Ana Sayfa
Kavram Arama : THS Google   |   Forum İçi Arama  

Üye İsmi
Şifre

Meslektaşların Soruları Hukukçu meslektaşların hukuki nitelikte sorularını birbirlerine yöneltecekleri mesleki yardımlaşma forumu. SADECE hukuk fakültesi mezunları ile hukuk profesyonellerinin (bilirkişi, icra müdürü vb.) yazışmasına açıktır. [Yeni Soru Sorun]

Islah, Manevi Tazminat

Yanıt
Old 12-06-2019, 11:32   #1
AVUKAT2019

 
Varsayılan Islah, Manevi Tazminat

manevi tazminat davasında ıslah yapılabilir mi?
Old 12-06-2019, 13:33   #2
oaykut

 
Varsayılan

Sayın meslektaşım, ıslah yolu ile manevi tazminat talebi arttırılamaz. Bunun mantığını aşağıdaki kararın ilgili bölümünden inceleyebilirsiniz.

YARGITAY Hukuk Genel Kurulu
ESAS: 2006/2-14
KARAR: 2006/26

Anayasamız 5, 12, 17, 20 ve 26.maddelerinde kişilik değerlerinin önemini esas alarak bunları ihlal edenlere karşı kişinin korunmasını garanti altına almıştır. Kanun koyucu, manevi tazminat davası açılacak halleri M.K.24a/II, 25, 85, 143/II, 126/II, 305, BK. 47 ve 49’ncu maddelerinde ayrı ayrı düzenlemiştir. BK.47.nci maddesi ise özel nitelikte bir hüküm olup, fizik (maddi) kişilik değerlerinin, yani yaşama hakkı ile vücut bütünlüğünün ihlalinden doğan hallerde manevi zararların tazminini düzenlemiştir. Zarar görene tanınmış olan manevi tazminat hakkı kişinin sosyal, fiziksel ve duygusal kişilik değerlerinin saldırıya uğraması durumunda öngörülen bir tazminat türüdür. Amacı ise kişinin, hukuka aykırı olan eylemden dolayı bozulan manevi dengesinin eski haline dönüşmesi, kişinin duygusal olarak tatmin edilmesi, zarar vereni bir daha böyle bir eylemde bulunmaktan alıkoyması gibi olguları karşıladığı bir gerçektir. Manevi tazminat, kişinin çekmiş olduğu fiziksel ve manevi acıları dindirmeyi, hafifletmeyi amaçlar. Bu tazminat bizzat yaşanan acı ve elemin karşılığıdır. Bu tazminat türü, kişinin haksız eylem sonucu duyduğu acı ve elemin giderilmesini amaçladığı için, zarar gören kişi, öngördüğü miktarı belirleyerek istemde bulunabilir. Maddi zararda olduğu gibi manevi tazminatta kesin bir hesabın yapılması olanaksızdır. Bunun için miktarı, somut olayın özelliği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları dikkate alınarak M.K.nun 4.maddesi uyarınca hakim tarafından takdir ve tayin edilir. Hakim, manevi tazminatın miktarını belirlemede geniş bir yetkiye sahiptir. Zarar gören, uğradığı haksız eylemden kaynaklanan maddi tazminatın miktarını tayin edip, talep edebilir. Hatta zarar gören, maddi zararını kısmi dava olarak bir defada değil, zamanaşımı, süresi içinde, birden fazla talepler halinde isteyebilir. Oysa manevi zarar, haksız eylemin sonucunda, uğranılan kişilik değerlerindeki azalmanın karşılığı olduğu ve zarar gören tarafından da takdir ve tayin edilebilir bulunduğu için birden fazla bölümler halinde istenemez. Bu tazminat bizzat yaşananın acı ve elemin karşılığı olduğu için, haksız eylemin meydana geldiği anda gerçekleşir. Acı ve elemin bölünerek bir kısmının açılacak kısmi dava ile, kalanının açılacak başka bir davada talep edilmesi, manevi tazminatın özüne ve işlevine aykırı düşer. Ödemenin uzaması, para değerindeki düşüşler, enflasyon nedeniyle alım gücünün azalması gibi nedenlerle hükmedilecek miktarın faizi ile birlikte tahsili zararı karşılamaktan uzak olması, manevi tazminatın bölünerek istenmesini haklı göstermez.

Öte yandan, davanın açılmasının ardından manevi tazminat miktarının arttırılmasını gerektirecek yeni vakıaların gerçekleşmesi halinde bu husus yeni bir dava konusu edilebiliyor.
Old 12-06-2019, 14:00   #3
üye54797

 
Varsayılan

manevi tazminat davalarında tazminat kişinin yaşadığı elem ızdırap ve acı ile ilgilidir.

manevi tazminatın bölünemezliği kuralı mevcut olmakla birlikte;

tazminat davaları bakımından;
1- başta belirlenemeyen ve davanın ilerleyen aşamalarında tespit edilebilecek bir manevi zarar mı? ki bu pek makul değil.

uygulama ve doktrinde zamanla daha da ağırlaşan bir manevi zarar mevcut ise ıslah ile talep edilebileceği görüşü hakim.

şöyle bir karar da mevcut konu ile alakalı;

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2012/1678
KARAR: 2012/21498

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı (koca) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı (koca)'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı-karşı davalı (kadın) dava dilekçesiyle "fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak" 5.000 TL. maddi ve 10.000 TL. manevi tazminat talep etmiş, sonradan vekili 2.7.2011 tarihli dilekçesiyle 50.000 TL. maddi, 50.000 TL. manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, mahkemece; davacı-karşı davalı (kadın) yararına 20.000 TL. maddi, 15.000 TL. manevi tazminata hükmedildiği görülmüştür. Manevi tazminat isteği niteliği itibarıyla tektir ve bölünemez, fazlaya ilişkin talep saklı tutulmak suretiyle bölümler halinde de istenemez. Sonradan gelişen bir olgunun varlığı iddia edilip kanıtlanmadığı sürece başlangıçta talep edilen manevi tazminat miktarı ıslahla da olsa artırılamaz. Maddi tazminatın, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edilmesi usulen mümkün ise de bu yönde usulen yapılmış bir ıslah bulunmadığına göre, başlangıçtaki talep aşılamaz. Bu yönler gözetilmeden maddi ve manevi tazminatla talebin aşılması suretiyle hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.
Old 12-06-2019, 17:42   #5
Av. M. Bahadır Özer

 
Varsayılan

Alıntı:
Yazan ihtopakgoz
manevi tazminat davalarında tazminat kişinin yaşadığı elem ızdırap ve acı ile ilgilidir.

manevi tazminatın bölünemezliği kuralı mevcut olmakla birlikte;

tazminat davaları bakımından;
1- başta belirlenemeyen ve davanın ilerleyen aşamalarında tespit edilebilecek bir manevi zarar mı? ki bu pek makul değil.

uygulama ve doktrinde zamanla daha da ağırlaşan bir manevi zarar mevcut ise ıslah ile talep edilebileceği görüşü hakim.

şöyle bir karar da mevcut konu ile alakalı;

YARGITAY 2.HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2012/1678
KARAR: 2012/21498

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı (koca) tarafından her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:

1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı (koca)'nın aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.

2-Davacı-karşı davalı (kadın) dava dilekçesiyle "fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak" 5.000 TL. maddi ve 10.000 TL. manevi tazminat talep etmiş, sonradan vekili 2.7.2011 tarihli dilekçesiyle 50.000 TL. maddi, 50.000 TL. manevi tazminata hükmedilmesini istemiş, mahkemece; davacı-karşı davalı (kadın) yararına 20.000 TL. maddi, 15.000 TL. manevi tazminata hükmedildiği görülmüştür. Manevi tazminat isteği niteliği itibarıyla tektir ve bölünemez, fazlaya ilişkin talep saklı tutulmak suretiyle bölümler halinde de istenemez. Sonradan gelişen bir olgunun varlığı iddia edilip kanıtlanmadığı sürece başlangıçta talep edilen manevi tazminat miktarı ıslahla da olsa artırılamaz. Maddi tazminatın, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak talep edilmesi usulen mümkün ise de bu yönde usulen yapılmış bir ıslah bulunmadığına göre, başlangıçtaki talep aşılamaz. Bu yönler gözetilmeden maddi ve manevi tazminatla talebin aşılması suretiyle hüküm kurulması doğru bulunmamıştır.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.

Meslektaşımın görüşüne farklı bir açıdan bakmak istiyorum. Ağırlaşan tazminat bakımından uygulamada ve doktrinde talebin arttırılmasının mümkün olduğu görüşü ileri sürülse de bunun en azından dava tarihinden sonra ağırlaşan manevi zarar bakımından mümkün olamayacağını düşünüyorum. Çünkü zararın ağırlaşan kısmı bakımından açılmış bir dava olmayacağı için talebin artırımı da mümkün olmayacağı düşüncesindeyim.
Yanıt


Şu anda Bu Konuyu Okuyan Ziyaretçiler : 1 (0 Site Üyesi ve 1 konuk)
 
Konu Araçları Konu İçinde Arama
Konu İçinde Arama:

Detaylı Arama
Konuyu Değerlendirin
Konuyu Değerlendirin:

 
Forum Listesi

Benzer Konular
Konu Konuyu Başlatan Forum Yanıt Son Mesaj
ıslah unutulursa karara da kesinleşmiş ise yeni bir dava ile bir nevi ıslah niteliğinde dava açılabilir mi ? Av. Salih Ahmet Yılmaz Meslektaşların Soruları 3 09-08-2018 08:17
Yapmış olduğum ıslah, ıslah olarak değerlendirilir mi? İhsan Yıldırım Meslektaşların Soruları 4 15-09-2014 21:06
duruşma sırasında davayı ıslah etmeyeceğini beyan etmesine rağmen daha sonra ıslah etmediği kısım hakkında yeni dava açılması hukukçu306 Meslektaşların Soruları 3 16-02-2014 13:14
Davanın tamamen ıslah edilmesi ile faiz ıslah tarihinden itibaren mi istenecektir? Av.E.Fırat Kuyurtar Meslektaşların Soruları 8 26-02-2007 21:55


THS Sunucusu bu sayfayı 0,04742503 saniyede 16 sorgu ile oluşturdu.

Türk Hukuk Sitesi (1997 - 2016) © Sitenin Tüm Hakları Saklıdır. Kurallar, yararlanma şartları, site sözleşmesi ve çekinceler için buraya tıklayınız. Site içeriği izinsiz başka site ya da medyalarda yayınlanamaz. Türk Hukuk Sitesi, ağır çalışma şartları içinde büyük bir mesleki mücadele veren ve en zor koşullar altında dahi "Adalet" savaşından yılmayan Türk Hukukçuları ile Hukukun üstünlüğü ilkesine inanan tüm Hukukseverlere adanmıştır. Sitemiz ticari kaygılardan uzak, ücretsiz bir sitedir ve her meslekten hukukçular tarafından hazırlanmakta ve yönetilmektedir.