Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Tanık veya olayın tarafı olan C.Savcısının Duruşmaya katılması

Yanıt
Old 16-09-2007, 19:30   #1
üye19576

 
Varsayılan Tanık veya olayın tarafı olan C.Savcısının Duruşmaya katılması

Tanık veya olayın tarafı olan C.Savcısının Duruşmaya katılması

Bir davada tanık sıfatı ile dinlenen C.Savcısının, bu davanın duruşmalarına iştirakinin mümkün olup olmadığı noktasında, Adalet Bakanlığının 23.11.1990 tarih ve 49010 sayılı mütalaasına göre;
C.Savcısının tanık olarak dinlenirken, iddia makamında başka bir savcının bulunmasının zorunlu olduğu belirtilmiş ve dayanak olarak Yargıtay 4.Ceza Dairesinin 14.05.1963 tarih ve 4154/4917 sayılı kararı gösterilmiştir.

Diğer taraftan, Adalet Bakanlığının 31.10.1994 tarih ve 25872 sayılı mütalaasına göre;
Müşteki durumunda bulunan C.Savcısının kamu adına dava açabileceği gibi duruşmalarda hazır bulunabileceği belirtilmiş ve dayanak olarak Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 26.06.1944 tarih ve 177/176 sayılı kararında tespit ve değerlendirmesine yer verilmiştir.

Oysa; 24.02.1983 tarih ve 2802 sayılı Hakimler Ve Savcılar Kanununun “Disiplin Cezaları” başlıklı 62.maddesinde “Hakim ve savcılara; sıfat ve görevleri gereklerine uymayan hal ve hareketlerinin tespit edilmesi üzerine durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca aşağıda yazılı disiplin cezalarından biri verilir” hükmü yer almaktadır.
Aynı yasanın “Yer Değiştirme Cezası” başlıklı 68/b.maddesinde “Yaptıkları işler veya davranışlarıyla görevini doğru ve tarafsız yapamayacağı kanısını uyandırmak” fiilinin karşılığının yer değiştirme cezası ile yaptırıma bağlandığı anlaşılmaktadır.
Yasanın 69/son.maddesinde de “Disiplin cezasının uygulanmasını gerektiren fiil suç teşkil etmezse ve hükümlülüğü gerektirmese bile mesleğin şeref ve onurunu ve memuriyet nüfuz ve itibarını bozacak nitelikte görüldüğü takdirde de meslekten çıkarma cezası verilir.” Hükmü yer almaktadır.

Her iki mütalaanın tarihlerinin 1990 ve 1994 olması, dayanaklarının ise 1944 ve 1963 tarihli içtihatların olması, bu dayanaklardan sonra ki tarihte 24.02.1983 tarihinde 2802 sayılı Hakim ve Savcılar Kanunun çıkarılması ve bu yasada bu dayanak içtihatlarda yer alan tespitlere uyumsuz hükümlerin getirilmiş olması, ancak bu hükümlerin 1990 ve 1994 tarihli mütalaalarda değinilmemiş olması hakkında görüşlerinizi paylaşırsanız sevinirim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
tanığın önceden ses kaydı alınarak daha sonra duruşmaya tanık sıfatıyla çağrılması buketoz Meslektaşların Soruları 6 26-11-2008 13:49
özel hukuk iş yoğunluğu olan avukatlık bürosu veya hukuk departmanında çalışmak istiy mecituz Adliye Duvarı 2 08-09-2007 12:38
Çocuğa velayeten açılacak isim tashihi davası - anne babanın duruşmaya katılması Burak Demirci Meslektaşların Soruları 5 27-03-2007 09:21
Tanık veya Bir Başkasına Mahkemede Tercüman Atanması!! Kemal Yıldırım Hukuk Soruları Arşivi 1 06-01-2007 16:20


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04897809 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.