Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

şufa davasında muvazaanın ispatı

Yanıt
Old 24-01-2007, 14:10   #1
Fatma KAPUÇAM

 
Varsayılan şufa davasında muvazaanın ispatı

Müşterek mülkiyet paydaşlarından biri kendi hissesini başka bir şahsa satmıştır.Bu satış tapu kayıtlarında mevcuttur.Müvekkil de bu satışa istinaden şufa davası açmış ise de payını satan paydaş bu satışın gerçekte satış olmadığını teminat için yapıldığını ve muvazaalı olduğunu ileri sürmüşlerdir.Aradan kısa bir süre sonra bu olay nedeniyle hissesini satan paydaş bu olay nedeniyle müvekkili öldürmüştür.Ağır Ceza mahkemesinde yapılan yargılama esnasında satın alan taraf arada satım sözleşmesi olmasığını muvazaa olduğunu söylemiştir.Asli,ye hukuk mahkemesi de sufa davasını reddetmiş,gereköe olarak da mahkeme önündeki ikrar(ağır ceza)senet hükmündedir diyerek muvazaanın ispat ediildiğini söylemiştir.Şimdi benim sorum bu gerekçe ne derece doğru ve ikrarı yapan şahıs satım sözleşmesinin tarafı olduğuna göre danışıklı dövüş yok mu?kararı temyiz etmeyi düşünüyorum.İlgili yargıtay kararı olan varsa sevinirim..şimdiden teşekkürler </I>
Old 24-01-2007, 18:18   #2
Av.Bülent Özkan

 
Varsayılan cevap

Sayın Fatma Kapuçam ;
Evvela belirtmek gerekir ki; söz konusu ikrar belirtildiği gibi kesin delildir. Bu surette satışın muvazaalı olduğu ispatlanarak tasarrufun iptali davası açmak gerekecektir. Fakat anladığım kadarıyla müvekkilinizin varisleri söz konusu yeri kendileri almak istemektedirler. Bu halde tasarrufun iptali suretiyle sizin açınızdan bir fayda sağlanamayacaktır. Zira tapu muvazaalı satış yapana geri dönmüş olacaktır. Ama Hukuk Mahkemesinde bir husus atlanmıştır. Kimse kendi muvazaasından yararlanamaz.Savunma olarak ileri süremez.Sürse bile bu kural gereği muvazaa iddiasının muvazaalı işlem tarafları açısından kabul edilmemesi gerekir. Yargıtay içtihatları ile de sabittir. O halde yapılacak iş Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen şufa davasının reddine ilişkin kararı bu gerekçe ile temyiz etmektir. Kanaatimce olumlu sonuç alınabilir...
Saygılarımla
Old 24-01-2007, 19:15   #3
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Soruda bir karışıklık göze çarpıyor: paydaşın açtığı şuf'a davasında , payını satan şahsın muvazaa savunmasında bulunduğu , satın alan şahsın da ceza mahkemesinde ikrarda bulunduğu söyleniyor. Oysa şuf'a davası payı satan şahıs aleyhine değil, satın alan şahıs aleyhine açılır. Dolayısı ile satan şahsın şuf'a davasında muvazaa savunması yapması durumu gerçekleşemez.

Soru sorulduğu şekildemi, yoksa bir karışıklık yapılmış mı? Kim muvazaa savunmasında ,kim ikrarda bulunmuş .Ayrıca satıcı ile alıcı arasında akrabalık ilişkisi varmı . Soru sahibi bir açıklama yaparsa daha sağlıklı yanıtlayabiliriz.

Saygılarımla.
Old 25-01-2007, 12:08   #4
Fatma KAPUÇAM

 
Varsayılan

haklısınız yücel Bey burda şufa davasını biz açtık.muvazaa iddiasında diğer paydaş bulundu.ve bizim müvekkili öldürdü.Ceza mahkemesinde muvazaa olduğunu söyleyen de satışı yapan paydaş yani sanık.Lütfen bu konuda yardımcı olun.Örnek yargıtay kararı varsa ya da kaynak çok sevinirim
Old 25-01-2007, 14:00   #5
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

“Davalı satım akdinin tarafı olduğu için önalım davasına konu olan müşterek mülkiyetteki payın temlikinde muvazaa savunmasında bulunması Yargıtay’ca kabul edilmemiştir. Davalı intikalin gerçek bir satım olmadığını ileriye süremez. Kendisi resmi aktin tarafı olduğundan aktin mahiyeti hakkındaki muvazaa iddiası dinlenmez. Yargıtay’ın yerleşen içtihatları bu yöndedir.”

Ancak Yargıtayın 27.03.1957 T. 12/2 sayılı İçtihatı Birleştirme Kararı bu genel kurala bir istisna getirmiştir. Eğer alıcı ile satıcı arasında mirasçılık ilişkisi varsa yani birbirinin mirasçısı olabilecekse, ( karı-koca, evlat, yakın akraba gibi ) temlikin satış olmayıp hibe olduğu iddiası ileriye sürülebilecek ve iddia tanık dahil her türlü delille ispat edilebilecektir. Bu durumda davada her iki tarafa delillerini bildirilmesi için süre tanınması, tanıklarının dinlenmesi , gerekirse keşif yapılması ve durumun ona göre takdiri gerekir.

KAYNAK ; Müslim TUNABOYLU, Önalım Davaları ,2004, Seçkin Yayınları Ankara , sh:194 deki açıklalar ve dev.daki Yargıtay kararları

Somut olayda, alıcı ile satıcı arasında mirasçılık ilişkisi olup olmadığını varsa mahkemenin bu kapsamda bir araştırma yapıp yapmadığını bilmiyoruz. Bunlara uyulmamış ise yasaya aykırılık ve eksik inceleme söz konusu olabilir.
Soruda ikrardan söz ediliyor. HUMK 236 mad. sine göre ikrar bir davada davacı veya davalının karşı tarafın iddiasının doğru olduğunu bildirmesidir. Alıcı ile satıcı şufa davasında davacı, davalı konumunda değildir. Birbirinin iddiasını doğrulamaları ancak kendilerini bağlar 3. kişi davacıya karşı hüküm ifade etmez. Kaldı ki, tapudaki satım akdinin tarafları olan kişilerin kendi muvazaalarına dayanarak 3. Kişiden hak elde etmeleri mümkün olamaz. Bu yönden satıcının ceza mahkemesindeki beyanı şufa davası için ikrar niteliğinde olmayıp , beyanda bulunanın satım aktinin tarafı olması nedeniyle sözlerinin davacı aleyhine bir delil teşkil etmeyeceği kanısındayım.

Saygılarımla.

T.C.
YARGITAY
6. HUKUK DAİRESİ
E. 2003/4177
K. 2003/4306
T. 9.6.2003
DAVA : Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı önalım davasına dair karar davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
KARAR : Dava, önalım hakkına dayalı olarak payın iptali ve davacı adına tesciline ilişkindir. Mahkemece yapılan temlikin satım olmadığından sözedilerek davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz olunmuştur.
Taşınmaz mülkiyetinin kanundan doğan kısıtlamalarından olan önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda bir payın kısmen ve tamamen üçüncü şahsa satılması halinde diğer paydaşlara öncelikle satın alma yetkisini veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar. Payın satımı ile kullanılabilir hale gelir. Bu hakkın satıma ıttıla tarihinden itibaren bir ay, herhalde on yıl içinde de kullanılması gerekir. Payın ilişkin bulunduğu taşınmaz paydaşlar arasında rızaen bölüşülmüş ve uzun süre o şekilde kullanılmakta ise bu hakkın kullanılması, yerleşen içtihatlara göre iyi niyetle bağdaşmaz.
Davaya konu edilen pay 22.11.1993 tarihinde 15.000.000.-TL bedelle davalı Suat Arslanoğluna satıldığı celbedilen tapu kaydından anlaşılmaktadır. Davalı yapılan temlikin satım olmadığını savunmuş, bu konuda şahit ikame etmiştir. Davalı bu savunmasıyla sözleşmede muvaaza olduğu savunmasına dayanmıştır. Sözleşmede taraf olan davalının bu savunması konusunda şahit dinlenmesi ve yapılan temlikin satım olmadığının kabulü doğru değildir. Davanın süresinde ikame edilmediği ve taşınmazın bölünerek paylaşıldığı yolundaki savunma üzerinde durulması ve bu konuda taraf delillerinin toplanması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ret kararı verilmesi hatalı olmuştur.
SONUÇ : Hükmün yukarıda açıklanan nedenle BOZULMASINA ve istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 09.06.2003 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


Old 25-01-2007, 14:22   #6
attorneytalay

 
Varsayılan

Konudan biraz ayrılmakla birlikte bir şey sormak istiyorum,

Benim eklediğim şu nokta var. muvazaalı işlemin tarafları da muvaazayı ancak belgeyle kanıtlayabilirler diye biliyorum(Humk md 288 gereği) örneğin bu olayda sanık olan muvaazalı işlemin tarafı ( payı satan) elinde yazılı belge varsa muvaazayı kanıtlayabilir diye düşünüyorum ki. Prof.Dr Ahmet Kılıçoğlu da kitabında bu şekilde bahsetmiş.

Yanılıyor muyum? Acaba Yargıtay aksi görüşte mi?

Teşekkürler

Talay
Old 25-01-2007, 20:07   #7
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

(attorneytalay) ın sorusu hakkında görüşümü şöylece ifade edebilirim;

Taraf muvazaası 05.02.1947 T. 20/6 sayılı İç.B.Kararı gereği yazılı belge ile ispat edilir. Yazılı delil başlangıcı varsa tanık dinlenebilir. İkrar da yazılı belge gibi hüküm ve sonuç doğurur. Gerek yargı kararlarında ve gerekse öğretideki kurallar bu şe
kildedir. Sözünü ettiğiniz bilgi de doğrudur.

Ne varki; bu kurallar sözleşmenin tarafı olan kişiler yönünden hüküm ifade eder. 3. Kişileri bağlamaz. Kişi kendi muvazaasını 3.kişiye karşı ileriye süremez.

Soruda geçen olaya bakarsak , taşınmazı satan ile satın alan arasında bir ihtilaf çıkarsa ortada yazılı belge , ikrar varsa alıcı veya satıcı sözleşmenin karşı tarafı yönünden muvazaa iddiasında bulunabilir. Fakat somut olay öyle değildir. 3.
Kişi konumundaki davacı şufa davası açıyor. Alıcı veya satıcı diğeri yönünden ikrarda bulunuyor. Aralarında yazılı belge de düzenleseler ikrarda da bulunsalar ( ilk cevabımda belirttiğim yakın akrabalık da beliren durum dışında ) şufa alacaklısını (davacıyı) bağlamaz.Şufa alacaklısı tapudaki resmi sözleşmeye göre hareket eder. Diye Düşünüyorum.

Saygılarımla.
Not: (sonradan eklenmiştir.) Bunun gibi, şuf'a davasında satım akdinin tarafı olmayan davacı satış bedelinde muvazaa olduğunu fazla gösterildiğini ileriye sürebilir. İddiasını her türlü delille ispat edebilir. Satım akdinin tarafı olan davalı bedelde muvazaa olduğunu bedelin az gösterildiğini ileriye süremez. Ayrıca ,
" şufa davasında satıcı kişi şahit olarak gösterilirse , tapudaki resmi aktin hilafını olan beyanına itibar edilmez " ( 6.HD. 30.09.1975 T. 5300-5949)


Old 14-01-2009, 10:15   #8
Ayfan Pısıl

 
Varsayılan

yücel bey teşekkürler açıklamalarınız için..

bir sorum var şufa dışında,
henüz muayyen olmayan bir alacak için ileride yapmayı düşündüğü icra takibinin akamete uğramaması için borçlu olan kişinin yaptığı işlemin muvazaalı olması nedeniyle ipral edilmesi talebi ile açılan davada davacı 3. kişi (satıcının alacaklısı olması muhtemel olan kişi) muvaazaa iddiasını her türlü delil ile ispatlayabilir mi?
Old 14-01-2009, 13:56   #9
Yücel Kocabaş

 
Varsayılan

Burada muvazaa her türlü delille ispatlanabilir.
Bu arada alacağın varlığının da ispatlanması gerekir.
Diye düşünüyorum.
Old 25-01-2010, 13:19   #10
Av.pınar ece

 
Varsayılan

Pekİ EŞler Arasindakİ SatiŞ Ne Kadar GeÇerlİdİr.
Old 25-01-2010, 13:20   #11
Av.pınar ece

 
Varsayılan

EĞER bunu yapan eş ise bu durumda ne yapılabilir ve muvazaa hükümleri burada ne kadar işler eğer biliyorsanız cevaplandırırsanız sevinirim
saygılarımla
Old 09-05-2013, 22:54   #12
didem kunal

 
Varsayılan

Satış vaadi sözleşmesine dayanılarak tapu iptal ve tescil davası devam ederken müvekkillerim paylı mülkiyetteki taşınmazın 3. kişiye geçmesini engellemek için şufa davası açıp kazanıyorlar. Şufa davasının sonucu olarakda tapu iptal davası devam ederken tapuda yeni malıkler adına tescil yapılıyor. Daha sonra tapu iptal davası sonuclanıyor ancak bu defa tapudaki yeni malikleri gördüğü için ilamını icraya koyamıyor.
Aynı davacı bu defa yeni malikleri de davaya dahil ederek yeni ve ayrı bir tapu iptal ve tescil davası açıyor. Davada, şufa davasıyla yasal hakkımızı korudugumuz savunuyorz. Ayrıca satış vaadinin tarafı olmadığımızı da savunuyoruz. Dava önce lehimize sonuçlanıyor,yargıtaya gidiyor orda da lehimize karar çıkıyor.Derken karar düzeltmede bozuluyor. Gerekçesi de "ilk açılan tapu iptal davasında, tapuyu devralan davalı bu taşınmazı muvazaalı olarak aldığını bedel ödemediğini daha sonra taşınmazı devreeceğini" söylemesi.
İlk derece mahkemesi, bozma kararına uyuyor. Şimdi savunmamızda ben de kişinin kendi muvazaasını 3.kiilere karşı ileri süremeyeceğini ya da bunun bir ikrar olmadığını ileri sürebilir miyim?
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
yıllık ücretli iznin kullandırıldığının ispatı hk Almıla Meslektaşların Soruları 1 23-01-2007 18:27
Şifahi sözleşmenin ispatı için Noter Ihtarnamesi çekilmesi Av.Ufuk Meslektaşların Soruları 3 12-01-2007 11:38
Şufa hakkı Burak Demirci Meslektaşların Soruları 1 03-01-2007 23:52
Şufa Davasında Tedbir Nasıl Kalkar nefise Meslektaşların Soruları 1 01-12-2006 18:34
şufa davasında şahit şubat Hukuk Soruları Arşivi 1 08-05-2006 18:56


THS Sunucusu bu sayfayı 0,05478907 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.