADDE 33- 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun 352 nci maddesi başlığı ile birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“Disiplin ve tazyik hapsinin infazı
Madde 352- Disiplin ve tazyik hapsinin infazı, koşullu salıverilme hariç, hapis cezasının tabi olduğu hükümlere göre infaz edilir.”
MADDE 34- 2004 sayılı Kanunun 67 nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan “kırkından” ibaresi “otuzundan”, 68 inci maddesinin yedinci fıkrasında yer alan “kırktan” ibaresi “otuzdan, 68/a maddesinin son fıkrasında yer alan “kırktan” ibaresi “otuzdan”, 69 uncu maddesinin son fıkrasında yer alan “kırkından” ibaresi “otuzundan”, 72 nci maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “kırktan” ibaresi “otuzdan”, beşinci fıkrasında yer alan “kırkından” ibaresi “otuzundan”, 89 uncu maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “kırkından” ibaresi “otuzundan”, dördüncü fıkrasında yer alan “birinci fıkrası” ibaresi “ikinci fıkrası”, 97 nci maddesinin onüçüncü fıkrasında yer alan “kırkından” ibaresi “otuzundan” ve onbeşinci fıkrasında yer alan “onbeşinden” ibaresi “otuzundan”, 169/a maddesinin altıncı fıkrasında yer alan “yirmisinden” ibaresi “otuzundan”, “kırktan” ibaresi “otuzdan” ve 170 inci maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan “kırkından” ibaresi “otuzundan” şeklinde değiştirilmiş ve ek 1 inci maddesinde yer alan “119” ibaresinden önce “58, 88, 118” ibareleri ve “326” ibaresinden sonra “337” ibaresi eklenmiştir.
MADDE 35- 2004 sayılı Kanuna Geçici 6 ncı maddeden sonra gelmek üzere aşağıdaki geçici maddeler eklenmiştir.
“Geçici Madde 7- Bu Kanunun 9 uncu maddesinde öngörülen yeni tahsilat ve ödeme usulü Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak icra takipleri hakkında uygulanır.
Geçici Madde 8- Bu Kanunda yer alan “icra dairesi” ve “iflas dairesi” ibareleri “icra müdürlüğü” ve “iflas müdürlüğü” şeklinde değiştirilmiştir.
Geçici Madde 9- İcra müdürlüklerine icra müdürü, müdür yardımcısı veya icra memuru ataması yapılıncaya kadar icra müdürlüğü işlemleri, öncelikle yazı işleri müdürü tarafından yapılır; bunun mümkün olmaması hâlinde görevlendirilecek bir zabıt kâtibi tarafından da bu görev yerine getirilebilir.”
MADDE 36- 02/07/1964 tarihli ve 492 sayılı Harçlar Kanununun 23 üncü maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“İcra takibinden veya icra takibine konu alacağın tamamı ile bir kısmının tahsilinden vazgeçildiğinin zabıtnameye yazılması için vazgeçilen miktara ait tahsil harcının beşte biri alınır. Ancak haczedilen mal satılıp paraya çevrildikten sonra vazgeçilirse tahsil harcı tam olarak alınır.
Haciz ve satış şerhinin kaldırılması, muhafaza altındaki malların borçluya yediemin olarak teslimi talebinin zabıtnameye yazılması veya haciz kaldırılmış olsa bile takipten vazgeçilmesi durumunda harç alınırken haciz varmış gibi asıl alacak miktarı üzerinden tahsil harcının beşte biri alınır.”
MADDE 37- 25/10/1984 tarihli ve 3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanununun 1 inci maddesinin (d) bendi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
“d) İcra ve iflas müdürlüklerinde yapılan menkul malla ilgili açık artırmalar ve lisanslı icra depolarının teşhir salonlarında yapılan satışlar hariç olmak üzere müzayede mahallerinde ve gümrük depolarında yapılan satışlar,”
MADDE 38- Adalet Bakanlığı merkez ve taşra teşkilâtında kullanılmak üzere, ilişik (1), (2) ve (3) sayılı listelerde yer alan kadrolar ihdas edilerek, 13.12.1983 tarihli ve 190 sayılı Genel Kadro ve Usulü Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye ekli (I) ve (II) sayılı Cetvellerin ilgili bölümlerine eklenmiştir.
MADDE 39- Bu Kanunun 7, 9, 12, 13, 15, 19 ve 21 inci maddelerinde düzenlenen hükümlerin uygulanmasını göstermek amacıyla bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay içinde yönetmelik hazırlanır. Ayrıca, icra ve iflas müdürlüklerinin teşkilât, görev, disiplin ve denetimi ile çalışanlarının nitelikleri, atanma, görevde yükselme, nakil, sicil, disiplin, eğitim gibi özlük işlemleri de altı ay içinde hazırlanacak yönetmelikte düzenlenir. Bu Yönetmelikte zabıt katipliğinden icra memurluğuna ve icra memurluğundan zabit katipliğine hangi şartlarda geçiş yapılacağına ve icra memurlarının hangi şartlarda yükselerek icra müdür yardımcısı veya icra müdürü olacağına ilişkin hükümler de düzenlenir.
MADDE 40- 09/06/1932 tarihli ve 2004 sayılı Kanunun 76, 353 ve 354 üncü maddeleri ve 29/03/1984 tarihli ve 2992 sayılı Kanunun 10 uncu maddesinin (c) bendi yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 41- Bu Kanunun;
a) 15 inci maddesiyle değiştirilen 2004 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin dördüncü fıkrası ile 36 ıncı maddesiyle 2004 sayılı Kanuna eklenen Geçici 7 nci maddesi bu Kanunun Resmî Gazete’de yayımı tarihinden sekiz ay sonra,
b) Diğer hükümleri yayımı tarihinde,
yürürlüğe girer.
MADDE 42- Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
(1) SAYILI LİSTE
KURUMU : ADALET BAKANLIĞI
TEŞKİLÂTI : MERKEZ
(II) SAYILI CETVEL
İHDAS EDİLEN KADROLAR
(MESLEK MENSUPLARI)
SERBEST
TUTULAN
KADRO
KADRO
UNVAN
DERECE
ADEDİ
ADEDİ
TOPLAM
DAİRE BAŞKANI
1
1
-
1
TETKİK HÂKİMİ
3
2
-
2
TETKİK HÂKİMİ
4
1
-
1
TETKİK HÂKİMİ
5
1
-
1
TOPLAM
5
5
(2) SAYILI LİSTE
KURUMU : ADALET BAKANLIĞI
TEŞKİLÂTI : TAŞRA
(I) SAYILI CETVEL
İHDAS EDİLEN KADROLAR
SERBEST
TUTULAN
KADRO
KADRO
SINIF
UNVAN
DERECE
ADEDİ
ADEDİ
TOPLAM
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
1
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
2
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
3
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
4
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
5
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
6
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
7
40
-
40
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
1
100
-
100
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
2
100
-
100
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
3
200
-
200
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
4
200
-
200
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
5
200
-
200
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
6
200
-
200
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
7
300
-
300
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
8
300
-
300
GİH
İCRA MÜDÜR YRD.
9
70
-
70
GİH
İCRA MEMURU
5
500
-
500
GİH
İCRA MEMURU
6
500
-
500
GİH
İCRA MEMURU
7
600
-
600
GİH
İCRA MEMURU
8
700
-
700
GİH
İCRA MEMURU
9
800
-
800
GİH
İCRA MEMURU
10
800
-
800
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
11
800
-
800
GİH
İCRA MÜDÜRÜ
12
900
-
900
GİH
HİZMETLİ
6
200
-
200
GİH
HİZMETLİ
7
200
-
200
GİH
HİZMETLİ
8
300
-
300
GİH
HİZMETLİ
9
300
-
300
GİH
HİZMETLİ
10
300
-
300
GİH
HİZMETLİ
11
118
-
118
TOPLAM
8968
8968
(3) SAYILI LİSTE
(I) SAYILI CETVEL
İHDAS EDİLEN KADROLAR
KURUMU : ADALET BAKANLIĞI
TEŞKİLÂTI : MERKEZ
SERBEST
TUTULAN
KADRO
KADRO
SINIF
UNVAN
DERECE
ADEDİ
ADEDİ
TOPLAM
GİH
ŞUBE MÜDÜRÜ
1
2
-
2
GİH
ŞUBE MÜDÜRÜ
2
2
-
2
GİH
ŞUBE MÜDÜRÜ
3
1
-
1
GİH
ŞUBE MÜDÜRÜ
4
1
-
1
GİH
UZMAN
1
3
-
3
GİH
UZMAN
2
3
-
3
GİH
UZMAN
3
3
-
3
GİH
UZMAN
4
3
-
3
GİH
UZMAN
5
3
-
3
GİH
UZMAN
6
3
-
3
GİH
MEMUR
5
4
-
4
GİH
MEMUR
6
5
-
5
GİH
MEMUR
7
7
-
7
GİH
MEMUR
8
5
-
5
GİH
MEMUR
9
4
-
4
GİH
MEMUR
10
5
-
5
GİH
HİZMETLİ
6
1
-
1
GİH
HİZMETLİ
7
1
-
1
GİH
HİZMETLİ
8
1
-
1
GİH
HİZMETLİ
9
1
-
1
GİH
HİZMETLİ
10
1
-
1
TOPLAM
59
-
59
GENEL GEREKÇE
Ekonominin etkin ve verimli olarak işleyebilmesi için, her şeyden önce işletmelerin verimli bir şekilde çalışmaları, borçlarını ödeyebilecek ve alacaklarını tahsil edebilecek durumda olmaları gerekir. Ülkemizde özel hukuk ilişkilerinden doğan alacakların tahsili, İcra ve İflâs Kanunu hükümlerinin uygulanmasıyla sağlanır. Ekonomik düzende, rekabet edemeyen işletmeler ve girişimciler daima mevcut olacaktır. Alacaklı ile borçlu arasındaki hassas dengeyi gözeten, öngörülebilir ve şeffaf bir icra ve iflâs hukuku, bu işletmeler ve girişimciler için etkili bir çıkış yolu sağlayarak veya onların yeniden yapılandırılmalarına olanak vererek ve böylece ticarî yükümlülüklerin yerine getirilmemesinden kaynaklanan sakıncaları en aza indirgeyerek ticarî ilişkilerin ve finansal sistemin istikrar kazanmasında yaşamsal bir rol oynar.
1932 yılında kabul edilen İcra ve İflas Kanununun öngördüğü teşkilât yapısı, son yıllarda aşırı artış gösteren iş yükünü karşılamada yetersiz kalmıştır. Bununla birlikte İcra ve İflas Kanunundaki bazı düzenlemeler ve eksiklikler, icra müdürlüklerinde bir takım sıkıntılar yaşanmasına, hizmet kalitesinin düşük ve verimsiz olmasına, vatandaşların adalete olan güven duygusunun sarsılmasına ve bu konuda haklı tepkilerin ortaya çıkmasına neden olmuştur. Tasarı ile icra ve iflas teşkilâtı yeniden yapılandırılarak icra ve iflas müdürlükleri şeklinde düzenlenmiş; Adalet Bakanlığı bünyesinde icra ve iflas işlerinden sorumlu bir daire başkanlığı kurulmuş; hizmet kalitesinin arttırılması ve icra ve iflas işlerinde uzmanlaşmanın sağlanması amacıyla icra memurluğu kadrosu ihdas edilmiş; icra ve iflas müdürlüklerinde yaşanan sıkıntıların giderilmesi amacıyla icra ve iflas müdürlüklerinde her türlü tahsilat ve ödemenin banka aracılığıyla yapılması usulü kabul edilmiş; mahcuz mal satış prosedürü yeniden düzenlenmiş, açık artırma öncesinde alacaklıya malı alma önceliği tanınmıştır. Ayrıca icra depolarının kuruluşu, çalışması ve denetimi yeniden düzenlenerek icra depolarında yaşanan sıkıntılar giderilerek icra depoları disiplin ve düzen altına alınmıştır. Artırma sırasında satılamayan malların icra depolarında teşhir edilmesi imkânı getirilerek malların satılması kolaylaştırılmıştır. Tasarıyla icra müdürlüklerinde yaşanan sıkıntıların başta gelen nedenlerinden birisi olan yetersiz sayıdaki personel sayısı yeni kadrolar ihdas edilerek arttırılmıştır. Bu şekilde Tasarıyla daha modern anlamda bir icra teşkilâtı kurulması ve daha kaliteli hizmet verilmesi amaçlanmıştır.
MADDE GEREKÇELERİ
MADDE 1- Tasarının 1. maddesiyle, icra ve iflas teşkilâtının yeniden yapılandırılması amacıyla icra dairelerinin müdürlük şeklinde kurulması ve asliye hukuk mahkemesi bulunmayan yerlerde icra müdürlükleri açılamaması kabul edilmiştir. Yine icra müdürlüklerinde çalışan personelin uzmanlaşmasını sağlamak ve böylece hizmet kalitesini artırmak amacıyla sadece icra müdürlüklerinde çalışacak icra memurluğu kadrosu ihdas edilmiştir. Ayrıca, icra müdürü, yardımcısı veya memurunun izin ve hastalık gibi herhangi bir nedenden dolayı yokluğu durumunda bu görevin adlî yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu tarafından görevlendirilecek bir yazı işleri müdürü tarafından yerine getirileceği düzenlenmiştir.
MADDE 2- Tasarının 2. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun 1. maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak iflas müdürlüklerinin de asliye hukuk mahkemesi bulunan ve gerekli görülen yerlerde açılabileceği düzenlenmiştir. Maddeye göre ayrı bir iflas müdürlüğü kurulmaması hâlinde hangi icra müdürlüğünün iflas işlemlerine bakacağını adli yargı ilk derece mahkemesi adalet komisyonu belirleyecektir. Ayrıca iflas müdürlüklerinde çalışacak personel bakımından icra müdürlüklerindeki sistem burada da uygulanacaktır.
MADDE 3- Tasarının 3. maddesiyle icra ve iflas müdürlüklerindeki iş dağılımının nasıl yapılacağı düzenlenmiştir. Buna göre, icra ve iflas müdürlüklerindeki iş dağılımına ilişkin esaslar Adlî Yargı İlk Derece Mahkemesi Adalet Komisyonu tarafından belirlenecektir.
MADDE 4- Tasarının 4. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun 13. maddesinde yapılan icra ve iflas müdürlüklerinin idarî yönden gözetim ve denetiminin Cumhuriyet başsavcılıklarına verilmesi şeklindeki değişikliğe paralel olarak icra hâkiminin bu yöndeki yetkileri kaldırılmıştır.
MADDE 5- Tasarının 5. maddesiyle, icra ve iflas müdürlüklerinin düzenli ve verimli çalışmasını sağlamak, buralarda yaşanan aksaklıkları önlemek ve hizmet kalitesini artırmak amacıyla, icra ve iflas müdürlükleri ve buradaki personelin gözetim ve denetiminden sorumlu Adalet Bakanlığı Personel Genel Müdürlüğü bünyesinde İcra ve İflas İşleri Daire Başkanlığı kurulmuştur. Bu düzenlemeye göre Başkanlığın görev ve yetkileri genel olarak, icra ve iflas müdürlüklerinin kuruluşu, kaldırılması veya birleştirilmesi, idarî açıdan denetimi ve gözetimi ile icra müdür ve müdür yardımcılarının atama, nakil, terfi ve disiplin gibi her türlü özlük işlemlerini yürütmek, Başkanlık ile icra ve iflas müdürlüklerinde çalışan personele hizmet öncesi ve hizmet içi eğitim plânlaması yapmak, icra ve iflas müdürlüklerinde çalışan personel hakkında ihbar ve şikayetleri incelemek ve ceza verilmesi gereken hallerde gerekli işlemleri yapmak, uygulamada karşılaşılan sorunlar ile ilgili konularda gerekli inceleme ve araştırmaları yapmak ve alınması gereken kanunî ve idarî tedbirler konusunda Bakanlığa tekliflerde bulunmak, görev alanlarına giren konularda tüzük tasarıları ile yönetmelikleri hazırlamak ve takip etmek, yargı yetkisinin kullanılma alanına girmeyen icra ve iflas işlerine ilişkin konularda görüş bildirmek, genelge düzenlemek ve mahcuz mallar lisanslı icra depoları için lisans vermek, faaliyetleri durdurmak ya da iptal etmek, lisans ücretlerini tespit etmek ve bu depoların mevzuata uygun çalışmasını sağlamak amacıyla gerekli gözetim ve denetimi yapmak ve yaptırmak şeklindedir.
MADDE 6- Tasarının 6. maddesiyle, kararların gerekçeli olarak icra tutanaklarına yazılması kabul edilmiştir. Bu değişiklik ile keyfiliyi önlemek amacıyla kaşe kullanılmasının önüne geçmek ve görevlileri araştırmaya zorlamak suretiyle hızlı ve etkin denetim
amaçlanmıştır. Uygulamada talepler hakkında gerekçe yazılmadan karar verilmekte, genellikle bu işlem kaşe kullanılarak yerine getirilmektedir. Taraflar, gerekçesi olmayan kararları anlamada, değerlendirmede zorlanmakta bu nedenle şikayete veya itiraza konu etmektedirler. Bu şekilde gerekçe yazılması tarafları ikna etmede daha etkili olacak, aynı zamanda işlemin şikâyete konu edilmesi hâlinde hızlı ve etkin bir denetim sağlayacaktır.
MADDE 7- Tasarının 7. maddesiyle, icra ve iflas müdürlüklerinde yaşanan bir takım aksaklıkları önlemek amacıyla tahsilatlarının ve ödemelerinin banka aracılığıyla yapılması ve icra ve iflas müdürlüklerinin para ile ilişiğinin en aza indirilmesi amaçlanmıştır. Düzenlemeye göre haciz sırasındaki tahsilatlar hariç olmak üzere yapılan diğer tüm tahsilatlar banka aracılığıyla yapılacak, tahsil edilen paralardan kanunen alacaklıya ödenmesi gerekenler, talep edilmesi hâlinde icra ve iflas müdürlüklerinin hesap numarasının bulunduğu bankaya talimat verilmek suretiyle derhal ödenecek, talep edilmezse masrafı alacaklıya ait olmak üzere en geç üç gün içinde alacaklının banka hesap numarasına aktarılacaktır.
MADDE 8- Tasarının 8. maddesiyle icra veya iflas müdürlüğünün hesap numarasına paranın yatırıldığı tarihin borçtan kurtulma tarihi olduğu ve yatırılan miktar kadar borçlunun borcundan kurtulduğu hususu düzenlenmiştir. Ayrıca, haciz sırasında bir para alacağına mahsuben borçlu veya üçüncü şahıs tarafından ödemede bulunması durumunda da borçlu ödenen para miktarınca borcundan kurtulacaktır.
MADDE 9- Tasarının 4. maddesiyle Adalet Bakanlığı bünyesinde İcra ve İflas İşleri Daire Başkanlığı kurulmasının bir sonucu olarak Tasarının 9. maddesiyle icra ve iflas müdürlükleri idarî yönden Cumhuriyet Başsavcılıklarına bağlanmıştır. Bakanlıkla bu şekilde sıkı bir idarî ilişki içinde bulunan icra ve iflas müdürlüklerinin idarî açıdan icra hâkimine bağlanması yargı bağımsızlığı noktasında uygun görülmemiştir. Ayrıca, hâkimlere mümkün olduğu kadar idarî görev verilmemesi şeklindeki Avrupa Birliği kriterlerine de bu şekilde uyum sağlanmıştır. İcra ve iflas müdürlüklerinin kasa denetimi dahil idarî yönden denetimi ile sicil ve disiplin işlemleri Cumhuriyet savcıları tarafından yapılacak ve bu yetkiyi kullanmak üzere yeterli sayıda Cumhuriyet savcısı görevlendirilecektir. Maddenin son fıkrası, icra ve iflas müdürlüklerinde çalışan personelin devlet memuru olmaları ve bu nedenle 657 sayılı Devlet Memurları Kanununa tâbi olmaları sebebiyle çıkarılmıştır.
MADDE 10- Tasarının 10. maddesiyle, takip talebinin elektronik ortamda da yapılabilmesine imkân sağlanmıştır. Böylelikle UYAP’ı kullanan avukatlar bürosundan icra takip talebinde bulunabilecektir. Ayrıca maddede yapılan değişiklikle, kambiyo senetlerine mahsus takip yolu hariç ilamsız takiplerde alacak miktarının dörtyüz Türk Lirasının altında olduğu hallerde borçluya meşruhatlı bildirimde bulunmak zorunluluğu getirilerek, küçük miktarlı alacakların icra takibine konulduğunda vekâlet ücreti ile diğer icra masraflarının asıl alacağın miktarını geçmesinin önlenmesi ve icra müdürlüklerinin küçük alacaklardan kaynaklanan iş sayılarındaki artışlarının önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Bu düzenleme ile küçük miktarlı alacaklardan borçlunun haberdar olması sağlanarak borçların icra müdürlüğüne gelmeden önce tahsilinin arttırılması, böylece hem icra müdürlüklerinin iş yükünün azaltılması hem de borçlunun küçük meblağlı borçlar nedeniyle hakkında yapılan takipler nedeniyle icra masraf ve vekâlet ücreti ödenmesi nedeniyle maruz kaldığı mağduriyetin giderilmesi amaçlanmıştır.
Yine Tasarının bu maddesiyle alacaklının, takip talebinde bulunurken banka adı ile hesap numarasını da bildirilmesi sağlanarak icra müdürlüğü tarafından yapılan tahsilatların beklemeksizin alacaklı hesabına geçirilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 11- Tasarının 11. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun 9. maddesinde yapılan değişikliğe paralel olarak icra müdürlüğü tarafından düzenlenen ödeme emrinde, yapılacak ödemenin icra müdürlüğünün banka hesap numarasına yapılması gerektiğinin yazılması hususu düzenlenmiştir.
MADDE 12- Tasarının 12. maddesiyle, uygulamada hacizlerin aynı gün yapılamaması nedeniyle sıranın kaydırılması, bazılarına öncelik tanınması gibi sıkıntıların önüne geçmek amacıyla, haciz taleplerinin masrafın yatırılma tarihlerine göre sıraya konulması ve talepten itibaren en geç üç gün içinde haczin yapılması sağlanmıştır.
MADDE 13- Tasarının 13. maddesiyle, haciz memurlarının hacze giderken güvenliklerinin sağlanması ve icra müdürlüğü dışında yapılan işlemler için temin edilen araçlara yapılan ödemeler sırasında ortaya çıkan bazı sıkıntıların önlenmesi amacıyla Adalet Bakanlığının uygun göreceği yerlerde taşıt tahsis edebileceği ya da Adalet Teşkilatını Güçlendirme Vakfından da taşıt tahsis etmesi için talepte bulunabileceği düzenlenmiştir.
MADDE 14- Tasarının 14. maddesiyle, haczedilen taşınır malların toplam değerinin dörtyüz Türk Lirasının altında olması hâlinde bu malların borçluya yediemin olarak bırakılacağı düzenlenerek, borçlunun zorunlu ihtiyaç duyduğu ve paraya çevrilme masraflarını karşılamayacak malların muhafaza altına alınmasının ve böylece bu malların yediemin depolarına götürülmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Uygulamada yediemin depoları gerekli altyapı ve donanıma sahip olmadan uygunsuz fizikî ortamlarda hizmet vermektedir. Bu nedenle bu depolarda bulunan malların muhafazasında ve denetiminde büyük zorluklar yaşanmaktadır. Yine maddede yapılan değişiklikle uygulamada yasal bir düzenleme bulunmaması nedeniyle denetimsiz çalışan yediemin depolarına hukukî bir altyapı hazırlanması amaçlanmıştır. Ayrıca, tüm satış yollarına başvurulmasına rağmen satılamayan malların yıllarca icra depolarında beklemesinin önüne geçilmesi amacıyla, 116. maddenin üçüncü fıkrasında düzenlenen üç aylık teşhir süresi sonunda da satılamayan mahcuz malın geri alınması için borçlu ve alacaklıya uygun bir süre verilmesi, verilen süre içinde mahcuz mal geri alınmaması ve depo ücretinin malın değerinin yüzde otuzunu bulması durumunda malın mülkiyetinin icra deposuna depo ücreti karşılığında devredileceği düzenlenmiştir.
MADDE 15- Tasarının 15. maddesiyle, haczedilen şeyin, borçlunun elinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı iddia eden üçüncü bir şahıs nezdinde bulunması hâlinde bu malın yediemin olarak kendisine bırakılması düzenlenmiştir. Bu durumda icra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra hâkimliğine başvurulabilmesi için alacaklıya yedi gün süre verecektir. Bu süre içinde icra hakimliğine dava açılmaz ise üçüncü şahsın iddiası kabul edilmiş sayılacaktır. Ayrıca, haciz, üçüncü şahsın yokluğunda yapılmış ise haczedilen mal muhafaza altına alınmayacak ve alacaklı tarafından süresinde açılan istihkak davası sonuçlanıncaya kadar satışı talep edilemeyecektir. Mevcut düzenlemede, haciz nerede yapılırsa yapılsın alacaklı muvafakat etmiyor ise malın muhafaza altına alınması gerekmektedir. Borçla ve borçluyla ilgisi bulunmayan üçüncü şahsın fiili hakimiyetinde ve zilyetliğinde bulunan haczedilen malların sadece alacaklının talebine istinaden muhafazaya alınması uygulamada büyük sıkıntılara neden olmaktadır. Bu düzenlemeyle, istihkak davasında dava açma ve ispat külfeti alacaklıya düşmesi nedeniyle istihkak davasının devamı süresince malın muhafazaya alınmaması ve satışının yapılmaması amaçlanmıştır.
MADDE 16- Tasarının 16. maddesiyle, haczedilen taşınır ve taşınmaz malların satış talep süreleri kısaltılarak haciz prosedürünün kısa sürede sonuçlanması, masrafların azaltılması ve terakümün önlenmesi amaçlanmıştır.
MADDE 17- Tasarının 17. maddesiyle, 2004 sayılı Kanuna hacizli malın alacaklıya devrine ilişkin yeni bir madde olan 113/a maddesi eklenmiştir. Uygulamada açık artırmalarda ihalelere katılım konusunda bir takım sıkıntılar yaşandığı ve bunun da malın değerinin çok altında satılmasına neden olduğu bilinen bir gerçektir. Bu eklenen yeni maddeyle, yaşanan olumsuzlukları gidermek amacıyla, alacaklının, menkul haczinin ve takdir edilen kıymetin kesinleşmesinden itibaren satış talebine kadar mahcuzun kesinleşen kıymeti alacaktan mahsup edilmek ve ödeme yerine geçmek üzere malın mülkiyetini devir alabileceği veya bu hakkını üçüncü şahıslara devredebileceği düzenlenmiştir. Alacaklının birden fazla olması durumunda ise bu devir için tüm alacaklıların muvafakati aranır. Bu şekilde icra prosedürünün kısaltılması ve daha az masrafla gerçekleştirilmesi sağlanmış olacaktır.
MADDE 18- Tasarının 18. maddesiyle, uygulamada çok fonksiyonel olmayan ikinci artırma kaldırılarak taşınırların satılması amacıyla tek bir artırma yapılması kabul edilmiştir. Ayrıca, açık artırmaya katılımı en üst düzeye çıkarmak ve malın gerçek değerinde satılmasını sağlamak amacıyla, teminat alınmak şartıyla yazılı teklif verilerek de artırmaya iştirak edilebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, açık artırmaya katılımı en üst düzeye çıkarmak ve malın gerçek değerinde satılmasını sağlamak amacıyla, satış ilânlarının Bakanlıkça belirlenecek bir bedel karşılığında internet ortamında da yapılması kabul edilmiştir.
MADDE 19- Tasarının 19. maddesiyle, artırmaya yazılı teklif verilmek suretiyle de katılım imkânı sağlanmıştır. Ayrıca, maddenin ikinci fıkrasında yapılan değişiklikle ikinci artırmanın kaldırılması şeklindeki değişikliğe uyum sağlanmıştır.
MADDE 20- Tasarının 20. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun ikinci artırmaya ilişkin 116. maddesi ikinci artırmanın kaldırılması nedeniyle tamamen değiştirilmiştir. Böylece malın kıymetinin çok altında satılması ve ikinci artırmadaki kıymet düşüşünden dolayı alıcıların ikinci artırmayı beklemeleri önlenmiştir. Ayrıca, maddede yapılan değişiklikle artırma sonunda satılamayan mahcuz malları satmak amacıyla icra deposu tarafından üç ay süreyle teşhir edilmesi sağlanmıştır. Teşhir edilen bu mallar, malın tahmin edilen kıymetinin yüzde ellisini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını geçmesi şartıyla isteyene satılacaktır.
MADDE 21- Tasarının 21. maddesiyle, değeri dörtyüz Türk Lirasının altında bedel ile ihale edilen menkul malların ihale bedeli, vergi ve harçları yatırılmış olmak şartıyla ihalenin kesinleşmesi beklenmeden alıcısına teslim edileceği düzenlenmiştir. Bu şekilde malların yeniden icra deposuna gitmesi ve yeni masrafların ortaya çıkması önlenmeye çalışılmıştır.
MADDE 22- Tasarının 22. maddesiyle, taşınmazlar bakımından da artırmaya yazılı teklif verilmek suretiyle iştirak edilebileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, maddede yapılan değişiklikle taşınır mahcuz mallarda hacizli malın alacaklıya devrine imkân veren 113/a maddesine paralel bir hüküm getirilmiştir. Buna göre uygulamada açık artırmalarda ihalelere katılım konusunda yaşanan sıkıntıları gidermek amacıyla alacaklının, taşınmaz haczinin, takdir edilen kıymetin ve mükellefiyetler listesinin kesinleşmesinden itibaren satış talebine kadar mahcuzun kesinleşen kıymeti alacaktan mahsup edilmek ve ödeme yerine geçmek üzere malın mülkiyetini devir alabilmesine veya bu hakkını üçüncü şahıslara da devredebilmesine imkân sağlanmıştır. Bu şekilde hem satış usulü kısalmış hem de malın gerçek değerini bulması sağlanmış olacaktır.
MADDE 23- Tasarının 23. maddesiyle, borçlu adına ödenmesi gereken binde onbeş tapu harcı ile taşınmazın aynından doğan emlak vergisi borcunun satıştan önce belirlenmesi sağlanarak, ihaleden sonra bu miktarları geçmediğinden bahisle ihalenin feshi davası açılmasının ve böylece dosyanın sürüncemede kalmasının önlenmesi amaçlanmıştır. Ayrıca, ikinci artırmada aranan yüzde kırklık oran yüzde elli yapılmış ve böylece malın kıymetinin çok altında satılması ve bu kıymet düşüşünden dolayı alıcıların ikinci artırmayı beklemeleri önlenmiştir.
MADDE 24- Tasarının 24. maddesiyle, uygulamada sık sık karşılaşılan ihaleye katılıp da daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olma şeklindeki kötüniyetli uygulamanın önlenmesi amacıyla bu şekildeki alıcıların yatırdığı ya da yatırması gereken teminatın borçtan mahsup edileceği düzenlenmiştir.
MADDE 25- Tasarının 25. maddesiyle, ihalenin feshini talep edebilmek için ihale bedelinin yüzde onu oranında nakdi teminatı mahkeme veznesine yatırılması şartı getirilerek kötüniyetli ihalenin feshi taleplerinin önlenmesi amaçlanmıştır. Talebin reddine karar verilmesi halinde icra mahkemesi ihale bedelinin yüzde onu oranındaki nakdi teminatın hazineye gelir kaydedilmesine karar verecektir.
MADDE 26- Tasarının 26. maddesiyle, alacağın yalnız bir kısmının ödenmiş olduğu hâllerde, alacaklının senedini harçsız geri alabilmesine imkân veren hükmün kötüniyetle kullanılmasını engellemek amacıyla, alacağının yalnız bir kısmı ödenmiş olan alacaklının, asıl alacak üzerinden alınması gereken tahsil harcının beşte birini ödemesi şartıyla senedini geri alabileceği kabul edilmiştir.
MADDE 27- Tasarının 27. maddesiyle, icra usulünü hızlandırmak amacıyla süreler kısaltılmıştır.
MADDE 28- Tasarının 28. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun 170. maddesinin dördüncü fıkrasının birinci cümlesinde yer alan tazminat ibareleri, paralelliği sağlamak amacıyla ikinci cümleye de eklenmiştir. Bu şekilde alacaklının alacak davası açması hâlinde tazminatın tahsilinin de dava sonuna kadar erteleneceği ve alacaklının alacak davasını kazanması hâlinde aleyhine hükmedilmiş olan tazminatın kalkacağı açıkça düzenlenmiştir.
MADDE 29- Tasarının 29. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun yükümlülüklerin yerine getirilmemesi ile ilgili 337. maddesinin birinci fıkrasının sonuna bir cümle eklenmiştir. Yapılan değişiklikle herkesin evinde veya üzerinde belirli bir miktar mal bulunacağı gerçeğinden hareketle belli bir miktarın altındaki borçlar bakımından beyanda bulunulmaması hâlinde disiplin hapsinin uygulanmayacağı kabul edilmiştir.
MADDE 30- Tasarının 30. maddesiyle, uygulamada çıkan tereddütleri gidermek amacıyla İcra ve İflas Kanununda düzenlenen disiplin ve tazyik hapsi gerektiren fiillere ilişkin muhakeme usulü açıkça düzenlenmiştir. Ayrıca, dava zamanaşımı konusundaki tereddütleri gidermek amacıyla, disiplin ve tazyik hapsini gerektiren eylemlerde dava zamanaşımının şikâyetten itibaren bir yıl olduğu düzenlenmiştir.
MADDE 31- Tasarının 31. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunda düzenlenen suçlara ilişkin ortak hükümler düzenlenmiştir.
MADDE 32- Tasarının 32. maddesiyle, disiplin ve tazyik hapsine ilişkin kararlara karşı yapılacak itirazlara bakacak mahkeme yeniden düzenlenmiştir. Bu düzenleme ile mevcut uygulamada itiraz merci olan ağır ceza mahkemeleri yerine itiraz merci olarak icra mahkemeleri veya nöbetçi asliye ceza mahkemesi öngörülmüştür. Böylece çok yoğun bir iş yükü altında çalışan ağır ceza mahkemelerinin asıl işlerine daha fazla zaman ayırabilmelerine imkân sağlanmıştır.
MADDE 33- Tasarının 33. maddesiyle, disiplin ve tazyik hapsinin infazının koşullu salıverme hariç hapis cezasının tâbi olduğu hükümlere göre infaz edileceği düzenlenmiştir.
MADDE 34- Tasarının 34. maddesiyle, 2004 sayılı Kanunun çeşitli maddelerinde yer alan tazminat oranları günün koşullarına uygun olarak yeniden düzenlenmiştir.
MADDE 35- Tasarının 35. maddesiyle 2004 sayılı Kanuna geçici maddeler eklenerek, 2004 sayılı Kanunun 9. maddesinde öngörülen yeni tahsilat ve ödeme usulünün bu Kanunun yürürlüğe girmesinden sonra yapılacak icra takipleri hakkında uygulanacağı ve 2004 sayılı Kanunda yer alan “icra dairesi” ve “iflas dairesi” ibarelerinin “icra müdürlüğü” ve “iflas müdürlüğü” şeklinde değiştirileceği düzenlenmiştir. Ayrıca, eklenen diğer bir geçici maddeyle icra müdürlüklerine, icra müdürü, müdür yardımcısı veya icra memuru ataması yapılıncaya kadar bu görevi kimin yapacağına dair tereddüt giderilmiştir.
MADDE 36- Tasarının 36. maddesiyle, Harçlar Kanununun 23. maddesi değiştirilmiştir. Uygulamada oldukça sık rastlandığı bir şekilde haciz ve muhafaza yapıldıktan sonra alacağını tahsil eden alacaklının, borçlu ile anlaşarak ödenmesi gereken harcı ödememek için alacağını aldığını beyan etmek yerine haczin kaldırılmasını beyan ederek takibi sonuçsuz bıraktığı, bu şekilde dosyaların uzun süre icra müdürlüklerinde zamanaşımı tarihine kadar beklediği, devletin alacağı harcın da ödenmediği görülmektedir. Ayrıca, icra müdürlükleri arasında harç alınması veya alınmaması konusunda uygulamada birliktelik de bulunmamaktadır. Bu olumsuzlukları gidermek amacıyla maddede değişiklik yapılmıştır.
MADDE 37- Tasarının 37. maddesiyle, Katma Değer Vergisi Kanununun 1. maddesinin (d) bendi değiştirilmiştir. İcra satışlarında genellikle ikinci el niteliğindeki mallar satılmaktadır. Üretim ve ilk elden satış işlemi sırasında vergilendirilen bu mallar ihalede ikinci bir vergiye tâbi tutulmakta bu ikinci vergi ihaleye katılımı azaltmaktadır. Yapılan değişiklikle ihalelere katılımın artırılması ve satışların gerçekleştirilebilmesi için ikinci kez vergilendirme işleminden vazgeçilmesi amaçlanmıştır.
MADDE 38- Tasarının 38. maddesiyle, İcra ve İflas İşleri Daire Başkanlığı ve icra ve iflas müdürlüklerinde çalışmak üzere yeni kadrolar ihdas edilmiştir.
İcra müdürlükleri, hukuk mahkemelerince verilen kararların infazını sağlamak ve bunun yanında ilamsız takip yolu ile yapılan icra takiplerini yerine getirmek üzere kurulmuştur. Bu nedenle icra müdürlükleri, bir hakkın tesliminde son hukuksal mekanizma olarak karşımıza çıkmakta, yargı sistemimizde çok önemli bir yer tutmaktadır.
İcra müdür, müdür yardımcıları ve buralarda çalışan diğer personel icra ve iflas müdürlüklerinin aslî unsurunu oluşturmaktadır.
İcra ve iflas dairelerinin, özellikle son yıllarda artan aşırı iş yükünü karşılamada yetersiz kalmaları nedeniyle icra iş ve işlemlerinde zaman zaman aksamalar yaşanmakta, hakkın yerine getirilmesinde gecikmelere sebebiyet verilebilmektedir. Bu nedenle, Cumhuriyet başsavcılıkları, adlî yargı adalet komisyonu başkanlıkları, baro başkanlıkları ve avukatlar tarafından icra dairelerindeki işlerin zamanında yetiştirilememesi nedeniyle mevcut
kadroya ilâve yapılması gerektiği yönündeki teklif ve talepler Bakanlığa sıklıkla iletilmektedir.
Adli Sicil ve İstatistik Genel Müdürlüğünün verilerine göre 2006 yılı itibariyle icra dairelerinde kalan dosya sayısı yaklaşık olarak 7.000.000’dur. Bu itibarla, yapılan iş ve işlemlere göre personel yeterlilikleri dikkate alındığında icra dairelerinde bir yıl içerisinde işlem gören her 5.000 dosya için, bir icra dairesi kurulması, her icra dairesinde bir icra müdürü ve işlem gören her 2.500 dosya için ise 1 icra müdür yardımcısının ve her 1250 dosya için de ayrıca bir icra memurunun görev yapmasının gerekli olduğu değerlendirilmektedir. Halen;
* 2006 yılında, faaliyette bulunan icra dairesi sayısı 1.138;
* Mevcut icra müdürü kadrosu 1.144, görevli müdür sayısı 871;
* Mevcut icra müdür yardımcısı kadrosu 1.130, görevli müdür yardımcısı sayısı 854’tür.
2006 yılı itibariyle icra dairelerinde kalan dosya sayısının yaklaşık olarak 7.000.000 olduğu düşünüldüğü ve yukarıda tespit edilen kriter uygulandığında adlî teşkilatımızda toplam 1.418 icra dairesi ile 1.418 icra müdürü ve 1.670 icra müdür yardımcısı ile 5.600 icra memuru ve her dairede birer hizmetli gerektiği düşünüldüğünde 1.418 hizmetli kadrosuna ihtiyaç bulunduğu sonucuna ulaşılmaktadır. Ayrıca, yapılması öngörülen değişiklikle Personel Genel Müdürlüğü bünyesinde, icra müdürlüklerinden sorumlu bir daire başkanlığı kurulması plânlanmaktadır. Bu itibarla, mevcut icra dairelerine ilâveten 993 adet daha icra dairesinin kurulmasına; mevcut kadrolara ilâveten, 280 icra müdürü, 1.670 icra müdür yardımcısı ve 5.600 icra memuru ile 1.418 hizmetli kadrosuna; Bakanlık merkez teşkilatı için de 1 adet daire başkanlığı, 4 adet tetkik hâkimliği, 6 adet şube müdürlüğü, 18 adet uzmanlık ve 30 adet memurluk ile 5 adet hizmetli kadrosuna ihtiyaç bulunmaktadır.
MADDE 39- Tasarının 39. maddesiyle bu Kanunla yapılan değişikliklerin uygulanmasını sağlamak amacıyla gerekli yönetmeliklerin hazırlanacağı düzenlenmiştir.
MADDE 40- Tasarının 40. maddesiyle, bu Kanunda yapılan değişikliklerin gereği olarak bazı maddeler yürürlükten kaldırılmıştır.
MADDE 41- Yürürlük maddesidir.
MADDE 42- Yürütme maddesidir.
Old 20-01-2012, 14:23   #20
Av.Buğcan Çankaya

 
Varsayılan

Uzun yıllar önce bononun bir anlamı vardı. Bonoyla alışveriş yapabilirdiniz. Şuan bono vereyim derseniz birisine size büyük ihtimal gülerek, reddedecektir teklifi.

Eskiden bir de çek vardı. Çek demek nerden baksanız nakit demekti. Güvenilir bir ticaret aracıydı.

Şimdilerde kredi kartı var, bir de binlerce yıldır olduğu haliyle para.

Devir, paran yoksa alım gücünde yok şeklinde değişti. Paran yoksa ticaret yapamazsın, ya nakit, ya kredi kartı.

Karşılıksız çeklerle ilgili düzenleme de yapılıyor, böylelikle borçluya diyor ki, sen borcunu ödeme güzel kardeşim, alacaklı zaten adı üstünde alacaklı, yani onda para vardır, sende para yok madem boşveeeerrr, alacaklı düşünsün.

Bu durumda, alacakların tahsilinde yargı görevi üstlenen Avukata ne deniyor?

Avukatlık asgari ücret tarifesinde olanlar zaten bunun başlangıcıydı.

Ne yazık ki ülkemizde, vur deyince öldürmek, öldürdükten sonra da düzeltmeye çalışmak, düzelteyim derkende daha büyük zarar vermek gibi mantalite hakimken, yakında "evde para bulsanız bile dokunamazsınız" gibi düzenlemeler görürsem hiç şaşırmayacağım.

Kurun hayali şirketleri, naylon fatura yapın, çek defteri alın, borç alın, hiç bir malvarlığınızda olmasın, insanların canını yakın, paralarını "gasp" edin... Kanun sizi koruyor artık, eskiden korkardınız "acaba haciz gelirse ne olur" diye. Şimdi o korkuyu da yendiniz...

Düzenleyelim derken, "düzenlememek" gerekiyor.
Old 20-01-2012, 15:54   #21
janveljan

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mehmetcansiz
1-Karşılıksız çeke hapis cezası yok
2-Evde bulunan beyaz eşyaların ihtiyaçtan fazlası haczedilebilecek
3-Haczedilen mallar asgari ücretin 5 katını yani yaklaşık 4500 TL yi bulmuyorsa muhafaza yapılamayacak. ( Hangi evde 4500 TL yatacak beyaz eşya dışı mal var ki)
4-4500 TL nin altındaki değerde haczedilen mallar borçluya yeddiemin bırakılacak.
5-Yeddieminliği suistimale hapis cezası verilmeyecek.
6-Menkul haczi 3 ay, taşınmaz haczi 6 ayda düşecek.

Arkadaşlar; Bu yeni değişikliklerle birlikte avukatlık yapmak hele hele icra avukatlığı yapmanın çoğu dosyada bize bir katkısı olacağını düşünmüyorum. İş tamamen borçlunun vicdanına, iyiniyetine kalmış. İcra takiplerinde borçluya yalvaracağız artık, ne olur borcunu öde diye, tabii o da "yok ben sadece anaparayı ayda 100 tl olarak 100 ayda öderim, faiz ödemem, avukatlık ücreti ve masrafları ödemem" diye rest çekecek. Bence bundan sonra icradan bir avukatın para kazanması sadece teminatlı dosyalarda mümkün olabilir. Bilmiyorum, bence 3. yargı paketinde alacaklının hakkı ile borçlunun hakkı arasındaki denge borçlu lehine bozulmuş durumda. Bu da piyasayı olumsuz etkileyecek ve vatandaşlar ADALETTEN ÜMİDİ KESİNCE , YASA DIŞI YOLLARLA ALACAĞINI TAHSİL ETME YOLUNA GİDECEK diye korkuyorum. İhkak ı hak devreye girer ve ceza davalarında patlama olur diye düşünüyorum. Evet 3. yargı paketinde getirilen yenilikler insani olarak bakıldığında kulağa hoş geliyor ama YASA KOYUCUNUN ATLADIĞINI DÜŞÜNDÜGÜM KONU ALACAKLI VE BORÇLU ARASINDAKİ DENGENEN KURULMAMIŞ OLMASI. TAMAM EV EŞYALARI HACZEDİLMESİN. BUNUN KARŞILIĞINDA ALACAKLIYA DA BAŞKA HAKLAR VERİLEREK DENGENİN KURULMASI ŞART. YOKSA KAOS MEYDANA GELİR DİYE DÜŞÜNÜYORUM. YAKLAŞIK 700 000 ÇEK DOSYASI VARMIŞ. ORTALAMA OLARAK 1 ÇEKİN 5000 TL BEDELLİ OLDUĞUNU DÜŞÜNSENİZ ESKİ PARAYLA YAKLAŞIK 3.5 KATRİLYON TUTARINDA BİR ALACAK TAHSİL EDİLEMEZ HALE GELECEK.

Değerli meslektaşım,

Yukarıda altını çizdiğim bölüm hariç diğer bütün konulardaki görüşlerinizi paylaşıyorum.

Bu konudaki hassasiyetiniz içinde ayrıca teşekkür ederim.

Ancak ben tasarı metninde haczedilen menkul malların toplam değerinin 400. TL nin altında olması halinde (4.500.TL değil)muhafaza yapılamayacağını okudum.

Maddenin gerekçesini aşağıya alıntıladım.Bu madde Bu tasarının mantıklı bulduğum ender maddelerinden biri;


Alıntı:
Tasarının 12. maddesiyle, haczedilen taşınır malların toplam değerinin dörtyüz Türk Lirasının altında olması hâlinde bu malların borçluya yediemin olarak bırakılacağı düzenlenerek, borçlunun zorunlu ihtiyaç duyduğu ve paraya çevrilme masraflarını karşılamayacak malların muhafaza altına alınmasının ve böylece bu malların yediemin depolarına götürülmesinin önüne geçilmesi amaçlanmıştır. Uygulamada yediemin depoları gerekli altyapı ve donanıma sahip olmadan uygunsuz fizikî ortamlarda hizmet vermektedir. Bu nedenle bu depolarda bulunan malların muhafazasında ve denetiminde büyük zorluklar yaşanmaktadır.

Madde;
Alıntı:
MADDE 12- 2004 sayılı Kanunun 88 inci maddesinin ikinci, dördüncü ve beşinci fıkraları aşağıdaki şekilde değiştirilmiş ve maddeye son fıkra eklenmiştir.

“Diğer taşınır mallar, masrafı peşinen alacaklıdan alınarak münasip bir yerde muhafaza altına alınır.
Alacaklı muvafakat ederse istenildiği zaman verilmek şartiyle muvakkaten borçlu yedinde veya üçüncü şahıs nezdinde bırakılabilir. Haczedilen taşınır malların toplam değeri dörtyüz Türk Lirasının altında ise bu mallar borçluya yediemin olarak bırakılır.”


Saygılarımla,
Old 20-01-2012, 16:20   #22
mehmetcansiz

 
Varsayılan

sayın Meslektaşım; Haklısınız yayınladığım tasarıda muhafaza sınırı 400 TL gösterilmiş ama Adalet Bakanının yaptığı açıklamada bildirdiği ise brüt asgari ücretin 5 katı olarak açıklandı, demek ki hükümet tasarıda değiklik yaptı en son metine henüz ben de ulaşamadım. Sayg..


Alıntı:
Yazan janveljan
Değerli meslektaşım,

Yukarıda altını çizdiğim bölüm hariç diğer bütün konulardaki görüşlerinizi paylaşıyorum.

Bu konudaki hassasiyetiniz içinde ayrıca teşekkür ederim.

Ancak ben tasarı metninde haczedilen menkul malların toplam değerinin 400. TL nin altında olması halinde (4.500.TL değil)muhafaza yapılamayacağını okudum.

Maddenin gerekçesini aşağıya alıntıladım.Bu madde Bu tasarının mantıklı bulduğum ender maddelerinden biri;




Madde;

Saygılarımla,
Old 20-01-2012, 22:10   #23
ulasht

 
Varsayılan

SEVGİLİ MESLEKTAŞALARIM TASARI BÖYLE DEĞİL HERKES BU YAYINLARI NERDEN BULMUŞ BİLMİYORUM TASARININ GERÇEK METNİNDEN HACİZ İLE ALAKALI KISIMLARINI AKTARIYORUM AYRICA http://www.afyonbaro.org.tr/index.ph...ail&newsid=395 BU LİNKTEN HEPSİNE BAKABİLİRSİNİZ BU BUGÜN ADALET BAKANLIĞNDAN GÖNDERİLMİŞ TASARI BU HALİYLE GEÇERSE CEBRİ İCRA HAKKI SADECE DEVLETTE OLACAKTIR. KİŞİLERDE ALACAĞINI TAHSİL İÇİN BAŞKA YOLLAR ARAYACAK TASARIYA DUR DEMEK İÇİN HERKES DAVETLİDİR...

Bu hususta HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ DERNEĞİ’NDE 21/01/2012Cumartesi Günü saat sabah 10.00 da bir toplantı tertip edilecektir.

Adres : Bulgurlu Cad. Market Sok. Merkez İşhanı No:1/3
Bulgurlu / Üsküdar / İSTANBUL

Tel : (216) 650 99 15
Gsm : (532) 687 70 07
Faks : (216) 650 9916
E-mail :hukukunustunlugu@gmail.com








MADDE 8 - 2004 sayılıKanunun 82 nci maddesinin birinci fıkrasının (2) ve (3) numaralı bentleriaşağıdaki şekilde değiştirilmiş; birinci fıkrasına aşağıdaki (13) ve (14)numaralı bentler eklenmiş; maddeye aşağıdaki son fıkra eklenmiştir.

“2.Ekonomik faaliyeti, sermayesinden ziyade bedenî çalışmasına dayanan borçlununmesleğini sürdürebilmesi için gerekli olan her türlü eşya,

3.Borçlu ile aynı çatı altında yaşayan aile bireyleri için gerekli her türlü evve giyim eşyası,”

“13.Öğrenci bursları,

14.Diğer kanunlarda haczi yasaklanan mal ve haklar.”

“İcramemuru, haczi talep edilen mal veya hakların haczinin caiz olup olmadığınıdeğerlendirir ve talebin kabulüne veya reddine ilişkin kararını gerekçeliolarak verir.”

MADDE 9- 2004 sayılıKanunun 88 inci maddesinin ikinci ve dördüncü fıkraları aşağıdaki şekildedeğiştirilmiş; dördüncü fıkradan sonra gelmek üzere aşağıdaki fıkralar eklenmişve diğer fıkra buna göre teselsül ettirilmiştir.

“Diğer taşınır mallar, masrafı peşinenalacaklıdan alınarak muhafaza altına alınır. Alacaklı muvafakat ederse,istenildiği zaman verilmek şartıyla, muvakkaten borçlu yedinde veya üçüncüşahıs nezdinde bırakılabilir. Üçüncü şahsın elinde bulunan taşınır mallarhaczedilince, alacaklının muvafakati ve üçüncü şahsın kabulü hâlinde üçüncüşahsa yediemin olarak bırakılır. Haczedilen taşınır malların toplam değeriAsgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından her yıl belirlenen aylık en yüksekbrüt asgari ücret tutarının üç katından az ise borçlu yedinde veya borçlununyokluğunda üçüncü şahıs nezdinde bırakılır. Mallar satış mahallinegetirilmediği takdirde yediemin değişikliği yapılabilir.”

“Hacizlimallar, Adalet Bakanlığına ait yediemin depolarında veya bu Bakanlık tarafındanişletme yetki belgesiyle yetki verilmesi halinde yetki verilen gerçek veyatüzel kişilere ait lisanslı yediemin depolarında muhafaza edilir.”

“Yetkiverilen gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini Adalet Bakanlığının onayıylaalt işleticilere aynı standartları sağlamak koşuluyla devredebilirler. Budevir, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadankaldırmaz. Bu depoların yönetmelikte belirlenen nitelik ve şartlarauygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesi Adalet Bakanlığı tarafındanverilir.

Haczedilenmalların muhafaza işlemleri; lisanslı yediemin depolarının kuruluşuna,bulunması gereken asgarî niteliklere, depo için alınacak teminata, mallar içinmuhtemel rizikolara karşı yapılacak sigortaya; işletici olma niteliklerine,işletici lisansına, Adalet Bakanlığı tarafından bu lisansın verilmesine; AdaletBakanlığının lisanslı işletmelerle ilgili görev ve yetkilerine; faaliyetindurdurulması ya da iptali gibi idarî tedbir ve tasarruflara; bu depolarındenetimine ve diğer hususlara ilişkin esas ve usuller, Adalet Bakanlığıtarafından çıkarılacak yönetmelikte düzenlenir.

Haczedilenmalların muhafazası aşamasındaki ücretler Adalet Bakanlığınca düzenlenecektarifeyle belirlenir.”

MADDE 10- 2004 sayılıKanunun 99 uncu maddesi başlığıyla birlikte aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

“Üçüncü şahsın zilyetliği

Madde 99 - Haczedilen şey, borçlununelinde olmayıp da üzerinde mülkiyet veya diğer bir ayni hak iddia eden üçüncükişi nezdinde bulunursa, bu kişi yedieminliği kabul ettiği takdirde bu malmuhafaza altına alınmaz. İcra müdürü, üçüncü kişi aleyhine icra mahkemesindeistihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verir. Bu süre içinde icramahkemesine istihkak davası açılmaz ise üçüncü kişinin iddiası kabul edilmişsayılır. Alacaklı tarafından süresinde açılan dava sonuçlanıncaya kadar,hacizli malın satışı yapılamaz.

Haciz, üçüncü kişinin yokluğundayapılmış ve üçüncü kişi lehine istihkak iddiasında bulunulmuş ise birinci fıkrahükümleri uygulanır.

Talephalinde, asıl davayla birlikte, kötü niyetli olduğu anlaşılan alacaklı veyaüçüncü kişi aleyhine mahçuz malın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzeretazminata da hükmolunur.”

BU KONU HEPİMİZİN MESELESİ İCRA İŞİ İLE UĞRAŞMAYAN VEKİL YOK GİBİ AĞIRLIĞINI İCRAYA VEEN VEKİLLER İCRA DA İŞ KALMAYINCA HUKUK DAVALARI VE CEZA DAVALARI ALMAYA BAŞLAYACAK BUNUN SIKINTISI ŞUDUR ZATEN PASTA KÜÇÜCÜKTÜ... ŞİMDİ DAHA NE KADAR KÜÇÜLECEK... YANLARIMIZDA İCRA İÇİN ÇALIŞAN İNSANLARI DA İŞTEN ÇIKARTMAMAMIZ GEREKECEK.... BU İŞİN BİZİM TARAFI ÖBÜR TARAFTA EVDE HACİZ İŞLEMİ SADECE Bİ BASKI GÜCÜ EVE GİDİPTE SÜREKLİ HACİZ YAPAN KAÇ OFİS VAR BİR ELİN PARMAĞINI GEÇMEZ AYRICA EV HACZİ OLSUN DİĞER HACİZLER BORÇLUYA PARA ÖDETMEK İÇİNDİR... MÜNFERİT SORUNLAR OLMUŞTUR. AMA BU HALİYLE DE O KADAR ALACAKLININ ALACAĞINI TAHSİL EDEMEMESİ YENİ DRAMLARI ORTAYA ÇIKARACAKTIR.




Old 21-01-2012, 15:29   #24
ncolawyer

 
Varsayılan

eğer kanun bu şekliyle yasalaşırsa..ki malesef gidişat o yönde benim avukatlık yapma hayalimda sönüp gidecek sanırım....umarım aklı selim iş başına gelirde bu şekliyle yasalaşmaz ..sanırım o zaman bende yeraltına inmek..birnevi mafya olmak zorunda kalcağım çünkü hiçbir borçlu zorlanmadan borcunu ödemez bide profosyenel borçlular varki malumunuz onlar...bilemiyorum bu mesleğin sonu ne olacak..
Old 21-01-2012, 20:42   #25
tiryakim

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan mehmetcansiz
Dahasi Var 5000 Tl Nİn Altindakİ Taahhütlerden Dolayi Ceza Verilmeyecek. Artık Borçlunun Taşınmazı, Arabasi Ve Maaşı yoksa Yapacak Bİrşey Yok... Sadece BorÇluya İcra Memuruyla bİrlİkte giderek çay İÇİp, ona şirin Görünüp GönlÜnce Borcunu Nasil ÖdeyebİleceĞİnİ Sorup GeleceĞİz. ÖdemedİĞİnde De Telefon AÇip " KardeŞİn SÖzÜnÜ Tutmadin, Herhalde Bİr Sikinvar Ne Zaman Ödeme Yapabİleceksİn. Senİ Rahatsiz Etmek İÇİn Aramiyorum, Sadece Ödeme YapabİleceĞİn Tarİhİ Bana Bİldİrİrsen Sevİnİrİm, Ona GÖre Notumu AlacaĞim, 1 Yil 5 Yil 10 Yil Sonra Farketmez, Ne Zaman MÜsaİt Olursan Öde Beklİyorum, Sana Herzaman Kapim AÇik" Mi DİyeceĞİz. BÖyle Bİr Durumda MÜvekkİl Bİze Nİye İŞ Versİn Kİ Kendİsİ Bİzden Daha GÜzel Tahsİlat Yapar Ve Psİkolojİk Baski Kurar.

5000 TL nin altındaki taahhütlere ceza verilmeyeceği nerede yazıyor üstadım
Old 21-01-2012, 20:45   #26
ulasht

 
Varsayılan

yeni yargı paketi ile aslında oasgari ücret altında ki borçlar içindir
Old 21-01-2012, 20:46   #27
tiryakim

 
Varsayılan

Tedaşın kaç elektrikleri,( 0 - 3000 TL arası ) bankaların kredi kartları, ( 0 - 3000 TL arası ) telekom telefon faturaları ( 0 - 200 TL arası ) bu alacaklar ne olacak ... soruyorum sizlere ne olacak
Old 21-01-2012, 20:50   #28
ulasht

 
Varsayılan

MADDE 6- 2004 sayılı Kanunun 42 ncimaddesine aşağıdaki fıkralar eklenmiştir.
“Hacizyoluyla ilamsız takiplere başlanmadan önce, asıl alacak tutarı Asgari ÜcretTespit Komisyonu tarafından on altı yaşından büyükler için her yıl belirlenenaylık en yüksek brüt asgari ücret tutarının altında ise alacaklı, borçlununbilinen en son adresine iadeli taahhütlü posta yoluyla meşruhatlı ödemeye davetyazısı göndermek zorundadır. Bu ödemeye davet yazısında;
1.Alacaklının adı soyadı, varsa Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası veya vergikimlik numarası, adresi,
2.Talebe konu alacak veya istenen teminatın Türk parasıyla tutarı ve faizlialacaklarda talep edilirse faizin miktarı ile işlemeye başladığı gün, alacakveya teminat yabancı para ise alacağın hangi tarihteki kur üzerinden talepedildiği ve faizi,
3.Alacak, belge veya senede dayandırılıyor ise sureti, yoksa borcun sebebi,
4.Bu ödemeye davet yazısı için harcanan posta gideri,
5.Ödemenin yapılması istenen banka adı ile alacaklıya ait hesap numarası,
6.Tebliğ tarihinden itibaren beş iş günü içinde (2) numaralı bent gereğibelirlenen tutar ile ödemeye davet yazısı için harcanan posta giderininödenmesi gerektiği,
7.Beş iş günü içinde (6) numaralı bent gereği ödenmesi gereken tutarın ödenmemesihalinde cebri icra yoluna başvurulacağı,
Hususlarıbildirilir.
Ödemeyedavet yazısının tebliğ edilememesi veya bu davete rağmen beş iş günü içindeödeme yapılmaması halinde icra takibine başlanabilir.
Bumaddede düzenlenen hususları incelemek görev ve yetkisi icra müdürüne aittir.”
YENİ HUKUK PLATFORMU:
DEĞİŞİKLİĞİN 6. MADDESİ İLE İLGİLİ MADDEKAPSAMINDA KARŞIT GÖRÜŞÜDÜR.
İcra ve iflas dairelerince ilamsızicra takibi ile daha hızlı sonuç elde edebilecekken alacaklının karşı tarafıihtar için geçirdiği süre tebliğ edilsin veya edilmesin ihtarın şartlarınauygun yapılıp yapılmadığı koşulları ile ihtarın şartlarının noksanlığınedeniyle icra mahkemelerine yapılacak şikayetler başlı başına bir iş yüküdür.
Hak keza alacaklı, alacağını tahsiliçin yasal yollara başvurmadan önce onlarca kez borçluyu aramakta ihtaretmektedir. Alacağını alamayana ayrıca ek posta masrafı yaptırmak sadece Postaneİşletmesi için kazanç sağlayacaktır.
Tasarının 6.3 fıkrası ise kesinlikleanlaşılamaz niteliktedir. Bu madde ile beraber hem borçluya hem de alacaklıyazarar verilmektedir. Abonelik sözleşmesinedayanan her türlü alacak eğer brüt asgari tutarının altında ise ilamsız icratakibine konu olmayacak denmektedir. Abonelik sözleşmesi ile çalışan bütünkurumlar alacağının ödenmediği ilk günde zararının artmaması için (elektrik,su, doğalgaz ki bunlar hayati nitelikte önemlidir.) aboneliği sonlandıracaktır.Konunun diğer bir tarafı ise daha vahim olup Bakanlığın açıkladığı iş yükününazaltılma iddiasını tamamen terse döndüren durumdur. İlamsız yolla icra takibiyapamayan alacaklı alacağının sağlanması için ASLİYE HUKUK MAHKEMLERİNDE (TüketiciMahkemeleri ) alacağının tahsili için ilam almaya çalışacaktır. Böyleliklehaksızlığı ilam yoluyla gidermeye çalışan alacaklı, istemese de borçlununsırtına mahkeme masrafları avukatlık ücretini de yükleyecektir. Asliye Mahkemeleriabonelikten doğan alacağın tasdik makamı haline getirilecektir. Hukuk mahkemelerindeki dava yükü çoğalacaktır.

Yukarda açıkladığımız gerekçelerlemaddenin son fıkrasının tamamen kaldırılması gerekmektedir.
Old 21-01-2012, 21:10   #30
tiryakim

 
Varsayılan

Alacaklıların hakları ne olacak peki bu durumda ?
Alacaklıyı devlet korumuyor peki alacaklının borçluya karşı olan kinine borçluya karşı olan nefretine karşı borçluyu kim koruyacak
?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
TCK'daki “Suçu bildirmeme“ suçu iptal tiryakim Hukuk Haberleri 5 07-07-2011 16:02
Hırsızın ölümüne neden olan ev sahibine 10 yıl Av. Engin EKİCİ Hukuk Haberleri 8 27-04-2010 17:12
Devletin eli artık hırsızın ensesinde Kavaz Hukuk Haberleri 0 03-11-2006 01:53


THS Sunucusu bu sayfayı 0,12605691 saniyede 15 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.