Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Hukuk Sohbetleri Hukuki yorumlar, görüşler ve tartışmalar.. Soru niteliği taşımayan her türlü hukuki sohbet için.

Duruşmada Savcının Avukata kravatsızsın diye kimlik sorması. :(

Yanıt
Old 06-05-2009, 14:06   #61
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Sayın Zeynel,

Şayet kimliği, duruşmayı yönetme yetkisini haiz tek kişi olan yargıç sorsaydı, muhtemelen böyle bir forum başlığı açılmayacaktı.

Burada tartışmak istediğimiz konu, duruşma esnasında iddia makamının yargıca ait olan bir yetkiyi kullanması; yargıcın da bu yetki gaspına susarak zımni onay vermesidir.

Siz konuya daha çok, savcının şüphelenmekte haklı olmasından yaklaşıyorsunuz. Bir an için bu şüphenin makul / haklı olduğunu peşinen kabul etsek bile, yine de olması gereken, savcının, avukatın kimliğinin sorulması için yargıca talepte bulunmasıdır.

Nüans işte burada.

Selam ve saygılarımla...
Old 06-05-2009, 14:35   #62
üye3578

 
Varsayılan

Sayın Av.Hakan Eren,

Forumdaki konuyu açan arkadaş, daha sonraki bir mesajında C.Savcısının zaten kendisinin avukat olduğunu bildiğini belirtmiş. Şayet böyle ise, bunun bir fevri davranış olduğunu kabul eder ve bu nedenle bu hareketi tartışmam.

Ancak, eğer C.Savcısı avukatı tanımıyor ve daha duruşma başlamadan, duruşma hazırlığı safhasında, tarafların duruşma salonuna girdiği sırada, kravatsız biri avukatlara ait tarafa oturmuşsa, burada daha önceki mesajlarımda belirttiğim şekilde C.Savcısı kimlik tesbiti yaptırabilir. Henüz duruşma başlamadığı için, o safhada hakimin idaresinde olan bir duruşma olmadığı kanaatindeyim. Selam ve saygılarımla..
Old 06-05-2009, 17:10   #63
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
...
burada daha önceki mesajlarımda belirttiğim şekilde C.Savcısı kimlik tesbiti yaptırabilir.
...

Sayın Zeynel,

Bir hukuk prensibi olarak aktarmalıyım; hiçkimse kaynağını yasalardan almadığı bir yetkiyi kullanamaz.

İddia makamının, tartıştığımız olay çerçevesinde, avukat hakkında ya da yargılamanın diğer süjeleri (sanık - şikayetçi - katılan - tanık vs.) için sizin deyiminizle "kimlik tespiti" (ben bu işlemi kimlik sorma olarak tanımlıyorum) yapabileceğine dair düşüncenizin yasal dayanağı nedir?

Selam ve saygılar...
Old 08-05-2009, 09:29   #64
üye3578

 
Varsayılan

Sayın Av.Hakan Eren,

2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu 5. maddeye göre; hakimler ve savcılar, idari görevleri bakımından Adalet Bakanlığına bağlıdırlar.

Bu bağlamda, Adliye binalarının güvenliği ile ilgili Adalet Bakanlığının birçok genelgesi ve bu genelgelere göre C.Başsavcılarınca bu hususta alınan önlemler ve düzenlemeler bulunmaktadır.

Benim mesajlarımda kasdettiğim, C.Savcısının güvenlik anlamında veya bir sahteciliği engellemek anlamında kimlik tespiti yaptırmasıdır. Bu konuda yasal dayanak sorunu olduğunu sanmıyorum.

Karine olarak insanlar ve bu bağlamda C.Savcısını iyiniyetli kabul etmemiz gerektiğinden, meslektaşımızın kimliği hakkında duyduğu şüphenin, meslektaşımızı taciz eder nitelikte ve yetkisini aşmış durumda olmadığını düşünüyorum.

Selam ve saygılar..
Old 08-05-2009, 12:04   #65
Av.Necdet Yıldırım

 
Varsayılan

Değerli meslektaşlarım;
Türkiye Cumhuriyet Devleti Anayasasında yazılı olduğu üzere, Laik Demokratik bir bir Hukuk Devletidir. Hukuk devletinin nasıl işleyeceğine dair Hukuki normları vardır. Egemenlik hakkının kullanılmasından tutunda, diğer işleyişlere kadar, tüm konularda Temel yasa Anayasa olmak üzere, bir manzumeler bütünlüğü içinde düzenlenmiş hükümlerle yönetilmektedir. Diyelim. Ya da en azından öyle olduğunu ummalıyız. Her alanda olduğu üzere bu alanlarda da konulmuş Hukuk normlarına aykırı eylem ve işlemler olabilir. Kuvvetler ayrılığı prensibi uyarınca bu hakkı kullanan Yargı erki üç temel ayak üzerinde oturtulmuştur. Sav olarak Savcılık Makamı(İddia makamı)savunma yerinde Avukatlık mesleği, Savunma Makamı, ikisinin tartışmasını sonuca bağlayan Yargıya varan Yargıçlık makamı. Yine bir arkadaşımızın belirlemiş olduğu üzere, iddia ve savunma arasında gerek yeni CMK ile gerekse AİHM'nin kararlarında "Silahların eşitliği" prensibi benimsenmiştir. Silahların eşitliği prensibi Sav ve Savunmanın aynı haklara sahip olarak,uyumazlıkla ilgili faaliyetlerini tarif etmektedir.Her ne kadar; Marangoz hatasından kaynaklanan! Savın yukarıda, savunmanın aşağıda oturması düzeni, henüz kesin bir olarak belirten bir normun varlığı kabul edilmiyor ise de, bu durumu onaylayan bir Hukuk Kuralıda yasalarda yoktur."Anayasa Mahkemesi bu durumu kendi içinde yeni binasında düzenlemiştir"Bu durumunda zaman içinde düzeltilmesi için yaygın bir mücadele gerekmektedir.
Savcı ve Avukatların yasalarla belirlenmiş görevleri vardır.Herkes bu görev alanında işini icra eder.Mahkeme yönetmeliklerine göre Mahkemeyi yargıç yönetir.CMK'da da bu husus açıkça ifade edilmektedir.Mahkemenin duruşma salonuna girildikten sonra sadece Yargıç talimat verebilir.Ne İddia makamının nede Savunma makamının talimat verme veya herhangi bir şekilde Mahkeme salonunda bulunan görevlileri,tarafları,mahkemece çağrılmış,tanıkları veya diğer görevlileri herhangi bir talimatla talimatlandırması mümkün değildir.(CMK Md.200 de direk soru sorma hakkı ve bazı özel hükümlerde göreve ilişkin yapılacak şeyler hariç.)
Gerek yargıçların nasıl giyineceklerine dair, gerek İddia ve Savunma makamlarının kılık kıyafetlerini düzenleyen her makamın bağlı olduğu kurum veya Mesleki kuruluşun yönetmelikleri ile belirlenmiştir. Bu alanda herhangi bir keyfiliğe birazcık kısmi belirsizlikler hariç yer bırakılmamıştır. Savunma makamını oluşturan Avukatların T.B.B nin Sayın Önder Sav döneminde yayınlanmış bir kılık kıyafet yönetmeliği mevcuttur. Bu yönetmelikle mevsim koşulları hariç Avukatların kravat takma ve belli bir kıyafetle duruşmaya girmeleri zorunlu hale getirilmiştir. Birlik yönetiminden veya arşivinden temin edebilirsiniz.
Duruşma salonunda sayın meslektaşlarımızın mesleklerinin saygınlığını şüpheye düşüren, kıyafetlerden ve davranışlardan kaçınmasında, mesleki kurallar ve çıkarlar bakımından yarar vardır. Biz kurallara uyalım. Çünkü hukukçular sadece yasalarla durum izahı yapabilirler. Hiç bir şekilde yasa ile bağdaşmayan bir tutum izleyemeyecekleri gibi başkalarının yasalara uygun olmayan talep ve eylemlerine sadece ve sadece Hukuki kurallarla yanıt verirler. Hukukçu olmak bunu zorunlu kılmaktadır. Zira "Hukukun üstünlüğü " ilkesini öncelikle biz hayata geçirmek zorundayız
Sayın savcının Meslektaşımıza yaptığına gelince;
Hiç bir hukuki norm Sayın Savcının Mahkeme salonunda herhangi bir kişiye talimat vermesine yer vermemektedir. Ancak mahkemeden duyduğu şüphe nedeni ile kimlik kontrolünün yapılmasını talep edebilir. Aynı hak Avukat içinde vardır. Bu kadar. Sadece talep edebilir. Bunun ötesindeki bir tutumu Hukuka aykırıdır, soruşturma gerekir. Sıkandaldır, kendini başka bir şey olarak görmektir. Bunu bir Hukukçuya yakıştırmak olanaklı değildir.
Sayın meslektaşımın öncelikle bu konularda biraz çalışarak öncelikle yukarıda izah ettiğim mevzuata hâkim olmaya çalışması gerekir. Savcının talebine karşılık olarak, Hukuki durumu izah ederek yerine getirmemesi ve Savcıyı nezakete ve kurallara uyması için Mahkeme Yargıcından talepte bulunması gerekir. Bunun yapılmaması halinde Yargıç ve Savcı hakkında Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kuruluna şikâyet edeceği hakkını hatırlatması ve tutanağa geçirtmesi gereklidir.
Bunun dışındaki söylem ve eylemler ne Hukukçu kimliğimizle bağdaşır, ne de Medeni insan olmanın nezaketi ila bağdaşır. Biz Hukukçular Hukuki normlarla konuşur, normların gerektirdiği açık hükümlere uyarız. Bizim Kanunların ve mevzuatın öngörmediği bir talimat ve benzeri hukuk dışı taleplere kapalı olduğumuzu herkese hatırlatmamız lazımdır.
Mesleğinizde ve yaşamınızda güzellikler ve esenlikler dilerim. Saygılarımla.


Av. Necdet YILDIRIM
Old 08-05-2009, 13:08   #66
üye3578

 
Varsayılan

Sayın Hukukçu meslektaşlarım,

Duruşma ile duruşma salonu ayrımına dikkat çekmek isterim. Duruşma bir eylem, duruşma salonu ise o eylemin yapıldığı mekandır.

CMK. 191/1 m.de duruşmanın başlaması başlığı altında; Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Mahkemenin başkanı veya hakim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar... şeklinde düzenlenmiştir.

CMK. 203/1 m.de : Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır..

Bu hükümler hepimizin malumudur. Ancak doğal olarak, her hukukçu bu hükümleri farklı, kendi hukuk anlayışına göre yorumlar. Asla yorumlarımın en doğru olduğu iddiasında olmadım. Ancak, gerek hukuki bilgilerimizi paylaşıp, bilgi dağarcığımızı arttırmak ve gerekse yanlış anlamaları önlemek bakımından kendi yorumlarımı yazıyorum.

Bu açıklamalar bağlamında, henüz duruşma başlamadan, C.Savcısının duruşma salonundaki herhangi bir olaya müdahale edebileceği kanaatindeyim.

Saygılarımla..
Old 08-05-2009, 14:14   #67
Av.muhittinköylüoğlu

 
Varsayılan

Arkadaşlar
Avukatlar da bazen espri yapan hele ki nazı geçtğine ya da nazının geçtiğine inandığı kişilere espirili bir şeyler söyleyen söyleme konumunda olan insanlardır.Ya da duygu ve düşüncelerini espirili olarak ta dile getirebilen kişilerdir.
Yeter ki hakaret içerikli olmasın.
Benim duyurucu 1 e atfen beyanda bulunduğum husus aleni olarak espiri olduğu belli olan bir cümle iken bazı arkadaşlarımızın bunu hangi neden ve saikle başkaca anlama getirdiklerini anlayamadım.Hele ki benim baro başkan adayı olmamla da ilişkilendirmeleri daha da ilgiç.
Üstelik sayın duyurucunun böyle bir anlayış ya da şikayeti olduğunu da sanmıyorum.Heleki sayın duyurucunun esprili yazılarını gözönüne alırsanız bundan kötüniyetli bir beyan olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır.
yok ben anlamam duyurucu ile esprili bir diyaloğu buradan kurma hakkına sahip değilsin diyorsanız özür dilerim.
Old 08-05-2009, 16:22   #68
Av.Suat Ergin

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Av.muhittinköylüoğlu
Arkadaşlar
Avukatlar da bazen espri yapan hele ki nazı geçtğine ya da nazının geçtiğine inandığı kişilere espirili bir şeyler söyleyen söyleme konumunda olan insanlardır.Ya da duygu ve düşüncelerini espirili olarak ta dile getirebilen kişilerdir.
Yeter ki hakaret içerikli olmasın.
Benim duyurucu 1 e atfen beyanda bulunduğum husus aleni olarak espiri olduğu belli olan bir cümle iken bazı arkadaşlarımızın bunu hangi neden ve saikle başkaca anlama getirdiklerini anlayamadım.Hele ki benim baro başkan adayı olmamla da ilişkilendirmeleri daha da ilgiç.
Üstelik sayın duyurucunun böyle bir anlayış ya da şikayeti olduğunu da sanmıyorum.Heleki sayın duyurucunun esprili yazılarını gözönüne alırsanız bundan kötüniyetli bir beyan olmadığı açıkça ortaya çıkacaktır.
yok ben anlamam duyurucu ile esprili bir diyaloğu buradan kurma hakkına sahip değilsin diyorsanız özür dilerim.

Sayın Köylüoğlu,

Sanırım cümlelerizin sonuna smiley eklemediğiniz için yanlış anlaşıldınız. Örneğin sözkonusu cümlenizin sonuna, şimdi ekleyeceğim smiley'ı ekleseydiniz, şaka yaptığınız herkes tarafından anlaşılacaktı.
Old 08-05-2009, 17:56   #69
Av. B. Zekeriya BENGİER

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Sayın Hukukçu meslektaşlarım,

Duruşma ile duruşma salonu ayrımına dikkat çekmek isterim. Duruşma bir eylem, duruşma salonu ise o eylemin yapıldığı mekandır.

CMK. 191/1 m.de duruşmanın başlaması başlığı altında; Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Mahkemenin başkanı veya hakim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar... şeklinde düzenlenmiştir.

CMK. 203/1 m.de : Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır..

Bu hükümler hepimizin malumudur. Ancak doğal olarak, her hukukçu bu hükümleri farklı, kendi hukuk anlayışına göre yorumlar. Asla yorumlarımın en doğru olduğu iddiasında olmadım. Ancak, gerek hukuki bilgilerimizi paylaşıp, bilgi dağarcığımızı arttırmak ve gerekse yanlış anlamaları önlemek bakımından kendi yorumlarımı yazıyorum.

Bu açıklamalar bağlamında, henüz duruşma başlamadan, C.Savcısının duruşma salonundaki herhangi bir olaya müdahale edebileceği kanaatindeyim.

Saygılarımla..

Sayın Zeynel, Duruşmanın zapta bağlanmaya başlanma aşamasını çok iyi belirlemişsiniz. Malumuz olduğu üzere Hakim mübaşire tarafları çağırması talimatı verir bu sırada zabıt katibi zatpı açmış değildir ama duruşmanın zapta geçirilme hazırlıkları yapılmaktadır. Hakim yerini almış CÜBBESİNİ GİYEREK KENDİSİNE MAHSUS YERE GEÇMİŞ VE MÜBAŞİRE TALİMATI VERİP TARAFLARI ÇAĞIRTMIŞTIR. Bu işlemler sizinde belirttiğiniz gibi zapta geçer. Ama zabıt tutulma işlemi biraz gecikmiştir. Duruşma salonuna girildiği andan itibaren yetki HAKİME AİTTİR, hatta duruşma salonu dışında olan ve duruşmanın selametini etkileyecek bir takım olaylar varsa duruşma başlamadan da HAKİM GEREKLİ ÖNLEMLERİ ALIR. Eğer hadise duruşma salonunun dışında olsaydı bu belki su götürür nitelikte olur du.

Savcı "hakim tarafları çağırdı ama daha zabıt yazılmaya başlanmadı öyle ise duruşma salonuna ben müdahale ederim" diyemez. Bu haddini, yetkisini ve sınırlarını aşmaktır.
Old 08-05-2009, 20:09   #70
seljuk_aylan

 
Varsayılan

Arkadaşlar bence burda tartışılması gereken şey bunlar değil. Bizim meslek birliğimiz bunda veya bu gibi durumlarda neler yapıyor? Ne kadar etkili oluyor? Bunu yapma cürretini gösteren savcıya kızıyoruz ama bunun gibi durumlarla hergün İcra Dairelerinde, EMNİYETTE VS... yerlerde yüzlerce meslektaşımız karşı karşıya kalıyor. Biraz da özeleştiri yapmak gerekir, savcının Hakimin odasına girmeye korkan meslektaşlarımız var malesef Böyle olunca o savcıda kendinde o cürreti buluyor işte. Arkadaşıma tavsiyem sonuna kadar bu işin peşini bırakmaması.
Old 08-05-2009, 20:54   #71
Gemici

 
Varsayılan


ADİL YARGILANMA HAKKININ

UNSURU OLARAK SİLAHLARIN EŞİTLİĞİ İLKESİ VE RESMÎ BİLİRKİŞİ SORUNU


Alıntı:

Kemah Cumhuriyet Savcısı
...........Mahkemenin içtihatlarında içeriğinin çok geniş olduğunu gördüğümüz hakkaniyete uygun -adil- yargılamanın çok önemli bir parçası da silahların eşitliği (equality of arms) ilkesidir. Bu kavram ilk kez Neumeister-Avusturya kararında kullanılmış olup, daha sonra 6’ncı maddenin 1’inci fıkrası kapsamında bir ilke haline gelmiştir.
Silahların eşitliği ilkesinin, Dombo Beheer kararında şöyle tanımlandığını görmekteyiz: “Silahların eşitliği, bir tarafı davanın diğer tarafı karşısında nitelikli bir dezavantaj içine sokmayacak şartlar altında, her bir tarafın delilleri de dahil olmak üzere, davasını ortaya koymak için makul bir olanağa sahip olması zorunluluğu demektir. Mahkeme içtihatları tasnif edilirse, silahların eşitliği ilkesinin genel olarak; delil sunma imkanı yönünden eşitlik, bilirkişi yönünden eşitlik, sav­cılık ve savunma arasında usuli eşitlik, dava taraflarının bilgi ve belgelere ulaşmasında eşit imkanlar şeklinde alt başlıklara sahip olduğu söylenebilecektir.

Son olarak, taraflar arasındaki dengenin, bir davada tarafların, karşı tarafın getirdiği delil veya dosyada yer alan mütalaalar hakkında bilgi sahibi olmakla beraber bunlara ilişkin yorum imkanına sahip olma anlamına gelen çelişmeli yargılama ilkesiyle yakından ilişkili olduğunu söylemek gerekecektir. Gerçekten de, çelişmeli yargılama olmadığında hakkaniyete uygun dengenin varlığı güç olacaktır. ..........


Kaynak:
http://www.yayin.adalet.gov.tr/33_sayi%20i%C3%A7erik/M.NED%C4%B0M%20BEKR%C4%B0.htm

Savcının(iddia makamının) kürsüde hakimle aynı yükseklikte, savunma makamından(avukat) yukarıda oturmasından bahsetmiyeceğim; bilmek istediğim tek nokta: Savcının avukata tepeden bakması, ona haddini/bulunduğu yeri bildirircesine kimlik sorması, 'silahların eşitliği ilkesi' ile ne ölçüde bağdaşır? Bu davranış savcının kendisini psikolojik olarak avukattan yüksekte görmesinin bir belirtisi değil mi?

Silahların eşit olması gereken karşılaşma 1 - 0 savcının lehine başlamış olmaz mı?

Saygılarımla
Old 08-05-2009, 21:00   #72
lawyer61

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan zeynel
Sayın Hukukçu meslektaşlarım,

Duruşma ile duruşma salonu ayrımına dikkat çekmek isterim. Duruşma bir eylem, duruşma salonu ise o eylemin yapıldığı mekandır.

CMK. 191/1 m.de duruşmanın başlaması başlığı altında; Sanığın ve müdafiinin hazır bulunup bulunmadığı, çağrılmış tanık ve bilirkişilerin gelip gelmedikleri saptanarak duruşmaya başlanır. Mahkemenin başkanı veya hakim, duruşmanın başladığını, iddianamenin kabulü kararını okuyarak açıklar... şeklinde düzenlenmiştir.

CMK. 203/1 m.de : Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır..

Bu hükümler hepimizin malumudur. Ancak doğal olarak, her hukukçu bu hükümleri farklı, kendi hukuk anlayışına göre yorumlar. Asla yorumlarımın en doğru olduğu iddiasında olmadım. Ancak, gerek hukuki bilgilerimizi paylaşıp, bilgi dağarcığımızı arttırmak ve gerekse yanlış anlamaları önlemek bakımından kendi yorumlarımı yazıyorum.

Bu açıklamalar bağlamında, henüz duruşma başlamadan, C.Savcısının duruşma salonundaki herhangi bir olaya müdahale edebileceği kanaatindeyim.

Saygılarımla..

Değerli hukukçu meslektaşım...

CMK. 203/1 m.de : Duruşmanın düzeni, mahkeme başkanı veya hakim tarafından sağlanır..

Ne güzel değilmi herşey açık bunun üzerine yorum yapmak bile gereksiz..

Bunu yazan sizsiniz ama hala duruşma salonunda müdahale edebilir diorsanız yanlı hareket ettiğinizi düşünürüm.

Savcı şüpheleniyorsa hakime bu durumu bildirmeli düzeni sağlayacak hakimde kimliği sormalıydı.

Birde şu açıdan düşünün avukat savcının kimliğinden şüphelense savcıdan kimlik istese ne düşünürdünüz acaba. O zaman avukat meslektaşımızın duygularını anlardınız eminim. Bazen durumu algılamak için o duruma maruz kalanın yerine kendimizi koymamız bizi doğruya götürecektir.Kaldıki avukat ta savcının kimliğnden gayet tabi şüphelenebilir.

Duruşma salonun düzeni hakimindir savcının avukattan bir üstünlüğü yoktur bu yolda atılan en güzel adım yeni anayasa mahkemesi binasıdır devamı dileğiyle..

Saygılarımla...
Old 08-05-2009, 21:11   #73
Av.Cengiz Aladağ

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan lawyer61
Birde şu açıdan düşünün avukat savcının kimliğinden şüphelense savcıdan kimlik istese ne düşünürdünüz acaba. O zaman avukat meslektaşımızın duygularını anlardınız eminim. Bazen durumu algılamak için o duruma maruz kalanın yerine kendimizi koymamız bizi doğruya götürecektir.Kaldıki avukat ta savcının kimliğnden gayet tabi şüphelenebilir.

Savcı duruşmaya kravatsız, cübbesiz, iki günlük sakalla vb. çıkarsa avukat da ona kimlik sormalıdır tabii.
Old 08-05-2009, 21:21   #74
funda.0633

 
Varsayılan

Okuduğum yorumlarda duruşmanın hakim tarafından yönetildiğini, savcının böyle bir şey sorma hakkı olmadığı yazılmış..Düz mantıktan gidecek olursak şöyle bir sonuç çıkıyor..O zaman hakimin kravatsız hakime kimlik sorma hakkı var öyle mi?Bence bunu hakimin sorma hakkı da yok.Ne yani kravatsızsa kravatsız.Paylaşılamayan nedir,nedir bu aynı sıralarda okuyan hukuk fakültesi mezunları arasında ki gerginlik,nedir paylaşılamayan..aslında sorun ne biliyo musunuz..Avukatların hakim ve savcılara efendim diye hitap etmesi.kim kimİn efendisi..efendim dersen efendi sanırlar...bence uslup değişmeli.Hakim bey,savcı bey..bir sınavla mı efendi olunuyor..konu dağıldı mı bilmiyorum..ama işin özü bu..emin olun...selamlar...
Old 09-05-2009, 00:28   #75
Gemici

 
Varsayılan

Tartışmaya hukuki bakış açısının yanısıra tartışmacıların dünya görüşleri ve kişilik yapıları hakim olduğu için(benim sübjektif görüşüm) belirli bir ortak noktada buluşmak bir hayli zorlaşıyor. Tartışmayı zorlaştıran ikinci bir nokta kimin hangi yöne ağırlık verdiği konusunda baş gösteriyor; kimi tartışmacının odak noktası avukat ve avukatın giyimi ve genel görünüşü; kimine göre savcının görevi olmayan bir konuyu göreviymiş gibi düzenlemeye çalışması; kimine göre hakimin görevini yeteri kadar yapmamış olması; kimine göre kravat üzerinde durmak sadece şekilciliğe/dış görünüşe önem vermektir, savunmayı ve içeriği şekilciliğe feda etmemek gerekir; kimine göre bugün duruşmaya kravatsız girmek sadece bir başlangıçtır, bugün kravatsız gelen yarın pejmürde bir kıyafetle duruşmaya gelir, en iyisi yılanın başını küçükken ezmek; kimi tartışmacılar avukatın duruşmada kravat takıp takmamasını hukuk felsefesi ile açıklamaya çalışıyor.

Düşünce kıtlığı çekmiyoruz vesselam; hoşumuza gelmeyen daha doğrusu kendi düşüncemizle uyuşmayan düşünceler üzerinde fazla durmasak bile üzerinde tartışılacak bir sürü nokta var; burada tartışılmayan konular başka forumlarda tartışılıyor: Örneğin savcıların durumu, hakimlerin yetkileri, avukatlar konusundaki birçok nokta.

Not: Tüm yazdıklarıma rağmen tartışmayı olumlu ve faydalı buluyorum; tartışmacılar kendi fikirlerinden vaz geçmesler bile, tartışmayı izleyen diğer THS üye ve izleyiciler değişik fikirleri okuyup kendi kendilerine bir sonuca varabilir.

Hangi konuyu tartışmadık biliyor musunuz?
‚Hırvat‘ konusunu. Hırvat’ın kravatla alakası ne mi? Bunu nereden mi çıkardım?
Hırvatlar Berlin’de bir kravat sergisi açtıkları için ve kravat kelimesi Fransızcadaki ‚a la croate‘ kökünden geldiği için. A la croate ‚hırvat tarzı‘ anlamına geliyor. Fransızcadaki a la croate zamanla ‚cravate‘ olmuş. Buradaki ( c) harfi bizdeki (k) harfi gibi telaffuz ediliyor.

Kravatın kravat olarak adlandırılışı 1660 yılında bir Hırvat süvari birliğinin Fransaya gelişi ile başlıyor. Fransa Kralı XIV Ludwig tarafından getirilen bu süvariler, bir rozetle yakalarına iliştirilmiş ve uçları göğüslerinin üzerine sarkan, beyaz bir kumaş takıyorlarmış. Bunun en başta XIV cü Ludwig olmak üzere Fransızlar tarafından taklit edilmesinden croatta(krawatte) ortaya çıkmış ve zamanla tüm Avrupa‘ya yayılmış.

Kravat etimolojik olarak Hırvat kökünden ve kavram olarak Fransızca’dan gelmiş olmasına rağmen, kravatı ilk bulup takanlar ne Hırvatlar ne de Fransızlar. Kravat olarak adlandırılmasa bile bugünkü kravata benzer bir aksesuarın tarihi daha gerilere gidiyor. Romadaki Trajans Sütunundaki askerler boyunlarında düğümlenmiş bir mendil taşıyor. Fenikelilerde boyun bağı tipik giysinin bir parçasıuydı. Eski Mısırda da kravata benzer bir boyun bağı kullanılıyordu. Fransız Devrimi sırasında kravat politik bir sembol olarak rol alıyor; Soylular ve devrim karşıtları ipekten yapılmış beyaz kravatlar takarken, devrimciler siyah bir kravat ve proleterya pamuktan ve renkli boyun bağı takıyordu.
18. ci yüzyılın başlarında bugünkü kravatlara benzer karavatlar takılırken, yüzyılın sonlarında geniş kravatlar takılıyordu. Endüstri devrimi sıralarında kravat fazla ilgi görmüyor. 1960 lardan itibaren kravat Avrupada topluma uyum sağlamış, değişime karşı çıkan Almanca’da Spiessbürger olarak tanımlanan kişilerin sembolü olarak görülüyor.
Günümüzde kravat takanlar genel olarak erkekler. Kravat bir erkeklik sembolü olarak kabul ediliyor. Karneval’ın salondan sokağa döküldüğü gün olan Weiberfastnacht’ta(kadın karnevalı) kadınlar erkeklerin kravatlarını keserler, erkekliklerini kesmenin bir sembolü olarak.

Kadınlarda kravat takma pek rağbet görmemiştir, erkeklere baş kaldırmanın sembolü olarak kravat takan Georg Sand ve başka bazı kadınların dışında.
Romalılar 1.5 metre uzunluğunda Focale tabir edilen bugünkü kravatın öncüsü olarak kabul edilen bir boyun bağı takıyorlardı. Focale kelimesinin boyun anlamına gelen ‚facues‘ veya ‚ sıcak birşey taşıyan anlamına gelen ‚focus‘ tan geldiği düşünülüyor. Seneca, Quintiliano ve Horatio’dan günümüze gelen söylentilere göre, günlük yaşamda boynun açık bırakılması tercih ediliyormuş. Focale kadınlar ve hasta kişiler tarafından takılıyormuş. Toplumun ileri gelenleri bir konuşma yaptıkları zaman sesleri kısılmasın ve korunsun diye Focale takıyormuş. Focale zamanla askeri üniformanın bir parçası olmuş
Nereden nereye!
Saygılarımla
Old 09-05-2009, 13:37   #76
av_suat

 
Varsayılan

böyle bir olay benim başıma gelmiş olsaydı; ne yapardım diye düşündüm ama olayın sıcaklığıyla beraber sanırım bende sayın savcıdan önce kendi kimliğini ibraz etmesini isterdim, eğer savcı kimliğini ibraz ederse, problem yok bende duruşma tutanağına savcının benden kimliğimi göstermemi istediğini yazdırıp kimliğimi hakim(!)e gösterirdim. yok savcı kimliğini göstermek istemezse o zaman sorun onun için daha da derinleşirdi. avukatların kravat takma zorunluluğu YOKTUR. meslek kurallarında da bu durum zımen açıklanmıştır.
Old 11-05-2009, 08:57   #77
Avukat Hakan Eren

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av_suat
...
avukatların kravat takma zorunluluğu YOKTUR. meslek kurallarında da bu durum zımen açıklanmıştır
...

Lütfen yanlış bilgilendirme yapmayın. Meslek Kuralları'nın 20. madde hükmüne bir kez daha bakın.
Old 03-06-2009, 13:49   #78
üye3578

 
Varsayılan

Yazılarıma atıfta bulunup, görüş açıklayan arkadaşlarının fikirlerini kaale almamazlık olarak algılanmasın lütfen. Ancak bu konudaki görüşlerimi net olarak açıkladığımı düşündüğümden, herhangi bir açıklama yapma gereği duymadım. Saygılarımla..
Old 11-06-2009, 15:41   #79
Av.Özlem Ay Bilgin

 
Varsayılan

Bence Av.YBayrak'ın tesbitleri çok yerinde ve fikirlerini de gayet güzel bir uslüple ve objektif olarak dile getirmiş, ben zeynel bey'in bu tavrının sebebini anlayabilmiş değilim. Bu sadece savcılık makamında oturmanın verdiği bir refleks midir, yoksa o her zaman eleştirdiğimiz o önyargılı bakış açısının ürünü müdür anlamadım.
Tartışmanın en başında da işin özünü kaçırmamak adına, kılık kıyafetin değil, bu yetki aşımının sorgulanması gerektiği üzerinde duruldu. Tabii ki, biz avukatlar olarak kılık kıyafetimize özen göstermeli ve mesleğe yaraşır şekilde giyinmeliyiz, ama bir meslektaşımız kravat takmamış diye, üzerine bu kadar yüklenmek de doğru değil kanaatimce.
Bu tartışmayı böyle savcılar ve avukatlar arasındaki bir çekişmeye götürmenin kime ne faydası var?
Old 11-06-2009, 16:01   #80
halit pamuk

 
Varsayılan

Alıntı:
Bu sadece savcılık makamında oturmanın verdiği bir refleks midir, yoksa o her zaman eleştirdiğimiz o önyargılı bakış açısının ürünü müdür anlamadım.

Bu cümle avukatlarla savcılar arasında çekişmeye götürme değil midir?
Old 11-06-2009, 16:24   #81
persona

 
Varsayılan

Ben olaya değişik perspektif katmak amacıyla , şu noktanın üstünde durmak isterim...

Burada adı geçen kravat konusu, sadece erkek meslektaşlar için zorunlu bir kural gibi gözükürken, bence kadın avukatlarında eşitlik anlamında bazı sınırlandırmalara tabi tutulmaları gerek... Ya da herkese özgürlük...

Erkekler kravat takmaz traş olmazsa , mesleki yeterlilikleri tartışma konusu olabilirken kadınlar bu konudaki serbestliklerden olabildiğince faydalanıyorlar...

Ben hiçbir zaman yakası çok açık diye kimlik tespitine maruz kalmış kadın avukat meslektaşla karşılaşmadım...

Bence madem ortada bir özgürlük var , bundan her iki cinste aynı oranda faydalanmalı...

saygılar...
Old 11-06-2009, 17:44   #82
Gemici

 
Varsayılan

Sayın Persona,

kadınların , bu arada kadın avukatların, kıyafeti konusunda kalem oynatıp dernek kuran hemcinslerimizin sayısı azımsanacak kadar az değil aslında.

http://www.turkhukuksitesi.com/showthread.php?t=2678

Saygılarımla
Old 12-06-2009, 13:10   #83
üye3578

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.ezo
Bence Av.YBayrak'ın tesbitleri çok yerinde ve fikirlerini de gayet güzel bir uslüple ve objektif olarak dile getirmiş, ben zeynel bey'in bu tavrının sebebini anlayabilmiş değilim. Bu sadece savcılık makamında oturmanın verdiği bir refleks midir, yoksa o her zaman eleştirdiğimiz o önyargılı bakış açısının ürünü müdür anlamadım.
Tartışmanın en başında da işin özünü kaçırmamak adına, kılık kıyafetin değil, bu yetki aşımının sorgulanması gerektiği üzerinde duruldu. Tabii ki, biz avukatlar olarak kılık kıyafetimize özen göstermeli ve mesleğe yaraşır şekilde giyinmeliyiz, ama bir meslektaşımız kravat takmamış diye, üzerine bu kadar yüklenmek de doğru değil kanaatimce.
Bu tartışmayı böyle savcılar ve avukatlar arasındaki bir çekişmeye götürmenin kime ne faydası var?

Sayın av.ezo,

Bütün site üyeleri gibi ben de düşünce özgürlüğü bağlamında düşüncelerimi açıkladım. Bütün amacım bu..
Old 13-06-2009, 22:27   #84
şebeke

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan av.yunus
özellikle sulh ceza ve asliye ceza mahkemelerinde savcıların mahkemenin yönetimine ortak olmaya çalıştıklarını uygulamada çok sık görüyoruz. Önemli olan bu tip durumlarda avukatların tepkilerini uygun bir biçimde aktarmalarıdır. Bu da genel itibariyle usul kanunlarını bilmekten geçiyor.



Sulh Ceza'da savcı hiç görmedim
Old 13-06-2009, 22:55   #85
Dilge

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan şebeke
Sulh Ceza'da savcı hiç görmedim

Birine bakıp çıkacaktır belki!
Old 14-06-2009, 14:00   #86
eyinusruk

 
Varsayılan

Üzücü bir olay. Meslektaşlar olarak bu konuda fikir birliği sağlayamamız da başka bir üzüntü veriyor açıkçası..

Duruşma esnasında uyuyan savcılara hepimiz rastlamıştır..Ya da cep telefonu açık duruşmaya giren hatta üzerine çalan telefonu açan, dahası konuşan..

Bu durumda biz avukatlar pek ses çıkaramıyoruz.

Yukarıda " baronun sıkı eğitim ve cesaret vermemesi " konusundaki fikirlere katılıyorum. Bilhassa genç meslektaşların bu konuda çok sıkıntı yaşıyor ve çözümsüz yola devam etmeleri çok can sıkıcı..
Old 30-06-2009, 02:15   #88
Av. Meriç Gençay

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan şebeke
Sulh Ceza'da savcı hiç görmedim

Konunun başında gözüme çarpan bu yazıyı hiç kimse farketmemiş mi diye diğer yazılanları hızlı geçerken, ayrıntıları farkeden -dikkatli- birisi olmasına sevindim.

Fakülte sınavlarında fahiş hata yaptığımızda o dersten kalıyorduk.Burada da aynı özeni göstermemiz gerekir diye düşünüyorum.

Sıcak havalarda adliyede Kamu Çalışanı Kılık ve Kıyafeti Yönetmeliği'ne uygun giyinen bir memura pek rastlanmaz.Avukatların çoğunda da aynı rahatlık gözlenebilir.Duruşmaya polo yaka t-şört ile çıkan bir çok hakim gördüğüm için aynı durumda bir avukatı da yadırgamak haksızlık olur diye düşünüyorum.

Savcının davranışı ise tek kelimeyle haksızdır.Avukatların kılık kıyafetini sorgulamak savcılara kaldıysa işimiz iş demektir...
Old 30-06-2009, 19:48   #89
Nur Deniz

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan avkaanisildas
soran savcı benim avukat olduğumu zaten bilen birisi.kaç kere odasında sorguya girmişliğim vardır.bu yüzden şüphelenmesi imkansız.amacı sadece kravat olmadığından dolayı bir uyarı yapmaktı ama işe yaramadı.Çünkü başsavcı tarafından uyarıldı.

Cübbe olması bile kimlik sorulmasına engel değildir.

Ama bunun duruşma salonunda olması nasıldır bilemiyorum.

Kişisel kanaatime göre, sorulmalı, duruşma salonlarına girmenin hiç de zor olmadığını hepimiz biliyoruz.

Ben de kaç kere savcı odasına girdim ama avukat değilim.

Biraz daha özen lütfen.. Ama bunu söylerken de hiç kimsenin hakkınızı ihlal etmesine izin vermeyiniz.

Sn S.Karaca nın yazdığı gibi, kimse bana şimdiye kadar hiç kimlik sormadı diyor.Gurur duyulacak bir bir davranış şekli bence.

Duruşuyla kendini gösteren avukatlara sonsuz saygılarımla..
Old 01-07-2009, 11:02   #90
uye8490

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan Nur Deniz
Cübbe olması bile kimlik sorulmasına engel değildir.


Meslektaşımız, kimlik soran savcı benim avukat olduğumu biliyor diyor.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
Avukata Tehdit Suçunda Avukata sahip çıkan karar!! av.sally Konumuz : Hukukçular 15 21-09-2012 12:23
savcının yetkisi papoose Meslektaşların Soruları 2 30-11-2007 15:35


THS Sunucusu bu sayfayı 0,09306312 saniyede 14 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.